GÜNDEM - 06 Ocak 2018 Cumartesi 01:04

Türkiye’de çocuklar Filipinli bakıcılara emanet edildi

A
A
A
Türkiye’de çocuklar Filipinli bakıcılara emanet edildi

2017 yılında Türkiye genelindeki ailelerin çocuklarını çoğunlukla Filipinli bakıcılara emanet ettikleri belirtildi.

Damla İnsan Kaynakları İK Müdürü Filiz Şeker ailelerin 2017 yılında tercihlerini Filipinli bakıcı adaylarından yana kullandıklarını belirtti. Filipinli bakıcıların yurt içinden temin edilmeleri halinde ortalama bin dolar aylık ve izin parası karşılığında çalıştıklarını belirten Şeker, bakıcıyı yurt dışından getirtmenin maliyetinin daha düşük olduğunu söyledi. Şeker, “Fakat bu iki alternatif arasında süreç açısından ciddi bir fark söz konusu. Bakıcınızı yurt dışından temin etmeyi tercih ederseniz 4 ila 6 hafta beklemeniz gerekiyor. Yurt içinden sağlamayı tercih ettiğiniz takdirde ise sadece birkaç gün bekliyorsunuz” dedi.

“Dolar kurunun yükselmesi Filipinli bakıcılara yönelik talebi azaltmadı”

Şeker Türkiye’de dolar kurunun yükselmesinin aileleri daha ekonomik alternatifler arayışına ittiğini belirterek, “Son zamanlarda müşterilerimizin Nepalli bakıcı adaylarıyla da ilgilenmeye başladığını fark ettik. Bunun başlıca sebebi Nepallilerin aylığının 600 dolar civarında olması. Fakat bu durumun Filipinli bakıcı talebinde fark edilir bir azalmaya yol açtığını söyleyemeyiz. Şimdilik böyle bir durum söz konusu değil. Özellikle İngilizce bilen bakıcı arayan aileler Filipinlileri tercih etmeye devam ediyorlar, zira İngilizceleri Nepalli bakıcılara göre daha iyi. Ayrıca disiplinli ve prensipli bir şekilde çalışmalarıyla edinmiş oldukları bir ün var” şeklinde konuştu.

“Yabancı bakıcılar yatılı olarak çalışabiliyorlar, bu önemli”

Filiz Şeker yabancı bakıcıların yatılı olarak da çalışabilmelerinin önemli olduğunu vurgulayarak “Ailelerin Filipinli bakıcıları tercih etmelerinin temel sebeplerinden biri de yatılı bakıcı olarak çalışmaya itiraz etmemeleri. Yerli bakıcıların büyük kısmı akşamları evlerine, ailelerinin yanına dönmeyi tercih ediyorlar. Yabancı bakıcı adayları ise çoğu zaman ailelerini ülkelerinde bırakarak çalışmak amacıyla başka ülkelere gidiyorlar. Eşleri, çocukları, anne - babaları, yakınları kendi ülkelerinde kaldığından geceyi çalıştıkları yerde geçirmek onlar için sorun olmuyor, hatta bunu avantajlı buluyorlar. Nepalli bakıcılar da yatılı olarak çalışıyorlar ve bu birçok aile için önemli bir kriter. Fakat onların hasta - yaşlı - çocuk bakımı veya ev işleri yardımcılığı piyasasındaki yerleri şimdilik Filipinlilerinki kadar sağlam değil. Filipinli yardımcı ve bakıcılar üç yıldır bu piyasadalar ve genel olarak işverenlerini memnun ediyorlar. Bu yüzden, rahat bir bütçeye sahip olan ailelerin öncelikli tercihi yine onlar oluyor” ifadelerini kullandı.

Filiz Şeker ailelerin yabancı bakıcı ararken dikkat etmesi gereken noktalar hakkında da şunları söyledi: “Hiçbir firma veya kurum size kusursuz bir bakıcı vaat edemez, bakıcınızdan yüzde 100 memnun olacağınızın garantisini veremez. Fakat memnuniyetsizlik riskini minimuma indirmek için yapabileceğiniz şeyler var. Bunların en önemlisi bakıcıyı piyasada iyi bir isim yapmış bir firmanın aracılığıyla temin etmektir. Damla Danışmanlık ekibi olarak sektördeki 20 yıllık tecrübemiz ve kaliteli hizmet anlayışımızla kazandığımız itibardan ötürü gururluyuz, bize bu itibarı kazandıran müşterilerimize şükran duyuyoruz. Birçok aileye istedikleri özelliklerde bakıcı ve yardımcılar temin ettik, yaşanan sorunları da kısa sürede çözüme kavuşturduk. Çocuk bakıcısı, gölge öğretmen, oyun ablası, ev işleri yardımcısı, yaşlı bakıcısı gibi personel ihtiyaçlarınız için size de yardımcı olmaktan mutluluk duyarız.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa en iyi sağlık hizmeti listesinde dünyada 36’ncı, Türkiye’de ilk sırada Bursa, Numbeo’nun 2024 yılı "Şehirlere göre sağlık hizmetleri endeksi" listesine, dünyada 36’ncı, Türkiye’de ilk sıraya yükseldi. Özel Hastaneler Platformu Derneği Başkanı Ömer Yavuz Namlı, "Türkiye, kamu ve özel hastanelerindeki medikal ve modern sağlık hizmetleriyle dünyadaki yükselişini sürdürüyor" dedi. Numbeo’nun sürekli güncellenen ve her yıl 5 binden fazla kenti değerlendiren verilerine dayanarak 217 şehirden oluşan 2024 yılı dünyanın en sağlıklı şehirleri listesi açıklandı. Buna göre, dünyanın en sağlıklı kenti Tayvan’dan Taipei kenti seçilirken, Tayland Chiang Mai ikinci, Güney Kore Seul üçüncü oldu. En sağlıklı kentler listesine Türkiye’den beş şehir katılırken, Bursa 74.7 puanla dünya genelindeki 217 şehir arasında 36’ncı oldu. İzmir 72.7 ile 47’nci, Antalya 71.8 puanla 54’üncü, İstanbul 69.9 puanla 65’inci ve Ankara 69.2 puanla 72’nci sırada listede yerini aldı. Özel sağlık sektörü yükselişte Özel Hastaneler Platformu Derneği Başkanı Ömer Yavuz Namlı, Numbeo tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre listedeki dünya genelinde 217 şehir arasında Bursa, İzmir, Antalya, İstanbul ve Ankara’nın sağlık, güvenlik ve yaşam kalitesi verilerinde öne çıkmasının sağlık turizminin geleceği açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Namlı, "Türkiye’den 5 şehrin ilk 100’e girmesinde özel sağlık sektörünün büyük payı vardır. Türkiye, inanıyorum ki; devletimizin daha fazla desteklemesiyle dünya sağlık turizmi pastasından hak ettiği payı alacaktır. Bizler, kamu ve özel sektör olarak sağlık alanında daha fazla uyumlu bir çalışmayla ülkemizi çok daha iyi noktalara taşıyacağımıza inanıyoruz. Ben tüm özel sağlık sektörü temsilcilerimize yürekten teşekkür ediyorum" dedi. Bursa sağlıkta öne çıkıyor Bursa’nın, sağlıklı şehirler listesinde dünyada 36’ncı, Türkiye’de ise en önde olmasını değerlendiren Doruk Sağlık Grubu Genel Müdürü Dr. Ayhan Kalyoncu, "Numbeo yaklaşık 15 yıldır ülkelerde sağlık başta olmak üzere güvenlik ve trafik gibi parametreleri dünya genelinde değerlendiren saygın ve güvenilir bir kuruluştur. Bursa, listede 217 şehir arasında 36 sırada olması bizleri mutlu etmiştir. Bursa’da son yıllarda çok iyi sağlık kurumları açılması, özellikle 2023 yılında Doruk Nilüfer Hastanesi’nin devreye girmesiyle bu sürece olumlu katkı sağlamıştır. Bursa’daki Doruk Sağlık Grubu hastanelerimize Rusya Federasyonu, Balkanlar, Avrupa ve Körfez ülkelerinden gelen sağlık turizmi hastalarımız Bursa’da olumlu deneyimler yaşaması hepimizi mutlu etmiştir. Bursa’nın dünya genelindeki ilk 3’e girmesi hiç zor değildir" dedi.
Bursa Güneş gözlüğü seçimi sadece bir stil meselesi değil Yaz aylarında genellikle herkesin güneş gözlüğü ihtiyacının arttığını belirten uzmanlar, düşük kaliteli ve sahte güneş gözlüklerinin kullanımının ciddi sağlık riskleri taşıdığını da vurguladı. Kalitesiz güneş gözlüklerinin göz sağlığına verebileceği kalıcı hasarlar olabileceğini, erken yaşta katarakt oluşumu konusunda da uyarıda bulunan Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ömer Faruk Tabar, güneş gözlüklerinin seçiminin sadece bir stil meselesi olmadığını, aynı zamanda ciddi bir sağlık önlemi olduğunu belirtti. Güneş gözlüklerinin, ultraviyole (UV) ışınlarını filtreleme kapasitesi göz sağlığı için kritik önem taşıdığını ve UV ışınlarının retina üzerindeki zararlı etkileri, katarakt başta olmak üzere çeşitli göz hastalıklarının erken yaşlarda ortaya çıkmasına neden olabildiğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ömer Faruk Tabar, "Kaliteli bir güneş gözlüğü, hem UV 400 koruması sağlaması hem de polarize lenslere sahip olması gerekiyor. UV 400 etiketi, gözlüğün, UV ışınlarının yüzde 99 ila yüzde 100’ünü bloke ettiğini gösteriyor. Ayrıca, gözlüğün CE işareti taşıması, Avrupa Birliği sağlık ve güvenlik standartlarına uygun olduğunu ifade ediyor. Ucuza alınan, kalitesiz cam veya plastikten yapılmış gözlüklerin kesinlikle kullanılmaması gerekiyor. Daha çok estetik amaçlı, çeşitli renklerde ve büyüklükte üretilen gözlüklerin seçiminde öncelikle göz sağlığının düşünülmesi gerekiyor. Uygun güneş gözlüğü seçilmemesi uzun dönemde ciddi problemlere yol açıyor. Ozon tabakasının delinmesi sonucunda, zararlı olduğu bilinen ultraviyole ışınlarının göze olumsuz etkilerinden korunmak için gözlük kullanmak gerekiyor. Koyu renkli camlar, gözbebeğimizin büyümesine sebep olur. Ultraviyole ışınlarını kesmezse, göze daha çok zarar verir" diye konuştu. "Göz sağlığını koruyu bir araç olarak kullanılmalı" Güneş gözlüğü kullanma alışkanlığı edinmeyen pek çok kişinin katarakt olma ihtimaliyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Tabar, "Katarakt oluşumunda önemli bir etkene sahip güneş ışınları, 60-70 yaşında ortaya çıkan kataraktın, güneş gözlüğü kullanmayanlarda 40’lı yaşlarda oluşmasına neden olabiliyor. Özellikle uzun süre güneş ışığına maruz kalanların güneş gözlüğü kullanmayı ihmal etmemesi gerekiyor. Güneş gözlüklerini göz sağlığımızı koruyucu bir sağlık aracı olarak kullanmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
Bursa Yüzde 100 geri dönüşümden elde edilen sulama boruları, 28 Nisan’da dağıtılacak Bursa Büyükşehir Belediyesinin kente kazandırdığı Tarım Plast Fabrikasında, yüzde 100 geri dönüşüm hammaddesiyle üretilen 12 milyon metre yassı ve 6 milyon metre yuvarlak sulama borusu dağıtımına 28 Nisan Pazartesi günü başlanacak. Tarım Peyzaj AŞ yatırımıyla kente kazandırılan Damla Sulama Boru Üretim Tesisi, yüzde 100 geri dönüşümden elde ettiği ham maddelerle boru üretimi yaptı. Parklardan ve terminalden toplanan plastik atıklar, atık eskimiş sulama boruları modern teknolojilerle işlenerek çiftçinin tarımda önemli ihtiyaçlarından yassı ve yuvarlak boruya dönüştürüldü. Tarım Peyzaj A.Ş’nin, Bursa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi iş birliğinde yürüttüğü "Hibeli Damla Sulama Boru Desteği" projesi kapsamında üretilen 12 milyon metre yassı ve 6 milyon metre yuvarlak sulama borusu, başvurusu kabul edilen üreticilere dağıtılmaya başlanacak. Çiftçilere yönelik dağıtım töreni 28 Nisan Pazartesi günü Mustafakemalpaşa ilçesindek Ovaazatlı Damla Sulama Boru Üretim Tesisinde saat 14.30’da gerçekleştirilecek. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, hem tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak, hem de su kaynaklarını korumak adına tesisin önem taşıdığını vurgulayarak, Damla Sulama Boru Üretim Tesisinin hem doğaya hem de üreticiye nefes olacağını belirtti. Üretilen boruların her metresinin yüzde 100 geri dönüşümden yapıldığını vurgulayan Bozbey, "İklim değişimi de dikkate alarak üretim şeklinin değişimini mutlaka başarmalıyız. Sulu tarım önemli ama barajlarımızdaki su seviyesi yüzde 50’ler seviyesinde. Bu demektir ki önümüzdeki yıllarda daha da azalacak ve baka çareler bulmak zorundayız. Yeraltı su seviyemiz Bursa ovasında 250 metre civarına indi. 30 yıl önce 5 metreden su çıkarıyorduk tulumbalarla şimdi 250 metreye indi. Bu yüzden sulamada daha tasarruflu ve verimli modelleri benimsemeliyiz" ifadesini kullandı.