GÜNDEM - 17 Aralık 2021 Cuma 11:29

Maltepe’de 'Kars-Ardahan-Iğdır' rüzgarı esti

A
A
A
Maltepe’de 'Kars-Ardahan-Iğdır' rüzgarı esti

Maltepe’de Kars, Ardahan ve Iğdır'a ait yöresel ürünler ve doğal lezzetler tanıtıldı. İstanbullular, yöresel tatlardan olan kaz eti, kaşar peyniri ve kaz kavurmasına yoğun ilgi gösterdi.

Doğal güzelliği ve temiz havasıyla bilinen Kars, Ardahan ve Iğdır’ın yöresel lezzetleri İstanbul Maltepe etkinlik alanında sergilendi. Yöresel ve doğal tatların buluştuğu “Kars, Ardahan ve Iğdır” tanıtım günleri festivalinde; kaz eti, Kars kaşarı, kaz kavurması ve kete yemek severlerle buluştu. Festivalde ‘2021 Miss Turkey Kaz Güzellik Yarışması’ için süslenen kazlar da renkli görüntülere sahne oldu. Kars, Ardahan ve Iğdır’ın şifa dolu lezzetleri ve ünlü yemekleriyle 4 gün boyunca Maltepe Sahil Etkinlik Alanında sergilenmeye devam edecek.

“Kars, Iğdır, Ardahan’ın bir tek havasını getiremedik, ondan hariç her şeyini getirdik”
Karsın ünlü yemeklerinden Kaz etinin nasıl yapıldığını aktaran Halime Altın, “Kars, Ardahan, Iğdır öncelikle Maltepe'ye geldi. Tüm İstanbulluları Maltepe Etkinlik Alanına bekliyoruz. Kars, Iğdır, Ardahan’ın bir tek havasını getiremedik. Ondan hariç her şeyini getirdik. Kaz nasıl yapılır, kaz 2 ay öncesi kesilir, temizlenir, kurutulur, tuzlanır bekletilir. Ondan sonra bütün Maltepelilere, İstanbullulara servis yapılır. Kazın tek özelliği tuzdur. Kuru kaz, kesimden sonra kesinlikle 15, 20 gün iplerde ya da ağaçlara asılarak kurutulur. Ardahan'ın, Kars'ın, Iğdır'ın en meşhuru Kazdır. Kars'tan geldiği için maliyetler çok yüksek. Bu seneki bize fiyat verdikleri porsiyonlar 80 lira, tüm kazlarımız 300 dedik. Perşembesinden Pazar gününe kadar bu fiyat tek fiyat” dedi.

Maltepe’de 'Kars-Ardahan-Iğdır' rüzgarı esti

“Gravyer peyniri 22-25 kilo sütten 8 ay olgunlaştırılarak 2 yıl olgunlaşması ile tamamlanarak sunuma geçiyor”
Tanıtım günlerinde Kars’tan 60 çeşit peynir getirdiğini belirten Onur Polater, gravyer peynirinin özelliklerini sıraladı. Polater, “Biz Kars'tan üretici ve satıcı olarak şu anda İstanbul Maltepe alanına Kars, Iğdır günleri olarak tanıtıma geldik. Kars yöremizde 50, 60 çeşit peynir bulunmaktadır. Coğrafi olarak bu ürünleri İstanbul'a getirmeye çalıştık. Şu anda elimde gravyer peyniri var. Eski kaşar, taze kaşar, çeçil, küflü peynir, tulum peynir gibi ürünleri burada İstanbul halklarına sunum ve satış için getirdik. Şu anda memnunuz, halkımız da memnun. Şu anda yoğun bir talep var. Çünkü dağımız güzel. Çünkü şehrimiz güzel. Çünkü ürünlerimiz çok güzel ve kalitelidir. Gravyer peyniri yaklaşık olarak 22, 25 kilo sütten 8 ay olgunlaştırılarak 2 yıl olgunlaşması tamamlanarak sunuma geçiyor. Çok özel bir peynir. Türkiye'de sadece Kars'ta üretilmektedir ve bu peynirin özelliklerinden biri de hileyi kabul etmemesidir.” İfadelerini kullandı.

“Hakiki balcı olarak ballarımızda Kafkas arısı kullanıyoruz”
Şifa deposu ballarda Kafkas arısını kullandıklarını belirten Vahit Özden, ”Balımız Kars, Ardahan ve Iğdır bu yörenin ballarıdır. Ballarımız dünyanın beşinci çiçek çeşidine sahip ballardır. Tabii bu balların önemli olması, balın hakiki bal yani organik bal olması önemlidir. Dediğimiz gibi ballarda çok hileli olaylar dönüyor. Bunun için önemli olan halkımıza akıtma organik bal yedirmek. Biz de inşallah onu yedirmeye geldik. Arılarımızı da biz genelde hakiki balcı olarak ballarımızda bilhassa sonuç gören bal arısı olarak Kafkas arısı kullanıyoruz. Kafkas arısı doğaya daha iyi adapte oluyor. Bilhassa Doğu Anadolu dediğim gibi dünyanın en zengin yüzde 70 bal çiçekleri çeşidine sahip bir ülkemiz var” diye konuştu.

“Kars ketemiz var, İçli oluyor İçi cevizli oluyor”
Tanıtım günlerinde Kars ketesi yapan Filiz Zorba “Bizim yöresel olarak Kars ketemiz var. İçli oluyor, İçi cevizli oluyor, tatlısız oluyor, tuzlulu oluyor. Çeşitlerimiz çok. Burada gözlemelerimiz var. Pişilerimiz var, pişi yaptık. güzel sütle yoğruldu, mayalandı. Ekşidikten sonra bol bir yağlı sıvı yağlı kızartılıp güzel ikramlar ediyoruz herkese ikramda bulunuyoruz. Katmerlerimiz oluyor. Korkete diyorlar içli oda. O da yine tuzlu oluyor. Sacda pişiyor tabii ki. Bizim yöresel zaten hamur işlerimiz çok çeşitlidir. Şu an yapabildiklerimiz yani burada var” diye açıkladı.

“Amacımız Kars'ımızı Ardahan'ımızı tanıtmaktı”
Tanıtım günlerinde kete yapan Selva Çapanaydın, “Bugün burada Kars, Ardahan, Iğdır olarak bir araya geldik. Burada güzel bir organizasyon oluştu. Öncülüğünü ARDAFED yaptı. Bizler de burada onlar sayesinde bulunmuş olduk. Amacımız Kars'ımızı Ardahan'ımızı Göle'mizi tanıtmaktı. Zor şartlarda orada mücadele ediyoruz. Eksi 45 derecede mücadele ediyoruz. Ama 2 bin rakımlık bölgedeyiz. Doğal bitki, doğal mera alanlarına sahibiz. Bin bir çeşit çiçeğin balın en güzeli, kaşarın, tereyağının en güzeli oralarda üretiliyor. Kadınların gücü vardı. Gece 3’e, 4’e kadar bütün Kars, Ardahan, Iğdır kadınları çalıştı” dedi.

“Kars ketemiz var, içli oluyor içi cevizli oluyor”
Tanıtım günlerinde Kars ketesi yapan Filiz Zorba “Bizim yöresel olarak Kars ketemiz var. İçli oluyor, İçi cevizli oluyor, tatlısız oluyor, tuzlu oluyor. Çeşitlerimiz çok. Burada gözlemelerimiz var. Pişilerimiz var, pişi yaptık. güzel sütle yoğruldu, mayalandı. Ekşidikten sonra bol bir yağlı sıvı yağlı kızartılıp güzel ikramlar ediyoruz herkese ikramda bulunuyoruz. Katmerlerimiz oluyor. Korkete diyorlar içli, O da yine tuzlu oluyor. Sacda pişiyor tabii ki. Bizim yöresel zaten hamur işlerimiz çok çeşitlidir. Şu an yapabildiklerimiz yani burada var” İfadelerini kullandı.

“Yöremize ait özellikleri olan sağlıklı gıda maddelerini, tarihi yerlerini, turizm yerlerini buraya taşıdık”
İstanbul Ardahan Dernekler Federasyonu (ARDA-FED) Başkanı Orhan Çerkez ise, “Bugün Kars'ın Ardahan, Iğdır'ımızın tanıtım günleri. Oradan buraya kültürümüzü, örf adetimizi, yöremize ait has özellikleri olan sağlıklı gıda maddelerini, tarihi yerlerini, turizm yerlerini önem arz eden her şeyi buraya taşıdık. Burada insanlara tanıtmak istiyoruz. Özellikle İstanbullu hemşerilerimizin buraya gelmesini rica ediyorum. Kars'ı görmenizi rica ediyorum. Ardahan'ı, Iğdır'ı tanımanızı rica ediyorum. Ardahanlı Karslı hemşerilerimin gelirken mutlaka yanlarından komşularını getirmesini bekliyorum. Çok güzel bir etkinlik olacak. Kars İstanbul'da diyoruz. Her şey burada ayaklarına kadar getirdik. Gelsin görsünler. Bizleri tanısınlar. Bu ülkede İstanbul'da hep birlikte yaşıyoruz. Her ne kadar Kars, Iğdır, Ardahan olsa da bu İstanbul'da ortak kültürel buluşmak zorundayız. İnsanlara kendimizi tanıtıp ifade etmek istiyoruz. Ayrıyeten oraya doğal ürünlerimizi, kaliteli ürünlerimizi buraya taşıyıp burada üreticiyle, tüketiciyi bir de ayrıyeten toptancıları tanıştırmak istiyoruz. Bir ara köprü kuruyoruz” dedi.

Mustafa Ayabakan - Sevgi Canpolat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa ÜÇEL Kauçuk, GES yatırımıyla karbon ayak izini azaltıyor Şirket, Ürgüp’teki güneş enerjisi yatırımı ve yenilenebilir enerji sertifikalarıyla emisyonlarını düşürürken, Ar-Ge ve üretim süreçlerini de sürdürülebilirlik ilkelerine göre yeniden şekillendiriyor. Bursa merkezli ÜÇEL Kauçuk, otomotiv yan sanayide artan enerji maliyetleri ve karbon regülasyonlarına uyum sağlamak için sürdürülebilirlik odaklı dönüşümünü hızlandırdı. Şirketin çalışmaları arasında Ürgüp’te devreye alınan 2 MWp kapasiteli Güneş Enerjisi Santrali (GES), yenilenebilir enerji sertifikaları ve çevre temelli üretim standartları öne çıkıyor. ÜÇEL Kauçuk Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Hüseyin Oruç, "Nevşehir Ürgüp’te kurulan 2 MWp’lik GES sayesinde yıllık yaklaşık 2 bin ton CO emisyonunun dengelenmesi hedefleniyor. Bu miktar yaklaşık 91 bin ağacın yıllık karbon emilimine denk geliyor. GES’i yalnızca enerji projesi olarak değil, sanayide temiz enerji kullanımına örnek oluşturan bir adım olarak görüyoruz. ÜÇEL Kauçuk ayrıca, Bursa’daki tesisinde tüketilen elektriğe karşılık 2 bin 164 MWh yenilenebilir kaynaklı enerji için I-REC sertifikası aldı. Sertifikaların hidroelektrik üretiminden sağlanması, şirketin fosil kaynak kullanımını düşürme hedefini destekliyor. Bu çalışma, 2024 yılı için belirlenen Kapsam 2 emisyonlarını yenilenebilir elektrikle dengeleme hedefinin tamamlayıcı bir parçası oldu" dedi. Şirket, su tüketimi, karbon salımı ve ürün yaşam döngüsündeki çevresel etkileri ISO 14064, ISO 14067 ve ISO 14046 standartlarına uygun şekilde takip etiğini belirten Oruç, "Yönetim, sürdürülebilirliği ekonomik istikrar ve toplumsal sorumlulukla birlikte ele alıyor. Motor ve şanzıman takozları, süspansiyon bileşenleri ve kauçuk-metal birleşimi ürünlerde çalışan Ar-Ge birimi, yeni tasarımları ileri mühendislik araçlarıyla kurguluyor. Bu yaklaşım hem dayanıklılığı artırıyor hem de daha uzun ömürlü ürünlerle kaynak kullanımını azaltıyor. Ar-Ge’nin yalnızca ürün geliştirmede değil, üretimin çevresel etkisini azaltmada da stratejik rol taşıyor" ifadelerini kullandı. Hüseyin Oruç, otomotiv sanayinde rekabetin artık karbon ayak izi ve enerji verimliliği gibi kriterler üzerinden şekillendiğini belirterek, "GES yatırımımız, yenilenebilir enerji sertifikalarımız ve Ar-Ge odaklı üretim anlayışımız sürdürülebilir büyüme yaklaşımımızın somut karşılıklarıdır. ÜÇEL Kauçuk, önümüzdeki dönemde daha çevreci teknolojilere odaklanarak global pazarlardaki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor" dedi.
Gaziantep MÜSİAD Gaziantep Şube Başkanı Özdurdu’dan 25 Aralık mesajı MÜSİAD Gaziantep Şube Başkanı Furkan Özdurdu, 25 Aralık Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı. Başkan Özdurdu, mesajında, Gaziantep’in 11 ay boyunca süren destansı direnişinin, milletin inançla yoğrulmuş azminin, sabrının ve bağımsızlık iradesinin en güçlü örneklerinden biri olduğunu ifade etti. 25 Aralık’ın yalnızca bir kurtuluş tarihi olmadığını vurgulayan Özdurdu, bu günün yokluklar içinde verilen büyük bir mücadelenin, fedakârlığın ve vatan sevgisinin simgesi olduğunu belirtti. Gaziantep’in işgal yıllarında hiçbir yerden yardım almadan, Şahinbeylerin, Karayılanların ve ismi bilinmeyen nice kahramanın öncülüğünde topyekûn bir direniş ortaya koyduğunu hatırlatan Özdurdu, bu mücadelenin bir şehir iradesiyle kazanıldığını kaydetti. Verilen bu büyük mücadelenin, gelecek nesillere bırakılmış en kıymetli emanetlerden biri olduğunu dile getirdi. Kurtuluş ruhunun sadece geçmişte yaşanmış bir hatıra olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çeken Özdurdu, bu ruhun bugün çalışmakta, üretmekte ve şehre değer katmakta hayat bulduğunu ifade etti. Alın teriyle kazanılan her başarının, geçmişte verilen mücadelenin bugüne yansıması olduğunu vurguladı. Gaziantep’in sahip olduğu üretim gücü, istihdam kapasitesi ve girişimci yapısıyla ülkemize katkı sunmaya devam ettiğini belirten Özdurdu, bu kadim şehrin geçmişinden aldığı güçle bugün de birlik ve beraberlik içerisinde yoluna kararlılıkla devam ettiğini ifade etti. Başkan Özdurdu, "Bu vesileyle, Gazi şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümünü kutluyor; vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum" diye konuştu.
İzmir Aliağa, ihracatta Türkiye’nin ikinci büyük gümrüğü oldu İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Aliağa Şube Başkanı Adem Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarına uğrak yapan gemi sayısının 5 bin 701 olduğunu, geçen yıla göre yüzde 2,40 artış yaşandığını belirterek, Aliağa’nın Kocaeli’nin ardından Türkiye genelinde ikinci sıradaki yerini koruduğunu ifade etti. İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Aliağa Şubesi, 2025 yılının değerlendirildiği ve gelecek döneme ilişkin hedeflerin ele alındığı yılın son meclis toplantısını gerçekleştirdi. Aralık ayı meclis toplantısında oda faaliyetleri, Aliağa limanlarına ilişkin istatistikler ve bölgenin ekonomik performansı değerlendirildi. Toplantıda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, 2025 yılı Ocak–Kasım dönemine ilişkin değerlendirmesinde Aliağa limanlarının Türkiye deniz ticaretindeki stratejik ve istikrarlı konumunu sürdürdüğünü belirtti. Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarına uğrak yapan gemi sayısının 5 bin 701 olduğunu, geçen yıla göre yüzde 2,40 artış yaşandığını ve Aliağa’nın Kocaeli’nin ardından Türkiye genelinde ikinci sıradaki yerini koruduğunu ifade etti. Ege Bölgesi gemi trafiğine de değinen Şimşek, aynı dönemde İzmir Limanı’na bin 221, Dikili Limanı’na ise 295 geminin uğrak yaptığını, Dikili Limanı’nda yüzde 68 artış yaşanırken İzmir Limanı’nda yüzde 13,58 oranında düşüş gerçekleştiğini kaydetti. Aliağa elleçlemede liderliğini sürdürüyor Yük elleçleme verilerine ilişkin bilgi veren Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarında 80 milyon 573 bin 424 ton net yük elleçlendiğini, geçen yılın aynı döneminde bu rakamın 77 milyon 992 bin 685 ton olduğunu ve yüzde 3,31’lik artışla net ton bazında liderliğin korunduğunu söyledi. Son 20 yılda Aliağa limanlarında net ton elleçleme miktarının yaklaşık üç kat artarak 2024 yılında 85,5 milyon tona ulaştığını belirten Şimşek, pandemi sonrası dönemde ise yaklaşık yüzde 30’luk büyüme yaşandığını ifade etti. Aynı dönemde 32 milyon 938 bin 440 ton yükleme gerçekleştirildiğini aktaran Şimşek, bu alanda yüzde 4,45’lik artışla Aliağa’nın lider konumda bulunduğunu dile getirdi. Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında 47 milyon 634 bin 984 ton boşaltma yapıldığını, bunun geçen yıla göre yüzde 2,53 artış anlamına geldiğini ve Aliağa’nın Türkiye genelinde en çok boşaltma elleçlemesi yapan ikinci liman konumunda olduğunu söyledi. Konteyner verilerine de değinen Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarında 1 milyon 577 bin 208 TEU konteyner elleçlendiğini, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,43’lük azalış yaşanmasına rağmen Aliağa’nın Türkiye genelinde 5’inci sıradaki yerini koruduğunu belirtti. Toplam groston bazında ise 106 milyon 234 bin 292 ton elleçleme yapıldığını ve Aliağa’nın bu alanda Kocaeli’nin ardından ikinci sırada bulunduğunu ifade etti. "Gümrük verileri Aliağa’nın stratejik gücünü ortaya koyuyor" Gümrüklere göre ihracat rakamlarını da değerlendiren Şimşek, Aliağa Gümrük Müdürlüğü’nün Türkiye genelinde ihracat hacmi bakımından ikinci en büyük gümrük noktası olma konumunu sürdürdüğünü belirtti. Aliağa’nın 2020 yılında 12,6 milyar dolar olan ihracat hacminin, 2025 yıl sonu tahminiyle 22 milyar dolar seviyesine çıkarılmasının hedeflendiğini ifade eden Şimşek, bu artışın beş yılda yaklaşık yüzde 74’lük bir büyümeye karşılık geldiğini söyledi. 2024 verilerine göre Aliağa limanlarında 34,2 milyon ton ihracat ve 51,2 milyon ton ithalat gerçekleştirildiğini aktaran Şimşek, bu tablonun Aliağa’nın ham maddeyi işleyerek katma değerli ürüne dönüştüren güçlü ve entegre bir endüstriyel yapıya sahip olduğunu gösterdiğini ifade etti. Şimşek, Aliağa’nın Türkiye’nin toplam ihracatında yüzde 8 bandında istikrarlı bir paya sahip olduğunu belirterek, 2025 yıl sonu itibarıyla Aliağa’nın yaklaşık 22 milyar dolarlık ihracatla Türkiye ihracatının yüzde 8,2’sini karşılamasının beklendiğini ifade etti. Aynı dönemde Aliağa’nın ithalattaki payının ise yüzde 3,8 seviyesinde olacağının öngörüldüğünü belirten Şimşek, bu verilerin Aliağa’nın ithal ettiğinden daha fazlasını ihraç eden, dış ticaret fazlası veren ve Türkiye ekonomisine pozitif katkı sağlayan net bir ihracat merkezi olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Meclis Başkanı İsmail Önal başkanlığında düzenlenen toplantıya; İMEAK DTO Aliağa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, Aliağa Bölge Liman Başkanı Günhur Şanlı, Aliağa Deniz Liman Şube Müdürü Kadir Sonocak, İMEAK Deniz Ticaret Odası Eğitim Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Görgün, Genel Sekreter Yardımcısı Alper Keçeli, Meclis Üyeleri Burak Atasoy ,Teoman Mustafa Akyol ile Eğitim Müdürü Bahadır Küçük, Şimşekler Gemi Söküm Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Merkez Meclis Üyesi Orbay Şimşek ile şube meclis üyeleri katıldı.
Sinop Mardin’in geleneksel tatları Sinop’ta tanıtıldı Güneydoğu Anadolu’nun köklü mutfak kültürü, Karadeniz’de lezzet dolu bir etkinlikle tanıtıldı. Sinop Üniversitesi Turizm Fakültesi ile Sinop ve Sinoplular Gastronomi Derneği iş birliğinde düzenlenen uygulamalı workshopta, Mardin’e özgü geleneksel tatlar Sinoplu öğrenciler ve akademisyenlerle buluşturuldu. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri, alanında deneyimli şeflerin rehberliğinde Mardin mutfağının simge yemeklerinden lebeniye çorbası, etli bulgur pilavı ve zerde tatlısını uygulamalı olarak hazırladı. Etkinlik boyunca öğrenciler hem yöresel mutfak kültürü hakkında bilgi edindi hem de geleneksel pişirme tekniklerini birebir deneyimleme imkânı buldu. Yaklaşık bin kişilik hazırlanan Mardin yöresel yemekleri, Öğrenci Yaşam Merkezi’nde üniversite personeli ve öğrencilere ikram edildi. Yoğun ilgi gören programa Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz, Sinop Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Sabri Bilgin ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Rıza Bayrak da katıldı. Etkinlikte yapılan değerlendirmelerde, bu tür uygulamalı çalışmaların öğrencilerin mesleki yeterliliklerini artırdığına dikkat çekilerek, Türkiye’nin farklı yörelerine ait gastronomi mirasının yaşatılması ve tanıtılması açısından önemli katkılar sunduğu vurgulandı. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hasibe Yazıt’ın koordinasyonunda gerçekleştirilen etkinliğe, Sinop ve Sinoplular Gastronomi Derneği Başkanı Muzaffer Elik, Sinop Şube Başkanı Handan Yılmazer Turan, Dernek Genel Sekreteri Yüksel Kalyoncu ile Deniz Ürünleri İşletmecisi Deniz Akpınar da katıldı.