ASAYİŞ - 06 Haziran 2023 Salı 15:40

Koşarak yola fırlayan çocuğa hafif ticari araç çarptı

A
A
A
Koşarak yola fırlayan çocuğa hafif ticari araç çarptı

Esenler ‘de seyir halinde olan ticari araç sokak üzerinde arkadaşıyla oyun oynadığı esnada karşıdan karşıya koşarak geçmek isteyen çocuğa çarptı. O anlar ise bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.

Olay, dün saat 18.00 sıralarında Esenler Nene Hatun Mahallesi Pasinler Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre yabancı uyruklu olduğu öğrenilen 7 yaşındaki erkek çocuğu arkadaşlarıyla oyun oynadığı sırada yola fırlaması sonucu seyir halinde olan beyaz renkli ticari araç çocuğa çarptı. Çarpmanın etkisiyle aracın altında kalan küçük çocuk için, çevrede bulunan vatandaşlar ve esnaf, çocuğu aracın altından kurtarmak için seferber oldu. Çarpmanın etkisiyle hafif yaralanan küçük çocuk, hastaneye kaldırıldı. Kaza sonrası yaralanan çocuğun sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Olay anı kamerada
7 yaşındaki çocuğun arkadaşlarıyla oyun oynadığı sırada yola fırlaması sonucu meydana gelen kaza anı cadde üzerinde bulunan bir işyerinin güvenlik kamerası tarafından anbean kaydedildi. Görüntülerde çocuğun caddede koştuğu ve o esnada oradan geçen ticari aracın çocuğa çarptığı görülüyor.

“O refleksle kim olursa olsun aynısını yapardı”
Olay anında iş yerinin önünde arkadaşıyla sohbet eden ve kazayı fark ettiği anda olay yerine giderek ilk müdahaleyi yapan Ramazan Özmen, “ Dün olay saatlerinde buradaydık. O anda bir baktık çocuk karşıdan geçerken bir araç direkt çarptı ona. Tabi o refleksle kim olursa olsun aynısını yapardı. Allah için tam yardıma koştuk. Araba birazcık ayaklarının üstündeydi. Birazcık arabayı çektirdik. O an can havliyle arabaya teslim edip, direkt hastaneye gönderdik çocuğu. Haber aldık. Çocuğun durumu iyiymiş şu anda. Ailesinden de haber aldık. Çocuk çok şükür iyiymiş. Çarpan arabayla acil bir şekilde Bağcılar Devlet Hastanesi’ne gönderdik. Ben ilk gördüğümde ağzından ve burnundan kan akıyordu o an. Bende dayanamadım. Bir an önce hastaneye yetişsin diye direkt hastaneye gönderdik” dedi.

“Kendi evladı gibi koştu”
Kaza esnasında iş yerinde bulunan esnaf Mustafa Çolak, “Olay anında iş yerindeydim. Komşum Ramazan kardeşimin kaza anıyla birlikte koştuğunu görünce, komşular ve esnaf bir anda koştular. Olay anını tam olarak görmedim ama arkadaşımın koşması baya bir duygulandırdı beni açıkçası. Kendi evladı gibi koştu. Çocuğu alıp bir an önce hastaneye yetiştirdiler. Ramazan kardeşimi bu konuda çok duyarlı ve hassas olduğu için tebrik ediyorum. Çocuğun sağlık durumu şu an gayet iyi. Hastaneden getirdiklerini duydum. Tahmini olarak 7-8 yaşlarında olabilir” şeklinde konuştu.

Senat Destanoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Ramazan ayında mide şişkinliği ve kramplara dikkat VAN (İHA) – Van’ın İpekyolu İlçe Sağlık Müdürü Zübeyde Kul, Ramazan ayında uzun süren açlığın ardından bir anda yemek yemeye başlamanın midede şişkinlik gibi problemlere yol açabileceğini söyledi. Ramazan ayında uzun süren açlık ve susuzluk sonrası doğru beslenme büyük önem taşıyor. İftar ve sahurda yapılan yanlış tercihler sindirim sorunlarına yol açabilirken, dengeli ve sağlıklı bir beslenme düzeni ise hem mideyi koruyor hem de gün boyu enerjik kalmayı sağlıyor. Uzmanlar, özellikle iftara hafif başlangıç yapılması ve sahurun atlanmaması gerektiğini vurguluyor. İHA muhabirine konuşan İpekyolu İlçe Sağlık Müdürü Zübeyde Kul, bu yıl Ramazan ayında yaklaşık 11 saatlik bir açlık süresinin olduğunu belirtti. Bu süreçte bağırsak ve mide sisteminin dinlenmeye geçtiğini ifade eden İlçe Müdürü Kul, "Ancak iftar saatinde birden yemek yediğimizde, midede kramplar ve şişkinlik meydana gelebiliyor. Bu nedenle iftara yavaş yavaş başlamamız önemlidir. Ezan okunduğunda önce bir bardak su içmeli ve bir hurma yiyebiliriz ya da sadece su da tercih edebiliriz. Ardından bir iki dakika bekleyerek midemizin suyu karşılamasına ve kendine gelmesine fırsat vermeliyiz. Daha sonra çorbayla iftara başlayabiliriz. Ancak çorbanın hemen ardından ana yemeğe geçmek yerine, en az 15-20 dakika beklemeliyiz. Çünkü tüm gün aç kalan mide, bir anda yüklenildiğinde krampla kendini korumaya alır ve şişkinlik hissi oluşur. Bu arada namaz kılabilir, sofradakilerle sohbet edebilir veya kısa bir yürüyüş yapabiliriz" dedi. "Yemekten hemen sonra çay içmek sindirimi olumsuz etkiler" Ana yemeğe geçildiğinde porsiyonun kontrolü yapılması gerektiğini ve yemekten hemen sonra çay içilmemesi gerektiğini dile getiren Kul, "Açken gözümüz doymayabilir ve gereğinden fazla yemek alabiliriz, ancak uzun süren açlık sonrası midemiz küçülmüştür ve eskisi kadar yemek yiyemeyiz. Bu yüzden normalde tükettiğimiz miktardan daha az yemeye özen göstermeliyiz. Ayrıca yemekleri yavaş yemek, sindirim sistemimizin rahat çalışmasını sağlar ve mide kramplarını önler. Yediğimiz yiyeceklerin seçimi de oldukça önemlidir. Aşırı yağlı yemeklerden kaçınmalı, sadece et içeren yemekler yerine sebzeli yemekleri de tercih etmeliyiz. Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, pirinç pilavı yerine ise bulgur pilavı tercih edilmelidir. Yemekten hemen sonra oturup bir demlik çay içmek de sindirimi olumsuz etkiler. Çayın içindeki tanen maddesi, yemekle aldığımız bazı vitaminlerin ve demirin emilimini engelleyebilir, bu da uzun vadede kansızlık ve vitamin eksikliğine yol açabilir. Bu nedenle çay içmek için en az bir saat beklemek gerekir. Meyve tüketmek istiyorsak da yemekten en az iki saat sonra yemeliyiz" diye konuştu. "Sahura kalkmak oldukça önemli" Yemekten hemen sonra uyumanın sağlıklı olmadığının altını çizen Kul, sözlerini şöyle sürdürdü: "Vücudumuzun belirli bir yemek ritmi ve biyolojik döngüsü vardır. Bu yüzden sahura kalkmak oldukça önemlidir. Sahurda çok fazla yemek yemekten kaçınmalı, hafif ve besleyici yiyecekler tüketmeliyiz. Özellikle bol su içmek, yumurta, yoğurt ve tuzsuz peynir gibi protein ağırlıklı besinleri tercih etmek faydalı olur. Tuzlu gıdalardan kaçınmalıyız çünkü gün boyunca susuz kalacağımız için böbreklere fazladan yük bindirmemeliyiz. Yumurtanın proteini kaliteli olduğu için hem tokluk hissi sağlar hem de mide ve bağırsakları yormaz. Bu önerilere dikkat ederek Ramazan ayında daha sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturabilir ve sindirim sistemimizi koruyabiliriz."
Denizli Modern Eğitim Bilimci Paşayev; "Depresyonu yenerek umutlu ve sağlıklı bir hayata kavuşun" Depresyonun yaşamın zorluklarına rağmen umutlu ve sağlıklı bir hayata kavuşmanın önünde aşılabilir bir engel olduğunu belirten Modern Eğitim Bilimci Kamil Vüsal Paşayev, "Uzmanlarla yapacağınız görüşmeler, yeni edineceğiniz alışkanlıklar ve sosyal çevrenizi güçlendirecek etkinlikler, sizi karanlık günlerden aydınlık yarınlara taşıyacaktır" dedi. Günümüzde en sık görülen ruhsal bozukluklardan olan depresyonun belirtileri, nedenleri, türleri ve psikolojik iyileşme süreci hakkında önemli bilgiler veren Modern Eğitim Bilimci Kamil Vüsal Paşayev, depresyondan eziyet çeken bireyler için depresyondan kurtulmaları, iç huzuru keşfetmeleri ve yaşam kalitesini artırabilmeleri için önemli ve kritik tavsiyelerde bulundu ve depresyonun bir tepki, mutluluğun ise sadece bir tavır olduğunun altını çizdi. Paşayev, "Depresyon, modern yaşamın getirdiği zorluklar, biyolojik faktörler ve çevresel etmenlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilen; bireyin duygu durumunu, düşünme biçimini, yaşam kalitesini, iç huzurunu ve sosyal ilişkilerini derinden sarsan çok boyutlu, ciddi bir ruh sağlığı problemidir. Ancak, bilimsel araştırmalar ve klinik deneyler, depresyonun tedavisinde iyileşmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Depresyonun birden fazla nedeni olabilir. Genetik ve biyolojik faktörler, yaşamın zorlu şartları, ekonomik sorunlar, travmalar, çevresel etmenler, hormonsal dengesizlikler, aile içi problemler, işten kaynaklı stresler veya sosyal izolasyon depresyonun en temel nedenleri arasında yer almaktadır" diye konuştu. Depresyon belirtilerinden söz eden Paşayev, "Sürekli bir üzgünlük ve yaşamdan keyif alamama (anhedoni), sürekli gergin olma, mutsuzluk, değersizlik ve suçluluk hissi, günlük aktivitelerde yorgunluk ve çaresizlik hissi, bir şeyi yapmak için heves ve motivasyonun olmama, sosyal etkinliklere olan ilgisizlik ve insanlardan uzaklaşma eğilimi, uyku bozukluğu hem uykusuzluk (insomnia) hem de aşırı uyuma (hipersomnia), gelecekle ilgili endişe ve kaygı, odaklanma veya karar verememe, baş ağrısı, mide problemleri veya başka fiziksel durumlar depresyonun en sık görülen belirtileridir. Depresyonun ileri aşamalarında ölüm ve intihar düşünceleri ortaya çıkabiliyor. Depresyon, birden fazla alt tipe ayrılmakta ve her biri farklı belirtiler gösterebilmektedir" şeklinde konuştu. Depresyondan tedaviyle kurtulmak mümkün Bilimsel araştırmalarla kanıtlanan uygulanabilir tedavi yöntemleri hakkında da bilgiler veren Paşayev, "Depresyon tedavisinde kullanılabilecek yöntemler, bireyin durumuna, depresyon tipine ve yaşam şartlarına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Depresyonla mücadelede ilk ve en önemli adım, profesyonel psikolojik destek almaktır. Psikolog, psikiyatrist veya terapist ile görüşmek, size durumunuzu objektif olarak değerlendirme şansı tanır. Unutmayın ki, ciddi vakalarda mutlaka uzman desteğine başvurmak hayati öneme sahiptir. Depresyon tedavisinde ilaçlar, özellikle orta ve şiddetli depresyon vakalarında etkili bir yöntem olarak kullanılır. Antidepresanlar, beyninizdeki kimyasal dengenin sağlanmasına yardımcı olur ve duygu durumunuzu iyileştirebilir. Ancak, ilaç tedavisine başlamadan önce mutlaka bir uzmana danışılmalıdır. İlaç kullanımının yan etkileri, doz ayarlamaları ve tedavi süreci, uzman gözetiminde yürütülmelidir. Fiziksel aktivitenin ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkileri bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Düzenli yürüyüş, koşu, yoga ya da herhangi bir spor aktivitesi, serotonin ve endorfin gibi mutluluk hormonlarının salgılanmasına yardımcı olur" ifadelerini kullandı. Dengeli beslenme ve düzenli yaşam depresyondan koruyor İyi beslenmenin fiziksel sağlık kadar zihinsel sağlık için de önemli olduğuna dikkat çeken Paşayev, şu bilgileri paylaştı: "Omega-3 yağ asitleri, vitamin ve minerallerden zengin gıdalar tüketmek, beynin işlevini destekler. Düzenli aralıklarla yemek yemek, kan şekerinde ani dalgalanmaları engeller, böylece ruh halinde istikrar sağlanır. Uyku düzenine özen göstermek de depresyonla mücadelede kritik adımlardandır. Günde 7-9 saat kaliteli uyku, bedenin yenilenmesi ve zihnin toparlanması için gereklidir. Yatak odanı rahat ve huzurlu hale getirmek; elektronik cihazlardan uzak durmak, uyku öncesi sakinleştirici aktiviteler yapmak uyku kaliteni artırabilir. Meditasyon, zihinsel dengeyi sağlamada oldukça etkili bir yöntemdir. Meditasyon yaparak düşüncelerini sakinleştirebilir ve stresin azalmasına yardımcı olabilirsin. Gün içinde kısa süreli meditasyon seansları, zihnin yoğun düşünceler arasında kaybolmasını önler ve kendini daha iyi hissetmeni sağlar. Ayrıca, derin nefes egzersizleri uygulamak, anksiyete ve panik atak belirtilerini hafifletmeye yardımcı olur. Nefesini düzenli ve derin alarak bedenine oksijen sağlamak, stresle başa çıkmanı kolaylaştırır. Sevdiğin aktivitelerle ilgilenmek, kendine zaman ayırmak ve yeni hobiler keşfetmek, depresyonla mücadelede önemli bir yer tutar. Müzik dinlemek, resim yapmak, yazı yazmak veya el işi gibi faaliyetler, zihni meşgul eder ve olumlu duyguları ön plana çıkarır. Sosyal ilişkiler, yalnızlık hissini hafifletir. Arkadaşlarınla, ailenle ya da destek gruplarıyla vakit geçirmek, duygularını paylaşmanı sağlar. Günlük yaşantınıza belirli bir düzen kazandırmak, depresyonla mücadelede önemli adımlardan biridir. Günlük aktiviteleri planlamak, küçük hedefler belirlemek ve bu hedeflere ulaşmak, kendinize olan inancınızı pekiştirir. Duyguları yazıya dökmek zihinsel rahatlama sağlar" "Her yolculuk, küçük bir adımla başlar" Depresyonla mücadele için kararlılığın önemine değinen Paşayev, şu tavsiyelerde bulundu: "İlk adımı atın, yeni bir hayata merhaba deyin. Depresyon, yaşamın zorluklarına rağmen umutlu ve sağlıklı bir hayata kavuşmanın önünde aşılabilir bir engeldir. İlk adım, bu yazıyı okuduğunuz an atılmış sayılır. Kendiniz, sevdikleriniz ve geleceğiniz için bugün bir adım atmaya cesaret edin. Uzmanlarla yapacağınız görüşmeler, yeni edineceğiniz alışkanlıklar ve sosyal çevrenizi güçlendirecek etkinlikler, sizi karanlık günlerden aydınlık yarınlara taşıyacaktır. Unutmayın; her yolculuk, küçük bir adımla başlar"
Çanakkale Çanakkale’de 1 milyon 15 bin TL değerinde dolandırıcılık suçuna karışan 5 şüpheli yakalandı Çanakkale’de 3 ay önce H.U’yu (77) sabit telefonla arayan ve kendilerini Jandarma İstihbarat Teşkilatı personeli olarak tanıtarak, müştekinin bilgilerinin suç örgütleri tarafından kullanıldığı ve suç örgütlerine operasyon yapılacağı söylemiyle toplamda 1 milyon 15 bin TL değerinde dolandırıcılık suçuna karışan 5 şüpheli yakalandı. Çanakkale merkeze bağlı Kepez beldesinde, H.U’yu sabit ev telefonunu arayan ve kendilerini Jandarma İstihbarat Teşkilatı personeli olarak tanıtarak, müştekinin bilgilerinin suç örgütleri tarafından kullanıldığı ve suç örgütlerine operasyon yapılacağı söylemiyle toplamda, 5 adet bilezik, 3 çeyrek altın, 3 parça altın saat kordonu, 2 adet altın kolye ve 2 çift altın küpesi olmak üzere 1 milyon 15 bin TL değerinde ikamete gelen dolandırıcılara elden teslim edilmesi sonucu meydana gelen Nitelikli Dolandırıcılık olayı ile ilgili olarak şüphelilerin yakalanması için Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince çalışma başlatıldı. Ekipler, 5 şüpheli şahsa ait toplam 22 GSM hattı üzerinde planlı, projeli çalışma başlattı. Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince, Çanakkale merkezli Siirt, Adana ve İstanbul’da yapılan ikamet aramalarında 4 şüpheli gözaltına alındı. 1 şüphelinin ise başka bir suçtan dolayı cezaevinde olduğu tespit edildi. Devam eden çalışmalar kapsamında örgüt lideri konumunda bulunan ve 4 suç kaydı, 8 aranma kaydı olan (7 göçmen kaçakçılığı 1 hükümlü ve tutuklunun kaçması) toplam 11 yol 2 ay kesinleşmiş hapis cezası ve 61 bin 660 TL adli para cezası bulunan şüpheli H.S. (51) Kocaeli’nde yakalandı. 5 şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. (MS