ASAYİŞ - 08 Şubat 2022 Salı 14:19

'Hakkını helal et ağabeylerin gülü' notu bırakan hırsıza, mağdur patrondan yemek ve iş sözü

A
A
A
'Hakkını helal et ağabeylerin gülü' notu bırakan hırsıza, mağdur patrondan yemek ve iş sözü

Antalya’da hırsız, çatı katından girdiği iş yerinden çeşitli eşyalar çaldı ve çıkarken masaya, “Patron ağabey kusura bakma. Ofisine gizli girdim, çok açım. Muslukları ve dolaptan birkaç eşya aldım. Hakkını helal et ağabeylerin gülü' yazılı not bıraktı. Hırsız güvenlik kamerasına yansırken iş yeri sahibi Hakan Düzgünkaya, ”Buyursun gelsin biz her sabah burada kahvaltı yapıyoruz, bir tabak daha koyarız” dedi.

Edinilen bilgiye göre, olay, Muratpaşa ilçesi Kızılarak Mahallesi, Kızılırmak Caddesi üzerindeki bir Almanya ağırlıklı çağrı merkezinde meydana geldi. Gece yarısı açık olan üst kattaki kapıdan çatıya çıkan şüpheli daha sonra Hakan Düzgünkaya’ın iş yerine kapıdan girdi.

'Hakkını helal et ağabeylerin gülü' notu bırakan hırsıza, mağdur patrondan yemek ve iş sözü

Masa üzerindeki onlarca bilgisayara, telefonlara dokunmayan şüpheli gözüne musluk, ocak, keser, bıçak ve buzdolabındaki gıda ürünlerini kestirdi. Yaklaşık 1 saat 40 dakika içeride kalan şüpheli, karnını da doyurdu. İşi yerindeki tüm muslukları söken şüpheli diğer ürünleri de aldıktan sonra askıda bir çalışanın ceketini giyip iş yerinden ayrıldı. Şüphelinin elinde poşetle ve üzerindeki montla iş yerinden çıktığı anlar anbean güvenlik kamerasına yansıdı.

'Hakkını helal et ağabeylerin gülü' notu bırakan hırsıza, mağdur patrondan yemek ve iş sözü

Şüpheli, patronun odasına ise “Patron ağabey kusura bakma. Ofisine gizli girdim, çok açım. Muslukları ve dolaptan birkaç eşya aldım. Hakkını helal et ağabeylerin gülü' yazılı not bıraktı. Yaklaşık 4 bin TL değerinde eşyası çalınan Düzgünkaya, bırakılan not karşısında şikayetçi olmak istemese de çevresinin baskısı ile şahıstan şikayetçi oldu. Düzgünkaya, hırsız yakalanırsa onu doğru yola çevirmeye çalışacağını hatta iş bile verebileceğini belirtti.

"Notu şaka sandı"

Alman Çağrı Merkezi işleten Hakan Düzgünkaya, olayın geçen hafta salı günü gece yarısı yaşandığını belirtti. Sabah iş yerini açan kadın personelinin telefonla kendisini arayarak, "Hakan bey musluklarımız yok" dediğini anlatan Düzgünkaya,“Uyuyordum, ben de şaka olarak algıladım. Nasıl olmadığını sordum. Musluklarının olmadığını içeren notun olduğu fotoğraflar gönderdi görevlimiz. Ofisteki masamın üzerine not bırakılmış. Notta, 'Patron ağabey kusura bakma ofisine gizli girdim çok açım. Musluklar ve dolaptan birkaç bir şey aldım hakkını helal et ağabeylerin gülü' yazıyordu. İş yerindeki tüm muslukları götürmüş. Buzdolabından kahvaltı malzemelerini sonra keser, elektrikli ocak, bıçakları almış. Çok büyük bir şey değil aslında. Bir de personelimiz ceketi vardı onu da götürmüş. Sonra iş yerinin kapısından çıkıp gidiyor” dedi.

'Hakkını helal et ağabeylerin gülü' notu bırakan hırsıza, mağdur patrondan yemek ve iş sözü

'Hakkını helal et ağabeylerin gülü' notu bırakan hırsıza, mağdur patrondan yemek ve iş sözü

"Şaşırdım"

Yaklaşık zararının en fazla 4 bin TL olduğunu kaydeden Düzgünkaya, “Burada bir sürü bilgisayar falan vardı, onlara dokunmamış. O nedenle şikayetçi de olmayacaktım. Şikayetçi olmazsam çevremden hırsızın yine gelebileceğini söylediler. Baktı sorun olmuyor, bir dahaki gelişinde bilgisayarlar da gider diye düşündüm. Hemen önlemimi aldım, alarm taktırdım. Bir dahaki girişinde gidebilir. Hırsızın bilgisayarları götürmemesine şaşırdım. Beni telefonla arayanlar oluyor, iş yerime hırsız girdiğini ve muslukları çaldığını söyleyince hepsi gülmeye başlıyor. Çünkü gülünecek bir durum içindeyiz” ifadelerini kullandı.

'Hakkını helal et ağabeylerin gülü' notu bırakan hırsıza, mağdur patrondan yemek ve iş sözü

"İş ve yemek sözü"

Hırsıza da seslenen Hakan Düzgünya, “Açın yanındayız, gel iste verelim. Ama böyle bir şey yapmak ne bizim insanlığımıza yakışır ne de sana faydası olur. Hırsız yakalanırsa ona yol gösteririz, belki bir iş veririz. Yardımcı oluruz, ekmek veririz. Buyursun gelsin, biz her sabah burada kahvaltı yapıyoruz, bir tabak daha koyarız. Sorun mu olur bu? Kimseden ekmeğimizi sakınmayız, paylaşmayı severiz. Arkadaşımız 1 saat 40 dakika içeride kalıyor, hiç acelesi yok. O derece rahat” diye konuştu.

İsa Akar-Ahmet Serdar Eser
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Sur Belediyesi, tasarruf tedbirlerine aykırı olarak lüks araç kiraladı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM’li) Diyarbakır’ın Sur ilçe belediye başkanı ve eşbaşkan olarak adlandırılan belediye meclis üyesi için mevzuata uygun olmayan 2 adet lüks araç kiralandığı ortaya çıktı. Borçlar nedeniyle işçi maaşlarını ödemekte zorluk yaşayan Sur Belediyesi mevzuata uygun olmadığı halde Skoda Süper B marka 2 makam aracı kiralarken, kiralamanın da yine yasal olmadığı için belediye bütçesinden değil, farklı bir yolla araç kiralama firmasına yapıldığı ileri sürüldü. 31 Mart 2024 mahalli idareler seçimlerinin ardından Sur İlçe Belediyesi DEM Partili yönetime geçti. Belediye başkanı Adnan Örhan ve meclis üyesi olan Fatma Önkol seçimin ardından son model makam araçları kiraladı. 21 AFH 829 ve 21 AFH 825 plakalı 2024 trafiğe çıkışlı, 2023 model araçların yakıtlarının ise belediye tarafından farklı plakalar üzerinden karşılandığı ileri sürüldü. Mevzuata uygun olmadığı için kiralanan araçların ödemesinin nereden yapıldığı ise merak konusu oldu. Resmi olarak belediye bütçesinden yapılmadığı belirtilen bu kiralama, halk arasında "Belediye ödemeleri yapamazken lüks harcamalar nasıl finanse ediliyor" sorusunu gündeme getirdi. Belediye maaşları ödeyemiyor Sur Belediyesi DEM Parti tarafından görevi devraldıktan sonra işçi maaşlarını ödemekte zorlanıyor. Seçim sonrasında ilk iki ayda maaşlar gecikmeli ödenirken, daha sonra maaşların yalnızca yüzde 80’i yatırılabildi. İşçilere ikramiye ödemeleri yapılmazken, belediye esnaf borçlarını da kapatamıyor. Bu mali zorluklara rağmen başkan ve meclis üyesine lüks araç kiralama kararı, halk arasında tepkiye neden oldu.
Ankara TSE, Yeşil OSB ve Su Verimliliği Yönetim Sistemi süreçlerini başarıyla tamamlayan OSB’leri belgelendirdi Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Yeşil OSB ve Su Verimliliği Yönetim Sistemi süreçlerini başarıyla tamamlayan OSB’leri belgelendirdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türk Standartları Enstitüsü’nün ortaklaşa yürüttüğü çalışmalar sonucunda, Türkiye’deki Organize Sanayi Bölgeleri (OSB), toprak kirliliği kontrolü ve su verimliliği alanlarında önemli bir adım atıyor. Adana’da düzenlenen Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Akdeniz toplantısında, TSE tarafından Yeşil OSB ve Su Verimliliği Yönetim Sistemi süreçlerini başarıyla tamamlayan Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) belgelendirildi. Toplantıya Adana Vali Yardımcısı İbrahim Küçük, TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin, OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü, Organize Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Abdurrahman Aydın ve diğer yetkililer katıldı. Denetimlerini başarıyla tamamlayan Adana Hacı Sabancı OSB, Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB), Gaziantep OSB ve Mersin Anamur OSB’ye Yeşil OSB Belgeleri takdim edildi. Ayrıca, Adana Hacı Sabancı OSB, TS ISO 46001 Su Verimliliği Yönetim Sistemi Belgesini alarak, bu belgeyi alan Türkiye’deki üçüncü OSB oldu. OSB’lere belgelerini TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin takdim etti. Böylece Enstitü, Türkiye’de toplam 14 OSB’yi Yeşil OSB belgesi ile, 3 OSB’yi ise Su Verimliliği Yönetim Sistemi belgesi ile belgelendirdi. TSE, Yeşil OSB Belgelendirmesi ile sanayicilere destek oluyor TSE, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında sunduğu somut planlarla, işletmelere çeşitli hizmetler sunuyor. Bunlar arasında Sürdürülebilir Dönüşüm Programı, Yeşil OSB Sertifikasyonu, Çevre Etiketi ve Atık Yönetimi yer alıyor. TSE, OSB’lerin çevresel, ekonomik, sosyal ve yönetim performanslarının iyileştirilmesi için önemli katkılar sağlıyor ve yeşil rekabetçiliği artırmayı hedefliyor. Yeşil OSB Belgelendirme Programı, Türkiye’deki sanayi bölgelerinin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda gelişmesini sağlamak için uluslararası standartlara ulaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. Sürdürülebilir su kullanımının teşvik edilmesi planlanıyor TSE, 2023 yılında başlattığı "Su Verimliliği Yönetim Sistemi Belgelendirilmesi" hizmeti ile önemli bir projeyi hayata geçirdi. Bu sistem, sanayi kuruluşlarının suyu daha verimli kullanmasını, geri dönüşüm yapmasını ve israfı önlemesini hedefliyor. Belgelendirme ile atık su kayıplarının önlenmesi, su tüketiminin optimize edilmesi ve sürdürülebilir su kullanımı teşvik edilmesi planlanıyor. Bu sayede işletme maliyetlerinin düşürülmesi ve su verimliliğinin artırılması sağlanacak. TSE, daha önce Ankara Sanayi Odası 2. ve 3. OSB, Konya OSB, Makine İhtisas OSB, Gebze Güzeller OSB, Demirtaş OSB, Başkent OSB ve Nilüfer OSB Yeşil OSB Belgesi ile belgelendirmiştir. Ayrıca, Konya Büyükşehir Belediyesi Koski Genel Müdürlüğü ve Antalya OSB, TS ISO 46001 Su Verimliliği Yönetim Sistemi belgesi ile belgelendirmişti.
Sakarya Misk kedisinin midesinde fermante olan ve titizlikle hazırlanan kahvenin tozu bile ziyan edilmiyor Misk kedisinin midesinde fermante olan dünyanın en pahalı kahvesi ‘Kopi Luwak’ı Sakarya’ya getiren işletmeci, bu kahveyi 3 metrekarelik dükkanında fincanı 480 liradan satıyor. Kilosu bin dolara satılan ve titizlikle tüketime hazırlanan bu kahvenin bir toz taneciği bile ziyan edilmiyor. Endonezya’da kahve meyvesini yiyen misk kedisinin sindirim sisteminden geçen ve dışkı yoluyla çıkan Kopi Luwak (Luwak kahvesi) dünyanın en pahalı kahvesi haline geldi. Luwak kahvesi, daha az kafein içeriğiyle de geleneksel kahvelere göre zengin aroması ile daha yumuşak bir içim sunuyor. Kilosu bin Dolar’a satılan kahveyi Sakarya’ya getiren işletmeci Murat Bilgin, Adapazarı ilçesindeki 3 metrekarelik dükkanında bu kahvenin fincanını 480 liradan satışa sundu. Türkiye üzerinde nadir bulunan ve titizlikle tüketime hazırlanan kahvenin bir toz taneciği bile ziyan edilmiyor. “Kar gözetmeksizin fincanını 480 TL gibi bir fiyata sunuyoruz” Tarihi Uzun Çarşı’da bulunan Tarihi Orta Camii altında 3 metrekarelik dükkanda dünyanın en pahalı kahvesini müşterilere sunan Murat Bilgin, “Türkiye’de nadir bulunmasının sebeplerinden bir tanesi çok pahalı ve nadir üretilen kahve olması. Endonezya’nın Açe bölgesinde üretilen bir kahve. Misk kedisinin sindirim sisteminde fermante olan bir kahve türü. ‘Kopi Luwak’ olarak biliniyor, kopi Endonezya dilinde kahve demek. Türkiye’de çok az bulunuyor, kilosu bin Dolar’a kadar çıkan bir kahve. Vatandaşların bu kahveyi deneyimleyebilmesi için çok kar gözetmeden fincanını 480 TL gibi bir fiyata sunuyoruz. Kahveyi el değirmeninde çekiyoruz, masada demliyoruz hatta istedikleri zaman misafirlerimiz ile birlikte demliyoruz. Kültür alış-verişi ve tat deneyimi yaşatmak istiyoruz” dedi. “Tamamen doğal hayatın içerisinde üretileni tercih ediyoruz” Tamamen doğal hayatın içerisinde üretilen kahveyi tercih ederek sertifikasyon sürecine de dikkat ettiklerini aktaran Bilgin, “Kahvenin üretim aşaması çok meşakkatli. Biz kahveyi satın alırken doğal hayatta yaşayan kedilerden elde edileni aldık ve sertifikasyona bu konuda dikkat ediyoruz. Kafeste beslenen hayvanların değil tamamen doğal hayatın içerisinde üretileni tercih ediyoruz. Kahve, misk kedisinin beslenme unsurlarından birisi. En iyi kahve kirazlarını seçiyor ve yiyor. Bu yediği kirazlar kedinin midesindeki enzimler ile biraz daha yumuşuyor ve sindiremediği çekirdekler, dışkılama ile birlikte dışarıya çıkmış oluyor. Oranın halkı bunu topluyor, temizliyor ve sonrasında kahvenin dışındaki zardan içerisindeki çekirdekleri ayıklıyorlar. Bunun ardından tekrar yıkama işlemi gerçekleştiriliyor. Bu sebeplerden dolayı üretim de kısıtlı oluyor, çünkü ağaçtan toplanan bir ürün değil. Yeşil çekirdek olarak alıyoruz, özel olarak kavruluyor. Kavrulan kahveleri de burada el değirmeni ile öğütüyoruz. V60 denen bir demleme ekipmanı ile filtre kağıdı içerisinde süzerek demliyoruz. Diğer kahvelerden biraz asit oranı biraz daha yüksek olduğu için demlerken gramajını da biraz daha az kullanıyoruz. Aslında bu durum kahveyi deneyimlemek isteyen kişinin de maaliyetini aşağıya indirmiş oluyor” şeklinde konuştu. “Ulaşılması oldukça güç” Sakarya’nın tarihi çarşısına renk katıp, bir cazibe oluşturabilmek amacı ile kahveyi satışa sunduğunu söyleyen Bilgin, “Kahve bütün dünyada çok değerli ve yaygın tüketilen bir içecek türü. Diğer kahvelerin kilogram fiyatları 10-20 Dolar arasında değişirken bunun bin Dolarlık bir fiyatı var. Oldukça yüksek bir fiyat tabi bu kahveyi alıp evde deneyimlemek biraz zor. O yüzden biz işletme olarak çokta kar gözetmeksizin sırf kahve kültürüne bir katkımız olsun ve Sakarya’nın tarihi çarşısına renk katıp, cazibe oluşturalım diye uygun fiyatta sunuyoruz. Sakarya’ya gelen misafirlerimizi de bekleriz. 1750’lerde yapılmış tarihi bir caminin altında 3 metrekarelik bir dükkanımda bu hizmeti sunuyorum. Bildiğim kadarı ile Sakarya’da bu kahve başka bir yerde yok. Türkiye genelinde de iki elin parmak sayısını geçmeyecek kadar yerde bulunuyor bu kahve, ulaşılması oldukça güç” ifadelerini kullandı.
Mersin Yerel yönetimlerde ’iş sağlığı ve güvenliği’ çalıştayda masaya yatırıldı Mersin Büyükşehir Belediyesi, ’Yerel Yönetimlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Çalıştayı’ gerçekleştirdi. Çalışanların iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak amacıyla gerçekleştirilen çalıştayda, sahada yaşanılan sorunlar ve çözüm önerileri konuşuldu. Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Şube Müdürlüğünce çalışanların iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak, iş kazası sayılarını düşürmek, meslek hastalıklarını önlemek, çalışma ortamlarını iyileştirerek daha güvenli ve sağlıklı hale getirilmesinde rehberlik ve koordinasyonu sağlamak amacıyla ’Yerel Yönetimlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Çalıştayı’ düzenlendi. Çalıştaya, Büyükşehir Belediyesi iştirak şirketleri, MESKİ, Akdeniz, Mezitli, Toroslar, Yenişehir, Aydıncık, Bozyazı, Erdemli, Gülnar, Mut ve Tarsus ilçe belediyelerinin yanı sıra TSE Mersin İthalat Müdürlüğü’nden denetçiler katıldı. "İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarını önemsiyoruz" Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Serdal Gökayaz, bu sene ilkini gerçekleştirdikleri çalıştayı farklı alanlara da taşımak istediklerini belirtti. Gökayaz, "Yerel yönetimler olarak yol asfalt çalışmalarından park bahçelere, sosyal hizmetlerden tarımsal faaliyetlere kadar birçok alanla ilgileniyoruz. Doğal olarak bu kadar çeşitli alanlarda ve çeşitli konularda çalışıyor olmak birtakım riskleri de beraberinde getiriyor. Dolayısıyla yerel yönetimler olarak bu riskleri en iyi şekilde yönetebilmek ve bir taraftan da bertaraf edebilmek için iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının büyük bir öneme sahip olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarını önemsiyoruz" dedi. Önümüzdeki yıllarda çalıştay kapsamını daha da genişletmek istediklerini ifade eden Gökayaz, yerel yönetimler arasında ortak bir kültür oluşturmak istediklerini kaydetti. "Sorun ve sıkıntıların çözümü noktasında ortak bir paydada birleştik" Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Hülya Atila da 11 ilçe belediyesinin katılımı ile gerçekleştirdikleri çalıştaydan çok önemli ve değerli sonuçlar çıktığını vurguladı. Atila, "Herkesin sonuna kadar katkılarını ve görüşlerini sunduğu bir çalıştay gerçekleştirdik. Bu anlamda ilçe belediyelerinin sorunlarını dinledik. Mersin Büyükşehir Belediyesi tüm şeffaflığıyla yerel yönetimlerde yaşanan sıkıntıları ve sorunları masaya koydu. İlçe belediyelerimiz de yaşadıkları tüm sıkıntı ve sorunları açık ve şeffaf bir şekilde ortaya koydular. Büyükşehir Belediyesi olarak bu sorun ve sıkıntıların çözümü noktasında ortak bir paydada birleştik" diye konuştu. Bir sonraki çalıştay konusunu da şimdiden belirlediklerine işaret eden Atila, "İlçe belediyeleri hem eğitim anlamında hem iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulması ve risk analizlerinin yapılması anlamında bizden yardım talep etti. Biz de seve seve bu konularda birlikte çalışacağımızı ilettik. İş sağlığı ve güvenliğinde çalışanların bu kültürü benimsemesi ve üst yönetimin sahiplenmesi en önemli faktörler. Büyükşehir Belediyesi olarak ISO 45001 belgesi ile çalışan bir belediyeyiz. Tüm çalışanlarımıza da bu kültürümüzü iletmeye çalışıyoruz" dedi.