DÜNYA - 25 Aralık 2024 Çarşamba 10:21 | Son Güncelleme : 25 Aralık 2024 Çarşamba 10:25

Yemen’deki Husilerden İsrail’e yeni füze saldırısı

A
A
A

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Yemen’deki İran destekli Husiler tarafından fırlatılan bir füze nedeniyle ülkede sirenlerin çaldığını ve milyonlarca İsraillinin tedbir amacıyla sığınaklara gönderildiğini açıkladı. Füzenin İsrail hava sahasına girmeden önlendiği bildirildi.

Yemen'deki İran destekli Husilerin İsrail’e yönelik bir misilleme saldırısı daha gerçekleştirdiği bildirildi. İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada, Husiler tarafından fırlatılan bir füze nedeniyle ülkede sirenlerin çaldığı ve milyonlarca İsraillinin tedbir amacıyla sığınaklara gönderildiği kaydedildi. Füzenin İsrail hava sahasına girmeden önce önlendiği ifade edilirken, son saldırı Husilerin bir hafta içinde İsrail’e yönelik gerçekleştirdiği 5’inci füze saldırısı olarak kayıtlara geçti.

Husiler dün de füze fırlatmıştı
IDF, son olarak dün Husiler tarafından fırlatılan bir füze nedeniyle ülkenin orta ve güney kesimlerinde sirenlerin çaldığını açıklamış, füzenin başarılı bir şekilde etkisiz hale getirildiği bildirilmişti. Geçtiğimiz cumartesi günü ise Yemen'den fırlatılan bir balistik füzenin Tel Aviv’e düşmesi sonucu 18 kişi yaralanmıştı. IDF, Husiler tarafından fırlatılan füzeyi durdurma çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığını açıklamıştı.

Yemen’deki Husilerden İsrail’e yeni füze saldırısı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kanser tedavisi gören çocuklar yılbaşı partisinde doyasıya eğlendi Çocukluk çağı kanserleriyle mücadele eden minik kahramanlar ile bu zorlu mücadeleden zaferle çıkan çocuklar ve gençler Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde düzenlenen yeni yıl partisinde bir araya gelerek, bol bol eğlendiler. Aileleri ile birlikte, masal dünyasını andıran bir ortamda şarkılar eşliğinde oynadılar; palyaçolar, balonlar, hediyeler ve yeni yıl pastasıyla 2025’i neşeyle ve umutla karşıladılar. İki yıl önce kanserle tanışan ve tedavisi tam da planlandığı gibi 6 ayda biten 21 yaşındaki Elif Naz Temizel de çocuklara moral için geldi. Kanserle mücadele sürecinde bir yandan psikolojik tedavi gören diğer yandan üniversite sınavına hazırlanan Temizel, kendisi de psikolog olarak kanser hastalarına destek vermek istedi. Halen üniversite ikinci sınıf öğrencisi olan Temizel, psikolog olup kanser hastalarına destek vermeyi hedefliyor. Çocukluk çağında yaygın görülen lenfoma ve lösemi gibi kanserler, günümüzde büyük ölçüde başarıyla tedavi edilebiliyor. Tıptaki gelişmelere, ailelerin moral ve motivasyonları ile çocuklarına verdikleri destek de eklenince, zorlu süreç tamamen geride kalabiliyor. Yeni yıl öncesi, çocukluk çağı kanserleriyle mücadele eden minik kahramanlar ve aileleri yeni yıl partisinde bir araya gelerek doyasıya eğlendiler. Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde düzenlenen etkinliğe, miniklere hayat veren ve ‘şirin dede’ diye seslendikleri Çocuk Hematolojisi ve Çocuk Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Canpolat da katıldı. Prof. Dr. Cengiz Canpolat; çocukluk çağı kanserlerinin erişkin kanserlerine göre çok daha az sayıda görüldüğünü ama tedavisinin daha uzun ve zor olduğunu söyledi. Prof. Dr. Canpolat, günümüzde tıpta ve teknolojideki gelişmelerle çocukluk çağı kanserlerinin sağ kalım oranlarının ülkemizde de batılı ülkelerle aynı düzeye ulaştığını söyledi. “Çok sık gördüğümüz bir kanser değildi” Etkinliğe katılan 21 yaşındaki Elif Naz Temizel de 18 yaşındaydı kanserle tanıştığında. 10 Aralık 2003 doğumlu olan Temizel’e, 2021 yılının ocak ayında geniz eti operasyonu sırasında büyük bir kitle görülmesi üzerine nazofarenks kanseri teşhisi koyduklarını belirten Prof. Dr. Canpolat “Nazofarenks kanseri çocukluk çağı kanserleri sıralamasında alt sıralarda yer alıyor, bu yaş grubunda çok sık gördüğümüz kanserlerden biri değil. Teenage (ergenlik) yaş grubunda yani 13-19 yaşları arasında daha çok bunları görüyoruz. Elif Naz’a 5 kür kemoterapi uyguladık, kemoterapiye bağlı ağız kuruluğu, ağız yaraları gibi komplikasyonları Elif Naz’da da gördük. 5’inci kürün sonunda tedaviye tam yanıt aldık. Ardından radyoterapi gördü. Bu esnada da yan etkiler olarak ağız kuruluğu, yemeklerin tadını ve kokusunu alamama gibi bir çok yan etkiye maruz kaldı ama bunların hepsini ailece çok iyi tolere ettiler. Şu an hiçbir sıkıntısı yok. Bizim takibimizden çıkmak istemiyor. Aslında tüm dünyada bu yaş, adölesan ve genç erişkin grubu dediğimiz yaş grubunun içine giriyor ve Pediatrik Onkoloji Hematoloji Uzmanları tarafından takip ediliyorlar. Biz de onu çok seviyoruz. Şu an psikoloji okuyor ve çok mutlu” diye konuştu. “Psikolog olup kanser hastalarına destek olacağım” Etkinliğe katılarak miniklerle eğlenceli saatler geçiren, onlara moral ve motivasyon sağlayan Elif Naz Temizel de kanserle tanışma öyküsünü şöyle anlattı: “Ailemle birlikte kulak tıkanıklığı sorunum nedeniyle özel bir hastaneye gitmiştik. Henüz 19 yaşıma basmamıştım. Sürekli bir kulak tıkanıklığı sorunu yaşıyordum. Doktor önce geniz etidir diye düşündü ama ameliyatta farklı bir şey olduğu ortaya çıktı. Burnumun ilerisinde doku görünmesiyle patolojik parça alındı ve kanser tanısı konuldu. Çok erken teşhis edilmişti. Danıştığımız doktor tanıdıklarımız bizi Cengiz Canpolat hocamıza yönlendirdi. Cengiz hocamıza gittiğimizde bize 6 ayda biter demişti. 5 kür kemoterapi ve 35 seans radyoterapi aldım, gerçekten de 6 ayda tedavim başarıyla tamamlandı” dedi. Kanser tanısı aldığında ‘saçlarım dökülecek’ diye düşünüp hüngür hüngür ağladığını söyleyen Temizel sözlerine şöyle devam ediyor: “Benim ve çevremdekilerin kanser konusunda bilgisi yoktu. Tedavi sürecinde benden çok daha zorlu mücadele veren diğer küçük çocukları gördüğümde benim sorunlarımın onların yanında çok önemli olmadığını düşündüm. Bir yandan da psikolojik tedavi alıyordum. Aslında tedaviye başlamadan önce de psikolog olmayı istiyordum ama kafamda sorular vardı: Acaba bir insanı uzun süre dinleyebilir miyim? diye. Ama seanslarımda psikoloğumun bana yaklaşımları ve verdiği destek eşsizdi. O zaman psikolog olmaya iyice karar verdim! Bu hastalıkta en önemli etken, psikolojik destek. Ailemin benim yanımda bir kere bile ağladığını görmedim. Çok güçlü bir ailem var. Bana çok büyük güç verdiler. Ben de halen üniversitede 2. sınıfta psikoloji okuyorum ve çevre edinip hastalara destek olmak, onlara güç vermek en büyük hayalim!” "Yılbaşı partisinde doyasıyla eğlendiler" Etkinliğe katılan miniklerden biri de 8 yaşındaki Hira Zıraman’dı. Lösemi ile henüz 27 aylıkken tanışan Hira’yı ailesi yüksek ateş şikayetiyle hastaneye götürdü. Yapılan tetkikler sonrası lösemi teşhisi konuldu. Yüksek riskli grupta olan Hira’ya 26 ay süresince kemoterapi ve radyoterapi tedavisi uygulandı ve tamamen iyileşti. Hastanede zorlu mücadelesine rağmen neşe saçan ve diğer hastalara da motivasyon sağlayan, morallerini yükselten Hira halen 3. sınıfa gidiyor. Büyüyünce veteriner olmayı istediğini belirten Hira Zıraman, "Ben hayvanları çok seviyorum. Benim de köpeğim, kuşum ve tavuğum var. Anneannemlerin bahçesinde tavuklarımı besliyorum. Onların hiç hasta olmasını istemiyorum. Onlarla oynuyorum, ayrıca jimnastiğe ve yüzmeye gidiyorum. Bir de gülmeyi çok seviyorum.” diye konuştu.
Erzincan Aile Hekimi Dr. Çetin, yeni yönetmeliği anlattı 30 Ekim tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği ilgili değerlendirmelerde bulunan Erzincan Mimar Sinan Aile Sağlığı Merkezi Aile Hekimlerinden Dr. Mehmet Oğuz Çetin, “Yeni yönetmelikle birlikte aile hekimleri, kronik hastalıkların tarama ve takip süreçlerinde daha etkin bir rol üstlenecek” dedi. Dr. Mehmet Oğuz Çetin, Aile Sağlığı Merkezlerinde yürütülen hizmetler, Aile Hekimliğinin koruyucu sağlık hizmetlerindeki önemi ve Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan yeni aile hekimliği yönetmeliği hakkında açıklamalarda bulundu. Aile Hekimi Dr. Çetin, sisteme kazandırılan yeniliklerin hem bireysel hem de toplumsal olarak değerli olduğunu belirterek yaptığı açıklamada; “Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan yeni düzenlemelerle birlikte, aile hekimliği sistemine kazandırılan yeniliklerin hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bu yönetmelik, birinci basamak sağlık hizmetlerinin gücünü artırmayı ve halk sağlığına yönelik daha etkili çözümler sunmayı amaçlıyor. Özellikle kronik hastalıkların erken teşhisi, düzenli takibi ve akılcı ilaç kullanımı gibi başlıklarda önemli adımlar atıldığını görüyoruz” dedi. “Erken teşhis etme ve etkin şekilde takip edebilme olanakları artacak” Kronik rahatsızlıkların giderek yaygınlaştığına ve erken teşhis ile kontrol altına alınabileceğine değinen Aile Hekimi Çetin; “Toplumumuzda obezite, diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıkları gibi kronik sağlık sorunlarının giderek yaygınlaştığını hepimiz biliyoruz. Bu düzenlemeyle, aile hekimlerimizin bu hastalıkları erken teşhis etme ve etkin şekilde takip edebilme olanakları artacak. Hastalık Yönetim Platformu gibi yeni uygulamalar sayesinde, sadece hastalıkların tedavisi değil, önlenmesi ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazandırılması da mümkün olacak. Özellikle sık görülen kanser türlerine yönelik tarama programlarının güçlendirilmesi, erken teşhisle birlikte tedavi başarısını artırabilir” şeklinde konuştu. “Akılcı ilaç kullanımı” Akılcı ilaç kullanımının hem bireysel sağlığın korunması hem de ülke ekonomisi açısından oldukça önemli bir konu olduğunu ifade eden Aile Hekimi Çetin, “Gereksiz ilaç tüketiminin önlenmesi, ilaçların daha doğru ve etkili bir şekilde kullanılması için aile hekimlerinin rehberlik yapacağı bir sistemin oluşturulması oldukça kıymetli bir adım. Bu sayede hem sağlık kaynakları daha verimli kullanılacak hem de vatandaşlarımız gereksiz ilaç kullanımı nedeniyle oluşabilecek yan etkilerden korunmuş olacak” sözlerini kullandı. Yönetmelikte yer alan bir diğer dikkat çekici yeniliğin birinci basamak sağlık hizmetlerinin hasta odaklı bir yaklaşımla yeniden ele alınması olduğunu belirten Çetin, “Aile hekimlerinin kronik hastalık yönetimi, çocuk ve anne sağlığı, aşılama ve genel koruyucu sağlık hizmetlerindeki rolleri daha da belirginleşiyor. Bu durum hem sağlık çalışanlarının motivasyonunu artıracak hem de vatandaşlarımızın daha kaliteli ve kapsamlı bir hizmet almasını sağlayacaktır” ifadelerini kullandı. Her değişiklik de olduğu gibi, yeni yönetmeliğin de uygulama süreçlerinde bazı zorluklarla karşılaşılmasının muhtemel olduğuna değinen Çetin, “Bu tür yeniliklerin uzun vadede sağlık sistemimize ve toplum sağlığına çok büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum. Sağlıklı bir geleceğin, güçlü bir birinci basamak sağlık sistemiyle mümkün olabileceği gerçeğini göz önünde bulundurmalıyız” dedi. “Yeni yönetmelik tedavi süreçlerini daha verimli hale getirecek” Son olarak Aile Hekimi Çetin, yaptığı açıklamada, “Sonuç olarak, yeni aile hekimliği yönetmeliği hem koruyucu sağlık hizmetlerini hem de tedavi süreçlerini daha verimli hale getirecek yenilikçi bir adım. Bu tür düzenlemelerle, sağlık sistemimizi daha güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturabileceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu.