GÜNDEM - 14 Eylül 2024 Cumartesi 09:19

Depremzede çiftçinin umudu narenciye komandolara emanet

A
A
A
Depremzede çiftçinin umudu narenciye komandolara emanet

Hatay’da narenciye hasadına sayılı günler kala çiftçinin umudu olan ürünler, jandarma ekipleri tarafından bahçelerde yaşanabilecek hırsızlık olaylarına karşı devriye atılarak korunuyor.


Asrın felaketinin yaralarının sarıldığı Hatay’da vatandaşlar üreterek hayata tutunmaya devam ediyor. Türkiye’deki narenciye üretim merkezlerinden olan Erzin ilçesinde hasada sayılı günler kaldı. Bölgede geçmiş yıllarda yaşanan hırsızlıklara karşı jandarma ekipleri narenciye bahçelerinde hırsızlık olaylarına karşı devriye atıyor. Afetzede üreticinin umudu olan mahsule sahip çıkmak için devriye atan komandolar, dosta güven, düşmana korku veriyorlar. Üreterek hayata tutunan çiftçilerse komandoların devriyelerinden oldukça memnunlar.



"Sağ olsun jandarmalarımız gece geziyorlar ve çalınma olmuyor"


Narenciye bahçesinde çiftçilik ve ihracat yapan 24 yaşındaki Abdullah Eryılmaz, jandarma ekiplerinin devriyeleri sayesinde rahat uyku uyuyabildiklerini belirterek, “Narenciye işi yapıyoruz, çiftçiyim hem de ihracatçıyım. Kendimiz de mandalina ihracatı yapıyoruz, daha önceden çalınma olayları daha çok oluyordu. Şu an sağ olsun jandarmalarımız gece geziyorlar ve çalınma olmuyor. Yani daha eskilerden daha çok oluyordu. Biz çok rahatız, olsun komutanlarımız ve jandarmalarımız sayesinde rahat uyuyabiliyoruz. Daha önceleri daha eskilerden malımız çalınıyordu şu an Allah’a şükür öyle bir sıkıntı yok, jandarmamızın başlattığı bu devriye sonucunda. Jandarmalarımız sayesinde kafamızı yastığa koyup rahat uyuyabiliyoruz” ifadelerini kullandı.



Depremzede çiftçinin umudu narenciye komandolara emanet

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Kadınlar el emeği göz nuru ürünlerini sergiledi Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Yenice Yaşar Bayboğan Kadın Atölyesinde Kırkyama Kursuna katılan kadınlar, ‘Kırkyama Çocuk Yorganı Sergisi’ açtı. Yenice Yaşar Bayboğan Kadın Atölyesinde hafta içi her gün saat 08.00-17.00 arası Kırkyama Kursu veriliyor. Sabah ve öğlen grubu olmak üzere toplam 40 kursiyerin yer aldığı kursta, birbirinden güzel el emeği ürünler çıkıyor. Sabır ve emeğin bir araya geldiği kursta, kırkyama işini öğrenen kadınlar hem diktikleri yogan, yastık çanta gibi ürünlerin satışını yapıyor hem de terapi gibi nitelendirdikleri kursta güzel anılar biriktirerek sosyalleşiyor. Büyükşehir Belediyesinin sunduğu imkan ile sergi açan kadınlar, ürünlerini görünür kılarak, satış yapma imkanı buldu. Yakın zamanda ünlü bir mağazadan sipariş alan kursiyerler, ekonomik kazanç elde etmenin mutluluğunu yaşadı. “Kırkyama emek ve sabır işidir” Yenice Yaşar Bayboğan Kadın Atölyesinde Kırkyama Öğretmeni Fatma Kuru, 4 yıldır kursiyerlere kırkyama, iğne oyası, patchwork, ev tekstili gibi birçok alanda eğitimler verdiğini belirterek, “Kumaşlarıyla kombinliyorlar, satıyorlar. Şu an 40 sipariş aldılar. Onları yetiştirmeye çalışıyorlar. Sergilere gidiyoruz. Çok büyük ilgiyle karşılaşıyoruz. Kırkyama emek ve sabır işidir. Kırkyama, küçücük parçaları bir araya gelip sabrın ortaya döküldüğü bir şeydir” dedi. “Çok ünlü bir mağazadan talep aldık” Sergideki ödüllü işleri anlatan Kuru, “Bir tane Mersin il birincisi çocuk yorganımız var. Bir tane Kültür Bakanlığı sanat ödülü almış bir ürünümüz var. Bir de Kültür Bakanlığı onur belgesi almış bir ürünümüz var. Bunlar hem Mersin’in iğne oyasını hem kırkyamayı hem basit iğne nakışlarını birleştirerek ortaya çıkardığımız ürünler” diye konuştu. Sergide satış da yapıldığını aktaran Kuru, aynı zamanda dışarıdan da sipariş almaya devam ettiklerini anlatarak, “Bir ressamımızın aracılığıyla çok ünlü bir mağazadan talep aldık, oraya çalışıyoruz. Bu sayede öğrencilerimiz ekonomik özgürlüğüne kavuşmuş oluyor. Aile bütçesine de katkı sağlamış oluyorlar” ifadelerini kullandı. “Yaptığımız işlerle ailemize ekonomik olarak katkıda bulunuyoruz” Yaklaşık 4 yıldır Yenice Yaşar Bayboğan Kadın Atölyesinde kırkyama kursuna gittiğini söyleyen Serin Uğur, kanser tedavisi gördüğünü ve kursun kendisine terapi gibi geldiğini anlattı. Uğur, “Çok rahatlıyorum. Güzel şeyler çıkarıyoruz. Torunlara bir şeyler yapıyoruz. Yorgan, battaniye yaptık el emeği göz nuru. Bu yüzden Vahap Başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Artı bir psikolog ihtiyacı hissetmeden el işi nakışlarla gidermeye çalışıyoruz. Gezilerimiz, sosyal faaliyetlerimiz oluyor, sergilerimiz oluyor. Bu bize inanılmaz iyi geliyor. Hocamız ve arkadaş ortamımız çok iyi. Kursumuzdan çok memnunuz” dedi.
Kars Kars’ta IPARD İzleme ve Değerlendirme Toplantısı yapıldı Kars’ta Türkiye’nin Ortak Tarım Politikası Ağı 26 Bölgesel İzleme ve Değerlendirme Komitesi Toplantısı düzenlendi. Tarım ve Orman Bakanlığı IPARD Yönetim Otoritesi olarak Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmekte olan Ortak Tarım Politikası Ağı Teknik Destek Projesi ile "26 Bölge Merkez İllerinde İzleme-Değerlendirme Komite Toplantısı" saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kars Bölge Koordinatörlü koordinasyonunda bir otelin toplantısı salonunda düzenlenen ve Ağrı, Ardahan ile Iğdır illeri temsilcilerinin katılımı gerçekleştirilen toplantıda konuşan Vali Ziya Polat, “Tarım ve hayvancılığı yaparken, hep söylüyoruz ya üretmemiz lazım. Üretim, üretim, üretim, Tabi üretmek bu işin en kolayı, devletimiz üreticiye desteği veriyor. Tabi üretilen maddeyi iyi bir yere satılması lazım. Ürettiğini iyi fiyata, marka değeri yaparak iyi fiyata satmamız lazım. Kars Kaşarı, Türkiye’de bir marka, Kars’ta marka değeri olan kaşarları grevyerleri üretelim. Artı yurt dışına da satmamız gerekiyor” dedi. Yapılan konuşmaların ardından toplantı da; Türkiye Ortak Tarım Politikası Ağı Yapısı ve LEADER Hakkında Bilgilendirme, Potansiyel Yerel Eylem Gruplarının Oluşturulması ve Yerel Kalkınma Stratejileri Hazırlanması ve Bölgesel ve Yerel Kalkınma Stratejileri taslak içeriklerinin değerlendirilmesi konuları ele alındı. Toplantıya, Vali Ziya Polat, Ağrı Vali Yardımcısı Tuncay Karataş, Kars Vali Yardımcısı Hayrettin Buğra Güzel,Tarım ve Orman Müdürü Enver Aydın, TKDK Koordinatörü Bekir Güre, Ağrı, Ardahan ile Iğdır illeri temsilcileri ve STK’lar katıldı.
Antalya Antalya’nın 800 yıllık mahallesi Avrupalı turistlerin uğrak noktası oldu Antalya’nın Akseki ilçesinde 800 yıllık geçmişi olan Sarıhacılar Mahallesi’ni geçen yıl 80 bin yerli ve yabancı ziyaretçi gezerken, bu yılın 9,5 aylık döneminde ise ziyaretçi sayısı 80 binin üzerine çıktı. Antalya’nın Akseki ilçesinin 800 yıllık geçmişi olan Sarıhacılar Mahallesi, tarihi dokusuyla öne çıkıyor. Özellikle Almanya, Hollanda, Belçika ve İngiltere olmak üzere, diğer Batı ve Doğu Avrupa ülkelerinden turistlere ev sahipliği yapan Sarıhacılar Mahallesi’nde bulunan 300-400 yıllık düğmeli evler, tarihi cami ve tarihi göç yolu, misafirlerin öncelikli uğrak yeri oldu. Antalya’nın zengin tarihine ev sahipliği yapan, tarihi İpek Yolu’nun üzerinde konumlanmış olan Sarıhacılar Mahallesi, pandemi döneminden sonra eski günlerine geri döndü. Sarıhacılar Mahallesi’nin tarihi zenginliklerinden biri olan düğmeli evler, Osmanlı mimarisinin incisi olarak öne çıkıyor. Bu göz alıcı evler, bölgenin kendine has mimari tarzını yansıtıyor ve geçmişin derin izlerini günümüze taşıyor. Zarif detayları ve eşsiz dokusuyla düğmeli evler, mahallenin tarihi ve kültürel hazineyi temsil ediyor. "Sarıhacılar beni çok etkiledi" Almanya’dan Alanya’ya tatil için gelen Alman turist Claudia Moritz (52), "Türkiye’ye 30 kereden fazla geldim. Hemen hemen her yıl geliyorum. Türkiye’yi çok seviyorum. Eşim ile birlikte böyle bir alternatif turizm turuna ilk kez katıldım. Buraya geldiğim için gerçekten çok mutluyum. Buradaki düğmeli evler, tarihi camisi, doğası, havası beni aşırı derecede etkiledi. Söyleyecek söz bulamıyorum. İyi ki gelmişim" diye konuştu. "Tarihi ve insanları tanıdık" Alman turist Jörg Moritz de, "16 kez Türkiye’ye geldim. Eşim ile Sarıhacılar köyüne gelmekten dolayı çok mutluyuz. İyi ki bu tura katıldık. Böyle turların olmasından dolayı mutluyuz. Kapadokya turu gibi kalabalık koşuşturmalı turlar değil de küçük bir grupla sakin sakin doğanın her şeyin zevkini alarak güzel bir tur yaptık. Tarihi ve insanları tanıdık. Çok mutluyuz" şeklinde konuştu. "Sarıhacılar’ı aşırı derecede beğeniyorlar" Yaklaşık 15 yıl süredir bölgeye yabancı ziyaretçi getiren acente sahibi Hilmiye Soysürlü, Alanya’da ikamet ettiğini ve 15 yaşından beri turizmin içerisinde olduğunu söyledi. Daha çok Avrupalı turistlerle çalıştıklarını belirten Soysürlü, "En fazla Almanlarla çalışıyoruz. Pandemiden bu yana Ruslar da portföyümüz arasına girdi. Akseki’de köy turu olarak sunduğumuz Sarıhacılar köyüne geliyoruz. Burada tarihi kervan yolunu, 600 yıllık camiyi gösteriyoruz. Düğmeli evleri gezdirip bu konuda bilgiler veriyoruz. Sadece insanlar kültür değil, tatile geldikleri için doğayı da görmeyi istiyorlar. Yine sedir ağaçlarının içerisinde hafif bir doğa yürüyüşleri yapıyoruz. Altınbeşik Mağarası’nı ziyaret ediyoruz. Bu turlardan ciddi şekilde olumlu sonuçlar alıyoruz" dedi. "Bölgeyi tanıtmak için elimizden geleni yapıyoruz" Son dönemlerde turizmin boyutunun değiştiğini anlatan Soysürlü, "Maalesef son dönemlerde turizmin boyutu değişti. İstediğimiz boyutta buraya müşteri portföyü yakalayıp getiremiyoruz. Yılın 12 ayında açık bir acenteyiz. Yılın 12 ayında bu turlarımızı yapıyoruz. Ayrıca web sayfalarından ve internetten bu bölgelerin tanıtımını da yapıyoruz. Eskilerde daha çok kapasite ile gelebilirken 2016-2017 yıllarında senede bin-bin 500 kişi buralara getirirken şu anda senelik sayımız 400-500 e kadar düştü. Yabancı misafirler özellikle Sarıhacılar köyünü çok beğeniyorlar. İlgilerini çekiyor. Çünkü burası sakin, doğanın içerisinde muhteşem bir yer" şeklinde konuştu. Sarıhacılar’da restorasyonlar yapan turizmci Mustafa Kavasoğlu ise Sarıhacılar köyünün 2000 yıllarının başlarında turizme açıldığını söyledi. 2010 yılından itibaren buraya yıkılmaya yüz tutmuş düğmeli evleri alarak yerleştiğini anlatan Kavasoğlu, "Almış olduğum düğmeli evlerin restorasyon işlemlerini yaptım. Ayrıca buraya Türkiye’nin en büyük en zengin etnografya müzesini kurdum. Müze, Kültür ve Turizm Bakanlığından resmi olarak onaylıdır. Ayrıca burada bir otelimiz ve turizm işletme belgeli restoranımız var" dedi. "İpek Yolu üzerine kurulmuş enteresan bir köy" Sarıhacılar Mahallesi’nin çok özel bir yer olduğunu söyleyen Kavasoğlu, "Burası çok özel bir yerleşim yeridir. Eskiden burası Akdeniz ile Konya arasında alışveriş merkezi olan bir köymüş. Yine Mısır ve Arap Yarımadası Osmanlı himayesinde iken Alanya Sancağı tarafından yönetiliyormuş. Alanya Sancağı’nı da Osmanlı’ya bağlayan ana yol bu köyün içerisinden geçiyor. Daha doğrusu bu köy o yolun üzerine kurulmuş. Yani İpek Yolu üzerine kurulmuş çok enteresan düğmeli evlerden oluşan büyük bir alışveriş merkezi bir köy burası. Ama zamanla yeni yeni yollar açılınca bu özelliğini kaybetmiş. Bir süre kimse yaşamamış. 2 binli yıllardan sonra Sarıhacılar köylülerinin kurmuş olduğu komisyonla bazı evler onarılmış. 2009 yılında da ben bu köye yerleştim. Ciddi restorasyonlar yaptım. Burası şimdi bir turizm merkezi olma yolunda hızla ilerliyor" diye konuştu. "Bu yılın içerisinde 80 bin kişi ziyaret etti" Pandemi öncesi Sarıhacılar’da çok ciddi bir ivme olduğuna dikkat çeken Kavasoğlu, "Sarıhacılar köyü turizme açıldığı yıldan itibaren pandemi dönemine kadar ciddi turist akını vardı. Özellikle Norveç, İsveç, Finlandiya, kuzey ülkelerinden çok ciddi misafir ağırlıyorduk. Pandemi ile birlikte kesilmişti. Nihayet bu yıl yine eski o ivmeli zamanlarını kazanmaya başladı. Yani bu sene yılbaşından itibaren 80 binin üzerinde yerli ve yabancı ziyaretçi ziyaret etti. Bu az bir rakam değil. Oldukça ciddi bir rakam. Bu yıl sistemden oldukça memnunuz. Köyümüz yeniden canlandı. Şimdi çok daha iyi gidiyor. Sonbahar döneminde kültürel tarafı yüksek turistler gelmeye başladı. En fazla Almanlar ve Polonyalı turistler geliyor. İlk kez Baltık ülkelerinden Litvanya gelmeye başladı. Yine Rusya ve diğer ülkeler diyebiliriz" şeklinde konuştu. "Sarıhacılar bu özelliğini hiçbir zaman kaybetmeyecek" Kavasoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Kültür ve Turizm Bakanlığımız burada ’Koruma Amaçlı İmar Planı’ çalışmaları yürüttü. Aşağı yukarı sonuna gelindi. Bu çalışmalar ile birlikte Sarıhacılar bu özelliğini hiçbir zaman kaybetmeyecek. Burada Kültür ve Turizm Bakanlığına teşekkür ediyorum. Burası öyle enteresan bir köy ki, burada hiç beton yapı olmayan bir köydür. Halen eskisi gibi tam orijinal düğmeli evlerin bütün özelliklerini taşıyan binalardan oluşmuş bir yer. Bazı evler olduğu yerlere yıkılmış fakat yavaş yavaş restorasyonlar gerçekleştiriyor. Ben birçok ülkede bulundum ve işler yaptım. Ama böyle orijinaline çok yakın ya da orijinali korunmuş bir başka bölge var mıdır bilmiyorum. Onun için burası çok özellikli bir köy. Sarıhacılar köyü tarihi ile kültürü ile doğal müze şeklinde."
Aydın Traktörler zeytin hasat sezonuna hazırlanıyor Aydın’da traktörler zeytin hasat sezonu öncesi bakıma girdi. Tecrübeli eller tarafından bakımları büyük bir titizlikle yapılan traktörler hasada hazırlanırken, traktör tamir ustası Veli Kısa, çiftçilere önemli uyarılarda bulundu. Traktör bakımlarının aksatılmaması gerektiğini belirten Kısa, "Hasat öncesi bakımların yapılması gerekir. Yolda kalıp gelindiğinde masraf şimdikinden daha da fazla çıkar" dedi. Traktör tamir ustaları, özellikle zeytin hasat sezonu öncesinde artan taleple birlikte yoğun bir tempoda çalışıyor. Traktörlerin fren sistemlerinden yağ filtrelerine kadar pek çok ayrıntılı bakım işlemi gerçekleştiriliyor. Bakımların düzenli yapılmasının hasat sırasında meydana gelebilecek arızaların önüne geçtiğini belirten ustalar, traktörlerin performansını en üst seviyede tutmak için bakımın şart olduğunu vurguluyor. Zeytin üreticileri ise traktörlerinin sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlamak amacıyla bakım işlemlerini titizlikle yaptırarak zorlu hasat sezonuna hazırlanıyor. Aydın’ın İncirliova ilçesinde traktör tamircisi 43 yaşındaki Veli Kısa da iş yerinde yoğunluk yaşayan ustalar arasında yer alırken, traktör bakımlarının sadece bir masraf değil uzun vadede çiftçilerin işini kolaylaştıran önemli bir önlem olduğunu belirtti. Kısa, özellikle zeytin hasadı öncesinde traktörlerin düzenli bakımının yapılmaması durumunda, meydana gelebilecek arızaların çiftçilerin işini aksatabileceğini ve çok daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalınacağını belirtti. 12 yaşından beri mesleğin içinde olduğunu ve sezonun yaklaşmasıyla birlikte tamir işlerinin hızlandığını belirten Kısa, "Zeytin sezonu yaklaşıyor, insanlar da traktörlerini bakıma sokmaya başladı. Tamir yoğunlaştı ama insanlarda da bu sene para sıkıntısı var. İmkanları ölçüsünde yaptırabildiği kadar yaptıracaklar. Yaptıramayan da nerede yolda kalırsa o zaman geliyor. Bakımlar hasat öncesi yapılırsa arızalar büyümeden sorun hallolabiliyor. Ancak bakım yaptırılmadığında herhangi bir arıza nedeniyle yolda kaldığında yapılan tamir işlemi daha masraflı oluyor" şeklinde konuştu. "Her yıl mutlaka bakım yaptırılmalı" Her yıl düzenli olarak yapılan traktör bakımları hakkında bilgi veren Kısa, yağ ve filtre bakımının mutlaka yapılması gerektiğini belirtti. Kısa, "Traktör hiç kullanılmasa bile yılda bir sefer bakımlarının yapılması şart. Fren, debriyaj, ön düzen gibi birçok bakımın düzenli olarak yapılması gerekiyor. Çiftçi sezonda para kazanamazsa bize uğrayamıyor. İnsanlarda para olunca bakımdan kaçmıyorlar, gelip yaptırıyorlar" dedi. "Küçük traktörler daha fazla alınıp-satılıyor" Traktör bakım ve tamir ustası Kısa, bu yıl traktör fiyatlarında bir durgunluk olduğunu, özellikle büyük traktörlerin rağbet görmediğini belirtti. Kısa, "Pamuk bu sene para etmediği için büyük traktörlere rağbet yok. Küçük traktörleri herkes alabiliyor, işini görmeye çalışıyor" diyerek, ikinci el traktörlerin de tercih edildiğini ifade etti. Öte yandan Kısa, traktör alımında sıfır faiz uygulamasının çiftçileri yeni traktörlere yönelttiğini ve birçok çiftçinin mevcut traktörlerini peşinat olarak saydırıp borçlarını ertelemek için yeni alımlar yaptığını da sözlerine ekledi.