ÇEVRE - 02 Mart 2023 Perşembe 13:55

Şilili akademisyen, ülkesindeki deprem önlemlerini anlattı: 'İnsanlar inşaatı ciddiye alıyor'

A
A
A
Şilili akademisyen, ülkesindeki deprem önlemlerini anlattı: 'İnsanlar inşaatı ciddiye alıyor'

Şilili akademisyen Prof. Matias Hube, "Ülkenin olabildiğince hızla toparlanması en iyisi. Deprem sonrası mücadele etmek çok zordur. Bu nedenle, etkilenen bölgeyi iyileştirmek için toplum olarak tüm çabanızı gösterebileceğiniz konusunda en iyi görüşe sahibim. Umarım, aynı şey için bazı değişiklikler yapabilirsiniz" dedi.

Şili Katolik Üniversitesi İnşaat ve Jeoteknik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Matias Hube, Türkiye'de meydana gelen depremi ve Şili'nin aldığı önlemleri İHA muhabirine değerlendirdi. Şili'de insanların deprem tehlikesinin daha çok farkında olduğunu belirten Hube, "Yani insanlar son 100-200 yılda birkaç deprem yaşadı. Bu nedenle, son yıllarda inşaat uygulamaları değişiyor, gelişiyor ve toplum deprem tehlikesinin daha fazla farkına varıyor. Bu nedenle insanlar onlara çok dikkat ediyor, garip şeyler yapmıyorlar. İnşaat işlerini ciddi bir şekilde yapıyorlar ve yapılarda değişiklik yapmıyorlar. Bu benim hissim. İnsanlar inşaatı ciddiye alıyor" diye konuştu.

Şilili akademisyen, ülkesindeki deprem önlemlerini anlattı: 'İnsanlar inşaatı ciddiye alıyor'

Türkiye'nin hassas yapılara olduğunun altını çizen Hube, "Türkiye bu yapı sistemlerinden bazılarına sahiptir diğer ülkeler gibi. Bu sistemler ‘donatısız yığmadır'. Depreme karşı detaylandırılmamış betonarme karkaslı binalar ve özellikle dolgu duvarlı binalar çok hassastır. Depremden gördüğümüz şey, büyüklüğü 8,0 kadar olmasa da çok büyük bir deprem. Yüzeye çok yakın olduğu için yüzeyde sallanan yer çok büyüktü, aşırı büyüktü. 2010 depreminde (Şili Depremi) hocalarımızın hissettiklerinden iki üç kat daha büyük diyebilirim. Yani çok aşırı büyük" şeklinde konuştu.

"Her depremden sonra bina yönetmeliğini değiştiriyoruz"

Hube, Şili'nin büyük depremlere karşı nasıl önlem aldığı sorusuna ilişkin, "Şili'de her depremde bina yönetmeliğinde değişiklikler oluyor. Türkiye'nin büyük bir mühendislik ve araştırma topluluğu var ve deprem gerekliliklerini değiştirmek için biraz zorlamaları gerekiyor. Anladığım kadarıyla bu deprem bilim insanlarının tahmin ettiğinden daha büyüktü. Şili'deki depremleri izlemek için hükümetten gelen parayı harcamak için fon var. Çok fazla finansman yok. Aynı zamanda yeni inşaatı kanıtlamak için araştırma yapıyoruz. Ayrıca tasarımları değiştirmek için çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

Bina yapımına farklı bir şekilde karar verilirse insanların bu şekilde öldürülmesinin önlenebileceğinin altın çizen Hube, "Türkiye artık depremlerde yıkılmayan binalar tasarlayabilir. Biraz daha fazla para harcamalısınız" ifadelerine yer verdi.

Şilili akademisyen, ülkesindeki deprem önlemlerini anlattı: 'İnsanlar inşaatı ciddiye alıyor'

"Umarım aynı şey için bazı değişiklikler yapabilirsiniz"

Şu anda yapılabilecek en iyi şeyin binaları analiz etmek olduğunu bildiren Hube, "Hangi binaların kullanılabileceğini, hangilerinin kullanılamayacağını ve ardından hangi binanın yıkılması gerektiğini öğrenmek önemli. Hangi binalar rehabilite edilmelidir? Yani bu ilk adımdır ve ardından mümkün olan en hızlı şekilde iyileşmek için inşaata başlayın. İlk defa gördüğüm en büyük rekor Kahramanmaraş'ta. Hayatımda daha önce hiç görmediğim kadar büyük bir rekordu. Ülkenin olabildiğince hızla toparlanması en iyisi. Deprem sonrası mücadele etmek çok zordur. Bu nedenle, etkilenen bölgeyi iyileştirmek için toplum olarak tüm çabanızı gösterebileceğiniz konusunda en iyi görüşe sahibim. Umarım, aynı şey için bazı değişiklikler yapabilirsiniz" açıklamalarında bulundu.

Şilili akademisyen, ülkesindeki deprem önlemlerini anlattı: 'İnsanlar inşaatı ciddiye alıyor'

Mevlüt İşli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Ailesi ’kendisini korumayı öğrenir’ düşüncesiyle spora başlattı, şampiyon oldu Ailesi tarafından ‘kendini korumayı öğrenir’ düşüncesiyle henüz 7 yaşında tekvandoya başlatılan 18 yaşındaki İzmirli Hatice Pınar Yiğitalp, milli takıma kadar yükseldi. İzmir Ekonomi Üniversitesi öğrencisi olan Yiğitalp, kariyerine şimdiden 9 Türkiye birinciliği sığdırdı. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın sağladığı Milli Sporcu Bursu’ndan yararlanarak 2024 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü kazanan Hatice Pınar Yiğitalp (18), 4 yaşındayken cimnastiğe başlayarak sporla tanıştı. Çocukluğundan beri spordan hiç kopmayan Yiğitalp, 3 yıl cimnastik yaptıktan sonra ailesinin isteğiyle tekvandoya yöneldi. Ali-Sevilay Yiğitalp çiftinin, ‘Kızımız, hem spor yaparak sağlıklı olur hem de kendini korumayı öğrenir’ düşüncesiyle tekvandoya yazdırdığı Yiğitalp, kısa sürede yeteneğini kanıtladı. Yiğitalp, 8 yaşında katıldığı hayatının ilk şampiyonasında adını zirveye yazdırarak Ege bölge şampiyonu oldu. Rektör Abacıoğlu’ndan tebrik Madalya dolu kariyerin ilk adımını atan Yiğitalp, Türkiye genelinde art arda birinciliklere ulaşarak 2018 yılında milli sporcu olmaya hak kazandı. Kariyerine, farklı yaşlarda elde ettiği birinciliklerin yanı sıra Avrupa üçüncülüğü de ekleyen Yiğitalp, spordaki başarısını eğitime de taşıdı. Yiğitalp, çok istediği İEÜ Psikoloji Bölümü’nü kazanarak sporla eğitimin birlikte yürüyebileceğini bir kez daha kanıtladı. İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, öğrencisini başarısından dolayı tebrik etti. Yiğitalp’in, üniversitelerine büyük gurur yaşattığını belirten Prof. Dr. Abacıoğlu, genç sporcunun gelecek şampiyonalarda da yeni başarılara ulaşacağına yürekten inandığını ifade etti. Cimnastiğin çok faydası oldu İzmir’in Bayraklı ilçesinde yaşayan Hatice Pınar Yiğitalp, Ankara’daki Türkiye Büyükler Tekvando Şampiyonası’nda elde ettiği Türkiye şampiyonluğunun kendisine büyük moral verdiğini söyledi. Haftanın 4 günü çift, iki günü ise tek antrenman yaparak çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Yiğitalp, ülkemize uluslararası alanda madalya kazandırmak istediğini ifade etti. Yiğitalp, “Spora, henüz 4 yaşında bir çocukken cimnastikle başladım. İyi ki de öyle olmuş. Cimnastik sayesinde vücudumun esnek olması ve antrenman temposuna alışık olmam, tekvandoda başarıya ulaşmamı kolaylaştırdı. Babam, eskiden karate yapmış. Ben çocukken, tekvandoya başlamamı da en çok o istemiş. Tekvandoyu ben de çok seviyorum. Zaten sevmediğiniz hiçbir sporda başarılı olamazsınız” diye konuştu. ‘Yanında güvende miyiz?’ diye soruyorlar Son dönemde tekvandoya ilginin arttığını söyleyen Yiğitalp, “Çevremdekilere, tekvando yaptığımı söylediğimde çok şaşırıyorlar, bazen inanmıyorlar. Biraz konuşunca da, ‘Acaba senin yanında güvende miyiz?’ ya da ‘Bana bir şey yapmazsın değil mi?’ diye sorarak espri yapıyorlar. Bunlara alışkınım. Elbette, tekvando hiçbir şekilde şiddet sporu değil. Şiddetle bu sporun yan yana düşünülmemesi gerektiğini sık sık anlatıyorum. Çift antrenman yaptığımda günde 4 saat, tek antrenman yaptığımda ise 2 saat çalışıyorum. Ders çalışmaya da sosyalleşmeye de kolaylıkla zaman kalıyor. Burada önemli olan günü doğru planlamak. Spor sayesinde bu planlamayı kolaylıkla yapabiliyorum” dedi. Fiziksel güç kadar mental güç de önemli Psikoloji okumanın kendisine birçok avantaj sağlayacağını belirterek, neden bu bölümü tercih ettiğini detaylıca anlatan Yiğitalp, “Unutulmamalı ki, fiziksel güç kadar, mental güç de önemli. Bu noktada psikolojinin sporu desteklediğini düşünüyorum. Örneğin; olimpiyatlara katılan tüm sporcular çok emek veriyor, fiziken de birçoğu iyi durumda oluyor. Ancak bu süreçte mental güç de devreye giriyor. Fiziksel gücün yanı sıra mental olarak da kendini iyi hazırlayan kişi, başarıya daha kolay ulaşıyor. Spor psikolojisi alanında ilerlemek, kendimi uzmanlaştırmak istiyorum. Mezun olduktan sonra sadece spor hayatımla değil; psikoloji alanındaki kariyerimle de ön plana çıkmak istiyorum” ifadelerini kullandı.