GÜNDEM - 13 Ekim 2014 Pazartesi 15:38

Münevver’in ailesi Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri için başvurdu

A
A
A
Münevver’in ailesi Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri için başvurdu

Münevver Karabulut’un ailesi, cezaevinde intihar eden Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntülerini almak ya da izlemek için avukatları aracılığıyla savcılığa başvurdu.

Silivri Adliyesi’ne gelen avukat Rezan Epözdemir, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. Adliye çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulunan Rezan Epözdemir “Bizim hukukçu olarak temel temennimiz şudur; cezaların infazının insan onuruna yaraşır şekilde olması, hakça insanca insan onuruna yaraşır şekilde olması, dolayısıyla bir intihar olayını tasvip etmemiz mümkün değil. Yargılama esnasında yaşanan çok ciddi skandallar zinciri vardı. Bu skandallar ve ihmaller zincirleri üzerine birde sosyal medyada yazılı ve görsel medyada bu olayın bir intihar olmayıp bir kaçırılma hadisesi olduğuna dar ciddi beyanlarla anlatımlar var. Bütün bunlar bir araya geldiğinde müvekkilimiz Nagehan ve Süreyya Karabulut’ta acaba bu olayın bir intihar olmayacağı, yükümlünün kaçmış ya da kaçırılmış olması ihtimaline binaen bir şüphe oluşmuştur. Kendilerinin talebi üzerine bizde vekillik görevimizi ifa kapsamında bugün geldik konuya ilişkin müdahale talebimizi verdik ”dedi. 

Konuya ilişkin Cumhuriyet Başsavcısı ve hem de soruşturma savcısıyla görüşüp kapsamlı bir değerlendirme yaptıklarını belirten Epözdemir “Olayın gelişimi şöyle oluyor; kamera kayıtları çalışıyor. Başsavcı bizzat Adli Tıp uzmanı götürmüş olay yerine ve kendisi de öğle saatlerine kadar nezaret etmiş bütün bu sürece. Üç defa çamaşır ipiyle dolamak suretiyle, iki defada sıkmak suretiyle intiharın vuku bulduğu ilk izlenimlerin bu yönde olduğu açıkça beyan edildi. Adli ve idari sürecin devam ettiğine dair beyanlar var. Çamaşır ipi ne yazık ki cezaevlerinin kantinlerinde satılan mahkûmların kıyafetlerini yıkadıktan sonra asmak kurutmak üzere satılan olağan bir uygulama. Başka bir ip olsaydı hukuken ve fiilen kabul edilemezdi ama çamaşır ipine yazık ki cezaevlerinde sıkça kullanılan bir enstrüman. Olay yeri incelemesi 6 saat sürmüş, tırnaklar ve DNA incelemesine kadar hepsi savcılık makamı tarafından yapılmış tamamı görüntülerle kayıt altına alınmış. O görüntü kayıtlarında bu olayın bir intihar girişimi olduğu ve yükümlü Cem Garipoğlu’nun kendisini intihar etmek suretiyle olayın vuku bulduğu çok açık ve tartışmaya mahal vermeyecek kadar açık” diye konuştu.

Karabulut ailesinin talebi üzerine başvuru yaptıklarını belirten Avukat Rezan Epözdemir “Sosyal medyada, yazılı görsel basında sanki bir kaçırılma hadisesi olduğu intibası uyandığı için ve bu algıda bizim müvekkillerimizde ‘acaba’ sorusunu gündeme getirdiği için kendilerinin talebi üzerine talebimizi yaptık. Görüntü ve kayıtların talebimize verilmesi, bu talep kabul görmezse başsavcılık nezaretinde inceleme yapmamıza müsaade edilmesine yönelik talep sunduk. Ayrı bir dosyaya bu kaydedildi. Başsavcı bunu değerlendireceğini söyledi. Bu talebimizin kabul edilmesi pek olağan görünmüyor. Çünkü biz bu dosyanın tarafı değiliz. İntihar eden kişi bizim müvekkilimiz değil dolayısıyla çok olası görünmüyor. Ailenin talebi, kamu vicdanını rahatlaması, maddi gerçeğin ortaya çıkması, adaletin tecellisi için böyle bir başvuru yaptık. Sosyal yazılı ve görsel medyada ortaya atılan senaryonun vuku bulmasını hayatın olağan akışına mantık ve fizik kurallarına uygun bulmuyorum. Bunun mümkün olmadığını daha öncede belirtmiştim. Bugün buradan çıkarken bir defa daha teyit edilmiş oldu ve emin olmuş olduk" dedi.

Epözdemir, 6 saat süren olay yeri incelemesinin kameralar ve fotoğraf makineleriyle kayıt altına alındığını söyledi. “Karabulut ailesi bu konuyla ilgili ne düşünüyor?” sorusu üzerine ise Epözdemir, “Adli Tıp’ta yargıdaki ihmaller nedeniyle ve sosyal medyadaki şayia nedeniyle kafalarında çok ciddi soru işareti vardı. Onların talebi üzerine biz geldik” diye karşılık verdi.

Bir basın mensubunun, “Cinayete ilişkin bir şüphe var mı?” sorusu üzerine ise Epödemir, “Cinayete ilişkin bir şüphe yok. Çünkü giriş çıkış kayıtlarında hiç kimse girmemiş. Zaten üç kişilik hücrede tek başına kalıyor. Giriş çıkışlardaki bütün kamera kayıtları da çalışıyor” dedi.

YUSUF EKER
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Prof. Dr. Kök, 37 yıllık meslek hayatı deneyimlerini öğrencileriyle paylaştı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı ve Adalet Bakanlığı Erzurum Adli Tıp Kurumu Erzurum Grup Başkanı Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığının düzenlediği ’Kariyer Günleri Etkinlikleri ’ programında 37 yıllık meslek hayatı deneyimlerini öğrencileri ile paylaştı. Araştırma Hastanesi Konferans Salonundaki etkinliğe Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Melikoğlu, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Reşat Karcıoğlu, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanı Hakim Pınar Demir Yılmazel, Tıp Fakültesi, Hukuk Fakültesi Öğretim Üyeleri, Tıp Fakültesi, Hukuk Fakültesi ile Sağlık Bilimleri Fakültesinin öğrencileri katılım sağladı. Yoğun katılımın sağlandığı etkinliğin Yöneticiliğini Prof. Dr. Hakan Uslu ile Doç. Dr. Tuba Demirci yaptı. Prof. Dr. Kök’ün biyografisini yansıtan slayt gösterisinden sonra, Prof. Dr. Kök, katılımcıların sorularını cevaplandırdı. Başarıda en büyük payın çalışmak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kök, bir kişi için dünyadaki en büyük destek gücünün aile olduğunu ifade etti. Geniş ve çekirdek ailesinin her zaman yanına olduğuna belirten Prof. Dr. Kök, ODTÜ inşaat mühendisliğini bırakıp tıp fakültesine geçmekle rahmetli annesinin etkili olduğunu belirterek, sorulan soruları şöyle cevaplandırdı: ’’Annemim babası Ahmet Dedem Osmanlı Devleti zamanında İstanbul’da hekimlik eğitimi alıyor. İstanbul işgal edildiğinde ise memleketi Ankara’nın Kalecik İlçesine dönüyor. Oradaki herkese tıbbi yardımda bulunuyor, geç evleniyor. Annem 7 yaşındayken babasını kaybediyor. Ben dünyaya gelince annem babasının adını bana veriyor. İşte ben anneme kızım, annem de bana ’babam’ derdi. ’Sen babam gibi tabip olacaksın’ derdi. O’nun isteğini kırmadım. Allah nasip etti ben de çalıştım, tıp doktoru oldum. Babam ise mal müdürü idi, Yani Maliyeciydi. Babamdan da devlet malına saygıyı öğrendim. Halen kullanılmış kağıtların arkasına yazar, kurşun kalemle çok güzel yazı yazarım. Bu arada İlkokul Öğretmenim Seniha Sayhanı’da rahmetle anıyorum. Temelimi atan, çalışmayı, disiplini öğreten hocama, bu gün gençlerimize, öğrencilerimize söylediklerimin özü çalışmayı öğrenin, nasıl çalışılacağını öğrenin. Gençlerimiz her şeyi çok kolaylıkla başarırlar, her şeyin en iyisini yaparlar. Yeterki nasıl çalışılacağını bilerek disiplinli şekilde çalışsınlar. Para önemli bir şey ama her şey değil. Bu nedenle hayatınızda ilk sırada yeri yok.’’ dedi. Bir öğrencinin sorusu üzerine Prof. Dr. Kök, Tıp Fakültesi öğrencisinin uzmanlık istememesinin kabul edilemeyeceğini kaydetti. Pratisyen hekim tanımının kullanılmaması gerektiğini ifade eden Kök,’’ Tıp Fakültesini bitiren herkes hekimdir. Meslek hayatının ilk adımdır. Çalışıp, belirli sınavları geçip uzmanlık eğitimini tamamlayınca uzman hekim olur. Uzmanlaşmak insana huzur verir, mutluluk verir. Nitelikli bilgisinin artısı ile insanlara daha yararlı olur. İnsanların en hayırlısı dokunandır. Kabul edilen değerler vardır. Bir hekim için sağlık, hakim için adalet en yüce değerdir. Her iki dalda eğitim almış bir adli tıp uzmanı olarak bende adalet’i öngörürüm. Adalet olmadan hiç bir şeyin ve hatta sağlığın da önemi olmaz. Nitekim Yüce Allah ayetinde ’Allah adaleti emreder’ meali vardır. Her Cuma hutbesinde imamlarımız bunu söyler.’’ Yapay Zeka ile ilgili sorulan bir soruya cevaplandıran Prof.Dr. Kök, ’’Yapay Zeka tıp doktorunun yerini alamaz.’’ İfadesini kullanarak Yapay Zeka’nın her alan da olduğu gibi hekimlerin de işini kolaylaştıracağını, bu nedenle öncelikle öğrencilerimizin yarınlara hazır olabilmesi için gelişen teknolojiyi ve yapay zekayı kullanmayı en iyi derecede bilmesi gerektiğini söyledi. ODTÜ İnşaat, Tıp, Hukuk sonrası, Felsefe okumak istediğini de ifade eden Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök, ’’ODTÜ ya da Boğaziçi felsefe olursa çok iyi olur, ama yaşım 63 oldu. Verdiklerine ve vermediklerine Yüce Rabbime hamd ederken, Devletime, geniş aileme eşim Dilek Kök’e yolumda yürümeye çalışan kızım Münevver İrem Kök Yılmaz’a, oğlum Ömer Melih Kök’e teşekkür ediyorum. Bugünümü onurlandıran Sayın Dekanlarıma, Bölge Kurulu Başkanımıza, Öğretim Üyesi arkadaşlarıma, öğrencilerime, çalışma arkadaşlarıma sonsuz saygı ve sevgilerimi iletiyorum.’’ diye konuştu.
Bursa Başkan Ercan Özel’in çağrısı karşılık buldu: Hasta nakil aracı hizmete girdi Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel tarafından başlatılan hasta nakil aracı bağış kampanyası amacına ulaştı. Bugün itibarıyla hizmete giren araç hakkında açıklama yapan Başkan Özel, "Yenişehir’de birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden biri oldu" dedi. Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel tarafından göreve gelinen ilk gün başlatılan, "çiçek yerine hasta nakil ambulansı" kampanyası, Yenişehirlilerin desteğiyle amacına ulaştı. İlçenin uzun yıllardır önemli bir ihtiyacı olan hasta nakil aracı, yapılan bağışlarla Yenişehir Belediyesine kazandırıldı. "Hayati bir ihtiyacı giderdik" Göreve geldikleri ilk günden itibaren gösterişten uzak, insan odaklı bir hizmet anlayışı benimsediklerini ifade eden Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, kampanyanın gördüğü ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Başkan Özel, "Çiçeklerin kısa süreli bir mutluluk yerine, ilçemizin kalıcı ve hayati bir ihtiyacına dönüşmesini istedik. Bugün bu inancın ne kadar doğru olduğunu hep birlikte görüyoruz" dedi. Her detay eksiksiz hazırlandı Yenişehir’e kazandırılan hasta nakil aracının hizmete alınmasıyla birlikte, özellikle yaşlılar, engelli bireyler ve tedavi için hastanelere ulaşmakta güçlük çeken yatalak hastalar önemli bir hizmete kavuşmuş olduğuna dikkat çeken Başkan Ercan Özel, aracın hizmete alınabilmesi için tüm yasal ve teknik süreçlerin titizlikle tamamlandığını vurguladı. Başkan Özel, "Araç içi donanım ve teknik altyapının standartların üzerinde planlandı, görevli personelimiz gerekli eğitimleri aldı ve tıbbi malzemelerden haberleşme sistemlerine kadar her detayın eksiksiz şekilde hazırlandı. İl Sağlık Müdürlüğü’nden yeterlilik belgesi de alınarak bugün itibarıyla hemşehrilerimizin hizmetine sunuldu" açıklamasını yaptı. Birlik ve beraberliğin en güzel örneği Dayanışma kampanyasına destek veren herkese teşekkür eden Başkan Özel, "Bu duyarlılık, Yenişehir’de birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden biri oldu. Birlik olduğumuzda neleri başarabileceğimizi bir kez daha gösterdik" diye konuştu.
Malatya Çilesiz Kütüphanesi gençlerin buluşma noktası oldu Yeşilyurt Belediyesi tarafından ilçeye kazandırılan Çilesiz Kütüphanesi, modern yapısı, zengin içerikleri ve sunduğu imkânlarla kısa sürede gençlerin yoğun ilgi gösterdiği önemli bir eğitim ve kültür merkezi haline geldi. Ders çalışmak, araştırma yapmak ve kitaplarla buluşmak isteyen öğrencilerin uğrak noktası olan kütüphane, her yaştan ziyaretçiye hitap eden yapısıyla dikkat çekiyor. Gençlerin sessiz ve verimli bir ortamda ders çalışabilmesi için özenle tasarlanan, eğitim ve kültür odaklı yapısıyla Yeşilyurt’un sosyal yaşamına değer katan Çilesiz Kütüphanesi, ferah çalışma salonları, bireysel ve grup çalışma alanları, güncel yayınlardan oluşan kitap koleksiyonu ve teknolojik altyapısıyla eğitim hayatına önemli katkılar sunuyor. Özellikle sınavlara hazırlanan öğrenciler tarafından yoğun olarak tercih edilen kütüphane, hafta boyunca doluluk oranıyla öne çıkıyor. Kütüphanede edebiyat, tarih, kültür, bilim ve kişisel gelişim başta olmak üzere birçok alanda binlerce kitap yer alırken, internet erişimi ve bilgisayar destekli çalışma alanları da gençlerin hizmetine sunuluyor. Sessiz çalışma salonlarının yanı sıra okuma ve dinlenme alanlarıyla da ziyaretçilerine konforlu bir ortam sağlanıyor. Yeşilyurt Belediyesi, gençlerin eğitimine ve kişisel gelişimine katkı sunan projeleriyle dikkat çekerken, Çilesiz Kütüphanesi bu vizyonun önemli bir örneği olarak öne çıkıyor. Yeşilyurt Belediyesi Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Müdürlüğü yetkilileri, gençlerin kitapla buluşmasını, bilgiye daha kolay ulaşmasını ve sosyal anlamda gelişimini desteklemeyi amaçladıklarını belirterek, benzer projelerin artarak devam edeceğini ifade etti. Gençler ise Çilesiz Kütüphanesi’nin sunduğu imkânlardan duydukları memnuniyeti dile getirerek, kendilerine böylesine donanımlı ve nezih bir çalışma ortamı sunan Yeşilyurt Belediyesi’ne teşekkür etti.
Malatya Battalgazi’de asırlık hikayeleriyle Malatya türküleri gecesi Battalgazi Belediyesi tarafından düzenlenen "Asırlık Hikâyeleriyle Malatya Türküleri" musiki programı, sanatseverlerin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Battalgazi Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtım Müdürlüğü ile İnönü Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından ortaklaşa hazırlanan programda, Malatya’nın kültürel hafızasında derin izler bırakan türküler, tarihi arka planları ve hikâyeleriyle birlikte dinleyicilerle buluşturuldu. Battalgazi Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen gecede, Anadolu’nun kadim ezgilerini yansıtan eserler koro ve solistlerin güçlü yorumlarıyla sahnede yeniden hayat buldu. Gecede seslendirilen türküler, sadece müzikal yönüyle değil, taşıdığı anlam ve anlatımlarla da izleyicilerden büyük ilgi gördü. Türk musikisinin seçkin örneklerinin yer aldığı programda, salonu dolduran sanatseverler zaman zaman duygulu anlar yaşarken, performanslar uzun süre alkışlandı. Yoğun katılımla gerçekleşen musiki şöleni, Malatya’nın zengin kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılmasına katkı sunarken, kültür ve sanatın toplumsal hafızadaki birleştirici gücünü bir kez daha ortaya koydu. Program sonunda, sahne alan sanatçılara ve emeği geçenlere teşekkür edilirken, etkinliğe ilgi gösteren tüm sanatseverlere de memnuniyet dilekleri iletildi. Battalgazi Belediyesi’nin kültür-sanat odaklı etkinliklerinin önümüzdeki süreçte de devam edeceği belirtildi.