GÜNDEM - 22 Ocak 2018 Pazartesi 23:36

Kızıl Elma Nedir, Ne Anlama Gelir, Neresidir? (Kızıl Elma ülküsü nedir, ne anlama gelir?)

A
A
A
Kızıl Elma Nedir, Ne Anlama Gelir, Neresidir?  (Kızıl Elma ülküsü nedir, ne anlama gelir?)

Kızıl Elma ülküsü nedir, ne anlama gelir? Afrin yolunda "Kızıl elmaya gidiyorum" diyen Mehmetçik'in sözlerinden sonra "Kızıl elma neresi" sorusu sorulmaya başlandı. Peki Kızıl Elma Nedir, Neresidir? Kızıl Elma Ülküsü Nedir ve Ne Anlama Gelir? İşte detaylar...

Kızıl Elma anlamı, Zeytin Dalı operasyonuna intikal etmek üzere ilerleyişini sürdüren bordo bereli asker ile muhabirler arasında geçen röportajın ardından merak konusu oldu. Birçok vatandaşın sorguladığı Kızıl Elma, vatandaşların araştırdığı konu oldu. Peki, Kızıl Elma anlamı itibariyle nedir? İşte, araştırılan konu hakkında detaylı bilgiler...

'Zeytin Dalı' harekatındaki gelişmeleri takip etmek için bölgeye giden muhabirlerin bir bordo bereli askerimizle yaptığı röportajın ardından arama konusu olan Kızıl Elma nedir?

Kızıl Elma Nedir, Ne Anlama Gelir, Neresidir?  (Kızıl Elma ülküsü nedir, ne anlama gelir?)

İŞTE VATANDAŞLARIN MERAK ETTİĞİ 'KIZIL ELMA ÜLKÜSÜ'NÜN ANLAMI

Kızıl Elma, Türk mitolojisinde Türkler ve de özellikle Oğuz Türkleri için üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülküler veya düşleri simgeleyen bir ifadedir

Türk milliyetçiliğinin önemli sembollerinden birisi olan Kızıl Elma imgesi, Türk devletleri için bir hedefi ve amacı simgeler. Ulaşılması gereken bir yeri, fethedilmesi gereken bir beldeyi ifade ettiği gibi kimi zaman bir devlet kurma idealini, kimi zaman cihan hakimiyeti idealini, kimi zaman da Türk birliği idealini ifade etmiştir.

Kızıl Elma imgesinin tam olarak ne zaman, nerede ve nasıl ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte yaygın anlayış, Osmanlı ile birlikte tarihe ve edebiyata mal olduğu, Osmanlılar döneminde özellikle Batı memleketlerine doğru yürütülen cihadın bir sembolü olduğu yönündedir. Kızıl Elma ülküsü özellikle yeniçeriler arasında yaygınlaştırılmış ve onların savaşma azmini yüksek tutmak için kullanılmış; Ziya Gökalp, bu imgeyi Turan Ülküsü ile birleştirerek ona yeni bir anlam kazandırmıştır.

KIZIL ELMA NERESİDİR?

Kızıl Elma, Türk mitolojisinde Türkler ve de özellikle Oğuz Türkleri için üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülküler veya düşleri simgeleyen bir ifadedir. Türk milliyetçiliğinin önemli sembollerinden birisi olan Kızıl Elma imgesi, Türk devletleri için bir hedefi ve amacı simgeler.

KIZIL ELMA ÜLKÜSÜ NEDİR?

“Kızıl”, Türk kültüründe genellikle kıymetli sayılan bir renk; “elma” ise mistik bir yanı bulunan; bolluk, bereket, şifa kaynağı olarak görülen bir meyvedir. Ancak Kızıl Elma sembolleştirilmesinin elmaya değil, Eski Türklerde Güneş ve Ay'ı anlatan kızıl topa dayandığı düşünülür. Bu top, ‘muncuk' adıyla bayrak ve tuğların tepesini süslemiş ve bazen zaferin işareti, bazen hakimiyetin sembolü, bazen de fethedilmek üzere hedef seçilen yeri ifade etmiştir.

Kızıl Elma imgesinin ilk kez Orta Asya Türkleri arasında doğduğu; Ergenekon Destanında Ergenekon'dan dışarıya çıkma ve kaybedilmiş eski yurdu geri alma idealini simgelediği kabul edilir.. Türkistan’dan Hazar Denizi’nin doğusuna gelen Oğuzların ise Hazar kağanının ipek çadırının üzerinde hakimiyetinin ifadesi olarak bulunan altın topu yani Kızıl Elma’yı ele geçirmeyi ülkü edindikleri düşünülür.

Kızıl Elma efsanesi İstanbul'un fethinden sonra yeniçeriler arasında yaygınlaşmıştır. Osmanlı’nın Avrupa‟da fethetmeyi istediği önemli şehirler, “Kızıl elma” olarak anılmıştır. Çeşitli kaynaklarda, Fatih Sultan Mehmet devrinden başlayarak III. Selim dönemine kadar Türk askerlerinin “Padişahım, biz senin uğrunda ta Kafdağı’nın ötesine, Kızılelma'ya dek varırız” sözlerini dillerinden düşürmediği ifade edilir. 1521'de Belgrad'ın alınması, 1526 yılındaki Mohaç Savaşı ve 1529'daki I. Viyana Kuşatması'na dair Osmanlı eserlerinde hep Kanuni Sultan Süleyman'ın ‘Kızıl Elma'yı eline aldığından' bahsedilmiştir. Gelibolulu Mustafa Âlî'nin Kühnü'l-Ahbar adlı eserinin bir yerinde Kızıl Elma Portekiz ile ilişkilendirilmiş; bir başka yerinde ise “Frenklerin ülkesinin en ücra köşesinde büyük bir kilise” ile ilişkilendirilmiştir. Edebiyat tarihçisi Orhan Şaik Gökyay, söz konusu kilisenin bazılarına göre Roma'daki Saint Pierre Kilisesi olduğunu ifade etmiştir.

KIZIL ELMA’NIN TDK’DAKİ ANLAMI

Kızıl Elma Türk Dil Kurumu'nda iki anlamıyla yer alıyor. Kızıl Elma Tarih Osmanlılar tarafından Roma ve Viyana şehirleri için kullanılan sembolik ad olarak tanımlanmış. Kızıl Elma'nın diğer bir anlamı ise, yeryüzündeki bütün Türkleri birleştirip büyük bir imparatorluk kurmayı amaç olarak alan ülkü. Turan kelimesinin eş anlamlısı olarak yer alıyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kızılelma sonsuzluktur, sonsuzluğa doğru yürüyoruz"

Kızıl Elma Nedir, Ne Anlama Gelir, Neresidir?  (Kızıl Elma ülküsü nedir, ne anlama gelir?)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kızılelma belirli bir nokta değildir. Sonsuzluktur. İşte o sonsuzluğa doğru yürüyor. Bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Son nokta Allah’ın izniyle şahadettir. Şuanda sıkıntı yok. Olduğu anda bizler Başkomutan olarak hareket ettiğimiz anda beraber yürüyeceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Afyonkarahisar İl Kongresine katıldı. Kongre öncesi dışarıda bulunan kalabalığa seslenen Erdoğan, daha sonra Atatürk Kapalı Spor Salon’una geçti. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, "Afyonkarahisar’a halk oylamasında yüzde 65’lik ‘evet’ oyundan dolayı teşekkür ediyorum. Milli mücadelenin şehri, kuruluşun şehri Afyon. Yola çıktığımızdan beri bizi hiç yalnız bırakmadı. 16 Nisan’da Afyon bir kez daha kendisine yakışanı yaptı. AK Parti’nin temellerini burada, Afyonkarahisar’da atmıştık. İmaret Camii'nde cuma namazını kılıp çıktığımızda bizi ‘Başbakan Erdoğan’ sloganları ile karşılamıştınız. Biz de seçimlerden 1'inci parti olarak çıkmıştık. Ülkemize hizmet etme şerefine nail olduk. Bunun için Afyonkarahisar’ın gönlümüzde ayrı bir yeri var. Afyon Türküsünde ne diyor, ‘Karahisar Kalesi yıkılır gelir, bir yiğitte sevdiceğin alamazsa, yaşları gözünden dökülür gelir. Yayladan gel allı gelin yayladan, kesme ümidini kadir Mevla'dan. Ver elini bayramlaşalım, karlı dağlar aşalım.’ Biz de nice karlı dağları aştık. Ülkemizi, yolsuzluktan, yokluktan kurtardık. Ülkemizi, fersah fersah ilerilere taşıdık. Gezi dediler başaramadılar, 15 Temmuz dediler başaramadılar. Onlar bozmak için yaptılar, milletim inşa için yaptı, ihya için yaptı. Siyasetin dengeleri 3-5 demeçle bozulan, vesayet güçlerinin pençesinde inim inim inleyen, vatandaşın hizmeti mumla arayan ama bulamadığı bir ülkeydi Türkiye.

Biz bu ülkeyi dünyanın 17'ncisi yaptık. Sadece bölgemizi değil, dünyanın en önemli güçlerinden biri olma yolunda ilerliyoruz. Tüm haksızlıklara, adaletsizlikleri, tüm saldırılara rağmen sadece kendimiz dimdik ayakta durur hale gelmedik. Dostlarımız içinde güvence haline geldik. Gönül coğrafyamızdaki tüm dostlarımıza el uzatmaya çalışıyoruz. Çünkü biz kendisiyle birlikte tüm dostlarının, tüm insanlığının iyiliğini, huzurunu, refahını isteyen bir ülkeyiz. Çünkü biz Türkiye’yiz, bilerek bir masuma zarar vermektense, kendi hayatımızı tehlikeye atmaya göze alırız. Onun için maziden atiye giden bu uzun yolcuğun asla sonu yoktur. Rabbime bana böyle bir milleti nasip ettiği için ne kadar hamd etsem azdır. Bu ülke tıpkı sizlerin istediği gibi 15 yıl boyunca çok büyük başarılara imza attı. Biz kerameti kendinden görenlerden değiliz. Milletle birlikte çıktığımız bu yolda. Her başarının ardında milletimizin desteği ve duası olduğunu çok iyi biliyoruz. Bugün Afyon büyükşehir olma sınırına gelmiştir. Elbet bir sonraki seçimde Afyonkarahisar büyük şehir olma statüsüyle yoluna devam edecek. Geçtiğimiz 15 yılda eski parayla 18 katrilyon biz Afyonkarahisar’a yatırım yaptık" dedi.

Erdoğan, açılan bir pankartı okuyarak "'Ölü dünya dirilmeyi bekliyor' diyor Afyonlu gençler. İncir burada da var, zeytin burada da var. Bizler Mehmedimizle beraber Afrin’de yürüyoruz. Reis bizi Afrin’e götür sloganlarına korkaklar zafer anıtı dikemez. Mehmedimiz 'düğüne gidiyoruz, düğüne' diyor. Mehmedim aynı zamanda ne diyor ‘hedef Kızılelma’ Kızılelma belirli bir nokta değildir. Sonsuzluktur. İşte o sonsuzluğa doğru yürüyor. Bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Son nokta Allah’ın izniyle şahadettir. Şuanda sıkıntı yok olduğu anda bizler Başkomutan olarak hareket ettiğimiz anda beraber yürüyeceğiz" dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Antik kentin kalbine ‘Yaşayan Osmanlı Köyü’ Dünyanın en büyük mermer antik kenti olmasının yanında aşkın ve gladyatörlerin kenti olarak bilinen Muğla’nın Yatağan ilçesindeki Stratonikeia antik kentinin köy meydanı, ‘Geleceğe Miras’ projesi kapsamında 19. Yüzyılda hizmet veren mesleklerin yeniden canlandırılması amacıyla düzenleme çalışması devam ediyor. Köy meydanının giriş ve çıkış bölümleri tamamlanırken, düzenleme tamamen bittiğinde, berber, nalbant, kalaycı, terzi, bakırcı, fırın, ayakkabı ve zeytinyağı satan meslekler tekrar günümüz şartlarında hizmet verecek. Helenistik dönemden Cumhuriyet dönemine kadar tüm medeniyetleri içinde barındıran Stratonikeia antik kenti, içinde hala yaşamın devam etiği ender antik kentler birisi olması ile dikkat çekiyor. 3 bin 500 yıldır kesintisiz olarak yaşamın devam ettiği Stratonikeia antik kentine girişte bulunan Selçuklu hamamı ve Menteşe Beyliği döneminden kalma Şaban Ağa Camii’nin restorasyonu ile başlayan çalışmalarda Semerci Ömer Evi ve Ali Aydın Evleri’nin restorasyonu tamamlandı. Köy meydanında bulunan kahvenin yanında antik kente ziyaret için gelen yerli ve yabancı turistler oturup çay kahve ve kahvaltı gibi ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Stratonikeia Antik Kenti’nin girişindeki köy meydanında yapılacak düzenlemeler sonrası 19. Yüzyılda bu alanda hizmet veren iş kolları tekrar günümüz şartlarına uyarlanarak hizmete sunulacak. ‘Geleceğe Miras’ projesi kapsamında devam eden çalışmalar hakkında bilgi veren Stratonikeia ve Lagina Antik Kentleri Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, meydanını Menteşe Beyliği, Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemine dükkânları kendi özgün halleri ile ayağa kaldıracaklarını açıkladı. Kazı Başkanı Prof. Dr. Söğüt, "Gelece Miras projesi kapsamında o köy meydanındaki çalışmalarımızı da biz yürütüyoruz. O Menteşe Beyliği, Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemine ait o dükkânların hepsini kendi özgün halleriyle ayağa kaldırıyoruz. Ve bunların hepsini tek tek en ince pencerelerine varıncaya kadar eski fotoğraflardan, eski bilgilerden, o evde yaşayan insanlarla sohbetlerden çıkardığımız sonuçlara bağlı olarak birebir bunları çiziyoruz. Ve gelecekte de bu Osmanlı dönemindeki o köy meydanının tamamını tekrar yaşatıyor olacağız. Ama ne yapacağız? Osmanlı döneminde yaşayan o köy meydanını günümüzün şartlarına uygun olarak tekrar düzenleyeceğiz. Yani siz oraya girdiğinizde işte demircisiyle, bakırcısıyla, fırınıyla, ayakkabıcısıyla, sandalyecisiyle, zeytinyağı satan yerlerine varıncaya kadar bunları göreceksiniz. İnşallah aşama aşama devam ediyor. Çok da güzel gidiyor. Köy meydanının giriş ve son kısmını şimdi tamamladık. Orta bölümdeki dükkânları da tamamladığımızda bence Antik kentin kalbinde böyle yaşayan bir Osmanlı köyü olacak" dedi. (BT-Y)
Antalya Büyükşehir’in Kızıllı Katı Atık Tesisi örnek oluyor Antalya Büyükşehir Belediyesi Kızıllı Entegre Katı Atık Değerlendirme, Geri Dönüşüm ve Bertaraf Tesisi, Kırgızistan’ın Osh Kenti Belediye Başkan Yardımcı ve heyetini ağırladı. Kırgız heyeti bertaraf tesisini gezerek, incelemelerde bulundu. Türkiye’de katı atık sektöründe, atık ısıdan elektrik enerjisi üreten ilk tesis olan Antalya Büyükşehir Belediyesi Kızıllı Entegre Atık Değerlendirme, Geri Dönüşüm ve Bertaraf Tesisi Türkiye’ye ve dünyaya örnek oluyor. Kırgızistan’ın Osh Kenti Belediye Başkan Yardımcı Masuda Aydarbekova, beraberindeki 7 kişilik heyetle Antalya Büyükşehir Belediyesi Kızıllı Entegre Katı Atık Değerlendirme, Geri Dönüşüm ve Bertaraf Tesisi’ne teknik gezi gerçekleştirdi. Saha gezisinde heyete tesisteki çalışmalar, atık bertaraf yöntemi, üniteler ve kapasiteleri hakkında bilgi verildi. Osh kentinde de yapımı devam eden benzer bir tesisi olduğu, heyetin de Kızıllı’daki tesisi örnek alarak incelemek istediği belirtildi. Temiz ve sağlıklı gelecek için Kırgız heyet daha sonra Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Çiğdem Hacıoğlu’na nezaket ziyaretinde bulundu. Osh Belediye Başkan Yardımcısı Masuda Aydarbekova, kendileri için çok verimli bir teknik gezi olduğu belirterek, verdiği desteklerden dolayı Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Çiğdem Hacıoğlu da heyeti Antalya’da ağırlamaktan mutlu olduklarını kaydederek, Büyükşehir Belediyesi’nin Antalya’nın çevresini, doğasını ve yaşamını korumayı öncelik veren proje ve çalışmalar yaptıklarını söyledi.
İstanbul ŞOK Marketler’de yeni dönem: Meyve-sebzede pestisit kontrol süreci bir adım ileri taşındı ŞOK Marketler, kurduğu laboratuvarla taze meyve-sebzeleri raflara taşımadan önce kendi bünyesinde pestisit analizinden geçiriyor. İlk aşamada domates ile başlayan bu süreçle analizler çok daha hızlı olarak gerçekleştiriliyor. Gıda güvenliğini sağlayan bu uygulamayla pestisit kontrolü tarladan başlıyor. ŞOK Marketler gıda güvenliği alanında önemli bir adım atarak, Antalya’daki tedarik platformunda kurduğu laboratuvarla taze meyve-sebzeler için raf öncesi pestisit analiz sürecini başlattı. Analizler artık dış laboratuvarlar yerine ŞOK’un kendi bünyesinde ve çok daha hızlı olarak gerçekleştiriliyor. İlk etapta domates ile hayata geçirilen uygulamanın önümüzdeki dönemde diğer meyve-sebze gruplarına da yaygınlaştırılması hedefleniyor. Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği’ne göre kendi laboratuvarlarında analizi uygun çıkan ürünler ülke genelindeki ŞOK mağazalarına dağıtılıyor. Bu sayede tarladan mağazaya uzanan zincirde izlenebilirlik güçlenirken tüketiciye ürün en güvenli şekilde ulaştırılıyor. İlk olarak Antalya’daki tedarik platformunda kurulan laboratuvarla başlayan uygulamanın kısa sürede ŞOK Marketler’in tüm dağıtım merkezlerine yayılması planlanıyor. 30 dakika içinde pestisit analizi tamamlanıyor Türkiye’deki akredite laboratuvarlarla aynı standartlara sahip Antalya’daki laboratuvarda, pestisit etken maddeleri 30 dakika içinde analiz ediliyor. Pestisit değeri yönetmeliğin uygun gördüğü sınırlar dahilinde olan ürünler hızla hazırlanarak Türkiye genelinde dağıtımları gerçekleştiriliyor. Böylece ürünler en taze şekilde raflarla buluşuyor. "Pestisit tespit edilmedi" güvencesi Analizleri yapılarak ŞOK mağazalarına gönderilen ürünlerin kasalarında "Pestisit Tespit Edilmedi" ibaresini taşıyan etiketler yer alıyor. Ürünler üzerindeki QR kod okutularak da pestisit analiz sonuçları Cepte ŞOK uygulaması üzerinden anlık olarak görüntülenebiliyor. Ayrıca Cepte ŞOK üzerinden yapılan online alışverişlerde de analizi yapılmış ürünlerin raporu yer alıyor. Bu sayede müşteriler satın aldıkları ürünlerin analiz bilgilerine kolayca erişebiliyor. Çiftçiye tarlada destek ŞOK Marketler, hayata geçirdiği bu sistemle üreticiyi de destekleyen ve geliştiren bir model ortaya koyuyor. Ziraat mühendisleri doğru ilaçlama, hasat zamanlaması ve kayıtlı üretim gibi konularda çiftçilere sahada eğitim veriyor. Hasat sonrası yapılan analizlerde uygun bulunmayan ürünlerin alımı yapılmıyor ve üreticilere ayrıntılı analiz raporları sunularak onlara da gelişim imkânı sağlanıyor. Böylece üretim süreci başından sonuna kontrol altına alınıyor. "Müşterilerimizin gönül rahatlığıyla meyve-sebze tüketmesini istiyoruz" ŞOK Marketler CEO’su Uğur Demirel uygulamaya ilişkin yaptığı açıklamada şu sözleri kaydetti: "Gıda güvenliği konusunda toplumda ciddi bir hassasiyet var. ŞOK Marketler olarak biz de 81 ildeki 11 binden fazla mağazamızla ülkemizin en büyük gıda perakendecilerinden biri olarak bu hassasiyetin farkındayız ve sorumluluğumuzu daha da ileri taşımak istiyoruz. Artık reyonlarımızda satılan domateslerin tamamı pestisit kontrolünden geçmiş olacak. Biz zaten yıllardır dış akredite laboratuvarlarda analiz yaptırıyorduk ancak sonuçların çıkması zaman alıyordu. Bu nedenle önemli bir yatırım yaparak kendi Pestisit Laboratuvarımızı kurduk ve ürünleri anında ve yerinde kontrol edebilir duruma geldik. Domates sadece ilk adım. Kısa süre içinde diğer meyve-sebze ürünlerimizi de bu sisteme dahil edeceğiz. Türkiye’nin pestisit konusundaki endişelerini gidermek istiyoruz. Müşterilerimizin gönül rahatlığıyla meyve-sebze tüketmesi bizim en büyük mükafatımızdır."