POLİTİKA - 24 Aralık 2022 Cumartesi 12:58

Tarım ve Orman Bakanı Kirişci: 'Türkiye, tarım ürünleri ihracatında 30 milyar dolara ulaştı'

A
A
A
Tarım ve Orman Bakanı Kirişci: 'Türkiye, tarım ürünleri ihracatında 30 milyar dolara ulaştı'

Beykoz 2022 Kent Tarımı Sempozyumu’na katılan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Tarım sektörü, son derece stratejik, kıymetli, vazgeçilmez bir sektördür. Bu sektöre sahip çıkmak zorundayız. Türkiye, tarım ürünleri ihracatında 30 milyar dolara ulaştı” dedi.

Beykoz Belediyesi tarafından Limak Eurasia Luxury Hotel’de ‘Beykoz 2022 Kent Tarımı Sempozyumu’ düzenlendi. Sempozyuma, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, Beykoz Kaymakamı Esengül Korkmaz Çiçekli ve alanında uzman çok akademisyen ile üreticiler katıldı.

“Tarım en son yapılacak meslekmiş gibi görülmekten kurtarılmalı”

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Kent tarımı konusu bizim çok önemsediğimiz bir konu. Her şeyden önce bizim merkezi yönetim olarak attığımız adımları mutlaka yerel yönetimlerle de takip edilmesi, desteklenmesi ve birlikte çalışılması zaruri olduğu alanlardan birisi de kent tarımıdır. Bu ülkede sanki tarım en son yapılacak alan, meslek, işmiş gibi görülmekten kurtarılmalıdır. Son derece stratejik, kıymetli, vazgeçilmez sektör tarım sektörüdür. Biz bu sektöre sahip çıkmak zorundayız” dedi.

“Toprağımıza sahip çıkacağız, suyumuzu idareli kullanacağız”

“Kendimiz için üreteceğiz, fazlasını çevremiz için, fazlasını ilimiz için, fazlasını ülkemiz için, fazlasını buna ihtiyaç duyan ülkeler için üreteceğiz. Bu bakış sürdürebilir bir bakış olmalıdır” ifadelerini kullanan Bakan Kirişci, “Biz Türkiye olarak toprak zengini olmadığımız gibi su zengini de değiliz. Evet su fakiri değiliz ama su zengini de değiliz. Su stresi altında olan bir ülkeyiz. Bin metreküp ila bin yediyüz metreküp kişi başı su tüketiminin olduğu bir ülke su stresi altında olan ülkedir. Bizim şu an ki rakamımız, bin 323 metreküptür. İktidar olduğumuzda 65 milyon olan nüfusumuzun 85 milyona çıktığını, 20 milyon arttığını görmemiz lazım. 2006 yılında Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu çıkardık. Bununla bir miktar yavaşlattık ama durduramadık. Bunu durduracak olan, toprağa sahip çıkacak olan buradaki eli öpülesi üreticilerimizdir. Dolayısıyla biz toprağımıza sahip çıkacağız, suyumuzu idareli kullacağız” şeklinde konuştu.

“Kent tarımını önemsiyoruz”

Kent tarımının önemine vurgu yapan Bakan Kirişci, “Biz kent tarımını önemsiyoruz. Çevreye duyarlılık adına uygulanması gereken uygulamanın adı kent tarımıdır. Kent tarımıyla önemli bir lojistik giderlerini aşağı çekmiş olacağız. Ürün tazeliğini de korumuş olacağız. Artık tarım o bilindik kazma kürekle yapılan bir iş değil. Tarım, bilimi ve teknolojiyi, alın terini ve akıl terini birlikte kullanan bir sektör haline geldi. Bu konunun üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Biz kadınlarımızı çok önemsiyoruz. Özellikle kadınlarımızı bu işe çekecek girişimlerde bulunmasını isterim. Çünkü kadın ailenin direğidir. Kadın ve Gençlik konseyini Bakanlık olarak oluşturduk. Tarımda da gençlerimiz ve kadınlarımızdan istifade etmemiz gerekiyor. Tarıma da ilgi göstermelerini istiyoruz. Ancak o zaman bu ülkenin daha da yukarıya tırmanacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Türkiye, tarım ürünleri ihracatında 30 milyar dolara ulaştı”

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci konuşmasının devamında, “Türkiye tarım ürünleri ihracatında 30 milyar dolara ulaştı. 19 yıllık iktidarımız döneminde 89 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdi. Yani bizim sektörümüz birilerine yük, birilerine kambur değil. İstihdam sağlıyor, üretim yapıyor, 85 milyonun karnını doyuruyor. Dolayısıyla bu sektör böyle mübarek bir sektör, vazgeçilmez bir sektör” dedi.

“Beykoz’da tarım yapılan arazi alanını yüzde 13 artırdık”

Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, sempozyumun Beykoz’a hayırlar getirmesini temenni ederek, “Kent tarımını önemsiyoruz. 4 yıl önce yaptığınız araştırmalarda da halkımızın kent tarımına ilgisinin ve potansiyelinin olduğunu tespit ettik. Oradan yola çıkarak çalışmalarımızı Belediye Tarım Müdürlüğü’nü kurarak başladık. İlgili sivil toplum örgütleri ile de işbirliği yapmaya başladık. 3 buçuk yıllık çalışmayla Beykoz’da tarım yapılan arazi alanını yüzde 13 artırdık. 3 binden fazla hemşerimize fide desteğinde bulunduk. Ekibimizi güçlendirdik, tecrübe ile yola yürümeye devam ettik. 2019 yılı başı ve 2022 yılı kıyaslama yaptığımızda, 2019 yılında 14 bin 740 ton sebze ve meyve üretimi yapılmış, bugünse 20 bin 752 ton üretime çıktı. Biz tarımın sadece bir ihtiyacın karşılanması olarak görmüyoruz. Olağanüstü durumlarda lojistik problemi ortaya çakabilir, dolayısıyla yaşamın devam etmesi bakımından insanların ulaşılması gerekiyor. Bu konuda da kent tarımını önemsiyoruz. Bu süreci daha da geliştirmek ve Türkiye’de de yaygınlaşmasını sağlamak bakımından Bakanlığımızın yaptığı çalışmalara destek vermek amacıyla bu sempozyumu gerçekleştiriyoruz” dedi.
Sempozyumda, kent tarımını bilimsel yöntemlerle ele almak ve kalkındırmak, yerel yönetimler ile özel girişimcilerin kent tarımı alanında başlattığı yenilikçi üretim çabalarını yaygın hale getirmek hedefleniyor. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Murat Dinçer Çekin’in yönetimindeki “Açılış Oturumu”ile başlayan sempozyumda, kent tarımının önemi, şehrin tarihsel tarım tecrübeleri ışığında yapılacak çalışmalar ve yerel yönetimlerin katkıları konuşuldu.

Gamze Çevrim - Aykut Zor
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tekin, Eğitim-Sen’in LGBT propagandasına sert yanıt verdi Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Eğitim-Sen’in okullarda öğrencilere gayriresmi olarak vermeyi planladığı "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" dersinin kabul edilemez bir durum olduğunu belirterek, "Kendilerine emanet edilmiş çocuklara, velilerin ve ailelerin asla tasvip etmeyeceği ideolojik art niyetli ifadelerle karşı karşıya bırakılması alenen temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılması anlamına gelir" dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Eğitim-Sen’in sendikaya bağlı öğretmenlerin 10 Mart Pazartesi günü bir ders saatinde öğrencilere "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dersi" vereceğini açıklaması üzerine açıklama yaptı. "Bu şekilde davranan kişiler mevzuata ısrarla aykırı davranmayı kendilerine ilke edinmiş" Bakan Tekin, söz konusu sendikanın yapacağı eylemin disiplin soruşturmasına neden olacağını belirterek, "Toplumsal anlamda infial uyandırabilecek, toplumun referans değerleriyle asla örtüşmeyen kışkırtıcı bir eylemin içerisine girdi bu sendikalardan bir tanesi. Türk toplumunun temel dinamiğinin aile olduğu ilkesine, anayasamızda güvence altında olan eğitim öğretim hakkının kullanılmasına ilişkin ilkelere, ailenin korunmasına ilişkin ilkelere; anayasamızda yer alan sendikal özgürlükler ile asla bağdaşmayacak bir biçimde kullanmaktır. Bu şekilde davranan kişiler hem anayasaya hem diğer kanunlarımız olmak üzere bütün mevzuata ısrarla aykırı davranmayı kendilerine ilke edinmiş durumdalar" ifadelerini kullandı. "Sendikal hakların özüne ilişkin ciddi bir ihlaldir" Tekin, "Bunu yaparken sendikal örgütlenme hakkının toplumdaki algısını olumsuz etkileyecek eylemlerin içerisine girdikleri açık. Bu bir anlamda şu şekilde yorumlanabilir: Bunu yaparken sendikal özgürlüklerin özünü yanlış anlaşılabilecek şekilde kullanarak toplumda farklı algılara sebebiyet vermektedir. Bu da sendikal hakların özüne ilişkin ciddi bir ihlaldir" diye konuştu. "Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılması anlamına gelir" Söz konusu sendikanın uyarıldığını ifade eden Bakan Tekin, "Bu özgürlük olarak tanımlanabilecek bir şey değildir. İnsanlar bu özgürlüklerini başka ortamlarda ifade edebilirler ama kendilerine emanet edilmiş çocuklara, milletimizin çocuklarını emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin, velilerin ve ailelerin asla tasvip etmeyeceği ideolojik art niyetli ifadelerle karşı karşıya bırakılması alenen temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılması anlamına gelir" şeklinde konuştu. Tekin, ders adı altında sunulacak konuların bir disiplin soruşturmasına neden olacağını da sözlerine ekledi. Öte yandan Bakan Tekin, Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde açılan "Tasavvufi Hayat" sergisini gezdi. Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı olarak eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren İstanbul Beyoğlu Refia Övüç Olgunlaşma Enstitüsü’nün geniş kapsamlı ele aldığı proje çalışmalarından oluşan sergi; tasavvuf kültürüne sanatsal, mimari ve estetik bir zeminde ışık tutuyor. Sergi, 10 Mart 2025 ile 10 Nisan 2025 tarihleri arasında sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.
Gümüşhane Torul Kalesi eteklerinde yaban keçileri görüntülendi Gümüşhane dağlarının süsü olarak kabul edilen yaban keçileri, Torul ilçesinde sarp kayalıkların zirvesinde yer alan Torul Kalesi’nin eteklerinde otlarken cep telefonu kameralarına takıldı. Gümüşhane’nin yüksek rakımlı dağlarında yaşamasının yanında yaz aylarında Torul Kalesi Cam Seyir Terasının yakınlarına kadar inen yaban keçileri, son dönemde sıklıkla daha alçak kesimlerde görüntülenmeye başladı. Hem toplumsal duyarlılığın artması hem de kaçak avla yoğun ve etkin mücadele sonucu sayıları 3 bini aşan kayaların usta tırmanıcısı yaban keçileri, Torul ilçe merkezine birkaç metre mesafede kalenin eteklerinde yavrularıyla birlikte otlarken Okan Aksu’nun cep telefonuna takıldı. Kış aylarında genelde kalenin olduğu yamacın diplerinde olduğu bilinen hayvanların yoldan geçen araçlara, korna seslerine, vatandaşlara aldırış etmeden dik yamaçtaki hayatlarını sürdürdüğünü kaydeden Aksu, o anları Altınpınar Köyünden Torul’a geldiğinde kaydettiğini söyledi. Sarp ve yüksek kayalıklarda yaşamlarını sürdüren, zarafeti, asaleti ve masumiyetiyle gören herkesi etkileyen yaban keçilerini hemen her gün gördüklerini, bu durumun ilçe merkezine ayrı bir güzellik kattığını ifade eden Aksu, hayvanların kış mevsiminde sıkça bu bölgede görüldüğünü belirterek, "Hemen her gün burada görüyorum. Araç seslerine ve insanlara aldırış etmeden yaşamlarını sürdürüyorlar. Torul’un doğal güzellikleri arasında yaban keçileri ayrı bir yer tutuyor. Onları böyle doğal ortamlarında izlemek gerçekten keyif verici" dedi. Gümüşhane, Türkiye’de yaban keçilerinin en rahat gözlenebildiği şehirlerin başında gelen ve "Dikkat! Yaban keçisi çıkabilir" söyleminin sıkça dillendirildiği şehir olarak biliniyor.
Kayseri Pastırmacılar Ramazan satışlarından memnun Pastırmacı Yasin Güzel, Ramazan içindeki satışlardan memnun olduklarını söyleyerek, "Bizim için ilk ve son hafta çok daha yoğun geçer" dedi. Ramazan’ın gelmesi ile sucuk içinin de tezgahlarda yerini aldığını söyleyen Yasin Güzel, "Ramazan’da da fiyatlarımızda bir değişiklik yok. Sucuk fiyatlarımız aynı, 500 TL’den başlıyor 850 TL’ye kadar değişiklik gösterebiliyor. Pastırma fiyatlarımız da şu anda bin 200 TL’den başlıyor bin 800 TL’ye kadar değişiklik gösteriyor. Tabi Ramazan gelince de Ramazan’ın vazgeçilmezi sucuk içi de tezgahlarımızdaki yerini aldı. Sucuk içinin fiyatı da şu anda yarım kiloluk paketler halinde satıyoruz ve yarım kilo fiyatı da 350 TL. Sucuk içinde yağ oranı az olursa kalitesi yüksek olur. Müşterilerimiz pişirirken yağ oranının az olmasına dikkat ederse de kalitenin yüksek olduğunu görürler" dedi. Güzel, Ramazan’ın özellikle ilk ve son haftasının kendileri için daha yoğun geçtiğini söyleyerek, "Ramazan’ın ilk haftası bizler için çok hareketli geçer. İnsanlar iftariyelik pastırmalarını ve sucuk içlerini evlerine alırlar. İlk haftadan sonra biraz durağan geçebilir. Tabi son hafta da bayram haftası olduğu için daha yoğun bir dönem başlar. Ramazan’ın ilk ve son haftası çok daha yoğun geçer bizler için. Vatandaşlarımız çok az da olsa sofralarında pastırmasını, sucuğunu, sucuk içini eksik etmesinler. Herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum" ifadelerini kullandı.
İstanbul TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkındaki iddianame kabul edildi TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında 5 yıl 6 aya kadar hapis talebiyle hazırlanan iddianame kabul edildi. Sanıklar Mayıs ayında hakim karşısına çıkacak. Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras’a yönelik yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlanmıştı. Hazırlanan iddianamede Turan ve Aras’ın zincirleme şekilde ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak’ suçundan 1 yıl 10 aydan 5 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Hazırlanan iddianame, gönderildiği İstanbul 28.Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Sanıkların yargılanmasına Mayıs ayında başlanacak. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede Mehmet Ömer Arif Aras ve Orhan Turan ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. İçeriğini bilmedikleri olaylarla ilgili halkı yanılttıkları belirtildi Hazırlanan iddianamede, şüphelilerin içeriğini bilmedikleri siyasi, hukuki, adli ve idari olaylar ile ilgili değerlendirmede bulunmak suretiyle ülke genelinde hukuki güvenliğin olmadığını, vatandaşların Türkiye Cumhuriyeti Devletine yönelik güven probleminin olduğunu, bu sebeple huzursuzluğun bulunduğunu, tutuklama iş ve işlemlerinin hukuksuz olduğunu, kayyum atama iş ve işlemleri ile gözaltı tutuklama gibi hukuki tedbirlerin toplumda güveni sarstığını beyan ederek telkin ve yönlendirici mahiyetteki yanıltıcı ve dezenfermasyon içerikli bilgileri yaydıkları anlatıldı. Makamlarının sağladığı kolaylıktan faydalandıkları kaydedildi Şüphelilerin konuşmalarını ekonomi alanında bulunduğu konum ve kariyerleri ile birçok üyesi bulunan derneğin başkanlık makamında bulunmalarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle gerçekleştir şüphelilerin konuşmalarını ekonomi alanında bulunduğu konum ve kariyerleri ile birçok üyesi bulunan derneğin başkanlık makamında bulunmalarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle gerçekleştirdiklerinin aktarıldığı iddianamede, şüphelilerin beyanlarının düşünce ve ifade özgürlüğü açıklama sınırlarını aştığı, sözlerinin ise haber ya da bilgi verme hakkı kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı kaydedildi. Toplumun barış esasına dayalı hukuki güvenlik zemininde ülkede yaşadıklarına dair duygusunu zedeledikleri belirtildi Toplumun doğru haber veya bilgiyi alma ve erişme hakkını yanıltıcı bilgiler vasıtasıyla engellediklerinin belirtildiği iddianamede, şüphelilerin içeriğini bilmedikleri ve toplumun genelini ilgilendiren olaylara ve adli işlere ilişkin bilgilerin sırf halk arasında endişe ve panik meydana getirmek amacıyla söylediklerinin aktarıldığı iddianamede, sözlerin ülkenin iç ve dış güvenliği kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili olduğu bu kapsamda eylemlerinin kamu barışını bozmaya elverişli olduğu, şüpheliler tarafından siyasi, ekonomik, ticari konularda toplumu manipüle etmek amacıyla gerçeğe aykırı veya yanıltıcı bilgiler verildiği ve toplumun barış esasına dayalı hukuki güvenlik zemininde ülkede yaşadıklarına dair duygusunu zedeledikleri kaydedildi. 5 yıl 6 aya kadar hapis talebi Hazırlanan iddianamede şüpheliler Mehmet Ömer Arif Aras ve Orhan Turan’ın zincirleme şekilde ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak’ suçundan 1 yıl 10 aydan 5 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Öte yandan şüpheliler hakkındaki adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçundan dosyanın ayrı olarak devam ettiği de öğrenildi.