GÜNDEM - 12 Ekim 2024 Cumartesi 09:09

8 yıl önce devlet desteğiyle 31 koyun alan mahallenin tek kadın çobanı, koyunlardan elde ettiği kazançla ev ve araba sahibi oldu

A
A
A
8 yıl önce devlet desteğiyle 31 koyun alan mahallenin tek kadın çobanı, koyunlardan elde ettiği kazançla ev ve araba sahibi oldu

Hatay’ın Yayladığı ilçesinde yaşadığı mahallenin tek kadın çobanı olan Fatma Keşikçi, 8 yıl önce devlet desteğiyle satın aldığı 31 koyunu çoğaltıp satarak elde ettiği kazançla; ev ve araba satın alarak azmiyle takdir topladı.


Yayladağı ilçesi Kışlak Mahallesi’nde yaşayan 45 yaşındaki Fatma Keşikçi, 8 yıl önce devlet tarafından kendisine verilen destekle 31 küçükbaş hayvan satın alarak hayvancılığa başladı. Kurslarda eğitim alarak çobanlık belgesi alan Keşikçi, mahallenin tek kadın çobanı oldu ve 8 yıl boyunca hayvanlara bakarak sayılarını arttırmayı amaçladı. Hayvanlarla ilgilenmeyi çok seven Keşikçi, yetiştirdiği koyunların sayısı 100’e ulaştığı zaman bir kısmını satarak geçimini sağlıyor. Azmi ve başarısıyla takdir toplayan Keşikçi, birçok insanın olmaz demesine rağmen azmiyle hayvancılıktan elde ettiği kazançla; ev, araba, bahçe, ahır ve evinin önüne su kuyusu yaptırdı. Keşikçi, şimdilerdeyse 50 koyuna bakarak 6 Şubat depreminin izlerini hayvanlarıyla silmeye çalışıyor.



“Mahallede çobanlık yapan tek kadınım ve kurslara giderek çobanlık belgesi aldım”


Yaşadığı mahallenin tek kadın çobanı olan Fatma Keşikçi, “Koyunculukla uğraşıyorum. Devletimin verdiği koyunları 8 yıldır çoğaltmaya çalışıyorum. Çoğaltıp satarak geçimimi sağlıyorum. Devlet bana çoğaltmak için 31 koyun verdi. Bu koyunlara bakarak 100 koyun yaptım ve sattım. Geri kalan koyunlara bakıp 100 koyun yaptıktan sonra tekrar sattım. Mahallede çobanlık yapan tek kadınım. Kurslara giderek çobanlık belgesi aldım. Çocukluğumdan beri hayvanlara karşı bir sevgi hastalığım vardı. Onları çok seviyorum. Koyunlarla günüm çok güzel geçiyor. Koyunlar benim can parçam gibi. Koyunlar hasta olunca ben de hasta olmuş gibi oluyorum” dedi.



“Kadınların hayvancılık yapmalarını tavsiye ederim”


Yetiştirdiği koyunları satarak ev ve araba alan Keşikçi, “Bu koyunlar sayesinde evimi daha da güzelleştirdim. Önceki evim 2 oda vardı ben onu daireye çevirdim. Bahçemi genişlettim. Evimin önünde sondaj yaparak su çıkarttım. Kendime bir araba aldım. Şimdi 50 koyunum var. En son 3 ay önce 20 koyun satmıştım. Saman ve yem paralarını karşılamayınca satmak zorunda kaldım. Saman ve yem fiyatları uygun olursa daha çok çoğaltmak istiyorum. Kadınların hayvancılık yapmalarını tavsiye ederim. Zorluğu olduğu kadar kolaylığı da vardır. Koyunlar bana çok huzur veriyorlar. O 6 Şubat gecesi unutulmaz ama koyunlarla mücadele verince unutturmaya çalışıyorlar” dedi.



8 yıl önce devlet desteğiyle 31 koyun alan mahallenin tek kadın çobanı, koyunlardan elde ettiği kazançla ev ve araba sahibi oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenyurt Belediyesi ibadethaneleri dip köşe temizliyor Vatandaşların ibadetlerini sağlıklı ve temiz bir ortamda yapabilmesi için çalışan Esenyurt Belediyesi, cami ve cemevlerini dip köşe temizliyor. Esenyurt Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü, cami ve cemevleri temizliklerine hız kesmeden devam ediyor. Vatandaşların ibadetlerini temiz ve sağlıklı bir mekanda yapabilmeleri amacıyla çalışan temizlik ekipleri, program dahilinde her gün farklı ibadethaneleri temizliyor. Cami ve cemevlerinin her köşesini titizlikle temizleyen ekipler çalışma kapsamında halıları yıkıyor, camları siliyor, avluları tazyikli suyla kir ve tozdan arındırıyor. Bu sayede vatandaşlar da sağlıklı bir ortamda ibadet edebiliyor. 108 ibadethane dip köşe temizleniyor İlçe genelindeki 108 cami ve cemevini günlük periyotlarla temizlediklerini belirten Esenyurt Belediyesi İbadethane Sorumlusu Ferdi Bayram, “Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer’in öncülüğünde ilçemizdeki tüm ibadethanelerin temizliğini yapıyoruz. Camiler, cemevleri ve Kur’an kurslarında camlar, halılar, ayakkabılıklar ve sosyal kullanım alanlarını temizleyerek, avluları tazyikli suyla yıkıyoruz. Vatandaşlarımızın ibadetlerini sağlıklı ve temiz bir ortamda yapmaları için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz” dedi. “Temizlik, sosyal yardım çalışmaları, hepsinden çok memnunuz” Esenyurt Belediyesinin temizlik konusunda çok başarılı olduğunu söyleyen Kutbettin Karataş, “Başkanımız yeni gelmesine rağmen çok başarılı. Temizlik, sosyal yardım çalışmaları, hepsinden çok memnunuz. Çok güzel bir hizmet, gelip camilerimizi temizliyorlar. Belediye Başkanımıza teşekkür ederiz” diye konuştu.
Kütahya Gediz’de "Okudum Tavsiye Ediyorum" okuma projesi Kütahya’nın Gediz ilçesinde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülen "Okudum Tavsiye Ediyorum" projesi kapsamında, Kız Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde önemli bir etkinlik düzenlendi. İlçe Milli Eğitim Müdürü Mahmut Bahadur’un katılımıyla gerçekleşen programda, öğrencilerle kitaplar üzerine verimli bir sohbet gerçekleştirildi. Müdür Bahadur, Gedizli yazar Suavi Sayın’ın “Ya Gediz Nehri Olmasaydı”, Portekizli Nobel ödüllü yazar José Saramago’nun “Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş” ve Cengiz Erşahin’in “Zorluklara Karşı Kendini Ateşle” adlı kitaplarını tanıtarak öğrencilerle paylaştı. Öğrencilere bu eserleri okumalarını tavsiye eden Bahadur, kitap okumanın öğrencilerin düşünce dünyasını genişleteceğini ve onları gelecekteki zorluklara hazırlayacağını belirtti. Programa İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Yaşar Kandemir, okul yöneticileri, öğretmenler ve öğrenciler de katıldı. İlçe Milli Eğitim Müdürü Mahmut Bahadur etkinlikte yaptığı konuşmada, "Kitaplar, bir insanın hayatını şekillendiren en güçlü araçlardan biridir. Özellikle genç yaşlarda okunan eserler, bireyin zihinsel ve duygusal gelişimine büyük katkı sağlar. Bugün tanıttığımız kitaplar, hem yerel tarihimize ışık tutmakta hem de evrensel konulara temas etmektedir. Öğrencilerimizin bu eserlerden ilham alarak, kendilerini daha iyi tanımalarını ve geleceğe sağlam adımlarla ilerlemelerini diliyorum" dedi. Program sonunda, okul idaresi ve öğrenciler İlçe Milli Eğitim Müdürü Mahmut Bahadur’a katkılarından dolayı teşekkür etti.
Denizli Doğa harikası Süleymanlı Yayla Gölü’nün nilüferleri balçığa saplandı Denizli’nin Buldan ilçesinde içinde barındırdığı 182 çeşit kuş türünden dolayı ’Kuş Cenneti’ olarak bilinen Süleymanlı Yayla Gölü’nde neredeyse su kalmadı. Can çekişen gölü gören ziyaretçiler, göl ve nilüferlerin son halinin acı verici olduğunu ifade etti. Denizden bin 150 metre yükseklikte, Buldan’ın Süleymanlı Mahallesi sınırlarında yer alan Yayla Gölü, bu yıl yaşanan kuraklık ve aşırı sıcaklıklar nedeniyle dikkat çekici bir şekilde görenleri hayrete düşürüyor. 466,5 dekar yüzölçümüne sahip olan gölde su seviyesinde önemli bir düşüş gözlemleniyor. Göl, tatlı suları, nilüferlerle kaplı yüzeyi ve etrafında oluşan ağaçlık alan ile biliniyor. Gölde sazan ve yayın balığı gibi tatlı su balıkları yaşarken, göç eden kuşlar da bu alanı kısa süreli konaklama yeri olarak kullanıyor. Ayrıca, göl çevresinde yabani tavşan, domuz, oklu kirpi, porsuk gibi hayvanlar sıklıkla görülüyor. Yayla Gölü’nün çevresinde 95 bitki grubunun bulunduğu belirtiliyor. Bu bitkilerden 2’si endemik, 62’si göl çevresinde ve 33’ü ise göl içinde ya da göl zeminine tutunmuş olarak yaşamını sürdürüyor. Ayrıca içinde barındırdığı 182 çeşit kuş türünden dolayı ’Kuş Cenneti’ olarak bilinen Süleymanlı Yayla Gölü’nden eser kalmadı. Göl ve çevresi, 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak korunmakta ve aynı zamanda turistik bir kamp yeri olarak da kullanılmakta. Ancak bu yıl bölgede yaşanan yağışların mevsim normallerinin altında kalması, gölde kuraklık ve sıcaklık etkilerini daha belirgin hale getirdi. Bu durum, gölde bulunan su seviyesinin ciddi şekilde azaldığını ve ekosistem üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğunu gösteriyor. "Bu kadar güzel bir gölün bu halde olması acı verici" Şehir dışında yaşadığını ve sık sık memleketine geldiğini ifade eden avukat Salih Tosya, gölün sakin ve çok güzel bir yer olduğunu dile getirdi. Yazın bunaltıcı sıcaklarında sık geldikleri alanların başında Süleymanlı Yayla Gölü olduğunu söyleyen Tosya, "Çocukluğumu hatırlıyorum, buradaki su derinliği çoktu ama şu anki durum maalesef ki kurumuş durumda. Kuraklıktan nilüferler de ortaya çıkmış durumda. Ayrıca burada piknik yapan insanlarımız dikkat etmiyorlar. Hemen suyun çekildiği noktalarda alkol şişeleri ve mısır konservesi var. Sen bunları getiriyorsun ama neden bir poşete koyup çöpe atmıyorsun, yazık. Eğer burada kışın kar yağmazsa işimiz gerçekten zor. Buldan’dan Sarayköy sınırına uzanan yer altıyı besleyen kaynaktır. Ovadaki çiftçiler kuyularındaki sularını kaybedecek. Bu da önümüzdeki yıllarda iklimin etkilediği tarımsal krizine neden olacaktır. İnsan ne diyeceğini bilemiyor. Bu kadar güzel bir gölün bu halde olması acı verici" dedi. Çözüm planı oluşturulması gerektiğini ifade eden Aykan Zorlu ise, "Bu göl çocukluk yıllarımızın eğlence yeriydi. Her yerde insanlar eğlenir, vakit geçirirdi. Tabi küresel etkenler ve yağışların olmaması yüzünden çöl haline gelme duruma kadar gelmiştir. Yetkililere seslenmek istiyorum, kısa sürede bir çözümün bulunmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.