ASAYİŞ - 12 Eylül 2021 Pazar 08:19

İmamoğlu'nun 'Özel Kalemiyim' dedi, otomobili taş yağmuruna tuttu

A
A
A
İmamoğlu'nun 'Özel Kalemiyim' dedi, otomobili taş yağmuruna tuttu

Kağıthane'de 2 yaşındaki kızı ve eşi birlikte parka giden psikolog Uğur Balkoca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı bir otomobilin sürücüsü tarafından taciz edildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun özel kalem müdürü olduğunu iddia eden Olcay Kurt, arabaya taş fırlattı. O anları yaşayan psikolog Uğur Balkoca, yaşananları cep telefonu kamerası ile görüntüledi. Uğur Balkoca'nın İBB'de psikolog, Olcay Kurt'un ise İETT şoförü olduğu ortaya çıktı.

Olay dün akşam 18.00'da Kağıthane Merkez Mahallesi İmhrahor Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Psikolog Uğur Balkoca eşi Dilan Balkoca ve 2 yaşındaki kızlarını alarak 34 BBP 731 plakalı otomobilleriyle Kağıthane Belediyesi Has Bahçe Mesire alanına gitmek için yola çıktı.

Uğur Balkoca, o esnada çocuğu ile direksiyonda seyir halinde iken İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait olduğu iddia edilen Olcay Kurt'un kullandığı 34 EGY 018 plakalı otomobil tarafından taciz edildi. İki sürücü bir süre tartıştıktan sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "Özel Kalemi" olduğunu söyleyen Olcay Kurt, Uğur Balkoca'nın arabasına taş fırlattı.

Psikolog Uğur Balkoca ise yaşadığı o anları cep telefonuna kaydetti. Olayın ardından şikayetçi olan Balkoca ailesi, emniyette ifade verdikleri sırada, saldırıyı gerçekleştiren Olcay Kurt ve yanında bulunan Nazire İlbasan da emniyete getirildi. İfadeleri alınan Kurt ve İlbasan'ın daha sonra serbest bırakıldığı öğrenildi.

Uğur Balkoca'nın İBB'de psikolog, Olcay Kurt'un ise İETT şoförü olduğu ortaya çıktı. Olayla ilgili inceleme ise devam ediyor.
 

Davut Has - Doğan Can Cesur - Mehmet Furkan Doğan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Prof. Dr. M. Mutlu Meydanlı: “Servikal intraepitelyal lezyonlara dikkat” Medical Point Gaziantep Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Mutlu Meydanlı, servikal intraepitelyal lezyonların (SIL) kadın sağlığı açısından önemini vurguladı. Servikal intraepitelyal lezyonların genellikle Human Papilloma Virüsü (HPV) enfeksiyonları sonucu geliştiğini belirten Medical Point Gaziantep Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. M. Mutlu Meydanlı, "HPV, servikal kanserin başlıca nedeni olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle düzenli tarama testleri, erken aşamada anormal hücrelerin tespiti için son derece önemlidir" dedi. “HPV testleri ile bu lezyonların büyük bir kısmı tespit edilebilir” Medical Point Gaziantep Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Meydanlı, "Servikal intraepitelyal lezyonlar, derecelerine göre düşük dereceli (L-SIL) ve yüksek dereceli (H-SIL) olarak sınıflandırılır. Düşük dereceli L-SIL’ler genellikle kendiliğinden iyileşebilirken, yüksek dereceli lezyonlar tedavi gerektirir. Erken dönemde yapılan pap smear ve HPV testleri ile bu lezyonların büyük bir kısmı tespit edilebilir. Tedavi edilmezlerse, bu lezyonlar zamanla servikal kanser riskini artırabilir" ifadelerini kullandı. “Risk faktörleri ve önlenmesi” HPV enfeksiyonunun yanı sıra, servikal intraepitelyal lezyonların gelişmesinde sigara kullanımı, bağışıklık sistemi zayıflığı ve çok sayıda cinsel partner gibi risk faktörleri de etkili olabileceğini söyleyen Dr. Meydanlı, "Bu lezyonların gelişimini önlemek için birincil koruma olarak 10-12 yaşları arasındaki kız çocuklarının aşılanması gereklidir" şeklinde konuştu. Tedavi seçenekleri Prof. Dr. M. Mutlu Meydanlı, "Servikal intraepitelyal lezyonların tedavisinde, hücresel değişimlerin derecesine bağlı olarak farklı yöntemler uygulanmaktadır. L-SIL’ler genellikle izlem altında bırakılırken, H-SIL’ler cerrahi müdahale gerektirebilir. Bu müdahaleler arasında lazer tedavisi, kriyoterapi ve konizasyon gibi yöntemler yer alır. Erken teşhis ve uygun tedavi ile servikal kanserin önlenmesi mümkündür. Bu nedenle, kadınların yıllık jinekolojik kontrollerini aksatmaması büyük önem taşır" diye konuştu.
Bursa Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi üniversite öğrencilerine açılıyor Nilüfer Belediyesi ile Bursa Uludağ Üniversitesi’nin (BUÜ) gerçekleştirdiği protokol ile Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’ni tıp fakültesi öğrencileri ve akademisyenler eğitim ve araştırma amaçlı kullanabilecek. Nilüfer Belediyesi ile Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) yeni bir iş birliği protokolüne imza attı. İmzalanan protokol sayesinde BUÜ Tıp Fakültesi öğrencileri, BUÜ Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı’nda öğrenim gören yüksek lisans, doktora öğrencileri ve öğretim üyeleri, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’ni eğitim, bilimsel araştırma ve yayın amacıyla kullanabilecek. Ayrıca tıp ve sağlık alanlarında araştırma ve eğitim etkinlikleri yapılarak toplumsal ve akademik alanda iş birliği de gerçekleşecek. Konuyla ilgili iş birliği protokolü Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’nde imzalandı. Protokol törenine Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, BUÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin, BUÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr Funda Coşkun, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Züleyha Alper, Prof. Dr Erdal Eren, Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Etik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Civaner, Sağlık Müzesi Proje Yöneticisi ve Küratörü Dr.Ceyhun İrgil ile müze yetkilileri katıldı. Protokolü, Başkan Şadi Özdemir ve Prof. Dr. Cafer Çiftçi imzaladı. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, ortak akılla üretmenin önemini vurgulayarak BUÜ’nün buradaki konumuna işaret etti. BUÜ’nün akıl ve deneyiminin çok değerli olduğunu ifade eden Başkan Şadi Özdemir, iş birliklerini arttırmak istediklerini aktardı. İki kurum arasındaki iletişimin kuvvetli olduğunu söyleyen Başkan Şadi Özdemir, gençlere yönelik pek çok hizmet verdiklerini belirterek burada da verecekleri katkıdan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İş birliği ile müzenin yaşayan bir mekan olacağını da aktaran Başkan Şadi Özdemir, “Güzel çalışmalar yapılacağına inanıyorum. Kurtuluş Savaşı Müzesi için çalışıyoruz. Yakın zamanda inşaat ve çevre düzeninin bitmesini planlıyoruz” dedi. BUÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, Bursa’nın Bizans ve Osmanlı dönemlerinden bu yana sağlık sektöründe önemli merkezlerden biri olduğunu hatırlattı. Yapılan anlaşmadan duyduğu memnuniyeti dile getiren Çiftçi, geniş çaplı araştırmaların burada yapılacağını kaydetti. Nilüfer Belediyesi ile çeşitli protokoller imzaladıklarını da hatırlatan Çiftçi, böyle bir çalışmanın paydaşı olmaktan duydukları mutluluğu dile getirdi. BUÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun, Tıp Fakültesi’nin yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin burada eğitim almasını çok arzu ettiklerini belirterek, eğitime yapılan her katkının gelecek için bir umut olduğunu söyledi. Türkiye’nin ilk göz ve optik müzesini hizmete almak için hazırlıklarını tamamladıklarını açıklayan Dr. Ceyhun İrgil ise birkaç ay içinde burada açılış yapacaklarını sözlerine ekledi.
İstanbul McDonald’s Türkiye’den çevre dostu yenilik McDonald’s Türkiye, sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarını bir adım ileri taşıyarak “Yeşil Tepsi Projesi” kapsamında dönüştürülmüş tepsilerini kullanıma sundu. Uygulamasına Levent restoranında başlanan projeyle, şirketin sürdürülebilirlik hedefleri kapsamında karbon ayak izinin azaltılması amaçlanıyor. McDonald’s Türkiye, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik çalışmaları kapsamında geri dönüştürülebilir, biyobazlı ve ileri dönüştürülmüş malzemelerle üretilen yeni nesil tepsilerle çevre dostu çözümleri hayata geçiriyor. Markanın Levent restoranı içinde bulunan McCafé’de pilot uygulaması devam eden ‘Yeşil Tepsi Projesi’, şirketin çevre duyarlılığına ve sürdürülebilir inovasyonlara bağlılığına vurgu yapıyor. Tepsilerde biyobazlı dönüşümle karbon ayak izi azalıyor Yapılan açıklamaya göre proje kapsamında, şirketin ekmek tedarikçisi BIMBO QSR Türkiye’nin geri kazanım sürecindeki ekmeklerinin, Sem Plastik tarafından ileri dönüştürülmesiyle ‘Yeşil Tepsi’ler üretiliyor. Girişim firması PM Biomaterials tarafından üretilen yenilikçi bioplastik hammaddeler yüzde 40 oranında biyobazlı hammaddeden üretiliyor ve karbon ayak izini yüzde 50 oranında azaltıyor. Şirketin ‘Yeşil Tepsi Projesi’ Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nde 17. hedef olan ‘Amaçlar İçin Ortaklıklar’ ile doğrudan örtüşüyor. McDonald’s Türkiye, PM Biomaterials, BIMBO QSR Türkiye ve Sem Plastik iş birliğiyle hayata geçirilen proje, Türkiye çapında faaliyet gösteren markaların sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik örnek bir iş birliği modeli teşkil ediyor.
Antalya ATAV’ın yeni başkanı Emir Gündal Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) Yönetim Kurulu Başkanlığına ATSO 36. Grup Meclis Üyesi Emir Gündal seçildi. Gündal, görev süresi boyunca Antalya’nın ulusal ve uluslararası düzeydeki bilinirliğini artıracak projeler geliştireceğini ve şehrin marka değerini güçlendirmek için var gücüyle çalışacağını belirterek Antalya Tanıtım Vakfı’nın (ATAV) Mütevelli Heyet Toplantısı Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ATSO) ev sahipliğinde gerçekleşti. Vakfın önceki dönem çalışmaları hakkında bilgi paylaşımı yapılan toplantı sonrası, ATAV Yönetim Kurulu Başkanlığına, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nı temsilen ATSO 36. Grup Meclis Üyesi Emir Gündal seçildi. “Yeni bir döneme adım atıyoruz” ATAV Yönetim Kurulu Başkanı Emir Gündal, “ATAV projeleri ve elde ettiği başarılar ile bizlere sorumluluğu daha ileriye taşımak için ilham vermektedir. Bugün geçmişin güçlü mirasını geleceğin vizyonuyla birleştirerek yeni bir döneme adım atıyoruz. Bugün, Antalya Tanıtım Vakfı’nın başkanlık görevini üstlenerek sizlerin güvenine layık olmanın heyecanı ve gururunu yaşıyorum” şeklinde konuştu. “Antalya artık sadece bir tatil noktası değil” ATAV’ın, kuruluşundan bu yana Antalya’nın tanıtımı için özveriyle çalışan, şehrin tarih, kültür ve turizm potansiyelini uluslararası boyuta taşımayı misyon edinen bir kuruluş olduğunu ifade eden Gündal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son yıllarda dijital dönüşümle birlikte tanıtım kanallarımızın çeşitlendiğini ve global bağlantıların daha çok arttığını gözlemliyoruz. Antalya, artık sadece bir tatil noktası değildir; aynı zamanda sağlık turizmi, kültür turizmi ve eko-turizm gibi alanlarda da öncü bir merkez haline gelmiştir. Vakfımız; geçmişten bugüne kadar Antalya Kadın Müzesi, Antalya Kongre Bürosu, Antalya lezzetlerinin tanıtımı, coğrafi işaretli ürünlere dikkat çeken çalışmalar, kentimizin marka değerini arttırmaya yönelik yapılan organizasyonlar, tanıtım filmleri, sosyal medya çalışmaları gibi birçok alanda çalışmalar yapmıştır.” ATSO’nun desteği, Antalya’nın tanıtımındaki başarıların temeli ATSO’nun kentin kalkınmasında ve tanıtımında her zaman öncü bir rol üstlenmiş olduğunu kaydeden Gündal, “ATSO, ATAV’ın çalışmalarında da önemli bir paydaş olmuştur. Bu süreçte Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın katkılarını ve desteklerini özellikle vurgulamak isterim. ATSO, şehrimizin kalkınmasında ve tanıtımında her zaman öncü bir rol üstlenmiş, ATAV’ın çalışmalarında da önemli bir paydaş olmuştur. Kendilerinin vizyoner liderliği, bugünkü başarımızın en önemli yapı taşlarından biridir” ifadelerini kullandı. “Antalya’nın tanıtımını daha ileriye taşımak için çalışacağım” Başkan Emir Gündal, görev süresi boyunca Antalya’nın ulusal ve uluslararası düzeydeki bilinirliğini artıracak projeler geliştireceğini ve şehrin marka değerini güçlendirmek için var gücüyle çalışacağını belirterek, şöyle devam etti: “Alternatif turizm alanlarını geliştirmek ve şehrimizi daha ileriye taşımak için hep birlikte el birliğiyle hareket edeceğiz. Antalya’nın potansiyelini tüm dünyaya tanıtarak, şehrimizin turizmdeki liderliğini pekiştireceğiz.”