ASAYİŞ - 04 Aralık 2017 Pazartesi 14:06

Trafikte terör saçan motosikletli kamerada

A
A
A
Trafikte terör saçan motosikletli kamerada

Basın Ekspres Yolu'nda seyir halinde ilerleyen motosiklet sürücüsü, trafik ihlali yaptığını iddia ettiği sürücüyle tartıştı. Sürücüye küfürler eden motosikletli, hıncını sürücünün kullandığı aracın aynasında çıkardı. Aracın aynasına tekme atarak kıran motosikletli, ardından arkasında bir kişi daha olmasına rağmen motosikletinin ön tekerini kaldırırarak hızla uzaklaştı. Tüm bu anlar da kask kamerasına saniye saniye yansıdı.

Basın Ekspres Yolu'nda ilerleyen bir motosiklet sürücüsü, yan şeritten önüne geçen ve kural ihlali yaptığı otomobil sürücüsüne sinirlendi. Araç sürücüsüne sinirlenen motosikletli bağırıp hakaret etmeye başladı. Motosiklet sürücüsünü arkasında seyahat eden kız arkadaşı da motosiklet sürücüsünü engelleyemedi. Sinirlerine hakim olamayan motosiklet sürücüsü trafiğe aldırış etmeden otomobile yanaşarak, aracın aynasına tekme atarak kırdı. Daha sonra motosikletin ön tekerini kaldırarak tek teker üstünde bir süre hareket eden şahıs, araçtan uzaklaştı. Tüm bu anlar ise kask kamerasına yansıdı. Görüntülerde, bir otomobilin yan şeritten çıktığı ve motosiklet kullanıcısının önüne geçtiği görülüyor. Daha sonra motosiklet sürücüsü önce küfür ediyor,ardından sinirlenip aracın aynasına tekme atarak kırıyor. Daha sonra motosiklet sürücüsü, ön tekerleği kaldırarak, bir süre tek teker ilerliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Hakkari’de ilk kez bypass ve kalp kapak değişimi ameliyatları gerçekleşti Kalp ve Damar Cerrahisi Profesörü Mehmet Ali Özatik ve 9 kişilik uzman ekip, Hakkari’de ilk kez bypass ve kalp kapak değişimi ameliyatlarını gerçekleştirdi. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Kalp ve Damar Hastanesi Başhekimi Kalp ve Damar Cerrahisi Profesörü Mehmet Ali Özatik ve 9 kişilik uzman ekip, Hakkari’de ilk kez bypass ve kalp kapak değişimi ameliyatlarını gerçekleştirdi. Ameliyat sonrası Hakkari Valisi Ali Çelik, Kalp ve Damar Cerrahisi Profesörü Mehmet Ali Özatik ile 9 kişilik ekibi hastanede ziyaret etti. Ameliyatlarla ilgili açıklama yapan Vali Çelik, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Kalp ve Damar Hastanesi Başhekimi Kalp ve Damar Cerrahisi Profesörü Mehmet Ali Özatik ve gelen uzman ekibe teşekkür ediyorum. Yaklaşık bundan bir yıl önce Sağlık Bakanımızı ziyaret ettiğimizde açık kalp ameliyatları dahil olmak üzere yapılacak bir ünitenin hem yoğun bakımı hem de yoğun bakımın hem de ameliyatların yapılması talebimizi iletmiştik. Sağlık Bakanımız Mehmet Ali beyi arayarak kendisi ve ekibinin Hakkari Devlet Hastanesinde açık kalp ameliyatları dahil, baypas ameliyatlarının yapılabileceği ve kapalı kalp ameliyatlarının yapılabileceği bir ünitenin, ameliyathanenin kazandırılması hayata geçti. Ben emeği geçen değerli Başhekimiz Mehmet Ali beye ve onun değerli ekibine çok teşekkür ediyorum. Hakkari’de bir hastamızın baypas ameliyatı, bir hastamızın ise kalp kapakçılığı değiştirildiği ameliyatı Hakkari’de gerçekleştirildi. Bizler açısından önemli. 81 il içerisinde hastanemizde de şifa bulunması bizleri sevindirmiştir. Burada Hakkari il sağlık müdürü ve başhekimine de teşekkür ediyorum. Hakkari’ye gelen uzman ekibe Hakkarili hemşerilerimin adına şükranlarımı sunuyorum. Sağlık Bakanı ve bakanlığımıza teşekkür ediyorum. Hastanemiz her yönünden kapasitesini değiştirmesi konusunda desteklerini esirgemiyorlar. Yüksekova Devlet Hastanemizin anjiyo ünitesi daha önce kurulmuştu. Ekipman alımları tamamlandı" dedi. Kalp ve Damar Cerrahisi Profesörü Mehmet Ali Özatik ise, "Talimatı aldıktan sonra hazırlığımızı yapıp eksikliklerimizi tamamladık. buradaki hastalarımızın durumlarını değerlendirdik. Çok şükür iki hastamızın ameliyatını başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Ailelerine teslim ettik" dedi. Hakkari İl Sağlık Müdür Dr. Hamdullah Kara’da uzman ekibe teşekkür ederek Hakkari’de ilk kez bypass ve kalp kapak değişimi ameliyatı yapıldığını belirtti.
İzmir İZTO Başkanı Özgener: "İzmir Türkiye’nin gerisinde kaldı" İzmir Ticaret Odasının (İZTO) 2024 yılı son olağan meclis toplantısı yapıldı. İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, 2023’te Türkiye ekonomisi yüzde 5,1 büyürken, İzmir’in sadece yüzde 0,9 büyüdüğünü belirterek, daralmanın sanayi, tarım ve inşaattan kaynaklandığını ifade etti. İzmir Ticaret Odası, 2024 yılının son meclis toplantısı olan Aralık ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde, Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve meclis üyelerinin katılımıyla İzmir Ekonomi Üniversitesinde düzenlendi. Türkiye ekonomisine ilişkin açıklamalarda bulunan Özgener, İzmir’in ekonomik büyüme olarak Türkiye’nin gerisinde kaldığına dikkat çekti. İzmir’in 2023 yılında Türkiye ortalamasının altında kalmasının başta gelen sebeplerinin sanayi, tarım ve inşaat sektörlerinde yaşadığı daralma dan kaynaklandığını belirten Özgener, “2023 yılı özelinde çevre illerin sanayi alanındaki büyümeleri göz önüne alındığında, İzmir’in hizmetler sektörü alanındaki yatırımlarını ve kapasitesini artırmasının ve verimliliği artırıcı her türlü teknolojik ve beşeri sermaye yatırımdan faydalanmasının ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor” dedi. "İzmir Türkiye’nin gerisinde kaldı" İzmir’in ekonomik büyüme olarak Türkiye ortalamasının çok gerisinde kaldığını kaydeden Özgener, “Türkiye İstatistik Kurumu’nun 12 Aralık’ta açıkladığı İl Bazında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, 2023 verileri. Buna göre, 2023 yılında yüzde 5,1 büyüyen ve 1 trilyon 130 milyar dolar olan Türkiye ekonomisinden İstanbul toplam Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’dan yüzde 30 pay alarak 363 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüğe işaret etti. Kişi başı geliri ise 21 bin 741 dolar. Aynı dönemde, İzmir’in ekonomik büyüklüğü 66 milyar dolar; kişi başı geliri ise 15 bin 369 dolar oldu. Türkiye ekonomisi 2023 yılında yüzde 5,1 büyümesine rağmen, İzmir ekonomisinin büyümesinin ise yüzde 0.9 ile sınırlı kaldığını görüyoruz. Ayrıca kentimizin son dört yıllık büyümesinin, Türkiye ortalamasının altında kalması da dikkat çekiyor” diye konuştu. “Sanayi, tarım ve inşaat sektörü daraldı” İzmir’in 2023 yılında Türkiye ortalamasının altında kalmasının başta gelen sebeplerinin sanayi, tarım ve inşaat sektörlerinde yaşadığı daralmadan kaynaklandığını söyleyen Özgener, “Sanayi sektörünün ülke genelinde yüzde 1.7 büyümesine rağmen kentimizde yüzde 3.6 daralmış olması. Benzer bir şekilde tarım ve inşaat sektörleri de ülkemiz genelinde büyümelerine rağmen 2023 yılında İzmir’de daralıyorlar. Kentimizin büyümesi yüzde 2.3 ile hizmet sektörü kaynaklı; fakat bu, diğer sektörlerdeki daralmayı bertaraf etmeye yeterli bir büyüme değil. 2023 yılı özelinde çevre illerin sanayi alanındaki büyümeleri göz önüne alındığında, İzmir’in hizmetler sektörü alanındaki yatırımlarını ve kapasitesini artırmasının ve verimliliği artırıcı her türlü teknolojik ve beşeri sermaye yatırımdan faydalanmasının ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor” diye vurguladı. “2025’de resesyon görülmeyecek” 2025 yılı için genel beklentinin, resesyonun görülmediği, yani yumuşak iniş senaryosunun gerçekleştiği bir ekonomik durumun ortaya çıkmasının yüksek olduğunu belirten Özgener, “Ülke ekonomilerinin pandemi öncesindeki döneme geri dönebilecek güçte toparlanması şu aşamada mümkün görünmüyor. Benzer bir şekilde de, enflasyonun pandemi öncesi döneme kıyasla düşük de olmayacağı tahmin ediliyor. Bu kapsamda, faiz oranlarının 2025 yılında düşmeye devam edeceği, ancak 2010’lu yıllara göre bu düşüşün sınırlı olacağı düşünülüyor” dedi. 2025 yılında Türkiye’nin yüzde 3’lük büyümesinin ağırlıklı olarak fiziksel sermaye artırımından geleceği tahmin edildiğini söyleyen Özgener, “Uluslararası finans kurumlarının ülkelerin borç yükü ve maliye politikaları ile ilgili ise fikir ayrılıkları bulunmakta. Bazı yatırım bankaları yüksek borçluluk oranlarının ülkelerin bütçe harcamaları üzerine baskı kurabileceğini düşünürken, bazı kurumlar ise 2010’lardaki parasal genişleme sürecinin, maliye genişleme süreci ile yer değiştireceğini düşünüyor. Ülkelerin özellikle yeşil dönüşüm için yapmaları gereken enerji ve altyapı yatırımları nedeniyle, büyümenin kamu yatırımlarından destek alacağı bir 10 yıla girildiği öngörülüyor. Avrupa Birliği’nin bu konuya öncelik vermesinin, Türkiye açısından bir fırsat olduğunu analiz ediyoruz. Söz konusu 10 yıllık süreçte faizler eskisi kadar düşük olmayacaksa da, yatırımların bir şekilde devam edeceği öngörülüyor. Bu nedenle, önümüzdeki dönemde maliye politikalarında daraltıcı tercihlerin beklenmediğini söyleyebiliriz” diye konuştu. “Aylık veriler istenilen seviyede değil” Türkiye’de enflasyonun düşürme konusunda diğer ülkeler kadar hızlı sonuç alamadığını ancak ekonomik programın da etkisiyle makroekonomik dengelerin bozulduğu 2022-2023 döneminden 2024’e gelindiğinde birçok ekonomik kazanımların elde edildiğini dile getiren Özgener, "Merkez Bankası rezervlerinin artması, Kur Korumalı Mevduat’ın azalması, Türk Lirası varlıklara olan ilginin artması ve cari açığın iyi bir seviyeye gelmesi, ekonomik anlamda umut verici gelişmeler. Öte yandan, enflasyonun azalmaya başladığını ama dezenflasyon sürecinin yeterince etkili olmadığını görüyoruz. 2025’in ana konusu yine enflasyonla mücadelenin devamı ve enflasyonla mücadeleyi belirli bir seviyeye getirmek. Buna bağlı olarak da faizlerin ne zaman ve ne hızla düşeceğini de tartışacağız. Enflasyonla mücadelemiz devam ediyor ve trend olarak bazı alt kalemlerde olumlu gelişmeler olduğunu görüyoruz; ancak aylık veriler hala istenilen seviyelerden yüksek. Dezenflasyon sürecinde, Merkez Bankası politika faiz oranı ve para politikası kararları ile birlikte maliye politikalarının eş güdüm içerisinde belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Merkez Bankası Aralık ayında politika faiz oranını indirse bile, beklentiler ve gerçekleşen rakamlarla birlikte piyasaları yönlendirebileceğine inanıyoruz” diye belirtti. Özgener’den asgarı ücret yorumu Açıklanan asgari ücretin 2024 sene sonu enflasyonunun, gelecek yıl Merkez Bankası’nın beklediği yüzde 21 enflasyonun ortalaması alınarak hesaplandığını ifade eden Özgener, “2025 asgari ücret artış hızı, geçmiş enflasyona endeksli değil; ama tamamen de beklenen enflasyona endeksli değil. Bu aşamadan sonra, diğer fiyatlandırma ve ücretlendirme kararlarının nasıl alınacağı kritik önem taşıyor. Özel sektördeki ücretlendirmelerin ve hizmet sektöründe fiyatlandırmaların asgari ücret artışının üstüne çıkmaması gerekiyor. 2025 yılı asgari ücretinin doğrudan ve dolaylı etkilerinin yanı sıra, beklentiler üzerindeki etkisi de olacak. Bütün bu gelişmeler, enflasyonun 2025’te yüzde 30’un altına gerilemesini ve faizlerin düşüş hızını belirleyecek” şeklinde konuştu.
Ankara CHP Genel Başkanı Özel’den TÜRK-İŞ’e ziyaret CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay ile bir araya geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 2025 yılı asgari ücreti 22 bin 104 lira olarak açıklamasının ardından TÜRK-İŞ’i ziyaret etti. Özel, TÜRK-İŞ’in 50 yıldır yürürlükte olan bir kanun gereği asgari ücret komisyonunda işçi tarafını temsil ettiğini dile getirdi. TÜRK-İŞ sendikalı işçilerin organizasyonu olduğunu ve sendikanın olduğu yerde asgari ücretli çalışanların olmadığını söyleyen Özel, “Sendika varsa zaten asgari ücret olmaz. Ama TÜRK-İŞ’in sırtındaki yük Türkiye’deki milyonların beklentisine uygun bir asgari ücretin tespiti noktasında davranmak. Süreci yakından takip ettik. Birkaç kez sözlü, dün da sosyal medya paylaşımı ile durumu yorumladığım noktada, TÜRK-İŞ’in bu dönem biz, ‘Asgari ücret talebimiz 30, bunun altında yokuz’ demiştik. TÜRK-İŞ’in de işçilerle beraber yapmış olduğu beklenti çalışmalarının sonucunda ilan ettiği asgari ücret beklentisini bizim talebimize, tabii bu talep de yeterli değil, ama bizim talebimize yakın bir noktada gerçekleşmiş olması önemlidir” açıklamasında bulundu. “22 bin lira bugünkü fiyatla 4,5 çeyrek altın alıyor” Gelecek yıl için belirlenen 22 bin 104 liralık en düşük ücretin yeterli olmadığına vurgu yapan Özel, “Şimdi biz basit bir çalışma yaptığımızda, geçmiş dönemlerle ilgili şu rakamlar vardı. Buradan çok kritik şu rakamları paylaşmak isterim. 2002 yılında asgari ücret yedi çeyrek altın alıyordu. Ocak 2024’te 17 bin lira, beş çeyrek altın alıyordu. 3 bin 327 liraydı çeyrek altın. Bugün verdikleri 22 bin lira bugünkü fiyatla 4,5 çeyrek altın alıyor. Yani daha ocak gelmedi, çeyrek altın üzerinden geçen sene verdikleri asgari ücret beşken, 4,5’a gerilemiş. Ne var arada, 2 bin 500 lira kayıp var. Zaten aynı şeyi biz, ‘17 bin, 10 bine geriledi, 5 bin artırırsan 2 bin lira kayıp var’ diyorduk” ifadelerine yer verdi. Özel, cumartesi günü Ankara’daki 66 sivil toplum örgütünün çağrısıyla yapılacak olan Tandoğan’daki mitingde yer alacaklarını da söyleyerek, “Cumartesi günü Tandoğan’da varız. O mitinge Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm asgari ücretlileri ve tüm emeklileri çağırıyoruz. Tabii bu konuyla ilgili tüm emek örgütlerinin kendi değerlendirmeleri olacaktır. Biz orada ama tüm emekçilerle birlikte olmayı ve bir sivil inisiyatifin çağrısıyla yani bir parti olmadan, oraya tüm siyasi partilerden, tüm sendikalardan, tüm görüşlerden insanlar gelebilir. Çünkü orada bir sivil inisiyatif var. Ve asgari ücretlinin, emeklinin ve geçim sıkıntısı çeken herkesin sorunlarının konuşulacağı bir süreç. Biz MYK toplantımızda aldığımız karar gereğince bundan sonra sahadayız” diye konuştu. "Bir daha toplantılara katılmayacağımızı söyledik" TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ise, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun adil olmadığını vurgulayarak, artık TÜRK-İŞ’in komisyonda yer almayacağını yineledi. Sözlerinin dinlenmediğini, işveren ile hükümetin anlaşarak asgari ücret belirlediğini belirten Atalay, "Asgari ücret tesis konusunda 50 senedir varız. Bu komisyonun demokratik olmadığını düzelmeden de bir daha toplantılara katılmayacağımızı söyledik. 5 hükümet, 5 işveren ve işçi. İşveren ile hükümet anlaşıyor ve istediği kararı çıkartıyor. Sözünüzün dinlenmediği yerde olmanın bir anlamı yok” şeklinde konuştu.