GÜNDEM - 22 Ağustos 2019 Perşembe 08:54

İki çocuğu organ nakliyle hayata dönen annenin organları başka hastalara umut oldu

A
A
A
İki çocuğu organ nakliyle hayata dönen annenin organları başka hastalara umut oldu

Bağcılar’da iki çocuğu organ nakliyle hayata dönen anne Döne Sert hayatını kaybetti. Sert'in organları ailenin kararıyla bağışlandı. Organlar iki hastaya umut olurken, kadının kocası ve çocukları organ bağışı konusunda vatandaşları bilinçlendirmek için çalışıyor.

Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım ünitesinde Akciğer Embolisi tedavisi gördüğü sırada hayatını kaybeden Döne Sert’in kocası ve çocukları tarafından bağışlanan organları iki hastaya umut oldu. Hayatını kaybeden kadının iki çocuğu Alparslan ve Semanur Sert’in de geçtiğimiz yıllar da organ nakliyle hayata tutunduğu öğrenildi. Babasının böbreğini verdiği Alparslan ve teyzesinin böbreğini verdiği Semanur’da anneleri ölünce hiç düşünmeden babalarına annelerinin organlarını bağışlamasını istediklerini söyledi. Baba Recep Sert ve çocuklarının verdiği kararla hayatını kaybeden Döne Sert’in, karaciğer ve böbreği hemen Bağcılar Eğitim Araştırma Hastanesi doktorları tarafından uygun hastalara nakledilmek üzere alındı. Karaciğer ve böbreği organ nakli için sıra bekleyen hastalardan uygun olan kişiye nakledildi. Şimdi kadının kocası ve çocukları organ bağışı konusunda vatandaşları bilinçlendirmek için çalışıyor.

“Biz organ beklemenin ne demek olduğunu biliyoruz”

Kendilerinin de yıllarca organ beklediklerini ve bunun ne demek olduğunu çok iyi bildiklerini belirten baba Recep Sert “Eşim Akciğer Embolisi teşhisiyle Bağcılar Eğitim ve Araştırma hastanesinde kaldı bir hafta sonra beyin ölümü gerçekleşti. Bunun için de çocuklarımızla beraber organlarını bağışlama kararı aldık. Karaciğer böbrek ve kalbini bağışladık kalbinde sorun olduğu için kalbini almadılar. Ama karaciğer ve böbreğinin biri iki tane insana hayat verdi. Benim çocuklarım da böbrek hastası. Oğlum Alparslan'a böbreğimi ben, kızım Semanur'a da teyzesi böbreğini verdi. Şükür onlar da sağlığına kavuştu. Biz organ bağışının ne demek olduğunu biliyoruz. Organ beklemenin ne demek olduğunu bildiğimiz için çocuklarımızla beraber karar verdik” dedi.

“Eşimin organları iki hastaya umut oldu”

Eşinin organlarının nakil için sıra bekleyen iki hastaya umut olduğunu belirten Sert “Eşimin organları iki kişiye umut verdi isteriz ki bütün insanlar organlarını bağışlasınlar nice ümitle organ bekleyen insanlara ümit olur diye düşünüyoruz. Canlı organ nakillerinde de insanlar sağlığından hiçbir şey kaybetmiyorlar bende bir organ bağışlayıcısıyım bende çocuğuma böbreğimi verdim. Kendine daha çok dikkat ediyorsun hastası olan insanlar akrabalarına veya çocuklarına organlarını hiç düşünmeden verebilirler” diye konuştu.

“Organ nakliyle insanlık büyür”

İnsanların organ bağışı konusunda duyarlı olmasını isteyen hayatını hayatını kaybeden Döne Sert'ini oğlu Alparslan Sert ise, “Biz de ameliyat olduğumuz için başkaları da hayata tutunsun diye kabul ettim. Ben de bunu istedim. İnsanlar böbreklerini karaciğerlerini ve kalplerini başka insanlara verirse yaşamalarını sağlarlar ve insanlık büyür” şeklinde konuştu. Kendisinin de organ nakli olduğunu belirten Semanur Sert ise herkes organlarını bağışlayabileceğini söyledi.

“Organ nakli bekleyen 28 bin hastamız var”

Türkiye genelinde 28 bin hastanın organ nakli beklediğini belirten SBÜ Bağcılar Eğitim ve Araştırma ve Hastanesi Başhekim Yardımcısı Ayşe Banu Esen, “Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak 2009 yılında beri organ nakli ünitemizle birlikte organ bağışı çalışmalarına devam etmekteyiz. Döne hanım bir hafta yoğun bakım ünitemizde yatmış ve bir haftanın sonunda ailesi Recep bey ve çocukları daha önce de organ nakli ile uğraştıkları için bilinçli bir şekilde organlarını bağışlamışlardır. Biz aileye müteşekkiriz ülkemizde 28 bin hastamız organ nakli beklemektedir. 1979 yılından bu yana çıkarılan kanunla ülkemiz de organ bağışı çalışmalarına devam edilmektedir. Ayrıca Diyanet İşleri Yüksek Kurulunun 1980 yılında çıkardığı bir yönetmelikle bu işin caiz olduğuna karar verilmiştir. Biz hem Döne hanımın ailesi gibi hem de organ bekleyen 28 bin vatandaşımızın ailesi gibi milletimizden bu işe hassasiyetle yönelmelerini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Volkan Kayalar 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: "İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir” Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Hz. Adem Peygamberimizden Hz. Muhammed aleyhiselatu vesselam Efendimize kadar bütün peygamberler İslam peygamberidir. İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir” dedi. Mübarek üç ayların habercisi olan Regaib Gecesi dolayısıyla yurdun tüm camilerinde programlar düzenlendi. Vatandaşların camilere akın ettiği gece, ibadet ve dualarla idrak edildi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesindeki tarihi Ulu Camii’nde düzenlenen "Regaib Gecesi Özel Programı"na katıldı. Başkan Erbaş’ın kıldırdığı yatsı namazının ardından başlayan programda, Kur’an-ı Kerim tilavetleri yapıldı, salavatlar getirildi, ülkemiz ve İslam alemi için dualar edildi. Programda konuşan Başkan Erbaş, Recep, Şaban ve Ramazan aylarının mukkaddes aylar olduğunu belirterek, “Bu üç ay içerisinde mübarek geceler vardır. İşte bu gece idrak ettiğimiz Regaib Gecesi, daha sonra Miraç Gecesi, yine Recep ayının 27’nci gecesine denk geliyor. Ardından Şaban ayının yarısında yani 15’inde idrak edeceğimiz Berat Gecesi. Sonra Ramazan ayı başlı başına bir mukaddes ay; Kur’an ayı, bereket ayı, zekat ayı, hayır hasenat ayı Ramazan ayını daha da mukaddes hale getiren Kadir Gecesi ve sonra Ramazan Bayramı. Görüyorsunuz üç ay içinde her günü neredeyse her gecesi mübarek olan bu ayları idrak etmemizi sağlayan yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun” dedi. “Yaratılış gayemiz imtihan olmak” Başkan Erbaş, dünyada daha iyi Müslüman ve insan olmak, iyiliği yeryüzünde yayarak ve sonucunda bunlarla imtihan olmak için yaratıldıklarını dile getirerek, şöyle konuştu: “Allah ölümü de hayatı da bakalım ‘Hanginiz daha güzel amel işliyorsunuz, hanginiz en iyi işi yapıyorsunuz? Allah’ın hoşuna gidecek, Resulünün çizmiş olduğu sınırlar içerisinde kalacak. En güzel işleri yapıyorsunuz?’ diye sizi imtihan etmek için yarattı. Yaratılış gayemiz demek ki imtihan olmak. Bütün peygamberler bu hakikati gönderildikleri topluma anlatmak için vazifelendirilmişlerdir. Onlar Cenab-ı Hakkın kendilerine vermiş olduğu İslam’ı tebliğ görevini yerine getirmişlerdir. Hz. Adem Peygamberimizden Hz. Muhammed aleyhisselatu vesselam Efendimize kadar bütün peygamberler İslam peygamberidir. İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir. İslam’ı kabul eden insana ‘Müslim’ deniliyor. Peygamber Efendimiz insanlığa gönderilen en büyük nimet olan İslam’ı kabul eden Müslüman’ı şöyle tarif ediyor; ‘Müslüman, diğer Müslümanların, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.’” “İbadetler, daha güzel bir Müslüman olabilmemize vesiledir” Peygamber Efendimizin tarif ettiği gibi bir Müslüman olabilmek için bazı vesilelere ihtiyaç olduğunu kaydeden Başkan Erbaş, “İbadetler, hayır hasenat, Kur’an-ı Kerim’de bize emredilen o emirleri yerine getirmek, bizim daha güzel bir Müslüman olabilmemiz için bir vesiledir. Mübarek günler, geceler, Regaib, Miraç, Berat, Kadir ve Mevlid Gecesi, cuma ile bayram günleri bu mukaddes zamanlar bir vesiledir” diye konuştu. Başkan Erbaş, “Biz insanı en güzel bir surette yarattık, sonra aşağıların aşağısına çevirdik” ayet-i kerimesini hatırlatarak, “Esasında biz yaratılış olarak en güzel bir surette yaratılmışız. Bu şerefimizi inancımızla, ibadetlerimizle, iyiliklerimizle, hayır hasenatımızla vesilelere sarılarak muhafaza etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Gençlerimizi peygamber ve Kur’an ahlakıyla yetiştirmek zorundayız” Gençlerin, çocukların peygamber ahlakıyla yetiştirilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Erbaş, “Ahlaki ilkeler dediğimiz konuları hem kendimiz üzerimizde taşıyacağız hem de çocuklarımıza öğreteceğiz. Gençlerimizi Peygamber ahlakı, Kur’an ahlakıyla yetiştirmek zorundayız” şeklinde konuştu. İslam aleminin güçlerini birleştirerek özellikle Gazze’de, Filistin’de çocuk, bebek, kadın demeden masum insanların üzerine bombalar yağdıran zalimlerin birbirine düşmesi için dua eden Başkan Erbaş, “Zalimleri ve onlara yardım edenleri kahruperişan eylesin inşallah. Bütün Müslümanlara birlik, beraberlik, kardeşlik ve uyanıklık nasip eylesin. Bu şekilde Ramazan ayına ulaşmayı hepimize nasip eylesin” dedi. Program, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi’nin yaptığı dua ile sona erdi.
Kırıkkale Sürücüsünün ehliyeti olmayan tır, park halindeki kamyona çarptı Kırıkkale’de sürücüsünün ehliyeti olmayan tır, park halindeki kamyona çarptı. Kazada araçlar hurdaya döndü. Kamyon sürücüsü, "Telefon ışığıyla ikaz verdim ama fark etmedi, arkadan bodoslama girdi" diyerek kazayı anlattı. Kaza, gece saatlerinde Kırıkkale-Kayseri D765 karayolunun 35. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Nazmi İnan, mazotu biten Isuzu marka 06 CUA 778 plakalı kamyonunu yolun banket kısmına park etti. O sırada, iş makinesi taşıyan Y.Ö. yönetimindeki 06 DST 778 plakalı MAN marka tır, park halindeki kamyona arkadan çarptı. Çarpmanın şiddetiyle savrulan tır, orta refüje devrildi. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbarla olay yerine sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kazada yaralanan tır sürücüsü, sağlık görevlilerince olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan sürücünün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kazada, her iki araçta da büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Trafik ekiplerince yapılan kontrollerde tır sürücüsü Y.Ö.’nün ehliyetinin olmadığı tespit edildi. Tır sürücüsüne ve araç sahibine toplamda 37 bin 412 lira para cezası uygulandı. Yapılan işlemlerin ardından araçlar vinç ve çekici yardımıyla otoparka kaldırıldı. "Bodoslama girdi" Kaza anını anlatan kamyon sürücüsü Nazmi İnan, "Keskin yolundaydım. O sırada aracımın mazotu bitti. Dörtlüleri yaktım, bekliyordum. Kendim de arkadaydım. Telefon ışığıyla araçlara ikaz veriyordum. Bu amca (tır sürücüsü) beni fark etmedi, aracı da fark etmedi. Telefonla uzun süre ikaz vermeme rağmen arkadan bodoslama girdi. Daha sonra bu şekilde kaza oluştu. Amcaya koştum, sağlık durumunu sordum" ifadelerini kullandı.
Antalya Ferdi Tayfur, şarkılarıyla uğurlandı Antalya’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden sanatçı Ferdi Tayfur’un cenazesi hastaneden alındı. Hastane önünde toplanan yüzlerce kişi, usta sanatçıyı gözyaşları ve şarkılarıyla uğurladı. Muğla’nın Marmaris ilçesinde yaşamını sürdüren arabesk müzik sanatçısı ve bestekar 79 yaşındaki Ferdi Tayfur, 15 Aralık’ta tansiyon rahatsızlığı sebebi ile ambulansla hastaneye kaldırılmıştı. Yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Tayfur, 17 Aralık’ta ailesinin isteği ve uzman doktorların tavsiyesiyle ilk olarak ambulans helikopterle havalimanına, ardından ambulans uçak ile Antalya’ya sevk edilmişti. Usta sanatçı, organ yetmezliği sebebiyle tedavi gördüğü hastanede akşam saatlerinde hayatını kaybetti Ferdi Tayfur’un vefatının ardından sevenleri hastane önünde toplandı. Sık sık "Ferdi baba" sloganları atan sevenleri, zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı. Klasik bir minibüsle hastaneye gelenler de, açtığı duygu yüklü şarkıları sevenlerine dinletti. Şarkılarıyla gözyaşları içinde uğurlandı Tayfur’un cenazesi 23.30 sıralarına hastanenin morgundan cenaze aracına koyulup kalabalığın bulunduğu alana getirildi. İzdihamın yaşandığı alanda Antalya Valisi Hulusi Şahin ve İlker Arslan da alana gelerek Tayfur’un ailesine baş sağlığı diledi. Bu sırada Tayfur’un yakınları ve sevenleri uzun süre gözyaşı döktü, helallik alınması ve duaların ardından Ferdi Tayfur’un cenazesi şarkıları eşliğinde hastane alanından götürüldü. Yine sevenlerine bir esnaf tarafından lokma ikramı yapıldı. Aile mezarlığına defnedilecek Öte yandan Tayfur’un cenazesinin, cumartesi günü saat 12.00’de Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenecek anma töreninin ardından Emirgan Çınaraltı Camii’nde kılınacak cenaze namazı sonrası, ikindi namazını müteakiben Yeniköy’de aile mezarlığına defnedileceği belirtildi.