ASAYİŞ - 01 Eylül 2013 Pazar 15:51

Günah korkusu intihardan vazgeçirdi

A
A
A
Günah korkusu intihardan vazgeçirdi

Ordu'da intihar etmek için çatıya çıkan bir şahıs, Prof. Dr. Ali Akdoğan'ın intihar etmenin günah olduğunu anlatmasıyla bu düşüncesinden vazgeçti.

Ordu'da intihar etmek için çatıya çıkan bir şahıs, yoldan geçen ilahiyat fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Ali Akdoğan'ın intihar etmenin günah olduğunu anlatmasıyla bu düşüncesinden vazgeçti.Olay, Ordu’nun Karşıyaka Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Kastamonu’dan Ordu’ya gelen Hasan S. (55), Ordu’nun Gürgentepe ilçesinde jandarma ekipleri tarafından fındık hırsızlığı yaptığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Jandarma ekipleri Hasan S.'ye hırsızlıktan işlem yaparken, aracına da el koydu. Fındık çalmadığını, insanlardan isteyerek aldığını iddia eden şahıs, Karşıyaka Mahallesi'ndeki bir evin çatısına çıkarak intihara teşebbüs etti.Olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edilirken, polis ekipleri Hasan S.'yi bulunduğu yerden inmesi için ikna çabalarına başladı. Şahıs, olay yerine hakim ve savcı gelmesini isterken, o sırada yoldan geçen Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ali Akdoğan, vatandaşa seslenerek intihar etmenin günah olduğunu anlatmaya çalıştı. Akdoğan, “İntihar dinimize göre haramdır. Bir insan canına kıyamaz. Bu hakka sahip değildir. Asla değildir. Buna hakkın yok. Devletimiz burada, devlet yanında, vali yanında, Başbakan, Cumhurbaşkanı yanındadır. Dinen Allah intiharı haram kılmıştır” diyerek şahsı ikna etmeye çalıştı.Hasan S., Prof. Akdoğan'ın çatıya yanına gelmesine izin verince, emniyet ekipleri ile beraber çatıya çıkan Akdoğan, şahsı aşağıya inmeye ikna etmeyi başardı.Hasan S., daha sonra hastaneye kaldırıldı.

RECEP ALTUN
ORDU

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Manavgat’ta hortumun ve yağmurun vurduğu tarım alanlarında zarar büyük Manavgat’ta şiddetli yağmur ve hortum nedeniyle tarım alanlarında büyük zarar meydana geldi. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, 250 dekar örtü altı ve 150 dekar açık alanda hasar tespiti yaptı. Üretici Hayri Yüksel, “Suyun şiddeti betonları yerinden söküp, ağaçları kökleriyle birlikte devirdi ve sürükledi. Büyük bir zayiatımız var” dedi. Manavgat’ta son bir haftada yaşanan şiddetli yağmur, fırtına ve hortum, tarım alanlarında büyük zarara yol açtı. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, sel felaketi sonrası zarar gören alanlarda hasar tespiti yapmak için çalışmalarına başladı. Şu ana kadar yapılan incelemelerde, 250 dekar örtü altı ve 150 dekar açık alanda tarımsal zarar tespit edildi. “İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak çalışmalarımız devam ediyor” İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü uzmanı Mehmet Ali Tatlı, “Kuvvetli yağış nedeniyle ilçemizde su baskınları, fırtına nedeniyle hortumlar meydana geldi. Bu afette şu ana kadar yaptığımız çalışmalara göre, 250 dekar örtü altı, 150 dekarda açık alanda tarımsal zarar tespit edildi. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak çalışmalarımız devam ediyor” dedi. “Bir hayli zayiatımız var” Ulukapı Mahallesi’nde bulunan bir muz serasında büyük zarar gören üretici Hayri Yüksel, sel felaketi nedeniyle büyük zayiat yaşadıklarını ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ile TARSİM’den gelen yetkililerin tespitlerde bulunduğunu ifade etti. Yüksel, “Ürünlerimizde de zarar var. Suyun şiddeti betonu yerinden koparmış, ağaçları köküyle birlikte yere yatırmış, sürüklemiş. Bir hayli zayiatımız var” dedi.
Diyarbakır Sanık Nevzat Bahtiyar’ın avukatı "Er Ryan’ı Kurtarmak" filmi üzerinden savunma yaptı Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti davası duruşmasında savunma yapan sanık Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz, Er Ryan’ı Kurtarmak filminin senaryosunu örnek göstererek, "Bir araya gelmişler, ’Biz nasıl Enes’i bu işten çıkartıp, kurtarırız’ demişler. Ellerinden geleni yapmışlar. O kadar kişi 19 gün boyunca Narin’i aradı. Türkiye’nin en büyük kurtarma operasyonu yapıldı" dedi. Merkez Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolmasının ardından, 19 gün sonra 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ikinci duruşması sürüyor. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran ile Narin’in cansız bedeninin bulunduğu dereye taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar, ‘iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanıyor. Er Ryan’ı Kurtarmak filminin senaryosunu örnek verdi Duruşmada, sanık ve avukatların savunmasıyla devam ediyor. Sanık Nevzat Bahtiyar yaptığı savunmanın ardından avukatı Ali Eryılmaz, savunmasında, Er Ryan’ı Kurtarmak filminin senaryosunu örnek verdi. Eryılmaz, "Bir araya gelmişler, ’Biz nasıl Enes’i bu işten çıkartıp, kurtarırız’ demişler. Ellerinden geleni yapmışlar. O kadar kişi 19 gün boyunca Narin’i aradı. Türkiye’nin en büyük kurtarma operasyonu yapıldı. Ona rağmen o kız bulunamadı. Neden bulunamadı? Narin aranırken, 95 sahte ihbar, 2 tane yangın, Narin’in terliğinin aynı rengi ve modelinde terlik bulma, gelen-giden arabalar, tanıkları, jandarmayı yanıltmak. Bu davranışlar olmasaydı, Narin 2-3 gün içinde bulunurdu. Bunlar Narin’in bulunmasını da istemediler. Bir kabahat işlediler ve o kızın bulunmaması için ellerinden geleni yaptılar. Bulunursa bile, ‘O zaman kadar deliller kaybolur, bize ait bir şey çıkmaz biz de bu işten yırtarız’ diye düşündüler. Ama umdukları gibi gitmedi" diye konuştu. "Aile içerisinde bir kişinin namusuyla bir iddia kurup savunma mekanizması geliştirmedik" “Bu davaya vekil olarak katıldığımız 30 gün içinde karşımızdaki aile içerisinde hakkımda ithamda bulunmadık" diyen Eryılmaz, "Bunu hem mesleki anlamda olarak etik görmedik. Karar veren makam mevkide sizsiniz. Diğerlerinin bu ithamını da doğru bulmuyoruz. Diğer bir husus ise ben ve meslektaşım Adnan Bey, aile içerisinde bir kişinin namusuyla bir iddia kurup savunma mekanizması geliştirmedik. Ne konuştuysak dosya içinden konuştuk. Özelikle şahsıma eşime attıkları laflara cevap bile vermiyorum. Sanıkların gazeteci arkadaşlara ve topluma söyledikleri laf yerinde değil. Kendi kabahatlerini başkalarına atmasınlar. Ellerinde bir delil de yok. Suçtan kurtulmaya çalışıyorlar. Dosya içinde o kadar delil var ki. Dosya da her delil belli. Eğer toplumun gazetecilerin susmasını istiyorlarsa çıkıp itiraf edecekleri çünkü olayın gideceği yer farklı. Bu olayı bir kişi yaptığı belli. Çıkıp erkek gibi itiraf edecek. Allah’a havale ediyoruz. Bir saat bile günde 2 defa doğruyu gösterir. 300 kişi köyde dinlendi. İfadelerin hepsi yalanlarla doğru. Ama her şeyi saklamak mümkün değil. Anne jandarma ifadesinde narini çıktığım zaman her zaman Maşallah’a bırakıyorum. Bunu da farklı yorumlayabiliriz. Rojin’in babası kaybolduğu günden bu güne kadar her yerde yarıp kalktı. Bu bana çalmadık kapı bırakmadı. Hala çalmadık yet bırakmıyor. Bu ailede ilk günden beri aynı şeyi yapmış olsaydı; birileri dövmek yerine delil karartmak yerine sahip çıksaydı böyle olmazdı" dedi. "Aile yanlış yönlendirme yapmasaydı, devletin üstün çabasıyla ilk 3 gün içinde bulunurdu" Gerçek katilin ortaya çıkması ve müvekkilim katil olmadığı ortaya çıkması için çağrıda bulunan Eryılmaz, "Biz bunu kamı görevi olarak üstlendik. Her şeyi kendimiz karşılıyoruz. Bütün masrafımızı kendimiz karşılıyoruz. Narin bizim kızımızdır demesinler. Narin, 86 milyonun kızı. Katilin kim olduğunu içlerinde biliyorlar. Mağdur rolü oynuyorlar. Ama para bol belki drama dersinde almışlar. Satacakları 400 dönüm var. Yargıtay’dan dönünceye kadar satarlar. Burada kendi his ve duygularımla değil, bana destek olanların hisleriyle de buradayım. Aile yanlış yönlendirme yapmasaydı, devletin üstün çabasıyla ilk 3 gün içinde bulunurdu. Kurdukları hikayenin sonu umdukları gibi bitmedi. O yüzden burada oturuyorlar. Salim Güran, komutanla yaptığı konuşmada 15.30 ve sonrasında saati hep değiştirdiler. Ailenin bu kadar çabası Nevzatı kurtarmak için mi? Nevzat onların ifadesiyle kim ki? Cinayet biran da olup biten bir cinayet olduğunu düşünüyorum ki savcı hanımda mütalaasını böyle verdiğini düşünüyorum. Köyde bir sürü insan varken neden Nevzat? Kendi ifadelerinden cevap vereceğim. Köyde kimse yok, düğüne gitmişler. Salim Nevzat’ı arıyor. Nevzat’ı biliyor. Çağıracağı ilk kişi Nevzat olduğunu biliyor. Enes, 1 saat içinde 16 kişi ile muhatap olmuş, Nevzat ise sadece Salim eşi Gazal ve Yüksel ile muhatap olmuş. Nevzat toplam 3 ifade değiştirdi. Ama sabit olan cesedi taşıdığını ve kimin verdiğini söyledi. Baz raporlarındaki bilirkişi raporlarında paranlar farklı, imzalar farklı. Belki imzalarda sahte. Rapor fotoğraflarında Kırşehir fotoğrafları koyulmuş. Ciddiyetsiz ve samimiyetsizce raporlar hazırlanmış. Eşimin telefonuna ve kendi telefonuma kullanılan programı indirdim, ölçüm yaptık, çok farklı. Ölçüm ve değerler hat veriyor. Bilirkişi raporunu hazırlayan arkadaşlar, Nevzat Bahtiyar’ın yargılanmasını sağlayan tek delil. DNA ve tanık ifadesi yok. Böyle bir uyduruk rapora mı güveneyim yoksa müvekkilin söylediğine mi. HTS kayıtlarına diyeceğim bir şey yok. Nevzat’ın yakalanma anına ilişkin, jandarma kapıyı çalıyor açıyor ve teslim oluyor. Kapıdaki araba benim diyor. Öyle söylendiği gibi dolapta yakalanmıyor. Adımsayar uygulaması cebinize ayrı, elinizde ayrı ve çantada ayrı sayılır. Müvekkilim için soğuk kanlı diyor Salim. Asıl soğukkanlı kendisi ki Salim 2 fatura ödemesi yapıyor. Ölümüne sebebiyet verilen şeyi 15.14’te gördü, 15.16’da Narin bu dünyaya gözlerini yumdu" şeklinde konuştu. Nevzat Bahtiyar’ın diğer avukatı Adnan Ataş ise, Dara görüntülerinin 19 gün sonra incelenmediğini, 28-29 Ağustos’ta incelendiğinin tutanaklarda da olduğunu söyledi. Ataş, “Bir istismardan bahsedildi. Soruşturma boyunca Güran ailesi, 39 tanık dinlendi bu dosyada 25’i Güran ailesi. Bizden önceki savunmada, olay yeri olarak evi içiymiş gibi söylendi. Olay yeriyle ilgili olarak müvekkilimizin tek beyanı yok, olay yerini tariflemedi. Narin kaybolduğu gün Arif Güran, ailesinden değil, başkalarından öğreniyor. Başka kişilerden öğrendiğini söyledi. Salim Güran tüm aile üyeleriyle görüşüyor, ama Narin’in babasını aramıyor. Müvekkille ilgili hep soğukkanlı söyleniyor. Ailesi burada değil, güvenlik gerekçesiyle. Ailesi yanında olmak istedi güvenlik için, duruşma düzeninde sorun olmaması için biz yanlarında olduğumuzu söyledik” diye konuştu. Müvekkilinin soğukkanlı olma gerekçesine değinen Ataş, “Kendini yalnızlık ve çaresizlik içinde hissetti. Ve duruşmada bu tavır içinde oldu. Kendisine sözler söylendi. İçinde bu ruh halinden dolayı insan psikolojisinin geliştirdiği bir savunma. Cinayet içindeki ciddi bir gerekçe ortaya konulmadı. Enes’in vücudundaki 8-9 izden bahsediyoruz. Bu bir kavganın neticesinde olabilecek bir şey. Mısır koçanlarından olduğunu düşünmüyoruz. Arif Güran’ın evinin çevresinde bir şeyler olduğu belli. Ne olduysa o yokuşun yukarısında oldu. Mitokondiriyal DNA’sına ilişkin olarak tüm kıl ve saç yapılarının kendisine ait olduğunu düşünmüyoruz. Saç ve kıl boyutları farklıdır. Belki Narin katilini bize saç ve kıl örnekleriyle avucunda göstermeye çalıştı. Bu dört sanığın birlikte hareket etmesi mümkün değil, iştirak halinde olamaz. Orada çobana karşı bir eylem gerçekleştiriyorlar. Ölüm gerçekleştikten sonra müvekkilimin gittiği görülüyor daraltılmış baz istasyonları raporuna göre. Her türlü senaryoda 4 sanık birlikte hareket etmiş olamaz. Müvekkilim Narin’i oradan çıkartmak için 4 gün bekliyor işe gitmiyor. Ama köydeki jandarmadan dolayı gidemiyor. Cinayete ilişkin müvekkilimin iştiraka ilişkin mütalaayı kabul etmiyoruz, beraatını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Kocaeli Kocaeli’de dev tatbikat Kocaeli’de 15 bin personelin katıldığı eş zamanlı deprem tatbikatı gerçekleştirildi. Dev tatbikatta, Senaryo gereği 6.4 büyüklüğünde yaşanan depremin ardından ekiplerin müdahalesi ve koordinasyonu takdir topladı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, tüm daire başkanlıkları ve iştiraklerin de katıldığı büyük bir deprem tatbikatını başarıyla gerçekleştirdi. İZAYDAŞ Genel Müdürlüğü’nün merkez olduğu tatbikata Büyükşehir’in il genelindeki tüm birimlerinden 15 bin personel katıldı. Büyükşehir Belediyesi Afet Müdahale Planı’nın (TAMP) işlerliğinin test edildiği tatbikatta personellerin hızla tahliyesi, binadan ve enkaz altından yaralı kurtarma çalışmaları, belirlenen süre içerisinde başarıyla tamamlandı. Tatbikat senaryosu gereği, saat 10.00’da merkez üssü Derbent olan 6.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi ve 20 saniye sürdü. İştirakler dahil tüm Büyükşehir personellerinin katıldığı depremin ilk anında çök, kapan ve tutun yapılarak hayat üçgeni oluşturuldu. Bilgi akışı telsizle sağlandı Depremin hemen sonrasında Büyükşehir Belediyesi Afet, Acil Durum Yönetim Merkezi (AADYM) faaliyete geçirildi. Depremin sona ermesiyle personel ihtiyatlı bir şekilde bulundukları binayı boşaltmaya başladı. Toplanma alanına gelen personelden yaralı ve eksik olanlar tespit edildi. Ayrıca Büyükşehir’in tüm birimlerinden telsiz vasıtası ile oluşan durum hakkında bilgi alındı. Senaryo gereği hasar oluşması sonucunda bina içerisindeki yaralı personel ile bina etrafındaki enkaz ve araç içerisinde bulunan personel, Kocaeli İtfaiyesi Müdahale ve Önleme Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından kurtarıldı. Kocaeli İtfaiyesi’nin hızlı müdahalesiyle kurtarılan ve yaralı olan personel, 112 UMKE ekiplerine teslim edilerek, ilk müdahalesinin yapılması sağlandı. Öte yandan, boya ve vernik çamurundan etkilenen personeli kurtarmak için gerekli çalışma başlatıldı. Bu kapsamda, itfaiye personelleri "A tipi KBRN elbisesi" giyip yaralı personele gerekli müdahaleyi yaptı ve ardından ılık bölgede İZAYDAŞ KBRN ekiplerine teslim etti. Senaryo gereği bacanın 16. metre kotunda mahsur kalan periyodik bakım personeli de 42 metrelik merdivenli araçla mahsur kaldığı yerden kurtarıldı. "Olumsuz hava şartlarına rağmen tatbikatı başarıyla gerçekleştirdik" Tatbikat sonrasında açıklamalarda Genel Sekreter Yardımcısı Ebubekir Ardıç, "Olumsuz hava şartlarına rağmen bu tatbikatı başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş olduk. Afetin ne zaman geleceği belli değil. Bu yüzden çok daha anlamlı oldu bu tatbikat. Büyükşehir’deki çalışma arkadaşlarıma ve tatbikata katılan tüm ekiplere teşekkür ediyorum" dedi. İZAYDAŞ Genel Müdürü Muhammet Saraç ise "Tatbikata emek veren tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. İnşallah bunların hiçbirine ihtiyaç duyulmaz ama deprem bölgesindeyiz. Dolayısıyla afetlere hazır olmak zorundayız" ifadelerini kullandı.