ASAYİŞ - 03 Mart 2016 Perşembe 10:08

Türkiye'nin ilk yerli paraşütü Antalya'dan

A
A
A
Türkiye'nin ilk yerli paraşütü Antalya'dan

Antalya’da yaşayan girişimci pilot, Cem Melekoğlu, 6 yıllık Ar-Ge çalışmasının ardından Türkiye’nin ilk yerli personel paraşütünü üretti. Yurt dışından alınan paraşütlerden daha güvenli ve yarı yarıya daha ucuz olan yerli paraşütü Türk Silahlı Kuvvetleri’nin(TSK) kullanması durumunda milyonlarca lira Türkiye’de kalacak. T44 ismi verilen paraşüt ayrıca indirmelerde personel sakatlanmalarını ciddi oranda azaltıyor.

Antalya’da yaşayan 43 yaşındaki pilot, Cem Melekoğlu’nun uçma tutkusu çocuk yaşlarda başladı. Türk Hava Kurumu’nun açtığı kurslara katılan ve aldığı eğitimleri başarı ile tamamlayan Melekoğlu, uçmada en alt sınır olan 16 yaşında paraşütle atlayışlara başladı. Buna rağmen Melekoğlu, pilotluk yerine yönetim organizasyon ve çeşitli üniversitelerde İngilizce bölümler okudu. Uçma tutkusu hiç bitmeyen Melekoğlu, dışarıdan pilotluk ve paraşütle atlayışlarla ilgili yurt içi ve yurt dışında çeşitli eğitimler aldı. Tüm eğitimlerini baları ile tamamlayan Melekoğlu, 25 yaşında özel bir hava yolunda pilot oldu. Halen yurt içi ve yurt dışına uçuşlar yapan başarılı pilot Cem Melekoğlu, bilgi ve birikimini ülkesinde yatırıma dönüştürmek amacıyla Paraşüthane isimli bir firma kurdu.

"YERLİ PARAŞÜT T44"
Tüm dünyadaki yenilikleri yakından takip eden Melekoğlu, dışa bağımlı olduğumuz paraşütü Türkiye’de üretmek amacıyla çalışmalara başladı. Bugün insansız hava araçları ve personel olmak üzere 10 çeşit paraşüt üretimi yapan Melekoğlu’nun paraşütleri aralıklarla Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından değerlendiriliyor. Fakat bununla yetinmeyen Cem Melekoğlu, 6 yıllık çalışmasının ardından T44 ismini verdiği Türkiye’ni ilk yerli personel paraşütünü üretti. Zorlu bir araştırma ve geliştirme sürecinin ardından ortaya çıkan mantar görünümlü paraşütler uluslar arası testlerden başarıyla geçti. Türk imzası taşıyan T44 paraşütü, yurt dışındakilerden hem yarı yarıya daha ucuz hem de teknik olarak daha iddialı konumda yer alıyor.

"DÖVİZ TÜRKİYE'DE KALACAK"
Dünyada hiç uygulanmayan iki tip kumaşı T44’te kullanan Melekoğlu, böylelikle zorlu iklim şartlarında dahi personelin yere sert iniş hızını yarı yarıya indirdi. Bir yıl önce TSK’ya brifing verip deneme uçuşu yapan Melekoğlu, T44’ün Türkiye’de kullanılması ile savunma sanayinde dışa bağımlığı azalacak, milyonlarca lira Türkiye’de kalacak. Melekoğlu, T44’ün TSK, tarafından kullanılmasının ardından komşu ülkelerinde Türkiye’den paraşüt ithal etmeye başlayacağının altını çizdi.
Uçmanın kendisinde bir tutku olduğunu dile getiren girişimci pilot Cem Melekoğlu, kurdukları Paraşüthane firması ile paraşüt üretimi alanında çalışmalar yürütmeye başladıklarını kaydetti.

“NATO ONAY VERDİ”
Özellikle Türkiye’de kullanılan askeri paraşütlere yönelik çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Melekoğlu, “ İlk üretimlerimiz insansız hava araçları paraşütleriydi. Yıllarca o alan için paraşüt üretip teslimat yaptık. Bu üretimlerimizle NATO üretici kodu almaya hak kazandık. Ardından personel paraşütlerini yapmak üzere çalışmalarımızı başlattık. Son 6 senedir, TSK kullanımına ve sivil kullanıma yönelik personel paraşütü yapabilmek için çalışmalar yaptık. Su an dört ürünün test aşamaları bitirildi ve kullanılabilecek duruma getirildi. Seri üretime geçmek üzereyiz” dedi.

“YERLİ,MANTAR GÖRÜNÜMLÜ T44 PARAŞÜTÜ”
Personel paraşütünde T44’ü ürettiklerini belirten Melekoğlu, “ Bunlar silahlı kuvvetlerin indirme paraşütü olarak bilinen mantar görünümlü paraşütleridir. Bunlarla alakalı olarak milli ihtiyacımız da mevcut. Bu paraşütlerde özellikle çöküş oranını azaltma çalışmaları yaptık. Yeni nesil ürünlerle ve maksimum oranda yerli malzemeleri kullanarak yapmaya konsantre olduk. Ve ortaya T44 modelimiz ortaya çıktı. Eski modellerde 8 metre/saniye olan çöküş oranlarını 4.6 metre/saniyelere indirdik. Önümüzdeki yıllarda TSK’nın binlerce ihtiyacı olacağını biliyoruz. Bu sayede hem katma değer elde edilecek hem de dövizin yurt dışına gitmesini engelleyeceğiz” ifadelerine yer verdi.

“SAKATLANMALARI AZALTACAK”
Melekoğlu, eski sistem paraşütlerde iniş esnasında 4-5 metrelik yerden bir düşüş yaşanırken, kendilerinin bunu 2 metreye indirdiklerini ve sakatlanmaların en aza indirdiklerini vurguladı.

“YERLİDE, YARI YARIYA FİYAT FARKI”
T44’ün indirme yapacak paraşüt birlikleri için kullanılacağını aktaran Melekoğlu, “ Düşman hattı gerisine ya da savunma maksatlı olarak bir takım bölgelere topluca asker indirmek istediğiniz zaman kullanılan bir paraşüt. Üretim yapmadığınız bir ürünü yurt dışından aldığınız zaman eğitimi, yedek parçası gibi her türlü imkanı uzun yıllar dışarıya bağımlı olarak sürdürme mecburiyetinde kalıyorsunuz. Ama bir şekilde yurtiçinde ürettiğiniz zaman uzun vadede eğitimi de yurt içinde kalıyor ve daha da önemlisi buradan edinilen deneyimlerle çeşitli varyasyonlarını oluşturma şansınız oluyor. Bunlarda yerli olarak devam ediyor. T44 çok sayıda üretildiği zaman dövizimiz ülke dışına gitmeyecek. Ayrıca yurt dışından alınan paraşütlerle değer olarak neredeyse yarı yarıya bir fiyat farkımız var” dedi.

“BAKANLIK TEST UÇUŞUNU GÖRDÜ”
Melekoğlu,2015 yılında Milli Savunma Bakanlığı’na brifing ve test atlayışları yaptıklarını hatırlatarak, “ Bir takım rakip firmalardan da tanıtımlar alınmak suretiyle değerlendirmeler devam ediyor. Süreç sonuçlandığı zaman bu ürünlerin nereden alınacağı da kesinleşmiş olacak” dedi.

“TÜRKİYE’NİN YERLİ ÜRETİMİNE DESTEK”
Türkiye’de son dönemde yerli tank ve helikopter ürettiğine değinen Melekoğlu, “ Yerli uçak üretimi noktasında çalışmalar devam ediyor. Yerli paraşütte bunların bir ayağıdır. Paraşütün yapı malzemelerinin de Türkiye’de üretilmesi hem katma değer sağlayacak hem dövizin yurtiçinde kalmasını sağlayacak. Paraşütü kullanma ömrü için de sürekli tekrardan alınması gerekecek. Biz T 44’le dışa bağımlılığı bitireceğiz. Orta Asya’da çeşitli ülkeler var. Birçok ülkeden talep aldık. Ama hep, ‘Türkiye paraşütünüzü kullanıyor mu?’ sorusu ile karşılaşıyoruz. TSK’nın yerli üreticilerle dirsek dirseğe verip kullanımı artırmaya yönelik çalışmalar yapması önemli olacaktır” açıklamasını yaptı.

“ÜRETİM ÜSSÜ ANTALYA OLACAK”
Melekoğlu, hedeflerinin Türkiye’de ve dünyada sivil ve askeri her türlü paraşüt malzemesini üretip satar hale gelmek olduğunun altını çizdi.
Antalya’da faaliyetlerini yürüttüklerini aktaran Melekoğlu, TSK’nın T44’ü kabul etmesi halinde Antalya’nın savunma sanayine önemli bir katkısı olacağını belirtti.

T44 HAKKINDA
T-44-H Kumandasız Taktik Personel Paraşüt Sistemi, günümüz askeri gerekleri düşünülerek özel teknikler ve yeni nesil tekstil kullanılarak üretilmiştir. Özel bir Hibrit dizayna sahipti, düşük geçirgen naylon kumaş, paraşütün dayanıklılığı artırdığı gibi, düşük çöküş sürati ile personelin iniş kolaylığını artırmıştır. Etek kısmında kullanılan geçirgen kumaş ise stabiliteyi sağlar. Ayrıca yaylı kılavuz paraşüt kullanımı, klasik yedek paraşütlerde sorun olabilecek birçok kötü açılış pozisyonunu, sorun olmaktan çıkmıştır.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Dostları ‘Ahmet Arvasi’yi andı Gazeteci Mehmet Nuri Yardım’ın düzenleyip sunduğu Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri programında Türk fikir adamlarından S. Ahmet Arvasi anıldı. Gazeteci yazar Hüdâvendigâr Onur, Ahmet Arvasi’nin kitaplarında anlattığı insan tahlilleri hakkında bilgi verdi Büyük Türk milliyetçisi ve Türk-İslâm Ülküsü’nün âbide şahsiyetlerinden Ahmet Arvasi, vefatının 37. yıldönümünde Eyüpsultan’daki Yeni Dünya Vakfı’nın salonunda yâd edildi. Yurtsever bir neslin yetişmesinde emeği olan Arvasi’yi, sinema oyuncusu Ahmet Yenilmez, öğrencilerinden Dr. Semih Uşaklıoğlu, merhumun oğlu Murat Arvasi ile gazeteci yazar Hüdâvendigâr Onur anlattı. Ahmet Yenilmez, Ahmet Arvasi’nin büyük bir düşünür olduğunu, bazılarının görmezden geldiğini belirterek, "Hocayla ilgili bir belgesel yapacağız. Doğu Anadolu Gerçeği adlı kitabı Doğu’da dağıtıldı ama kendisi Mamak zindanlarında yattı" dedi. "İslâm, ırkları ve töreyi inkâr etmez" Dr. Semih Uşaklıoğlu ise konuşmasında, son birkaç yıldır tüm dünyada milliyetçiliğin yükseldiğini, bunun iyi bir gelişme olduğunu ama bazı tehlikeleri beraber getirdiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Bu defa birileri bizim karşımıza ‘light’ ya da radikal milliyetçilik çıkarabilir. Unutmayın Müslüman olan kavim ve cemiyetler bazılarının sandığı gibi asla yok olmamış asla çökmemişlerdir. Aksine Müslüman olduktan sonra büyük medeniyetler kurmuşlardır. İslâmiyet, töreyi inkâr etmez. Allah istese idi tüm insanları aynı ırktan yaratır aynı dili konuşurduk. Tüm bunların çözümü Arvasi hocadır. ‘Yüzde yüz Türk, yüzde yüz Müslüman yüzde yüz çağdaş olun’ derdi." "Arvasi’ye göre üç tip insan var" Hüdâvendigâr Onur da Ahmet Arvasi’nin eğitimci, pedagog olduğunu belirterek kitaplarından ikisinin "Kendini Arayan İnsan" ve "İnsan ve İnsan Ötesi" adlı eserleri olduğunu söyledi. Arvasi’nin insanı üçe ayırdığını, bunları hayvan insan, dramatik insan ve ideal insan olarak sınıflara ayırdığını belirten Onur, şöyle konuştu: "Hayvan insan, dünyaya yaşamak için geldiğini, ne yaparsa kâr olduğunu, sonra da yok olacağını düşünür. Bunlar günümüzde de var. Hayvan insanlar bu yüzden sorumluluktan kaçarlar. Yalnız kalmak istemez kalabalıklardan hoşlanırlar. Çünkü yalnız kalırsa bu iç muhasebeyi gerektirir. Bu da hayvan insanı rahatsız eder." Arvasi hocaya göre bir de ‘dramatik insan’ olduğunu belirten Onur, "Dramatik insan bazen zalim bazen merhametli olur. İyi işler yapınca sevinir, zararlı bir faaliyet içine girerse üzülür. İkili bir periyot içindedir, bir alçalır bir de yükselir. Ne hayvan ne de ideal insandır. Arvasi burada Mevlana’nın bir sözünü hatırlatır. Mevlana’ya göre, ‘insan insanlığıyla melek melekliğiyle kurtuldu. İnsan ise ikisi arasında yalpalayıp duruyor.’ Buna rağmen insan ideal insan olmayı özlemektedir." Onur, Ahmet Arvasi’ye göre ‘ideal insanı’ ise şöyle anlattı: "İdeal insanlar ahlak kahramanıdır. Peygamberimiz başta olmak üzere tüm peygamberler en ön sıradadır. Bunları yakınlığıyla Ashab-ı Kiram ve İslâm büyükleri takip eder." Oğlu Mehmet Murat Arvasi de babasıyla ilgili anılarını anlattı, babasının her zaman ‘Türk ve Müslüman olmakla iftihar ettiğini, ömrünü Türk milletine hizmete adadığını’ söyledi.
Çorum Çorum Belediyesi Güreş Eğitim Merkezi açılış için gün sayıyor Çorum Belediyesi tarafından inşa edilen bölgenin en kapsamlı spor yatırımlarından biri olan Güreş Eğitim Merkezi kapılarını açmaya hazırlanıyor. Çorum Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Güreş Eğitim Merkezi, kapılarını genç sporculara açmaya hazırlanıyor. Yapım çalışmalarının sona erdiği tesiste tefrişat sürecine geçilirken, merkezin kısa süre içinde hizmete açılması planlanıyor. Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, Şehir Stadyumu yanında inşa edilen Güreş Eğitim Merkezi’nde incelemelerde bulunarak yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı. Çorum’un güreş branşında köklü bir geçmişe sahip olduğunu vurgulayan Başkan Aşgın, şehirden geçmişten bugüne olimpiyat, dünya, Avrupa ve Türkiye şampiyonu sporcular yetiştiğini ifade etti. Yaklaşık 3 bin 750 metrekare inşaat alanı ve 1.240 metrekare oturum alanına sahip olan Güreş Eğitim Merkezi’nde; ofisler, 22 konaklama odası, etüt ve dinlenme alanları, ıslak hacimler, sığınak ve çamaşırhane bulunuyor. İdari binanın yanında ise sporcuların antrenmanlarını gerçekleştirebileceği modern bir spor salonu yer alıyor. Bölgenin en kapsamlı güreş eğitim merkezlerinden biri olma özelliği taşıyan tesisin 66 yatak kapasiteli olduğunu ifade eden Aşgın, merkezde eğitim sınıfları, etüt salonları ve sosyal alanların da yer aldığını söyledi. Başkan Aşgın, "Spor şehri Çorum için aşkla çalışmaya devam ediyoruz" dedi. Güreş Eğitim Merkezi’nin Çorum Belediyesi tarafından planlanan ve yapım süreci tamamen belediye tarafından yürütülen özel bir proje olduğunu belirten Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, "Projemizin finansmanı Gençlik ve Spor Bakanlığımız tarafından yüzde 100 oranında karşılanmıştır. Bakanlığımızın katkılarıyla Türkiye’ye örnek olacak bir spor tesisini daha Çorum’a kazandırıyoruz" diye konuştu.