ASAYİŞ - 23 Ekim 2024 Çarşamba 09:28

Kırıkhan’da trafo yangını

A
A
A
Kırıkhan’da trafo yangını

Hatay’da trafoda çıkan yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü.


Yangın, Kırıkhan ilçesi Yenimahalle’ de bulunan trafoda yaşandı. İhbar üzerine bölgeye itfaiye ekipleri sevk edildi. Alevler, itfaiye ekiplerinin kısa süren müdahalesiyle kontrol altına aldı. Yangında trafoda hasar oluştu.



Kırıkhan’da trafo yangını

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara FETÖ elebaşı Gülen’in ölümünün ardından örgüt ABD ve Avrupa kanadı olarak ikiye ayrıldı FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ölümünün ardından kavgaya tutuşan örgütün ABD ve Avrupa kanadının mücadelesinde kişisel özellikler belirleyici rol oynayacak. Terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in öldüğü haberinin duyulması ile FETÖ içinde var olan kavgalar artık göz önünde yaşanmaya başlandı. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, örgütün sahip olduğu güç ve parayı yönetmek isteyenler arasında bir mücadele yaşanıyor. Gülen’den sonra başa geçme kavgasında Mustafa Özcan ve Abdullah Aymaz’ın isimleri öne çıkıyor. Terörist Mustafa Özcan, ABD ayağını yöneten ve terör örgütü elebaşı Gülen’in Pensilvanya’daki çiftlikte hep yanında olan bir isim olarak biliniyor. Örgütün parasını kontrol eden Özcan ile “Uzun Cevdet” lakaplı Cevdet Türkyolu, elebaşı Gülen’i ölene kadar kontrol eden iki isim olarak ön plana çıkıyordu. Örgütte Özcan’ı destekleyenler arasında Türkyolu’nun yanı sıra İsmet Aksoy, Naci Tosun, Muhammed Çetin, Ekrem Dumanlı ve Adem Kalaç da yer alıyor. ABD ayağını yöneten Mustafa Özcan, örgüt içerisinde misyon adamı olarak biliniyor. Çarkın dönmesi ve işleyişin bozulmaması için her türlü tavizi vermesiyle bilinen Özcan, örgüt içinde geniş bir etki alanına sahip. Özcan, "Hizmet için gerekirse şeytanla bile istişare ederim" sözlerinin de sahibi olarak biliniyor. Bir diğer öne çıkan isim olan ve para konularında hassasiyetliği ile bilinen İsmet Aksoy ise örgütün kasası olarak biliniyor. Özcan tarafından devredilen Kaynak Holding’in sahibi Naci Tosun da örgüt içerisinde yeterli etki sağlayamadığından dolayı mevcut sistemi desteklemesiyle tanınıyor. Özcan’ın etkisi ile bir dönem siyasete merak salan Muhammed Çetin ise, güç ve kudret sahibi olmaktan hoşlanan biri olarak biliniyor. Çetin, ayrıca Özcan ve Dumanlı ile yakın ilişkilere sahip isim olarak öne çıkıyor. “Uzun Cevdet” lakaplı Cevdet Türkyolu’nun bacanağı olan Adem Kalaç ise damatlar arasında en büyük güce sahip olan kişi olarak adlandırılıyor. Bir dönem Zaman Gazetesi’nin eski genel yayın yönetmeni olarak çalışan ve Özcan’ı destekleyen isimlerden olan Ekrem Dumanlı ise örgütün yeni ahi heyeti içerisinde yer alıyor. FETÖ’nün yeni icra heyetine seçilen ve Özcan’a yakın olan bu isimlerin tamamı örgüt içi karar alma mekanizmasında çoğunluğu oluşturuyor. Abdullah Aymaz örgütün Avrupa kanadının en güçlü isimlerinden Örgütte liderliğe gelmek isteyen bir diğer isim olan Abdullah Aymaz, örgütün Almanya ayağını yönetiyor. Örgütün Avrupa kanadının en güçlü isimlerinden biri olarak öne çıkan Aymaz’ı Mustafa Yeşil, Ali Ursavaş, Talip Büyük, İsmail Cingöz, Hüseyin Karakuş ve Bilal Karaduman destekliyor. Bu isimler arasında ise sadece Talip Büyük, yeni icra heyetinde yer alıyor. Örgütün liderliğine gelmek isteyen Aymaz, yüksek egolu kişiliğiyle biliniyor. Kulis konusunda uzman olan ve herkese farklı konuşabilen Aymaz, paranoyak mizacı ve net olmama gibi zayıf özelliklere sahip. Tabanda kredisi düşük birisi olarak tanınan ve Aymaz’ı destekleyen Mustafa Yeşil, hırslı ve kural tanımaz olarak biliniyor. Mustafa Yeşil ile icra heyeti dışında kalan Ali Ursavaş, 2015 sürecindeki atamalarda oynadığı rol nedeniyle eleştirilmesi ile tanınıyor. Mustafa Yeşil ile çok yakın ilişkilere sahip olmasıyla bilinen Talip Büyük, örgütün parasını İngiltere’deki fon ve emlak piyasasında çalıştırmasıyla ön plana çıkıyor. Aymaz’ı destekleyen bir diğer isim olan Hüseyin Karakuş ise örgütün Almanya sorumlusu olarak görev yapıyor. Örgütün Birleşik Krallık sorumlusu Bilal Karaduman ise Mustafa Yeşil ile olan yakın ilişkileri ile ön plana çıkıyor. Tüm bunların yanı sıra mahrem birimler örgütün önemli bir unsurunu oluşturuyor. Mustafa Özcan’ın sevk ve idare ettiği birimler ise heyetin şekillenmesinde büyük önem oluşturuyor.
Denizli Yatağan bıçakları dünyaya tanıtıldı Denizli Büyükşehir Belediyesi, kentin köklü kültür miraslarından biri olan Yatağan bıçaklarını, Tandil Şehri El Yapımı Bıçak Üreticiler Grubu (AFILADA) tarafından Arjantin’de düzenlenen 4. Dünya Bıçakçılık Başkentleri Toplantısı’nda tüm dünyaya tanıttı. Yatağan bıçağının dikkat çektiği organizasyonda Dünya Bıçakçılık Başkentleri Sözleşmesi’ne imza atan Denizli Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de bu sözleşmeye imza atan ilk belediye oldu. Denizli Büyükşehir Belediyesi UNESCO tarafından “Somut Olmayan Kültürel Miras” olarak kabul edilen Yatağan bıçaklarını, Arjantin’in Tandil şehrinde düzenlenen 4. Dünya Bıçakçılık Başkentleri Toplantısı’nda görücüye çıkardı. Etkinliğe Denizli Büyükşehir Belediyesi’ni temsilen Genel Sekreter Yardımcısı Özgür Başkurt, Meclis Üyesi Nurgül Kabukçu, mütercim Nihal Çağdaş ve bıçakçılık zanaatkarları Ömer Altıntaş, Ali Şahin ve Alim Önay katıldı. Büyükşehir Belediyesi heyeti, gerçekleştirilen tanıtım organizasyonunda, el işçiliğiyle üretilen bıçakların tarihçesini ve yapım sürecini katılımcılara anlattı. Etkinliğe katılan ziyaretçiler, Yatağan ustalarının özel olarak tasarladığı bıçakları inceleyerek üretim teknikleri hakkında bilgi aldı. Arjantin’de gerçekleşen ve dünyanın en önemli bıçak toplantılarından biri olan bu etkinlik, sadece Yatağan bıçaklarını tanıtmakla kalmayıp, Denizli’nin kültürel mirasına yönelik farkındalığı artırmak açısından da önemli bir adım oldu. Etkinliğin ardından Tandil Belediye Başkanı Miguel ngel Lungh ve Fransa’nın Thiers şehri Belediye Başkanı ve Dünya Bıçakçılık Başkentleri Komitesi Başkanı Stéphane Rodier ile bir araya gelen Büyükşehir Belediyesi Temsil Heyeti, başkanlara Yatağan kılıcı hediye ederken üç şehrin birlikte yapabileceği ortak projeler hakkında bilgi alışverişinde bulundu. Son olarak Arjantin Buenos Aires Büyükelçisi Süleyman Ömür Budak’ı makamında ziyaret eden ekip, kendisine Yatağan kılıcı hediye ederek etkinlik hakkında bilgi verdi. “Yatağan bıçakları herkesin ilgisini çekti” Denizli Büyükşehir Belediyesi’ni temsilen etkinliğe katılan Genel Sekreter Yardımcısı Özgür Başkurt, Yatağan bıçaklarının dünyanın dört bir yanından gelen ustalar ve sanatseverler tarafından ilgiyle karşılandığının altını çizdi. Genel Sekreter Yardımcısı Başkurt etkinlik ile ilgili yaptığı açıklamada, “Arjantin’deki uluslararası bıçakçılık etkinliğinde Yatağan kılıçlarımızı tanıtmak büyük bir gururdu. Eserlerimiz, ustalığımızın ve kültürel mirasımızın bir yansıması olarak büyük ilgi gördü. Bu deneyim, zanaatımızı dünyaya taşımak adına önemli bir adım oldu” ifadelerini kullandı. “Tarihimizi yaşatmaya ve dünyaya tanıtmaya devam edeceğiz” Etkinlik ile ilgili açıklamalarda bulunan Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, belediye olarak katıldıkları etkinlikle Yatağan Bıçakları’na olan ilgiden memnun kaldıklarını ifade etti. Başkan Çavuşoğlu, “Tarihimizin ve kültürümüzün en önemli miraslarından biri olan Yatağan kılıçları, bu yıl Arjantin’de düzenlenen uluslararası bıçakçılık etkinliğinde yerini alarak bizleri bir kez daha gururlandırmıştır. Asırlık bir zanaat geleneğini yaşatan Yatağan ustalarımızın el emeği eserleri, dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılar tarafından büyük ilgiyle karşılanması da bizleri çok memnun etmiştir. Bu değerli başarıda emeği geçen tüm ustalarımıza, zanaatkârlarımıza ve organizasyona katkı sağlayan herkese yürekten teşekkür ediyorum. Tarihimizi yaşatmaya ve dünyaya tanıtmaya devam edeceğiz” açıklamalarında bulundu.
Eskişehir Engelli torununa göz kulak olmak için gittiği okulu baştan inşa etti Eskişehir’de lisede okuyan 15 yaşındaki zihinsel engelli torununu yalnız bırakmak istemeyen 80 yaşındaki dede, hem onu gözetlemek hem de eğitime katkıda bulunmak amacıyla okulda gönüllü görevli oldu. Otizm ile dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB) bulunan Burak Tangül (15), Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde 10’uncu sınıfa gidiyor. Tangül, karma sistem ile eğitim görürken demiryolundan emekli olan dedesi Mehmet Coşkunlar, torununun gittiği lisede okul aile birliği başkanlığı yapıyor. Torununu bir an olsun yalnız bırakmak istemeyen 80 yaşındaki dede, ayrıca hiçbir ücret almadan okula gönüllü olarak hizmet sağlayıp arızaları ve eksikleri kendi çabalarıyla gideriyor. Gün içerisinde sıkça torununun yanına giderek onu kontrol de eden hayırsever dede, bulunduğu okulda yaklaşık 800 öğrencinin daha sevgisini ve saygısını topluyor. "Ben buraya bir torunumu getirdim ama şu an 800 torunum var" Dede Mehmet Coşkunlar, "Okul aile birliği başkanıyım. Okulun içini geziyorum ve nerelerde bir arıza varsa veya bana söylerlerse ilgileniyorum. Çeşme bozulduysa tamir ediyorum. Eğer tamir edilecek bir durumu yoksa gidip yenisini alıyorum, getiriyorum. Ondan sonra okul aile birliğinden bana parasını veriyorlar. Ben buraya bir torunumu getirdim ama şu an 800 torunum var, hatta bine yakın" dedi. "Eski masaları toparlıyorum, biraz sağlam olanları daha da sağlamlaştırıyorum" Coşkunlar, "Mesela üst kattaki camların hepsine emniyet kilidi taktım lambalar ve prizler bozuluyor, onları tamir ediyorum. Alt katta sandalye ve masalar var. Ben aşağıdaki eski masaları toparlıyorum, biraz sağlam olanları daha da sağlamlaştırıyorum. Bilişim odasının 80 sandalyesi var, bütün derileri yırtılmış. Deri alıp geldim, bunların bütün derilerini yeniden taktım, sağlamlaştırdım ve masrafını hocam bana iade etti" şeklinde konuştu. "Ben buraya ücret için gelmiyorum, devlet okulunun hayrı için geliyorum" Hem torunumu kontrol ettiğini hem de kendi başıma yapılacak bir şeyler varsa onları yaptığını ifade eden Coşkunlar, şöyle devam etti: "Boş durmayı sevmem. Usta olduğum için ne olursa olsun her türlü tamirat işi yaparım. Ben buraya ücret için gelmiyorum, devlet okulunun hayrı için geliyorum. Emekliyim, maaşım var. Buradan niye para alayım? Çalışmayı seviyorum. Geçmişte 3 ameliyat geçirdim. Buradaki çocukların hepsini seviyorum. Hepsi de beni sayarlar ve bana selam vermeden, kolay gelsin demeden kimse geçmez. Eğer ki bir şey taşıyorsam da hemen yardıma koşarlar."
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde “Yeşil Dönüşüm ve İnovatif Yaklaşımlar” paneli düzenlendi Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen panelde yeşil dönüşüm konusu ve orman ürünleri endüstrisindeki inovatif yaklaşımlar ele alındı. Kastamonu Üniversitesi ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü iş birliğinde Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda “Yeşil Dönüşüm ve İnovatif Yaklaşımlar Ekseninde Orman Ürünleri Endüstrisi Paneli” düzenlendi. Panel öncesinde, orman ürünleri endüstrisi ve yeşil dönüşüm temalı bir sergi açıldı. Sergide, sürdürülebilir ve çevre dostu ürünlerin yanı sıra inovatif malzemeler ve teknolojiler tanıtıldı. Katılımcılar, panelden önce sergiyi gezerek yeşil dönüşüm sürecinde kullanılan yenilikçi ürünler ve teknolojiler hakkında bilgi edindi. Panelde, kamu kurumları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve akademik camiadan temsilciler yer aldı. Etkinlikte, orman ürünleri endüstrisinin yeşil dönüşüm sürecine adaptasyonu, inovasyonun sektöre katkıları ve sektörün geleceği konuşuldu. Panelin açılışında konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, yeşil dönüşümün sürdürülebilirlik kavramını bir zorunluluk haline getirdiğini ve orman ürünleri endüstrisi için bu dönüşümün hayati önem taşıdığını vurguladı. Ayrıca, Kastamonu Üniversitesi’nin ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaştığını, akademik bilgi ve ar-ge çalışmalarını destekleyerek kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışmayı bir sorumluluk olarak gördüklerini belirten Rektör Topal, panelin yeşil dönüşüme katkı sağlayacak yeni fikirlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlayacağını ümit ettiğini ifade etti. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Temsilcisi Büşra Pınarbaşı ise yeşil dönüşüm sürecinin sektör için büyük fırsatlar sunduğunu ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için inovatif yaklaşımların benimsenmesi gerektiğini dile getirdi. Özellikle kaynak verimliliğinin artırılması ve çevre dostu iş modellerinin geliştirilmesinin önemine dikkat çeken Pınarbaşı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bu süreçte sektörü destekleyici projelere odaklandığını belirtti. Türkiye Orman Ürünleri İhracatçıları Sanayicileri Derneği Başkanı Göksel Korkmaz da, yeşil dönüşüm sürecinin ihracat sektörüne etkilerinden bahsederek, orman ürünleri endüstrisinin çevre dostu uygulamalara daha fazla yönelmesi gerektiğini söyledi. Korkmaz, inovatif yaklaşımların ihracatta rekabet gücünü artıracağını ve sektöre yeni fırsatlar getireceğini vurguladı. Ulusal Ahşap Birliği Başkanı Mehmet Celalettin Akça ise ahşap ürünlerinin sürdürülebilirliğin merkezinde olduğunu ve doğal kaynakların verimli kullanılması gerektiğini ifade etti. Ahşap endüstrisinin geleceğe yönelik stratejilerinde yeşil dönüşümün öncelikli bir yer alacağını söyleyen Akça, ahşap sektörünün bu dönüşümde kilit bir rol oynayacağını belirtti. Mobilya Dernekleri Federasyonu Temsilcisi Hacer Yücel de mobilya sektöründe yeşil dönüşümün önemine değinerek, sektörün inovatif yaklaşımlarla birlikte çevre dostu uygulamalara daha fazla yönelmesi gerektiğini belirtti. Yücel, mobilya üretiminde sürdürülebilir malzemelerin kullanılmasının çevreye olumlu katkı sağlayacağını ve sektörün rekabet gücünü artıracağını vurguladı. Orman ürünleri endüstrisinde yeşil dönüşüm ve inovasyon süreçlerinin detaylı bir şekilde ele alındığı panelde katılımcılar, sektörün geleceği hakkında fikir alışverişinde bulundu. Konuşmaların ardından soru-cevap oturumu gerçekleştirildi ve bu bölümde sektöre yönelik önemli fikirler ve çözüm önerileri katılımcılara ve sektör temsilcilerine sunuldu.