DÜNYA - 08 Ağustos 2018 Çarşamba 17:28

Tarihin acı yüzü: Hiroşima ve Nagasaki

A
A
A
Tarihin acı yüzü: Hiroşima ve Nagasaki

Amerika Birleşik Devletleri dünya tarihinde ilk kez 73 yıl önce Japonya’ya karşı atom bombası kullandı. Yüz binlerin hayatını kaybettiği saldırılardan geriye dünyanın unutamayacağı acılar kaldı.


2. Dünya Savaşı’nın son perdesinde, tarihin akışını değiştiren dünyanın ilk nükleer saldırıları 73. yılında anılırken, saldırıların hedefi olan Japonya’da ve yaşananlara tanıklık eden dünya kamuoyunda acılar hala taze. Kimilerine göre Japonya’nın Amerika’yı kalbinden vurduğu "Pearl Harbour" saldırısının rövanşı; kimilerine göre ise gövde gösterisi olarak yorumlanan atom bombası saldırıları dünya tarihinde onarılmaz izler bıraktı.

SÜRECİN ÖNCESİ


Amerika’nın Japonya’ya karşı nükleer silaha ilk kez başvurmasıyla sonlanan süreç, Japonya’nın savaştan çekilmeyi reddetmesiyle başladı. Japonya 10 Temmuz 1945’te Almanya’nın Potsdam kentinde müttefiklerin o dönemki liderleri; ABD Başkanı Harry Truman, Sovyet lider Josef Stalin ve İngiltere Başbakanı Churchill’in de katıldığı toplantıya Soyvetler aracılığı ile bir elçi göndermek istedi, ancak müttefikler bunu reddetti. 2 hafta sonra, 26 Temmuz 1945’te bu kez müttefiklerden Japonya’ya gelen "savaşı sonlandırma" çağrısı da Japonya tarafından reddedildi. Yaklaşık 10 gün kadar sonra Japonya’ya atom bombaları ile saldırı düzenlendi.

Tarihin acı yüzü: Hiroşima ve Nagasaki

JAPONYA’NIN KALBİNE İLK HANÇER: HIROŞIMA


Tarihler 12 Nisan 1945’i gösterdiğinde, Franklin Delano Roosevelt öldü ve yerine Devlet Başkanlığı’na Harry Truman geldi. Truman, zaman kaybetmeden atom bombasının atılması için gerekli süreci başlattı. 27 Nisan 1945’te düzenlenen Hedef Tetkik Komitesi’nin ilk toplantısında 17 bölge incelemeye alınmak üzere seçildi. 1945 Mayısı itibariyle, olası nükleer saldırı hedefleri arasında olan 4 kente hava saldırıları sonlandırılarak, savaştan kaçan Japon halkın asıl hedef olacak şehirlere göç etmesi sağlandı. 14 Haziran 1945’te Tokyo ve Yokohama hedef şehir adaylarından düşürülerek yerine Nagasaki seçildi. Yapılan seçimde coğrafi, askeri, iklimsel ve demografik birçok etken rol oynadı. 6 Ağustos 1945 Pazartesi saat 08.15’te Uranyum-235 tipi atom bombası "Little Boy"u (Küçük Oğlan) taşıyan "Enola Gay" adlı uçak, Hiroşima semalarına ulaştı. Atom bombasını taşıyan uçaktan önce Hiroşima semalarına gözlem amacıyla gelen "Straight Flush" adlı uçak Japon Hava Kuvvetleri tarafından fark edilse de, "Enola Gay" Hiroşima hava sahasında ciddi yol kat etti. Saatler 8.13’ü gösterdiğinde atom bombası "Küçük Oğlan"ı taşıyan "Ebola Gay" Japon Hava Kuvvetleri tarafından fark edildiğini anladı ve vakit kaybetmeden düğmeye bastı. 6 Ağustos 1945 saat 8.15’te Hiroşima’ya bırakılan "Küçük Oğlan", 43 saniye sonra 8.16’da yeryüzüne 600 metre mesafede patladı. 140 bin kişinin hayatını kaybettiği Hiroşima saldırı, dolaylı olarak yüzbinlerce insanın yaralanmasına ve radyasyon kaynaklı hastalıklara maruz kalmasına neden oldu.

ŞİŞMAN ADAM


Japonya, atılan ilk atom bombası "Küçük Oğlan"ın oluşturduğu şoku henüz atlatamamışken, tarihler 9 Ağustos 1945’i gösterdiğinde bu kez "Şişman Adam"ın oluşturduğu yıkımla yüz yüze geldi. 9 Ağustos 1945’te sabaha karşı 03.47’de, ABD hava kuvvetlerinin B-29 tipi bombardıman uçağı Bockscar Tinian adasından havalandı ve "Centerboard II" adı verilen ikinci bir atom bombasını bir Japon şehrine atma görevi başlamış oldu. Uçağın taşıdığı bombanın üzerinde Amerikan askerleri tarafından yazılan "Size bir hediye daha" ve "Hirohito’ya ikinci öpücük" notları da vardı. 5 tonluk bombayı taşıyabilmesi için tüm ekipmanı sökülen Bockscar adlı uçak, atom bombasının gücünü ölçmesi için görevlendirilen "Mükemmel Artist" ve görüntüleme görevi verilen "Büyük Kokuşuk" ile gökyüzünde buluşmayı hedeflediyse de, işler yolunda gitmedi. 50 dakikalık bekleyişin ardından "Büyük Kokuşuk" adlı görüntüleme uçağıyla buluşamayan iki uçak, Kokura şehrine doğru yola çıktı.

HEDEF JAPONYA’NIN SİLAH DEPOSU


178 bin nüfuslu şehir, ABD ordusunun komutanları tarafından ’Japonya’nın en büyük silah depolarından birisi’ olarak tanımlanıyordu. Bockscar mürettebatına verilen emirlerde kesinlikle radar sistemini kullanmadan, hedefi gördükten sonra bombanın bırakılması yönündeydi. Bu emrin gerekçesi, o dönemde radar sistemlerinin büyük sapmalara neden olmasından kaynaklanıyordu. Bockscar sabah 10.45’te Kokura’ya ulaştığında kentteki askeri yapıların üzerinde büyük bir sis bulutu olduğunu gördü. Nedeni hala belli olmayan bu sis bulutu Kokura’daki hedeflerin vurulmasını neredeyse imkansız hale getiriyordu ve bu durum belki de saldırının kaderini etkileyecekti.

TALİHSİZ ŞEHİR NAGASAKI


"Şişman Adam"ı Kokura’ya atamayan Amerikan uçağı, daha önce 17 olası hedeften biri olarak belirlenen fakat ardından hedefler arasından çıkarılan Nagasaki’ye yöneldi. Her ne kadar Nagasaki’de büyük bir liman ve Japon donanması için torpidolar imal eden tesisler olsa da kentte aynı zamanda ABD’li savaş esirlerinin tutulduğu bir kamp da yer alıyordu. Fakat bu, şehrin kaderini değiştirmeye yetmedi. 11.50’de 8 saatlik uçuşun ardından Nagasaki’ye ulaşan Bockscar, 2 saatten az yakıtının kaldığını da göz önüne alarak düğmeye bastı. Şehrin üzerinde bulutlar olmasına rağmen, mürettebat, bulutların izin verdiği aralıklardan Mitsubishi silah fabrikasını gördü. "Şişman adam" 12’yi 2 dakika geçe Nagasaki’ye düştü. On binlerce kişinin öldüğü saldırının ardından, 10 Ağustos 1945’te Japonya teslim olduğunu açıkladı.

SALDIRILARIN ETKİLERİ


Amerika tarafından gerçekleştirilen saldırılarda tam kayıp her ne kadar bilinemese de, 200 bin civarında insanın direkt olarak hayatını kaybetmesine; binlerce insanın da nükleer kaynaklı hastalıklara maruz kalmasına neden oldu. Ağustos ayının sonlarına doğru Truman günlüğünde "Atom bombası askerlere, askeri tesislere ya da donanmalara yönelik olarak kullanılmalı. Sivillere, kadınlara ve çocuklara karşı değil" yazıyordu. Truman’ın Ticaret Bakanı Henry Wallace da günlüğünde Başkan Truman’ın ’büyük bir vicdan azabı’ çektiğini ifade ediyordu: "100 bin insanı bir anda öldürme fikrine katlanamıyordu. Sürekli kendi kendisine ’onca çocuk’ diyordu"
Nagasaki’den bir gün sonra Truman atom bombasının kullanımına dair ilk kararını açıkladı: "Başkanın doğrudan izni olmadan hiçbir atom bombası kullanılmayacak"
9 Ağustos 1945’ten bu yana savaşlarda bir daha atom bombası kullanılmadı.

ACILAR HALA TAZE


Amerika’nın nükleer saldırıları ardından büyük darbe alan Japonya’da acılar halen tazeliğini koruyor. 2. Dünya Savaşı’nın ardından kültürel ve politik anlamda büyük değişim yaşayan ülkede, kurbanlar her yıl anılıyor. Hiroşima, 6 Ağustos 1945ten sonra, bir “barış şehri” olarak yeniden inşa edildi. Bombanın yıktığı alanda, ayakta kalan ilk bina “Hiroşima Barış Anıtı” olarak seçildi. Her yıl Hiroşima’da yaşamını yitirenler için anma töreni düzenleniyor. Bombanın düştüğü yer yakınında kurulan Barış Parkı’nda binlerce insan bir araya gelerek, bombalamada yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşunda bulunuyor. Nagasaki’de de her yıl anma etkinlikleri gerçekleştiriliyor.


Burak Ersoy

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da toplu taşımada unutulan eşyalar arasında bisiklet, merdiven, ütü bile var İstanbul’da toplu taşıma araçlarında unutulan binlerce eşya İETT’nin Karaköy’deki binasında sergilendi. Unutulan eşyalar arasında yer alan bisiklet, ambalajı açılmamış merdiven, ütü ve çeşitli elektronik eşyalar dikkat çekerken, sahiplerine ulaştırılamayan ürünlerin açık artırmaya çıkarılabileceği kaydedildi. Tramvay, metro ve metrobüslerde unutulan binlerce eşya, İETT’nin Karaköy’deki binasında sergilendi. Cüzdandan, ütüye, ambalajı açılmamış merdivenden elektrikli scootera, çantalara kadar binlerce eşya sahiplerini bekliyor. Bu yıl içerisinde toplu taşımada unutulan 108 bin eşyadan 30 bin 717 eşya sahiplerine ulaştırılırken kalan 77 bin 283 eşyanın sahibi bulunmadığı takdirde bu yıl da açık artırmayla satışa çıkarılması bekleniyor. "En çok unutulan eşyalar metrobüste oluyor" İETT Yolcu Hizmetleri Müdürü Samet Şeker, sefer ve yolcu sirkülasyonundan kaynaklı en çok eşyanın metrobüste unutulduğunu belirtti. Kaybedilen eşyaların sahiplerine ulaştırmak için özenle çalıştıklarını aktaran Şeker, "2025 yılı içerisinde 30 bin 717 adet eşyayı sahiplerine ulaştırdık. Toplam unutulan eşya ise 108 bindi, yani unutulan eşyanın yaklaşık üçte birinin sahiplerine geri teslim ediyoruz. En çok unutulan eşyalar metrobüste oluyor. Bunun en büyük sebebini de metrobüsün hızlı sirkülasyon olmasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Ancak otobüs, metrobüs gerekse tarihi tünel ve nostaljik tramvayımızda unutulan bütün eşyaların sahiplerine ulaştırılması için özenle bir gayret sarf ediyoruz. Biraz süreçten de bahsetmek gerekirse sahibi bulunamayan ve kullanılabilecek durumda olan eşyalar ilgili mevzuatlar çerçevesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak üzere bağış yapıyor. Sahibi bulunamayan ve bir yıl muhafaza süresi dolan elektronik eşyalar ise açık artırma ile satışa çıkabiliyor. Yolcularımız kaybettikleri eşyalar için 153 çağrı merkezi ve İETT‘nin resmi internet sitesinde bulunan başvuru formuyla bizlere ulaşabilir" dedi.
Ankara Ticaret Bakanlığı’ndan ’asgari ücret’ açıklaması: "Haksız ve ölçüsüz fiyat artışlarına izin verilmeyecek" Ticaret Bakanlığınca 2026 yılı asgari ücretinin fiyatlama davranışlarına etkisine ilişkin yapılan açıklamada, haksız ve ölçüsüz fiyat artışına izin verilmeyeceği vurgulandı. Ticaret Bakanlığı tarafından 2026 yılı asgari ücretinin fiyatlama davranışlarına etkisine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, "Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde, 2026 yılı asgari ücreti yüzde 27 oranında artırılarak, net 28 bin 75 Türk lirası olarak belirlenmiştir. Belirlenen asgari ücretin, çalışma hayatımıza, üretim yapımıza ve ülke ekonomimize hayırlı olmasını temenni ederiz" ifadeleri kullanıldı. "Fiyatlama davranışları üzerinde gerekçe gösterilerek haksız ve ölçüsüz fiyat artışlarına dönüştürülmesine izin verilmeyecek" Belirlenen asgari ücretin ardından fiyatlama davranışlarına olumsuz etkilenmesine izin verilmeyeceği vurgulanan açıklamada, "Bu süreçte özellikle vurgulama gereği duyduğumuz husus, asgari ücret artışının, fiyatlama davranışları üzerinde gerekçe gösterilerek haksız ve ölçüsüz fiyat artışlarına dönüştürülmesine, Ticaret Bakanlığımızca kesinlikle izin verilmeyeceğidir. Asgari ücret, toplam maliyet unsurlarından yalnızca biri olup, artış oranının tüm mal ve hizmet fiyatlarına birebir yansıtılması ekonomik gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Bu çerçevede, ücret artışını bahane ederek fahiş fiyat uygulamalarına yönelen işletmelere karşı gerekli tüm idari ve hukuki tedbirler kararlılıkla uygulanacaktır" açıklamasında bulunuldu. "Vatandaşımızın alım gücünü hedef alan hiçbir uygulamaya müsamaha gösterilmeyecektir" Bakanlık açıklamasında sürekli denetimlerin gerçekleştirileceği aktarılarak, şu ifadeler kullanıldı: "Ticaret Bakanlığımız koordinasyonunda; Tarım ve Orman Bakanlığı, İl Ticaret Müdürlükleri ve İl Tarım Müdürlükleri denetim ekipleri ülke genelinde sahada aktif şekilde görev yapmaktadır. Ayrıca, Ticaret Bakanlığımıza bağlı İç Ticaret Genel Müdürlüğü ile Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü ekipleri tarafından yoğun ve sürekli denetimler gerçekleştirilmektedir. Vatandaşlarımızın, haksız fiyat artışı ve fırsatçılık içeren uygulamalarla karşılaşmaları halinde, Ticaret Bakanlığımıza ve resmi bildirim kanallarına gecikmeksizin başvurmaları büyük önem arz etmektedir. Yapılan her bildirim titizlikle değerlendirilmekte ve derhal işleme alınmaktadır. Gerekli hallerde, idari para cezaları istisnasız uygulanacak tüketiciyi mağdur etmeye yönelik haksız fiyat uygulamalarına ilişkin yaptırımlar, güncellenmiş ceza tutarları üzerinden en ağır şekilde hayata geçirilecektir. Fiyat istikrarını bozan, piyasada adil rekabeti zedeleyen ve vatandaşımızın alım gücünü hedef alan hiçbir uygulamaya müsamaha gösterilmeyecektir."
Muğla Datça ve Ula’ya Muğla Büyükşehir’den 360 milyonluk yatırım Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz, Datça ve Ula ilçelerinde devam eden yatırımları yerinde inceledi. Datça ilçesinde yürütülen incelemelerde; yapımı süren 300 milyon TL’lik, 52 kilometrelik yol çalışmaları ile gündüz bakımevi, kısa mola merkezi ve mezarlıklarda gerçekleştirilen çalışmalar değerlendirildi. Genel Sekreter Yılmaz, çalışmaların ilerleyişine ilişkin ekiplerden bilgi aldı. Ula ilçesinde ise Akçapınar, Şirinköy, Gökova ve Ataköy mahallelerinde toplam 58 milyon TL’lik yatırımla hayata geçirilen sıcak asfalt çalışmalarını yerinde inceleyen Yılmaz, saha ekipleriyle sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca Sarayyanı Mahallesi’nde başlatılan 5 Milyon TL’lik taş duvar, durak cebi ve kaldırım çalışmaları da incelendi. İnceleme programının son durağında, Azmak Nehri’nin korunması amacıyla gerçekleştirilen 240 metre uzunluğunda inşa edilen çevreyle uyumlu ahşap kompozit korkuluk imalatı yerinde değerlendirildi. Sahada incelemelerde bulunan Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz yaptığı açıklamalarda şu ifadelere değindi, "Bugün Ula ve Datça’da, Başkanımız Ahmet Aras’ın "Bütüncül Hizmet" vizyonunun sahadaki yansımalarını yerinde inceledik. İlk durağımız Datça’ydı. Datça’da planladığımız toplam 52 km’lik yol altyapı çalışmasının büyük kısmını turizm sezonu öncesinde, tamamını ise Ekim ayında bitireceğiz. Bir sonraki durağımız Ula’ydı. Akyaka’da Azmak Nehri’ni koruma altına aldığımız çalışmayı; Ula’nın Ataköy, Şirinköy, Akçapınar ve Sarayyanı mahallelerinde gerçekleştirilen yol altyapı çalışmalarını yerinde denetledik. Sadece Ula’da 16.5 km yolu tamamlamanın gururunu yaşıyoruz. Başkan Aras: "Muğla’nın her noktasına eşit ve nitelikli hizmet götürüyoruz" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Datça ve Ula’da yürütülen çalışmalara ilişkin yaptığı değerlendirmede, Muğla’nın tüm ilçelerinde ihtiyaçlara yönelik, sürdürülebilir ve çevreyle uyumlu projeleri hayata geçirdiklerini vurguladı. Başkan Aras, "Muğla genelinde hayata geçirdiğimiz yol ve altyapı yatırımlarının toplam maliyeti 2 milyar 272 milyon 422 bin TL’ye ulaştı. Muğla’mızın 13 ilçesinde hiçbir ayrım gözetmeden, bütüncül bir anlayışla hizmet üretiyoruz. Yol, altyapı, sosyal donatı alanları ve çevre yatırımlarıyla vatandaşlarımızın yaşam kalitesini artırmayı hedefliyoruz. Datça ve Ula’da yürütülen çalışmalar da bu vizyonumuzun somut birer örneğidir. Muğla’yı bugün için değil, gelecek kuşaklar için planlamaya devam edeceğiz" dedi.
Ankara ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne yönelik 81 ilde farkındalık çalışmaları yürütülüyor Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne yönelik farkındalık çalışmaları kapsamında 81 ilde stant açarak, Sözleşme’yi vatandaşların imzasına sundu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, çocukların yaşama, gelişme, korunma ve katılım haklarının güvence altına alınmasını hedefleyen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin ilke ve hükümlerinin toplumun tüm kesimlerince bilinmesi ve çocuk katılımının güçlendirilmesi amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda, hazırlanan ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’, ilk olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından imzalanarak kamuoyuna sunuldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ve tüm dünyaya yaptığı destek çağrısıyla dijital ortamda çocuk haklarının korunmasına yönelik farkındalık zemini oluşturuldu. 81 ilde çalışmalar başlatıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısının ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin bilinirliğini artırmak, konuya ilişkin farkındalık oluşturmak için çalışmalar başlatıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın dijital çağda çocukların güvenliğinin en az sokakta oynarken güvende olmaları kadar hayati bir mesele olduğu vurgusunun ardından ise konu ile ilgili 81 ilde Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri aracılığıyla yapılan çalışmalara hız verildi. Bu kapsamda, çocukları dijital mecraların olumsuz etkilerinden korumak ve olası risklere karşı iş birliğini güçlendirmek amacıyla, il müdürlükleri aracılığıyla şehir merkezlerinde stantlar kurularak ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ vatandaşların imzasına sunuldu. Dijital dünyanın bir tehdit değil, doğru kurallar, güçlü denetimler ve bilinçli ailelerle güvenli bir fırsat olduğunun vurgulandığı stantlarda, çocukların dijital dünyada kaybolmadan, haklarını bilen ve kendini güvende hisseden bireyler olarak güçlenmesi gerektiği mesajı veriliyor. Farkındalığı güçlendirmeye yönelik iş birliği çalışmaları Çocuk Hakları İl Çocuk Komiteleri öncülüğünde yürütülen çalışmalar kapsamında, çocuk haklarına ilişkin toplumsal duyarlılığın güçlendirilmesi, dijital dünyada çocukların korunmasına yönelik bilincin artırılması ve ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin toplumun tüm kesimlerince öğrenilerek benimsenmesi hedefleniyor. Bu doğrultuda sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, eğitim kurumları ve ilgili paydaşlarla iş birliği içinde afiş ve broşür çalışmaları, sosyal medya paylaşımları, panel ve seminerler düzenleniyor. Ayrıca meydanlar, ulaşım ve alışveriş merkezleri, festival alanları ile benzeri kamusal alanlarda açılan stantlar aracılığıyla bilgilendirme yapılarak ebeveynler başta olmak üzere tüm vatandaşların imza kampanyasına katılımı teşvik ediliyor.