ÇEVRE - 09 Haziran 2021 Çarşamba 12:20

Uzungöl kıyısındaki kaçak yapıların yıkımına 15 Eylül'de başlanacak

A
A
A
Uzungöl kıyısındaki kaçak yapıların yıkımına 15 Eylül'de başlanacak

Türkiye’nin dünyaca ünlü önemli turizm merkezlerinden biri olan ve son yıllarda kaçak yapılaşma ile gündeme gelen Trabzon'un Çaykara ilçesindeki Uzungöl’ün eski görünümüne kavuşması için göl kıyısını çevreleyen hazine arazisi üzerindeki kaçak yapıların yıkımına 15 Eylül tarihinde başlanacak. Kötü görüntüye neden olan çoğu iş yeri 50'ye yakın yapıların yıkımı için turizm sezonunun bitmesi beklenecek.

Özel mülkiyetli araziler kamulaştırılırken, görüntü kirliliği ortadan kaldırılacak Uzungöl, beton ve yapı yoğunluğundan arındırılmış olacak.

Trabzon’un Çaykara ilçesine bağlı doğal güzellikleri ile dünyaca ünlü olan Uzungöl’ün eski görünümüne kavuşması için çalışmalar sürüyor. Misafirlerini çam ağaçları ve yeşilin bin bir tonunu barındıran örtüsüyle karşılayan turizm merkezinin son yıllarda yoğun yapılaşma nedeniyle tepki çekmesi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Büyükşehir Belediyesi harekete geçmişti.

Uzungöl kıyısındaki kaçak yapıların yıkımına 15 Eylül'de başlanacak

Göl eski halini alacak
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Uzungöl Turizmciler Derneği Başkan Yardımcısı Murat Akyüz, yapılacak yıkımlardan sonra yapılacak projeyle gölün eski görünümüne kavuşacağını söyledi. Akyüz "Uzungöl’de önümüzdeki Eylül ayının 15’inde, yıkılması düşünülen, kötü görüntü arz eden kıyı kenar ve kamu alanı üzerindeki yerlerle alakalı bir çalışma yapılacak. Belediye Başkanının en son beyanatı bu yönde. Eylül 15’nden sonra böyle bir çalışma var. Bize göre Uzungöl’ün siluetinde çok önemli bir değişiklikler olacak ve eski halini alma noktasına gelecek. Buradaki çarpık kötü yapılaşma ortadan kalkacak. Çadırlar, panayır ortadan kalkacak. Yapılması düşünülen yerler oraları. Yani vatandaşa fazla zarar vermeyecek, en azından Uzungöl’e ufak bir dokunuşla eski haline getirme çalışması yapılıyor" dedi.

Büyükşehir Belediyesi'nin Uzungöl'de örnek çalışmalara imza attığını kaydeden Akyüz "Yapmış olduğu çalışma en azından umutlarımızı artırdı. Yani Büyükşehir kendisi yaptı, kendisi çalıştırıyor. Eğer yapıpta bir başkasına kiraya verse üzülecektik ve sıkıntı yaşayacaktık. Bu konuda Büyükşehir Belediye Başkanına teşekkür ediyoruz. Kendileri yapıp kendileri çalıştırdıkları için. Çalıştıkları yerlere de uygun fiyatlarla çalıştırıyorlar o da çok önemli. Yani Uzungöl’ün imajına, Uzungöl’le alakalı kötü düşüncelere en azından engel teşkil eder diye düşünüyorum. Zaten Uzungöl’ün o kadar kötü bir görüntüsü yok. Şu anda Uzungöl’de yapılaşma, inşaat yok. Kötü görüntü ortadan kalktığı zaman zaten Uzungöl eski haline alacak” diye konuştu.

Uzungöl kıyısındaki kaçak yapıların yıkımına 15 Eylül'de başlanacak

Uzungöl’e gezmeye gelen Hasan Korkmaz da Uzungöl’ün eski kartpostallık görüntüsünden eser kalmadığını belirterek “Ben doğanın bozulmamasından yanayım. İnsanların sosyal ihtiyaçlarını yada kişisel gidereceği yeme içme yerleri olması gerekiyor ancak çok betonlaşmaması gerekiyor. Bence bu doğanın görüntüsü bozulmaması gerekir. Şu andaki görüntüler uygun bir görüntü değil. Eski kartpostallardaki görüntüsünden eser kalmamış” şeklinde konuştu.

İstanbul’dan bölgeyi gezmeye gelen Ertuğrul Akgül ise projeyi desteklediklerini ifade ederek “Yeni yapılacak olan projeye katılıyorum. Özümüze dönmemiz gerekiyor. Görüntü kirliliğinden kurtulmamız lazım. Verilen karar çok doğru bir karar. Bende bir vatandaş olarak destekliyorum” ifadelerini kullandı.

Kaçak yapılar yıkılmış, gerginlik yaşanmıştı
Yaklaşık bin 650 hektar alan üzerine kurulu, 1989 yılında milli park ilan edilen ve 2003 yılında da yaklaşık 30 bin hektara varan özel çevre koruma bölgesi ilan edilen Uzungöl, son yıllarda çarpık yapılaşmasıyla ön plana çıkması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dikkatinden kaçmamıştı. Uzungöl'ü tıpkı Rize'nin Ayder Yaylası gibi çarpık ve çirkin yapılaşmasından kötü bir örneği olarak gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, gereken tedbirlerin alınmasını istemiş, bunun üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı harekete geçmişti. Gerekli incelemenin tamamlandığı Uzungöl’de bakanlık tarafından kaçak yapıların yıkımı için karar verilmiş, yıkım kararı bulunan 862 kaçak yapı sahibi, İmar Barışı'ndan yararlanmak için başvuru yapması üzerine imar barışına uygun olmadığı tespit edilen 112 yapıdan 17’si tıraşlanıp, kalan yapılar ise yıkılmıştı. 23 Aralık 2019 tarihinde gerçekleşen yıkımlarda vatandaşlar ve güvenlik güçleri arasında gerginlik yaşanmıştı.

Bekir Koca - Ozan Köse

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Herkesin gezmek istediği yaylalar onların geçim kaynağı Kastamonu’nun Tosya ilçesinde hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen 2 bin 200 rakımda bulunan doğal güzelliği ile büyüleyen yayladan vazgeçemiyor. Dağ turizmi ile dikkat çeken Kastamonu’nun yaylaları, hayvancılıkla uğraşan vatandaşlara da ev sahipliği yapıyor. Tosya ilçesinde hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar, hayvanlarını otlatmak için her yaz 2 bin 200 rakımdaki Ekincik Yaylasında konaklıyor. Mayıs ayında yaylalara çıkan yöre halkı, kış mevsimine kadar hayvanlarını otlatıyor. Yaylada sabahın erken saatlerinde işe koyulan vatandaşlar, hayvanlarını otlatmak için meraya gidiyorlar. Yayladaki ineklerinden sağdıkları sütten peynir, yoğurt, çökelek, tereyağı da yapan vatandaşlar, ürettikleri ürünleri satarak geçimlerini sağlıyor. “Benim ölümü de bu yaylaya koyun diyorum” Nisan ayında yaylaya taşındıklarını söyleyen Sebahat Yalçın, “Nisan ayında yaylaya çıkıyoruz, burada hayvanları otlatıyoruz. Hayvanlardan süt, peynir alıyoruz, çökelek yapıyoruz. Benim ikiz çocuklarım da var, onları da yanıma alıyorum. Ben, yaylaya çıkmayı çok seviyorum. Benim ölümü de bu yaylaya koyun diyorum. 28 yıldır yaylaya hayvan otlatmaya çıkıyorum. Komşularımızın da hayvanları oluyor, onları da otlatıyorum. Bizlere emanet ediyorlar, bizler de hem komşularımızın hayvanlarını hem de kendi hayvanlarımızı otlatıyoruz" dedi. “1980 yılından beri yaylaya çıkıyorum" Tosya Ekincik Köyü Muhtarı Recep Uğraşmış ise, yaylaların kendileri için taşıdığı öneme eğinerek “Nisan ya da Mayıs ayları gibi yaylaya çıkıyoruz. Kasım ayına kadar yaylalarda duruyoruz. Buralar bizim için çok önemli, 1980 yılından beri yaylaya çıkıyorum. Meralar bizim için çok önemli, buralar bizlerin gelir kaynağı. 8-10 aile yaz boyunca bu yaylada duruyor. Bizler her türlü kazancımızı yayladan sağlıyoruz. Burada tereyağı, yoğurt, peynir, çökelek yapıyoruz" diye konuştu. “Gençlerimize kesinlikle tavsiye ediyorum, yapılmayacak bir iş değil” Gençlere hayvancılıkla uğraşmaları tavsiyesinde bulunan Ramazan Uğraşmış da, “Sabah kalktığım zaman hayvanların tuzlama işlemlerini yapıyorum. Ardından otlatmak için hayvanları salıyoruz. Öğle arasında belli bir süre yataklama işlemlerini yapıyoruz. Hayvanlar belli bir yerde yatıyorlar. Tekrar otlamaya başladıktan sonra da hayvanları koyuyoruz. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yaylamıza konteynerler bırakıldı. Konteynerlerin üzerinde güneş panelleri bulunuyor. Bizler de akşam olduğunda bu güneş panelleri sayesinde telefonlarımızı şarj ediyoruz, televizyon izliyoruz. Şu anda 50-60 civarında hayvanım var. Komşularımın hayvanları ile birlikte 150 hayvan otlatıyorum. Yaylacılık, çocukluğumuzdan beri içimizden gelen bir heves" şeklinde konuştu. “Sevmesem yapamazdım” 40 yıldır yaylaya çıktığını belirten İsmail Yalçın ise, “Bunu severek yapıyorum, sevmesem zaten yapamam. Bu yaşımda burada, bu siste, bu dumanda, bu yağışlarda yapamazdım. Üşüyorum bazen ama yaylaya çıkmayı seviyorum. Tereyağı, yoğurt, çökelek, peynir yapıyoruz. Mayıs ayı gelsin de yaylaya çıkalım diye özlüyoruz" ifadelerini kullandı.
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi, YÖK İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda ilk 20’de Kastamonu Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan 2024 İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda 6 alanda ilk 20’de yer aldı. Kastamonu Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan Türkiye genelinde 201 üniversitenin değerlendirildiği 2024 İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda büyük bir başarı elde etti. Kastamonu Üniversitesi rapordaki 6 alanda ilk 20’de yer aldı. Öğrencilerin yaptığı sosyal sorumluluk projeleri sayısı, TÜBİTAK tarafından verilen ulusal ve uluslararası proje sayısı, ulusal seviyede endüstri ile ortak yürütülen Ar-Ge proje bütçesi, ulusal seviyede endüstri ile ortak yürütülen Ar-Ge proje sayısı, uluslararası değişim orogramları kapsamında gelen öğretim elemanı sayısı ve sıfır atık, yeşil kampüs ve çevrecilik alanlarında alınan ödül sayısı ile raporda derece elde eden Kastamonu Üniversitesi sosyal sorumluluk projeleri ile topluma katkı sağlamaya devam ediyor. Kastamonu Üniversitesi, topluma katkı sağlama amacıyla gerçekleştirdikleri projelerle öğrencilerini sadece akademik başarıya değil, aynı zamanda topluma hizmet kapsamında farkındalık oluşturan projelerle geleceğe hazırlamaya gayret ediyor. Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) alanında da Kastamonu Üniversitesi, ulusal düzeyde endüstri ile ortak yürütülen Ar-Ge projelerinde kayda değer bir performans gösterdi. Kastamonu Üniversitesi, endüstri ile ortak yürütülen projelere ait bütçenin en yüksek olduğu üniversiteler listesinde ilk 20’de yer aldı. Kastamonu Üniversitesi, sanayi-üniversite işbirliğini merkeze alan projeleri ile ilimizin ve ülkemizin kalkınmasına katkı sağlama gayretiyle çalışıyor. Her bir üniversitenin geçmiş yıllara ait verisi dikkate alınarak hesaplama yapıldığında, faydalanılan TÜBİTAK projesi sayısının en yüksek olduğu ilk 20 üniversite içerisinde de yer alan Kastamonu Üniversitesi, 648 proje ile 9. sırada bulunuyor. Kastamonu Üniversitesi, bilimsel araştırmalara verdiği desteği ve projelere sağladığı katkılarıyla ön plana çıkıyor. Proje kültürünün tabana yayılmaya başlandığı üniversitemizde son birkaç yıldır proje sayısında önemli artışlar sağlandı. Rapora göre çevresel sürdürülebilirlik konusundaki çalışmalarıyla ön plana çıkan Kastamonu Üniversitesi, sıfır atık, yeşil kampüs ve çevrecilik alanlarında aldığı ödüllerle çevreci üniversiteler arasında önemli bir yer edindi. Kastamonu Üniversitesi, sıfır atık, yeşil kampus ve çevrecilik alanlarında yaptığı çalışmalar neticesinde 7. sıraya yerleşti. Kastamonu Üniversitesi, bu alandaki başarılarıyla Türkiye genelinde ilk 20’de yer alarak çevresel sürdürülebilirliği teşvik eden projeleriyle geleceğe katkı sunmaya devam ediyor. Öte yandan, Kastamonu Üniversitesi, 2024 YÖK İzleme Raporu’na göre ortalamanın üstünde başarı gösterdiği diğer alanlar arasında; öğrencilerin gerçekleştirdiği endüstriyel/sektörel projelerin sayısı, mezun takip sistemindeki mezun oranı, alan ağırlıklı atıf endeksi, başvurulan patent, faydalı model veya tasarım sayısı, uluslararası öğrenci sayısı, yeşil alan oranı ve öğrenci topluluk sayısı yer alıyor. Stratejik planda yer alan önemli hedeflerinden birisi uluslararasılaşma olan Kastamonu Üniversitesi’nde uluslararası projeler, işbirlikleri, uluslararası faaliyetler, değişim programları kapsamında gelen öğretim elemanı sayısındaki artış, alanda akademik işbirliğinin geliştirilmesine önemli katkılar sağlıyor. Kastamonu Üniversitesi, yabancı uyruklu doktoralı öğretim elemanları ile çeşitlenen kadrosu ile akademik kalitesini artırarak global ölçekteki iş birliklerini geliştiriyor. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, YÖK İzleme ve Değerlendirme Raporu ile ilgili yaptığı değerlendirmede, Kastamonu Üniversitesi’nin bazı alanlarda önemli bir ilerleme kaydettiğini, bazı alanlarda ülke ortalamasının üzerinde yer aldıklarını, bununla beraber bazı alanlarda daha fazla çalışmanın gerekliliğini vurguladı.