GÜNDEM - 24 Ocak 2021 Pazar 11:15

TVHB: "Hayvanların bir eşya muamelesinden kurtarılması gerekmektedir"

A
A
A
TVHB: "Hayvanların bir eşya muamelesinden kurtarılması gerekmektedir"

Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi tarafından Hayvan Hakları Yasası’na ilişkin yapılan açıklamada, "Hayvan haklarını korumak adına 5199 sayılı yasada yapılması gerekli düzenlemelerle bir an önce, hayvanların bir eşya muamelesinden kurtarılması gerekmektedir. Bu konu yaşama saygının, gelişmişliğin ve medeni olmanın da bir ölçüsüdür" denildi.

Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi (TVHB) tarafından yapılan açıklamada Türkiye’de giderek artan hayvana şiddet olayları nedeniyle toplumun geniş bir kesiminde, Hayvan Hakları Yasası’nın artık bir an önce çıkarılarak suçluların hak ettikleri en ağır cezayı almaları yönünde bir kanaat oluştuğu belirtildi. TVHB tarafından gelişmiş ülkeler ve UNESCO tarafından oluşturulan ve Türkiye’nin de imzaladığı “Dünya Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi”nin hayvanların refahıyla ilgili ciddi önlemlerin alınmasını üye ülkelere yüklerken hayvanların refahı ile insan refahını ve diğer hayvanların refahını da dengeleyen bir yaklaşım sergilediği vurgulandı.

TVHB, mecliste gündeme getirileceği ifade edilen Hayvan Hakları Yasasından beklentilerini aktararak şunları kaydetti:
“5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda yapılması düşünülen değişiklikler ilgili tüm paydaşların katılımıyla ve bilimsel bir çerçevede ele alınmadır. Her şeyden önce hayvanların mevcut yasada ‘mal ve eşya’ olarak görülen tanımları ‘can’ olarak değiştirilmelidir. Sahipli veya sahipsiz hayvanlara kasten kötü muamelede bulunan kişiler 2 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ile cezalandırılmaları ve suçun sabıka sicillerine işlenmesi sağlanmalıdır. Yasa ile yeterli bir bütçe kaynağı için Hayvan Refahı Fonu oluşturulmalıdır. Bunun için emlak vergisinde ek vergi, ev ve süs hayvanları sahiplerinden sevgi vergisi, şans oyunlarının gelirlerinden hayvan refahına pay aktarılmalıdır. Kesilen para cezaları fona aktarılmalı, hayvancılık sektöründen para kazananlardan (mama, aşı, ilaç, pet shop malzemeleri üreticisi, yarış atı sektörü vs.) maddi ve ayni katkılarda bulunması için yasal zorunluluk getirilmelidir.”

TVHB tarafından mevcut durumda yönetsel seviyede bir çift başlılığın mevcut olduğu, bu yasa ile çok başlılığı engellemek için Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde Veteriner Otoritesi ya da Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü kurulmalı ve bünyesinde Hayvan Refahı Daire Başkanlığı, altında da Çiftlik Hayvanlarının Refahı, Sahipsiz Hayvanlar, Av ve Yaban Hayatı ile Hayvanat Bahçelerinde Refah, Deney Hayvanları ve Su Hayvanları Refahı gibi şube müdürlükleri oluşturulması gerektiği vurgulandı.
TVHB tarafından TBMM’de gündeme getirilmesi beklenen Hayvan Hakları Yasası’na dair beklentiler üzerine yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:

“Büyükşehir statüsündeki illerdeki Belediyelerde Veteriner İşleri Daire Başkanlığı diğer il ve ilçelerde ise Veteriner İşleri Müdürlükleri oluşturularak buralarda yeterli Veteriner Hekim ve yardımcı personel istihdamı sağlayacak düzenlemeler bulunmalıdır. Denetime bağlı eksiklikleri gidermek için ilgili bakanlık bünyesinde veteriner hekimlerden oluşan, hayvan hakları ihlalleri konusunda, denetleyen ve karar veren Hayvan Hakları Müfettişliği oluşturulmalıdır. Ayrıca olayın asayiş yönü için Emniyet veya jandarma teşkilatı içinden ve hayvan hakları kanunu ve ilgili mevzuat konusunda eğitim almış personelden oluşturulan Hayvan Refahı Polisi kadroları oluşturulmalıdır. Sahipsiz hayvanı rehabilitasyonu yapan merkezler günün şartlarına ve ihtiyaca uygun donanım, personel ve fiziki şartlara kavuşturulmalıdır. Kamunun yükünü azaltılmak için kısırlaştırma, aşılama ve kayıt-kimliklendirme işlemlerinde serbest veteriner hekim kliniklerinden faydalanılmasını sağlayacak maddeler yasa kapsamına alınmalı ve sahipsiz hayvanların bakım ve tedavisi işlemleri için hizmet satın alınarak can dostlarımızın tedavi hakkı kesintisiz sağlanmalıdır.”

Sokakta yaralı bulunan sahipsiz hayvanların bakım ve tedavisi için yine Türk Veteriner Hekimler Birliği ile yapılacak bir iş birliği içerisinde üyeleri olan serbest veteriner hekim kliniklerinden tedavi hizmeti satın alınarak can dostların tedavi hakkı kesintisiz sağlanması gerektiğini vurgulayan TVHB tarafından, "Kanunun 'Trafik kazaları' başlıklı maddesine 'Hayvanların tedavi edilmesini sağlamak' cümlesinin eklenmesi gerekmektedir. Konu hakkında çalışan Veteriner Hekimlerin, halk sağlığı ve hayvan refahı gerekçesi ile verdiği kararlar sorgulanmadan uygulanmalı, bunu engellemeye yönelik çabalar bertaraf edilmelidir. Hayvan sahiplenecek kişilere hayvan sağlığı, çevre sağlığı ve mevzuat hakkında eğitim verilmeli ve hayvan sahiplenme ehliyeti olmayan insanların, hayvan sahiplenmesi engellenmelidir. Hayvanları koruma konularında toplumda farkındalık ve bilinç oluşturulması ve bu yönde başta kamu spotları olmak üzere TV kanallarında farklı görsellere yer verilmelidir” denildi.

Mustafa Cenik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Sinan öğretmen, müzik sınıfıyla öğrencilerini ‘Türk müziğine’ kazandırıyor İzmir’in Gaziemir ilçesinde bir lisede müzik öğretmenliği yapan Sinan Humar, kısıtlı imkanlarla oluşturduğu özel müzik sınıfında, öğrencilerin 30 farklı enstrümanla tanışmasını sağlıyor. Sinan öğretmen, öğrencilerine verdiği eğitimle onları hem konservatuara hazırlıyor hem de Türk müziği adına yetişmelerine imkan sağlıyor. Gaziemir ilçesinde bulunan Şehit Furkan Yavaş Anadolu Lisesinde görev yapan 22 yıllık müzik öğretmeni Sinan Humar, okulda oluşturduğu müzik sınıfı ve öğrencilerine verdiği eğitimle dikkat çekiyor. 2 yıl önce 4 çeşit enstrümanla müzik sınıfının ilk adımlarını atan Humar, zaman içerisinde okuldan ve okul aile birliğinden gelen desteklerle bu sayıyı 30’a çıkardı. Öğrencilerin müziğe olan ilgisini gören Sinan öğretmen, ukuleleden gitara, piyanodan orga, kemandan kajona çeşit çeşit müzik aletini öğrencilerle buluşturdu. 9. sınıftan itibaren her öğrenciye müzik eğitimi vermeye başlayan Humar, müzikle yakından ilgilenen öğrencilerinden oluşan bir müzik grubu kurdu. Oluşturulan bu müzik grubuyla da hem hastaları ziyaret edip, onlara şarkı söyleyerek moral oldular hem de çeşitli etkinliklerde sahne aldılar. Sinan öğretmenin şimdiki hedefi ise daha çok öğrenciyi konservatuar bölümlerine yerleştirmek, yarışmalarda başarı sağlamak ve yetenekli öğrencileri Türk müziğine kazandırmak. “Enstrüman olmadan başarı olmaz” Müzik sınıfının oluşturulma aşamasından bahseden Müzik Öğretmeni Sinan Humar, “Bu okula ilk atandığımda okul müdürümüz beni yanına çağırdı. Eski okulumdaki çalışmalarımı takip etmiş. Bana ne yapabileceğimizi sordu. Ben de ‘enstrüman olmadan çok başarılı olamayacağımızı’ söyledim. Okulumuza ilk olarak piyano, keman, gitar ve kanun alarak bu yolculuğa başladık. Yaklaşık dört yılda yavaş yavaş burayı oluşturduk” diye konuştu. Hem öğreniyorlar hem sosyal sorumluluk projelerine katılıyorlar Öğrencileri müzik sınıfına girdiğinde çok etkilendiklerinden bahseden Humar, sözlerine şöyle devam etti: “Öğrenciler belki hayatları boyunca karşılaşamayacakları müzik aletleriyle tanışıyorlar. Onları deniyorlar. Sonra ilgileri yönünde müzik aletlerine yöneliyorlar. Bahar şenliklerinde, projelerde, etkinliklerde konserler veriyoruz. Hastanelere gidip hastalara destek olmak için de konser veriyoruz.” Okullarında ‘müzik dersi alıp da müzik çalamayan öğrencinin olmayacağı’ şeklinde hedeflerinin olduğunu anlatan Sinan Humar, hedeflerine ulaştıklarını ve şimdiye kadar 350’ye yakın öğrenciyi müzikle buluşturduklarını belirtti. “Okulun koridorlarında da piyano olsun isterim” Müzik sınıfındaki enstrümanlardan da bahseden Sinan öğretmen, imkanlar doğrultusunda sınıftaki müzik aletlerini çoğaltmaya çalıştıklarının anlattı. Okulun koridorlarında da piyanonun olmasını istediğini ifade eden Humar, “Müzik aletini çocukların önlerine koyduğumuzda illa bir öğretmen olmasına gerek kalmıyor. Çocuk kendisi o enstrümana yöneliyor. Bizim niyetimiz de burada çocukları müzikle tanıştırmak, buluşturmak” diye ifade etti. Okulda 750 öğrencinin olduğunu ve yaklaşık 350 öğrencinin bugüne kadar müzik dersi aldığını belirten Sinan Humar, 50 öğrencinin ileri seviyeye, 25 öğrencinin de profesyonele yakın dereceye ulaşıp müzikle uğraştığını söyledi. “Müzikle uğraşan öğrencilerin davranışlarında düzelme var” Müzik sınıfını daha da geliştirmeyi düşündüklerinden bahseden Okul Müdürü Ahmet Yılmaz da “Sinan hocamız bana ‘iyi bir müzisyen ve enstrüman öğretiminde çok başarılı olduğundan’ bahsetti. ‘Müzik aleti alabilir miyiz?’ dedi. Az bir enstrümanla yola çıktık. O günlerden bugünlere geldik. Yaz aylarında okulumuzu açık tutuyoruz. Hocamız haftanın her günü buradan ve çevre okullardan öğrencilere kurs veriyor. Müzikle uğraşan öğrencilerin davranışlarında da ciddi bir düzelme var” sözlerine yer verdi. “Müzik, beni okula bağladı” 11. sınıf öğrencisi Emirhan Sever ise önceden çok devamsızlık yapan bir öğrenci olduğunu, Sinan Hocayla tanıştıktan sonra müziğe aşık olduğunu anlattı. Müziğin, kendisini okula bağladığını söyleyen Sever, piyano, gitar, darbuka gibi çeşitli müzik aletleri çalabildiğini ve ileride bir rock grubu kurmayı hedeflediklerini belirtti” “Müzik her zaman hayatımda olacak” 12. sınıf öğrencisi Ayşe Esma Cirit “Bizim ilk başta böyle bir sınıfımız yoktu. Ahmet ve Sinan Hocamız sayesinde bize çok güzel bir imkan sunuldu. Biz de bunu elimizden geldiğince değerlendirdik. Ben bateri çalıyorum. Meslek olarak çok müzikle ilgilenmeyi düşünmüyorum ama müzik hayatımda her zaman olacak. Ebru Hocamızın ‘türkülerle coğrafya’ diye bir projesi var. Bu da derslerde bize katkı sağlıyor” şeklinde konuştu.
Kırklareli AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Demiröz: "Ana muhalefette kimin lider olduğu belli değil" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, ana muhalefet partisinin liderinin kim olduğunun belirsiz olduğunu söyleyerek, "Adamların yönetmeyle ilgili bir dertleri yok" dedi. AK Parti Kırklareli Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Kongreye katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, yaptığı konuşmada, muhalefet partisinin liderinin kim olduğunun belirsiz olduğunu söyleyerek, “Büyükşehirlerde yaşıyorsunuz, biliyorsunuz. Adamların yönetmeyle ilgili bir dertleri yok. Şimdi muhalefete bakıyorsunuz, Allah aşkına sizlere ’Ana muhalefet başkanları kim?’ desem herkes başka bir şeyden bahseder. Sahipleri de belli değil" ifadelerini kullandı. "U dönüşü yapıyorlar" Şu andaki Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ile dört dönem birlikte çalıştıklarını hatırlatan Demiröz, "Plan Bütçede dört yıl beraber hizmet ettik. Tanırım kendisini, bugün de bir şey yapmaya çalışıyor. Ülkenin gerçeklerini az buçuk görüyor, birkaç şey söylemeye çalışıyor, arkasındakiler hemen ikaz ediyorlar veya iki gün sonra bakıyorsun ki önceki söylediğinden U dönüşü yapmış. Ya biraz dik dur, ayakta dur, sözünde dur, partine sahip çık. Çıkacak gücü yok. Kimin lider olduğu belli değil. Bir başkası çıkmış, belediye başkanlığını bırakmış. Bakıyorsun ülkeyi gitmiş, Almanya’da şikayet ediyor. Çıkmış konuşuyor, sıkılmadan, utanmadan kendisi, görev yaptığı bir şey de yok ortada. Türkiye’yi şikayet etmeye kalkıyor. Seni kimlerin İstanbul Belediye Başkanlığına getirdiğini çok iyi biliyoruz. Sen kuyruğunu kaptırmışsın kardeşim. Kimlere hizmet ettiği belli" dedi. Demiröz, Türkiye’nin önemli bir coğrafyada olduğunu dile getirerek, gözü Türk topraklarında olanlarla mücadele ettiklerini söyledi. Daha sonra AK Parti Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam, İl Başkanı Yunus Ercan Dağtaş ile Merkez İlçe Başkanı Bahadır Kovankaya da konuşma yaptı. Tek liste halinde gerçekleşen kongrede Bahadır Kovankaya yeniden başkan seçildi.