SPOR - 01 Şubat 2022 Salı 12:36

Serdar Saatçı: 'Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı'

A
A
A
Serdar Saatçı: 'Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı'

Beşiktaş’ın genç savunmacısı Serdar Saatçı, kendisiyle ilgili bilinmeyenleri anlattı. Takım arkadaşı Vida’dan çok şey öğrendiğini ifade eden 18 yaşındaki oyuncu, Ajax maçı öncesinde sakin olduğunu ancak Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanının tavan yaptığını söyledi.

Beşiktaş’ın genç oyuncusu Serdar Saatçı, İhlas Haber Ajansı’na özel açıklamalarda bulundu. Kariyerindeki ilk röportajı olduğu için hayatını anlatarak sözlerine başlayan Serdar, “Bayrampaşa’nın Yıldırım mahallesinde doğdum. 5 kişilik bir çekirdek ailemiz var. Gerçi babaannem de var, o benim kraliçem olur. Bir abim var, bir de ikizim var. Annem 18 yaşında Sırbistan’dan tatile gelmiş. Teyzemi görmeye geldiğinde babamla karşılaşmışlar. Sonra tanışıp evlenmişler. 2000 yılında abim dünyaya geliyor, 2003 yılında da ben ve ikizim doğmuş. Çift yumurta ikiziyiz. Bana hiç benzemiyor. Ben sarışınım, kendisi turuncu. Babam 16 sene profesyonel futbolculuk yaptı. Futbol kariyerinin sonlarına doğru altyapılarda çalışmaya başladı. Nereye giderse biz de peşinden gidiyorduk” dedi.

Serdar Saatçı: 'Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı'

“Babam beni sırtında taşıyordu”

Babası Sedat Saatçı’nın futbolu bıraktıktan sonra antrenör olduğunu söyleyen Serdar, “Babam ben 10 yaşındayken Bayrampaşa’da çalışıyordu. U11 liginde antrenördü. 2002 doğumlular oynuyordu. Bana ‘Oynar mısın’ dedi. Sonra başladık oynamaya. Sonrasında Beşiktaş’tan Semih Sezerli izlemeye gelmişti. Arda Turan Tesisleri’nde oynamıştık. Babamla benim için konuşmaya gittiğinde babam ‘Oğlum’ demiş ve Semih hoca da ‘Beğendik kendisini, Beşiktaş’ta denemek istiyoruz’ demiş. Denemeye gittiğimde hayatımda ilk defa Bayrampaşa sınırları dışına çıkmıştım. 4 defa araç değiştirdik, tramvaya bindik derken gittik. Aslında çok kolaymış gitmesi ama sonra öğrendik. Babamla 15 gün üst üste gittik. Yaşım küçük olduğu için antrenman bittikten sonra Mecidiyeköy yokuşundan çıkıyorduk. Oraya da ‘Cehennem yokuşu’ diyorlarmış. Babam beni bazen sırtında taşıyordu yorulduğum için. Babama üzülüyordum beni sırtında taşıdığı için ve ‘Baba imkanlar çok zor, ara verelim’ dedim. Bir süre ara vermiştim ama 23 Nisan turnuvası vardı.

Serdar Saatçı: 'Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı'

Bizim yaş kategorisi de Fenerbahçe’ye yenilmişti. Babamı aradılar ‘Serdar gelsin’ dediler. Babam da bana ‘Hayatın için bir karar vermen gerekiyor. Bu senin için bir başlangıç. Şimdiden pes edersen ileriyi göremezsin. Bu basamaklar henüz başlangıç. Tek tek çıkarken, bir sonraki aşamada da zorlanacaksın’ dedi. Benimle birlikte gelmeye başladı. Kendisi de yaşadığı profesyonellik hayatından dolayı, bana güç veren kendisi. Ondan birçok şey öğreniyorum. Çok hırslı bir yapısı var. Kritik bir konuşma yaptı benimle. Beşiktaş serüvenimiz de böyle başladı. Bir müddet feda dedik, 3 sene babam benimle birlikte gelmeye başladı. Sonra yaşım büyüyünce tek başıma gitmeye başladım” açıklamasını yaptı.

“Doktor bana ‘Bir daha futbol oynayamayabilirsin’ dediğinde şok olmuştum”

Hayatında birçok dönüm noktası olduğunu söyleyen Serdar Saatçı, “Hala da olacak. Altyapıdan gönderilmek istendim, sonra kaldım. Bana güvenen hocalar oldu. Sezonun başlamasına 10 gün kala tatilde ayağıma demir girmişti. Keşan’da hastaneye gittik ama dikiş yapabilecek hastane 2 saat uzaklıktaydı. Bir kadın yardımcı olmuştu bize. Bizi eve bırakmıştı arabasıyla. Babam da yanımızda değildi. Arabası olan kimse yoktu yanımızda. Şaban amca vardı. Benim için 2 saat yol gitmişti. Ayağımın altına kancayla dikiş atılmıştı. Doktor bana ‘Spor yapıyor musun’ dediğinde ‘Futbolcuyum’ demiştim ve ‘Bir daha futbol oynayamayabilirsin’ demişti. Donup kaldım, içim parçalandı. Şok olmuştum. Ayak tabanımda sinirlere yakın bir yere girmiş demir. Sonrasında dikişler tutmadı. Babamın Bulgar bir doktor arkadaşı vardı. Onun söylediğini yapıp bir süre batikonlu su yaptım ve yara kapandı. 3 ay antrenmanlara katılamadım. Sonra sahaya döndüm ama zaman istedim. Sekerek koşuyordum. Bastığım zaman korkudan dolayı ayağımın olmadığını hissediyordum. Sonrasında bir maçta stoper sakatlandı. Yedek kulübesinde tek stoperdim ve oyuna girdikten sonra toparlandığımı gördüler. Bu da bir dönüm noktası oldu. Sonrasında da köyde tatildeyken tırpanla ayağımı kestim. Çok yaramaz bir çocuktum ben. Ama o zaman sezona yetişmiştim. Artık tatillerde daha dikkat ediyorum” şeklinde konuştu.

Serdar Saatçı: 'Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı'

“Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı”

İlk maçına Türkiye Kupası’nda çıktığını ve çok heyecanlandığını söyleyen Serdar, “Çok heyecanlıydım. Normalde terleyen bir insan değilim, vücut tipim öyle ama maç bittikten sonra kendimi tekrar televizyondan izledim ve tanıyamadım. O kadar çok gerilmişim ki, hayatımda ilk kez bu kadar terlediğimi gördüm” dedi.

Şampiyonlar Ligi’ndeki Ajax mücadelesiyle ilgili de konuşan genç oyuncu, “İlk kez büyük bir turnuvada ilk 11 başladım. Herkesin hayalini kurduğu bir atmosfer. Isınırken hiç heyecanım yoktu. Mert Günok abi sürekli bana yardımcı oluyordu, hep yanımdaydı. Maça çıkmadan koridorda beklerken de heyecanım yoktu ama Şampiyonlar Ligi müziği bir başladı, bende de heyecan başladı. Ajax’a karşı oynuyorsun, kendi liglerini domine ettiler. Maç başladıktan sonra bir iki müdahale yapınca kendimi toparladım. Anlatılamaz bu heyecan. Her zaman hayalini kuruyordum Şampiyonlar Ligi’nin. Hayal gibi değilmiş. Annem, babam sevinçten ağlamışlar. Maçı kaybettiğimiz için çok üzgündük ama fena bir performans sergilememiştim. Sonuçta Haller’e karşı oynamıştım. Ailem de çok sevinmişti” diye konuştu.

“Vida’dan saha içinde ve saha dışında çok şey öğreniyorum”

Sahada beraber oynadığı ve tip olarak da çok benzediği Vida hakkında konuşan Serdar, “Birbirimize çok benziyoruz ama futbol tarzımız farklı. Çok kariyerli bir isim. Küçük yaşımdan bu yana stoperlere bakıyordum hep. Şampiyonlar Ligi’nde, büyük organizasyonlarda oynamış bir isim. İdmanlarda da çok beğeniyordum. Çok hırslı bir isim, kaybetmeyi sevmiyor. Futbolu hızlı oynamayı istiyor. İdmanda bile top durduğu zaman herkesi uyarıyor. Sadece bana değil her gence yardımcı oluyor. Antrenman bittikten sonra yemekte hep bir şeyler anlatıyor bize. O bana anlatıyor, ben de diğer arkadaşlara tercüme ediyorum. Annemden dolayı Boşnakça biliyorum ama tam bilmiyorum. Bazı kelimeleri de Vida’dan öğreniyorum.

Ayrıca İngilizce dersleri de alıyorum. A takıma geldiğimden bu yana sahada nasıl durmam gerektiğini, müdahaleyi nasıl yapmam gerektiğini anlatıyor. Bunun dışında örnek aldığım isim babam. Babama ‘Katil Sedat’ diyorlarmış. Hayatımda gördüğüm en sert stoper. Aynı takımda oynadık beraber. Beni forvete geçirdi. Stoperlere göre aslında boyu kısa ama çok iyi sıçrıyor. Müdahaleleri de çok yerindeydi. Benim örnek aldığım isim babam. Ben forvet oynadığımda 6 gol attım ve rakibin stoperi sinirlenmişti ve bana sert müdahale etti. Babam da sinirlendi ve karşılık verdi” ifadelerini kullandı.

“Birkaç maçta daha oynamak isterdim”

Geçtiğimiz sezon yaşanan lig şampiyonluğu ve Türkiye Kupası’nın yanı sıra Süper Kupa’nın alınmasının kendisi için de önemli olduğunu söyleyen Serdar, Türkiye’de genç oyunculara çok şans verilmediğini de belirtti. Ülke olarak böyle bir kültüre sahip olunmadığını söyleyen Serdar, “Bizde ülke olarak bu kültür yok. Biz 24-25 yaşındaki isimlere genç diyoruz, adamlar 16 yaşındaki oyunculara şans veriyorlar. Oyunculara güvenemiyoruz. Her zaman bir tereddüt içindeyiz. Oyuncuyu oynatırsam kaybedebilirim korkusu var. 3 kupa kazandık ama en üzgün olduğum nokta yalnızca Türkiye Kupası’nda oynamış olmamdı. Ama Sergen hoca her zaman doğru zamanı beklemiştir benim için. Sonrasında Altay maçı ve Ajax maçında forma giymiştim. Ama şampiyon olduğumuz sene birkaç maç daha oynayıp katkıda bulunmak isterdim” değerlendirmesini yaptı.

Kulübün başlattığı altyapı projesinin de genç oyuncuların önünü açacağını söyleyen Serdar, “Benim hayalim Avrupa’da oynamak. Böyle bir potansiyelim olduğunu düşünüyorum. Ülkemi ve Beşiktaş’ı en iyi şekilde temsil etmek istiyorum. Her gencin hayali budur. Ama oynadıkça birileri sizi keşfeder. Kulübün projesi hayallerimize ulaşmamız için de çok önemli. Bu proje ilerledikçe ve kişi kendisini geliştirirken, hem Beşiktaş’a katkı olacaktır hem de altyapıdan geleceklerin önü açılmış olacaktır. Bu proje alttan gelen isimler için de önemli” dedi.

Serdar Saatçı: 'Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı'

“Haksız bir galibiyet almak istemezdik”

Kayserispor maçında Hakem Ali Şansalan’ı uyararak topun kendisinden çıktığını söylemesiyle ilgili de konuşan genç oyuncu, “Ben o gün maçın ardından da söylemiştim. Şerefimizle oynayıp hakkımızla kazanmayı öğrettiler bize altyapıda. Altyapı tesislerimiz eskiden kötü durumdaydı, konteynerde giyiniyorduk ama sonrasında çok değişim yaşandı. Tesisin her yerinde Beşiktaş marşı çalıyordu, büyük yazılarla hayatın bize altın tepside sunulmadığı yazılıyordu. Hocalarımız bize bütün yazıları okumamızı ve kafamızda yer etmesini istiyordu. Cem hocanın sözü çok güzeldi, ‘Futbolunuz sizi bir yere getirir ama size zirve yaptıracak konu karakteriniz’ diyordu. Bunu hiç aklımdan çıkarmıyorum. O gün saha içinde top bana çarptı ama sonrasını görmedim. Ama rakip o tepkiyi verince, bu yükü üzerime almak istemedim. Belki o pozisyon gol olsaydı haksız bir galibiyet alacaktık. Hiç gerek yoktu. Ben de gidip hakeme kararın değişmesi gerektiğini söyledim. Hakem ve Kayserispor’dan birkaç oyuncu beni tebrik etti” açıklamasında bulundu.

“İtalya’da oynamak isterim”

Fiziksel olarak artıları ve eksileri hakkında da konuşan Serdar, “Artılarımı konuşmayı hiç sevmem. Ama eksiklerimi söylerim çünkü bunları kapatmam gerekiyor. Boyumun uzun olması benim için artı ama sıçrayışımın da iyi olması gerekiyor. Bunu geliştirmem gerekiyor. Benden iyi sıçrayan forvetler oluyor. Sahaya çıktığımda bana karşı oynayan bir forvetin benden üstün olmaması lazım. Beşiktaş’ın geçilmeyen bir stoperi var dedirtmem gerekiyor. Biraz sert ve hırslı olduğumu düşünüyorum. Mücadele etmeyi çok seviyorum. Tekmeye bile kafa atasım geliyor bazen. Biraz daha hızlanmam gerekiyor. Kısa mesafede çabuk olmam gerekiyor. Uzun mesafede rakibi yakalayabilirim ama kısa mesafede biraz daha çalışmam gerekiyor. Belime ağırlık bağlayarak çalışıyorum bunu. Vücut tipi olarak da biraz daha kaslanabilirim. Güçsüz değilim, çevik bir oyuncuyum” dedi.

Hayalinin İtalya Ligi olduğunu ve burada futbolun dişe diş oynandığını ifade eden Serdar Saatçı, boş zamanlarında da oda arkadaşı Emre Bilgin’le vakit geçirdiğini ve genelde tesiste spor yapıp İngilizce dersleri aldığını söyledi. Serdar son olarak Beşiktaş taraftarına mesaj göndererek, "Bize inanmaktan vazgeçmesinler. Biz yola çıkarken her zaman hedefimiz belliydi. Sahada tek amacımız Beşiktaş’ı en iyi şekilde temsil etmek. Yağmur çamur demeden stada gelen taraftarlarımızı mutlu etmek istiyoruz. Sahaya çıktığımızda onları en iyi şekilde temsil edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

Bozhan Memiş - Ozan Buğra Koşar - Mehmet Şirin Topaloğlu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Kars’ta kadına şiddete dikkat çekildi Kars’ta, kadına şiddete dikkat çekildi. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” dolayısıyla Kars Valiliği koordinasyonunda gerçekleştirilen etkinlikte, kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik ilgili kurumların desteği ile toplumun tüm kesimlerinin duyarlı olması için bilgilendirme yapıldı. Kars Valisi Ziya Polat ve beraberindekiler stantları gezerek yetkilerden bilgi aldı. Etkinlikte, kurulan panoya Polat ve beraberindekiler, ellerini turuncu boya ile kaplayarak el izlerini bıraktı. Etkinlikte konuşan Vali Ziya Polat, “1 sayısı bile çok fazla, 1 sayısının 1 can ifade ettiğini anlamamız lazım. Bununla ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızla, STK’larımızla bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarımız devam ediyor, edecektir. Eğer kadına cinayetin bir insanlık suçu olduğunu anlamamız, anlatmamız lazım. Biz hem Türk milleti hem Müslüman Türk milleti olarak imanımızla, inancımızla, örfümüzle, adetimizle kadın baştacıdır, evimizin direği annedir, eştir. Biz bu imamla ve inançla nesillere anlatmak zorundayız” dedi. Kars’ta bilgilendirme faaliyetleri çok iyi gittiğini ifade eden Polat, “Bunu genele yaymamız lazım, vatandaşlarımızı bilgilendirmek, bilinçlendirmek lazım. Şiddete uğrayan kadınlarımızı koruma altına alıyoruz zaten ancak şiddet görmeden yani şiddeti konuşmadan bu dünyada karı, koca, eş ne olursa olsun her türlü şiddete karşı olduğumuzu, her türlü şiddete devletin cezai müeyyidesi olduğu ancak biz cezai müeyyidesi değil, bunu bizim zaten günah ve suç olduğu inancı lazım” diye konuştu. Bedesten Bölgesinde Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü başta olmak üzere, Kars Belediyesi, Kars Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü, İl Müftülüğü, Kars Barosu gibi kamu kurum ve kuruluşları ile kadın kooperatifleri tarafından açılan stantlarda, kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması anlatıldı. Stant açan paydaş kurumlar, Karslılara hazırladıkları broşür ve kırmızı karanfil dağıttı.
Erzurum Büyükşehir’in kar timleri iş başında Erzurum Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kar Timleri, ulaşımda herhangi bir sıkıntının yaşanmaması için kışla mücadelede tüm ekipleriyle sahada görev yapıyor. Kırsal alan, ana ve ara arterler, cadde ve sokaklarda karla mücadele çalışması yapan ekipler, araç ve yaya trafiğinin bulunduğu bölgeleri baştan aşağı temizledi. Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin kışla mücadelede görev yapan Kar Timleri, etkili olan yağış sonrası kaldırım ve yaya trafiğinin yoğun olduğu bölgelerde de çalışma yaptı. 1189 mahalle ve bağlı yerleşimlerdeki 7 bin 200 kilometrelik yol ağında görev yapan “Kar timleri”, kışla mücadelede canla başla görev yapıyor. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Kışla mücadele bizim işimiz” dedi. Başkan Sekmen, “Büyükşehir Belediyemizde görevli ekiplerimiz, kar yağışı sonrası karla mücadele çalışmasına başladı. İl genelinde karla mücadele çalışmalarını yaklaşık 350 araç, iş makinası ve 752 personelle gerçekleştirmekteyiz. Hemşerilerimiz kapalı köy yolları ve ulaşımda yaşanan olası bir problemde Büyükşehir Belediyemizin 444 16 25 numaralı Çağrı Merkezi’ni arayabilirler. Vatandaşlarımızın sorun yaşamaması ve kış mevsimini güzel bir şekilde geçirmeleri için tüm imkânlarımızı halkımızın hizmetine seferber edeceğiz” diye konuştu.
Bursa Osmangazi’de kadınlar, şiddete dur dedi Osmangazi Belediyesi ve Osmangazi Kent Konseyi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında basın açıklaması düzenledi. Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda toplumsal farkındalık oluşturmanın hedeflendiği basın açıklamasında, ‘eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşamı birlikte kuracağız’ mesajı verildi. Osmangazi Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasına Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Osmangazi Kent Konseyi Başkanı Fatma Çil Yılmaz, Osmangazi Kent Konseyi Başkanı Sevgi Baysal, belediyedeki kadın personeller ile kadına yönelik şiddete dur diyen onlarca kadın katıldı. “Hayattan kadın çıktığında geriye bir şey kalmıyor” Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, basın açıklamasındaki sözlerine ‘Hayattan ve toplumdan kadın çıktığında geriye hiçbir şey kalmıyor’ diyerek başladı. Başkan Aydın, “Bugün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak toplanmamız bile aslında utanç verici bir durum. Sadece 10 ayda ülkemizde 354 kadın katledildi. Şuanda biz konuşurken dahi bir kadın, cinayete maruz kalıyor. Günde ortalama 1 kadın öldürülüyor. Kayıt dışı, bulunamayanlar ve faili meçhulleri de eklediğinizde sayı çok daha artıyor. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamak yerine, bu sözleşmeden çıkıldı. Kadına şiddet, adeta yapanın yanına kar kalan, göz yumulan bir eylem haline dönüştü. Türklerde, binlerce yıl öncesinde kadına ulu insan anlamına gelen Han’ım denilmiş. Bugün ise kadına değer verilmeyen, eşitsiz uygulamalarla her türlü işkencenin, ölümün ve kötü muamelenin kadına reva görüldüğü bir toplum haline geldik. İnsanlar hayatımızda olmazsa olmaz olan kadınlara bu değersizliği nasıl reva gördü sorgulamak gerekiyor. Tabi ki bunun takipçisi olacağız” dedi. “Toplumsal eşitlik sağlandığında hayat daha güzel olacak” Tek amaçlarının, toplumda kadınların hak ettiği değeri görmesi ve onurlu bir yaşam mücadelesi vermesi olduğunun altını çizen Başkan Aydın, “Kadınlar, erkekler, gençler ve yaşlılar eşit olduğunda, ülkemizde hayatı devam ettirmek daha anlamlı, saygı değer ve güzel olacak. Toplumsal olarak bunu başarmamız için Osmangazi Kent Konseyi’ne destek veriyoruz. Kadın sığınma evi projesiyle ilgili çalışmalarımıza başladık. Kadınlara yönelik sosyal desteklerimize devam ediyoruz. Bunların reklamını çok yapmıyoruz. Çalışmalarımız gizlide olsa devam ediyor. Tek bir amacımız var; Toplumda eşit birey olarak kadınların hak ettiği değeri görmesi ve onurlu bir yaşam mücadelesi vermesi” diye konuştu. Osmangazi Kent Konseyi Başkanı Fatma Çil Yılmaz da, basın açıklamasındaki konuşmasında, “25 Kasım, Mirabal kardeşlerin Dominik’te diktatörlere karşı verdikleri mücadele sonucunda katledilmesinin anısına belirlendi. Ancak kadınların maruz kaldığı şiddet, tarihin başlangıcından beri süregelen bir sorun. Bu sorun ülkemizde de devam ediyor. Mirabal kardeşlerden Mahse Aminiye Gazze’de, Filistin’de dünyanın her yerindeki kadınlar ve ülkemizde Nazlıcan için, Narin için Yasemin Uludağ için içimiz hala yanıyor” dedi. “Türkiye’de sadece bu yıl Türkiye’de 406 kadın katledildi” Yaptığı açıklamada, ‘Türkiye’de kadın olmak, güvenli ve eşit bir yaşam için hala büyük bir mücadele gerektiriyor’ diyen Yılmaz, “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun, bu mücadelede elimizdeki en önemli güvenceler olmasına rağmen, bu hakların ne kadar kırılgan olduğunu her gün tecrübe ediyoruz. Sadece bu yıl Türkiye’de 406 kadın katledildi. Üstelik bu sayıya şüpheli ölümler ve kayıtlara geçmeyen vakalar dahil değil. Toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışını hayatın her alanında güçlendirmek şiddetle mücadelede kritik bir adımdır. Bu doğrultuda; Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi, okul öncesinden itibaren müfredata dahil edilmelidir. Erkek çocuklara şiddetin hiçbir şartlarda kabul edilemez olduğu öğretilirken, kız çocuklarına kendi bedenleri ve hayalleri üzerinde söz sahibi olmanın yolları gösterilmelidir. Kamu personeline yönelik eğitim programları ile toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı artırılmalıdır. Kadınların kamusal ve özel alanda daha görünür hale gelmesini sağlayacak kota ve pozitif ayrımcılık uygulamaları hayata geçirilmelidir. Osmangazi Belediyemizde hazırlanacak olan Yerel Eşitlik Eylem Planı’nın oluşturulmasında, Osmangazi Kent Konseyi ve tüm meclislerimiz en önemli katılımcı ve takipçi olacaktır. Kent Konseyi olarak, Osmangazi Belediyesi’nin kadın ve toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı projelerine destek verecek, Osmangazi’yi bir kadın dostu kent haline getirmek için çalışacağız” ifadelerini kullandı. “Yaşasın kadın dayanışması” Osmangazi Kent Konseyi Başkanı Sevgi Baysal da yaptığı konuşmada, “Hepimiz biliyoruz ki, yalnız olduğumuzda sesimiz az çıkar; ama birlikte durduğumuzda dağları yerinden oynatabiliriz. Kadın kadının yurdudur; bu yurtta el ele oldukça güçlü oluruz. Osmangazi Belediyemizin bu konuya verdiği önemin farkındayız. Kadınların hak ettiği eşitliği kazanması, sadece kadınların değil, toplumun özgürlüğüdür. Toplumsal cinsiyet eşitliği bir ayrıcalık değil, bir adalet meselesidir. Bu mücadele kadınların güvende, onurlu, özgür ve eşit bir yaşam sürdüğü bir gelecek içindir. Unutmayalım, 25 Kasım sadece bir gün değil; şiddetsiz, özgür ve eşit bir yaşam için mücadelemizin başlangıç noktasıdır. kadın cinayetlerine, şiddete ve eşitsizliğe karşı her gün, her alanda sesimizi yükseltmeliyiz. Yaşasın Kadın Dayanışması” dedi. Osmangazili kadınlar, basın açıklamasının ardından çaldıkları düdükler ile kadına şiddete dur dedi.
İstanbul Belikdüzü Belediye Başkanı öğretmenlerle bir araya geldi Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla ilçede çeşitli ziyaretlerde bulundu. Başkan Çalık, ilçedeki eğitim merkezlerinde görev yapan öğretmenlerle bir araya gelirken, emekli öğretmenleri de evlerinde ziyaret ederek Öğretmenler Günü’nü kutladı. Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolaysıyla ilçede çeşitli ziyaretlerde bulundu. Başkan Çalık, ilk olarak Beylikdüzü Özgecan Aslan Kültür Merkezi ve Zübeyde Ana Sosyal Yaşam Merkezi’nde görev yapan öğretmenlerle bir araya geldi. Ziyaretlerinde öğretmenlere, Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitimdeki önderliğini hatırlatarak, “Başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; bilgisiyle öğrencilerini aydınlatan, eğitim yolunda nefer olan tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyorum” dedi. Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, eşi Zehra Çalık ile birlikte Beylikdüzü’nde yaşayan emekli öğretmenleri de evlerinde ziyaret etti. Şükran Hanım ve Hilmi Bey ile Saniye Hanım ve Zihni Bey’in evlerine konuk olan Başkan Çalık, öğretmenlik mesleğinin kutsallığına değindi. Ziyaretlerinde öğretmenlerin hayatını eğitime ve öğrencilerine adamış değerli insanlar olduklarına dikkat çeken Başkan Çalık, “İyi ki sizin gibi öğretmenler tarafından yetiştirilmişiz. Hayatını eğitime adayan bu kıymetli büyüklerimize misafirperverlikleri için yürekten teşekkür ederim” dedi.