Mezar taşlarının üzerindeki yazılar tercüme ettirilerek mezarların eski dönemlerde Karadeniz'de seyahat eden gemilerde ölen gemi görevlileri veya yolculara ait olduğu belirlendi. 3 asırlık geçmişe ait mezarlar Sinop Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü tarafından ahşap çitlerle çevrilerek koruma altına alındı.
Sinop'un Akliman mevkisindeki mesire alanında bulunan ve yaklaşık olarak üç asırlık olduğu belirtilen mezarlar görenlerin dikkatini çekiyor. Karadeniz'de tek doğal liman olma unvanına sahip olan Sinop yarımadasının batısında bulanan ve “Harmene Limanı” olarak bilinen bölge günümüzde mesire alanı olarak kullanılıyor. Mesire alanında bulunan tarihi mezarlar görenlerin dikkatini çekerken yetkililer de mezarların kime ait olduğunun belirlenmesi için çalışma başlattı. Yapılan çalışmalar neticesinde bu bölgeye eski dönemlerde Karadeniz'de seyahat eden gemilerde ölen gemi görevlileri ya da yolcular defnedildiği öğrenildi.
Resmi kaynaklardan alınan bilgilere göre, yaklaşık 3 asırlık bir geçmişe sahip olan bu mezarların üzerinde yazılan yazılar tercüme ettirilerek mezarların, Hüseyin Reis Ayandonlu, Molla Muhammed, Seyid Ömer, Algüllü İbrahim reisin oğlu Molla Hüseyin, Keşanlı Seyyid Ahmet Muhammed, Bayraktaroğlu Seyyid Mustafa Kaltabanoğlu’na ait olduğu belirlendi. Sinop Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü tarafından mezarların üzerine hangi mezarın kime ait olduğunu belirten açıklayıcı levhalar koyulduktan sonra mezarların etrafı ahşap çitlerle çevrilerek koruma altına alındı.
Öte yandan mesire alanında mezarları gören vatandaşların mezarların başında dua ettiği de görüldü.
Sinop Doğa Koruma Ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü mezarların tarihçesiyle ilgili yazılan tabelada şu ifadelere yer verildi:
“Sinop ilinin jeolojik yapısı doğal liman oluşu çok eski medeniyetleri yapısında barındırmıştır. Kaynaklar göre Sinop Yarım Adası’nın batısında kara içine doğru uzanan küçük kuytu ve derin bir koy olan bu bölge ilk çağda gemiler için barınak vazifesi görmekteydi. Harmene Limanı denilen bu yerin önünde küçük adalar (Sarı Ada) bulunmaktadır. Mezarların üzerinde yazılar okunabildiği kadar tercüme ettirilmiş ve sonuç olarak buralarda anlatılan rivayetleri doğrulayacak şekilde 3 asra yakın zamandır buralara uğrayan gemilerde veya seyahat esnasında ölen gemi görevlileri veya yolcuların buraya defnedildiği daha sonra yakınları tarafından mezarlarının yapıldığı sonucu ortaya çıkmıştır. Mezarlara tercümeleri yazılmıştır.”
Osman Aksu