GÜNDEM - 02 Mayıs 2021 Pazar 09:35

Türk akademisyenlerden yerli ve milli vegan kozmetik ürünü

A
A
A
Türk akademisyenlerden yerli ve milli vegan kozmetik ürünü

Dr. Öğr. Üyesi Erdem Tezcan ve Prof. Dr. Oya Atıcı uluslararası patentli aktif ve bitki özleri kullanarak vegan kozmetik ürünler geliştirdi. Geliştirilen saç bakım serumu saç dökülmesini engellerken, anti-aging krem ise kırışıklık önleyici olarak göz çevresi, tüm yüz ve boyun bölgesine uygulanabilen hepsi bir arada bir ürün olarak öne çıkıyor.

Türkiye’de her yıl ithalatına on milyonlarca dolar harcanan kozmetik ürünler için üniversitelerimizden yerli ve milli marka girişimi geldi. Dr. Öğr. Üyesi Erdem Tezcan ve Prof. Dr. Oya Atıcı’nın buluşu, anti-aging krem ve saç bakım serumunda hayat buldu.

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Tezcan, “Her iki ürünümüzde de yola çıkarken doğal ve vegan olan ve alerji yapmayan ürünler yapalım istedik. İTÜNOVA’nın desteği ile ulusal ve uluslararası patentler aldık. Ürünlerimiz hem ulusal ve uluslararası patentli selüloz teknolojisi hem de bitki özleri içeriyor. Ürünlerimizin testleri ulusal ve uluslararası akredite laboratuvarlarda hassas ciltli bireylerde yapılarak dermatolojik olarak onaylandı. Ürünlerimizden biri anti-aging krem. Özelliği ise kırışıklara etki gösterir, nem tutar, aydınlatır ve elastikiyet verir. Üstelik hem tüm yüz bölgesine, göz çevresine, boyun bölgesine uygulanabilen hem erkek hem de kadınların kullanımına uygun hepsi bir arada bir ürün. Yani göz çevresi için, yüz ve boyun için ayrı ayrı ürünler kullanmaya gerek kalmıyor. İTÜNOVA desteğiyle patentlediğimiz ve selüloz teknolojisini kullandığımız bir diğer vegan ürünümüz de, saç bakım serumudur. Bu ürünümüz, bitki özleri sayesinde saçları dipten besleyerek ve antioksidan etki göstererek saç dökülmesini engellemeyi amaçlıyor. Ayrıca, saç ekim sonrasında da saçların tutmasını destekliyor” dedi.

“Her iki ürünümüzde de yola çıkarken doğal ve vegan yapalım istedik”

Yaptıkları buluşun, selüloz teknolojisinin kozmetiğe uyarlanması üzerine geliştirdiklerini belirten Dr. Öğr. Üyesi Erdem Tezcan, “Selüloz bitkilerin yapısında, büyük bir kısmını oluşturan doğal bir bileşendir. Buluşumuzda elde ettiğimiz, selüloz türevini cildimize sürdüğümüzde, nemli bir tabaka oluşturmasını hedefledik. Ayrıca nem tutup diğer bileşenleri yavaş yavaş emilmesini sağlayarak alerjinin önüne geçmeyi amaçladık. Her iki ürünümüzde de yola çıkarken doğal ve vegan yapalım istedik. İTÜNOVA’nın desteği ile geliştirdiğimiz selüloz teknoloji üzerine ulusal ve uluslararası patentlerini aldık. Birde ülkemizin çok ihtiyaç duyduğu bizimde önem verdiğimiz yerli ve milli bir marka oluşturma amacı ile yola çıktık. Ürünlerimizden biri anti-aging krem. Özelliği ise uluslararası patentli selüloz teknolojisi içeriyor. Bu krem tüm yüze, göz çevresine boyun altına gibi birçok bölgeye sürülebiliyor. Ayrıca kırışıklara etki gösterir, nem tutar, aydınlatır ve elastikiyet sağlar. Böylece ayrı ayrı kremler almamıza gerek kalmayacak. Diğer ürünümüzde saç bakım serumu aynı uygulamaları bu ürünümüzde de kullandık. Doğanın biyoloji etkisinden ilham alarak geliştirdik ve bitki özleri içeriyor. Bitki özleri sayesinde saçları dipten besleyerek ve antioksidan göstererek saç dökülmesini önlüyor. Ürün saç ekim sonrasında da saçların tutmasına yardım ediyor” şeklinde konuştu.

“Üniversitemiz patent, eğitimleri ve patent desteği verdi”

Geliştirilen ürünün patenti için üniversiteye başvuru yaptıklarını aktaran Tezcan, “Üniversitemiz patent, eğitimleri ve ticarileşme desteği verdi. Bu desteği aldıktan sonra başta ürünün formülasyonu olmak üzere, ürünün kutusu, ambalajı, kokusu, kıvamı nasıl olmalıdır? diye ciddi çalışmalarda bulunduk. Hem finansal hem de pazar arayışlarında İTÜNOVA’nın desteğiyle ürünümüzü hayata geçirdik. Ürünlerimize ise web sitemizden, anlaşmalı olduğumuz prestijli online satış sitelerinden, seçkin güzellik merkezlerinden ve eczanelerden ulaşabilirsiniz” açıklamasında bulundu.

“Ürünün ulusal ve uluslararası patent sürecini biz yönettik ve destekledik”

Geliştirilen ürünlerin patentlendirilip ticarileşmesini çok istediklerini belirten İTÜNOVA genel müdürü Hayri Özturan, “Üniversitemizin patentlediği bir buluşun, bir ürüne dönüşmesi ve ticarileşen ilk ürünümüz olması İTÜNOVA için gurur kaynağı. Bu patent selüloz teknolojisinin kozmetik öncü uygulamalardan bir tanesi aynı zamanda vegan bir ürün. Geleceğe dönük ve potansiyeli olan bir ürünün arkasında olmaktan çok gururluyuz. Ulusal ve uluslararası patent sürecini biz yönettik ve destekledik. Ayrıca İTÜNOVA ürünün ticarileşmesi için büyük rol oynadı. Bugüne kadar yapılan 700’e yakın proje var. Şu anda da aktif yürüttüğümüz 200 proje var” ifadelerini kullandı.

Uğur Çetin - İsmail Coşkun
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Körfez’de 4 köye daha doğal gaz gelecek Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt, "Belen, Kalburcu, Naip, Şemsettin, Sevindikli, Himmetli, Kutluca, Oruçlar Elmacık köylerine doğal gaz verildi. Cumaköy, Ali Hocalar, Dikenli ve Osmanlı köylerinde çalışmalar sürüyor. En kısa sürede tüm köylerimiz doğal gazla buluşmuş olacak" dedi. Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt, Himmetli, Cumaköy, Ali Hocalar ve Dikenli köylerini ziyaret ederek, vatandaşlarla bir araya geldi. Körfez’in 36 mahallesinin her noktasında kalıcı ve güzel işler yaptıklarını belirten Başkan Söğüt, "Köylerimiz, köylerde yaşayan vatandaşlarımız bizler için ayrıcalıklı. Özellikle tarımla, hayvancılıkla ilgilenen vatandaşlarımıza farklı destekler sunuyoruz. Son 4 yılda 120 ton tohum desteği sağladık. Büyükşehir Belediyemizle birlikte de bu yıl 175 çiftçimize 100 ton yem bitkisi tohumu dağıttık. Çiftçilerimize 170 bin fide desteği sağlarken, Kocaeli’de bir ilk olarak hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımıza da aşılama ve küpeleme desteği sağladık" dedi. "Kısa sürede tüm köylerimiz doğal gazla buluşmuş olacak" Söğüt, köyleri doğal gaz ile buluşturduklarına da dikkat çekerek, "Belen, Kalburcu, Naip, Şemsettin, Sevindikli, Himmetli, Kutluca, Oruçlar Elmacık köylerine doğal gaz verildi. Cumaköy, Ali Hocalar, Dikenli ve Osmanlı köylerinde çalışmalar sürüyor. En kısa sürede tüm köylerimiz doğal gazla buluşmuş olacak. Ulaşımdan altyapıya, eğitimden sosyal belediyecilik çalışmalarına kadar Körfez’in merkezindeki vatandaşlarımız hangi imkanlardan yararlanıyorsa, köylerimizdeki vatandaşlarımız da bunlardan yararlanabiliyor" diye konuştu.
Karabük Meslek liseliler unutulmaya yüz tutmuş mesleği öğreniyor Karabük’te meslek lisesi öğrencileri ahşap kaşık oymacılığı kursu ile hem unutulmaya yüz tutmuş mesleği öğreniyorlar hem de el becerilerini geliştiriyor. Karabük Endüstri Meslek Lisesi Mobilya ve İç Mekan Tasarımı Bolümü öğrencilerine yönelik Halk Eğitim Merkezi tarafından "Ahşap Kaşık Oymacılığı" kursu açıldı. Malzeme desteğinin İl Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü’nce yapıldığı kursta öğrenciler hem unutulmaya yüz tutmuş mesleğin püf noktalarını öğreniyor hem de el becerilerini geliştiriyor. Bölüm Şefi Yakup Taşdöğen’in öncülüğünde verilen kursta öğrencilerin yaptıkları değişik motifli kaşıklar yoğun ilgi görüyor. İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Hasan Köse’de kurstaki öğrencileri ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi aldı. ’Ahşap Kaşık Oymacılığı’ kursunun Halk Eğitim Merkezi ve İl Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube ekiplerinin destekleriyle yaklaşık 1.5 ay önce başladığını belirten Taşdöğen, "Gençlerimize unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarından kaşık oymacılığı kursunu açmayı uygun gördük. Gençlerimiz dışarıda boş gezmekten ise ellerinde bir sanat olsun diye bu kurs açtık. Bayağı yol katettik öğrencilerimizle. Değişik örnekler çıkartmaya başladılar ve artık kendileri de başarılı şekilde devam ediyorlar" dedi. Kaşık saplarını yaparken geyik kafası ve boynuzu ile yaprak gibi değişik motifler uyguladıklarını ifade eden Taşdöğen, "Yalnız kaşığın sapına uygulayacak motifte bir sınırlama yok. O anki içlerinden hangi figür, hangi duygu geçiyorsa onu kaşığın sapına dökmek mümkün" diye konuştu. Taşdöğen, kursta 16 öğrencinin bulunduğunu aktararak hafta içi ve hafta sonu 2 gün kurs verildiği için öğrenci sayısında değişiklik olabildiğini söyledi. Kursta başarı ile kaşık oymacılığını yapan öğrencilere ürünü hediye ettiklerini anlatan Taşdöğen, bunun da motivasyon sağladığını kaydetti. Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü personeli Serkan Yıldırım, Endüstri Meslek Liselerinin ülke açısından çok önemli olduğunu dile getirerek şunları söyledi: Aynı zamanda gençlerimiz hedef kitlemizdir. Gençlerimize Yakup hocamızın önderliğinde malzeme temini yaptık. Emniyet Müdürlüğü olarak da her zaman arkalarındayız. Halihazırda Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü olarak Narkotik Suçlarla Mücadele, Siber Suçlarla Mücadele ve Trafik Şube Müdürlüğüyle birlikte koordineli bir şekilde bütün liselerimizle işbirliği içerisindeyiz. Gençlerimizle vatandaş polis ilişkilerini güçlendirip dış ortamdaki kötü alışkanlıklardan soyutlayıp iç ortamda huzura ve refaha kavuşturmayı hedefliyoruz." Mobilya ve İç Mekan Tasarımı Bölümü 10. Sınıf öğrencisi Muhammet İncebacak, kursta ilk başta zorlandıklarını, öğretmenlerinin destekleriyle zamanla pratiklik kazandıklarını ifade etti. Kurs için öğretmenlerine teşekkür eden İncebacak, bir kaşık yapımı için 2 saat uğraştıklarını belirtti.
Eskişehir 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü etkinliklerle kutlandı Eskişehir Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında yapılan etkinliklerle kutlandı. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında, Eskişehir’deki bir AVM’de İl Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve Çocuk Hakları İl Komitesi iş birliğiyle stant açılışı gerçekleştirildi. Açılışa, İl Müdürü Orhan Bayrak, İl Müdür Yardımcısı Bahadır Sarı ve çocuk kuruluşların idareciler katılım sağladı. Etkinlikte çocuk hakları, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve çocuk haklarının önemi hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Çocuk hakları konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen sergide, çocukların kendilerini ifade edebileceği çeşitli çalışmalar sergilendi. Ayrıca, çocuklara yönelik akıl oyunları, yüz boyama, resim yapma, el baskısı gibi atölye çalışmaları ve oyun alanları oluşturuldu. Çocuklar hem eğlenirken hem de haklarını öğrenerek anlamlı bir gün geçirdi. İl Müdürü Orhan Bayrak yaptığı konuşmada, “Çocukların haklarını bilmesi, bu hakların korunması ve geliştirilmesi bizim için büyük önem taşıyor. Bugün burada, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızla bir arada olmak, onların neşesine ortak olmak bizleri çok mutlu etti” dedi. Etkinliklere aileler de yoğun ilgi gösterdi. Hem çocukların hem de yetişkinlerin beğenisini kazanan organizasyon, çocuk haklarına yönelik bilinçlendirme çalışmalarını başarıyla gerçekleştirdi.
Ankara ABB Çocuk Meclisi 29. Dönem üyelerinden basın açıklaması Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi 29. Dönem üyeleri, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla basın açıklaması yaptı. Çocuklar basın açıklamasında ve hazırladıkları pankartlarla çocuk hakları ihlallerine dikkat çekti. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi 29. Dönem üyeleri gerçekleştirdikleri basın açıklamasında çocuk hakları ihlallerine dikkat çekti. Çocuk Meclisi binası önünde yapılan basın açıklamasının ardından vatandaşlara 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ile ilgili soru sorarak farkındalık çalışması gerçekleştirdi. Programa Çocuk Kulüpleri üyeleri de katılarak mini koro gösterisi sergiledi. “Çocuğuz ve haklarımız var demek için buradayız” Çocuk Meclisi 29. Dönem Başkanı Miray Eroğlu yaptığı açıklamada, “Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Bizler Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi üyeleri olarak, çocuk haklarını hatırlamak, hala bilinmeyen ve göz ardı edilen konuları hatırlatmak için buradayız. ‘Çocuğuz ve haklarımız var’ demek için buradayız” diye konuştu. Çocuk Meclisi 29. Dönem Üyesi Feyza Reyyan Coşkun ise, “18 yaşından küçük her birey çocuktur ve çocuk olmasından kaynaklanan hakları vardır. Çocuk hakları, insan haklarıdır. İnsan hakları gibi çocuk hakları da doğduğumuz andan itibaren sahip olduğumuz yasal, evrensel haklardır” ifadelerini kullandı.
Ankara TÜRMOB Genel Başkanı Kartaloğlu: "Deprem bölgesi için mücbir sebep hali uzatılmalı" Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Emre Kartaloğlu, deprem bölgesi için 30 Kasım’da sona erecek olan mücbir sebep halinin uzatılması genektiğini söyledi. TÜRMOB Genel Başkanı Emre Kartaloğlu, deprem bölgesi için ilan edilen mücbir sebep halinin 30 Kasım’da sona erecek olmasının bölge halkı ve meslek mensupları üzerinde ciddi olumsuz etkiler oluşturacağını belirterek, hayatın hala normale dönmediği bölgede mücbir sebep halinin uzatılmasının zorunlu olduğunu ifade etti. Kartaloğlu, “Tüm ülkemizi yasa boğan 6 Şubat depreminin üzerinden neredeyse iki yıl geçti. İki yıl geçmesine rağmen bölge ekonomik, sosyal ve altyapı anlamında hala normale dönemedi. Bölge ziyaretlerimizde mali müşavirlerin hala konteyner ofislerde ve son derece zorlu koşullarda çalıştıklarına tanık oluyoruz. Altyapı sorunları nedeniyle bilgiye erişim ya sağlanamamakta ya da büyük zorluklarla mümkün olmaktadır. 30 Kasım’da sona erecek olan mücbir sebebin uzatılmaması durumunda bölgede ciddi ekonomik sorunlar ortaya çıkabilir” dedi. 2011 yılında Van’da meydana gelen deprem sonrası 5 yıl boyunca mücbir sebep ilan edildiğini belirten Kartaloğlu, “Benzer bir uygulama burada da hayata geçirilmelidir. Bu tür destekler yalnızca 3-5 aylık kısa sürelerle tekrarlanmak yerine daha uzun vadeli, bölgenin gerçek ihtiyaçlarını karşılayan bir şekilde planlanmalıdır” ifadelerini kullandı. “Deprem bölgesinde hayatın normale dönmesi için tüm ilgili tarafları sorumluluk almaya davet ediyoruz” Deprem bölgesi için yalnızca mücbir sebep halinin uzatılmasının da yeterli olmayacağını belirten Kartaloğlu, “Bölgede kalıcı ve etkili desteklere ihtiyaç duyulmaktadır. Bölgeyi tekrar ayağa kaldırmak için altyapı yatırımlarından ekonomik desteklere kadar geniş çaplı ve kalıcı çözümlere ihtiyaç var. Aksi halde bölgede toparlanma süreci daha da uzayacaktır. Bizler, TÜRMOB olarak deprem bölgesinde hem meslektaşlarımızın hem de vatandaşlarımızın karşılaştığı zorlukların takipçisiyiz. TÜRMOB olarak hazırladığımız ‘Deprem Yaralarının Sarılmasına Yönelik Mali ve Sosyal Güvenlik Tedbir Önerilerimiz’ raporunu ilgili kuruluşlar ve kamuoyu ile paylaşmıştık. Deprem bölgesinde hayatın normale dönmesi ve yaraların daha hızlı sarılması için tüm ilgili tarafları sorumluluk almaya davet ediyoruz” dedi.