EKONOMİ - 23 Aralık 2021 Perşembe 14:14

Merkez Bankası PPK toplantı özetini paylaştı

A
A
A
Merkez Bankası PPK toplantı özetini paylaştı

Para Politikası Kurulu toplantı özetinde enflasyonun kısa dönemde, başta döviz kurları, emtia fiyatları ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar olmak üzere arz ve talep yönlü çeşitli unsurların etkisiyle oynak bir seyir izlemesi beklendiği bildirildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetini paylaştı. Özette enflasyonda kısa dönemde oynaklık beklendiği vurgulandı.

Özette enflasyon gelişmeleriyle ilgili “Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 3,51 oranında artmış, yıllık enflasyon 1,42 puan yükselişle yüzde 21,31 olmuştur. Bu gelişmede, enerji ile birlikte hizmet grubu fiyatları öne çıkmıştır. Gıda ve temel mal gruplarında yüksek fiyat artışlarına rağmen yıllık enflasyon baz etkisi kaynaklı olarak sınırlı bir düşüş kaydetmiştir. Döviz kuru gelişmeleri, yurt içi enerji fiyatlarındaki artışlar, uluslararası emtia fiyatlarında süregelen olumsuz seyir ve yeniden belirginleşen tedarik sorunları, üretici fiyatlarının önemli ölçüde yükselmesine neden olmuştur. Bu görünüm altında, B ve C endekslerinin yıllık enflasyonları ve yakın dönem eğilimleri artış sergilemiştir.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları Kasım ayında yüzde 3,92 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu yüksek baz nedeniyle 0,30 puan düşüşle yüzde 27,11’e gerilemiştir. Yıllık enflasyon işlenmiş gıdada yüzde 28,86’ya yükselirken, işlenmemiş gıdada yüzde 25,22’ye düşmüştür. İşlenmemiş gıda enflasyonundaki azalışta taze meyve-sebze alt grubundaki gelişmeler belirleyici olmuştur. Bu dönemde olumlu seyreden hava koşullarını takiben sebze fiyatları gerilerken, yüksek bazın da katkısıyla taze meyve ve sebze grubunda yıllık enflasyon belirgin bir şekilde gerilemiştir.

Öte yandan, döviz kuru ve girdi maliyetlerindeki görünüm neticesinde diğer işlenmemiş gıda fiyatları yükselmiş, et, yumurta, patates, kuruyemiş ve bakliyat öne çıkan kalemler olmuştur. İşlenmiş gıdada aylık fiyat artışı ivme kazanırken, ekmek ve tahıllar kalemindeki yüzde 7,20 oranındaki artış dikkat çekmiş, bu gelişmede özellikle tarımsal kuraklık ve uluslararası tahıl fiyatlarında gözlenen olumsuz seyir ile birlikte kur gelişmelerinin yansımaları hissedilmiştir. Diğer işlenmiş gıda kalemleri arasında, et fiyatlarını takiben işlenmiş et ürünleri, uluslararası etkilerin yansıdığı katı-sıvı yağlar ile şeker ve şekerle bağlantılı ürün grupları olumsuz ayrışmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, taze meyve ve sebze dışı gıda grubunda yıllık enflasyon 2,23 puan yükselişle yüzde 29,76’ya ulaşmıştır.

Enerji fiyatları Kasım ayında yüzde 5,95 oranında artarken, grup yıllık enflasyonu 6,38 puan yükselişle yüzde 32,14 olmuştur. Uluslararası enerji fiyatlarında bu dönemde bir miktar gevşeme görülürken Türk lirasındaki görünümle yurt içi enerji fiyatları artış kaydetmiştir. Katı yakıt, tüp gaz ve akaryakıt yüksek fiyat artışlarıyla dikkat çeken kalemler olmuştur.

Temel mal grubu fiyatları Kasım ayında yüzde 3,67 oranında artarken, grup yıllık enflasyonu baz etkisi kaynaklı olarak 0,10 puan düşüşle yüzde 18,36’ya gerilemiştir. Yıllık enflasyon dayanıklı mal alt grubunda azalırken, giyim ve ayakkabı grubunda yataya yakın bir seyir izlemiş, diğer temel mallarda ise artmıştır. Dayanıklı tüketim mallarında fiyatlar otomobil, mobilya ve beyaz eşya alt kalemleri öncülüğünde aylık bazda yüzde 4,06 oranında yükselirken, bu grupta yıllık enflasyon baz etkisiyle gerilemiştir. Giyim ve ayakkabı grubunda fiyatlar Kasım ayında mevsimsel ortalamasının altında artış sergilerken, yıllık enflasyon geçen yılın aynı dönemindeki salgın hastalık kaynaklı düşük baz nedeniyle yatay seyretmiştir. Döviz kuru gelişmelerine paralel olarak bu dönemde diğer temel mallarda genele yayılan fiyat artışları kaydedilmiştir.

Hizmet fiyatları Kasım ayında yüzde 1,88 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 1,45 puan artışla yüzde 16,88 olmuştur. Yıllık enflasyon, lokanta-otelde belirgin olmak üzere, tüm alt gruplarda artmıştır. Lokanta-otel alt grubunda fiyatlar gerek yemek hizmetleri gerekse de konaklama hizmetleri kaynaklı olarak yükselirken, söz konusu alt grup yüksek enflasyonu ile hizmetler sektöründeki diğer gruplardan belirgin şekilde ayrışmaktadır. Bu dönemde, yemek hizmetleri fiyatları aylık yüzde 4,24 oranında yükselirken, bu gelişmede olumsuz seyreden gıda fiyatlarının etkisi hissedilmiştir. Özellikle ekmek-tahıl ürünleri ile et ve et ürünleri fiyatlarındaki gelişmelerin yemek hizmetlerini olumsuz yönde etkilediği değerlendirilmektedir. Hizmetler sektöründe bu dönemde öne çıkan diğer alt gruplar kira ve diğer hizmetler olmuştur. Diğer hizmetler grubunda sigorta hizmetlerinin yanı sıra kura duyarlılığı yüksek olan bakım ve onarım hizmetleri olumsuz ayrışmıştır. Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerle incelendiğinde, kira enflasyonundaki yükseliş eğiliminin Kasım ayında da sürdüğü izlenmiştir.

Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre, enflasyon beklentileri yukarı yönlü güncellenmeye devam etmiştir. Cari yıl sonu enflasyon beklentisi 4,54 puan artışla yüzde 23,85’e, gelecek on iki aya ilişkin enflasyon beklentisi ise 5,78 puan artışla yüzde 21,39’a yükselmiştir. Uzun döneme ilişkin veriler incelendiğinde ise gelecek beş yıla ilişkin enflasyon beklentisinin 0,76 puan artışla yüzde 8,72’ye yükseldiği gözlenmiştir” ifadeleri yer aldı.

Enflasyonu etkileyen unsurlar ve riskler konusunda “Öncü göstergeler küresel ekonomideki güçlü toparlanmanın, bölgesel olarak farklılaşmakla birlikte, devam ettiğine işaret etmektedir. Yakın dönemde salgının etkisiyle ABD’de tüketici güven endeksleri düşük seyrederken, bazı Avrupa ülkelerinde kısmi bir iyileşme görülmektedir. Küresel iktisadi faaliyette yaşanan toparlanma ve aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar nedeniyle kapanma tedbirlerinin ve seyahat kısıtlamalarının yeniden başlaması küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizlikleri artırmaktadır.

Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.

Gelişmekte olan ülke borçlanma senedi piyasalarından çıkışlar devam ederken hisse senedi piyasalarına girişler sürmektedir. Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli tahvil faizlerindeki oynaklık ve küresel finansal koşulların seyri gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarına ilişkin riskleri canlı tutmaktadır. Söz konusu risklerin Türkiye’ye yönelik portföy akımları kanalıyla oluşturubabile etkilerin, yurt dışında yerleşiklerin portföy pozisyonlanmalarındaki mevcut seviyeler dikkate alındığında daha sınırlı kalabileceği değerlendirilmektedir.
Kasım ayında üretici fiyatları yüzde 9,99 oranında artmış ve yıllık üretici enflasyonu yüzde 54,62 seviyesine ulaşmıştır. Fiyat artışları genele yayılırken, petrol ve ana metal hariç imalat sanayi fiyatlarının eğilimi önemli ölçüde yükselmiştir. Kasım ayında, döviz kuru gelişmeleri, uluslararası tarımsal emtia ürünlerindeki olumsuz fiyat hareketleri, yurt içi enerji maliyetlerindeki artışlar ve yeniden belirginleşen tedarik sorunları üretici fiyatlarını sürükleyen temel unsurlar olmuştur.

Üçüncü çeyrekte, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla aşılamadaki güçlü ivme ile birlikte kısıtlamaların hafifletilmesi ve turizm faaliyetindeki toparlanma eğiliminin belirginleşmesiyle yıllık yüzde 7,4, çeyreklik olarak ise yüzde 2,7 oranında artış kaydetmiştir. Üretim yönünden değerlendirildiğinde, sanayi ve hizmetler sektörü yıllık ve dönemlik büyümenin temel sürükleyicisi olurken, inşaat ve tarım sektörleri dönemlik büyümeyi sınırlamıştır. Harcama yönünden bakıldığında ise dönemlik büyümenin ana belirleyicisi yurt içi talep olmuştur. İç talebin artan katkısı açılmayla beraber salgından daha çok etkilenen sektörlerdeki toparlanmaya da bağlı olarak özel tüketim harcamalarından gelmiştir. Makine-teçhizat yatırımlarında yıllık büyüme yüzde 17,5 ile yüksek seyrini korumuştur. Dönemlik bazda hem ihracatta hem de ithalatta artış gerçekleşmiş, net ihracatın dönemlik büyümeye katkısı 0,1 yüzde puan ile sınırlı kalırken, yıllık büyümeye katkısı 6,8 puan olmuştur.

Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Sanayi Üretim Endeksi (SÜE), Ekim ayında mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak bir önceki aya kıyasla yüzde 0,6, yıllık bazda ise yüzde 5,4 artmıştır. Böylelikle SÜE üçüncü çeyreğe göre yüzde 1,5 oranında yükselerek dördüncü çeyrekte de artış eğilimini korumuştur. Diğer ulaşım araçları imalatı başta olmak üzere, tarihsel olarak yüksek oynaklık gösteren sektörler dışlandığında, sanayi üretimindeki aylık artışın dayanıksız mallar öncülüğünde manşet değerden daha kuvvetli olduğu görülmektedir. Kasım ayı itibarıyla, imalat sanayi firmalarının gelecek on iki aylık döneme ilişkin yatırım eğilimlerindeki yüksek seyir devam etmektedir.

Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Perakende satış hacmi ve hizmet ciro endeksleri özellikle turizm bağlantılı kalemlerin desteğiyle artışını sürdürmektedir. Diğer taraftan dayanıksız tüketim mallarındaki toparlanma eğilimi korunmaktadır.

İşgücü piyasasındaki iyileşme iktisadi faaliyet görünümüyle uyumlu olarak devam etmektedir. Ekim ayında istihdam, açılma ve turizmdeki olumlu seyrin etkisiyle hizmetler sektörünün öncülüğünde artış eğilimini korurken, işgücüne katılım oranında sınırlı bir yükseliş gözlenmiştir. Böylelikle, mevsimsellikten arındırılmış olarak işsizlik oranı gerilemeye devam ederek yüzde 11,2 olmuştur. Anket göstergeleri ve yüksek frekanslı veriler, istihdam görünümündeki iyileşmenin ve işgücü piyasasındaki olumlu seyrin sürdüğüne işaret etmektedir.

Olumlu dış talep koşulları cari işlemler dengesini pozitif etkilemektedir. Cari işlemler dengesi Ekim ayında 3,2 milyar ABD doları fazla vermiş, 12 aylık birikimli olarak ise 3,2 milyar ABD doları azalışla 15,4 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Geçici dış ticaret verileri Kasım ayında ihracatın gücünü koruduğuna, ithalatın ise enerji ithalatındaki yüksek oranlı artışın da etkisiyle arttığına işaret etmektedir. Dış ticaret dengesindeki bu görünüme karşın, hizmet gelirlerindeki olumlu seyir cari işlemler dengesini desteklemeye devam etmektedir. İhracattaki artış eğiliminin güçlenmesiyle cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesi öngörülmektedir. Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmekte, bu bağlamda ticari ve bireysel krediler yakından takip edilmektedir” denildi.

“TCMB fonlamasının APİ ve swap işlemleri arasındaki kompozisyonu yakından takip edilmektedir”

Özette para politikasına ilişkin şu ifadelere yer verildi: “Para politikası duruşu, enflasyon görünümüne yönelik risklerin kaynağına, kalıcılığına ve para politikası ile ne ölçüde kontrol altına alınabileceğine dair değerlendirmeler dikkate alınarak, temkinli bir yaklaşımla enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi ve fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında belirlenecektir. Bu doğrultuda politika duruşu, enflasyon gelişmeleri, enflasyon beklentileri ve bunlar üzerinde kısa vadede etkili olacağı öngörülen geçici unsurlarda dikkate alınarak dezenflasyon sürecini en kısa sürede tesis edecek ve orta vadeli hedeflere ulaşıncaya kadar bunun sürekliliğini sağlayacak bir sıkılık düzeyinde belirlenmeye devam edilecektir.

Enflasyonda Kasım ayında gözlenen yükselişte; döviz kuru gelişmeleri, küresel gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Kurul, politika faizinin 100 baz puan indirilerek, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımının tamamlanmasına karar vermiştir. Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir.

Enflasyonun kısa dönemde, başta döviz kurları, emtia fiyatları ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar olmak üzere arz ve talep yönlü çeşitli unsurların etkisiyle oynak bir seyir izlemesi beklenmektedir. Bununla birlikte, geçici etkilerin ortadan kalkmasıyla enflasyonun yeniden düşüş eğilimine dönmesini sağlayacak parasal duruş; enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve finansal piyasa gelişmeleri bağlamında dışsal ve geçici oynaklıklara karşı önemli bir tampon işlevi görecektir.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

Kredi piyasası, iktisadi faaliyet, arz yönlü unsurlar ve ithalat fiyatlarındaki gelişmeler doğrultusunda enflasyon üzerindeki talep ve maliyet yönlü etkiler yakından izlenmektedir. Gelişmiş ülkelerdeki para politikası ile küresel risk iştahına ilişkin görünüm, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Kurul, para politikasında fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda finansal istikrara yönelik riskleri de gözeten bir yaklaşım sergilemeyi sürdürecektir. Bu bağlamda makroihtiyati politikaların krediler üzerindeki etkisi ile TCMB fonlamasının APİ ve swap işlemleri arasındaki kompozisyonu yakından takip edilmektedir.

Kurul, fiyat istikrarının sağlanması için, güçlü bir politika koordinasyonuyla tüm paydaşları içeren bütüncül bir makro politika bileşimine ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesini yinelemiştir.

Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Şanlıurfa’da gölet ve sulama kanallarına girmek yasaklandı Şanlıurfa Valiliği, boğulma vakalarının önüne geçmek amacıyla il genelindeki bütün sulama kanalları, barajlar, göl, göletler ve akarsularda suya girilmesinin yasaklandığını bildirdi. Şanlıurfa Valiliği’nden yapılan açıklamada, il genelindeki bütün sulama kanalları, barajlar, göl, göletler ve akarsularda suya girilmesinin yasaklandığı bildirildi. Açıklamada, kentte yaz döneminde çok sayıda suda boğulma olayı meydana geldiği ve özellikle çocuk ile genç yaştaki vatandaşların bu sebeple hayatını kaybettiği aktarıldı. Suda boğulma olaylarının önlenmesi, istenmeyen can kayıplarının yaşanmaması için Valilik tarafından 18.07.2024 tarihli ve 2024/1 sayılı "Genel Emir" yayınlandığı ifade edilen açıklamada, "Şanlıurfa ili genelinde bulunan bütün sulama kanalları, barajlar, göl, göletler ve akarsularda her ne sebeple olursa olsun suya girilmesi yasaklanmıştır. 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11/C maddesine göre belirtilen alanlara ilişkin olarak alınan suya girme yasağına uymayanlar hakkında ’çocuklar için velileri hakkında’ 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32. maddesi uyarınca idari para cezası uygulanmaktadır. İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı, kaymakamlıklar, belediyeler ve DSİ 15. Bölge Müdürlüğü tarafından yasaklama kararına uyulması konusunda etkili ve sürekli şekilde denetim yapılacak, tespit edilen ihlallerle ilgili tutanak düzenlenerek idari para cezası kararı verilecektir. Vatandaşlarımızın yüzmek, serinlemek veya başka bir amaçla belirtilen alanlarda suya girmemelerini, büyük risk oluşturan bu tür davranışlardan uzak durarak yasaklama kararına uymalarını, çocukların güvenliği konusunda gereken tedbirleri almalarını ve duyarlı olmalarını özellikle rica ediyoruz" ifadelerine yer verildi.
Muğla Fethiye’de 3. Babadağ Ultra Maratonu başladı Muğla’nın Fethiye ilçesinde 3. Babadağ Ultra Maratonu başladı. Bölgenin patika yollarında, tarihi rotalarında ve zirve tırmanışlarında kıyasıya rekabet yaşanıyor. Fethiye’de bu yıl üçüncüsü düzenlenen Babadağ Ultra Maratonu, renkli görüntüler ve kıyasıya mücadelelerle başladı. Türkiye Atletizm Federasyonu, Fethiye Kaymakamlığı, Babadağ Teleferik ve Babadağ Ultra Maratonu Organizasyonu işbirliğinde düzenlenen etkinlik, 15 farklı ülkeden yaklaşık 500 sporcuyu ağırlıyor. Sporcular, tarihi Likya Yolu, Kayaköy ve Babadağ Zirvesi gibi eşsiz doğal ve tarihi güzellikler arasında 56 kilometre, 26 kilometre ve 15 kilometrelik parkurlarda yarışıyor. Patika yollar, yokuşlar ve inişlerle dolu zorlu etaplarda mücadele eden sporcular, doğayla iç içe bir maraton deneyimi yaşıyor. "Sporcu sayısını ikiye katladık" Babadağ Ultra Maratonu Organizasyon Sorumlusu Serkan Özdemir, etkinliğe dair yaptığı açıklamada, "Üçüncüsünü düzenlediğimiz Baba Ultra Trail yarışımızın startını bugün itibariyle verdik. 56 kilometrelik ilk uzun etabımız sabah saat 07.00’de başladı. Hemen ardından, 15 kilometrelik Kayran Dragon etabının startını saat 08.00’de verdik. Şimdi ise, 26 kilometrelik Türkiye’nin ilk ve tek Babadağ iniş parkuru (downhill) yarışının startını birazdan vereceğiz. Bu yıl katılım oldukça yoğun. Geçen seneye göre sporcu sayısını ikiye katladık. Tam 500 sporcumuz var. On beş farklı ülkeden geldiler. Tarihi Likya Yolu’nda koşmak, Kayaköy etabını geçmek ve Babadağ Zirvesi’ne tırmanmak için heyecan dolu bir yarışın parçası oldular. Her şey şu ana kadar sorunsuz ilerliyor" dedi. "Çocuk koşumuz olacak" Bu yıl maratonda çocuk koşusunun da olacağını ifade eden Özdemir; "Böylesine güzel bir coğrafyada koşarak hem keyifli vakit geçirdiler, hem de spor turizmine katkı sağladılar. Nisan ayının serin ve güzel havasında, yaz sezonuna sporla merhaba demek isteyenleri buraya davet ettik. Şu anda herkes çok memnun. Yarın sabah saat 09.30’da Kayaköy etabının startını vereceğiz. Ayrıca 160 sporcunun katılacağı 2 kilometrelik çocuk koşumuz olacak. 23 Nisan’ın hemen ardından, Ulusal Egemenlik Haftası kapsamında çocuklarımız da yarış heyecanını yaşayacak. Bunun yanı sıra, 5 kilometrelik halk koşumuzda 150 sporcumuz mücadele edecek. İkinci gün, pazar günü yapılacak iki etapla birlikte, bugün koşulan üç etap sayesinde beş etaplık yarış organizasyonumuzu başarıyla tamamlamış olacağız" ifadelerini kullandı.
Manisa Mesir Festivali’nde hediyeler ve gönüller buluştu Manisa’da 485’inci Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali kapsamında Manisa’ya gelen konuk delegasyon şehre gelen yabancı konuklar ve kardeş belediyelerin temsilcileri Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek’in ev sahipliğinde ağırlandı. UNESCO’nun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’nde yer alan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali, Türkiye ve dünyanın dört bir yanından katılımcıları Manisa’da bir araya getirdi. 485’inci kez gerçekleştirilen Festival için Manisa’ya gelen konuk delegasyonla hediye değişim töreni de düzenlendi. Törene Manisa Valisi Vahdettin Özkan, CHP Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf, CHP Parti Meclisi Üyesi Ozan Işık, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, CHP Manisa İl Başkanı İlksen Özalper, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak, Manisa’yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık ile konuk delegasyon üyeleri katıldı. Törende Vali Vahdettin Özkan, Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf, Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban ile Dernek Başkanı Ufuk Tanık, Manisa’nın simgelerinden oluşan hediyeleri konuklara takdim etti. Festival için Manisa’ya gelen yabancı konuklar ve kardeş belediyelerin temsilcileri de ülkeleri ve şehirlerini temsil eden hediyeleri protokol üyelerine takdim etti. Programın ardından konuk delegasyon akşam yemeğinde ağırlandı. "Geçmişten aldığımız değerli mirası geleceğe taşıyoruz" Şehzadeler Şehri Manisa’da konukları ağırlamanın son derece değerli olduğunu ifade eden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, "UNESCO’nun Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras listesinde yer alan Festival’imiz dünyanın en eski ve en saygın festivalleri arasında yer alıyor. Geçmişten aldığımız bu değerli mirası geleceğe taşıyoruz. 41 farklı baharat, bitki ve meyve özünün karışımından oluşan Manisa Mesir Macunu, sağlıklı ve şifalı olma özelliği taşıyor. İlk olarak Yavuz Sultan Selim’in eşi Ayşe Hafsa Sultan hastalanınca dönemin ünlü ve başarılı hekimi Merkez Efendi tarafından kullanılmış, daha sonra halk tarafından ilgi görünce halka da dağıtılmaya başlanmıştır. Halkın bu ilgisi sonraki yıllarda festivale dönüşmüş ve gelenek haline gelmiştir. Biz de bu geleneğin bir ritüeli olarak her yıl yaklaşık 8 ton Mesir Macununu halka dağıtıyoruz" ifadelerini kullandı. "Siz değerli misafirlerimizin katkılarıyla dolu dolu bir festival hazırladık" Festivallerin kültürlerarası iletişimin en güzel örnekleri olduğunu kaydeden Başkan Ferdi Zeyrek, "Festivaller tanışmanın, kaynaşmanın, bir araya gelmenin en kolay yoludur. Biz de sahip olduğumuz doğal ve kültürel zenginliğimizi paylaşmak, uluslararası alanda tanıtmak istiyoruz. Gerek festival süresince gerekse de sonrasında Manisa’ya ve festivalimize dair her türlü bilgi sizinle paylaşmaktan mutluluk duyarız. Siz değerli misafirlerimizin katkılarıyla dolu dolu bir festival hazırladık. Burada bulunduğunuz süre içinde umarım Manisa’mızın tarihini, turistik ve doğa harikası yerlerini keşfetmişsinizdir. Sizlerden tek ricamız yaşadığınız eşsiz ve güzel deneyimlerinizi ülkenizde de anlatmanız. Bizim için birer kültür elçisi olmanız" diye konuştu. Mesir festivalinin farklı kültürlerin buluştuğu bir etkinlik olduğuna dikkat çeken Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay festivalle geçmişin mirasının geleceğe taşındığını söyledi. "Evrensel değerler ölçüsünde bir arada olmaktan mutluluk duyuyorum" Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban da "Her zaman halkların kardeşliğine inanan bir birey olarak, konuklarımızla evrensel değerler ölçüsünde bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Burada bize en büyük desteği yapan Ferdi Başkanıma, Gülşah Başkanıma ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Verdiğiniz katkı için hepinize teşekkür ediyorum" Manisa’yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, "Güzel bir festival haftasını geçirdiğinizi ümit ediyorum. Manisa’mıza hoş geldiniz. Verdiğiniz katkı ve renk için hepinize teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Manisa Proje sayesinde çocuklar sağlıklı ve bilinçli beslenmeyi öğrenecek Yunusemre Kaymakamlığı AB Proje Ofisi Yürütücülüğünde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, İlçe Sağlık Müdürlüğü ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü işbirliğinde hazırlanan "Çocuk bizim, gıda bizim, gelecek bizim" projesi, lansman toplantısı ile başladı. Manisa Valiliği Planetaryum ve Bilim Evi’nde gerçekleştirilen lansman toplantısına Yunusemre Kaymakamı Atilla Kantay ve eşi Müjgan Kantay, Yunusemre İlçe Milli Eğitim Müdürü Yıldıray Demirtaş, Yunusemre İlçe Sağlık Müdürü Süleyman Souksu, Yunusemre İlçe Tarım ve Orman Müdürü Bülent Güleç, öğretmenler ve öğrenci velileri katıldı. Toplantıda açılış konuşması yapan Yunusemre İlçe Milli Eğitim Müdürü Yıldıray Demirtaş, bu projenin ilçedeki anaokulu ve ilkokul öğrencilerinin sağlıklı ve bilinçli beslenme alışkanlıkları kazanmalarını sağlamak amacıyla tasarlandığını vurgulayarak, projenin temel hedefinin, çocuklara erken yaşta sağlıklı gıdaların önemi, besin değerleri ve sürdürülebilir beslenme konularında farkındalık kazandırmak olduğunu kaydetti. Projeyle, öğretmenler ve okul yöneticilerinin bu konuda bilinçlenmeleri ve eğitim süreçlerine sağlıklı beslenme yaklaşımlarını entegre etmelerinin teşvik edileceğini kaydeden İlçe Milli Eğitim Müdürü Demirtaş, çocuklarımız dünyaya geldikçe ve bu çocuklara beslenmesi devam ettikçe bu proje öneminin devam edeceğini anlattı. Demirtaş, "Geçen hafta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ülkemizin şu anda çocuklarla ilgili yani yeni doğanlar ile ilgili bir süreçte geriye doğru gitmeler var kaygılarımız var nüfusumuzun savaştan daha tehlikeli, onun için biz hem neslimizin üremesini devam etmesini istiyoruz." dedi. Lansman açılış toplantısı ardından İlçe Sağlık Müdürlüğü’nden Aile Hekimliği Uzm. Dr. İclal Esen Toroman, çocukların büyüme ve gelişmesinde yeterli ve dengeli beslenme konusunda videolar ile sunum yaparak katılımcıları bilgilendirdi. Diyetisyen Hatice Nur Ege ise çocukların sağlıklı, geleneksel ve doğal beslenmelerine yönelik yaptığı konuşmasında ’Çocuklukta beslenme alışkanlıklarının temeli’, ’Sınıf içi davranışların etkisi’ ve ’Gerçek örnekler ve öğretmen destekli başarılar’ konularında bilgiler aktardı. Projeye katkı çağrısında bulunan Yunusemre Kaymakamı Atilla Kantay ise, "Bu proje kapsamında, yerel ve geleneksel tarım ürünlerinin tanıtılması, ata tohumlarının kullanımının teşvik edilmesi ve sağlıklı gıdaların tercihine yönelik çalışmalar yürütülecektir. Böylece çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerine katkı sağlanırken, toplumda uzun vadeli bir sağlıklı beslenme kültürünün oluşturulması ve gelecek nesillere örnek olunması hedeflenmektedir. Yerel üreticilerin sağlıklı gıda üretimine yönlendirilmesi, okullarda sağlıklı gıda tüketiminin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir bir beslenme anlayışının toplumda kök salması amacıyla temel bir adım niteliği taşıyan proje, ilçedeki ilgili kamu kurumlarının iş birliğiyle hayata geçirilecektir. Çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmesini desteklerken, öğretmenler ve veliler için de bilinçlendirme çalışmaları içeren bu proje, toplum genelinde beslenme bilincinin artırılmasını ve sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesini amaçlamaktadır." diye konuştu.