- Sen hayır yapıyorum diye kendini boşuna aldatıyorsun. Allahü teala, evvela imanı farz kılmış, dedi. Bu sözler üzerine Mecusi:
- Allahü teala bu yaptığımı görmez, bilmez mi? dedi. Cüneyd-i Bağdadî Hazretleri:
- Elbette görür ve bilir, deyince, Mecusi:
- Öyleyse o da bana yeter, deyip kendi bildiğine devam etti. Cüneyd-i Bağdadî hazretleri bundan sonrasını kendisi şöyle anlatıyor:
- Aradan zaman geçti. Hac mevsiminde Mescid-i Haram’a gelip tavaf yapmakta idim. Bu esnada bir adamın ellerini açmış Allahü tealaya yalvarmakta olduğunu, hatta gözlerinden sel gibi yaşlar akıttığını gördüm, iyice dikkat ettim, o zat karlı bir havada kuşlara yem veren Mecusi idi. Tavaftan sonra yanına yaklaşıp hemen kollarından yakaladım. Mecusi beni tanımıştı.
- İşte Allahü teala gördü ve bildi, deyip kelime-i şehadet getirip ruhunu teslim etti. O anda bir nida işittim: “Ya Cüneyd! Sen beytimi arzu ederek geldin ona kavuştun. O ise beni arzu ederek geldi bana kavuştu.”
Türkiye gazetesi