POLİTİKA - 04 Eylül 2022 Pazar 12:52

Yeni Zelanda’nın Ankara Büyükelçisi Sinclair: 'Umduğumuz daha uzun süre kalmaları ve daha fazla harcamaları'

A
A
A
Yeni Zelanda’nın Ankara Büyükelçisi Sinclair: 'Umduğumuz daha uzun süre kalmaları ve daha fazla harcamaları'

Yeni Zelanda Turizm Bakanı Stuart Nash'ın, ‘Ülkemizin günde 10 dolar harcayan turistlerle işi yok’ ifadelerine açıklık getiren Yeni Zelanda’nın Ankara Büyükelçisi Zoe Coulson-Sinclair, “Umduğumuz şey, turist çekerken, daha uzun süre kalmaları, daha fazla harcamaları. Aynı zamanda kültürle etkileşim kurmak isteyen turistleri yine teşvik etmemizdir” dedi.

Yeni Zelanda’nın Ankara Büyükelçisi Zoe Coulson-Sinclair, rezidansının kapılarını İhlas Haber Ajansı’na açtı. Türkiye - Yeni Zelanda ilişkilerini, Yeni Zelanda’nın dünya mutluluk endeksinde üst sıralarda olma nedenlerini, kişisel yaşamını ve Birinci Dünya Savaşı’nda ölen Yeni Zelanda askerlerini anlattı.

“Mutlu bir anne mutlu bir aile demektir”

Kendisi için ailenin çok önemli olduğunun altını çizen Coulson- Sincalir, “Aileniz mutlu olduğunda, işinizde üretken olabilirsiniz. Her şeyden önce ailemi neyin memnun edip mutlu edeceğini düşünmeyi seviyorum. Bunun bir parçası da işimde ve kariyerimde tatmin olmak. Çünkü mutlu bir anne mutlu bir aile demektir. Bu da şunu söylemeliyim ki kariyerimin aileme sunduğu fırsatlardan çok mutluyum. Örneğin bunun gibi ilginç ve egzotik yerlere gelmek gibi” diye konuştu.

Yeni Zelanda’nın Ankara Büyükelçisi Sinclair: 'Umduğumuz daha uzun süre kalmaları ve daha fazla harcamaları'

Kendisinin çok şanslı olduğunu, her sabah eşinin kendisini Yeni Zelanda kahvesiyle birlikte uyandırdığını anlatan Sinclair, güne başlamak için bunun kendisi için çok önemli olduğunu söyledi.

Şu anda Büyükelçiliğin üst katında yaşadığını söyleyen Coulson - Sinclair, “Muhtemelen işe gitmem 10 saniye sürer. Yani hayatım ve işim burada oldukça entegre. Ev tarafında yemek pişirme, temizlik ve çocuklara bakma sorumluluğunu paylaşırız. Yani dediğim gibi çok entegre bir ev hayatım ve iş hayatım var. Profesyonelliğiniz ve kişisel yaşamınız arasında o kadar büyük bir boşluk olmamalı ve tüm benliğimizi çalışmaya teşvik etmemiz gerekiyor. Yeni Zelanda halkının çeşitliliğini iyi temsil eden ve yansıtan bir diplomatik hizmete sahip olmaya çalışıyoruz” açıklamasında bulundu.

Türk yemeği yapmayı öğreniyor

Türk yemekleri yapmayı bilmediğini fakat onu nasıl yiyeceğini bildiğini söyleyen Sinclair, “Ülke çapındaki mutfak çeşitlerinizi denemekten zevk alıyorum ve bana birçok kez ülkenin bir yerinde Türk mutfağını denemiş olmamın tüm Türk yemeklerini anladığım anlamına gelmediği söylendi. Kızkulesi Sokak'taki komşum bana geçenlerde İngilizce bir Türkçe yemek kitabı verdi. Bu yüzden belki bir yıl içinde bana sorarsan, nasıl olduğumu görürüz” dedi.

Büyükelçi Sinclair, Türkiye ile daha önce etkileşimin olduğunun altını çizerek, “Yeni Zelanda'ya taşınan çok güzel Türklerle tanışma fırsatım oldu. Elbette, her Yeni Zelandalı çocuğun, Birinci Dünya Savaşı'na dahil olmamız sayesinde okulda öğrendiği Gelibolu'dan bahsetmeliyim. Neden hedef olarak Türkiye'yi seçtim? Sanırım bunu görmemle çok alakası vardı. Dünyanın bu bölgesindeki bu ülke çok egzotik. Türkiye çoğu zaman birçok ilginç jeopolitik gelişmenin merkezinde yer alıyor. Bu yüzden orayı benim için sonsuz büyüleyici bir yer haline getiriyor” dedi.

Yeni Zelanda’nın Ankara Büyükelçisi Sinclair: 'Umduğumuz daha uzun süre kalmaları ve daha fazla harcamaları'

“İnsanlık tarihinin derinliği hakkında daha fazla şey öğreneceğim için çok heyecanlıyım”

Türkiye denilince akla gelen ilk şeyin çeşitlilik olduğunu belirten Sinclair, Konya’yı, İstanbul’u, Anadolu Medeniyetler Müzesi’ni gezdiğini aktardı.

“İnsanlık tarihinin derinliği burada” diyen Sinclair, “Yeni Zelanda'dan geliyoruz, nispeten kısa bir insan uygarlığı tarihimiz var. Konu biyocoğrafyaya geldiğinde ilginç bir ülke. Ama burada Ankara'da yeni öğrenmeye başladım. Hititler olduğunu hiç duymadığım bir dizi medeniyet hakkında bilgi edinmeye başladım diyebilirim. Yani liste uzayıp gidiyor. Bu yüzden gerçekten şaşırdım ve insanlık tarihinin derinliği hakkında daha fazla şey öğreneceğim için çok heyecanlıyım” açıklamasında bulundu.

“Yeni Zelandalıların adil bir toplumda yaşadıklarını hissettiklerini söyleyebilirim”

Yeni Zelanda’nın dünyanın en mutlu ülkelerden biri olmasının sebebini açıklayan Coulson-Sinclair, “Mutluluk endeksinin arkasında ne olduğunu biraz çözmeniz gerekiyor. Benim anladığıma göre mutluluk endeksi bir dizi faktörü dikkate alıyor. Orada Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) ekonomik faktörü var. Fakat sağlığa, yaşam standardı ve yardımlaşmayı da içeriyor. İnsanların, kişisel özgürlük duygularını nasıl algıladıkları konusunda, kendilerini özgür hissedip hissetmedikleri ve yozlaşmış bir toplumda mı yoksa haklarının korunduğu bir toplumda mı yaşadıklarını hissedip hissetmedikleri gibi başka faktörler de var. Genel olarak Yeni Zelandalıların adil bir toplumda yaşadıklarını ve güçlü özgürlük duygusuna sahip olduklarını hissettiklerini söyleyebilirim. Bu yüzden Yeni Zelanda halkı dış mekanlarla etkileşime girmeyi seviyor. Sporu, sahile gitmeyi, yürüyüşe çıkmayı, tırmanmayı seviyorlar. Bunların hepsi ortalama bir Yeni Zelandalı için mümkün. Bu yüzden, bu mutluluk hissine katkıda bulunan faktörlerin bunlar olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

“Umduğumuz şey, turist çekerken, daha uzun süre kalmaları, daha fazla harcamaları”

Yeni Zelanda Turizm Bakanı Stuart Nash'ın ‘Ülkemizin günde 10 dolar harcayan turistlerle işi yok’ ifadelerine açıklık getiren Coulson-Sinclair, “Yeni Zelanda, pandemi boyunca turizmden çok etkilendi. Şimdi yeniden açıldık ve iş için açıldık, turistler akın ediyor ve bu bizi çok mutlu ediyor. Umduğumuz şey, turist çekerken, daha uzun süre kalmaları, daha fazla harcamaları. Aynı zamanda kültürle etkileşim kurmak isteyen turistleri yine teşvik etmemizdir” dedi.

“Her iki taraf da Gelibolu bağlantımızın o çok güçlü mirasına dayanan ilişkimizi nasıl canlandırabileceğimizi görmek istiyor”

Türkiye ile Yeni Zelanda arasındaki ilişkiyi de değerlendiren Coulson-Sinclair, “Bizim ilgilendiğimiz turizmimizde sürdürülebilirlik arayışı. Her iki taraf da Gelibolu bağlantımızın o çok güçlü mirasına dayanan ilişkimizi nasıl canlandırabileceğimizi ve tazeleyebileceğimizi görmek istiyor. Türk meslektaşımla karşılıklı olarak yararlı ve ilginç ekonomik fırsatların olduğu yerler üzerinde yakın bir şekilde çalışıyorum. Karşılıklı yarar sağlayan ekonomik fırsatları aramak bir numaralı öncelik. Çalışanlarımızın, insan bağlantılarını nasıl genişletebileceğimizi de görmek istiyoruz. Daha önce de belirttiğim gibi, Yeni Zelanda sınırları şimdi yeniden açıldı ve ‘Tatilde Çalışma’ programımız yeniden başladı. Temmuz ayında başvurulara açtık ve mevcut kotamız zaten doldu. Bu yüzden bu yıl için iki katına çıkacağız. Bu da gençlerin Yeni Zelanda'ya gelip, kültür ve insanlar ile etkileşime geçtiğini görmek beni çok mutlu ediyor. Türk öğrencileri Yeni Zelanda'ya çekmek için fırsatlar arıyoruz” diye konuştu.

Ortak tarihimizdeki çok üzücü ve trajik dönemden, arkadaş olmak için birlikte çalışma kararı çıktı”

Çanakkale Savaşı'nda Gelibolu yarımadasına çıkarma yapan ve ölen insanlar arasında Avustralyalılardan 8 bin 500, Yeni Zelandalılardan da 3 bin kişi vardı. Birinci Dünya Savaşı’na ilişkin de açıklamalarda bulunan Coulson-Sinclair, şunları söyledi:

“Gelibolu'ya ilk geldiğimizde bir İngiliz egemenliğinin parçasıydık. Yeni Zelanda'da olduğumuz ülke değildik henüz. Böylece, Birinci Dünya Savaşı'na katılarak, aslında kendi ulusal kimliğimizi geliştirme fırsatımız oldu. Büyük bir trajedi anından doğan bu çok önemli ulusal gelişmeyi, bu deneyimlerin bir kısmını Türk dostlarımızla paylaşıyoruz. Bu büyük trajedi zamanından yeni bir ulus doğdu. Dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleri, bir ülke için savaşın ne anlama geldiğini, aynı zamanda affetmeyi ve ülkelerin nasıl barış zamanının ötesine geçebileceğini düşünme duygusunu o kadar mükemmel bir şekilde özetliyor ki. Böylece, bir kez daha, ortak tarihimizdeki çok üzücü ve trajik, feci bir dönemden, arkadaş olmak için birlikte çalışma kararı çıktı. Dolayısıyla bu, insan çabasının çok karmaşık bir parçasıdır.”

Mevlüt İşli - Cem Geçim
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Şırnak’ta 112’ye asılsız ihbarda bulunan 13 kişiye idari para cezası kesildi Şırnak’ta 2024 yılında 174 bin 595 acil çağrıya cevap verildi. Asılsız ihbarda bulunan 13 kişiye idari para cezası kesildi. Şırnak’ta 2024 yılında 112 Acil Çağrı Merkezi personelinin verdikleri eğitimler ile birlikte 2 yılda asılsız çağrılarda bulunanların sayıları düştü. 2022 yılında yüzde 86 asılsız çağrı yapılırken, Acil Çağrı Merkezi personelinin verdikleri eğitimler ve çalışmalar ile birlikte bu oran 2024 yılında yüzde 69’a geriledi. 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Erhan Tatar, yapılan her asılsız bir ihbar nedeniyle yardıma muhtaç olan başka bir vatandaşa yardım edilemediğini belirtti. 112 Acil Çağrı Merkezi olarak önceliklerinin acil durumlarda yardıma ihtiyacı olan vatandaşlara en hızlı ve koordineli bir şekilde yardım ulaştırmak olduğunu söyleyen Tatar, "Acil durumlarda sadece 112’yi arayarak tüm birimlerimize ulaşabilmek, hem zaman hem de koordinasyon açısından çok önemli. 2022 yılında Şırnak’ta yüzde 86 oranında asılsız çağrı yapıldı, 112 Acil Çağrı Merkezi personelleri tarafından yapılan saha çalışmaları ve verilen eğitimler sonucu bu oran 2024 yılında yüzde 69’a düştü. Şırnak 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürlüğü olarak son 1 yıl içerisinde 174 bin 595 adet acil vakaya tüm birimlerimiz ile koordineli bir şekilde müdahale edilmiştir. 112 acil çağrı hattımızı gereksiz yere meşgul eden vatandaşlarımız oluyor maalesef. 2022 yılında yüzde 86, 2023 yılında yüzde 85 personellerimizin tanıtım ve eğitim faaliyetleri sonucunda 2024 yılında bu oran yüzde 69’a inmiştir" dedi. Asılsız çağrıda bulunanlara idari para cezası kesildi 2024 yılında 112 Acil Çağrı Merkezi’ne asılsız ihbarda bulunan kişilere idari para cezası kesildiğini kaydeden Tatar, "Vatandaşlarımızdan ricamız bu kadar önemli ve yoğun bir acil çağrı hattı olan 112’yi gereksiz aramamaları. 112 Acil Çağrı Merkezi’ni gereksiz yere meşgul eden vatandaşlarımıza da idari para cezası uygulanmaktadır. 2024 yılı içerisinde 13 kişiye toplam 25 bin 740 TL idari para cezası uygulanmıştır" ifadelerini kullandı. Asılsız ihbarlar, gerçek ihbarlara engel 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan asılsız ihbarların, yardıma gerçekten muhtaç olan vatandaşların yapacağı gerçek ihbarların önüne geçtiğini belirten Acil Çağrı karşılama personeli Deniz Özdemir ise, "Biz, çağrı karşılama memurlarının temel görevi vatandaşlarımızın verilen vakada ihtiyaç duyduğu birim veya birimlere yönlendirmek. 112’ye düşen ihbarlarda vatandaşlarımızın verdiği vakaya göre sağlık, emniyet, jandarma, itfaiye, orman, AFAD birimlerinden bir tanesi veya gerekli görülürse birden fazlasına olay yerine yönlendirmek üzere çağrıları aktarıyoruz. Çağrı alırken, hangi birimlere ihtiyaç duyulduğunu tespit etmek kadar bizim için aldığımız çağrının asıllımı asılsız mı olduğu çok önem teşkil ediyor. Çünkü, şöyle bir sıkıntı yaşıyoruz. Asılsız vaka aldığımızda gerçek vakalara ulaşamıyoruz. Vatandaşlarıma yardımcı olamıyoruz. Bunun önüne geçmek adına vatandaşlarımız aradığında gereksiz ihbarlarda veya gereksiz aramalarda bulunduklarını tespit ettiklerimizi, sistemimize düşen adreslerini irtibat numaralarını alıp idari para cezası kesmek üzere ilgili birimlere yönlendiriyoruz. Vatandaşlarımızdan 112’yi gereksiz yere meşgul etmemeleri, asılsız ihbarlarda bulunmamaları adına daha önem vererek, duyarlı olarak bizlere yardımcı olmalarını rica ediyoruz" diye konuştu. Eşine kızdı ’kendimi öldüreceğim’ dedi Bir kadının aradığını, eşinin öldüğünden, kaybolduğundan şüphe ettiğini ilettiğini aktaran Özdemir, "Çünkü eşi evi terk etmiş, ’kendimi öldüreceğim’ diye. Biz olay yerine ambulans, emniyet, jandarma, orman, AFAD, itfaiye tüm birimlerimizi arama kurtarma çalışmaları adı altında sahaya yönlendirdik, verilen adrese ve çevresine. Vatandaşı bulduklarında eşine kızıp o cümleleri sarf ettiğini, arabayı ana yolda kenara çekip uyuduğunu tespit ettik" dedi. 112 Acil Çağrı karşılama personeli Ferihan Demirelli ise, acil hastalar için uygun hastane bulmaya ve hastaların en hızlı bir şekilde sevklerini sağlayarak vatandaşların sağlığına kavuşmaları için çaba gösterdiklerini ifade etti.
Şırnak Şırnak’ta 112 Acil Çağrı Merkezi’ni asılsız ihbarda bulunan 13 kişiye idari para cezası kesildi Şırnak’ta 2024 yılında 174 bin 595 acil çağrıya cevap verildi. Asılsız ihbarda bulunan 13 kişiye idari para cezası kesildi. Şırnak’ta 2024 yılında 112 Acil Çağrı Merkezi personellerinin verdikleri eğitimler ile birlikte 2 yılda asılsız çağrılarda bulunanların sayıları düştü. 2022 yılında yüzde 86 asılsız çağrı yapılırken, Acil Çağrı Merkezi personellerinin verdikleri eğitimler ve çalışmalar ile birlikte bu oran 2024 yılında yüzde 69’a geriledi. 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Erhan Tatar, yapılan her asılsız bir ihbarın yardıma muhtaç olan başka bir vatandaşa yardım edilemediğini belirtti. 112 Acil Çağrı Merkezi olarak önceliğimiz acil durumlarda yardıma ihtiyacı olan vatandaşlara en hızlı ve koordineli bir şekilde yardım ulaştırmak olduğunu söyleyen Tatar, "Acil durumlarda sadece 112’yi arayarak tüm birimlerimize ulaşabilmek, hem zaman hem de koordinasyon açısından çok önemli. 2022 yılında Şırnak’ta yüzde 86 oranında asılsız çağrı yapıldı, 112 Acil Çağrı Merkezi personelleri tarafından yapılan saha çalışmaları ve verilen eğitimler sonucu bu oran 2024 yılında yüzde 69’a düştü. Şırnak 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürlüğü olarak son 1 yıl içerisinde 174 bin 595 adet acil vakaya tüm birimlerimiz ile koordineli bir şekilde müdahale edilmiştir. 112 acil çağrı hattımızı gereksiz yere meşgul eden vatandaşlarımız oluyor maalesef. 2022 yılında yüzde 86, 2023 yılında yüzde 85 personellerimizin tanıtım ve eğitim faaliyetleri sonucunda 2024 yılında bu oran yüzde 69’a inmiştir” dedi. Asılsız çağrı da bulunanlara idari para cezası kesildi 2024 yılında 112 Acil Çağrı Merkezi’ne asılsız ihbarda bulunan kişilere idari para cezası kesildiğini kaydeden Tatar, “Vatandaşlarımızdan ricamız bu kadar önemli ve yoğun bir acil çağrı hattı olan 112’yi gereksiz aramamaları. 112 Acil Çağrı Merkezi’ni gereksiz yere meşgul eden vatandaşlarımıza da idari para cezası uygulanmaktadır. 2024 yılı içerisinde 13 kişiye toplam 25 bin 740 TL idari para cezası uygulanmıştır” ifadelerini kullandı. Asılsız ihbarlar, gerçek ihbarlara engel 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan asılsız ihbarların, yardıma gerçekten muhtaç olan vatandaşların yapacağı gerçek ihbarların önüne geçtiğini belirten Acil Çağrı Karşılama Personeli Deniz Özdemir, “Biz, çağrı karşılama memurlarının temel görevi vatandaşlarımızın verilen vakada ihtiyaç duyduğu birim veya birimlere yönlendirmek. 112’ye düşen ihbarlarda vatandaşlarımızın verdiği vakaya göre sağlık, emniyet, jandarma, itfaiye, orman, AFAD birimlerinden bir tanesi veya gerekli görülürse birden fazlasına olay yerine yönlendirmek üzere çağrıları aktarıyoruz. Çağrı alırken, hangi birimlere ihtiyaç duyulduğunu tespit etmek kadar bizim için aldığımız çağrının asıllımı asılsız mı olduğu çok önem teşkil ediyor. Çünkü, şöyle bir sıkıntı yaşıyoruz. Asılsız vaka aldığımızda gerçek vakalara ulaşamıyoruz. Vatandaşlarıma yardımcı olamıyoruz. Bunun önüne geçmek adına vatandaşlarımız aradığında gereksiz ihbarlarda veya gereksiz aramalarda bulunduklarını tespit ettiklerimizi, sistemimize düşen adreslerini irtibat numaralarını alıp idari para cezası kesmek üzere ilgili birimlere yönlendiriyoruz. Vatandaşlarımızdan 112’yi gereksiz yere meşgul etmemeleri, asılsız ihbarlarda bulunmamaları adına daha önem vererek, duyarlı olarak bizlere yardımcı olmalarını rica ediyoruz” diye konuştu. “Eşine kızdı ’kendimi öldüreceğim’ dedi” Bir bayan vatandaşın aradığını, eşinin öldüğünden, kaybolduğundan şüphe ettiğini ilettiğini aktaran Özdemir, "Çünkü eşi evi terk etmiş, kendimi öldüreceğim diye. Biz olay yerine ambulans, emniyet, jandarma, orman, AFAD, itfaiye tüm birimlerimizi arama kurtarma çalışmaları adı altında sahaya yönlendirdik, verilen adrese ve çevresine. Vatandaşı bulduklarında eşine kızıp o cümleleri sarf ettiğini, arabayı ana yolda kenara çekip uyuduğunu tespit ettik” dedi. 112 Acil Çağrı karşılama personeli Ferihan Demirelli ise, acil hastalar için uygun hastane bulmaya ve hastaların en hızlı bir şekilde sevklerini sağlayarak vatandaşların sağlıklarına kavuşmalarını için çaba gösterdiklerini ifade etti. (MŞ-RK-Y)
Elazığ CHP’li İzmir Belediyesinin okul inşaatı krizi: Depremi yaşayan Elazığ’daki okul inşaatı 10 milyon lira zararla yarım kaldı Elazığ’da 24 Ocak 2020 depreminde hasar gören Atatürk Lisesinin yeniden inşası, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan projede ödeme yapılmaması nedeniyle yarım kaldı. 62 milyon lira bedelle ihale edilen okulun inşaatı, yüklenici firmanın 10 milyon lira zarar etmesi sonucu durdu. Firma sözleşmeyi feshedip mahkemeye başvururken Kamu İhale Kurumu tarafından bir yıl süreyle ihalelere katılma yasağı getirildi. Depremzedelere umut olan okulun inşaatının tamamlanabilmesi için belediyeden açıklama ve destek bekleniyor. Elazığ’da 24 Ocak 2020 depreminde hasar gören Atatürk Lisesinin yeniden yapımına yönelik İzmir Büyükşehir Belediyesinin başlattığı proje, ödemelerin yapılmaması nedeniyle yüklenici firma tarafından durduruldu. 62 milyon 62 bin lira bedelle ihale edilen ve 32 derslikli olarak planlanan okul inşaatı, ödeme krizinin ardından yarıda kaldı. Yüklenici firma, yaklaşık 10 milyon lira zarar ettiğini belirterek sözleşmeyi feshetti ve süreci mahkemeye taşıdı. Projenin ihalesini kazanan Zanew İnşaat ve Arin Yapı iş ortaklığı, inşaata başladıktan sonra, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hak edişlerinin ödenmemesi nedeniyle zorluklarla karşılaştı. Firma yetkilileri, ’’Paralarımız olmadığını söylediler, ödemeler yapılamaz dediler. Biz buna rağmen işe devam ettik, ancak süreç uzadı. Noterden ihtarname göndererek alacaklarımızın ödenmesini talep ettik ama geri dönüş alamadık’’ ifadelerini kullandı. Yüklenici firma, alacaklarını tahsil etmek amacıyla icra takibi başlatırken, İzmir Büyükşehir Belediyesi mahkeme yoluyla bu takibe itiraz etti. Ayrıca, Kamu İhale Kurumu, Zanew İnşaat ve Arin Yapı iş ortaklığına bir yıl süreyle ihalelere katılma yasağı getirdi. Firma yetkilileri, bu kararı haksız bularak iptal edilmesi için Ankara İdare Mahkemesine başvurdu. Firma yetkilileri, projeye yaklaşık 10 milyon lira harcadıklarını, ancak hiçbir yetkilinin projeyle ilgilenmediğini savundu. Firmanın yönetim kurulu başkanı Abdullah Demirci, ’’CHP’li milletvekilleri ve heyetler Elazığ’a gelirken diğer okulları ziyaret ediyor, ancak bu okulun akıbetini soran yok. Biz burada mağduruz ve bizi kimse dinlemiyor’’ diyerek yetkililere çağrıda bulundu. ’’Herhangi bir sonuç alamadık’’ Yüklenici firma olan Arin Yapı ve Zanew İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Demirci, ’’2023 yılında ihalesi yapılan bu okula başladık ve işimize devam ettik. Birinci ve ikinci olan 10. ve 11. hak edişlerimizi İzmir Büyükşehir Belediyesi İzbeton’a gönderdiğimiz zaman paralarının olmadığını ve ödemeyi şimdilik yapamayacaklarını söylediler. Buna rağmen biz işimizi devam ettirdik ve kış şartlarında inşaatımızı durdurduk. Bu süre zarfında kendileri, seçim olduğunu ve seçimden bu işi çözeceklerini söylediler. Seçim olduktan sonra maalesef bu işi çözemediler, paralarımızı ödeyemediler. Bunun akabinde biz de kendilerine noterden ihtarname atarak bu alacaklarımızın ödenmesi ve ilerdeki iş programımızdaki ödenek dilimlerinin belirlenmesi istediğimiz halde bize bir dönüş olmadı ve cevap vermediler. Bununla ilgili olarak biz de ikinci ihtarnamemizde bu işi feshettiğimizi kendilerine bildirdik. Akabinde arabulucu avukatlık bürosuyla uzlaşmaya gittik maalesef herhangi bir sonuç çıkaramadık’’ dedi. ’’Bilgimiz olmadan suçluymuşuz gibi yasak getirdiler’’ Belediyenin 15 Ağustosta kendilerine ihtarname göndererek işi feshettiklerini belirttiklerini kaydeden Demirci, ’’Biz de kendilerine içeride bulunan alacaklarımızı icra takip başlattık. Kendileri de bu icra takibine mahkeme kararıyla itiraz ettiler. Bizim içeride bulunan teminatlarımızı nakliyeye çevirmeleri ve teminat mektuplarımızı yakmak istediler. Bize tekrardan mahkeme kararı çıkararak bu teminatların yakılamayacağını, nakliyeye çevrilemeyeceğini ve mahkeme sürecinin devam etmesinden dolayı kendilerine tebliğ edildi. Zararımızdan dolayı bir dava daha açmış bulunmaktayız. Kendileri de 1 Ağustosta Kamu İhale Kurumundan Arin Yapı ve Zanew iş ortaklığına bir yıl ihalelere yasak vermişlerdi. Burada verilen bu kararı esefle kınıyorum. Bizim bilgimiz olmadan ve suçluymuşuz gibi bize bir de bu yasağı getirdiler. Biz de buna karşılık olarak Ankara İdari Mahkemesine kararı durdurmak için dava açtık. Şu an mahkeme kararını bekliyoruz. Burada bulunan bir enkazı bu kadar CHP’li milletvekilleri, heyetleri Elazığ’a gelirken ve diğer okulları gezerken neden bir gün gelip de burada bu okulun akıbetini soran olmuyor. Burada art niyet olduğunu ve hiç kimsenin bu okulla ilgilenmek istemediğini düşünüyorum. Biz burada mağduruz ve bizi kimse dinlemiyor. Buradan Elazığ’daki tüm bürokratlara çağrıda bulunmak istiyorum, lütfen elbirliğiyle gelin şu enkazı ortadan kaldıralım. Buraya yaklaşık 10 milyon lira para harcadım’’ diye konuştu.