GÜNDEM - 17 Ağustos 2015 Pazartesi 17:28

“İstanbul’da deprem olursa yaraları ağır olur”

A
A
A
“İstanbul’da deprem olursa yaraları ağır olur”

17 Ağustos depreminin 16. yıldönümünde yıkımın büyük etkilerinin nedenlerine yer verilirken halen depreme yönelik önlemler konusunda yetersiz kalındığına dikkat çekildi. İstanbul’da olası depreme yönelik alınması gereken önlemler hatırlatıldı.

Deprem kuşağında yer alan bir yerde yaşadığımıza dikkat çeken İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aykut Erkal, yaşanmış depremlerden ders çıkararak olası bir İstanbul depremi için mevcut eksikliklerin giderilmesini ve ileriye dönük planlamaların da yapılmasının önemine değindi. Yrd. Doç. Dr. Aykut Erkal, eğitim ve uygulama alanlarında ciddi değişimlere ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti: “Örneğin, halen deprem kuşağında bulunan ülkemizde depreme dayanıklı bina tasarımı konulu çok önemli bir dersin lisans eğitim sürecince hiçbir üniversitede zorunlu kılınmaması son derece hayret uyandırıcıdır. İlaveten yerel yönetimlerin proje denetimleri konusunda maalesef yetersiz ve standart bir denetim sistemini kuramamışlardır”.


YUMUŞAK ZEMİNLER DEPREM ETKİSİNİ ARTIRIYOR
17 Ağustos Kocaeli depremi son derece yıkıcı olduğunu anlatan Aykut Erkal, yıkımın nedenlerini sıraladı: “Görülen bu yıkımın en önemli sebeplerinden biri en alt katlarda dükkânların bulunmasından dolayı dolgu duvarları olmayan giriş katlarıdır. Bu katlar diğer katlara göre çok daha yumuşak olup bu tip binaların genelde çöktüğü görülmüştür. Maalesef halen bu tip binalar İstanbul dahil bir çok yerde görülmektedir. Yakın bölgedeki Adapazarı'nda birçok bina ince taneli ve suya doygun zemin üzerine inşa edilmiştir. Bu tür zeminlerde, zemin sıvılaşması denilen ve deprem anında zeminin bir sıvı gibi davranış gösterdiği bir fenomen yaşanmaktadır. Neticeleri ciddi boyutta bina hasarları doğurabilir. Maalesef, İstanbulda da Avcılar ve Florya bölgelerinde bulunan yumuşak zeminler ise deprem dalgalarının ivmelerini zemin yüzeyinde 3-4 kat büyüterek, depremin etkini arttırarak binaların çok ağır hasarlar görmesine sebep vermektedir. Bu tip özel zeminli alanlarda inşa edilen binaların daha kapsamlı değerlendirmeler neticesinde inşa edilmesi gerekmektedir” dedi.


İYİLEŞTİRME YAPILMALI VE ÖNLEM ALINMALI
17 Ağustos depreminin İstanbullulara mesajını aktaran Erkal, depremin bir İstanbul depremi olmadığını hatırlattı: “Olası bir İstanbul depremi İstanbula daha yakında olacaktır. Örneğin, Kadıköy sahiline en fazla 20 - 25 kilometre uzaklıkta olabilir. Böyle bir deprem vuku bulursa, İstanbul gibi son derece büyük bir şehirde, depremin yaraları da ve yaraların iyileştirme eforları da çok daha fazla olabilir. Dolayısıyla İstanbul'daki mevcut tüm binaların depreme dayanıklılığı tespit edilmeli ve uygun iyileştirme ve gerekli önlemler alınmalıdır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Batı Karadeniz’de fırtına uyarısı: Soğuk ve kar kapıda Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Batı Karadeniz için fırtına ve ardından etkisini artıracak soğuk hava dalgasına karşı uyardı. Yapılan son değerlendirmelere göre bölgede rüzgâr bu geceden itibaren doğu ve kuzeydoğudan 6 ila 8 kuvvetinde (50–75 km/saat) fırtına şeklinde esecek; fırtınanın Perşembe akşam saatlerinden sonra etkisini kaybetmesi bekleniyor. Yetkililer, ulaşımda yaşanabilecek aksamalar başta olmak üzere olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmasını istedi. Öte yandan 26 Aralık Cuma gününden itibaren bölge genelinin soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına girmesi öngörülüyor. Yağışların iç kesimlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağı tahmin edilirken, halen mevsim normalleri civarında seyreden sıcaklıkların bölge genelinde 4 ila 10 derece azalacağı bildirildi. Soğuk havanın önümüzdeki hafta boyunca da etkisini sürdürmesi bekleniyor. Bu süreçte özellikle gece ve sabah saatlerinde sıcaklıkların düşmesine bağlı olarak iç kesimlerde buzlanma ve don olaylarının görülebileceği, buna bağlı olarak kara, hava ve deniz ulaşımında aksamalar yaşanabileceği değerlendiriliyor. Tarımsal faaliyetlerin sürdüğü bölgelerde ise soğuk hava ve don olaylarının zirai don riskini artırarak ürün kayıplarına yol açabileceği uyarısı yapıldı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 26 Aralık 2025 ile 2 Ocak 2026 tarihleri arasında bölgeye bağlı il merkezlerinde en düşük hava sıcaklıklarının eksi değerlere kadar düşebileceğini belirterek, yayımlanacak tahmin ve meteorolojik erken uyarıların yakından takip edilmesinin önem taşıdığını vurguladı.