EKONOMİ - 06 Mayıs 2021 Perşembe 09:46

Herkes evdeyken onlar 40 derece sıcakta serada çalışıyor

A
A
A
Herkes evdeyken onlar 40 derece sıcakta serada çalışıyor

Mersin’de tam kapanma döneminde de tarım işçileri ara vermeden çalışmaya devam ediyor. Havaların ısınmasıyla özellikle seralarda sıcaklığın 40 dereceyi bulduğu bir ortamda her gün 8 saat çalışan tarım işçileri, Türkiye’ye seslenerek, “Onlar evlerinden çıkmasınlar, biz onlar için çalışıyoruz” mesajı verdiler.

Korona virüs salgınında vaka ve vefat sayılarının giderek artması üzerine tam kapanmaya giden Türkiye’de, tarım işçileri ara vermeden ülkeyi doyurmak için çalışmaya devam ediyorlar. Mersin’in ve Türkiye’nin sebze deposu olan merkez Akdeniz ilçesi Kazanlı Mahallesi'nde de bir taraftan üretim devam ederken, bir taraftan da hasat yapılıyor. Özellikle örtü altı üretimin yoğun olduğu bölgede, tarım işçileri sıcak havanın etkisini iyice hissettirmesine karşın hasadı ara vermeden sürdürüyor. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu işçiler, serada 40 dereceyi bulan sıcakta, sabahın erken saatlerinde başladıkları mesailerinde gün boyu dolmalık biber topluyor. Ramazan ayı dolayısıyla birçoğu oruç olan işçilerin tek sıkıntısı ise tam kapanma nedeniyle topladıkları ürünlerin ellerinde kalması.

Mersin Akdeniz Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz da Kazanlılı üretici Süleyman Yaman’ın serasında hasada devam eden işçileri yalnız bırakmayarak, onlarla birlikte biber topladı.

Herkes evdeyken onlar 40 derece sıcakta serada çalışıyor

“Onlar evlerinden çıkmasınlar, biz onlar için çalışıyoruz”

Serada biber toplayan tarım işçisi Hedibe teyze, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Biz pandemide de çalışmaya devam ediyoruz. Oruç da tutuyoruz. Şu an herkes evinde oturuyor, biz onlar için çalışıyoruz, topluyoruz, üretiyoruz. Onlar evlerinden çıkmasınlar, biz onlar için çalışıyoruz” dedi.

Günde 8 saat çalıştıklarını ve her işçinin 500-600 kilogram biber topladığını belirten Hedibe teyze, “Tabi ki zorlanıyoruz. Hava sıcak, seranın içindeyiz ve bazen sıcaklık 40 dereceyi buluyor. Çok zorlanıyoruz, terlerimiz üstümüzden akıyor ama çalışmamıza da ara vermiyoruz” diye konuştu.

Herkes evdeyken onlar 40 derece sıcakta serada çalışıyor

İki yıllık üniversite mezunu 26 yaşındaki Mihriban Mininci de, “Sıcaklar da başladı. Mersin’in zaten sıcağı ve nemi çok fazla, Ramazan ayındayız. Birçok annemiz burada çalışıyor ve oruç tutmalarına rağmen burada çalışma zorunluluğu var. Siz evde kalın, biz sizin karnınızı doyuruyoruz” ifadelerini kullandı.

“Ürünü tarlada bırakmak istemiyoruz. Arkadaşlarımız emek çekiyorlar"

Akdeniz Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz ise sağlığın çok önemli olduğunu, ancak 17 günlük tam kapanma döneminde çiftçilerin büyük zorluk yaşadıklarını söyledi. Ürünlerin satılmadığını dile getiren Yılmaz, “Haller bomboş, pazarlarımız kapalı. Ülke genelinde pazarlarımız açık olsaydı bir nebze de olsa çiftçimizin ürünleri kısmen pazarlarda değerlenecekti ama maalesef sadece marketler zincirine mahkum kaldık. Ürünü tarlada bırakmak istemiyoruz; arkadaşlarımız emek çekiyorlar. Ürün yetişmiş, dalından koparmak zorundayız. Para etse de etmese de yine emek verip, para harcayıp ürünlerimizi seradan çıkarmak zorundayız” dedi.

Yılmaz, sıkıntıların giderilebilmesi için ülke genelinde semt pazarlarının açılması talebinde bulundu. Bu konuda Mersin’de de il yetkilileriyle görüşmeler yaptıklarını dile getiren Yılmaz, çalışmalarına devam ettiklerini söyledi.

Herkes evdeyken onlar 40 derece sıcakta serada çalışıyor

Kıymet Gökçe-Güray Gürdal
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ramazan’da kızartma ve hamur işlerinden uzak durulmalı Diyetisyen Pınar Doğan, "Ramazan ayı boyunca uzak durulması gereken yiyecek ve içeceklere dikkat ederek oruç tutma sürecini kolaylaştırabilirsiniz. Kızartma, hamur işleri, aşırı yağ ya da şeker içeren gıdalar, şerbetli tatlılar ve gazlı içeceklerden uzak durulmalıdır. Fazla tuzlu ve baharatlı yiyecekler tüketmek, gün boyu daha çok susamanıza neden olur" dedi. Medical Park Ankara Hastanesi’nden Diyetisyen Pınar Doğan, Ramazan ayında sağlıklı beslenme konusunda açıklamalarda bulundu. İftarda tüketilmesi gereken besinler İftarda tüketilmesi gereken besinlerden bahseden Dyt. Doğan, "İftara su, hurma, zeytin, çorba ile başlanabilir. Tam buğday ekmeği tercih edilebilir. Yarım saat sonra ana yemeğe geçilmelidir. Etli sebze veya ızgara et/tavuk yemeği, zeytinyağlı sebze yemeği, yoğurt veya ayran şeklinde bir tercih yapabilirsiniz. Karbonhidrat tüketiminde ise, pide tüketimi haftada 2 ya da 3 gün ile sınırlı olmalıdır, diğer günler tam buğday ekmek veya çavdar ekmeği veya buğday, bulgur gibi besinlere yer verilmelidir" diye konuştu. "Çikolata ezmeleri çabuk acıkmaya yol açabilir" İftarda ve genel olarak Ramazan’da bazı besinlerden uzak durulmasını öneren Dyt. Doğan, "Ramazan ayı boyunca uzak durulması gereken yiyecek ve içeceklere dikkat ederek oruç tutma sürecini kolaylaştırabilirsiniz. Kızartma, hamur işleri, aşırı yağ ya da şeker içeren gıdalar, şerbetli tatlılar ve gazlı içeceklerden uzak durmak, fazla tuzlu ve baharatlı yiyecekler tüketmek gün boyu daha çok susamanıza neden olur. Sürülebilen çikolata ezmeleri gibi şeker oranı yüksek ürünlerin kontrollü tüketilmesi gerekir. Bu tür besinler çabuk acıkmaya neden olabilir. Tatlı bir şeyler yemek istiyorsanız, hurma ya da kayısı gibi kuru meyveler tüketebilir ya da sütlü tatlıları tercih edebilirsiniz" şeklinde konuştu. "İftarda mideye fazla yüklenmemek gerekir" İftarda yemek düzeninin nasıl olması gerektiğini anlatan Dyt. Doğan, şunları kaydetti: "İftarda birdenbire mideye yüklenmek sağlıksız olacaktır, bunun yerine yavaş yemek önemlidir. İftarımızı 1 bardak su, hurma veya zeytin ile açmalıyız. Ardından çorbamızı içip en az 20 dakika beklemeliyiz. Daha sonra protein ağırlıklı bir ana yemek yanında zeytinyağlı sebze yemeği ya da salata, yoğurt şeklinde bir menü tercih edilmelidir. Tatlı yemekten 2 saat sonra tüketilmeli. Mümkünse hafif tatlılar tercih edilmelidir. Sütlü tatlılar iyi bir tercih olacaktır (tatlı tüketimi haftada 1 ya da 2 ile sınırlandırılmalıdır)." Tok tutan gıdalar Tok tutan besinlerden bahseden Dyt. Doğan, "Buğday ekmeği gibi tam tahıllar tercih edilebilir. Fasulye, nohut ve mercimek gibi kuru baklagiller tokluk sürenizi artıracaktır. Fındık ve badem gibi kuru yemişler tüketilebilir. Et, tavuk, balık yumurta chia, keten ve kino tohumu gibi tahıllar tok tutan besinler arasındadır. Brokoli, karnabahar, gibi yeşil sebzeler, elma, hurma ve avokado yoğurt ve peynir gibi süt ürünleri tüketilebilir" dedi. Sağlıklı beslenme önerileri Dyt. Doğan, Ramazan ayında dikkat edilmesi gereken beslenme davranışlarını şöyle sıraladı: "İftar ve sonrasında su tüketimi, vücudun gün boyu kaybettiği sıvıyı yerine koymak ve metabolizmanın düzgün çalışmasını sağlamak için çok önemlidir. Günlük sıvı tüketimi 2-2.5 litre olmalıdır. İftar menüsünü hazırlarken yemeğe başlama sırası ve porsiyon kontrolüne dikkat edilmelidir. İftar, öncelikle bir bardak su ve hurma gibi hafif bir atıştırmalıkla açılmalıdır. Daha sonra hafif bir çorba ile devam edilerek, mideye yemek için sinyal gönderilir. Ana yemeklere geçmeden önce bir süre beklemek, sindirim sisteminin yavaş bir şekilde çalışmaya başlamasını sağlar. Porsiyon kontrolü, fazla kalori alımını önlemek ve iftar sonrası aşırı doluluk hissinden kaçınmak için önemlidir. Yemekler küçük porsiyonlar halinde servis edilmeli ve yavaş yavaş tüketilmelidir. Sahur ve iftar arasında dengeli ve sağlıklı beslenme, oruç tutarken enerji seviyelerini korumak için gereklidir. Sahurda yüksek lifli ve proteinli besinler tercih edilmeli, iftar ve sahur arasında ise düzenli aralıklarla su içilmelidir. İftardan 2 saat sonra 30 dakikalık tempolu yürüyüşler yapılabilir." Sık yapılan beslenme hataları Dyt. Doğan, Ramazan’da yapılan sık beslenme yanlışlarını ise şu şekilde sıraladı: "Yetersiz su tüketimi, hareketsiz kalmak, hızlı yemek yemek, sahur yapmamak, sahurda işlemiş gıdalar tüketmek, basit karbonhidratlar tercih etmek, kızarmış besinler tercih etmek, yemekten hemen sonra çay tüketmek, büyük porsiyonlar tercih etmek."
Ankara ‘2025 Emine Işınsu Roman Ödülü’ başvuruları sona erdi Türk edebiyatının ünlü kalemi Emine Işınsu adına düzenlenen ‘2025 Emine Işınsu Roman Ödülü’ başvuruları, 1 Mart’ta sona erdi. Ödülü kazanan eser, başvuran 269 roman arasından seçilecek ve sonuçlar, Yazar’ın doğum günü olan 17 Mayıs’ta açıklanacak. İlki 2023 yılında düzenlenen roman ödülüne, aralarında tanınmış yazarların da bulunduğu 142 eser sahibi başvurmuş ve ödül, ‘Cümbezin Kızı’ romanıyla Ülkü Demiray’a verilmişti. Yazar Demiray’a ödülü, Prof. Dr. İlber Ortaylı tarafından, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde düzenlenen törenle takdim edilmişti. Eser, Bilge Kültür Yayınevi tarafından basılmış ve üst üste yedi baskı yapmıştı. Üçüncüsü düzenlenen Emine Işınsu roman ödüllerinin başvuruları son buldu. Yarışmaya 269 kişi başvurdu. Sonuçlar ise Emine Işınsu’nun doğum günü olan 17 Mayıs’ta açıklanacak. Kazanana 2 cumhuriyet altını Tertip Komitesi’nden yapılan açıklamaya göre, tek esere verilecek ödülü kazanan yazar, 2 cumhuriyet altınıyla ödüllendirilecek. Ayrıca romanın yayımlanması sağlanacak. Jüri, başvuran eserler arasından mansiyona değer bulunanları da açıklayacak. Eserleri, Prof. Dr. Bilge Ercilasun, Prof. Dr. Belkıs Altuniş Gürsoy, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Nazım H. Polat ve Şair-Yazar A. Yağmur Tunalı’dan oluşan jüri değerlendirecek. Ödül kazanan eserler, ‘emineisinsu.com’ adresinden duyurulacak. Ödül Tertip Komitesi Başkanı ve Yazar’ın eşi Prof. Dr. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde hayatını kaybeden Işınsu’nun edebi hayatına, katıldığı yarışmaların büyük katkısı olduğunu ve bu yarışmalarla adını duyurduğunu belirtti. Işınsu’nun bu nedenle genç yetenekleri hep desteklediğini ifade eden Öksüz, "Böylelikle de çok sayıda yazarımızın isminin duyulmasını sağladı" dedi.