GÜNDEM - 24 Kasım 2015 Salı 11:17

İşte TSK'nın düşürdüğü SU 24'ün özellikleri

A
A
A
İşte TSK'nın düşürdüğü SU 24'ün özellikleri

TSK'nın Kızıldağ bölgesine düşürdüğü SU 24 uçağının özellikleri. SU 24 uçağını hangi ülkeler kullanıyor? SU 24 uçağında hangi silahlar bulunmakta?

İşte düşürülen uçağın özellikleri:

Su 24, 1970 ve 1980'li yıllarda Sovyetler Birliği 'nin her türlü hava koşulunda görev yapabilen en gelişmiş havadan tecrit ve saldırı uçağı olarak tasarlandı. 

İki koltuklu, çift motorlu uçak Rusya 'nın ilk entegre sayısal seyrüsefer/atak sistemiyle donatılmıştı.

Su-24'ün konfigürasyonu F-111 ile benzerlikler ihtiva eder. Eski Sovyet cumhuriyetleri hava kuvvetleri ve ayrıca başka birkaç ülkede daha halihazırda kullanılmaktadır.

TEKNİK ÖZELLİKLERİ:

Mürettebat : 2 Pilot

Uzunluk : 22.67 metre

Yükseklik : 6.19 m metre

Kanat açıklığı : 17.63 metre

Ağırlığı : 35,910 kg

Servis tabanı : 11,000 metre

Hız : 3.1 mach

Motor : 2 adet Saturn/Lyulka AL-21F-3A turbojets

Motorun İtiş Gücü : 75 kN

SİLAHLAR

1 adet GSh-6-23mm top

4 adet Kh-23 (AS-7 'Kerry')

4 adet Kh-25ML (AS-10 'Karen')

2 adet Kh-28 (AS-9 'Kyle')

2 adet Raduga Kh-58 (AS-11 'Kilter')

3 adet Raduga Kh-31P

2 adet Kh-29L/T (AS-14 'Kedge')

2 adet Kh-59

2 adet R-60 (AA-8 'Aphid')

2 adet R-73 (AA-11 'Archer')

2 adet KAB-500KR

2 adet KAB-500L

KULLANAN ÜLKELER:

Afganistan

1980'lerde Afganistan Hava Kuvvetleri renklerinde 15 adet Su-24MK rapor edilmiştir, ancak 1989 yılında ülke silahlı kuvvetlerince kaydının silinmiş olması muhtemeldir.

Cezayir

Cezayir Hava Kuvvetleri 39 adet satın almıştır. 32 adet Su-24M2'ye güncellenmiş Su-24MK ve 4 adet Su-24MR halen hizmettedir.

Angola

Angola Hava Kuvvetleri 'nin Beyaz Rusya olduğu sanılan bir kaynaktan 12 adet Su-24 satın aldığı yönünde doğrulanmamış istihbarat raporları mevcuttur. Bir adet Su-24 2008 yılında Catumbela Hava Üssü'nde görülmüştür.

Azerbaycan

Kasım 2008 itibarıyla Azerbaycan Hava Kuvvetleri 'nde 11 adet Su-24 hizmettedir .

Beyaz Rusya

Sovyetler Birliği'nden kalan 22 adet Su-24MK ve 12 adet Su-24MR olmak üzere 34 adet Su-24 Beyaz Rusya Hava Kuvvetleri 'nde hizmettedir.

İran

İran-Irak Savaşı sonrasında İran İslam Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri tarafından 24 ila 36 adet Su-24 satın alınmıştır.

Irak

Irak Hava Kuvvetleri tarafından 24 adet alınmıştır ancak 2003 Amerikan işgali'nden kutrulan olmamıştır. İlk körfez savaşı sırasında 24 uçağın tamamı İran'a gönderilmiş ve İran İslam Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri 'nde hizmete girmiştir; bkz. yukarı.

Kazakistan

Kazakistan Ordusu'nda 25 adet hizmettedir.

Libya

Libya Hava Kuvvetleri 8 adet Su-24MK satın almıştır. 6 'sı halen envanterindedir, bir tanesi yangında tahrip olmuştur.

Rusya

Kasım 2008 itibarıyla 415 adet hizmettedir.

Rusya Hava Kuvvetleri - Kasım 2008 itibarıyla 321 uçak hizmettedir.

Rus Donanması Hava Gücü - Kasım 2008 itibarıyla 94 uçak hizmettedir.

Suriye

20 kadar uçağın Suriye Hava Kuvvetleri 'nde hizmette olduğu rapor edilmiştir.

Ukrayna
Kasım 2008 itibarıyla 230 Su-24 hizmettedir.

Ukrayna Hava Kuvvetleri

Özbekistan
Sovyetler Birliği'nden kalan bazı uçakların hizmette olması muhtemeldir.

MODELLER

Sukhoi

Su-24
İlk üretim modeli. 1971-1983 yılları arasında üretildi.

Su-24M ('Fencer-D')

Havada yakıt ikmali ve daha fazla cephane ile daha yüksek atak kabiliyetlerini kapsayan Su-24 güncelleştirme çalışmaları 1971 yılında başladı. T-6M-8 prototipi ilk olarak 29 Haziran 1977 yılında uçuruldu ve ilk Su-24M üretim modeli 20 Haziran 1979 yılında havalandı. Uçak 1983 yılında hizmete alındı. Su-24M 'nin gövdesi 0.76 m (30 in) uzatıldı ve içine yeni hücum radarı ile yakıt ikmal sondası konuldu. Yeni uçak eskisinden üç parçalı sondanın yerine gelen tekli sonda ile ayırt edilebilmekteydi. Ayrıca yeni bir PNS-24M ataletsel seyrüsefer sistemi ve sayısal bilgisayar da eklendi. Lazer ve TV güdümlü bombalar, ayrıca KH-14 (AS-12 'Kegler') ve Kh-59 (AS-13 'Kingbolt') füzeleri ile uyumluluk için gövde altı iskele tarafındaki bir çıkıntı içine Amerikan Pave Tack benzeri Kaira-24 lazer işaretleme/TV sistemi monte edildi. Yeni eklemeler ile yakıt kapasitesi 85 l (22.4 galon) düştü. Su-24M 1981-1993 yılları arasında üretilmiştir.
Su-24MK ('Fencer-D')

Su-24M daha az aviyonik ve silah kapasiteli ihraç modeli. İlk uçuşu T-6MK adıyla 30 Mayıs 1987'de, Su-24MK adıyla 17 Mayıs 1988'de yapıldı. 1988-1992 yılları arasında üretilmiş ve Cezayir, İran, Irak, Libya ve Suriye'ye satılmıştır.

Su-24MR ('Fencer-E')

Taktik keşif modeli. İlk uçuşu T-6MR-26 adıyla 25 Temmuz 1980, Su-24MR adıyla 13 Nisan 1983'te yapıldı. Arazi izleme radarı da dahil Su-24M'in seyrüsefer sistemlerinin çoğuna sahiptir ancak Orion-A hücum radarı, lazer/TV sistemi ve makinalı tüfek çıkarılmış, yerine 2 adet panoramik kamera, 'Aist-M' ('Stork') TV kamerası, RDS-BO 'Shtik' ('Bayonet') yan izleme hava radarı (SLAR) ve 'Zima' ('Winter') kızılberisi keşif düzeneği yerleştirilmiştir. Diğer alıcılar pod sistemi içinde taşınmaktadır. 1983-1993 yılları arasında üretilmiştir.

Su-24MP ('Fencer-F')

Yakovlev Yak-28 'in yerini almak için geliştirilen elektronik istihbarat modeli. İlk uçuşu T-6M-25 adıyla 14 Mart 1980, Su-24MP adıyla 7 Nisan 1983'te yapıldı. Su-24MP istihbarat alıcılarının yerleştirildiği ilave antenlere sahiptir. Laser/TV sistemi iptal edilmiş ancak makinalı tüfek ve savunma amaçlı 4 adet R-60 (AA-8) füze sistemi muhafaza edilmiştir. Sadece 10 adet üretilmiştir.
Halen kullanılmakta olan Su-24M ve Su-24MK modelleri için içlerinde GLONASS, çok işlevli göstergeler ile güncelleştirilmiş kokpit, Head-Up Display (HUD), sayısal hareketli harita üreteci, kaska monteli görüş sistemi, R-73 (AA-11 'Archer') havadan havaya füzesi de dahil olmak üzere son teknoloji güdümlü silahlar için provizyonun da olduğu bir yenileştirme programı yürütülmektedir. Su-24M ve Su-24MK'nin yeni kokpit ve seyrüsefer sistemleri ile donatılıp donatılmayacağı bilinmemektedir. Yenilenmiş uçak Su-24M2 olarak adlandırılmıştır.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında sanıkların yargılanmasına devam edildi İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 7. duruşmasına devam edildi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı ile birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan ve ana dava dosyası ile birleştirilen iddianame ile sanık sayısı 61’e yükselmişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen 7. duruşmanın 2. gününde devam edildi. Duruşmaya, 6’sı tutuklu bir kısım tutuksuz sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise duruşmaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada, sanıklar yoklamalarının ardından savunma yaptı. Duruşmada savunma yapan ve iddianamede ismi örgüt lideri olarak geçen tutuklu sanık Fırat Sarı, "Tutukluluğumuz 20 aydır, soruşturma ise 3 yıldır sürüyor. Hayatını çocuklara adamış insanlar burada bebek katili oldu. Ben 20 aydır içerideyim, beni sonsuza kadar burada mı tutacaksınız? Elinizde bir taş yani somut bir delil var mı?" ifadelerini kullandı. "Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor" Savunmasının devamında sanık Sarı, "Bu dosya medyaya çok farklı lense edildi, medyada bu dosyayı korkunç bir biçimde cinayet işler gibi ele aldı ve biz bu durumdayız. Halime bebek, beyin ölümü ile doğmuş bir bebektir. Ben hastaya ne yapmışım, ben canavarım, korkunç bir hekimim ya hani, ben Halime bebeğe tomografi çektirmeye gönderdim. 20 dakika boyunca canlandırmakla uğraştım. Ben bebeğe MR çektirmediğim için suçlandım. Bebeğin beyin ölümü gerçekleşmiş canlandırmaya çalışıyoruz neyin MR’ını çekelim, hastanın damar yolu kalmadı. Bunu sorgulamadılar. 112 bu bebeği neden Çorlu Reyap Hastanesine sevk etti? Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor. Emrullah Erdinç’in uyuşturucudan gözaltına alınması tesadüf değildir. Seher Cuhadar ve Erol Vural gibi isimler çıktı şimdi ortaya. Ben bu insanları tanımıyorum, hayatım boyunca da görmedim. Ben bu duruşmada ev hapsi talep ediyorum, bunu ilk kez istiyorum" şeklinde konuştu. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Zeki Ötünç, "Bebek için gerekli olan her şeyi yaptım, ihmal yok. Annelerin içi rahat edebilir. Bunu mahkemeye kanıtlayacağım. 1986 yılından beri doktorluk yapıyorum. 18 yıldır yenidoğan yoğun bakıma bakıyorum. Bana, cinayet işlediğim söyleniyor. Bunun basında çıkan haberlerin etkisi olduğunu düşünüyorum. Cezaevine girdiğimde çok sinirlenmiştim, diğer mahkumlar neden buradasın dediğinde duvarlara vurarak ’bebek öldürmüşüm ben’ demiştim. Bunun ne kadar kötü bir durum olduğunu bilemezsiniz. Bebekler anne karnından doğar doğmaz biz görmüyoruz. Doktorlar doğum işlemi sonrası bize teslim ediyor. Bu yüzden doğum sırasında yaşanan bir ihmal olmuş mu ya da başka bir durum oldu mu bilemiyoruz. Biz doğum sonrası ortaya çıkan olaylardan sorumluyuz. Bu bebeklerin sorunlarının doğum sırasında meydana gelmediğini nereden biliyoruz? Ben yenidoğan doktoruyum ve bir bebeği öldürmekle suçlanıyorum, bunu da para için yaptığım söyleniyor. Bu korkunç bir şey, kimseyi öldürme kastım yoktur" dedi. Savunma yapan tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı ise, "Opara bebek hakkında ismimin geçtiği tek yer var, o da bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşmak. Bunu da şu şekilde açıklıyorum; bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşacak doktorun olmaması. Ben sorumlu hemşireyim, gece vefat eden bir bebeğin ölümünü ben haber veremem mesai saatimin dışında. Ne yaparsam yapayım ömür boyu bu dosyadan kurtulamayacakmışım gibi hissediyorum. Herkes çocuklara ben müdahale etmedim diyor, bu çocuklara kim müdahale etti ben çok merak ediyorum. Şeyhmus Çelik, 44 gün yatan bebek için ben görmedim dedi, 60 yaşına gelmiş adam bunu söyledi" şeklinde konuştu. Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına ve eksik hususların giderilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarının alınmasına devam etmek için duruşmayı yarın saat saat 10.00’a erteledi.
Sinop Batı Karadeniz’de fırtına uyarısı: Soğuk ve kar kapıda Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Batı Karadeniz için fırtına ve ardından etkisini artıracak soğuk hava dalgasına karşı uyardı. Yapılan son değerlendirmelere göre bölgede rüzgâr bu geceden itibaren doğu ve kuzeydoğudan 6 ila 8 kuvvetinde (50–75 km/saat) fırtına şeklinde esecek; fırtınanın Perşembe akşam saatlerinden sonra etkisini kaybetmesi bekleniyor. Yetkililer, ulaşımda yaşanabilecek aksamalar başta olmak üzere olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmasını istedi. Öte yandan 26 Aralık Cuma gününden itibaren bölge genelinin soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına girmesi öngörülüyor. Yağışların iç kesimlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağı tahmin edilirken, halen mevsim normalleri civarında seyreden sıcaklıkların bölge genelinde 4 ila 10 derece azalacağı bildirildi. Soğuk havanın önümüzdeki hafta boyunca da etkisini sürdürmesi bekleniyor. Bu süreçte özellikle gece ve sabah saatlerinde sıcaklıkların düşmesine bağlı olarak iç kesimlerde buzlanma ve don olaylarının görülebileceği, buna bağlı olarak kara, hava ve deniz ulaşımında aksamalar yaşanabileceği değerlendiriliyor. Tarımsal faaliyetlerin sürdüğü bölgelerde ise soğuk hava ve don olaylarının zirai don riskini artırarak ürün kayıplarına yol açabileceği uyarısı yapıldı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 26 Aralık 2025 ile 2 Ocak 2026 tarihleri arasında bölgeye bağlı il merkezlerinde en düşük hava sıcaklıklarının eksi değerlere kadar düşebileceğini belirterek, yayımlanacak tahmin ve meteorolojik erken uyarıların yakından takip edilmesinin önem taşıdığını vurguladı.