EKONOMİ - 16 Eylül 2014 Salı 11:41

Vestel, LED aydınlatma pazarının lideri oldu

A
A
A
Vestel, LED aydınlatma pazarının lideri oldu

Vestel LED Aydınlatma tarafından aydınlatma sistemleri yenilenen Fransız Sarayı, Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan ve Vestel’in iş ortaklarının katıldığı özel bir davete ev sahipliği yaptı.

Davette konuşma yapan Erdoğan, “LED aydınlatma ürünleri, klasik aydınlatmaya göre yüzde 80’e varan tasarruf sağlıyor. İşyeri, ev ve fabrikalardaki aydınlatmaların günde 12 saat kullanıldığı düşünülürse bu mekanlara yapılacak LED aydınlatma yatırımı ortalama 1-1,5 sene gibi bir sürede amorti edilebiliyor” dedi.

Yılda 10 milyon TV üretme kapasitesine sahip Vestel’in LED’deki tecrübesini son dört yıldır aydınlatma alanına da taşıdığını belirten Erdoğan, şunları ifade etti:

“Vestel City’de Ar-Ge, kalite, üretim bölümlerimizi kurduk. Çeşitli illerde de satış pazarlama ekipleri kurduk. Türkiye'de LED aydınlatma konusunda 2014 yılı itibariyle pazar lideri konumuna geldik. Yerli tasarım ve yerli üretim LED Aydınlatma ürünlerimizle bu kadar kısa bir sürede pazar lideri olmaktan çok gururluyuz. Hem Türkiye hem de yurt dışında satışlarımız her sene katlanarak artmaya devam ediyor. Biz Vestel olarak her şeyi dünya ölçeğinde düşünüyoruz.”

Yeni binada sıfırdan LED aydınlatma kullanılırsa sekiz ayda yatırımın amorti edilebileceğini de vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
“LED aydınlatmanın ilk yatırım maliyeti biraz pahalı gibi görünebilir ancak bu yanlış algının değişmesi lazım. Araştırmalara göre, 2020 yılına kadar dünyada satılan aydınlatma ürünlerinin yüzde 75 oranında LED ürünler olacağı öngörülüyor. Bu öngörüyü destekler şekilde bazı ülkelerde LED aydınlatmaya geçilebilmesi için yüksek oranda sübvansiyon sağlanmaya başlandı. Türkiye’de de LED aydınlatmaya geçişin hükümet politikalarında yavaş yavaş yer almaya başladığını görüyoruz ve bu politikaların hızla artacağına inanıyoruz.”

LED AYDINLATMADA DÜNYA STANDARDINDA ÜRETİM
Vestel LED Aydınlatma olarak pazarı büyütmeyi hedeflediklerini anlatan Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye'deki 1 milyar dolarlık aydınlatma pazarının yüzde 10 dolayında bir kısmı LED pazarı. Türkiye LED aydınlatmada daha çok ithalatçı ülke konumunda. Biz bunu tersine çevirmek istiyoruz. İthalatta gerekli standart ve düzenlemeler yapılamadığı için kalitesiz ve standartlara uymayan LED ürünleri de ülkemize giriyor. Bu ürünler maalesef LED aydınlatma ile ilgili negatif yorumlara sebep oluyor. Bunun önüne geçmek için Vestel City’de kendi aydınlatma laboratuvarlarımızı kurduk ve İTÜ Enerji Enstitüsü'nde de aydınlatma laboratuvarının oluşturulmasına destek olduk. Burada ithal edilen malzemelerin dünya standartlarına uygun olup olmadıklarını test ediyoruz.”  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında sanıkların yargılanmasına devam edildi İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 7. duruşmasına devam edildi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı ile birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan ve ana dava dosyası ile birleştirilen iddianame ile sanık sayısı 61’e yükselmişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen 7. duruşmanın 2. gününde devam edildi. Duruşmaya, 6’sı tutuklu bir kısım tutuksuz sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise duruşmaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada, sanıklar yoklamalarının ardından savunma yaptı. Duruşmada savunma yapan ve iddianamede ismi örgüt lideri olarak geçen tutuklu sanık Fırat Sarı, "Tutukluluğumuz 20 aydır, soruşturma ise 3 yıldır sürüyor. Hayatını çocuklara adamış insanlar burada bebek katili oldu. Ben 20 aydır içerideyim, beni sonsuza kadar burada mı tutacaksınız? Elinizde bir taş yani somut bir delil var mı?" ifadelerini kullandı. "Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor" Savunmasının devamında sanık Sarı, "Bu dosya medyaya çok farklı lense edildi, medyada bu dosyayı korkunç bir biçimde cinayet işler gibi ele aldı ve biz bu durumdayız. Halime bebek, beyin ölümü ile doğmuş bir bebektir. Ben hastaya ne yapmışım, ben canavarım, korkunç bir hekimim ya hani, ben Halime bebeğe tomografi çektirmeye gönderdim. 20 dakika boyunca canlandırmakla uğraştım. Ben bebeğe MR çektirmediğim için suçlandım. Bebeğin beyin ölümü gerçekleşmiş canlandırmaya çalışıyoruz neyin MR’ını çekelim, hastanın damar yolu kalmadı. Bunu sorgulamadılar. 112 bu bebeği neden Çorlu Reyap Hastanesine sevk etti? Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor. Emrullah Erdinç’in uyuşturucudan gözaltına alınması tesadüf değildir. Seher Cuhadar ve Erol Vural gibi isimler çıktı şimdi ortaya. Ben bu insanları tanımıyorum, hayatım boyunca da görmedim. Ben bu duruşmada ev hapsi talep ediyorum, bunu ilk kez istiyorum" şeklinde konuştu. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Zeki Ötünç, "Bebek için gerekli olan her şeyi yaptım, ihmal yok. Annelerin içi rahat edebilir. Bunu mahkemeye kanıtlayacağım. 1986 yılından beri doktorluk yapıyorum. 18 yıldır yenidoğan yoğun bakıma bakıyorum. Bana, cinayet işlediğim söyleniyor. Bunun basında çıkan haberlerin etkisi olduğunu düşünüyorum. Cezaevine girdiğimde çok sinirlenmiştim, diğer mahkumlar neden buradasın dediğinde duvarlara vurarak ’bebek öldürmüşüm ben’ demiştim. Bunun ne kadar kötü bir durum olduğunu bilemezsiniz. Bebekler anne karnından doğar doğmaz biz görmüyoruz. Doktorlar doğum işlemi sonrası bize teslim ediyor. Bu yüzden doğum sırasında yaşanan bir ihmal olmuş mu ya da başka bir durum oldu mu bilemiyoruz. Biz doğum sonrası ortaya çıkan olaylardan sorumluyuz. Bu bebeklerin sorunlarının doğum sırasında meydana gelmediğini nereden biliyoruz? Ben yenidoğan doktoruyum ve bir bebeği öldürmekle suçlanıyorum, bunu da para için yaptığım söyleniyor. Bu korkunç bir şey, kimseyi öldürme kastım yoktur" dedi. Savunma yapan tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı ise, "Opara bebek hakkında ismimin geçtiği tek yer var, o da bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşmak. Bunu da şu şekilde açıklıyorum; bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşacak doktorun olmaması. Ben sorumlu hemşireyim, gece vefat eden bir bebeğin ölümünü ben haber veremem mesai saatimin dışında. Ne yaparsam yapayım ömür boyu bu dosyadan kurtulamayacakmışım gibi hissediyorum. Herkes çocuklara ben müdahale etmedim diyor, bu çocuklara kim müdahale etti ben çok merak ediyorum. Şeyhmus Çelik, 44 gün yatan bebek için ben görmedim dedi, 60 yaşına gelmiş adam bunu söyledi" şeklinde konuştu. Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına ve eksik hususların giderilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarının alınmasına devam etmek için duruşmayı yarın saat saat 10.00’a erteledi.
Sinop Batı Karadeniz’de fırtına uyarısı: Soğuk ve kar kapıda Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Batı Karadeniz için fırtına ve ardından etkisini artıracak soğuk hava dalgasına karşı uyardı. Yapılan son değerlendirmelere göre bölgede rüzgâr bu geceden itibaren doğu ve kuzeydoğudan 6 ila 8 kuvvetinde (50–75 km/saat) fırtına şeklinde esecek; fırtınanın Perşembe akşam saatlerinden sonra etkisini kaybetmesi bekleniyor. Yetkililer, ulaşımda yaşanabilecek aksamalar başta olmak üzere olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmasını istedi. Öte yandan 26 Aralık Cuma gününden itibaren bölge genelinin soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına girmesi öngörülüyor. Yağışların iç kesimlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağı tahmin edilirken, halen mevsim normalleri civarında seyreden sıcaklıkların bölge genelinde 4 ila 10 derece azalacağı bildirildi. Soğuk havanın önümüzdeki hafta boyunca da etkisini sürdürmesi bekleniyor. Bu süreçte özellikle gece ve sabah saatlerinde sıcaklıkların düşmesine bağlı olarak iç kesimlerde buzlanma ve don olaylarının görülebileceği, buna bağlı olarak kara, hava ve deniz ulaşımında aksamalar yaşanabileceği değerlendiriliyor. Tarımsal faaliyetlerin sürdüğü bölgelerde ise soğuk hava ve don olaylarının zirai don riskini artırarak ürün kayıplarına yol açabileceği uyarısı yapıldı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 26 Aralık 2025 ile 2 Ocak 2026 tarihleri arasında bölgeye bağlı il merkezlerinde en düşük hava sıcaklıklarının eksi değerlere kadar düşebileceğini belirterek, yayımlanacak tahmin ve meteorolojik erken uyarıların yakından takip edilmesinin önem taşıdığını vurguladı.