GÜNDEM - 22 Haziran 2020 Pazartesi 09:25

Heybeli Ada’daki sanatoryum atıl kaldı

A
A
A
Heybeli Ada’daki sanatoryum atıl kaldı

Cumhuriyet’in ilk yıllarında Tüberküloz (verem) hastalığı ile mücadele için inşası tamamlanan ve bir çok hastaya tedavi imkanı sağlayan Heybeli Ada’daki sanatoryum atıl kaldı. Bulaşıcı hastalıklardan olan veremin savaşında aktif rol üstenen sanatoryumun son hali havadan görüntülendi.

 Sağlık Bakanlığı, Atatürk'ün talimatıyla Türkiye’de kurulması planlanan ilk sanatoryum için, İstanbul Heybeliada’da Çamlimanı’nın çevresindeki, dik yamaçlardan denize bakan, çam ağaçlarının çevrelediği, temiz havalı Yeşilburun bölgesi seçildi.

1924 yılında hasta kabulüne başlayan sanatoryumun üst katında biri kadınlara, diğeri erkeklere ayrılan sekizer yataklı iki koğuş vardı. Alt kat ise idare ile hekim ve memurların ikametine ayrılmıştı. Sanatoryumun sınırları zaman içinde genişletildi, yeni yapılar yapıldı ve 1939 yılına gelindiğinde yatak sayısı 370’e ulaştı. 1945 yılında Değirmentepe mevki'inde yeni bir bina yapılarak mevcut yatak kapasitesine 232 yatak daha kazandırılmış oldu. Sanatoryumun havadan çekilen son durumunda ise harabeye döndüğü dikkat çekti

1947 yılında Dr. Ahmet Erbelger’in, 1951 yılında da, Dr. Siyami Ersek’in tam gün kadrolu çalışmaya başlamalarıyla ivme kazanan Heybeliada Sanatoryumu ülkenin ilk göğüs cerrahisi merkezlerinden biri haline geldi. Bu sebeple, tüberkülozda eğitim ve araştırma hastanesi olarak kabul edilen bu sanatoryum, İsmet İnönü, Rıfat Ilgaz, Ece Ayhan gibi isimlere de şifa verdi. 1955-1977 tarihleri aralığında Sanatoryumda bulunan bakteriyoloji laboratuarı modernleştirildi, komplekse yetmiş yataklı bir servis, yeni bir eczane ve bir konferans salonu daha eklendi

1 Ağustos 2005 tarihinde onaylanan bir kararla, Heybeliada Sanatoryumu Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi lağvedilerek, kadroları ve tıbbi donanımları Süreyyapaşa Göğüs Kalp ve Damar Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne nakledildi. Kapatıldığı tarihlerde, 100 kadarı doktor ve hemşire olmak üzere, 250 personeli ve 660 yatak kapasitesi olan bu emektar hastane 30 Eylül 2005 tarihi itibariyle kapılarını bir daha açılmamak üzere kapattı.

Verem hastası iki gencin hayatına anlatan filme konu oldu

Rüştü Onur ve kendisi gibi genç yaşta veremden ölen arkadaşı Muzaffer Tayyip Uslu, bir süre burada tedavi görmüşlerdir. İkisi de Behçet Necatigil'in öğrencisidir. Hayatları Kelebeğin Rüyası adlı filmde beyaz perdeye aktarılmıştır.

Mustafa Biçer - Ahmet Faruk Sarıkoç
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Kaymakam Dalak’ı duygulandıran kara kalem portre Sarıgöl Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği’nin Kaymakam Halil Dalak’a gerçekleştirdiği ziyarette hediye edilen kara kalem portre, duygu dolu anlara sahne olurken, Sarıgöl’ün kültürel mirası bir kez daha gündeme taşındı. Sarıgöl Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği (SADER) Başkanı Salih Yapıcı ve yönetim kurulu üyeleri, Sarıgöl Kaymakamı Halil Dalak’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette derneğin yürüttüğü kültürel ve tarihî çalışmalar hakkında bilgi verildi. Ziyaret sırasında, Sarıgöl İlçe Devlet Hastanesi’nde 30 yılı aşkın süre başhekim olarak görev yapan emekli Operatör Doktor Cengiz Başkaya tarafından çizilen Kaymakam Halil Dalak’a ait kara kalem portre, Dernek Başkanı Salih Yapıcı tarafından takdim edildi. Anlamlı hediye, ziyarette duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Kaymakam Halil Dalak, kendisi için hazırlanan kara kalem portrenin makam odasında sürekli sergileneceğini belirterek, dernek yönetimine teşekkür etti. SADER Başkanı Salih Yapıcı ise yaptığı açıklamada, "Dernek olarak Sarıgöl ve çevresindeki tüm kültürel değerleri bağış yoluyla topluyor ve gelecek kuşaklara aktarıyoruz. Arşivimizde binlerce doküman bulunuyor ve bağışçılarımızın sayısı her geçen gün artıyor" dedi. Yapıcı, geçmişe ait binlerce eski fotoğrafın Sarıgöl Üzüm Festivali süresince etnografya müzesinde sergilendiğini belirterek, bu çalışmalarla geçmişten geleceğe ışık tutmanın mutluluğunu yaşadıklarını sözlerine ekledi.