DİĞER SPORLAR - 11 Temmuz 2019 Perşembe 16:26

Kolundan sakatlanan kadın boksçu şampiyonluğu bırakmadı

A
A
A
Kolundan sakatlanan kadın boksçu şampiyonluğu bırakmadı

Türkiye Boks Federasyonu’nun Amasya’da düzenlediği Üst Minik ve Genç Kadınlar Türkiye Ferdi Boks Şampiyonası’nda Uşaklı sporcu Fatma Erol 60 kiloda final maçının ikinci raundunda sakatlanmasına rağmen devam edip Türkiye şampiyonu oldu.

Gerçekleştirilen şampiyonada, Uşaklı sporcuklar Merve Nur Ölçer 38 kiloda Türkiye üçüncüsü, Aybike Sıla Darakcı 42 kiloda Türkiye ikincisi ve Fatma Erol 60 kiloda final maçı 2. raundunda sakatlanmasına rağmen mücadelesini bırakmayarak Türkiye şampiyonu oldu. Erol, eylül ayında Bulgaristan’da yapılacak olan Avrupa Şampiyonası’nda Türkiye’yi temsil edecek.

Kolundan sakatlanan kadın boksçu şampiyonluğu bırakmadı

Geçtiğimiz aylarda Yıldızlar Türkiye Şampiyonası’nda birinci olan Doğan, Romanya’da Türkiye’yi temsil etmişti. Sporcuların antrenörü Görkem Durak, "2019 yılında şu ana kadar gitmiş olduğumuz Türkiye şampiyonalarında iki altın, iki gümüş ve bir bronz madalya alarak müsabakalarımıza devam etmekteyiz. Bu sene şampiyonlarımızdan biri Romanya’da ülkemizi temsil etmişti, bir sonraki şampiyonumuz da Bulgaristan’da temsil edecektir. Hedefimiz, bu sporcularımızı 2024 yılı olimpiyatlarına alt yapılarını oluşturarak hazırlamaktır" dedi.  

Caner Eşme 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun ’Hedefe yönelik tedaviler akciğer kanserinde yaşam kalitesini artırdı’ Her yıl yaklaşık 2 milyon kişiye akciğer kanseri teşhisi konulduğunu ve 1,8 milyon kişinin bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhan Köksal, “Son 10 yılda akciğer kanseri tedavisinde hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler, hastaların yaşam süresi ve yaşam kalitesinde olumlu yönde değişiklikler sağlıyor” dedi. Liv Hospital Samsun Göğüs Hastalıkları Prof. Dr. Nurhan Köksal, Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla bilgilendirmelerde bulundu. Akciğer kanserinin, en sık görülen kanser türlerinden biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Köksal, “Akciğer kanserine karşı son 10 yılda özellikle risk gruplarının belirlenmesi, taramanın kimlere yapılacağının daha net ortaya konması, erken tanı alanında özellikle hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler ile tedavi alanlarında ciddi kazanımlar elde edilmiştir. Akciğer kanseri, dünyada en sık görülen kanser türlerinden biri olup, kansere bağlı ölümler arasında en yüksek ölüm oranına sahiptir. Bu kanser türü, akciğer dokusunda anormal hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu oluşur” diye konuştu. “Pasif sigara içiciliği de riskli” Akciğer kanserinin 2 türe ayrıldığını dile getiren Prof. Dr. Köksal, “Akciğer kanseri, küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) olarak iki ana türe ayrılır. Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri, tüm vakaların yaklaşık yüzde 85’ini oluşturarak daha yaygın görülür. Akciğer kanseri genellikle sigara içen bireylerde daha fazla görülür çünkü sigaradaki zararlı kimyasallar akciğer hücrelerine zarar vererek kansere yol açabilir. Tütün kullanımı, akciğer kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 80-90’ından sorumludur; ayrıca pasif sigara içiciliği de bu hastalığa yakalanma riskini artırır. Asbest, radon gazı, hava kirliliği ve genetik faktörler de akciğer kanserinin gelişiminde rol oynayan diğer etkenler arasında yer alır" şeklinde konuştu. “Kadınlarda sigara içme oranı arttı” Erkeklerde akciğer kanseri görülme oranının kadınlara kıyasla daha yüksek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Köksal, “Kadınlarda sigara içme oranının artmasıyla bu oran giderek dengelenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl yaklaşık 2 milyon kişi akciğer kanseri teşhisi almakta ve 1,8 milyon kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmektedir" ifadelerini kullandı. “Risk grupları dikkatli olmalı” Prof. Dr. Köksal, son yıllarda, akciğer kanseri için belirlenen ve tarama yapılması önerilen risk gruplarıyla ilgili şunları söyledi: "Yoğun sigara içicileri: Sigara kullanımı akciğer kanseri için en büyük risk faktörüdür. Özellikle 20 yıl ve üzerinde günde bir paket ya da daha fazla sigara içenler yüksek risk altındadır. Eski sigara içicileri: Geçmişte uzun süre yoğun sigara içmiş, ancak son 15 yıl içinde bırakmış olan bireyler de tarama önerilen gruptadır. Sigara bırakıldıktan sonra risk azalmaya başlasa da, uzun süreli sigara içiminin etkileri uzun yıllar devam edebilir. Yaş grubu: Çoğu kılavuz, özellikle 50-80 yaş arasındaki kişilere tarama yapılmasını önermektedir, çünkü akciğer kanseri en çok bu yaş grubunda görülmektedir. Mesleki maruziyeti olanlar: Asbest, radon, kimyasal dumanlar, ağır metaller veya diğer endüstriyel kimyasallara maruz kalan kişilerde akciğer kanseri riski artar. Bu kişiler arasında maden işçileri, inşaat işçileri, kimya sektörü çalışanları gibi meslek grupları bulunur. Aile öyküsü olanlar: Ailesinde akciğer kanseri olan kişilerde genetik yatkınlık nedeniyle risk daha yüksek olabilir, bu nedenle tarama önerilmektedir. Ciddi akciğer hastalıkları geçirenler: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi kronik akciğer rahatsızlıkları bulunan kişiler, yapısal akciğer hasarına bağlı olarak akciğer kanseri için risk altında kabul edilir. Tarama yöntemi: Düşük doz bilgisayarlı tomografi (LDCT) ile yapılan tarama, özellikle yüksek risk grubundaki kişilerde erken tanı sağlama potansiyeline sahiptir. LDCT ile yapılan taramalar, erken evrede kanser tespitini sağlayarak, tedavi şansını artırmaktadır. Bu risk gruplarının taranması, akciğer kanserinden kaynaklanan ölümleri azaltmaya yönelik önemli bir adım olarak kabul edilmektedir.” “Hedefe yönelik tedavi önemli” Tedavi seçeneklerinden bahseden Prof. Dr. Köksal, “Son 10 yılda akciğer kanseri tedavisinde hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler, hastaların yaşam süresi ve yaşam kalitesinde önemli değişikliklere yol açmıştır. Geleneksel kemoterapi yöntemleri tümör hücrelerini öldürmede etkili olsa da sağlıklı hücrelere de zarar verebildiğinden, tedavinin etkinliği ve yan etkileri açısından sınırlı kalmaktaydı. Hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler ise, tümör hücrelerine özgü mekanizmaları hedef alarak daha seçici bir tedavi yaklaşımı sunmaktadır. Tedavilerin sağladığı başlıca değişiklikleri ise kişiselleştirilmiş tedavi: Hedefe yönelik tedaviler, tümör hücrelerinin genetik özelliklerine göre kişiselleştirilmiş tedavi imkanı sunar. Örneğin, EGFR mutasyonları, ALK ve ROS1 gen füzyonları gibi spesifik moleküler değişikliklere sahip tümörlerde, bu genetik değişimleri hedef alan ilaçlar kullanılabilmektedir. Daha uzun sağkalım: Hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler, özellikle ileri evre akciğer kanserinde sağkalımı belirgin şekilde artırmıştır. Eskiden metastatik akciğer kanserinde sağkalım beklentisi aylarla sınırlıyken, bu yeni tedavilerle bazı hastalar birkaç yıl boyunca hastalıksız yaşam sürdürebilmektedir. Yan etkilerin azalması: Kemoterapiden farklı olarak, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler, sağlıklı hücrelere daha az zarar vererek yan etkilerin azaltılmasına yardımcı olmuştur. Bu durum, hastaların tedaviye bağlı yaşam kalitesini artırmaktadır. İmmünoterapinin etkisi: İmmünoterapiler, hastanın bağışıklık sistemini tümör hücrelerine karşı daha aktif hale getiren bir tedavi yöntemidir. PD-1, PD-L1 ve CTLA-4 gibi bağışıklık sistemi kontrol noktalarını hedefleyen immünoterapiler, bağışıklık hücrelerinin tümörleri tanımasını ve saldırmasını sağlar. Tedaviye dirençli tümörlerde ilerlemenin azalması: Hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler, kemoterapiye dirençli olan tümörlerde bile etki gösterebilmektedir. Bu da daha önce tedaviye dirençli kabul edilen birçok hasta için yeni bir umut kaynağı olmuştur. Tedavi kombinasyonlarının artması: İmmünoterapiler, kemoterapi veya diğer hedefe yönelik tedavilerle birlikte kullanıldığında tedavi yanıtını güçlendirebilir. Özellikle immünoterapi ve kemoterapinin kombine edilmesi, ileri evre hastalarda umut verici sonuçlar doğurmuştur. Yaygın kullanım alanı: İmmünoterapiler ve hedefe yönelik tedaviler, artık küçük hücreli olmayan akciğer kanseri gibi bazı alt gruplarda standart tedavi seçenekleri arasına girmiştir ve birçok kılavuz tarafından önerilmektedir. Küçük hücreli akciğer kanserinde de umut vadeden gelişmeler: Bu kanser türü üzerinde hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler henüz sınırlı etkili olsa da, yeni klinik çalışmalar bu alanda da umut verici gelişmelere işaret etmektedir. Sonuç olarak, son 10 yılda akciğer kanseri tedavisinde hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler, hastalık kontrolünü artırarak hastaların daha uzun süre yaşamalarına imkan sağlamış ve tedavi yan etkilerini azaltarak yaşam kalitesini iyileştirmiştir. Bu gelişmeler, ileri evre akciğer kanserinin artık daha yönetilebilir bir hastalık olarak görülmesine yardımcı olmuştur.”
Antalya Çöken toprağın altında kalan inşaat işçisi hayatını kaybetti Antalya’da inşaat çalışması sırasında çöken toprağın altında kalan yabancı uyruklu işçi kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olay, dün saat 15.00 sıralarında Antalya’nın Manavgat ilçesi Çolaklı Mahallesi Yavuz Sultan Selim Caddesi’nde bulunan bir otel inşaatında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, inşaat alanında meydana gelen toprak göçmesi sonucunda inşaatta çalışan Suriye uyruklu Hamoud Alkhlıfa (29) isimli işçi toprak altında kaldı. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbar üzerine olay yerine çok sayıda 112 Acil Sağlık, Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi Manavgat Birimine bağlı itfaiye ve kurtarma ve Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı Çolaklı Jandarma Karakolu ekipleri sevk edildi. Toprak altından mesai arkadaşları çıkarmış Olay yerine gelen ekipler inşaatta çalışan diğer işçiler tarafından toprak altından çıkarılan ve kalbinin durduğu belirlenen Hamoud Alkhlıfa’ya müdahale etti. 112 sağlık ekibinin olay yerinde yaptığı müdahalenin ardından ambulans ile Manavgat’ta bulunan özel bir hastaneye kaldırıldı. Talihsiz işçi hastanede yapılan müdahalelere rağmen duran kalbi çalıştırılamayarak yaşamını yitirdi. Hamoud Alkhlıfa’nın cenazesi, Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı Olay Yeri İnceleme ekibi, Adli Tabip ve Cumhuriyet Savcısının incelemesinin ardından Antalya Adli Tıp Kurumuna gönderilirken, olayla ilgili tahkikat başlatıldı.
Ankara Başkent EDAŞ bakım ve yatırımları ile Ankara’yı aydınlatıyor Sektöre öncü teknolojileri ve insan odaklı çalışma anlayışıyla hareket eden Başkent EDAŞ, kesintisiz elektrik dağıtım hizmeti kapsamında 2024 yılının ilk 9 ayında bakım, onarım ve yatırım hizmetlerini sürdürdü. Sürdürülebilirliği stratejisinin merkezine koyarak, insan ve teknoloji odağıyla projeler üreten ve yatırımlarını gerçekleştirerek Türkiye’nin enerji dönüşüme öncülük edenlerden Enerjisa Dağıtım Şirketleri’nin Ayedaş ve Toroslar EDAŞ ile birlikte üç elektrik dağıtım şirketinden biri olan Başkent EDAŞ, yılın ilk 9 ayında Ankara’da müşteri ve çözüm odaklı yaklaşımı sayesinde önemli çalışmaları hayata geçirdi. Yapılan açıklamaya göre şirket, Ankara’da hizmet verdiği 21 bin 735 trafo ve 67 bin 671 kilometre hat uzunluğunda sürdürülebilir, kaliteli ve kesintisiz enerji sağlanabilmesi amacıyla kapsamlı bakım, yenileme ve yatırım çalışmalarını sürdürürken, dijital dönüşüm çalışmaları ve karbon ayak izini azaltmak için attığı adımlarına da devam etti. Ankara’nın enerji altyapısı güçlendiriliyor Daha aydınlık bir kent hedefine bağlı kalıp, mevsimsel ve coğrafi şartların olumsuz etkilerini en aza indirmek Beypazarı, Nallıhan, Elmadağ, Çankaya, Altındağ, Polatlı, Gölbaşı, Şereflikoçhisar, Etimesgut, Bala, Haymana, Ayaş, Güdül, Kızılcahamam, Çamlıdere, Kazan, Sincan, Çubuk, Akyurt, Kalecik, Pursaklar ilçelerinde toplamda 8 bin 298 aydınlatma armatürünün bakımını tamamladı. Bunun yanı sıra, 316 pano, 74 trafo ve 749 dağıtım merkezinin bakımını yaparak enerji altyapısını güçlendirdi. Aynı dönemde 4 bin 418 kilometrelik hattın bakımını gerçekleştirerek sürdürülebilir enerji dağıtımına katkı sağladı. Şirket, 2024 yılının ilk 9 ayında belirlediği yatırım hedeflerini başarıyla gerçekleştirirken, hizmet verdiği 3 milyondan fazla müşteriye daha kesintisiz ve kaliteli enerji sunabilmek adına, 722 kilometrelik yeni kablo döşeme ve 2 bin 805 yeni aydınlatma armatürünün montajını tamamladı. Ayrıca, 393 yeni elektrik panosu ve 129 trafo merkezi kurarak altyapısını güçlendirdi. Dijital dönüşüm süreçleri hızlandı Enerjisa Dağıtım Şirketleri tarafından 2024 yılının ilk 9 ayında bilgi sistemlerini ve iş uygulamalarını güçlendirirken verimliliği de artıracak çok sayıda projeye imza atıldı. Enerjisa Dağıtım Şirketleri tarafından Şebeke Yönetim Sistemi, Filo Bildirim Portal & Platformlu Araç Kontrolleri, CBS ile Enerji Müsaadesi Verilmesi, Doküman Yönetim Sistemi Uygulama Projesi, EPDK Deprem ve Doğal Afet Projesi ve Tesisatın Yaşam Serüveni başta olmak üzere yaklaşık 52 milyon TL bütçeyle çok sayıda dijital proje geliştirildi. Müşteri deneyimine değer katan hizmetler Operasyonel iş süreçlerini daha verimli hale getirebilmek için dijital dönüşümüne ağırlık veren Enerjisa Dağıtım Şirketleri kullanıcı memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor. Müşteri odaklı yaklaşımla 7/24 hizmet sunan Başkent EDAŞ, baskentedas.com.tr, Web ChatVolt anlık mesajlaşma, Başkent 186 Mobil Uygulaması, 0(312) 186 00 00 numaralı WhatsApp İhbar Hattı ve 186 Çağrı Merkezi’nden tüm müşterilerinin soru ve sorunlarını dinleyerek çözüm bulmaya devam ederken, sosyal medya hesapları aracılığı ile de müşterilerin talep ve şikayetleri karşılanıyor.