SAĞLIK - 11 Aralık 2017 Pazartesi 13:23

Reflü nedir? Reflü belirtileri ve tedavisi | Reflü için 9 altın önlem

A
A
A
Reflü nedir? Reflü belirtileri ve tedavisi | Reflü için 9 altın önlem

Reflü nedir, belirtileri ve tedavisi nasıldır? Prof.Dr. Yıldıran Songür, Gastritin reflüye göre benzerlik gösterdiğini belirrerek reflü hastalığında alınması gerek önlemleri anlattı. İşte detaylar...

Prof. Dr. Yıldıran Songür, her yemekten sonra sıkıntı veren, geceleri uyutmayan reflü hastalığının ihmal edildiğinde astım, ses kısıklığı ve yutma güçlüğü gibi istenmeyen hastalıklara yol açtığını söyledi. Memorial Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümünden Prof. Dr. Yıldıran Songür reflü hastalığında alınması gerek önlemleri anlattı.

Gastritin reflüye göre benzerlik gösterdiğini belirten Prof.Dr. Yıldıran Songür, gastrite bağlı olanların daha çok açken ortaya çıktığını, midede kazınma, yanma hissiyle kendini göstediğini ve bazen gece uykudan uyandıran uzun süreli ağrılar olabileceğini söyledi. Songür, reflüde ise şikayetler daha çok yemekten sonra başladığını ve mideden çok yukarı doğru ekşime şeklinde ortaya çıktığını hatırlattı.

“Midede ekşime, yanma, sırta vuran ağrı, yediklerin boğaza gelmesi varsa reflü teşhisi daha kolay konulur.”

Prof.Dr. Yıldıran Songür göğsün ön tarafında, midenin üst bölümüne karşılık gelen bölgede yanma, ekşime ile boğazda yanma hissi, ağza acı su gelmesi, geğirti, ses kısıklığı, boğazda dolgunluk, gıcık hissi, ağız kokusu, geçmeyen öksürük, yutma güçlüğü ve yutarken yiyeceklerin takılma hissi, tedaviye iyi yanıt vermeyen astım tekrarlayan astım nöbetleri, tedavi edilemeyen larenjit ve farenji, kansızlık gibi şikayetlerinin reflü belirtisi olabileceğini belirtti. Songür, "Midede ekşime, yanma, sırta vuran ağrı, yediklerin boğaza gelmesi varsa reflü teşhisi daha kolay konulur. Eğer hastada kansızlık, yutma güçlüğü, lokmaların zor geçmesi, yutarken ağrı duyma, kilo kaybı, erken doyma gibi birtakım şikayetler varsa mutlaka endoskopi yapılması gerekir. Şikayetlerin reflüye bağlı olup olmadığını anlamak için 24-48 saat boyunca yemek borusuna kaçan asidin ölçülmesi için de ayrı testler yapılır. Bu testlerde yemek borusunun hem alt hem de üst tarafına çipler yerleştirilerek asidin ne kadar yukarıya, ne kadar süre ile çıktığı ve ne kadar şiddetli olduğu gözlemlenir.” dedi.

Reflü nedir? Reflü belirtileri ve tedavisi | Reflü için 9 altın önlem

Erken tedavi önemli

Gastroözofagial reflüde, yapılan endoskopide yemek borusunun alt-orta tarafında reflüye bağlı doku hasarı, yani bölgede küçük yaralar, ülserler görülebileceğini söyleyen Prof. Dr. Yıldıran Songür: “ Uzun süre devam eden reflülerde ise “Barret özofagus” denilen, yemek borusu ile midenin birleştiği noktadaki mukozada birtakım hücresel değişiklikler ortaya çıkabilir. Bunlar da ileride bir kanser türüne zemin hazırlayabilir. Dolayısıyla söz konusu durumun tespiti için endoskopi yaparak tanıyı koymak büyük önem taşımaktadır.” diye konuştu

“Yaşam tarzından değişiklikler yapılmalıdır.”

Hastaya tedavinin ne kadar sürede verileceğinin önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yıldıran Songür şöyle devam etti: “ Kilo fazlalığı varsa mutlaka kilo verilmeli, yemek saatleri ve beslenme düzeni değiştirilmeli, yemeklerde mide çok fazla doldurulmamalı, özellikle yatmadan en az 3 saat önce sulu ya da katı gıda alımı kesilmeli, geceleri uyandıran ve uyku-apneyi tetikleyen reflüde, yatağın başı 15-20 cm kadar yükseltilerek uyunmalı, portakal, limon gibi asitli meyve suları içilmemeli, kızarma yiyecekler, yağlı kremalar, yağlı peynirler, bol salçalı yemekler, alkolü içecekler, kahve, çay, asitli içecekler, çikolata, cipsler, şekerli ve yağlı çörekler, tatlılar, soğan, sarımsak mümkün olduğu kadar az tüketilmeli sigara kullanılıyorsa bırakılmalı, reflü şikayetleri fark edildiğinde mutlaka doktora danışılmalı."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik BŞEÜ’de din hizmetleri ve eğitim alanındaki yenilikçi yaklaşımlar Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesinde (BŞEÜ) Kariyer Merkezi Koordinatörlüğü tarafından Bilecik İl Müftü Yardımcıları İbrahim Özen ve Sabri Bağcı’nın konuşmacı olarak katıldığı programda din hizmetleri ve eğitim alanındaki yenilikçi yaklaşımlar konusu ele alındı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi konferans salonun da Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri ve Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bünyesindeki Faaliyet, Hizmet Alanları semineri düzenlendi. Etkinlikte; toplumun farklı kesimlerine hitap eden yaygın din eğitimi faaliyetleri, 4-6 yaş grubu çocuklar için hazırlanan özel eğitim programları ve hafızlık eğitimlerinin geliştirilmesi konuları katılımcılarla paylaşıldı. Ayrıca Kur’an kurslarının modern yöntemlerle uyumlu hale getirilmesi ve sahih dini bilgilere dayalı öğrenim süreçlerinin önemi vurgulandı. 2022 yılında kurulan Diyanet Akademisi’nin meslek öncesi eğitimlerdeki rolü ve din hizmetlerine getirdiği yeni standartlar tanıtıldı. Özel gereksinimli bireyler ve mültecilere yönelik eğitim programlarının yanı sıra milli ve manevi değerlerin topluma aktarılmasının önemi de ifade edildi. Eğitimde teknolojik yeniliklerin kullanımı ve öğretim yöntemlerinin güncellenmesi gibi konular da kapsamlı bir şekilde değerlendirildi. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği seminer, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Baş’ın, konuşmacılara teşekkür belgesi takdim etmesiyle sona erdi.
Trabzon Kış mevsiminde yanıklara dikkat İçinde bulunduğumuz kış aylarında çok sık karşılaşılan yanık vakarı ile ilgili konunun uzmanları çeşitli uyarılarda bulundu. Yanığın insanı etkileyen çok önemli fiziksel ve psikolojik travmalardan biri olduğunu belirten Of Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Şaban Uysal, "Beraberinde ömür boyu devam edebilen sakatlıklar, estetik sorunlar (özellikle yüz bölgesi yanıkları) yanında hayatı tehdit edebilen klinik durumlara yol açabilmektedir. Ayrıca toplumlar ve ülkeler için de çok önemli sosyal ve ekonomik sorundur. Yanıkların birçok nedenleri mevcut olup (sıcak su yanığı, alev yanığı, kimyasal yanık, elektrik yanığı, donma vb.) bunlar içinde en sık karşılaştığımız vakalar, yaşlanma yanığı (çay, sıcak su) ve alev yanıkları olarak tüm yaş gruplarında karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca özellikle diyabet (şeker hastalığı) olan kişilerin ayaklarında oluşan his kaybı (diyabetik nöropati) nedeniyle ayaklarını ısıtma, sıcak su torbası tutma gibi durumlarda farkında olmadıkları için geniş ve iyileşmesi zor yanık durumları ile acil servislerimize başvurabilmektedir. Bu konuda hem hastaların hem de hasta yakınlarının dikkatli olması ve iyi bir eğitim verilmesi gerekmektedir. Yanık vakalarının üçte biri 5 yaş altındaki çocuklarda görülebilmektedir. Ev kazaları en büyük neden olup, sıcak çay yanığı, soba üstünde kaynamış şu yanıkları ilk sırayı almaktadır. Kış aylarında yanıklarda artış olup, ısınma amaçlı soba, elektrikli ısıtıcı ve kapalı alanlarda geçirilen zamanın fazla olması yanık vakalarında belirgin artışa neden olmaktadır “dedi. Yanık durumunda öncelikle panik ve telaş yapmadan hareket edilmesi gerektiğinin altını çizen Uysal, "İlk yapılması gerekenler; etkenden uzaklaştırma, yanmış ve haşlanmış elbiselerin çıkarılması ile erken soğuk su ile soğutmadır. Soğuk su ile 5-10 dakika soğutma işlemi hem ağrıyı azaltmakta hem de yanığın derinleşmesine engel olmaktadır. Bu esnada yüzük, saat, bilezik gibi takılar hızlıca çıkarılmalıdır. Geniş yanık alanları steril yada geniş örtüler ile kapatılıp hasta hızlıca en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırılmalıdır. Ayrıca; yanık yerine diş macunu, yoğurt, zeytinyağı ve şeker sürmek doğru bilinen ancak yanlış olan uygulamalardır. Yanık hastasına yapılacak ilk müdahaleler çok önemli olup bazen hayat kurtarıcı da olabilmektedir. Özellikle elektrik yanıklarına çok dikkat etmek ve elektrik giriş ve ayak tabanlarından çıkış yerleri kontrol edilmelidir. Yanık tipi ve büyüklüğü ne olursa olsun yanık hastaları hızlı ve sağlıklı bir şekilde en yakın sağlık kuruluşuma ulaştırılmalıdır. Burada yanıklı hastaların, yanık oranları, yanık derinlikleri, eşlik eden yaralanmaları ve eşlik eden kronik hastalıkları göz önüne alınarak ilk değerlendirmeleri yapılmaktadır. Yanıkların büyük kısmı poliklinik takibi ile tedavi edilebilirken, geniş alanlı yanıklar el, yüz ve genital bölge yanıkları ile elektrik yanıkları mutlaka hastanelerde veya yanık merkezlerinde yatırılarak tedavi altına alınmalıdır. Çocuk ve yaşlı hastalarda ayrıca daha hassas ve dikkatli olunmalıdır" diye konuştu.