GÜNDEM - 17 Ağustos 2021 Salı 10:08

Prof. Dr. İsmail Cinel’den vatandaşa aşı uyarısı!

A
A
A
Prof. Dr. İsmail Cinel’den vatandaşa aşı uyarısı!

Korona virüs salgınında delta varyantıyla mücadele sürerken, uzmanlar salgınla mücadelede aşılamanın önemi konusunda vatandaşlara uyarılarda bulunuyor. Aşılamanın önemine dikkat çeken Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İsmail Cinel, “Aşı olmamayı tercih edebilirsiniz, ama o zaman topluluklara karışmayacaksınız, köyünüze gidebilirsiniz, orada tavuğunuzdan yumurta alabilirsiniz” dedi.

Korona virüs salgını sürecinde delta varyantıyla mücadele sürerken, uzmanlar da salgını sonlandırma konusunda aşılamanın önemini vatandaşlara anlatıyor. Uzmanlar, her bireyin aşı zamanı geldiğinde randevu alıp aşısını olması gerektiğini, bu şekilde yoğun bakımda yatan veya hastalığı ağır atlatan hasta sayısının azalacağını belirtti. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. İsmail Cinel, korona virüs sürecinde aşılama konusunda vatandaşlara uyarılarda bulundu.

“Dördüncü pik, aşısızların yaygın pandemisi şeklinde diğer piklerden farklı olarak karşımızda”

Prof. Dr. Cinel, “Dünyaya paralel olarak biz de şu anda dördüncü pikin içinde yer alıyoruz. Haftalık ortalamalarda sayılarımız her hafta artıyor. Bunun yoğun bakımlara yansıması var. Hastaneye yatışlara yansıması var. Bu dördüncü piki en kolay ve en iyi, bizim yaşadığımız ikinci pikle kıyaslayabiliriz. Çünkü ikinci pik sırasında geçtiğimiz yıl Kasım - Aralıkta henüz aşı yoktu ve aşının olmadığı bir pikle şu anda önce Ocak, Şubat, Mart'ta bir dönem çok yoğun bir aşılama oldu. Altmış beş yaş üstü ve tüm sağlık personellerine. Daha sonra da yavaş yavaş yaş aralığı on sekizlere, on altılara kadar aşağıya doğru geldi ve yoğun bir aşılama oldu Mayıs, Haziran Temmuz aylarında.

Aşısız dönemle kıyasladığımız zaman Kasım Aralıkta 33 bin vaka varken yoğun bakımlarda gerçekten inanılmaz bir doluluk olmuştu ve 6 bin ağır hastamız vardı. Organ fonksiyonları bozulmuş, yoğun bakım ekipleri hastadan hastaya koşturuyorlardı. Şimdi durum öyle değil. Bakın 25 bin, 26 bin ortalama rakamlardan bahsediyoruz. Normalde aşı olmasaydı 4 binlerde, 4 bin 500’lerde ağır hasta sayımız olacaktı ve yoğun bakım dolacaktı, dolmaya başlayacaktı.

Şu an ise yoğun bakım ağır hasta sayımız yavaş yavaş artıyor. Yoğun bakımlara hastalarımız düşüyor ama kıyaslanamayacak derecede az. Ne kadar az? Belki beşte biri. Yani 800’ler civarı ağır hasta sayımız, 800, 900 arası yoğun bakımda yatan hastamız söz konusu. Tüm toplumun bağışıklanmasını sağlayamadık ama aşının gerçekten çok faydalı olduğunu, hastalansanız dahi bu hastalığı eğer aşılı iseniz daha hafif geçirdiğiniz, yoğun bakımlara düşmediğiniz, düşseniz dahi yoğun bakımdan sağ salim kurtulduğunuz hastalık derecesi söz konusu dördüncü pikte. O yüzden dördüncü pik aşısızların yaygın pandemisi şeklinde diğer piklerden farklı olarak karşımızda şu anda” dedi.

“Ya hiç aşı olmamışlar veya iki doz aşı olmuşlar ama üzerinden zaman çok fazla geçmiş”

Yoğun bakımda yatan hastaların çoğunlukla aşı olmamış ya da bir sonraki aşı tarihini geciktirmiş kişiler olduğunu belirten Prof. Dr. Cinel, “A aşısı b aşısı, c aşısı hiç fark etmez. Üstten bakmak zorundayız olaya. Aşı bilim demektir. Örnek veriyorum bir kızamık hastalığının aşıyla kökü kazınmıştır adeta. Aynı şekilde burada karşımızda bir mikrop, bir virüs var.

Yüzde sekseni hafif geçiriyor bu hastalığı. Bir şey olmuyor ama yüzde beşlik dilim şiddetli geçiriyor, organ fonksiyonları akciğerlerden başlamak üzere bozuluyor. Bağışıklık sistemleri yerle bir oluyor ve yoğun bakımlara düşüyorlar. Yoğun bakımlara düşenlere dördüncü pik sırasında bakıyoruz. Ya hiç aşı olmamışlar veya iki doz aşı olmuşlar ama üzerinden zaman çok fazla geçmiş. Başınız ağrıyor, ilaç aldınız. Bir süre sonra tekrar ilaç alma gereksiniminiz olabilir. İlacın etkisi geçince tekrar ağrıyor olabilir başınız. Aşıda da özellikle ülkemizdeki kullanılan ölü aşı Sinovac aşısı için söylüyorum. Zaten bilimsel dergiler de koruyuculuğu üç, altı ay arası olarak açıklandı. Dünya yeni yaşıyor bu pandemiyi ve bilimsel yayınlar her gün üst üste geliyor” diye konuştu.

“Aşı olmamayı tercih edebilirsiniz, Ama o zaman topluluklara karışmayacaksınız, köyünüze gidebilirsiniz, orada tavuğunuzdan yumurta alabilirsiniz”

Prof. Dr. Cinel konuşmasının devamında, “Delta varyantı hakim varyant olmuş durumda şu anda ülkemizde. Hindistan'dan yola çıktı ve tüm dünyada bütün ülkeleri etkiliyor. Eylül ayında okullar açılacak ve tatil yörelerinden memleketlerinden insanlar büyük metropollere gelecekler. O yüzden bir hazırlık içerisindeyiz. Bu kısa dönemde aşılamayı arttırıp daha hazırlıklı olarak Eylül ayına girmek istiyoruz. Yoğun bakımlarda yerimiz şu an için var. Burada bir sorun yok ama yavaş yavaş doğal olarak vaka sayısı ile birlikte artış söz konusu olacaktır. Bizim burada delta varyantı sonrası yeni varyantların ortaya çıkmasını engelleyebilmek açısından aşıyı kısa sürelerde daha geniş kitlelere yapma zorunluluğumuz var.

Bu bir insan hakkı, aşı olmamayı tercih edebilirsiniz bu da doğal hakkınız saygı gösteriyorum. Ama o zaman topluluklara karışmayacaksınız, köyünüze gidebilirsiniz, orada tavuğunuzdan yumurta alabilirsiniz, domatesinizi yetiştirirsiniz, bir sorun yok. Ama metropollerde, büyük şehirlerde kapalı alanlara girerken, toplu taşımaya girerken buralarda aşı olanların bir günahı yok. Siz beklemeden, onlara fark etmeden zarar vermiş olabiliyorsunuz. Aşı bilim demektir. Aşıya koşalım bu kısa süre içerisinde” dedi.

“Hafif geçireceğinizin garantisi yok”

Korona virüs sürecinde risk alınmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Cinel, “İkinci pikten sonra, üçüncü piki biz Mart, Nisan, Mayıs'ta gördük. Mart Nisan Mayıs ikinci pike oranla yaş ortalaması daha gençleşmişti. Yetmiş sekizden altmış ikilere düşmüştü, çünkü altmış beş yaş üstünü biz aşılamayı Ocak Şubat Mart’ta başarmıştık. Şimdi daha farklı bir durum var.

Gençlere yönelmekle birlikte çok fazla sayıda altmış beş yaş üstü popülasyonda iki doz aşısını olmuş ama üzerinden süre geçtiği için, devlet üçüncü doz hakkını tanıdığı ve hatırlatma dozunuzu olun dediği halde olmayan bir insan popülasyonumuz var. Belki yedi sekiz milyon, delta varyantıyla birlikte aşılarının üzerinden de zaman geçtiği için bunların yoğun bakıma düştüğünü açık ve net olarak biz gözlemlemekteyiz. Organ fonksiyonlarınızın az bozulmasını istiyorsanız bağışıklığınızın sağlanmış olması gerekir. Aşı olmayın, hasta olun ve hafif geçirin hastalığı. Burada da korunursunuz. Ama hafif geçireceğinizin garantisi yok ve çok ağır geçirip yoğun bakıma düşüp ölme riskiniz veya yarım insan olarak yoğun bakımdan taburcu olma riskiniz var. Bunların hiçbirisine asla değmez” şeklinde konuştu.

Halit Arslan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul “Trump’ın seçilmesi Orta Doğu’yu yeni çatışmalara sürükleyebilir” ABD’de başkanlık seçimini kazanan Donald Trump oldu. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Bahadır Kaynak, Trump’ın seçilmesiyle birlikte yeni dönemde Çin ile olan ticaret savaşlarının daha da sertleşebileceğine dikkat çekerken, Orta Doğu politikalarında alınacak agresif tutumun da bölgedeki tansiyonu artırabileceğini söyledi. Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Bahadır Kaynak, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesini değerlendirdi. Demokrat Parti adayı Kamala Harris’e karşı net bir zafer elde eden Trump’ın dört milyondan fazla oy farkıyla liderlik koltuğuna geri döndüğünü ifade eden Kaynak, iki dönem arasındaki Joe Biden başkanlığının ise ABD tarihinde bir ilk olarak kayıtlara geçtiğini aktardı. Trump’ın popülist bir siyasetçi olarak sadece ABD’de değil, tüm dünyada güçlü sevgi ve nefret duyguları uyandırdığını söyleyen Kaynak, “Toplumu keskin çizgilerle kutuplaştırdığı düşünülen Trump, kitleleri uçlara savuran tutumlarıyla da biliniyor. ABD’nin ve dünyanın en zengin kişilerinden birisi olması, çok varlıklı iş insanlarınca desteklenmesi, Trump’ın kendisini sistem karşıtı gibi sunmasına da engel teşkil etmiyor” dedi. Trump’ın kendisini “sıradan Amerikalıların temsilcisi” olarak konumlandırdığını kaydeden Kaynak, özellikle Biden yönetimine karşı gelişen tepki dalgasının Trump’a bu seçimde büyük avantaj sağladığını belirtti. "Trump, geleneksel politikalarını uygulayacak" Kaynak, Trump’ın yeniden seçilmesi ile Cumhuriyetçi Parti’nin geleneksel politikalarının tekrar sahaya sürüleceğine işaret etti. Vergi kesintileri ve kamu harcamalarının daraltılmasıyla ekonomide devletin ağırlığının azalacağı beklentilerine dikkat çeken Kaynak, kontrolsüz artan borç yükünü sınırlandırma çabalarının gündeme gelebileceğini söyledi. “Avrupa ve İngiltere, Ukrayna’nın savunmasında yalnızlaşabilir” Rusya-Ukrayna savaşının sonlandırılmasının Trump’ın kamu harcamalarındaki açığı azaltma planlarına yardımcı olabileceğini vurgulayan Kaynak, bunun için Putin’in Ukrayna’ya karşı yürüttüğü saldırgan politikalarının yatıştırılması gerektiğinin altını çizdi. “Önümüzdeki dönemde Trump’ın Rusya’ya ne ölçüde alan açacağını göreceğiz” diyen Kaynak, bunun da kıta Avrupası ve İngiltere’nin Ukrayna’nın savunmasında nispeten yalnızlaşması anlamına geleceğini belirtti. Kaynak, “Bir bakıma Ukrayna’da Rusya lehine de olsa barış ihtimalinin güçlendiği bir döneme giriyoruz” öngörüsünü paylaştı. “Çin ile ticaret ve Orta Doğu ilişkileri zorlu bir safhaya giriyor” Trump’ın yeniden başkanlık görevine gelmesinin Çin ile olan ticaret savaşlarının daha da sertleşebileceği anlamına geldiğini belirten Kaynak, Trump’ı destekleyen sermaye gruplarının korumacı beklentilerine dikkat çekti. Kaynak, bunun ABD-Çin ilişkilerinde ve küresel ekonomide sarsıntılara yol açma potansiyeli taşıdığını, bu dönemin liberal ticaret sistemi açısından zor geçeceğini söyledi. Kaynak, Trump’ın Orta Doğu’da İsrail’e desteğinin özellikle İran’a karşı daha agresif bir tutumun sinyalini verdiğini ifade etti. İsrail’in bölgedeki eylemlerine Trump’ın destek vermesinin bölgeyi yeni çatışmalara sürükleyebileceği değerlendirmesini yapan Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Orta Doğu’daki tablo çok karışık. Trump’ın İsrail’in bölgedeki ileri hamlesi, bilhassa İran’a yönelik bir girişimde elini serbest bırakacağı beklentisi büyük belirsizlik oluşturuyor. Hatta bu beklenti Suriye’nin geleceği konusunda Türkiye’nin kafasını kurcalamış durumda. Devlet Bahçeli’nin ağzından ilginç bir politik hamleyi tetiklemiş olduğunu değerlendirebiliriz. Eğer İsrail’in bölgedeki saldırgan politikası Trump’ın yeşil ışığıyla daha da keskinleşirse bölgeyi büyük çalkantıların beklediğini söylemek yanlış olmaz.” “Biden’ın ekonomik başarısızlığı Harris’in yenilgisine neden oldu” Bahadır Kaynak, Kamala Harris’in dört yıl önce Joe Biden’ın elde ettiği oylardan daha düşük bir destekle ağır bir yenilgiye uğradığını söyledi. Bu durumu Harris’in karizma yoksunluğuna bağlayanlar olduğunu da hatırlatan Kaynak, asıl nedenin Biden yönetiminin ekonomik başarısızlıkları olduğunu ifade etti. Demokrat Parti’nin bu seçimlerde kaybetmesinin pandemi sürecinde enflasyonun kontrolden çıkması ve gelir dağılımındaki adaletsizlik olduğunu belirten Kaynak, bunların Biden yönetimini eleştirenlerin argümanlarını güçlendirdiğini kaydetti. ABD’nin çok zengin bir azınlığın daha da zenginleştiği, orta ve alt sınıfların iktisadi baskı altında ezildiği bir ülke görüntüsünü koruduğunu söyleyen Kaynak, Demokratların adaletsiz bir ekonomi yönetimi ve “geçici enflasyon” iddiasıyla alt kesimleri yoksullaştırdıkları için bu bedeli ödediklerini ifade etti.
Elazığ Elazığ’ın tarihi Harput bölgesinden dünyaya şifa: Menengiç sabunu Elazığ’ın Yedigöze köyünde yaşayan Tuba Bahçeci, bahçesinde yetiştirdiği sebze ve bitkilerden doğal sabunlar üreterek aile bütçesine katkı sağlıyor. Son olarak tarihi Harput bölgesinde topladığı menengiç bitkisinden “tarihi Harput doğal sabunu” markasıyla sabun üreten Bahçeci, bu ürünleri yurt içi ve yurt dışına gönderiyor. Özellikle saç dökülmesi ve egzama gibi cilt sorunlarına iyi geldiği bilinen menengiç sabunu, en çok talep gören ürünlerinden biri haline geldi. Elazığ’ın merkeze bağlı Yedigöze köyünde yaşayan 2 çocuk annesi Tuba Bahçeci, hobi olarak başladığı doğal sabun üretimini gelir kapısına dönüştürdü. Yedi yıl önce, bahçesinde yetiştirdiği sebze, meyve ve bitkilerden sabun üretmeye başlayan Bahçeci, havuç, nar, üzüm, defne, nane, kekik, elma, Hindistan cevizi, domates, salatalık, papatya ve gül gibi pek çok farklı üründen sabun elde ediyor. Bugün yaklaşık 50 çeşit doğal sabun üreten Bahçeci, aile bütçesine önemli bir katkı sağlıyor. Son olarak, 5 bin yıllık geçmişe sahip Harput Mahallesi’nde yetişen menengiç bitkisinden de sabun üretimine başlayan Bahçeci, “Tarihi Harput Doğal Sabunu” markasıyla hem yurtiçine hem de yurtdışına ürün ihraç ediyor. Özellikle saç dökülmesi, egzama, sedef ve mantar gibi cilt rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinen menengiç sabunu, en çok talep gören ürünlerinden biri haline geldi. ’’Harput dağlarında toplanan menengiçlerden ürettik’’ Doğal sabun üretimine ilk olarak 7 yıl önce başladığını dile getiren Tuba Bahçeci, “7 yıldır doğal sabun üretiyorum. Elazığ’ın markalarından olan tarihi Harput’un 5 bin yıllık bir geçmişi var. Bu Harput’tan yola çıkarak Harput’un dağlarında yetişmiş olan menengiçten ‘tarihi Harput doğal sabununu’ ürettik. Burada toplamış olduğumuz menengiçleri ilk önce kavurup sonrasından öğütüp sabunun hammaddesi içerisine katarak sabuna değer katmış oluyoruz. Saç dökülmesi, egzema, sedef ve mantar gibi birçok rahatsızlığa iyi gelmektedir. Şimdiye kadar toplamda 50’ye yakın sabun üretiminde bulundum. İnsanlara en çok fayda sağlayan favori sabunlardan bir tanesi de bıttım sabunu. Bunu da marka değeri oluşsun diye ‘Tarihi Harput Doğal Sabunu’ olarak şu an insanların faydalanabilmesi için piyasada” dedi. ’’Yurt dışından ciddi talep alıyoruz’’ Ürünlerinin yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da büyük ilgi gördüğünü ifade eden Bahçeci, ’’Burada doğmuş, büyümüş olduğum şehir olan Elazığ’dan hem diğer şehirlerden ve yurtdışından talep var. Yurtdışına ihracat yapıyorum. Elazığ içine elden teslimatımız, diğer şehirlere de kargomuz var. Saç dökülmesi ve egzema için inanılmaz bir talep oluşmaktadır. Yurtdışında Elazığ’ımızın ve Harput’umuzun adını yansıtması amacıyla böyle bir marka ile çıkmış bulunmaktayız” şeklinde konuştu.
Adıyaman Başkan Aslan: “2024 yılı engelliler için fark oluşturan bir yıl oldu” Adıyaman’ın Kahta Bedensel Engelliler Derneği Başkanı Serkan Aslan, 19 yıllık dernek geçmişlerinde görmedikleri yardımları bu yıl içerisinde gördüklerini ifade etti. Kahta Bedensel Engelliler Derneği olarak yaklaşık 19 senedir faaliyet gösterdiklerini belirten Kahta Bedensel Engelliler Derneği Başkanı Serkan Aslan, yaptığı açıklamada, “Derneğimiz 19. yılında adeta bir devrim yaşamış gibi oldu. Kahta Belediyesi tarafından engelli kardeşlerimizin sorunlarına ve ihtiyaçlarına bu yıl içerisinde gereğinden fazla ilgi gösterilip yardımcı olundu. Kahta Belediye Başkanı Mehmet Can Hallaç’a engelli kardeşlerimizin yanında olduğu için tüm engelli kardeşlerimizin adına çok teşekkür ederim. Kahta ilçesinde yaklaşık 6 bin 500 engelli yaşamaktadır. Bugüne kadar birçok sorun ile karşılaştık. Ciddi anlamda bu zincirin kırıldığını görmek bizleri çok mutlu etti. Bir kez daha belirtmek isterim ki, gerçekten Kahta Belediye Başkanı Mehmet Can Hallaç, engelliler ile ilgili bir devrim yaptı. Bizlere önem gösterip, bizlerin topluma kazandırılmasında çok büyük bir etkisi oldu. Yaptığımız yardım ve çalışmalara bizzat katılarak, moral ve motivasyon açısından engelli kardeşlerimize destek oldu. Belediye olarak tüm engellilere kapılarının her zaman açık olduğunu ifade ederek, tüm engelli kardeşlerimizi belediyeye misafir olarak davet etti. Kendisine sizlerin aracılığıyla bir kez daha teşekkür ederim. Allah razı olsun. Her zaman her yerde bu güzel insanlara hizmet etmeye devam edeceğiz. Tüm engelleri hep birlikte aşacağız inşallah” dedi. Başkan Aslan, konuşmasının sonunda ayrıca 19 yıllık geçmişlerinde kendilerine destek olan herkese teşekkür ettiğini sözlerine ekledi.