GÜNDEM - 26 Nisan 2021 Pazartesi 11:06

Sultangazi’de su olmadan yaşayan köylüler su sıkıntısına çözüm arıyor

A
A
A
Sultangazi’de su olmadan yaşayan köylüler su sıkıntısına çözüm arıyor

Sultangazi’de bulunan bir köyde yaşayan vatandaşlar yıllardır çözemedikleri su sorununu taşıma su ile karşılıyor. Su sıkıntısı ile mücadele eden köylüler taşıma su ile ihtiyaçlarını karşılarken yaşanan sıkıntının bir an önce çözüme kavuşmasını bekliyor.

Osmanlı döneminde su medeniyeti açısından çok önem taşıyan Sultangazi ilçesine bağlı Cebeci köyünde yaşayan köylüler 2021 yılında su sıkıntısı yaşıyor. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u feth etmesinden sonra büyük isale hatlarının hemen hemen hepsi yıkıldığı için o zamanlar bu köyde yaşayan halk su ihtiyaçlarını sarnıçlardan karşılamaktaydı.

Fatih Sultan Mehmet, I.Theodosius tarafından yaptırıldığı kabul edilen Belgrat Ormanları’ndan gelen galeri şeklindeki isale hattını, Cebeciköy ve Bozdoğan Kemeri altında yaptırdığı sıra çeşmelere kadar olan bölümünü adeta yeniden yaptırır gibi tamir ettirdi.

Tarihi yarımadayı besleyen su haznesinin bulunduğu Cebeci köyünde yaşayan vatandaşlar ise 2021 yılında yaşadıkları su sorununa bir an önce çözüm bulunmasını bekliyor.
Şebeke suları bulunmayan köylüler kendi imkanları ile getirdiği su ile hem kendi hem de hayvanlarının ihtiyaçlarını görmeye çalışıyor. Yıllardır yetkililerden köylerine su isteyen köylüler bir türlü seslerini duyuramadıklarını söyledi.

“Sudan dolayı makinelerimiz bile çalışmıyor “

Yaşadıkları su sorununun çözülmesini isteyen Valentina Aşuk, “İstanbul’un göbeğinde yaşıyoruz ve suyumuz yok. Senelerdir burada yaşıyorum ve su nedeniyle çok zorluklar yaşıyoruz. Sudan dolayı makinelerimiz bile çalışmıyor. Çoluk çocuğumuz var.

Hastalıktan ziyade susuz hiçbir şekilde bir şey olmuyor. İçme suyunu bir kenara bırakalım ama yıkama konusunda çok sıkıntı çekiyoruz. Suyumuz olmadığı için makinelerimiz sürekli bozuluyor. Su ile ilgili ne yapmamız gerekiyor açıkçası bilmiyorum. Şikayet edilip de mi suyun getirilmesi gerekiyor. 15 yıldır ben buradayım senelerdir bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Benden önce anne ve babam da bu sıkıntıyı çekti” diye konuştu.

“Suyun bir an önce getirilmesini istiyoruz “

Köylerine su getirilmesini isteyen Kadriye Karabulut, “20 yıldır buradayım. Sondajdan alıyoruz. Taşıma su alıyoruz o da yetersiz geliyor. Hastalık döneminde çok sıkıntılarımız oldu. Hidrofor sistemi kullanıyoruz bu seferde makineler çalışmıyor. Su ihtiyacımız çok. Bazen zor durumda kalıyoruz. Özellikle yazın suyumuz yetişmiyor. Suyun bir an önce gelmesini istiyoruz. Aşağı köye kadar getirdiler suyu. Aşağıya gelen su buraya gelmedi.

Boruları yarıya kadar getirdiler sonra geri götürdüler. Aşağıdakiler insan da buradakiler insan değil mi? Biz insan değil miyiz. Bizim suya ihtiyacımız yok mu. Bir an önce suyumuzu versinler. Depolarımız evlerin üzerinde. Sıcakta yosun bağlıyor, koku yapıyor. Dibi solucan bağlıyor. Hastalık yapıyor bizlere. Kullandığımız su resmen plastik kokuyor. Banyo kaparken depolardan kullandığımız su kaşıntı yapıyor.” ifadelerini kullandı.
2009 yılından bu yana su sorununun çözülmediğini kaydeden köy sakinlerinden Sinan Öztorun, “ Buraya 2009 yılında en son gelen benim. 2009 yılından bu yana burada yaşıyoruz. Burada 2009 yılından beri su ile ilgili müracaatlarımız oldu.

Burada gecekonduların kaçak oldukları gerekçesiyle su ile ilgili bir başarı sağlayamadık. Fakat 2017 yılının sonunda çıkan imar barışı kanunu bu tür yerleri yasal bir prosedüre oturttu. Burada bizim yerlerimiz hazine arazisi değil. Bunlar hepimizin tapulu arazileri. Bizler tapulu arazilerimizde bulunan gece kondularımıza su istiyoruz. 2018 yılının ocak ayında su ile ilgili olarak İSKİ Sultangazi şubesine başvuruda bulundum. İlk müracaatımız burada herhangi bir şebeke olmadığı için olumsuz sonuçlandırıldı. Bir süre geçtikten sonra tekrar müracaat yaptık. İkinci müracaatımız şebeke olmadığı ve burada kadastro yolu imar yolu yolu olmadığı için olumsuz sonuçlandırıldı.

Daha sonra üçüncü müracaatımızı yaptık. Burada yaklaşık 15 haneyiz. Komşularla birlikte müracaatımızı yaparken 15 imza topladık. Muhtarımızla birlikte İSKİ genel müdürlüğünde bulunan ilgili proje müdürlüğüne gittik. Biz oradaki görüşmemizde 15 hane olduğumuzu söyleyince buraya suyun verilmesinin İSKİ’yi sıkıntıya sokacağını, değmeyeceğini, bu zamana kadar nasıl başınızın çaresine bakıyordunuz. Siz bu taşıma su ile beraber bundan sonra da hayatınızı devam ettirin şeklinde cevap alınca bizler İSKİ’den umudumuzu kestik. Daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na şahsım olarak müracaat etmek istedim. Konuyu 2018 yılı Ocak ayından itibaren özetleyerek bizzat elden Başkan İmamoğlu’na teslim ettim” şeklinde konuştu.

“Koronadan ölmedik, koleradan öleceğiz”

Buraya döşenecek olan boru dahil her şeyi kendilerinin yapmak istediklerini kaydeden Öztorun, “Biz Allah rızası için su istiyoruz. Biz eğer İSKİ’nin şuan itibariyle bunu yapacak bütçesi yoksa biz yalvarıyoruz ve sadece su istiyoruz. Zaten İmar barış kanunu ne diyor? Bu tür yerlere yapılan gecekondular eğer kayıt altına alınmış ise imar barışı başvurusu var ise 3194 sayılı kanun 16. Maddesi Elektrik, su, doğalgaz bağlanır. Bizim elektriğimiz var.

Biz su istiyoruz. Ben inanıyorum bir gün buraya su gelecek. İnşallah buradaki insanlar insanca yaşayacak. 21. Yüzyılda yaşadığımız halimize bakıyoruz şimdi. Ben koronayı çok zor atlattım. Ölümden döndüm. Koronadan ölmedim ama koleradan öleceğiz” dedi.

15 hanenin bulunduğu Cebeci köyü ise drone ile havadan görüntülendi. Görüntülerde köy içerisinde bulunan evlerin çatılarında su depolarının olduğu görülüyor.

Selim Bayraktar - Gülşah Kahveci - Hasan Tik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri İl Sağlık Müdürü Erşan: "Mümkün olan her durumda normal doğumu tavsiye ediyoruz" Sağlık Bakanlığı tarafından 3 Ekim 2024 tarihinde başlatılan ’Normal Doğum Eylem Planı’ çerçevesinde Kayseri’de yürütülen faaliyetler ve geleceğe yönelik planlamalar, Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü tarafından düzenlenen değerlendirme toplantısında masaya yatırıldı. Kayseri’de normal doğum oranlarının artırılmasına yönelik yapılan çalışmaların değerlendirildiği toplantıda; il genelindeki doğum istatistikleri paylaşılırken, sezaryen oranlarının düşürülmesi ve normal doğumun teşvik edilmesi için yapılabilecek çalışmalar hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. Ayrıca hamilelik sürecinde anne adaylarına yönelik gerçekleştirilecek bilinçlendirme programlarının önemi vurgulanarak, toplum genelinde farkındalığı artıracak kampanyaların planlanması ve bu kampanyaların hayata geçirilmesi konularında çeşitli görüşler sunuldu. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Erşan; normal doğumun hem anne hem de bebek için birçok avantaj sağladığına değindi. Erşan; “Normal doğum; annenin ve bebeğin doğal sürecine dayanan, sağlık açısından pek çok fayda sağlayan bir doğum yöntemidir. Normal doğum sonrasında annenin vücudu daha hızlı toparlanır ve hastanede kalış süresi kısalır. Ayrıca, doğum kanalından geçen bebek bağışıklık sistemi için faydalı doğal mikroorganizmalarla tanışır, bu da bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir. Normal doğum, annenin ve bebeğin duygusal bağını güçlendiren önemli bir faktördür. Ancak her gebelik farklıdır ve bazı durumlarda normal doğum mümkün olmayabilir. Bu nedenle gebelik öncesi, doktorla birlikte doğum planlaması yapmak ve doğum seçenekleri hakkında bilgi almak büyük önem taşır. Her durumda doğum sürecinin en güvenli ve en uygun şekilde yönetilmesi amacıyla sağlık uzmanlarının yönlendirmeleri son derece önemlidir. Mümkün olan her durumda normal doğumu tavsiye ediyoruz.” şeklinde konuştu.
İstanbul ’Dubai Metrosu Mavi Hat Tasarımı ve Yapımı’ ihalesini Mapa-Limak-CRRC ortaklığı kazandı Dubai’nin mevcut metro ağını genişletmek ve güçlendirmek üzere Dubai Yollar ve Ulaştırma Otoritesi tarafından yürütülen ‘Dubai Metrosu Mavi Hat Tasarımı ve Yapımı’ ihalesini Mapa-Limak-CRRC ortaklığı kazandı. Dubai Metro Mavi Hat Projesi tasarım ve yapımı işi için proje bedeli yaklaşık 5,6 milyar dolar olurken, 30 kilometrelik yeni hattın Eylül 2029’da hizmete açılması öngörülüyor. Dünya finans başkentlerinden Dubai’nin metro projesini Türk şirketler yapacak. Yapılan açıklamaya göre, Dubai Yollar ve Ulaştırma Otoritesi (Dubai’s Roads & Transport Authority - RTA) tarafından şehrin mevcut ulaşım ağını geliştirmek ve genişletmek üzere yürütülen ‘Dubai Metro Mavi Hat Tasarımı ve Yapımı’ ihalesini, Mapa-Limak-CRRC şirketlerinin kurduğu konsorsiyum kazandı. Konsorsiyum, proje için KDV hariç yaklaşık 5,6 milyar dolar teklif verdi. Birleşik Arap Emirlikleri’nin dünyaca ünlü şehri Dubai’nin hızla gelişen ulaşım altyapısına yeni bir halka ekleyerek, mevcut kırmızı ve yeşil hatları birbirine bağlayacak olan Dubai Metro Mavi Hattı, şehrin metro sistemini genişletmeyi ve ulaşım ağını daha entegre hale getirmeyi amaçlıyor. Toplam uzunluğu 30 kilometre olan Mavi Hat Projesi, yedisi yükseltilmiş olmak üzere 14 istasyondan oluşacak. Bu mesafenin yaklaşık olarak yarısı yer altından, 1,5 kilometrelik kısmı ise deniz üstünden geçecek. İhaleyi kazanan konsorsiyumda, uluslararası projelerde mühendislik ve inşaat alanındaki yetkinliğini kanıtlamış Türk şirketleri Mapa ve Limak yer alıyor. CRRC Hong Kong da sistem, vagon ve teknik ekipman sağlayıcısı rolünü üstleniyor. Eylül 2029’da hizmete açılması planlanan projenin inşasında en yoğun zamanda, farklı ülkelerden 15 bine yakın kişiye istihdam sağlanması bekleniyor.
Ankara MSB duyurdu: Son bir haftada 41 terörist etkisiz hale getirildi Milli Savunma Bakanlığı, son bir haftada 41 teröristin daha etkisiz hale getirildiğini duyurdu. Milli Savunma Bakanlığı tarafından haftalık bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Bakanlıkta gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, gündeme dair son gelişmeleri aktardı. PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ ve FETÖ terör örgütleri başta olmak üzere her türlü tehdit ve tehlikeye karşı mücadele verildiğini dile getiren Tuğamiral Zeki Aktürk, “Yurt içinde ve sınır ötesinde kesintisiz bir şekilde ve başarıyla icra edilen operasyonlarla son bir haftada 41, 1 Ocak’tan bugüne kadar ise bin 438’i Irak’ın, bin 521’i Suriye’nin kuzeyinde olmak üzere 2 bin 959 terörist etkisiz hâle getirilmiştir” ifadelerini kullandı. 3 PKK’lı daha hudut karakoluna teslim oldu Geçtiğimiz hafta içerisinde barınma alanlarından kaçan 3 PKK’lı teröristin daha hudut karakoluna teslim olduğunu belirten Tuğamiral Aktürk, Irak’ın kuzeyindeki harekât alanlarında arama-tarama faaliyetlerinin de devam ettiğini bildirdi. Aktürk, tespit edilen mağaralarda çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi ele geçirildiğini aktardı. Suriye’de yaşanan son gelişmelerin takip edildiğini aktaran Tuğamiral Aktürk, sözlerine şöyle devam etti: “Yeni bir dönemin başladığı Suriye’de mevcut durum ve tüm gelişmeler yakından takip edilmekte; Suriyelilerin gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde dönüşlerinin sağlanmasına yönelik çalışmalara da devam edilmektedir. Bu kapsamda Suriye’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü desteklediğimizi, önceliğimizin ülkemizin ve Suriye’nin güvenliğine tehdit oluşturan PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesi olduğunu terör örgütlerine karşı önleyici ve yok edici tedbirler almaya devam edeceğimizi, Suriye’deki yeni yönetimle terörle mücadele konusunda iş birliği içinde olunacağını bir kez daha vurguluyoruz.” Hudut hattının teknolojik vasıtalarla çok katmanlı olarak korunduğunu işaret eden Tuğamiral Aktürk, “Hudutlarımızda son bir haftada 3’ü terör örgütü mensubu olmak üzere yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 218 şahıs yakalanmış, bin 487 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir. Böylelikle 1 Ocak’tan bugüne kadar hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 13 bin 745’e, engellenen kişi sayısı da 94 bin 813’e yükselmiştir” açıklamasında bulundu. İsrail’in 1967 yılından bu yana işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri’nde yasa dışı yerleşimleri genişletme kararı almasını şiddetle kınadıklarını belirten Tuğamiral Aktürk, “Gazze ve Batı Şeria’da uluslararası hukuku hiçe sayan İsrail, şimdi de Suriye’de hukuksuzluğuna devam etmekte ve toprak işgallerini sürdürmektedir. En kısa zamanda ateşkesin ilan edilmesi ve bölgesel istikrarın sağlanması şarttır. Suriye’deki son gelişmeler, İsrail’in Gazze’de kadınları ve çocukları öldürmeye devam ederek katliamlarını sürdürdüğü gerçeğini perdelememelidir” şeklinde konuştu. Eurofighterlar bugün Türkiye’den ayrılacak Tuğamiral Aktürk, Katar’da gerçekleştirilen tatbikata katılan ve dönüş yolunda Ankara’daki Mürted Hava Meydan Komutanlığı’na inen Birleşik Krallığa ait 2 adet Eurofighter savaş uçağının bugün Türkiye’den ayrılacağını da açıkladı. Tuğamiral Aktürk, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Personel ve askeri öğrenci alım/temin faaliyetlerimiz de planlandığı şekilde devam etmektedir. Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları ve Milli Savunma Üniversitesine personel alımı kapsamında 28 Kasım’da başlayan ‘sözleşmeli personel temini’ başvuruları 28 Aralık’a kadar, ‘memur temini’ başvuruları ise 20 Aralık 2024-20 Ocak 2025 tarihleri arasında yapılabilecektir.” Suriye’de son durum Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Esad rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’deki son duruma ilişkin sorular üzerine şunları söyledi: “Suriye’de artık yeni bir döneme girilmiştir. Türkiye en başından beri Suriye halkının yanında olmuştur, rejimin ve savaşın zulmünden kaçan milyonlarca Suriyeliye kapısını açmıştır. Gelinen noktada rejim muhalifleri kendi kaderlerini tayin etmişlerdir. Türkiye dün olduğu gibi bugün de Suriye halkının yanındadır. Suriye’nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği, güvenlik ve istikrarının sağlanması için elinden geleni yapmaya devam edecektir. Ülkemizin ve Suriye’nin güvenliğine tehdit oluşturan terörist grupların sahada attıkları her adım takip edilmekte, önleyici ve yok edici tedbirler alınmaktadır. Bölgedeki terör örgütleriyle mücadele konusundaki tutumumuzun net olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.” ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün “Türkiye ile SDG arasında ateşkeste uzlaşıldığına” dair açıklamaları Bakanlık kaynakları, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün Türkiye ile terör örgütü PKK/YPG/SDG arasında ateşkes konusunda uzlaşı sağlandığı açıklamasına ilişkin ise, “Türkiye olarak herhangi bir terör örgütü ile görüşmemiz söz konusu değildir. Yapılan açıklamayla ilgili bir dil sürçmesi olduğunu düşünüyoruz” dedi. Suriye’deki Rus varlığı Bakanlık kaynakları, Suriye’deki Rus unsurlarının Libya’ya kaydırıldığına dair basında çıkan haberlere ilişkin şunları söyledi: “Rusların Suriye’deki varlığıyla ilgili şu an için belirsizlik var. Ama bir Rus yetkilinin Suriye’deki yeni yönetimle görüştüklerine dair açıklamaları mevcut. Bazı Rus gemilerinin ve sistemlerinin Libya’ya götürüldüğüne ilişkin haberleri biz de yakından takip ediyoruz. Bunların kalıcı mı yoksa geçici olarak mı Libya’ya intikal ettiklerini zaman gösterecek.” TSK’nın Fırat’ın doğusuna operasyon ihtimali Bakanlık kaynakları, TSK’nın veya Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Fırat’ın doğusundaki PKK/YPG’ye operasyon hazırlığı içerisinde olduğuna dair haberle ilgili şunları söyledi: “Terör örgütünün sınırlarımıza ve Suriye’deki harekât bölgelerimize yönelik tehdit durumu devam etmektedir. PKK/YPG terör örgütü silah bırakana, içindeki yabancı savaşçılar Suriye’yi terk edene kadar terörle mücadele kapsamında hazırlıklarımız ve tedbirlerimiz devam edecektir. Suriye’deki yeni yönetim ve onun ordusu olan Suriye Milli Ordusu’nun Suriye halkı ile birlikte terör örgütü PKK/YPG tarafından işgal edilen bölgeleri kurtaracağına inanıyoruz.” ABD’nin GKRY ile yaptığı anlaşma Bakanlık kaynakları, ABD’nin Akdeniz’de yapacağı tatbikatlara GKRY’yi de dahil edeceğine dair sorular üzerine şunları söyledi: “ABD daha önce Ada’da var olan hassas dengeyi bozacak şekilde GKRY’ye silah ambargosunu kaldırmıştı. Şimdi de savunma işbirliği planlaması yaptılar. Biz bu gelişmeleri yakından takip etmekteyiz. KKTC’nin güvenliği için her türlü tedbiri aldık ve almaya devam ediyoruz. Kıbrıs Türkünün güvenliğini ve haklarını her ne pahasına olursa olsun korumak korusunda kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz.” ABD’nin Suriye’de DEAŞ’ı gerekçe göstermesi Bakanlık kaynakları, ABD’nin Suriye’de hala DEAŞ’ı gerekçe göstererek terör örgütü PKK/YPG’yi desteklemesiyle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: “Biz uzun yıllardır ABD’ye aynı şeyleri söylüyoruz. DEAŞ terör örgütü ile mücadele konusunda ortak mücadele için kendi kuvvetlerimizi tahsis edebileceğimizi ifade ediyoruz. Ama şu ana kadar bu konuda duymamazlıktan geldiler. Sayın bakanımızın da ifade ettikleri gibi son yıllarda DEAŞ terör örgütünün Suriye’de bir saldırısı veya faaliyeti ne görüldü ne de duyuldu. ABD’nin terör örgütü DEAŞ ile mücadele söylemlerinin bir diğer terör örgütü olan PKK/YPG ile işbirliğini sürdürebilmenin bir kılıfı olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki dönemde ABD’nin de pozisyonunu tekrar değerlendirmesini bekliyoruz.”