GÜNDEM - 13 Eylül 2012 Perşembe 13:23

Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu toplandı

A
A
A
Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu toplandı

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, yerleşimlerin dere yataklarında kurulması nedeniyle meydana gelen deprem ve taşkın felaketlerine 2B arazilerinden sağlanan geliri kentsel dönüşümde kullanarak son vereceklerini söyledi.

EDA IŞIK
ANKARA

Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu başkanlığında toplandı. İkincisi gerçekleştirilen toplantıya Orman ve Su İşleri Bakanlığının yanı sıra Çevre ve Şehircilik, İçişleri, Dışişleri, Sağlık, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Kültür ve Turizm, Kalkınma ve Avrupa Birliği bakanlıklarının üst düzey yöneticilerinin katıldı. Toplantının açılışında konuşan Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, “Su kaynakları sınırlı fakat talepler hudutsuz. Su, dünyada önümüzdeki 20-30 yılda en önemli madde haline gelecek. Türkiye’nin hazır olması lazım. Malum Türkiye su zengini değil. Yarı kurak bir bölgede bulunması hasebiyle suyun tek elden ve akılcı yönetimi önemli” diye konuştu.

Türkiye’nin yıllık kullanılabilir su potansiyelinin 112 milyar metreküp olduğunu kaydeden . Eroğlu, bunun 44-45 milyar metreküpünün kullanılabildiğini söyledi. “Su her yerde dengeli olsaydı işimiz daha kolaydı. Maalesef mevsim ve bölgelere göre çok çeşitlilik gösteriyor. Suyu çok iyi yönetmemiz gerekiyor” diyen Eroğlu, bu sebeple barajların daha da büyük önem kazandığını ifade etti. Su sıkıntısı yaşanan dönemlerde barajlar sayesinde ihtiyaçların karşılandığını kaydeden Eroğlu, “Karşı çıkanlar var ama Türkiye’de barajların yapılması büyük bir zarurettir” dedi. Bazı grupların vatandaşı barajlara karşı tahrik ettiğini ifade eden . Eroğlu, “Halbuki suyu kullanmıyor, saklıyoruz” diye konuştu.

Göreve geldiklerinden bu yana 206 adet barajı tamamladıklarını belirten Eroğlu, Türkiye’de su ihtiyacının yüzde 75’inin sulamada, yüzde 20’sinin içme suyu olarak, yüzde 5’inin de sanayide kullanıldığını ifade etti. Baraj ve gölet inşasına devam edeceklerini vurgulayan . Eroğlu, halen 44 milyar metreküp suyun 33-34 milyar metreküpün sulama, 6-7 milyar metreküpünün içme suyu, 5 milyar metreküpünün sanayide kullanıldığını belirtti. Yeterli miktarda ve sağlıklı içme suyu temininin önemine vurgu yapan . Eroğlu, sağlık problemlerinin sağlıklı içme suyu temini ile büyük oranda ortadan kalkmakta olduğunu söyledi. Eroğlu, “Türkiye’nin içme suyu problemini çözdük. Şimdi sırada Kıbrıs var. Asrın projesi olarak adlandırdığımız bu çalışma ile dünyada ilk defa su altında boruları askıya alarak Türkiye’den KKTC’ye su göndereceğiz” dedi.

Türkiye’nin 186 milyar kilowatt.saatlik yıllık hidroelektrik potansiyeli bulunduğunu belirten . Eroğlu, şunları söyledi:“Geçmişte emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Ama 2002 sonunda biz göreve geldiğimizde 186 milyarlık potansiyelin 26 milyarı hayata geçirilmişti. O hızla gitseydi tamamının kullanılması 100 yıl sürecekti. Biz de özel sektörü devreye sokmak için Su Kullanım Anlaşmalarını çıkardık. Ben o zaman DSİ Genel Müdürüydüm. Bir yanlış olmasın diye yönetmeliği 18 defa okudum. Su kullanım Anlaşmaları ile 110-120 milyar kilowatt.saatlik başvuru yapıldı. Bunların bir kısmı hayata geçti, bir kısmının çalışmaları devam ediyor. Yaptığımız çalışmalarla 26 milyar kilowatt.saat olan kullanılan hidroelektrik potansiyelini 64 milyara çıkardık. Geri kalanı da 2017-2018’e kadar değerlendirmemiz gerekiyor.”

Dere yatakları konusuna da değinen . Eroğlu, 2B arazilerinin satışından elde edilmesi beklenen gelirin yüzde 90'ının kentsel dönüşüme ayrılacağını kaydetti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile bu konuyu görüştüklerini ifade eden Eroğlu, “Kentsel dönüşüme dere yataklarından başlanırsa hem depremde zemin sıvılaşması hem de taşkın nedeniyle yaşanan felaketlerin önüne geçilir” dedi. Dere yataklarının kentler için önemli yeşil alanlar olduğunu ifade eden Eroğlu, dere yataklarında yerleşim kurmak yerine mesire alanı olarak düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı.

Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu toplantısında, BM Rio+20 Zirvesi, Konya Kapalı Havzası Yeraltı Sulaması, Havza Koruma Eylem Planları, Çevre Faslı Su Sektörü ve Su Kanunu hazırlık çalışmaları ele alındı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Selçuk Üniversitesinde araştırmacılara büyük kolaylık sunan SULabs açıldı Selçuk Üniversitesi Laboratuvar Yönetim Sistemi (SULabs) kullanıma açıldı. Üniversite bünyesindeki laboratuvar ve cihazların daha aktif ve verimli kullanılmasını amaçlayan sistem, özel ve kamu kurum/kuruluşlarında yürütülen çalışmalar için tüm araştırmacıların erişimine açık olacak. Selçuk Üniversitesi İleri Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (İLTEK) koordinasyonu ile oluşturulan SULabs ile üniversitenin araştırma ve analiz altyapısının dijital ortamda görünürlüğünün sağlanması, laboratuvar ve cihazların daha aktif ve verimli kullanılması amaçlanıyor. SULabs ile ayrıca sanayi-üniversite iş birliğini destekleyecek bir ara yüzün oluşturulması, ulusal/uluslararası araştırma ağlarının kurulması yoluyla bilimsel iş birliklerine katkı sağlanması hedeflendi. Bilimsel bilginin üretildiği, geliştirildiği ve pratiğe aktarıldığı en önemli alanlardan birinin araştırma laboratuvarları olduğunu vurgulayan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, "Selçuk Üniversitesi olarak bu vizyonla araştırma ve analiz altyapımızı daha erişilebilir ve görünür hale getirmek, kamu ve özel sektöre daha etkin hizmet sunmak amacıyla SULabs Portal’ı hayata geçirdik. İleri Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (İLTEK), koordinasyonunda oluşturduğumuz SULabs, üniversitemiz bünyesindeki tüm araştırma laboratuvarlarının altyapı, cihaz ve hizmet envanterini tek bir dijital platformda toplayan bir sistem" dedi. Bu portal sayesinde araştırmacıların laboratuvar tanıtımlarına ulaşabileceğini, cihaz altyapısını inceleyebileceğini ve ihtiyaç duyduklarında doğrudan iş birliği talebinde bulunabileceğini ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, "Bu sistem yalnızca üniversitemiz akademik personeline değil; tüm araştırmacılara, Teknopark firmalarına, Ar-Ge merkezlerine ve sanayi kuruluşlarına da açık. SULabs; üniversite-sanayi iş birliklerini güçlendirmeyi, araştırma çıktılarının ticarileşmesini ve ülkemizin bilimsel üretim kapasitesinin daha da etkin ve verimli kullanılmasını hedefliyor" şeklinde konuştu.
Bursa Büyükşehir, Tarım Peyzaj A.Ş. filosunu güçlendirdi Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentin parklarını, bahçelerini, sahillerini, refüjlerini daha hızlı, daha etkin ve daha çevreci yöntemlerle korumak ve kente nefes aldırmak amacıyla Tarım Peyzaj A.Ş. bünyesine kattığı yeni araçları düzenlenen törenle hizmete aldı. ‘Yeniden Yeşil Bursa’ hedefiyle çalışmalarını kararlılıkla sürdüren Büyükşehir Belediyesi, faaliyetleri daha etkili ve verimli yürütebilmek adına ekipmanları, araçları ve teknik imkânları güçlendirmeye devam ediyor. Bu kapsamda Bursa’nın yeşil alanlarının bakımını çevreci ve hızlı bir biçimde yapabilmek adına Tarım Peyzaj A.Ş. bünyesine kazandırılan yeni araçlar düzenlenen törenle hizmete alındı. Yaklaşık 1100 çalışan, 195 ekipman ve 174 araçlık filosuyla kentin dört bir yanında görev yapan Tarım Peyzaj AŞ’nin filosuna, 5 yeni kamyon ve tanker, 13 adet 4x4 pick-up, 16 adet çift kabin kamyonet, son teknoloji çim biçme traktörleri, çim biçme araçları ve ilave biçme motorları eklendi. Tarım Peyzaj A.Ş. yönetim binası önünde gerçekleşen törene, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, genel sekreter yardımcıları, Tarım Peyzaj A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aydın Saldız, Tarım Payzaj A.Ş. Genel Müdürü Sedat Akar, Büyükşehir Belediyesi yöneticileri, meclis üyeleri, dernek, ziraat odaları ve meslek odalarının temsilcileri, muhtarlar ve çalışanlar katıldı. "Özlemimiz Yeniden Yeşil Bursa" Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, ‘Yeniden Yeşil Bursa’ hedefiyle yürüttükleri çalışmaları daha etkili ve verimli yürütebilmek adına ekipmanları, araçları ve teknik imkânları güçlendirdiklerini söyledi. Artık kentlerin geleceğinin doğayla kurdukları ilişkiyle, çevreye gösterdikleri özenle şekillendiğini belirten Başkan Mustafa Bozbey, çağdaş bir kentin tarifini, ‘betonu yeşille dengeleyen, toprağa saygı duyan, suyu israf etmeyen ve her yaştan insanın nefes alabileceği yaşam alanları sunan kent’ olarak yaptı. Bursa’da bunun için çalıştıklarını ifade eden Başkan Bozbey, "Her gün 1100’e yakın personelimizle 9,5 milyon metrekarelik yeşil alanda, Bursalıların daha temiz bir çevrede yaşaması için faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. 139 parkı, 239 cadde ve pek çok tarihi alanın peyzajını korumak için yoğun çaba harcıyoruz. Bursa’nın kendi kimliği olan ‘Yeşil Bursa’ya ancak bu şekilde ulaşabiliriz. Bu kapsamda her yıl ekipmanlarımızı güçlendiriyoruz. Bugün de 5 yeni kamyon ve tanker, 13 adet 4x4 pick-up, 16 adet çift kabin kamyonet, son teknoloji çim biçme traktörleri, çim biçme araçları ve ilave biçme motorlarını filomuza kattık. Türkiye’de ilk kez bizim sahip olduğumuz ve Tarım Peyzaj A.Ş.’nin filomuza kattığı bu araçlarla, hem zamandan tasarruf edeceğiz hem de daha çevreci bir çalışma yürüteceğiz. Yeşil alanları artırmak kadar var olanı yaşatmanın da önemli olduğuna inanıyoruz. Yeşil Bursa sadece bir unvan değil, korunması ve geleceğe taşınması gereken bir emanettir. Özlemimiz Yeniden Yeşil Bursa" dedi. "Hiç kimse halkımızın sahilleri kullanmasına engel olamaz" Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından sahillerde yürütülen çalışmalara da dikkat çeken Başkan Bozbey, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı ile Tarım Peyzaj A.Ş. tarafından sahillerin daha temiz ve kullanılabilir olması için önemli temizlik faaliyetleri yürütüldüğünü anlattı. Bursalıların ve kent dışından gelenlerin sahilleri rahat ve huzurlu bir şekilde kullanabilmesi gerektiğini dile getiren Başkan Bozbey, "Sahillerde halkımızı ve misafirlerimizi rahatsız edebilecek hiçbir seyyar satıcıya müsaade etmeyeceğiz. Esnafımızın da kendi alanları içerisinde hizmetlerini sunmalarını istiyoruz. Hiç kimse halkımızın sahilleri kullanmasına engel olamaz. Bu kent hepimizin. Gelen misafirlerimizi iyi ağırlamak ve iyi hizmet sunmak bizim sorumluluğumuzdur. Yeni araçlarımız Bursa’ya hayırlı olsun. Şimdiden herkesin Kurban Bayramı’nı tebrik ediyorum. Kurban Bayramı’nda olumsuz görüntülerin ortaya çıkmaması adına kurban atıklarının doğaya, ormanlara ve yeşil alanlara bırakılmamasını istiyorum. Bu konunun takipçisi olacağız" dedi. Konuşmanın ardından Başkan Mustafa Bozbey ve beraberindekiler, Tarım Peyzaj A.Ş. filosuna katılan yeni araçları inceleyerek bilgi aldı. Başkan Mustafa Bozbey, daha sonra Tarım Peyzaj A.Ş. yönetici ve çalışanlarıyla tek tek bayramlaştı.
İstanbul İstanbul Otogarı’nda bayram hareketliliği havadan görüntülendi Kurban Bayramı için memleketlerine ve tatil bölgelerine gitmek isteyen vatandaşlar, dün itibarıyla yola çıkmaya başladı. Büyük İstanbul Otogarı’nda ise asıl yoğunluğun bu akşam ve yarın yaşanması beklenirken, otogardaki hareketlilik havadan görüntülendi. Bayram tatilinin uzatılmamasına rağmen, kentteki otogarlarda dünden itibaren yolcu hareketliliği başladı. Kurban Bayramı’nı memleketlerinde ya da tatil bölgelerinde geçirmek isteyen vatandaşlar, otogarlarda hareketlilik oluşturdu. Asıl yoğunluğun bu akşam ve yarın yaşanması bekleniyor. Öte yandan otogarlardaki kalabalığın önceki bayrama kıyasla daha az olduğu gözlendi. "Yarından itibarıyla ek seferlerimizin daha fazla yoğun olacağına inanıyoruz" Yoğunluğun bu akşam ve yarın yaşanmasının beklendiğini söyleyen Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Musa Çaktır, "Diğer yıllara göre yoğunluk daha az gibi. Daha seyrek gözüküyor. Çünkü Kurban Bayramı tatili çok kısa. Bugünden sonra otobüs seferlerinde yüzde 100’e ulaşan oranlarla doluluk olmasını bekliyoruz. Yarından itibarıyla ek seferlerimizin daha fazla yoğun olacağına inanıyoruz. Yolcular psikolojik olarak bilet fiyatlarında zam yapıldığını düşünüyor ancak aradaki enflasyona bakıldığında fiyat artışı normal. Biz devlet tarafından denetleniyoruz. Biz bilet fiyatlarını faza kesemeyiz çünkü bilet fiyatlarını fazla kesersek anında sistemde gözüküyor. Bunların cezaları vardır. Kışın bilet fiyatlarında biraz indirim yapıyoruz. Kışın yüzde 30 oranında indirim yapıyoruz. Doluluk oranlarında da yüzde 30 indirimimizi geri çektiğimiz zaman yolcular da bilet fiyatlarında zam yaptığımızı zannediyor. Geçen sene Mardin bin 600 Türk Lirasıydı, bu sene bin 700 Türk Lirası. Enflasyon yüksek olmayınca memleketini ziyaret etmek isteyen vatandaşlarımız daha uygun fiyata ulaştırmaya çalışıyoruz" dedi. Bir firmada çalışan Ünal Günde, "Şu anda fazla yoğunluk yok. Eskisine göre hiç yoğunluk yok. Şu an talep de az. 2 ya da 3 tane ek sefer açabildik" dedi. "Her yerde yoğunluk var" Hastası olduğu için Giresun’a gideceğini söyleyen Metin Çal ise, "Çorlu, Tekirdağ, Çerkezköy’de bilet yok. Dolmuşla İstanbul’a geldi. Bilet aldım. Her yerde yoğunluk var" diye konuştu. Biletini önceden aldığın söyleyen bir vatandaş, "Çoğu firma ek servis başlattı. Şu anda bilet bulmak imkansız. Biletler karaborsada. Biz biletlerimizi önceden aldığımız için sıkıntı çekmiyoruz. Ama almayan sıkıntı çekiyor. Yoğunluk olmadığı söyleniyor. Ama yoğunluk var. Fiyatlar bayramdan dolayı bir zam gördü" dedi.