SAĞLIK - 07 Aralık 2008 Pazar 11:20

Mekke'de bir 'Türk' hastanesi

A
A
A
Mekke'de bir 'Türk' hastanesi

Suudi Arabistan'da Türk hacı adaylarına hizmet vermesi için yaptırılan 16 kat ve 120 yatak kapasitesine sahip Mekke Hastanesi'nde 140 Türk doktor görev yapıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılayı tarafından Suudi Arabistan'da Türk hacı adaylarına hizmet vermesi için yaptırılan Mekke Hastanesi'nde, 3 Aralık 2008 tarihi itibariyle polikliniklerinde 35 bin 253, sağlık merkezlerinde ve sağlık ocaklarında 58 bin 77 Türk hacı adayına sağlık hizmeti verirken, 178 bin kişi ayaktan tedavi edildi. Mekke Hastanesi, hac görevlerini ifa etmek üzere Mekke-i Mükerreme'ye gelen Türk vatandaşlarına en üst düzeyde sağlık hizmeti vermek amacıyla kuruldu.

Hastanede 1 ekip başkanı, 1 başhekim, 6 başhekim yardımcısı, 1 başhemşire, 5 başhemşire yardımcısı, 54 uzman doktor, 86 pratisyen doktor, 2 diş tabibi, 9 eczacı/eczacı kalfası, 104 ebe-hemşire, 23 sağlık teknisyeni, 32 sağlık memuru, 62 hasta bakıcı, 41 şoför, 10 tercüman, 7 idari personel, 9 yardımcı ekip personeli olmak üzere toplam 463 kişi görev yapıyor.

9 iç hastalıkları uzmanı, 7 göğüs hastalıkları uzmanı, 7 genel cerrahi uzmanı, 3 kardiyoloji uzmanı, 4 anestezi uzmanı, 4 nöroloji uzmanı, 4 KBB uzmanı, 3 psikiyatri uzmanı, 2 ortopedi uzmanı, 2 kadın hastalıkları uzmanı, 2 göz hastalıkları uzmanı, 2 intaniye uzmanı, 2 radyoloji uzmanı, 1 üroloji uzmanı, 1 dermatoloji uzmanı, 1 ilk ve acil yardım uzmanı ve 86 pratisyen hekim olmak üzere 140 doktor hizmet veriyor.

Mekke'de 1 hastane, 4 sağlık merkezi, 17 sağlık ocağı olmak üzere toplam 22 birim sağlık hizmetleri sağlanıyor. 2008 yılı hac organizasyonunda hacı yoğunluğu ağırlıklı olarak Mesfele bölgesinde bulunuyor. Bu yıl hacılarımız yeni bir yerleşim alanı olarak Cervel-Zahir-Mualla bölgesine de yerleştirildi.

Toplam 16 kat olan Mekke Hastanesi'nin ilk 7 katında sağlık hizmeti verilirken, diğer katlarda ise sağlık personelinin bir kısmı kalıyor. Hasta yatak sayısı 120 olarak planlanan hastanede 12 yoğun bakım, 5 koroner bakım, 8 acil gözlem, 9 gözlem ve 86 servis yatağı bulunuyor.

Mekke Hastanesi'nin laboratuvar donanımının yenilenmesine devam ediliyor. Yeni satın alınan ve önümüzdeki günlerde teslimi tamamlanacak malzemeler hac dönemi sonuna kadar ve önümüzdeki yıllarda Türk hacılarına hizmet edecek. Aynı şekilde hasta başı monitörleri, EKG cihazları ve ultrasonografi cihazları ihtiyaçlar doğrultusunda yenileniyor.
Hastanede 12 uzmanlık branşı ve diş sağlığı alanında poliklinik hizmeti veriliyor. Kadın ve erkek hacılarımız için ayrılmış ikişer dahiliye ve göğüs hastalıkları polikliniği bulunuyor. Hastanede toplam 16 adet poliklinik ile hastalara hizmet imkanı sağlanıyor.

Türkiye'nin yüz akı Mekke Hastanesi, 86 tanesi servislerde olmakla birlikte 12 yoğun bakım, 5 koroner bakım, 8 acil gözlem, 9 müşahede olmak üzere toplam 120 yatakla tıbbi bakım hizmeti veriyor. Servislerde her biri kendine ait tuvalet ve banyosu bulunan 24 oda bulunuyor.

Laboratuvarlarda biyokimya, hematoloji, kan grubu tayini, idrar ve dışkı analizleri gibi pek çok test çalışılabiliyor. Cihazlarla 30 biyokimyasal parametre çalışılabilirken, 18 hematolojik parametreye bakılabiliyor. Tüm cihaz ve ekipler CE sertifikasyonuna sahip hastanede, kontrolleri de aynı standartlarda gerçekleştiriliyor. Bütün bunlara rağmen yetersiz kalınan durumlarda Suudi hastanelerinden de yararlanılıyor. Görüntüleme biriminde direk grafi ve ultrasonografi hizmeti veriliyor. 2 adet taşınabilir röntgen cihazı ile gerektiğinde yatan hastalara yataklarında röntgen çekimi yapılabiliyor.

Mekke Hastanesi Acil Servisi, zeminde müstakil girişe sahip olarak düzenlendi. 24 saat boyunca her vardiyada en az 6 doktordan oluşan 15 kişilik bir ekiple kesintisiz hizmet veren acil serviste 8 yataklı bir acil gözlem ünitesi Türk hacı adaylarına hizmet veriyor.

Hastanede 11 ambulans görev yapıyor. Hastanede 12 genel amaçlı, 5 koroner bakım ve 9 post operatif olmak üzere toplam 26 yataklı 3 ayrı yoğun bakım yer alırken, yoğun bakım yatakları gereğinde gözlem yatakları haline dönüştürülebiliyor. Mekke'de ambulansların daha iyi kullanılabilmesi, ihtiyacı olan hastalara daha süratli bir şekilde ulaşılabilmesi için ambulans komuta merkezi oluşturuldu. Böylece ambulanslar tek elden 24 saat yönetilebiliyor. Ayrıca ambulansların hastaya erişim süresini kısaltabilmek amacıyla araçlar Mekke'de farklı sağlık birimlerinde konuşlandırıldı. Sağlık ekibi, Arafat ve Mina'da da hizmetin sürdürülebilmesi için gerekli tüm tedbirleri aldı. Buralarda sağlık hizmet sorumluluğunu üstlenen Suudi sağlık birimlerine ek olarak Türkiye, iki büyük, üç küçük çadırla hem tıbbi sorumluluğunu üstlendiği Türk hacılarının bakımını sürdürüyor hem de hacıların sağlık ihtiyaçlarını karşılıyor.

Mekke Hastanesi, 3 Aralık 2008 tarihi itibariyle hastane polikliniklerinde 35 bin 253, sağlık merkezlerinde ve sağlık ocaklarında 58 bin 77 Türk hacı adayına sağlık hizmeti verirken, 178 bin kişi ayaktan tedavi edildi.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türk hacı adayları kutsal topraklarda en fazla 'şeker' ve 'astım' hastalıkları nedeniyle yatarak tedavi gördü. Rakamlara göre hacı adaylarının yüzde 22.8'i diyabet, yüzde 22.3'ü alt solunum yolları hastalıkları nedeniyle Mekke Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Bakanlık, 3 Aralık 2008 tarihi itibariyle 6'sı kadın olmak üzere toplam 17 Türk hacı adayının vefat ettiğini bildirdi.

YUSUF ZİYA ERARSLAN - ANKARA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında sanıkların yargılanmasına devam edildi İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 7. duruşmasına devam edildi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı ile birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan ve ana dava dosyası ile birleştirilen iddianame ile sanık sayısı 61’e yükselmişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen 7. duruşmanın 2. gününde devam edildi. Duruşmaya, 6’sı tutuklu bir kısım tutuksuz sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise duruşmaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada, sanıklar yoklamalarının ardından savunma yaptı. Duruşmada savunma yapan ve iddianamede ismi örgüt lideri olarak geçen tutuklu sanık Fırat Sarı, "Tutukluluğumuz 20 aydır, soruşturma ise 3 yıldır sürüyor. Hayatını çocuklara adamış insanlar burada bebek katili oldu. Ben 20 aydır içerideyim, beni sonsuza kadar burada mı tutacaksınız? Elinizde bir taş yani somut bir delil var mı?" ifadelerini kullandı. "Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor" Savunmasının devamında sanık Sarı, "Bu dosya medyaya çok farklı lense edildi, medyada bu dosyayı korkunç bir biçimde cinayet işler gibi ele aldı ve biz bu durumdayız. Halime bebek, beyin ölümü ile doğmuş bir bebektir. Ben hastaya ne yapmışım, ben canavarım, korkunç bir hekimim ya hani, ben Halime bebeğe tomografi çektirmeye gönderdim. 20 dakika boyunca canlandırmakla uğraştım. Ben bebeğe MR çektirmediğim için suçlandım. Bebeğin beyin ölümü gerçekleşmiş canlandırmaya çalışıyoruz neyin MR’ını çekelim, hastanın damar yolu kalmadı. Bunu sorgulamadılar. 112 bu bebeği neden Çorlu Reyap Hastanesine sevk etti? Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor. Emrullah Erdinç’in uyuşturucudan gözaltına alınması tesadüf değildir. Seher Cuhadar ve Erol Vural gibi isimler çıktı şimdi ortaya. Ben bu insanları tanımıyorum, hayatım boyunca da görmedim. Ben bu duruşmada ev hapsi talep ediyorum, bunu ilk kez istiyorum" şeklinde konuştu. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Zeki Ötünç, "Bebek için gerekli olan her şeyi yaptım, ihmal yok. Annelerin içi rahat edebilir. Bunu mahkemeye kanıtlayacağım. 1986 yılından beri doktorluk yapıyorum. 18 yıldır yenidoğan yoğun bakıma bakıyorum. Bana, cinayet işlediğim söyleniyor. Bunun basında çıkan haberlerin etkisi olduğunu düşünüyorum. Cezaevine girdiğimde çok sinirlenmiştim, diğer mahkumlar neden buradasın dediğinde duvarlara vurarak ’bebek öldürmüşüm ben’ demiştim. Bunun ne kadar kötü bir durum olduğunu bilemezsiniz. Bebekler anne karnından doğar doğmaz biz görmüyoruz. Doktorlar doğum işlemi sonrası bize teslim ediyor. Bu yüzden doğum sırasında yaşanan bir ihmal olmuş mu ya da başka bir durum oldu mu bilemiyoruz. Biz doğum sonrası ortaya çıkan olaylardan sorumluyuz. Bu bebeklerin sorunlarının doğum sırasında meydana gelmediğini nereden biliyoruz? Ben yenidoğan doktoruyum ve bir bebeği öldürmekle suçlanıyorum, bunu da para için yaptığım söyleniyor. Bu korkunç bir şey, kimseyi öldürme kastım yoktur" dedi. Savunma yapan tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı ise, "Opara bebek hakkında ismimin geçtiği tek yer var, o da bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşmak. Bunu da şu şekilde açıklıyorum; bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşacak doktorun olmaması. Ben sorumlu hemşireyim, gece vefat eden bir bebeğin ölümünü ben haber veremem mesai saatimin dışında. Ne yaparsam yapayım ömür boyu bu dosyadan kurtulamayacakmışım gibi hissediyorum. Herkes çocuklara ben müdahale etmedim diyor, bu çocuklara kim müdahale etti ben çok merak ediyorum. Şeyhmus Çelik, 44 gün yatan bebek için ben görmedim dedi, 60 yaşına gelmiş adam bunu söyledi" şeklinde konuştu. Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına ve eksik hususların giderilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarının alınmasına devam etmek için duruşmayı yarın saat saat 10.00’a erteledi.
Sinop Batı Karadeniz’de fırtına uyarısı: Soğuk ve kar kapıda Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Batı Karadeniz için fırtına ve ardından etkisini artıracak soğuk hava dalgasına karşı uyardı. Yapılan son değerlendirmelere göre bölgede rüzgâr bu geceden itibaren doğu ve kuzeydoğudan 6 ila 8 kuvvetinde (50–75 km/saat) fırtına şeklinde esecek; fırtınanın Perşembe akşam saatlerinden sonra etkisini kaybetmesi bekleniyor. Yetkililer, ulaşımda yaşanabilecek aksamalar başta olmak üzere olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmasını istedi. Öte yandan 26 Aralık Cuma gününden itibaren bölge genelinin soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına girmesi öngörülüyor. Yağışların iç kesimlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağı tahmin edilirken, halen mevsim normalleri civarında seyreden sıcaklıkların bölge genelinde 4 ila 10 derece azalacağı bildirildi. Soğuk havanın önümüzdeki hafta boyunca da etkisini sürdürmesi bekleniyor. Bu süreçte özellikle gece ve sabah saatlerinde sıcaklıkların düşmesine bağlı olarak iç kesimlerde buzlanma ve don olaylarının görülebileceği, buna bağlı olarak kara, hava ve deniz ulaşımında aksamalar yaşanabileceği değerlendiriliyor. Tarımsal faaliyetlerin sürdüğü bölgelerde ise soğuk hava ve don olaylarının zirai don riskini artırarak ürün kayıplarına yol açabileceği uyarısı yapıldı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 26 Aralık 2025 ile 2 Ocak 2026 tarihleri arasında bölgeye bağlı il merkezlerinde en düşük hava sıcaklıklarının eksi değerlere kadar düşebileceğini belirterek, yayımlanacak tahmin ve meteorolojik erken uyarıların yakından takip edilmesinin önem taşıdığını vurguladı.