ASAYİŞ - 07 Nisan 2012 Cumartesi 09:18

İSİMSİZ HASTALIK GÜNDEN GÜNE ERİTİYOR

A
A
A
İSİMSİZ HASTALIK GÜNDEN GÜNE ERİTİYOR

HATAY (İHA) Hatay`ın Kırıkhan ilçesinde yaşayan dört çocuklu Karataş ailesinin ikiz çocuklarından Havvanur Karataş (17), adı konulmamış bir hastalığa yakalandı. Ayakta durmakta zorlanan, ellerinde ve ayaklarında kas erimesi olduğu için ellerini hareket ettiremeyen Havvanur`un ailesi, 7 aydır Hatay`da ve Türkiye`nin birçok ilinde başvurmadıkları hastane, üniversite ve doktor kalmadı. Ellerinde ve kollarında kas erimesi olduğu belirtilen Havvanur`u tedavi eden hiçbir doktor hastalığının ne olduğunu
anlayamadı.
Tıbbın bile çaresiz kaldığı hastalığa rağmen yüzünden gülücükleri eksik etmeyen ve sağlığına kavuşmak isteyen Havvanur, eskisi gibi koşmak, gezip dolaşmak, okula gitmek ve arkadaşlarıyla oynamak istiyor.
Kızının hastalığıyla mücadele etmek için işinden olan, evini ve arabasını satmak zorunda kalan baba Mehmet Karataş (47), Havvanur`un, Hatay`daki Mustafa Kemal Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde aylarca tedavi altına alındığını, burada çeşitli testlerden ve tedavi metotlarından geçen Havvanur`un hastalığıyla ilgili hastaneden herhangi bir sonuç alamadıklarını belirtti.
Hatay`da birçok hastane ve doktora başvurduklarını dile getiren baba Karataş, ilaç tedavilerinin yanı sıra, psikolojik ve fizik tedavilerinden de burada sonuç alamadıkları için Gaziantep, Şanlıurfa, Ankara ve İstanbul`da birçok üniversite ve özel hastaneler ile doktorlara başvurduklarını, hiçbirinden bir sonuç alamadıklarını söyledi. Kızının gözleri önünde eriyip gitmesine dayanamadıklarını belirten baba Karataş, "Gösterdiğimiz bütün hastaneler ve doktorlardan `biz bir şey anlamadık, çare bulamadık` diye
cevap aldık, ne yapacağımızı bilemiyoruz. Gitmediğimiz yer, yapmadığımız bir şey kalmadı, daha ne yapabiliriz bilemiyorum. İşimden oldum, evimi, arabamı sattım hiç bir şeyim kalmadı ne yapacağımı bilmiyorum. Böbreğimi isteseler veririm, canımı isteseler veririm, çaresiz bir durumdayız, devletimiz bir şeyler yapabilirse çok mutlu oluruz, devletimize sığınıyoruz" dedi.
Havvanur`un annesi Serpil Karataş ise ayakta duramayan ve ellerini kıpırdatamayan kızının şu günlerde hem eli hem de ayağı olmuş. Anne Serpil Karataş "Kızım sessiz fakat sağlıklı bir çocuktu. Bir sabah eline bir şey verdim aniden eli düştü, birkaç ay sonra diğer koluna vurdu, şimdilerde zaman zaman ayaklarına da vuruyor. Yürüyemiyor, yemek yiyemiyor, ihtiyaçlarını karşılamıyor, yemeğini ben yediriyorum, ihtiyacını her şeyini ben karşılıyorum. Artık o da bizde çok yorulduk. Doktorlar artık onu yormamamız
gerektiğini hiçbir yere götürmenin faydasının olmayacağını söyledi, ne yapacağımızı bilemiyoruz" diye feryat etti.
Havvanur`un ikiz kardeşi Ozan (17) ise ikizinin çektiği acıların aynısını çektiğini belirterek, Havvanur`u bu halde görmeye dayanamadığını, onu bu halde görmemek için eve bile gelmek istemediğini belirtti. Havvanur ile birlikte çocukluk resimlerine bakan Ozan "Kardeşimin gözümün önünde yere düşmesi beni bitiriyor, onu bu halde görmemek için eve gelmek bile istemiyorum. Biran önce sağlığına kavuşmasını istiyorum" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Helikopter kazasında hayatını kaybeden ATT Selçuk Saykal’ın son görüntüleri Muğla’da meydana gelen ambulans helikopter kazasında hayatını kaybeden ATT Personeli Selçuk Saykal’ın geçtiğimiz yıl yaptığı bir röportajda görevin zorluklarından bahsederken hava şartlarındaki değişkenliğe dikkat çektiği görüntüleri ortaya çıktı. Muğla’nın Menteşe ilçesinde bugün sabah saatlerinde Sağlık Bakanlığı’na ait ambulans helikopter, kalkış sırasında Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin en üst katına çarptı. Çarpma sonucu hasar alan helikopter binanın yanındaki boş alana düştü. Antalya’ya gelmek üzere havalandığı sırada düşen ambulans helikopterde bulunan Pilot Tamer Gönül, Pilot Bayram Çiçek, Dr. Cengiz Coşkun ve ATT Selçuk Saykal hayatını kaybetti. "Aldığımız eğitimler her türlü müdahaleyi yapabilmeye imkan veriyor" Saykal’ın geçtiğimiz yıl 24 Haziran tarihinde İl Sağlık Müdürlüğü bünyesindeki 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinde hizmet veren ambulans helikopterlerin çalışmalarıyla ilgili hazırlanan haberde İhlas Haber Ajansı’na (İHA) verdiği röportajda 10 yıldır ambulans helikopterde ATT olarak görev yaptığını söylemişti. Saykal’ın ekip arkadaşlarıyla birlikte göreve çıkışları, hastaya müdahale ve hava ambulansına alınmasının görüntülere yansıdığı haberde Saykal, röportajında görevin zorlukları sorulduğunda hava şartlarına dikkati çekmişti. Aldıkları eğitimin her şartta görevlerinin yapabilmesine imkan sağladığını anlatan Saykal, "Hava durumu ortada olunca kötü veya iyi değerlendiremediğimiz zaman çıkmak durumunda kaldığımız vakalar oluyor, yılların tecrübesi ile hastalarımıza müdahale ediyoruz. Hastalar ya da hasta yakınlarında hava korkusu yaşayanları ikna etmeye çalışıyoruz, bilinci açık hastalarımıza helikoptere binmeden bilgi veriyoruz, burada ses olduğu için biraz zorlanıyoruz. Onun dışında çok zorluk yaşamıyoruz. Kalp krizi ya da trafik kazası yapan travmalı hastalarda havada müdahale etmemiz gereken durumlar oluyor, onlara müdahalemizi yapıyoruz. Kalbi durup hayata döndürdüğümüz çok sayıda hasta oldu. Her türlü ekipmanımız var. Aldığımız eğitimler de her türlü müdahaleyi yapmamıza imkan veriyor. Hastalarımıza en iyi şekilde müdahale ediyoruz ” ifadelerini kullanmıştı.