SPOR - 23 Ağustos 2021 Pazartesi 15:57

Necdet Ayaz: 'Daha iyi bir yönetimi atletizm camiası bekliyor'

A
A
A
Necdet Ayaz: 'Daha iyi bir yönetimi atletizm camiası bekliyor'

Eski milli atlet Necdet Ayaz, yıl sonunda yapılması planlanan Türkiye Atletizm Federasyonu Olağan Genel Kurulu’nda başkanlığa yeni bir adayın çıkmaması halinde yaptıkları çalışmalar doğrultusunda kendilerinin bir aday çıkarabileceklerini söyledi.

Eski milli atlet Necdet Ayaz, Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda atletizm sporcularının performansına ve atletizm camiasının gündemine ilişkin İHA’ya konuştu.

Sözlerine yeni çıkardığı kitabıyla ilgili bilgiler vererek başlayan Ayaz, “Bu pandemi birçok alışkanlığımızı kaybettirmiş olsa bile bilinmeyen özelliklerimizi ortaya çıkarmış olmasından dolayı kısmen mutluyuz. Ben de bunlardan nasibini alan biri oldum. Bu da bu kitabı çıkartmış olmak. Bu kitap 196 ülkede uygulanan IAAF Çocuk Atletizmi projesinin ülkemizdeki uygulanışıyla ilgilidir. Bu kitap 7-12 yaş grubu çocuklara eğlenceli atletizm oyunlarının oynatılabilmesiyle ilgilidir. 7-12 grubu çocukları günümüz koşullarında Z kuşağı olarak adlandırılıyor. Z kuşağının öncelikle sağlıklı ve mutlu olabilmesi lazım. Bunun da en iyi yolu sporla tanıştırılabilmesiyle mümkündür. Bu projenin ülkemizde uygulanışı büyük ilgi gördü. Sizlerin aracılığınızla da bunun geniş kitlelere duyurusu yapılabilmiş olmasından dolayı mutluyum. Ancak devlette devamlılık esastır ilkesi doğrultusunda bu projenin 2019’dan sonra devam ettiriliyor olmamasından dolayı üzüntülüyüm. Bunun devam etmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Ama geleceğin teminatı çocuklarımız mutlaka ve mutlaka öncelikle sağlıklı ve mutlu olabilmesi varsa ki çokça olduğunu bildiğimiz yeteneklerin sporla devamlılıkları sağlanarak gelecekteki şampiyonlarımızın çıkartılabilmesi için bu projeyi desteklememiz lazım” ifadelerini kullandı.

“Olimpiyatlarda başarılı olabilmek için devlet olarak çok ciddi bütçe ayırdık”

Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda yer alan milli atletlerin performanslarını da değerlendiren Necdet Ayaz, “Atletizm olimpiyatların can damarı konumundadır. Neden? En çok branşın yapıldığı, en çok madalyanın dağıtıldığı, açılışın ve kapanışın yapıldığı tesis olan atletizm sahasında yapılır. Bu nedenle atletizm, olimpiyat oyunlarının can damarı olarak görülmektedir. Biz olimpiyatlarda başarılı olabilmek için devlet olarak çok ciddi bütçe ayırdık. Yıllardır bu bütçeyle olimpiyatlara hazırlandık. Ancak madalya umudumuzun olduğu da söylendi fakat alamamış olmamız büyük üzüntü oluşturdu. Tabii burada pandemide olduğu gibi hem üzüldük hem sevindik. Neden? Madalya alamadığımız için üzüldük. Ama yeni yeteneklerin çıkıyor olmasını görmekten mutlu olduk. Özellikle sırıkla yüksek atlamada ve uzun atlamada ve cirit atmadaki çocuklarımızın elde ettikleri başarı bence takdire şayandır. Demek ki ilgilenilince kendi çocuklarımızın da çıkartılabilmesini sağlayabiliyormuşuz. Bu konuya eğilmemiz lazım. Devşirme sporculardan önemsediğim iki tane sporcu vardır. Birisi Yasmani Copello birisi de Ramil Guliyev. İkisi de profesyonel sporculardır. Profesyonel ne demektir? Bedelini alırsın, gereğini yaparsın, futbolda olduğu gibi. Bu iki sporcu da ülkemize geldikten sonra elde ettikleri başarılar ve derecelerle bizlerin göğüslerini kabartmıştır. Burada da görevlerini özellikle Copello’nun yapmış olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü koşmuş olduğu 400 metre engelli yarışında dünyanın en iyi derecesi yapılan bir yarışı koştu. Evet 6. oldu ama derecesini iyileştirerek, Türkiye rekoru kırarak 6. oldu. Diğer Ramil Guliyev’in dünya şampiyonluğunu biliyoruz. Onunla da mutlu oluyoruz. Tabii ki bir sporcu her zaman en iyisini koşacak diye bir kaide yoktur bazen de kötü koşabilir ama diğer devşirme dediğimiz sporcular yabancı sporcuların bekleneni veremediğini görüyorum. Verilmiş olan imkanlara rağmen bunu verememiş olmalarından dolayı üzüntü duyuyorum. Dünya şampiyonasında olduğu gibi maratoncularımızın da yarışı terk etmiş olması, bir tane kendi sporcumuzun bunu başarmış olmasına rağmen onları bana göre görevini yapmış sayılmazlar. Ülkemizde yabancı sporcuya sıcak bakılmadığını biliyorum ama ben ancak ve ancak rol model olabileceklere sıcak bakılması gerektiğini düşünenlerdenim. İnşallah gelecekte kendi sporcularımızı, onlar gibi başarılı kılarak, buna da ihtiyaç duymayacağımız günleri yaşayacağız” şeklinde konuştu.

“İçimizden bir aday çıkartabilmeyi düşünüyoruz”

Yıl sonunda yapılması planlanan Türkiye Atletizm Federasyonu Olağan Genel Kurulu’na ilişkin ise Ayaz, şu cümlelere yer verdi:

“1922 yılında atletizm federe olmuş bir branştır. 100. yılını gelecek yıl kutlayacağız. Ülkemiz 1922 yılından bugüne elde etmiş olduğu başarılarla haklı bir saygınlığa kavuşmuş bir camiadır. Dolayısıyla daha iyi yönetimi hak ediyor. Şu anda yaşanan bazı olumsuzluklar inşallah doğru değildir, tartışmalar. Bizi üzmektedir. Daha iyi bir yönetimi atletizm camiası bekliyor ki buna da hakkı olduğunu düşünüyorum. Henüz seçimlerin yapılıp yapılmayacağını Bakanımız açıklamadılar. Bu yılın sonunda yani olimpiyatlardan sonra yapılacağını biliyoruz ama ne zaman yapılacağını henüz bilmiyoruz. Bu açıklanınca adaylarımızın da çıkabileceğini düşünüyorum. İyi bir ekibin atletizm yönetimine talip olmasını bekliyoruz. Bu bağlamda biz bir ekip olarak çalışmalarımızı sürdürdük. Yeni bir aday çıkarsa desteğimizi sürdüreceğiz. Mevcut aday devam ederse biz Bakanımıza da bilgileri arz ederek içimizden bir aday çıkartabilmeyi de düşünüyoruz. Ama bunların hepsi düşünce bazındadır. Hayırlısı olacak diye düşünüyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Geleceğin düşünce liderleri ‘Mektep Melikgazi’de’ yetişecek Eğitime önem veren yatırımları ile örnek olan Melikgazi Belediyesi, bir ilke daha imza atarak belediye kapsamında ücretsiz eğitim verecek olan Mektep Melikgazi Sosyal Bilimler Okulu’nu açıyor. Kayseri Valiliği ve Melikgazi Belediyesi işbirliği ile kurulacak olan okulda katılımcıların bilgi birikimlerini derinleştirmesi, eleştirel düşünme becerilerini geliştirmesi, toplumsal konularda farkındalık kazanması hedeflenerek, topluma ışık olacak düşünce liderlerinin yetiştirilmesi amaçlanıyor. 9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine özel olarak açılacak okul hakkında bilgi veren Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, “Gençlerimizin geleceği bizim için önemli. Birçok okul ve birçok kütüphane yaptık. Eğitime önem veren belediye olarak öğrencilerimizin ve gençlerimizin her zaman yanındayız. ‘Önce Eğitim’ temamızla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu kapsamda Kayseri Valiliği’miz ile birlikte Mektep Melikgazi Sosyal Bilimler Okulu’muzu açıyoruz. Katılımcılar mantık, sosyoloji, psikoloji, felsefe, edebiyat, dijitalleşme, tarih, sinema ve müzik gibi alanlarda eğitim alacak. Her bir alanın dersini, konusunda uzman danışmanlar, deneyimli ve seçkin öğretmenler verecek. Ücretsiz eğitimin verileceği bu okulu başarıyla tamamlayan öğrencilere, üniversitelerce akredite edilen sertifikalar verilecek. Gençlerimizin geleceğine bu okulda güzel bir yatırım yapmasını planlıyoruz. Eğitimi okul haricinde Gülük Mahallesi’nde tarihi bir konak olan Filinta Konağı’nda vereceğiz. Aralık ayında başlayacak olan eğitimlerimiz 6 ay sürecek. Eğitimler haftada 3 gün; Salı ve Perşembe günü saat 17.00 ile 19.00, Cumartesi günü ise 13.00 ile 17.00 arasında verilecek. Aynı zamanda bazı aralıklarla vatandaşlarımızın da katılacağı konferanslar da düzenleyeceğiz. Mektep Melikgazi Sosyal Bilimler Okulu’muza katılmak aramızda olmak isteyenler için son başvuru tarihi 29 Kasım 2024. Başvuru yapmak için https://mgazi.li/8333b5 linkini ziyaret edebilirsiniz. Kendisine yatırım yapmak isteyen ve topluma ışık olmak isteyen tüm öğrencilerimizi bekliyoruz” dedi.
Çanakkale 2 bin 500 yıllık Polyksena Lahti, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde siyah örtüyle kapatıldı Çanakkale’deki Troya Müzesi’nde 2 bin 500 yıllık Troya Kralı Priamos ile Kraliçe Hekabe’nin küçük kızları Polyksena’nın kurban edilmesinin betimlendiği Polyksena Lahti, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde 1 saat siyah örtüyle kapatıldı. Çanakkale’de 5 bin 600 yıllık geçmişe sahip Troya Ören Yeri’nden çıkan eserlerin sergilendiği Troya Müzesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde farklı bir etkinliğe imza attı. Troya Müzesi’nde yer alan ve Troya Kralı Priamos ile Kraliçe Hekabe’nin küçük kızları Polyksena’nın kurban edilmesinin betimlendiği 2 bin 500 yıllık Polyksena Lahti, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde 1 saat siyah örtüyle kapatıldı. Troya Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, bugünün Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olduğunu belirterek, “Kadına yönelik şiddetin tarihi kökenleri var. Bunu Troya destanında ya da bağlantılı anlatılarda da görüyoruz. Bunlardan bir tanesi Aka Komutanı Agamemnon’un kızı İfigenya’yı kurban etmesi ya da bugün önünde durduğumuz Troya Kralı Priamos’un ve anne Hekabe’nin kızı Polyksena’nın kurban ediliş sahnesi de bunlardan birisi ve arkamızda duran 2 bin 500 yıllık lahitin üzerinde bir kadının kurban ediliş sahnesi tüm yürek burkuculuğuyla işleniyor. Bugüne dikkat çekmek için Polyksena’nın kurban ediliş sahnesinin yer aldığı arkadaki ahdi siyah bir örtüyle örtüp, 1 saat kadar üzerindeki şiddetli bloklamaya, engellemeye ve onu göstermemeye çalışıyoruz. Kadın başka hiçbir sebeple değil, sadece insan olduğu için kıymetli ve değerli. Ve dolayısıyla biz de bulunduğumuz noktada bu değeri, bu kıymeti tekrar vurgulamak istiyoruz” dedi. Polyksena Lahti, 1994 yılında Çanakkale’nin Biga ilçesinde Kızöldün Tümülüsü’nde bulunmuştu.