DÜNYA - 28 Nisan 2024 Pazar 13:55 | Son Güncelleme : 28 Nisan 2024 Pazar 13:57

Gazze’de can kaybı 34 bin 454’e yükseldi

A
A
A
Gazze’de can kaybı 34 bin 454’e yükseldi

205 gündür devam eden bombardımanı nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 34 bin 454’e, yaralananların sayısı ise, 77 bin 575’e yükseldi.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 205 gündür aralıksız sürüyor. Bölgedeki sivilleri 7 Ekim’den bu yana vurmaya devam eden İsrail güçleri geri adım atmazken, can kaybı da her geçen gün artıyor. Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik son 24 saatte düzenlediği 7 saldırıda 66 Filistinli hayatını kaybederken, 138 sivil de yaralandı.

Saldırıların başladığı günden bu yana ortaya çıkan bilançoya göre ise, yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 34 bin 454’e, yaralananların sayısı 77 bin 575’e yükseldi.

“Refah’a operasyon Filistin tarihindeki en büyük felaket olur”

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Dünya Ekonomik Forumu'na katılmak üzere geldiği Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentine önümüzdeki günlerde bir saldırı beklediğini söyledi. Refah’a düzenlenecek herhangi bir operasyonun Filistin halkının tarihindeki en büyük felaket olacağını belirten Abbas, “İsrail'den Refah operasyonunu durdurmasını istemesi için ABD’ye çağrıda bulunuyoruz. Çünkü İsrail'in bu suçu işlemesini engelleyebilecek tek ülke ABD’dir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yunanistan’la aramızda çözülemeyecek büyüklükte bir sorun yok" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan ile Türkiye arasında çözülemeyecek bir sorun olmadığını ifade ederek, “Yunanistan’la terörle mücadele konusunda anlayış birliğimiz giderek güçleniyor. Terör örgütlerine bölgemizin geleceğinde yer olmadığına dair mutabıkız” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Miçotakis ve heyetini Ankara’da misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendisine bir kez de sizlerin huzurunda Ankara’mıza hoş geldiniz diyoruz. Bildiğiniz üzere Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyimizin 5. toplantısı çerçevesinde aralık ayında Atina’yı ziyaret etmiştik. Diyalog kanallarını açık tutmak, ilişkilerimizde yaşanan ivmeyi geliştirme noktasında karşılıklı mutabakatımızı teyit etmiştik. Bu müşterek anlayışı dostane ilişkiler ve iyi komşuluk hakkında Atina Bildirgesi’yle de kayıt altına almıştık. Değerli Kiryakos’un 5 ay sonra iade-i ziyarette bulunması bu mutabakatın bir yansımasıdır. Kendisine ikili münasebetlerimizi ilerletme konusundaki samimiyeti dolayısıyla teşekkür ediyoruz. Türkiye-Yunanistan arasındaki işbirliği ruhunun güçlenmesinin hem her iki ülke hem de tüm bölgemiz için hayırlı olacağı inancındayız. Sayın Başbakan ile biraz önce dar kapsamlı, son derece verimli, samimi ve yapıcı bir görüşme gerçekleştirdik. Görüşmelerimizde ikili gündemimizde yer alan konuları etraflıca gözden geçirdik" dedi. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 6 milyar dolar olarak gerçekleşen ikili ticareti 10 milyar dolara çıkarma hedefiyle çalıştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dış Ekonomik İlişkiler Kurulumuz ile Yunan Ticaret Odaları Birliği arasında imzalanan Ortak İş Konseyi kurulmasına ilişkin anlaşma, çabalarımıza büyük katkı sağlayacaktır. Deprem kuşağında yer alan ülkelerimiz tabii afetler karşısında komşuluk hukukunun gereğini hep yerine getirmiş, birbirlerinin yardımına ilk koşan ülkelerden olmuşlardır. Yine bugün imzalanan afet ve acil durum yönetimi alanında mutabakat zaptı, bu kulvardaki ahdi zeminimizi sağlamlaştırmıştır. Ziyaret vesilesiyle imzalanan sağlık ve tıp bilimleri alanlarında iş birliğine dair anlaşmayla da işbirliğimizi tahkim etmiş olduk. Görüşmelerimizde Türk-Yunan ilişkilerindeki birbiriyle bağlantılı sorunları da ele aldık. Atina Bildirgesi’nde çerçevesi çizildiği şekilde sorunlarımızı samimi diyalog, iyi komşuluk ve uluslararası hukuk dahilinde çözme irademize bağlıyız. FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi terör örgütleriyle mücadele de gündemimizin üst sırasındaydı. Yunanistan’la terörle mücadele konusunda anlayış birliğimiz giderek güçleniyor. Terör örgütlerine bölgemizin geleceğinde yer olmadığına dair mutabıkız. Komşumuz ve NATO müttefikimiz Yunanistan’dan beklentilerimizi bugün Sayın Başbakan’la bir kez daha paylaştık" diye konuştu. "Kıbrıs sorununun Ada’daki gerçekler temelinde, acil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması mühimdir" Azınlık konusunu iki ülke arasında beşeri bir dostluk köprüsü olarak gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlişkilerimizdeki olumlu atmosferin Yunanistan’daki Türk azınlık ve soydaşlarımızın haklarının karşılanmasına katkı sağlamasını bekliyoruz. Kıbrıs sorununun Ada’daki gerçekler temelinde, acil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması mühimdir. Böyle bir adımın atılması tüm bölgemizin istikrar ve huzurunu güçlendirecektir. Görüşmelerimizde Gazze’de yaşanan soykırım başta olmak üzere bölgesel gelişmeler konusunda da fikir teatisinde bulunduk. İsrail yönetimi, ateşkes çağrılarına kulak tıkadığı gibi destekçilerine dahi meydan okumaktan geri durmuyor. Vicdan sahibi tüm kesimlerin çağrılarına rağmen masum sivillerin son sığınağı olan Refah’ı acımasız bir şekilde hedef almaya devam ediyor. 35 bini aşan Filistinli masum sivilin katledilmesi karşısında Batılı ülkeler başta olmak üzere uluslararası toplum sesini artık daha gür çıkarmalıdır. Doğudan batıya ’bu zulme ortak olmayalım’ çağrısıyla her hafta meydanları dolduran tüm vicdanlı insanları buradan bir kez daha saygıyla selamlıyorum. BM Genel Kurulunun Filistin’in tam üyeliği konusunda aldığı karar, kalıcı çözümün anahtarının 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve toprak bütünlüğünü hain Filistin Devleti’nin tesisi olduğunu göstermiştir. Yunanistan’ın da kararı destekleyen 143 üye ülke arasında yer almasından memnuniyet duyuyoruz. Filistinli kardeşlerimiz adına Sayın Başbakana teşekkürlerimi iletiyorum" açıklamasını yaptı. "Her görüşmemizde işbirliğimizin geleceğine dair ümitlerimiz daha da artıyor" Türkiye olarak İsrail’i ateşkesi zorlamaya ve Filistin Devleti’nin tanınırlığını arttırmaya yönelik diplomatik temasları kararlılıkla sürdüreceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Komşumuz Yunanistan’dan Gazze’de katliamların durması amacıyla yürütülen uluslararası çabalara destek olmasını bekliyoruz. Aralık ayında Atina’dayken Yunanistan’la aramızda çözülemeyecek büyüklükte bir sorun olmadığına dair inancımı sizlerle paylaşmıştım. Bu bir süreçtir. Daha fazla netice vermesi için titizlikle ilerletilmesi gerekir. Her görüşmemizde işbirliğimizin geleceğine dair ümitlerimiz daha da artıyor. Görüş ayrılıklarına rağmen diyalog kanallarımızı açık tutarak olumlu gündeme odaklanıyoruz. Burada bir hususu açıklığa kavuşturmakta fayda görüyorum. Türkiye herkesin malumu olduğu üzere kültürel mirasın korunması noktasında örnek alınan bir ülkedir. Sayın Başbakanın da belirttiği üzere Kariye Camii’mizi 2020 yılında aldığımız karar sonrasında titiz bir restorasyon çalışması sonucu yeniden ibadete ve ziyarete açtık. UNESCO Kültür Varlığı olan her bir eserin korunmasına milletimizle birlikte tüm insanlığın istifadesine sunulmasına büyük önem veriyoruz. Kariye Camii de yeni kimliğiyle herkesin ziyaretine açıktır. Biz pozitif gündeme, bu minvalde somut ve yapıcı fikirlere yoğunlaşmakta kararlıyız" değerlendirmesinde bulundu. "Mutabık kalmadığımız çok önemli bir konu var, Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmüyorum" Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin hayırlara vesile olmasını temenni ederek, "İstişarelerimizin ve imzalanan anlaşmaların başka ülkelerimiz olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyor, Sayın Miçotakis’i bu kez Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyimizin müteakip toplantısını gerçekleştirmek üzere yeniden Ankara’ya bekliyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in Hamas’ı terör örgütü olarak tanımlaması konusunda mutabık olmadıklarını belirterek, ”Mutabık kalmadığımız çok önemli bir konu var. Ben Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmüyorum. Hamas 1947’den itibaren işgal edilmiş topraklarını koruma altına alan bir direniş örgütüdür. Bunu görmemiz lazım. Şu an itibarıyla 40 bini aşmış insanını kaybetmiş olan Hamas’a eğer terör örgütü derseniz bu acımasız bir yaklaşım olur. Ben Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmüyorum. Tam aksine Hamas’ı kendi topraklarını ve kendi insanını korumanın mücadelesini veren insanlar olarak görüyorum. Bunlara karşı sizler de nitekim Birleşmiş Milletler’de olumlu oy vermek suretiyle orada bu acımasızlığa katılmadınız, ortak olmadınız. Bundan dolayı da sizlere ayrıca ben de teşekkür ediyorum. Şimdi orada bir terör örgütü olmadığını sizler de ortaya koydunuz. Şimdi burada terör örgütü derseniz buna üzülürüz. Ben asla Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmüyorum. Şu an itibarıyla da adım adım Hamas’ı takip ediyorum. Ben inanıyorum ki belki burada bir yanlış yaklaşımınız olabilir. Ben bu yaklaşımınıza asla katılmıyorum, katılamam. Bu haksızlık olur. Çünkü bunca Hamaslı öldürülüyor. Tüm Batı malum bunlara her türlü silahla, mühimmatla saldırılıyor ve bütün bunlar karşısında İsrail tarafından 1947’den bugüne kadar topraklarından sürekli tecrit edilen, toprakları işgal edilen Hamas’a eğer sizler terör örgütü derseniz buna üzülürüm" ifadelerini kullandı.