ÇEVRE - 18 Haziran 2022 Cumartesi 09:55

Yeşilin şehri Başakşehir, İstanbul’un ilgi odağı oldu

A
A
A
Yeşilin şehri Başakşehir, İstanbul’un ilgi odağı oldu

Yeşil alanları ve mesire alanlarıyla göz kamaştıran Başakşehir, yanındaki 4 millet bahçesi, Sular Vadisi, Bahçeşehir Gölet ve Şamlar Tabiat Parkı ile Başakşehirliler ve İstanbulluların ilgi odağı oluyor.

Havaların ısınmasıyla birlikte Başakşehir, millet bahçeleri ve mesire alanlarıyla adeta cazibe merkezi haline geldi. Kişi başına düşen 21 metrekare yeşil alan miktarıyla Avrupa’yı ikiye katlayan Başakşehir, eşsiz doğa güzellikleri ve huzuruyla Başakşehirlilerin yanı sıra İstanbulluların da keyifli bir hafta sonu için ilk tercihi oluyor. Millet bahçelerinin yanı sıra İstanbul’un en güzel florasına sahip Şamlar Tabiat Parkı, ziyaretçilerini kuş cıvıltıları ve tabiatın eşsiz güzellikleriyle karşılıyor.

Yeşilin şehri Başakşehir, İstanbul’un ilgi odağı oldu

Toplam 6 kapısı bulunan Şamlar Tabiat Parkı’nın 1, 2, 3 ve 4. kapıları herkese açıkken, 5. kapı ise sadece Başakşehirlilere özel olarak hazırlandı. Sporseverler için bisiklet, koşu ve yürüyüş parkurları, doğa fotoğrafları çekmeyi ve manzarayı izlemek isteyenler için ise seyir terası yer alıyor. 6. kapıda ise çocukların gönüllerince eğleneceği, eğlenirken öğreneceği "Doğada 1 Gün" etkinliği yapılıyor.

Başakşehir’in 7 harikası

Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu’nun “Her mahalleye bir millet bahçesi yapacağız” sözünün ardından başlayan çalışmalarda büyük yol kat edildi. Gün içerisinde on binlerce doğa dostunu ağırlayan Başakşehir, Ayazma, Hoşdere ve Kayaşehir Millet Bahçelerine ilave olarak Çam ve Sakura, Güvercintepe ile Altınşehir Millet Bahçelerinde de çalışmalar tüm hızla devam ediyor. Üç yeni millet bahçesinin tamamlanmasının ardından Başakşehir’deki millet bahçelerinin sayısı 7’ye ulaşacak.

Yeşilin şehri Başakşehir, İstanbul’un ilgi odağı oldu

Ulaşılabilir yeşil alan miktarı artacak

Güvercintepe, Altınşehir ile Çam ve Sakura Millet Bahçelerinin yapım çalışmaları tamamlandığında Başakşehir’e 470 bin metrekare yeni yeşil alan kazandırılacak. İsmini Avrupa’nın en büyük sağlık komplekslerinden biri olan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nden alan Çam ve Sakura Millet Bahçesi, Japon parkı konseptinde hazırlanacak ve tüm etaplar tamamlandığında toplam 350 bin metrekare büyüklüğünde olacak. Çalışmaların devam ettiği Güvercintepe ve Altınşehir Millet Bahçeleri ise Kayaşehir Millet Bahçesi’ne bağlanacak. Tamamlandığında bisiklet tutkunları 6 bin 300 metre uzunluğunda bisiklet yoluna kavuşacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Gayrimenkulde markalaşma şart Gayrimenkul sektöründeki dalgalanmalar ve ehliyetsiz kişilerin gayrimenkul sektörüne girmelerinin önüne geçilememesi sektörü yeni arayışlara yöneltiyor. Sektör markalaşmaya doğru giderken yeni yöntemler de ortaya çıkıyor. Uzmanlar sektöre ehliyetsiz kişilerin girmesinin önüne geçmek için markalaşmanın şart olduğunu dile getiriyor. Son zamanlarda sektör dinamiklerinin yerinden oynaması ile birlikte ehliyetsiz kişilerin girmesi ile gayrimenkul sektörü güven sorunu yaşıyor. Uzmanlar bunun önüne ancak markalaşma ile geçilebileceğini söylüyorlar. Sektörün yeniden toparlanması ve güven kazanması için mutlaka markalaşmaya gidilmesi gerektiğini öneren uzmanlar emlak almak isteyenlere bankada ipotekli olan gayrimenkullerini kaybetme riski taşıyan firma ve şahısların gayrimenkullerini hızlı bir şekilde değerlendirerek borçlarını kapatmalarına yardımcı olmak, müşterilerin hızla satmak istediği gayrimenkulleri karşılıklı anlaşılan fiyatlar üzerinden kısa sürede satma garantisi vermek gibi öneriler getirilmeye başlandı. Sektörde markalaşmanın kaçınılmak olduğunu bu nedenle çok önem verdiklerini belirten Demlak uzmanları, görüntülü satış sistemi dahil özel vadelendirme anlaşmaları ile yüzde 0 faizle 60 aya kadar vade seçenekleri ile sektöre nefes aldırmak istediklerini kaydediyorlar. Marka güvenirliği işleyen bir sistem ile birlikte takas, finansal danışmanlık ve çeşitli avantajlar sunan firma dürüstlük ve güven üzerine kurduğu sistemin faydalarını müşterilerine sunuyor.
Mersin MTOSB Başkanı Tekli: “Sanayicilerimiz KKTC’ye yatırım yapmaya sıcak bakıyor" Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Mersin Konsolosu Özgür Ezel, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’ni (MTOSB) gezerek bölge hakkında bilgi aldı. KKTC Mersin Konsolosu Ezel, Turizm Koordinatörü Kazım Türkan ile MTOSB’yi ziyaret etti. Bölge Müdürlüğü, Model Fabrika ve Yenilik Merkezi ve MTOSB Özel Şişecam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni gezerek öğrenciler ile bir araya gelen Ezel, MTOSB Başkanı Sabri Tekli’den Model Fabrika ve okulun eğitim sistemi ile ilgili bilgi aldı. "Sanayicilerimiz KKTC’ye yatırım yapmaya sıcak bakıyor" MTOSB Başkanı Tekli, Mersin’in sanayi gücünü her zaman üst seviyelerde tutmayı amaçladıklarını ve bunun yanında da eğitime büyük bir önem verdiklerini söyledi. Üreten ve eğiten bir yapıya sahip olduklarını dile getiren Tekli, "Ülkemizin geleceği açısından eğitime büyük önem veriyoruz" dedi. KKTC’de geçen aylarda bir dizi ziyarette bulunduklarını hatırlatan Tekli, "KKTC’ye yaptığımız ziyaret esnasında KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu ve Maliye Bakanı Özdemir Berova ile bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunduk. Önümüzdeki günlerde bir mevzuat güncellenmesi bekleniyor. Akabinde Güvercinlik bölgesinde 100 hektar alanda organize sanayi bölgesi yatırımı için tekrar görüşmelerimiz olacak. Tabii bu görüşmeler sonrasında çıkacak sonucun her iki devletin mevzuatlarına uygun olması gerekiyor. Sanayi Bakanlığımızın izin vermesi durumunda sanayicilerimiz KKTC’ye yatırım yapmaya sıcak bakıyor" diye konuştu. Ziyarete, MTOSB Başkanı Tekli’nin yanı sıra MTOSB Yönetim Kurulu Üyeleri Hasan Yıldırım, Mehmet Orğun, Bölge Müdür Yardımcıları Pınar Özal Kanık ve Hasan Çay da katıldı.
Aydın Aydın’da Muhtarlar Günü kutlandı Aydın’ın Efeler ilçesinde 19 Ekim Muhtarlar Günü dolayısıyla düzenlenen tören ile kutlandı. Başbakanlık Genelgesi ile 2015 yılından bu yana 19 Ekim günü kutlanan Muhtarlar Günü Efeler’de kutlandı. Efelerli muhtarlar Aydın Valiliği önündeki Atatürk büstüne çelenk sundu ve ardından saygı duruşunda bulunup İstiklal Marşı okudu. Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Kuyucular Mahallesi Muhtarı Muzaffer Ergün, "1829 yılından bu yana köklü bir maziye sahip olan muhtarlık müessesesi, demokrasimizin kuşkusuz en önemli yapı taşlarından birisidir. Muhtarlarımız bulunduğu mahalle ve köylerde vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını ihtiyaçlarını karşılamada halkın devlet kurumları ile ilişkilerinde rolü oynayan oldukça önemli bir vazifeye sahiptirler. Halkımızın ferah bir hayat sürebilmesi için kamu ve yerel yönetimler arasında adeta köprü vazifesi gören, yerelde kamu hizmetlerini hızlı ve etkin bir biçimde halkımıza ulaştırma çabası içerisinde olan ve bu ulvi görevleri başarıyla yerine getiren tüm muhtarlarımızın 19 Ekim Muhtarlar Günü’nü kutluyorum" diye konuştu. Türkiye Muhtarlar Derneği Aydın Şube Başkanı Bülent Yalçın, Efeler Muhtarlar Derneği Başkanı ve Mimar Sinan Mahallesi Muhtarı Gurbet Çamoğlu ve Efeler ilçesinde görev yapan muhtarlar katıldığı tören, muhtarların günün anısına toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.
Konya Kış aylarındaki salgına karşı doğal savaşçı "turşu" Konya’da kış aylarında özellikle son zamanlarda artan grip salgınlarından sonra vatandaşlar bağışlıklarını güçlendirmek için turşu ve turşu suyuna yöneldi. 80 çeşit turşu üretimi yapan Selman Kozan, “Turşu veya turşu suyu gribal enfeksiyonlarda boğaz ağrılarına, ağız yaralarına, öksürüğe çok faydası olur” dedi. Son zamanlarda salgın hastalıklarda artış yaşanıyor. Solunum yolu enfeksiyonları, başta çocuklar olmak üzere herkeste etkili olabiliyor. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerin yakalandığı ve ağır geçirdiği hastalıklar, hastanelerde de zaman zaman yoğunluğa neden olabiliyor. Bağışıklığını güçlendirmek isteyen kimi vatandaşlar ise Türk sofralarının vazgeçilmez lezzetlerinden doğal turşuya yöneliyor. Turşunun kurulum aşamasında belirli noktalara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen turşucu Selman Kozan, benzer şikayetle gelen kişilere önerisinin turşu ve turşu suyu olduğunu söyledi. Kozan, “Mevsim geçişleriyle beraber havaların soğumasıyla birlikte soğuk algınlığı tarzı salgınlar oluşmaya başladı. Hastanelere bakıyoruz aciller tıklım tıklım dolu. Özellikle gelişme çağındaki çocuklarda aşırı derecede bir salgın var. Okullar da açıldıktan sonra bu iyice artmaya başladı. Bununla beraber her zaman söylediğimiz gibi probiyotik doğal turşu suyu ve turşu çeşidi özellikle tüketilmesi gereken ürünler. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Sağlık açısından özellikle soğuk algınlığı gribal enfeksiyonlarda boğaz ağrılarına, ağız yaralarına, öksürüğe çok çok iyi gelir. Turşu, turşu suyu bunun yanında diyabetik hastalara özellikle, tabii biz bunu söylerken özellikle bu diyabetik hastalarda diyetisyen kontrolünde tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Turşuların birçok faydası var. İnsan açısından turşu özellikle unutulmaya yüz tutmuş kültürlerden bir tanesi. Biz bunu özellikle Konya’da canlandırmaya çalışıyoruz. Klasik herkes kendi evinde kuruyor zaten turşusunu. Farklı turşulara yönlendirmeye çalışıyoruz. Buraya gelen herkes ‘öksürüyorum, boğazım ağrıyor, ne yapmamız lazım’ gibi söylüyor ben de turşu tüketin diyorum. Doğal turşu probiyotik, turşu suyu özellikle” dedi. “Şeker hastalığına, MS hastalığına, safra keselerindeki taş sorunu gibi çok çok faydaları var” Bazı turşuların faydalarının normal ürünlere göre daha fazla olduğunu anlatan turşucu Selman Kozan, “Klasik turşular var zaten biber, salatalık, karışık, biberlerin çeşitleri, salatalığın çeşitleri, bunlar en çok tüketilen ürün şu anda. Bunun yanında Konya’da farklı turşulara yönlendirmek için bamya turşusu, acur turşusu, kapari turşusu. Kapari turşusu mesela çok faydalıdır. Şeker hastalığına, MS hastalığına, safra keselerindeki taş sorunu gibi çok çok faydaları var. Biz bunu bizzat müşterilerimizle yaşadığımız için söylüyorum, çok müşterimiz var o konuda zaten. En çok sattığımız ürünler de şu an farklı ürünlerden özellikle erik, çağla, badem; bunları çok satıyoruz mesela. Sarımsak turşusu, doğal antibiyotik diyoruz biz zaten ona. Şimdi çiğ yediğimiz zaman aşırı derecede bir kokusu oluyor. Ama biz bunu fermantasyona soktuğumuz zaman 2-3 defa suyunu değiştiriyoruz sarımsağın ve her sarımsağı biz kullanmıyoruz. Doğal sarımsak dışarıdan gelen veyahut da her ürün değil. Yerli sarımsak kullandığımız için kokusunu da biz bunu düşürüyoruz hazırlama şeklinde. İstediğiniz kadar yiyebilirsiniz, kesinlikle koku yapmaz ağzınızda” ifadelerini kullandı. Kozan, “Turşularımız yüzde yüz doğaldır, içerisinde katkı maddesi koruyucu maddesi yok ve turşularımız eski ana baba usulü, üstü perlenir yani beyazlama dediğimiz perleme olur. O da katkı maddesi, koruyucu olmadığını gösterir. Turşularımızın sezonunda 2-3 ay boyunca ürünlerin hasadı yapılır. Daha sonra kurmaya başlarız. El yapımı turşular, fabrikasyon değildir ürünlerimiz. Katkı maddesi, koruyucu yoktur. 200 litrelik fıçılara tarladan toplarız, çalışan kadınlarla beraber nasıl yapılacağını tarif eder, suyunu biz ayarlarız. Yani turşuda önemli olan zaten kurma suyudur. Kurma suyunu düzgün ayarladıktan sonra zaten turşularımız lezzetini yakalıyor” diye konuştu.