GENEL - 09 Nisan 2008 Çarşamba 12:19

Teslim olan PKK'lıdan şok itiraflar

A
A
A
Teslim olan PKK'lıdan şok itiraflar

1991 yılında terör örgütü PKK'ya katılan Rızgar kod adlı A.A isimli örgüt mensubu teslim olduktan sonra terör örgütünün son durumu hakkında bilgiler verdi.

Rızgar kod adlı PKK'lı terörist A.A, Şırnak'ın İdil ilçesinde 11 Ocak 2008 tarihinde teslim oldu. 

Terör örgütü PKK'ya 1991 yılında katıldıktan sonra Irak'taki kamplarda eğitim alan A.A, İdil İlçe Jandarma Komutanlığına teslim oldu. Verdiği ifadede örgütün politikalarını beğenmediğinden dolayı kaçtığını belirten terörist A.A, örgütün son durumuyla ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. 

Eğitimimizi bayan belediye başkanının eşi verdi

1994 yılında Kuzey Irak'a geçme isteğinin örgüt tarafından kabul edildiğini ve Gabar-Cudi dağlarını aşarak Haftanin kampına geçtiğini belirten A.A,
 "1994 yılında Türkiye'de askerler tarafından çok büyük çaplı operasyonlar yapılıyordu. Zaman zaman da Türk savaş uçakları Haftanin bölgesini bombalıyordu. Örgüt sınır ötesine yapılacak ilk operasyonun Haftanin bölgesine yapılacağını değerlendirerek buradaki birliklerin büyük çoğunluğunu başka bölgelere dağıttı. Bu sebeple bizim eğitim devresi de Haftanin de yarım kaldı ve eğitimi tamamlamak üzere burada siyasi eğitim alan örgüt mensupları Metina kampına gönderdiler. Metina kampında 3 ay kadar siyasi eğitim devam etti. Buradaki eğtimimizi bayan olan belediye başkanının kocası olan Hozan kod isimli örgüt mensubu verdi" dedi.

PKK ile KDP istihbaratı işbirliği yapıyor

KDP'nin kontrolünde olan Dohok kentinde kalırken örgütün KDP'nin istihbarat kanadıyla işbirliği içerisinde olduğunu belirten A.A, "Ben örgütten kaçarak ilk önce KDP'ye teslim oldum. Benim durumumda olan örgüt mensuplarından KDP'nin bilgisi dahilinde faydalanılmak istiyordu. Derik bölgesinde bulunan örgüte ait cephanelikleri göstermem için KDP'ye müracaat etmişler. KDP durumu bana bildirdi ve kendilerinin garantörülüğünde örgüt mensuplarıyla Türkiye'ye gidip bildiğim cephaneliklerin yerini örgüt mensuplarına göstermem için bana baskı yaptılar. Ben mecburiyetten dolayı bunu kabul ettim" diye konuştu.

Cezaevine notlar protez bacaklar arasında gidiyordu

A.A isimli örgüt mensubu, örgüt içinde faaliyet yürüttüğü yıllarda örgütün tüm cezaevlerinde olan örgüt mensupları ile irtibatı ve onlara gidecek notları, mektupları Emin Arslan'ın annesi olan kadının yaptığını ifade ederek, " Bu şahsın kanser nedeni ile bir bacağı kesilmişti ve protezdi ve bu protez içerisinde yapılan bir gizli bölmede cezaevine gidecek notlar gizlenerek gönderiliyordu" dedi.

PKK 2007 Aralık ayında 1 ton patlayıcı aldı

PKK Terör örgütünün 2007 yılı Aralık ayı içerisinde Kuzey Irak bölgesi Zaho kentinde bulunan silah pazarındaki Iraklı bir silah tüccarından yaklaşık bir ton kadar patlayıcı mühimmat aldığını belirten A.A isimli örgüt mensubu şunları söyledi: "Bu mühimmat içerisinde dinamit lokumları, TNT kalıpları ve plastik patlayıcı mühimmat bulunduğunu biliyorum. Örgüt mensupları mayın ve patlayıcı maddeleri genellikle silah tüccarları aracılığıyla temin etmektedirler". 

Vergi adı altında haraç alıyorlar

A.A isimli örgüt mensubu, PKK'nın Kaşura alanı ora bölgesi ve Haftanin alanı Şeraniş bölgesinde gümrük noktaları bulunduğunu ve bu noktalardan geçiş yapan kaçakçılardan vergi adı altında para toplandığını kaydetti.

PKK - KDP ilişkisi 2007 yılına dayanıyor

2001 yılında Mesuz Barzani'ye bağlı KDP güçleri ile örgüt arasındaki ilişkinin resmi bir boyut kazandığını ifade eden A.A isimli örgüt mensubu, şöyle konuştu:  "2001 yılı sonlarında Celal Talabani'ye bağlı YNK güçlerinin güç kaybetmesi neticesinde PKK/KONGRA-GEL terör örgütü ile uzlaşma yoluna gitmiştir. 1999 yılına kadar örgüt ihtiyaçlarını YNK üzerinden temin ederken 1999 yılı sonrasında YNK ve KDP güçleri tarafından ihtiyaçlarını temin etme yoluna gitmiştir. Bu durum 2003 yılı Mart ayında ikinci körfez savaşına kadar bu şekilde devam etmiştir. İkinci körfez savaşından sonra ise Kuzey Irak bölgesinde yaşayan Kürt halkının ABD desteği ile güç kazanmış olup o zamana kadar tanınmayan bölgesel yönetimler uluslararası zeminde tanınmaya başlandı. 

Barzani durumdan hoşnut

Mesut Barzani bölgesel Yönetim Başkanlığına seçildikten sonra PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne olan bakış açısı tamamen yumuşadı. Bu yumuşamanın amacının ise Kürt ulusal önderliğine oynayan Mesut Barzani'nin konumunun zarar görmemesi üzerinedir. Çünkü Kürt olan bir grupla mücadele etmenin Kürt ulusal önderliğine geçişinde büyük zarar vereceği duygusunun Mesut Barzani'de hakim olmasıdır. 

Ayrıca Mesut Barzani'nin diğer bir amacı da PKK/KONGRA-GEL terör örgütünün bölgede tamamen yok olmasını engelleyerek Türkiye'nin iç sorununun devam etmesini sağlamak, bölgede kendi yapılanmalarını oluşturarak iç sorunlarını çözmek ve bölgede güçlü bir konuma gelmektir. 

Barzani ve Talabani arasında bölüşülüyorlar

Mesut Barzani yönetiminin kaçan örgüt mensuplarına yönelik olarak da bu örgüt mensuplarını kendi bünyesinde barındırarak gücünü muhafaza etmeye çalışmaktadır. Bu süreçte Celal Talabani de boş durmayarak PKK/KONGRA-GEL terör örgütü bünyesinde kopan yönetici veya savaşçı konumundaki örgüt mensuplarını, bunlardan bazıları Ferhat kod adlı Osman Öcalan, Nizamettin Taş, Halil Ataç, Ekrem, Serhat, eski Mardin eyalet komutanı Delil, Mahit Tatvan, Sakine Batman, Xelin, Sarı Osman ve Dilara gibi örgüt mensupları 2003 yılı sonlarında örgütten ayrılarak ayrı bir grup kurdular. 

Talabani ileride kullananmayı amaçlıyor

Ancak bu grup daha sonrasında Osman Öcalan'ı da dışlayarak Talabani güçlerine katıldılar. Kontrol altına alarak finans sağladı, ev verdi, kamp verdi, maaş bağladı. Celal Talabani'nin bu gruba yardım etmesinin nedeni önümüzdeki süreçte Türkiye ile ilerde sıkıntılar yaşarsa bu grubu Türkiye'ye karşı kullanmaktır. Bu grup Celal Talabani himayesinde oluşturulan PVDK (Kürdistan Demokrat Yurtsever Partisi) çatısı altında bulunmaktadır. Ancak şu ana kadar her hangi bir faaliyetleri olmamıştır".

Barzani Türkiye'de parti kurmak istiyor

Mesut Barzani'nin Türkiye iç işlerine yönelik ilk olarak eski Mardin milletvekili ve Cizre'de ikamet eden Şerafettin Elçi önderliğinde KDP çizgisinde hareket eden bir Kürt partisi kurma çabası içerisinde olduğunu aktaran A.A isimli örgüt mensubu, "DTP'nin alternatifi olarak kurulacak olan bu partinin Türkiye içerisinde Kürtlerin siyasi alanda etkili olması sağlanmaya çalışılacaktır. Mesut Barzani tarafından bu parti çalışmalarına katılan şahıslara Kuzey Irak bölgesinde şirket kurmaları ve ekonomik açıdan etkili olmaları için yardımcı olunmaktadır. 

Bu şekilde yeni kurulacak parti için ekonomik açıdan üst seviyeye getirme çabası içerisindedirler. Türkiye içerisinde üniversiteyi kazanmayan Kürt gençlerini parasız olarak Irak kuzeyinde Mesut Barzani'ye bağlı Süleymaniye, Duhok ve Hevler'de bulunan üniversitelerde okuma, barınma ve burs imkanı sağlamıştır. Irak'ta bulunan üniversitelerde okuyan Kürt gençlerini Türkiye içerisinde uzun bir vadeye yayarak Kürtlerin siyasal alanda haklarını savunabilecek kadrolaşmaya gitme çabası içerisindedirler" diye konuştu. 

Parastin adında istihbarat teşkilatı kuruldu

A.A, sözlerini şöyle sürdürdü:  "Irak'taki Kürdistan federe bölgesindeki resmi dairelerin tamamında Doğu ve Güneydoğu'daki illerin hatta batıda Hatay'ı dahi içine alan haritalar asılıdır. Resmi asayiş araçlarının üzerinde de bu haritalar bulunmaktadır. Parastin adında (Savunma) istihbarat teşkilatını kurdu. Başına Mansur Barzani'yi getirdi. Barzani'nin kurduğu bu istihbarat örgütü Türkiye'ye yönelik olarak faaliyet yürütmektedir. KDP'yunun imkan ve kabiliyetleri hakkında bilgi toplamaktadır. Türkiye içerisinde bu istihbarat örgütüne bir çok kişi bilgi aktarmaktadır. İngiltere, Belçika, Hollanda, Danimarka, Fransa, Almanya ve Amerikan vatandaşı olan Kürtler Parastin içerisinde görev yapmaktadırlar".

PKK'nın füzeleri var

Türkiye'nin Kuzey Irak bölgesine olası bir sınır ötesi harekat için teskere kararının alınmasına müteakip, Irak kuzeyinde bulunan Hayırsız Dağı'nın güney yamacında bulunan eteklerine ağır silah olarak karadan karaya orta menzilli füze, karadan havaya füze, çok sayıda uçaksavar bataryaları, 105'lik toplar, 5-6 tane kadar Amerikan tanklarına benzemeyen ve Irak ordusuna ait olmayan tankların yerleştirildiğini belirten A.A isimli örgüt mensubu, bu ağır silahların daha sonra aynı bölgeden geri çekildiğini
ileri sürdü. 

Örgüte en büyük katılımın İran'dan

Örgüt içerisinde hizipleşme olduğunu ve bu hizipleşmenin amacının PKK/KONGRA-GEL terör örgütü içerisinde güç dengelerini elinde bulundurma çabası olduğunu ileri süren A.A, örgüte en büyük katılımın İran'dan yapıldığını söyledi.

Irak ordusu silahları PKK'da

Amerika'nın Irak'ı işgalinden sonra Irak ordusuna ait silah ve mühimmatlar terör örgütünün eline geçtiğini belirten A.A isimli örgüt mensubu, "Özellikle Irak ordusu Bağdat düştükten sonra ellerinde bulunan silahları bırakarak evlerine gittiklerinden mevcut silahların halk tarafından ve örgüt mensupları tarafından toplanarak kamplara aktarılmıştır. ABD askerleri de bu duruma göz yummuşlardır" dedi. 

PJAK'ı, ABD kurdurdu

Örgütün İran'da faaliyet gösteren kolu PJAK'ın kadrolarının ve silah malzeme ihtiyaçlarının PKK tarafından karşılandığını belirten A.A isimli örgüt mensubu, PJAK'ın kurulmasını ABD'nin istediğini ve temellerinin 2. körfez savaşı sonrasında atıldığını aktardı. A.A isimli örgüt mensubu, sözlerini şöyle sürdürdü:  "ABD'nin amacı savaşın ikinci adımı olarak İran'ı görmektedir. Bu süreçte PJAK'ı kullanarak İran'ı zayıflatacak ve olası bir İran harekatında da PKK ve PJAK güçlerini İran devletine karşı kullanacak. Zaten kurulduğu günden beri PJAK'ın tüm külfetini ABD karşılamaktadır. Şu an Kandil dağının İran kısmına düşen sarp arazilerde PJAK güçleri konuşlanmış vaziyettedir. Bu araziler çok sarptır ve neredeyse İran'ın bu güçleri buradan çıkartması imkansızdır. ABD'nin PJAK'ı kurmasındaki temel amaç zaten budur. ABD isterse örgütün bir kısmını değil tamamınıda PJAK adı altında İran devletine karşı kullanabilir. Örgütün buna hayır deme veya kabul etmemek gibi bir şansı bence yoktur. Çünkü ben inanıyorum ki ABD bugün istediği takdirde örgütün Kuzey Irak'taki faaliyeti son bulur ve burada örgüt faaliyet yürütemez. Örgüt ABD'nin istediği dışında, ABD'nin politikalarına aykırı olarak hareket edemez".

Örgüte olan katılımların büyük kısmı DTP'nin gençlik kollarından

A.A isimli örgüt mensubu itiraflarına şöyle devam etti: " Örgütün Avrupa'da özellikle İsveç ve Almanya'da örgütün mağaza-market türü kuruluşları vardır. Buraları işleten şahıslar özellikle örgüte uzak gözüken şahıslardan seçilir, buraların karı örgüte gelmektedir. Suriye ülkesi Şam şehri civarında örgütün zeytin yağı ve sabun fabrikaları vardır. Buraların karı da örgüte gelmektedir. Örgütün mahmurdaki kampında doktorluk yapan Alman bir bayan vardır. Benim bildiğim şu son dönemlerde örgüte olan katılımların büyük kısmı DTP'nin gençlik kolları vasıtasıyla olmaktadır. Buralara gelen gençlerin zaafları tespit edilerek, bu gençlerin kandırılması sonucu örgüte eleman temin edilmektedir. Geçmiş yıllardaki yapmış olduğu mayınlama eylemlerini artırarak devam ettirecektir, kırsal alanda fırsat buldukça operasyon yapan birliklere pusu türü, vur-kaç türü eylemler yapabilirler, yine özellikle metropol şehirlerde bombalama, molotof atma, işyeri kundaklama, araç yakma eylemleri olacaktır."

Suikastlar olabilir

Geçmiş yıllanunan örgüte ait cephanelikleri göstermem için KDP'yrda özellikle 2003 yılında örgütün gündemine gelen ve çok tartışılan ancak kabul görmeyen bir eylem tarzının son dönemde yine örgütün gündemine geldiğini ve tartışıldığını belirten A.A isimli örgüt mensubu, örgütün özellikle bürokrat, general, milletvekili gibi özellik arz eden şahıslara karşı suikast türü eylemler yapabileceğine dikkat çekti.
 
Örgüt seçimi kayıp olarak gördü

Örgütün sözde özel kuvvetlerinde faaliyet yürüten bazı örgüt mensuplarının suikast eğitimi aldığını belirten A.A, örgütün bağımsız milletvekillerinin seçilmesi için etkili bir politika yürüttüğünü kaydetti. 

A.A, şöyle konuştu: "Örgüt elindeki tüm imkanlarını kullanarak bu millet vekillerinin seçilmelerine destek olmuştur. Ancak seçim sonuçları hiç örgütün umduğu gibi olmadı. Örgüt için büyük bir kayıp olarak göründü. Bu milletvekilleri sayesinde meclis çatısı altında Kürt halkının hakları savunalacaktı ve ileriki yıllarda asıl hedef olan bir Kürt devletinin kurulması için çalışmalar yapılacaktı. DTP ile örgüt arasında bir bağ olduğunu kesin olarak söyleyebiliriz. DTP'nin izleyeceği politikanın belirlenmesi,
seçimlerdeki adaylarının belirlenmesi, kadrolarının belirlenmesi tamamen örgütün kontrolündedir. Aynı zamanda DTP içerisinde örgütün istediği doğrultusunda faaliyet yürüten ve tek görevi örgüte yeni katılım kazandırmak olan özel olarak teşkilatlara yerleştirdiği şahıslar vardır. Bana isim olarak soracak olursanız ben isim bilmiyorum, çünkü uzun süredir Türkiye dışındayım partinin hiçbir organı ile irtibatım olmadı, eğer olsaydı şimdi size bir çok isim sayabilirdim. Yine DTP'nin gençlik kolları örgüte yeni katılım kazandıran adres gibidir. Buradaki görevli şahıslar partiye gelip giden gençler üzerinde yaptıkları tespitler üzerine çalışmalar yaparlar ve örgüte yeni katılımlar kazandırırlar."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kocasinan, 8 yılda bin 85 kilometre yol yaptı Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, Kayseri’de en yüksek kapasiteye sahip asfalt plenti ve Türkiye’de sayılı olan konkasör tesisi ile bu zamana kadar 1 milyon 275 bin ton asfalt serimi gerçekleştirdiklerini ve bin 85 kilometre yol yaptıklarını söyledi. Kocasinan Belediyesi’nin "Yol medeniyettir" anlayışıyla hizmet atağını sürdürdüğüne dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, daha geniş ve daha konforlu yollar yaparak şehrin alt ve üst yapısını geleceğe hazırladıklarını vurguladı. "Asfaltta da tarihi bir dönüm noktasına imza attık" Kocasinan’da ulaşımın kalitesini, konforunu ve güvenliğini artırarak yüksek standartlarda yol ve kaldırım yaptıklarını belirten Başkan Çolakbayrakdar, merkezde alan bakımından en büyük ilçe olduklarının altını çizerek, "Kocasinan, 156 bin hektar alan üzerinde Kayseri’nin merkezde en büyük ilçesidir. Merkezdeki en büyük ilçe olmamız sebebiyle çok büyük bir yol ağına sahibiz. Bu kapsamda Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerimiz, gece gündüz demeden, mevsim şartları elverdiğince Kocasinan’ın dört bir yanında yol yapımı ve asfalt serimi seferberliği yapıyor. Daha çağdaş normlarda, daha geniş ve daha konforlu yollar yaparak şehrin alt ve üst yapısını geleceğe hazırlıyoruz. Bu kapsamda bu yıl 135 bin ton asfalt sererek, 115 kilometre yol yaptık. Bu zamana kadar ise 1 milyon 275 bin ton asfalt serimi gerçekleştirdik ve bin 85 kilometre yol yaptık." ifadelerini kullandı. "Üreten belediyecilikle rekor hizmet" Başkan Çolakbayrakdar, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerimiz, gece gündüz demeden, mevsim şartları elverdiğince Kocasinan’ın dört bir yanında yol yapımı ve asfalt serimi seferberliği yapıyor. Özellikle asfalt plenti ve agrega üretim tesisimiz, Kocasinan’a ciddi manada tasarruf imkânı sağlıyor. Kendi öz kaynaklarımızla üretim yaptığımız için asfalt plentimizle rekor tasarruf sağlıyoruz. 2017 yılında hayata geçirdiğimiz, Kayseri’de kamuda en yüksek kapasiteye sahip olan, teknolojik yapısıyla dünya standartlarında asfalt üreten ve yüzde yüz yerli üretim olan çevre dostu asfalt plenti ile Kayseri’mize ve ülkemize hizmet etmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Kocasinan Belediyesi olarak vatandaşlara en iyi hizmeti sunabilmek için tesis çalışmalarına önem veriyoruz. İhtiyaç duyulan her alanda kendi tesislerimizde üretim yapma noktasında gerekli altyapıya sahip örnek bir belediyeyiz. Bütün çalışmalarımızın güzel ilçemiz Kocasinan’da yaşayan hemşehrilerime hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." Kocasinan’da her zaman en iyi ve en kaliteli hizmeti hedeflediklerini belirten Başkan Çolakbayrakdar, sözlerini, "Yaptığımız hizmetler neticesinde ilçemiz daha modern bir görünüme ve daha sağlıklı bir altyapıya kavuşuyor." diyerek noktaladı.
Ankara TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Partilerin raporlarından ortak bir rapor çıkarmakla önemli bir eşik aşılacaktır" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Partilerin raporlarından ortak bir rapor çıkarmakla önemli bir eşik aşılacaktır" dedi. Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında 20. kez toplandı. Komisyon toplantısı Meclis Başkanı Kurtulmuş’un konuşması ile başladı. Komisyonun son eşiğine gelindiğini belirten Kurtulmuş, "Komisyonumuz, ele aldığı konunun önemi ve ağırlığı dolayısıyla tarihi bir görev icra etmiştir. Bu süreç içerisinde demokratik olgunlukla herkesin fikrini açık bir şekilde ifade ettiği ve konuşulan bütün sözlerin burada kamuoyunu açık bir şekilde cereyan etmesinin ve hepsinin tutanak altına alındığı son derece verimli bir komisyon çalışması gerçekleştirdik. Dinlemeleri, çok geniş kesimleri kapsayan sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve kanaat önderleri oluşturulmuştur. Komisyonu çalışmaları bakımından kritik eşikleri fevkalade büyük hassasiyetle ve gerçekten özverili çalışmayla aştık. Şimdi komisyonumuzun son eşiğine gelinmiştir. O da ortak bir rapor yazılması ve bu raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’na verilerek buradaki tekliflerin yasalaşması ve diğer tekniklerin yerine getirilmesi. Bu çerçevede siyasi partiler raporlarını hazırladı ve Meclis Başkanlığımıza sundu. Kendileri açısından önemli gördükleri konuda açık bir şekilde raporlarını da ifade ederek bir siyasi tutum belgesi olarak Meclis Başkanlığına intikal edilmiştir. Bu raporların tamamlanması ile birlikte geçen hafta itibarıyla Meclisimizin sitesinden bütün raporlar kamuoyunu açılmıştır" ifadelerini kullandı. "Partilerin raporlarından ortak bir rapor çıkarmakla önemli bir eşik aşılacaktır" Raporlarla ilgili tartışmaların olduğunu belirten Kurtulmuş, "Ancak bu raporlardan esas muradımız; her partinin kendi tutum belgesi olarak ortaya koyduğu raporlarla ortak bir rapor hazırlanması süreci. Bu sürecin ümit ederim ki başarıyla sonuçlanmasıyla birlikte çok önemli hayati eşit daha aşınmış olacak. Bu çerçevede, önümüzdeki süreçte partilerin farklı fikirleri daha yakınlaştırarak temasların artırılması yararlı olacaktır. Böylece ortak bir noktaya ulaşmak daha kolay olacaktır. Kısa bir süre içerisinde nihai raporu da bitirerek üzerinde ortaklaştığımız metni Türkiye kamuoyuna paylaşmak mümkün olur. Ancak bu sürede nihai raporun tamamlananabilmesi için öyle görünüyor ki, parti temsilcilerimizle yaptığımız istişarelerde ortaya çıktı. İlave bir süreye ihtiyaç olacak" dedi.
Tekirdağ Tekirdağ’da silahlı saldırı davasında karar: Sanığa müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet ve 36 yıl hapis Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde 2024 yılında, 2 kişinin hayatını kaybettiği, aralarında bir polisin de bulunduğu 3 kişinin yaralandığı silahlı saldırıya ilişkin davada karar açıklandı. Mahkeme, sanık hakkında müebbet, ağırlaştırılmış müebbet ile toplam 36 yıl hapis cezası verdi. Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına tutuklu sanık Eren Uzuner, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı. Duruşmada müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu. Sanığın savunması dikkat çekti Savunma için söz alan sanık, mahkeme heyetine delillerin tam olarak toplanıp toplanmadığını sordu. Mahkeme başkanının yalnızca savunma yapması yönündeki uyarısı üzerine sanık, delillerin duruşmada okunmasını talep etti. Sanık, kendisiyle oynandığını ve yapay zekâ yoluyla zihninin okunduğunu iddia ederek, "Benim sürekli duygularımla oynadılar, yapay zeka ile aklımı okuyup benim Allah’a olan isyanımı şarkıcılara satıyorlar. Kliplerinde benimle dalga geçiyorlar. Beni delirtmeye çalışıyorlar. Çokça sordum, benim duygularımla neden oynuyorsunuz, beni delirtmek mi istiyorsunuz diye, yemin ettiler öyle bir şey yok diye" dedi. Acılı babadan mahkemeye çağrı Hayatını kaybeden Fatma Özdemir’in babası Kemal Özdemir, duruşmada yaptığı konuşmada kızının çocukluğundan bahsederek sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Özdemir, "Ben evladımı ne zorluklarla büyüttüm, ben cezaevinde ne acılar çektim. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Benim kızım 10 yaşına kadar kolumda uyurdu. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum" ifadelerini kullandı. Mahkemeden ağır ceza Mahkeme heyeti, sanığa iki kişiye yönelik eylemleri nedeniyle müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Ayrıca 3 kişiye yönelik ’kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ’yaralama’ suçlarından toplam 36 yıl hapis cezasına hükmedildi. İdam çağrısı Olayda hayatını kaybeden Barkın Perçin’in babası Mustafa Perçin, idam cezasının getirilmesini istedi. Fatma Özdemir’in ablası Selen Özdemir de ağırlaştırılmış müebbet kararına rağmen acılarının dinmediğini belirterek, "Ben bu cani ve katillerin hepsinin idam cezası ile cezalandırılmasını talep ediyorum. Benim annem çocuk kilosuna düştü. Vicdanımız hiçbir şekilde rahat değil. Ben her gün kız kardeşimin kabrine gidiyorum. Bu insanların yaşaması hak mıdır? Bu insanlara kısas gelmeli, idam gelmeli, başka insanların canı yanmamalı" dedi. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde bulunan Evkur Mağazası’nda 2025 Ekim ayında meydana gelen silahlı saldırı olayında zanlı 2 kişiyi öldürmüş 3 kişiyi de yaralamıştı.