GÜNDEM - 16 Şubat 2015 Pazartesi 15:39

Meral Akşener 28 Şubat davasında ifade verdi

A
A
A
Meral Akşener  28 Şubat davasında ifade verdi

28 Şubat davasında ifadesine başvurulan dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, “Ben kendimi mağdur saymıyorum. Benden çok daha fazla mağdur olanlar olduğu için hicap duyduğumdan mağdur saymıyorum” dedi.

28 Şubat dönemi ile ilgili 103 sanığın yargılandığı davanın 73. duruşması başladı. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada 103 sanık, ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni cebren devirmeye, düşürmeye iştirak’ suçundan yargılanıyor. 28 Şubat davasında mağdur sıfatıyla ifadesine başvurulan dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, 28 Şubat sürecinde pek çok insanın ama en önemlisi Türk milletinin mağdur olduğuna dikkat çekerek, "Peygamber ordusu" kabul edilen Türk ordusunun bazı davranışları nedeniyle milletteki algısının tahrip olduğunu ifade etti. Akşener, “Ben kendimi mağdur saymıyorum. Benden çok daha fazla mağdur olanlar olduğu için hicap duyduğumdan mağdur saymıyorum” diye konuştu.

SÖYLEDİKLERİMİN ARKASINDAYIM

REFAHYOL Hükümeti’nin düşmesinin ardından 3 Temmuz 1997’de Mesut Yılmaz’ın başbakanlığında yeni hükümet kurulduğuna değinen Akşener, hemen sonrasında basında "casusluk yaptığı, Hıyaneti Vataniye Kanunu ile divanı harpte yargılanacağına" ilişkin haberler yayımlandığını anlattı. Bunun üzerine 8 Temmuz 1997’de bir açıklama yaptığını söyleyen Akşener, o gün söylediklerinin bugün de arkasında durduğunu söyledi. Beyanındaki "yağlı kazık" olarak hatırlanan söze ilişkin ise Akşener, İçişleri Bakanlığı bürokratları ile asker arasında dönemin İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Teoman Ünüsan ile "ismini zikretmekten utandığı bir generalin olduğu" resmi görüşme yapıldığını ifade etti. Akşener, "Görüşme esnasında herkesin çok sıklıkla benim için kullandığı, ilginçtir ’Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İçişleri Bakanı ileri geri konuşmasın, geldiğimizde bakanlık önüne koyduğumuz bir yağlı kazığa kendisini oturturuz’ denmiştir" ifadelerini kullandı.

Müsteşar Ünüsan’ın bunu dönemin bakanlarından Bekir Aksoy’a, onun da Tansu Çiller’e ilettiğini bildiren Akşener, sözü duymasının ardından Ünüsan ile görüştüğünü kaydederek, şöyle konuştu:

"Sayın Ünüsan, yemin ettiğini, isim söylemeyeceğini, ama böyle bir tehdit olduğunu söyledi. Bunu Meral Akşener’e yönelik tehdit olarak algılamadım. Sıradan bir Meral Akşener olsaydı böyle bir söz söylenmezdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı olduğum için söylendi. Sayın Cumhurbaşkanına gereğinin yapılması için ilettim. Gereği yapılmak üzere davranacağını söyledi. Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusunun mensubunun böyle bir densiz, edep dışı davranışı sebebiyle kurumların tahrip edilmemesi gerektiğini söyledi. Sayın Çiller, Sayın Erbakan da böyle söyledi. Kişisel olarak algılamadım. Kişisel olarak algılamış olsaydım, o zaman o konuda aynı şekliyle gereğini yapardım. Çok üzüldüğüm, rencide olduğum bir konuydu. Ben Türk ordusunu Metehan’ın kurduğuna ve 2 bin 200 yıllık tarihi olduğuna inanırım. Bağrından Atatürk’ü çıkarmış bir ordunun, Balkanlar’da acılar çektirmiş Kont Vlad’ı örnek alması benim için manidar olmuştur.”

HİCAP DUYUYORUM

28 Şubat döneminde birçok kişinin mağdur olduğunu yeniden vurgulayan Akşener, "Onları gördüğüm zaman kendimi mağdur olarak tariflemem hicap duymama sebep olur. Ben bugün TBMM Başkanvekili olarak huzurunuzdayım. Kendimi mağdur saymadığım için şikayetçi değilim. Çok uzun yıllar silahlar beldeyken, çok sert atmosfer varken görüşlerini dile getirmiş biriyim. O dönemde kabinede 4 kadın bakan vardı, Sayın Tansu Çiller, Işılay Saygın, Ayfer Yılmaz ve Meral Akşener. Eğer bu sadece Meral Akşener’e geldiyse, kadın olduğundan değil, İçişleri Bakanlığı görevindendir. O nedenle ben o edep dışı terbiyesizliği, haksızlığı, Başkomutana kadar götürdüm. O gün gereğini yaptığım için bugün herhangi bir şikayetim yok” şeklinde konuştu.

Kendisine yönelik "yağlı kazık" sözünün sahibine ilişkin ise Akşener, Çevik Bir isminin söylendiğini ancak Çetin Saner’in olduğunu çok sonra öğrendiğini söyledi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Prof. Dr. Kök, 37 yıllık meslek hayatı deneyimlerini öğrencileriyle paylaştı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı ve Adalet Bakanlığı Erzurum Adli Tıp Kurumu Erzurum Grup Başkanı Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığının düzenlediği ’Kariyer Günleri Etkinlikleri ’ programında 37 yıllık meslek hayatı deneyimlerini öğrencileri ile paylaştı. Araştırma Hastanesi Konferans Salonundaki etkinliğe Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Melikoğlu, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Reşat Karcıoğlu, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanı Hakim Pınar Demir Yılmazel, Tıp Fakültesi, Hukuk Fakültesi Öğretim Üyeleri, Tıp Fakültesi, Hukuk Fakültesi ile Sağlık Bilimleri Fakültesinin öğrencileri katılım sağladı. Yoğun katılımın sağlandığı etkinliğin Yöneticiliğini Prof. Dr. Hakan Uslu ile Doç. Dr. Tuba Demirci yaptı. Prof. Dr. Kök’ün biyografisini yansıtan slayt gösterisinden sonra, Prof. Dr. Kök, katılımcıların sorularını cevaplandırdı. Başarıda en büyük payın çalışmak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kök, bir kişi için dünyadaki en büyük destek gücünün aile olduğunu ifade etti. Geniş ve çekirdek ailesinin her zaman yanına olduğuna belirten Prof. Dr. Kök, ODTÜ inşaat mühendisliğini bırakıp tıp fakültesine geçmekle rahmetli annesinin etkili olduğunu belirterek, sorulan soruları şöyle cevaplandırdı: ’’Annemim babası Ahmet Dedem Osmanlı Devleti zamanında İstanbul’da hekimlik eğitimi alıyor. İstanbul işgal edildiğinde ise memleketi Ankara’nın Kalecik İlçesine dönüyor. Oradaki herkese tıbbi yardımda bulunuyor, geç evleniyor. Annem 7 yaşındayken babasını kaybediyor. Ben dünyaya gelince annem babasının adını bana veriyor. İşte ben anneme kızım, annem de bana ’babam’ derdi. ’Sen babam gibi tabip olacaksın’ derdi. O’nun isteğini kırmadım. Allah nasip etti ben de çalıştım, tıp doktoru oldum. Babam ise mal müdürü idi, Yani Maliyeciydi. Babamdan da devlet malına saygıyı öğrendim. Halen kullanılmış kağıtların arkasına yazar, kurşun kalemle çok güzel yazı yazarım. Bu arada İlkokul Öğretmenim Seniha Sayhanı’da rahmetle anıyorum. Temelimi atan, çalışmayı, disiplini öğreten hocama, bu gün gençlerimize, öğrencilerimize söylediklerimin özü çalışmayı öğrenin, nasıl çalışılacağını öğrenin. Gençlerimiz her şeyi çok kolaylıkla başarırlar, her şeyin en iyisini yaparlar. Yeterki nasıl çalışılacağını bilerek disiplinli şekilde çalışsınlar. Para önemli bir şey ama her şey değil. Bu nedenle hayatınızda ilk sırada yeri yok.’’ dedi. Bir öğrencinin sorusu üzerine Prof. Dr. Kök, Tıp Fakültesi öğrencisinin uzmanlık istememesinin kabul edilemeyeceğini kaydetti. Pratisyen hekim tanımının kullanılmaması gerektiğini ifade eden Kök,’’ Tıp Fakültesini bitiren herkes hekimdir. Meslek hayatının ilk adımdır. Çalışıp, belirli sınavları geçip uzmanlık eğitimini tamamlayınca uzman hekim olur. Uzmanlaşmak insana huzur verir, mutluluk verir. Nitelikli bilgisinin artısı ile insanlara daha yararlı olur. İnsanların en hayırlısı dokunandır. Kabul edilen değerler vardır. Bir hekim için sağlık, hakim için adalet en yüce değerdir. Her iki dalda eğitim almış bir adli tıp uzmanı olarak bende adalet’i öngörürüm. Adalet olmadan hiç bir şeyin ve hatta sağlığın da önemi olmaz. Nitekim Yüce Allah ayetinde ’Allah adaleti emreder’ meali vardır. Her Cuma hutbesinde imamlarımız bunu söyler.’’ Yapay Zeka ile ilgili sorulan bir soruya cevaplandıran Prof.Dr. Kök, ’’Yapay Zeka tıp doktorunun yerini alamaz.’’ İfadesini kullanarak Yapay Zeka’nın her alan da olduğu gibi hekimlerin de işini kolaylaştıracağını, bu nedenle öncelikle öğrencilerimizin yarınlara hazır olabilmesi için gelişen teknolojiyi ve yapay zekayı kullanmayı en iyi derecede bilmesi gerektiğini söyledi. ODTÜ İnşaat, Tıp, Hukuk sonrası, Felsefe okumak istediğini de ifade eden Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök, ’’ODTÜ ya da Boğaziçi felsefe olursa çok iyi olur, ama yaşım 63 oldu. Verdiklerine ve vermediklerine Yüce Rabbime hamd ederken, Devletime, geniş aileme eşim Dilek Kök’e yolumda yürümeye çalışan kızım Münevver İrem Kök Yılmaz’a, oğlum Ömer Melih Kök’e teşekkür ediyorum. Bugünümü onurlandıran Sayın Dekanlarıma, Bölge Kurulu Başkanımıza, Öğretim Üyesi arkadaşlarıma, öğrencilerime, çalışma arkadaşlarıma sonsuz saygı ve sevgilerimi iletiyorum.’’ diye konuştu.
Bursa Başkan Ercan Özel’in çağrısı karşılık buldu: Hasta nakil aracı hizmete girdi Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel tarafından başlatılan hasta nakil aracı bağış kampanyası amacına ulaştı. Bugün itibarıyla hizmete giren araç hakkında açıklama yapan Başkan Özel, "Yenişehir’de birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden biri oldu" dedi. Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel tarafından göreve gelinen ilk gün başlatılan, "çiçek yerine hasta nakil ambulansı" kampanyası, Yenişehirlilerin desteğiyle amacına ulaştı. İlçenin uzun yıllardır önemli bir ihtiyacı olan hasta nakil aracı, yapılan bağışlarla Yenişehir Belediyesine kazandırıldı. "Hayati bir ihtiyacı giderdik" Göreve geldikleri ilk günden itibaren gösterişten uzak, insan odaklı bir hizmet anlayışı benimsediklerini ifade eden Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, kampanyanın gördüğü ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Başkan Özel, "Çiçeklerin kısa süreli bir mutluluk yerine, ilçemizin kalıcı ve hayati bir ihtiyacına dönüşmesini istedik. Bugün bu inancın ne kadar doğru olduğunu hep birlikte görüyoruz" dedi. Her detay eksiksiz hazırlandı Yenişehir’e kazandırılan hasta nakil aracının hizmete alınmasıyla birlikte, özellikle yaşlılar, engelli bireyler ve tedavi için hastanelere ulaşmakta güçlük çeken yatalak hastalar önemli bir hizmete kavuşmuş olduğuna dikkat çeken Başkan Ercan Özel, aracın hizmete alınabilmesi için tüm yasal ve teknik süreçlerin titizlikle tamamlandığını vurguladı. Başkan Özel, "Araç içi donanım ve teknik altyapının standartların üzerinde planlandı, görevli personelimiz gerekli eğitimleri aldı ve tıbbi malzemelerden haberleşme sistemlerine kadar her detayın eksiksiz şekilde hazırlandı. İl Sağlık Müdürlüğü’nden yeterlilik belgesi de alınarak bugün itibarıyla hemşehrilerimizin hizmetine sunuldu" açıklamasını yaptı. Birlik ve beraberliğin en güzel örneği Dayanışma kampanyasına destek veren herkese teşekkür eden Başkan Özel, "Bu duyarlılık, Yenişehir’de birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden biri oldu. Birlik olduğumuzda neleri başarabileceğimizi bir kez daha gösterdik" diye konuştu.
Malatya Çilesiz Kütüphanesi gençlerin buluşma noktası oldu Yeşilyurt Belediyesi tarafından ilçeye kazandırılan Çilesiz Kütüphanesi, modern yapısı, zengin içerikleri ve sunduğu imkânlarla kısa sürede gençlerin yoğun ilgi gösterdiği önemli bir eğitim ve kültür merkezi haline geldi. Ders çalışmak, araştırma yapmak ve kitaplarla buluşmak isteyen öğrencilerin uğrak noktası olan kütüphane, her yaştan ziyaretçiye hitap eden yapısıyla dikkat çekiyor. Gençlerin sessiz ve verimli bir ortamda ders çalışabilmesi için özenle tasarlanan, eğitim ve kültür odaklı yapısıyla Yeşilyurt’un sosyal yaşamına değer katan Çilesiz Kütüphanesi, ferah çalışma salonları, bireysel ve grup çalışma alanları, güncel yayınlardan oluşan kitap koleksiyonu ve teknolojik altyapısıyla eğitim hayatına önemli katkılar sunuyor. Özellikle sınavlara hazırlanan öğrenciler tarafından yoğun olarak tercih edilen kütüphane, hafta boyunca doluluk oranıyla öne çıkıyor. Kütüphanede edebiyat, tarih, kültür, bilim ve kişisel gelişim başta olmak üzere birçok alanda binlerce kitap yer alırken, internet erişimi ve bilgisayar destekli çalışma alanları da gençlerin hizmetine sunuluyor. Sessiz çalışma salonlarının yanı sıra okuma ve dinlenme alanlarıyla da ziyaretçilerine konforlu bir ortam sağlanıyor. Yeşilyurt Belediyesi, gençlerin eğitimine ve kişisel gelişimine katkı sunan projeleriyle dikkat çekerken, Çilesiz Kütüphanesi bu vizyonun önemli bir örneği olarak öne çıkıyor. Yeşilyurt Belediyesi Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Müdürlüğü yetkilileri, gençlerin kitapla buluşmasını, bilgiye daha kolay ulaşmasını ve sosyal anlamda gelişimini desteklemeyi amaçladıklarını belirterek, benzer projelerin artarak devam edeceğini ifade etti. Gençler ise Çilesiz Kütüphanesi’nin sunduğu imkânlardan duydukları memnuniyeti dile getirerek, kendilerine böylesine donanımlı ve nezih bir çalışma ortamı sunan Yeşilyurt Belediyesi’ne teşekkür etti.
Malatya Battalgazi’de asırlık hikayeleriyle Malatya türküleri gecesi Battalgazi Belediyesi tarafından düzenlenen "Asırlık Hikâyeleriyle Malatya Türküleri" musiki programı, sanatseverlerin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Battalgazi Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtım Müdürlüğü ile İnönü Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından ortaklaşa hazırlanan programda, Malatya’nın kültürel hafızasında derin izler bırakan türküler, tarihi arka planları ve hikâyeleriyle birlikte dinleyicilerle buluşturuldu. Battalgazi Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen gecede, Anadolu’nun kadim ezgilerini yansıtan eserler koro ve solistlerin güçlü yorumlarıyla sahnede yeniden hayat buldu. Gecede seslendirilen türküler, sadece müzikal yönüyle değil, taşıdığı anlam ve anlatımlarla da izleyicilerden büyük ilgi gördü. Türk musikisinin seçkin örneklerinin yer aldığı programda, salonu dolduran sanatseverler zaman zaman duygulu anlar yaşarken, performanslar uzun süre alkışlandı. Yoğun katılımla gerçekleşen musiki şöleni, Malatya’nın zengin kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılmasına katkı sunarken, kültür ve sanatın toplumsal hafızadaki birleştirici gücünü bir kez daha ortaya koydu. Program sonunda, sahne alan sanatçılara ve emeği geçenlere teşekkür edilirken, etkinliğe ilgi gösteren tüm sanatseverlere de memnuniyet dilekleri iletildi. Battalgazi Belediyesi’nin kültür-sanat odaklı etkinliklerinin önümüzdeki süreçte de devam edeceği belirtildi.