GÜNDEM - 23 Aralık 2012 Pazar 17:45

Yüksek hızlı tren, iki başkenti buluşturuyor

A
A
A
Yüksek hızlı tren, iki başkenti buluşturuyor

Bursa, 59 yıllık hayali olan hızlı trene kavuşuyor. Yüksek Hızlı Tren Hattı'nın 75 kilometrelik bölümünü oluşturan Bursa-Yenişehir etabı ile Bursa merkezindeki ana istasyonun temeli, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in katılımıyla atıldı.

EDİP TEKİN - ORHAN AKIN - YUSUF SERKAN YILMAZ/BURSA

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, muhalefete gönderme yaparak, "İnşaatlarda çevreye verdiğimiz rahatsızlık dolayısıyla özür dileriz tabelası var. Biz de memleket için yaptıklarımızdan dolayı muhalefete verdiğimiz rahatsızlık için özür dileriz" dedi.

Yaklaşık bir milyar liraya mal olacak Bursa Yenişehir etabında 15 tünel, 7 viyadük, 40 geçit ve 152 sanat yapısı olacak. Bursa Yenişehir Bilecik Eskişehir Ankara hattındaki hızlı tren 2 saat 15 dakikada iki başkenti birleştirecek. 2016 yılında bu hattın hizmete açılmasıyla Bursa'nın 59 yıllık özlemi de sona erecek.

"15 ŞEHİRDE 75 MİLYON NÜFUSUN YARISINI HIZLI TRENLE BULUŞTURUYORUZ"
Törende konuşan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, son 10 yılda 1100 kilometre demir yolu inşaatını bitirdiklerini, üzerinde çalıştıkları 3500 kilometrelik yolun bitmesiyle tarihe geçeceklerini belirterek, "1950'den 2003 yılına kadar 945 kilometrelik yol yapmışız. Biz ise son 10 yılda bundan fazlasını inşa ettik. Türkiye'de ilk defa bütçede demiryolunu ayrılan pay karayollarını geçti. Son 10 yılda demiryollarına 25 milyar lira yatırım yaptık. İstanbul Ankara arası hızlı tren 30 yıl önce konuşulan ancak projesi tozlu raflarda kalan bir projeydi. O konuşmaların üzerinden 11 hükümet 23 bakan geçti. Şimdi herşey değişiyor. . Bursa-Ankara, Bursa -İstanbul projesi çok konuşuldu geldiğimizde. Üzerinden çok siyaset yapılmış. Baktık proje yok ortada. Projesi olmayan sadece söylemi olan bir işti. Oturduk projeyi yaptık. Projeyi bitirdik. Kamulaştırmalarını yaptık. Nihayet bugün 75 kilometrelik hattın en önemli kesimini Bursa'dan Yenişehir'e kadar olan kesiminin ihalesini de yaptık. 75 kilometrelik yolun üzerinde 15 tane en az tünel var. 7 tane viyadük var. 40 tane alt üst geçit var menfezler var. 152 tane sanat yapısı var. Bunun adı yüksek hızlı tren. Bunun adı kara tren değil. Bu giderken herkes selam durur. Onun önüne kimse çıkmaz. Ya üstten ya alttan geçer. Emniyet en önce gelir. Pahalı bir hizmet. Ne kadar pahalı olursa olsun insanımızdan daha kıymetli bir şey yok. Bursa'ya hizmetten daha önemli bir şey yok. Bursa'ya her şey yakışır. Bursa Türkiye için üretiyor, ülkemizin kalkınması refahı için üretiyor.

Biz de Bursa'ya bunun karşılığını yüksek hızlı tren, çevre yolu, otoyol, bölünmüş yol yaparak ödüyoruz, ödemeye devam edeceğiz. Bursa'ya son 10 yıl içinde yaptığımız sadece Ulaştırma bakanlığı yatırımlarının tutarı 2 milyar 81 milyon TL'dir. Önceki 10 yıl içinde 916 milyon liraydı. Bunun içinde 11 katrilyonluk İstanbul -Bursa -İzmir otoyolu yok. 1 milyar Türk liralık yüksek hızlı tren yok. 3,5 milyar Türk lirasıdır Bursa'nın payına düşen. Toplamda 5,5 katrilyonu geçiyor. 2 başkenti birleştiriyoruz. Bursa'dan Ankara'ya. Bursa'dan İstanbul'a. Hatta 3 başkenti birleştiriyoruz. Anadolu topraklarındaki medeniyetlerin önemli merkezlerini birbirlerine bağlıyoruz. Bu demiryolu projeleriyle önümüzdeki 4 yıl içinde 15 tane önemli şehrimizi birbiriyle hızlı trenle bağlamış olacağız. 15 şehir 75 milyon nüfusun yarısı yüksek hızlı trenle buluşturuyoruz. Bursa Bilecik'e, Bursa Eskişehir'e, Bursa Sakarya'ya, Bursa İstanbul'a, Bursa Konya'ya, Ankara, Kırıkkale, Afyon, Uşak, MAnisa, İzmir'e, Yozgat, Sivas'a hızlı trenle 2016 sonuna kadar bağlanmış olacak. Bursa çok bekledi ama sonunda hakkını fazlasıyla aldı" dedi.

BİNALİ YILDIRIM'DAN MUHALEFETE GÖNDERME
Bakan Yıldırım, kilometrelerce laf edip arpa boyu yol yapmayanlardan olmadıklarını savunarak sözlerini şöyle sürdürdü: "İnşaatlarda tabelalar olur, "inşaat dolayısıyla verdiğimiz rahatsızlıktan özür dileriz"diye. Biz de tabelalara yazacağız, memleket için yaptığımız yollardan, çalışmalardan dolayı muhalefete verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür diliyoruz. İmkanlar aynı imkanlar. Memlekette ne değişti, petrol mü gömü mü bulduk? Bir şey yok. İrade değişti irade. Sağlam irade olursa memleket için, millet için derdin olursa sevdan olursa her işi başarırsın. AK parti böyle bir başarının eseridir. Kemal Demirel bütçe konuşmalarında her seferinde beni perişan ederdi. Bu mutlu günü birlikte yaşıyoruz. Ben onun adını demiryolu Kemal, lakabını demiryolu aşağı yapmıştım. Ona da teşekkür ediyorum. Biz siyaseti ancak ve ancak hizmet olarak anlıyoruz. Siyaseti nutuk yapmak atmak olarak anlamıyoruz. Başkaları gibi kilometrelerce laf edip bir arpa yol yapamayanlardan değiliz. Ak parti kilometrelerce yol yapan partidir. Onun eserleriyle hava yolu halkın yolu haline gelmiştir. Hızlı tren özlemi milletin sona ermiştir. Türkiye'nin doğusunu batısını, kuzeyini güneyini duble yollarla donattık. İletişimde de Türkiye'yi Afrika seviyesinden aldık. Avrupa'nın 5 ülkesi arasına yerleştirdik. Bu gelişimizde Bursa'ya elimiz boş gelmedik. Bu hızlı tren Bursa'dan Bilecik, Eskişehir, Ankara doğuya bir de batıya dönük gidecek. Hızlı tren aynı zamanda Gemlik'e de bağlanacak. Bunun da kararını da verdik. Proje çalışmalarını 2013te başlatıyoruz. 6 bin kilometre ile aldığımız bölünmüş yolu 22 bin kilometreye çıkardık. Tam 2,5 kat artış. 80 yılda 6 bin kilometre. 10 yılda 16 bin 200 kilometre bölünmüş yol inşa ettik. Alınganlığa ne lüzum var, kıskanma çalış seninde olsun. Sen de gayret et"

"MİLLET AYA GİDERKEN BİZ BAŞBAKANIMIZI ASIYORDUK"
Ankara Bursa hızlı tren projesi için son 3 dönemdir büyük gayret gösteren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de iki başkentin birleşmesinden dolayı mutlu olduklarını ifade ederek, "Bu proje tartışılırken, Ankara Eskişehir Bursa, Körfez geçişi İstanbul- Bursa -İzmir şeklinde 40 milyon kişiye hitap etmesi için çok çalışıldı. İmkanlar meselesi. Biz inanıyoruz ki, hızlı trene şimdi kavuşuyoruz. Çok yakın zamanda körfez geçişi ile İstanbul'a 45 dakikada geçeceğiz. Bursa tarihi bir gün yaşıyor. Bursa ile demir yollarının vuslatı gerçekleşiyor. Bugün 59 yıllık hasret bitiyor. Bugün başkentler birleşiyor. Bugün 2.Abdülhamit'in hayalleri ile Mustafa Kemal Atatürk'ün ideallerine sahip çıkılıyor. Yüksek hızlı tren Bursa'mıza hayırlı olsun. Avrupa aya giderken, hızlı trenle buluşurken biz bakan ve başbakanları asmakla meşgul idik. Dünün Türkiye'si geride kaldı. Dün hızlı trenin marşları, türküleri söyleniyordu. Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan, kara tren gecikir belki hiç gelmez deniyordu. Kara tren geride kaldı. Hızlı tren hızlı bir şekilde geliyor. Bu projenin devamı olarak Ankara'yı İstanbul'a, Ankara'yı Bursa ve İzmir'e birleştirecek tamamlayıcı yönü var. Bursa'nın büyük çevre yolu, yakın çevre yolu hasreti vardı, geride kaldı. Kent içi geçişleri vardı, geride kaldı. İstanbul Bursa İzmir otoban ihalesi yapıldı. Hızlı tren devreye giriyor. Deniz ulaşımı, hava ulaşımı devreye giriyor. Bu kadar önemli yatırımların karşısında, yanında Bursa özellikli bir şehir. Herkesin gelme arzusunda olduğu bir şehir. Yatırımlar bütünleştiği zaman, çok yakın zamanda Bursa 5-10 yıl içinde Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olacaktır. Bunun için cazibe merkezlerine ihtiyacımız var. Bursa termal şehri oluyor. Karacabey yolunda 2200 dönüm üzerinde Disneyland türü oteller ve eğlenci merkezi yapılması gibi cazibe merkezleri yapıldığında, Bursa bürokrasi şehri Ankara'yı da zorlayacaktır" diye konuştu.

BURSA-SİVAS 4 SAAT OLACAK
Devlet Demir Yolları (DDY) Genel Müdürü Süleyman Karaman, yüksek hızlı tren sayesinde Bursa’nın demir yolu hasretini sona erdiğini ifade ederek, hızlı trenin hem yolcu hem de yük taşıyacağını söyledi. Karaman, “Bursa yüksek hızlı tren yapım çalışmalarında 10 milyon metreküp dolgu yapılacak. 152 adet sanat yapısı inşa edilecek. Proje tamamlandığında Bilecik Bursa seyahat süresi 35 dakika. Bursa-Eskişehir 1 saat, Bursa-Ankara 2 saat 15 dakika, Bursa-İstanbul 2 saat 15 dakika Bursa-Konya 2 saat 20 dakika, Bursa-Sivas 4 saate inecek” dedi.

"RÜYA GİBİ BİR GÜN YAŞIYORUZ"
Bursa Valisi Şahabettin Harput, “Bursa, rüya gibi bir gün yaşıyor. Bursa, tarihe not düşüyor. Bursa, başkent Ankara ile kucaklaşmanın mutluluğunu yaşıyor. İnşallah 3 yıl sonra bugün bu muhteşem törenle bu eser açıldığında Bursa bir başka Bursa olacak.Bu hizmetin hayata geçmesiyle Bursa sadece normal ulaşıma kavuşmuş olmayacak. 800 milyon liraya mal olacak proje ile Bursa’nın bayram sevinci yaşamasına vesile oldu” dedi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, demiryolunun Bursalıların uzun yıllar hayali olduğunu ifade etti. Altepe, "Yüksek hızlı tren sayesinde Bursa daha da gelişecek. Bursa için hangisi hayırlı ise onu her zaman destekledik. hedefimiz Bursamızın her alanda yükselmesidir. Bu hızlı tren 2016'da da ilk sefere çıkacak. Bursa için hayırlı olsun" şeklinde konuştu.

İLK SEFER 2016’DA
Hat, Ankara-Bursa arası seyahat süresini 2 saat 10 dakikaya, İstanbul-Bursa arası seyahat süresini 2 saat 15 dakikaya indirecek. Hat, yolcu ve yük trenlerinin birlikte işletilebileceği son Yüksek Hızlı Tren teknolojisine ve 250 kilometre hıza uygun inşa edilecek. Bursa'nın Balıkesir üzerinden İzmir'e ve limanlara demiryolu bağlantısını sağlayacak olan hat, bölgenin sanayisine önemli ölçüde alternatif ulaşım imkanı sunacak. Hattın 2016 yılında hizmete girmesi planlanıyor. Yüksek Hızlı Tren Hattı'nın 75 kilometrelik bölümünü oluşturan Bursa- Yenişehir etabında 15 kilometre uzunluğunda 11 adet tünel, bin 140 metre uzunluğunda 3 adet aç-kapa tünel, 6840 metre uzunluğunda 8 adet viyadük, 358 metre uzunluğunda 7 adet köprü, 42 adet alt ve üst geçit, 58 adet menfez olmak üzere toplam 143 sanat yapısı inşa edilecek. Hattın 3 yıl sürecek olan yapım çalışması sırasında yaklaşık 10 milyon 500 bin metreküp kazı ve 8 milyon 200 bin metreküp dolgu gerçekleştirilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da kışlık sebze hasadı başladı Yaz sezonunun sona ermesinin ardından kışlık sebzeler pazarlarda ve manavlarda yerini almaya başladı. Doğu Anadolu’nun sebze ve meyve ambarı Erzincan’da kışlık sebze hasadı başladı. Mükemmel coğrafi koşullarıyla Erzincan, birçok sebze ve meyvenin yetiştirilmesine olanak veriyor. Kadim Erzincan topraklarının bereketi, doğal su kaynaklarının temizliği ve Erzincan çiftçisinin emeği birleşince birbirinden lezzetli sebze ve meyveler rahatlıkla yetiştiriliyor. Son yıllarda seracılığa yapılan yatırımlar meyvelerini vermeye başladı. Yazlık sebzelerin yanı sıra marul, maydanoz, roka, karnabahar ve marul gibi kışlık sebzeler artık Erzincan çiftçisi tarafından yetiştiriliyor. Erzincan Bahçeliköy’de tarımla uğraşan Cihan Evcan, sera ve açık alanda kışlık sebze hasadına başladı. Üretici Cihan Evcan 12 dekarlık tarlasında karnabahar üreterek hasada başladı. Evcan aynı zamanda 4 dekarlık serada ise marul, roka ve maydanoz gibi kışlık sebzeleri üreterek hasat ediyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Murat Şahin, Bahçeliköy çiftçilerinden Cihan Evcan’ın sera ve tarlalarında ziyaret ederek Evcan’ın hasat mutluluğuna ortak oldu. Cihan Evcan’a tarımsal üretime katkılarından dolayı teşekkür eden İl Müdürü Şahin burada yaptığı açıklamada; “Erzincan yaz sezonunu geride bıraktı ve kış dönemine girdi. Ama tarımsal üretim kaldığı yerden devam ediyor. Bugün Erzincan seralarında kışlık sebzeler yetiştiriliyor ve çiftçilerimiz bu işte de son derece başarılı. Erzincan olarak tarımsal anlamda sahip olduğumuz zenginliklerin farkındayız ve bunları en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Valimizin talimatlarıyla Erzincan’daki sera varlığımızı artırmak amacıyla sürekli projeler geliştiriyoruz. Gerek Bakanlığımız gerekse Valiliğimiz bu noktada Erzincan çiftçisine büyük destekler sağlıyor. Şundan eminiz ki Erzincan’daki seralar yaz döneminde salatalık, domates gibi ürünler üretirken geçiş dönemlerinde de marul, maydanoz, roka gibi kışlık sebzeleri üretiyor. Sera varlığımız arttıkça üretimimiz de artacak. Biz kışlık sebze portföyünde de sadece Erzincan’a değil çevre illere de sebze üretmenin gayreti içerisindeyiz. İnşallah yakın zamanda bunu da başaracağız” diye konuştu. Üretici Cihan Evcan ise ziyaretinden dolayı Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Murat Şahin’e teşekkür ederek, “bu sezon 4 dekar seramızda maydanoz, marul ve roka yetiştiriyoruz. Ayrıca açık alanda yer alan 2 tarlamızda da karnabahar yetiştiriyoruz. Sezon gayet iyi geçiyor. Ürettiğimiz sebzenin kalitesi ortadadır. Elbette önümüzdeki yıllarda daha fazla üretmek istiyoruz. Bu süreçte bizleri yalnız bırakmayan devlet yetkililerine de şükranlarımızı sunuyoruz. Erzincan olarak üretmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Bayburt Rektör Türkmen, Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Başkanı seçildi Türkiye Üniversite Sporları Federasyonunun 6. Olağan ve 8. Mali Genel Kurulu, Ankara’da gerçekleşti. Toplam 194 delegenin oy kullandığı ve iki adayın yarıştığı seçimde, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mutlu Türkmen 119 delegenin oyunu alarak Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu (TÜSF) Başkanı olarak seçildi. Diğer aday Prof. Dr. Hürmüz Koç ise 65 oyda kaldı. Geçtiğimiz hafta Uluslararası Bocce Konfederasyonu (CBI) Başkanlığı görevine yeniden seçilen Rektör Türkmen, Türkiye Bocce, Bowling ve Dart Federasyonu (TBBDF) Başkanlığı görevinden ise kısa süre önce TÜSF Başkanlığı seçimi için ayrılmıştı. “Spor Akademisi Tecrübesinden Akademi Sporları Vizyonuna” sloganıyla seçim sürecini yürüten Rektör Türkmen, üniversiteler, spor akademileri ve ilgili kurumlar arasında etkin ve eş güdümlü bir iş birliği hedefini ortaya koydu. Seçim sonrasında yüksek teveccühleri için delegelere teşekkür eden Rektör Türkmen, spor yönetimi alanındaki deneyim ve bilgi birikimiyle üniversite sporlarına dair güçlü bir vizyon sundu. Konuşmasında üniversite sporlarının, Türkiye’nin spor odaklı gelişimindeki önemine dikkat çekerek, “Üniversitelerimizde spor kültürünü güçlendirerek, gençlerimizin fiziksel ve zihinsel gelişimini desteklemek için var gücümüzle çalışacağız. Üniversite sporlarının sadece gençlerimize değil, ülkemizin spor ekosistemine katkı sağlayacak nitelikte bir alan olarak büyümesi için kapsamlı stratejiler geliştireceğiz.” dedi. Spor yönetimi ve başarı ilkeleri Yeni dönemde üniversite sporlarına yönelik olarak geliştirdiği yönetim ilkelerinden bahseden Rektör Türkmen, şu mesajları paylaştı: “Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu olarak, sporun birleştirici gücünü, üniversitelerde öğrencilerimize ve tüm spor camiasına entegre etmek için çalışacağız. Eğitim ve sporun iç içe geçtiği bir yapıyı destekleyerek, sadece spor yapan değil, sporu bir yaşam tarzı olarak benimseyen bir gençlik inşa etmeyi hedefliyoruz. Planladığımız projeler, üniversiteler ve spor kurumları arasında köprüler kurarak koordinasyon sağlayacak. Bu süreçte uluslararası spor deneyimlerimizi, üniversitelerimizde akademik yapılarla harmanlayarak uygulamayı amaçlıyoruz. Yeni dönemde hedefimiz, Türkiye’de üniversite sporlarını daha yaygın hale getirmek ve gençlerimizin akademik başarıları kadar spor alanında da gelişimini sağlamak. Bu vizyon, akademiden spor alanına yön verecek, yenilikçi ve stratejik adımları içeriyor. Türkiye’nin spor ekosistemine katkı sağlayacak olan bu vizyonla, üniversitelerimizi spor alanında dünya çapında temsil eden bir konuma getirmeyi ve Türkiye’nin spor kültürünü uluslararası düzeyde tanıtmayı planlıyoruz. Hep birlikte, eğitim ve sporun buluştuğu noktalarda, gençlerimizi destekleyerek ülkemizi sporun her alanında güçlendireceğiz.” Bayburt Üniversitesi öncü spor merkezleri arasında yer alacak Delegelerden büyük destek alarak bu göreve seçilen Rektör Türkmen, yeni dönemde Türkiye Üniversite Sporları Federasyonunu daha ileriye taşıyacak projeler ve stratejilerle Türk sporuna katkı sunmaya hazırlanırken, üniversitemizi, tüm üniversiteleri kapsayacak spor organizasyonları için bir merkez haline getirme hedefini de paylaştı. Rektör Türkmen, “Üniversitemizin öncü bir spor ekolü olma yönündeki kayda değer başarıları ve ulusal organizasyonlardaki başarı kapasitesi, TÜSF olarak planladığımız organizasyonlara ev sahipliği açısından fırsat değeri taşıyor. Çünkü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi “Bayburt, Türkiye’dir” vizyonunu ilke kabul ediyoruz. Şehrimizi, üniversite sporlarının parlayan yıldızı haline getirerek spor turizmi altyapısında köklü gelişmelere imza atacağız.” ifadelerini kullandı.
İstanbul Yedikule Hisarı’ndaki ecdat mirası Fatih Mescidi’nin ihya çalışmalarında sona gelindi Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’un fethinin ardından Yedikule Hisarı’na inşa ettirdiği Fatih Mescidi’nde sürdürülen ihya çalışmalarında sona gelindi. Fatih Belediyesi tarafından Koruma Kurulu onaylı proje doğrultusunda aslına uygun olarak ihya edilen ecdat mirası havadan görüntülendi. Fatih Sultan Mehmed komutasındaki ordunun 6 Nisan 1453 tarihinde başlayan İstanbul kuşatması, 29 Mayıs 1453’te fetihle son buldu. Fethin ardından Fatih Sultan Mehmed Han 1458-60 yılları arasında Yedikule Hisarı’nı inşa ettirdi. Aynı zamanda Sultan Fatih’in talimatıyla tarihi hisarda Altın Kapı’ya giden yolun soluna bir de Fatih Mescidi yapıldı. Dikdörtgen planlı olarak inşa edilen mescit, Ayasofya Vakfı’na bağlandı. 1905 yılına kadar ayakta kalan yapı, sonraki dönemde ise yıkıldı. Fatih Belediyesi 2020 yılında Koruma Kurulu onaylı proje doğrultusunda Yedikule Hisarı’nda restorasyon çalışmalarına başladı. Çalışmalar çerçevesinde, günümüze sadece minaresi ulaşan mescit alanında kazı çalışmaları yapıldı. Temel izleri ortaya çıkarılan tarihi mescidin ihyası için proje hazırlanarak Koruma Kurulu onayı alındı. Projeler doğrultusunda yaklaşık 1 yıl önce ihya çalışmalarına başlanan Fatih Mescidi’nin rekonstrüksiyonunda sona gelindi. Bu ayın sonunda ziyarete açılması planlanan İstanbul’un tarihi mirasına önemli bir katkı sağlayacak. Tarihi mescit, yeniden açılmasıyla birlikte ziyaretçilerine kültürel zenginliğini gözler önüne serecek. Aslına kavuşan Sultan Fatih’in emaneti mescit havadan görüntülendi. “Yapım talimatı Fatih Sultan Mehmed Han tarafından verilmiştir” Fatih Mescidi hakkında konuşan Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, “Yedikule Hisarı içinde en önemli mekanlardan birisi; Ebu-l Fetih Mescidi veya Fatih Mescidi. Yapım talimatı Fatih Sultan Mehmed Han tarafından verilmiştir. Biz geldiğimizde kalıntıları vardı. Orijinalinden kalan eser olarak bir tek minaresi bulunuyordu. Burada kazılar gerçekleştirdik. Yaptığımız her çalışma Bilim Kurulu tarafından yürütüldü. Koruma Kurulu onaylı projeler doğrultusunda yapıldı. Minare yıkılmak üzereydi. Döneminden kalan minare restore edildi. Yapı aslına uygun olarak inşa edildi. Bugün neredeyse sonuna doğru geldik. Talimatı, Fatih Sultan Mehmed tarafından verilmiş olan mescidi tekrar ihya etmiş olacağız. Birçok sıbyan mektebini, yok olmuş medreseleri ayağa kaldırıyoruz. Yok olmuş camilerimiz var, onları da ihya ediyoruz. Bu camide onlardan bir tanesi” dedi. Fatih Mescidi’nin ihya çalışmalarında sona gelindi Fatih Mescidi’nin ihya çalışmalarını anlatan Bilim Kurulu Üyesi Yüksek Mimar İhsan Sarı, “Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’u fethinden yaklaşık 5 sene sonra Yedikule civarına gelerek bu kalenin inşasını başlatıyor. 1458 ile 1460 yılları arasında Yedikule Hisarı inşa ediliyor. Burada çok önemli kültürel detaylar var. Hem Bizans hem de Osmanlı döneminin detaylarını içinde saklayan bir anıt eser. Fatih Belediyesi 2020 yılında Kültür Bakanlığından burayı devraldıktan sonra hızlıca bir Bilim Kurulu oluşturuldu. Anıt eserin Bizans duvarındaki çökmeleri restore edildi. Türk İslam Eserleri Müzesi Uzmanları denetimde yapılan kazılarla 564 yaşında olan Osmanlı döşemesine ulaştık. Fatih devrinde yapılmış 160’tan fazla caminin olduğunu biliyoruz. Döşemelerin yanında bu camilerden birinin daha kalıntısına ulaştık. Kalıntının minaresi ayakta duruyordu. Hemen onu konsolide edip, koruma altına aldık. Kazıların ardından temel izleri ortaya çıktı akabinde projeler geliştirildi. Yeniden anıt eserin ihyası için ilgili proje çalışmaları akabinde çalışmalara başlandı. Bir hayırsever camiyi ihya edebileceğini söyledi. Yaklaşık 1 sene önce ihya çalışmaları başladı. Şu anda bitme aşamasında. Caminin kurşunları kaplanıyor. Caminin minaresi ve yanındaki çeşmenin arkasındaki haznenin orijinal olduğunu değerlendiriyoruz. Bugün için diyebiliriz ki; mescidin minaresi ve çeşmenin arkasındaki hazne 564 yaşında olan bir kültür varlığı. Caminin ince işçilikleri kaldı. Minarenin ve külahının kurşunu bitti. Alemi altın varaklanıyor ve yerine konulacak. Devamında caminin iç tezyinatına başlanarak yılbaşına varmadan cami bitmiş olacak” ifadelerini kullandı.
Erzincan Ekşisu Sazlığı birçok kuş türüne ev sahipliği yapıyor Munzur ile Keşiş Dağları arasındaki ovada yer alan ve 17 yıl önce "Ulusal öneme haiz sulak alan" ilan edilerek koruma altına alınan Erzincan’daki Ekşisu Sazlığı, dünya mirası kabul edilenlerin de yer aldığı 300’e yakın kuş türünün, Afrika ve Asya kıtaları arasındaki zorlu yolculuklarında mola noktası oluyor. Kışı Afrika’da geçirdikten sonra göç yolunda Ekşisu Sazlığına gelen yüzlerce tür göçmen kuş, zorlu yolculukları sırasında güç toplamak için sulak alanlarda dinlenme imkanı buluyor. Doğası ve bitki çeşitliliğiyle eşsiz manzaralara ev sahipliği yapan Erzincan, sonbaharın sonları kış aylarına yakın günlerde turna, yeşilbaş ördek, elmabaş, çamurcun, çıkrıkçık, sakarmeke, ak leylek, pelikan, balıkçıl, kaşıkçı, karabatak, yaban kazı, yaban ördeği ve ötücülerden oluşan yüzlerce türe ev sahipliği yapıyor. Göçmen kuşların Afrika- Asya kıtaları arasındaki binlerce kilometrelik yolculuğunun mola noktası olan Erzincan, her göç döneminde kuşlarla şenleniyor. Ekşisu Sazlığı, iklim yapısı ve bitki örtüsü çeşitliliğiyle 52 sürüngen ve memeli ile 149 kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Dünyada, nesli tehlike altında olan kuş türlerinin kuluçkaya yattığı, kışladığı ve göç sırasında konaklama alanı olarak kullandığı sazlık bölge, göçmen kuşlar için doğal bir koruma alanı oluşturuyor. Kuş türlerinin her geçen gün arttığı alanda yapılan gözlemlerde, turna gibi bazı göçmen kuşların, elverişli iklim şartları, güvenli ortamın varlığı ve beslenme kaynaklarının zenginliği dolayısıyla bölgede yerleşik yaşama geçtikleri tespit edildi. Turnalar, yeşilbaş ördek, elmabaş, ak leylek gibi birçok farklı türde kuş, bu bölgeyi üremek için kullanmakta. Alanın sazlık olması, kuşların burada korunmalarına, barınmalarına ve beslenmelerine imkan sağlamakta.
Erzincan “Yenilikçi Mahalli Hizmet İçi Eğitim Programı” Erzincan’da başladı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca 81 il müdürlüğü personeline yönelik “Yenilikçi Mahalli Hizmet İçi Eğitim Programı” Erzincan’da başladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı tarafından 81 ilde düzenlenen "Yenilikçi Mahalli Hizmet İçi Eğitim Programı” Erzincan’da başladı. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesinde görevli mesleki personellere yönelik 4 - 8 Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan eğitim programı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Erkan Güvenç ve İl Müdürü Serdar Demirci, personellerin katılımlarıyla başladı. Eğitim programının İl Müdürlüğü ve bağlı kuruluşlardaki personelin mesleki ve kişisel gelişimlerini destekleyerek ilgili meslek elemanlarının performanslarını artıracağını ifade eden İl Müdürü Serdar Demirci, katılan tüm eğitmen ve personele teşekkürlerini iletti. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Erkan Güvenç ise, "Birlikte çok önemli bir sorumluluğu icra ediyoruz. İşte bu bakış açısıyla hizmet içi eğitim programları oluşturularak Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş’ın himayelerinde 81 ilimizde “Yenilikçi Mahalli Hizmet İçi Eğitim Programı” uygulanmaya başlandı. Tüm personelimizin dönüşümlü olarak iş akışını bozmadan, çocuk, kadın, engelli ve yaşlı, aile ve toplum temalarında 4 farklı program içeriğiyle eş zamanlı olarak 5 gün boyunca 20’şer saatlik hizmet içi eğitim almalarını planlıyoruz. Taşrada bulunan siz değerli personelimizin Bakanlığımızın yanlarında olduğunu her zaman hissetmesini istiyoruz. Burada toplandığımız bu ortam, bilgi paylaşımının ve deneyimlerin aktarımının gerçekleşeceği bir alan olacak. Her birinizin farklı deneyimleri ve bakış açıları, bu eğitim sürecini zenginleştirecek. Ve sizlerin Sorularınızla, katkılarınızla ve paylaşımlarınızla bu programı daha da değerli kılacak” dedi. Hizmet içi eğitim programı üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, meslek odalarında görevli alanında uzman eğitmenler tarafından ayrılık sürecinde çocuklara yaklaşım ve destek programı, zorlu yaşantılar karşısında psikolojik sağlamlığı artırmak, aile içi iletişim, çatışma çözme ve problem çözme teknikleri ile çocuklarda mizaç eğitimi başlıklarıyla 5 gün süresince mesleki personellere aktarılacak.