GÜNDEM - 20 Kasım 2013 Çarşamba 21:14

Erdoğan, 'Türkiye’nin Kürdistan’ı’ ifadesi bana göre şık değil'

A
A
A
Erdoğan, 'Türkiye’nin Kürdistan’ı’ ifadesi bana göre şık değil'

Başbakan Erdoğan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in “Türkiye’nin Kürdistan’ı” ifadesinin kullanılması yönündeki isteğini eleştirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’a yaptığı konuşma sırasında ‘Kürdistan’ kelimesini kullanmasından sonra gelen eleştirilere cevap verdi. Gazi Mustafa Kemal’in de Kürdistan ve Lazistan kelimelerini kullandığını belirten Başbakan Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal bölücü mü?” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Murat Akgün’ün moderatörlüğündeki “Gündem Özel” programına konuk oldu. Gazeteciler Mehmet Barlas, Sevilay Yükselir, Mustafa Karaaliooğlu, İbrahim Karagül ve Bengisu Karaca’nın sorularını cevaplandıran Başbakan Erdoğan, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Diyarbakır’a gerçekleştirdiği tarihi ziyareti değerlendiren Başbakan Erdoğan, Cumartesi ve Pazar günü gerçekleştirdiği Diyarbakır’daki buluşmayı birçok yönüyle ‘çözüm sürecini’ güçlendiren bir adım olduğunu ifade etti. Bu adım atılmasında arkadaşlarının katkıları yanında özellikle Barzani’nin, Şivan Perver’in ve İbrahim Tatlıses’in katılmış olmasının buna çok farklı bir güç kattığını ifade eden Başbakan Erdoğan, “İlk gün açılış töreninde yaklaşık 60 bin Diyarbakırlı orada bir araya geldi. Bu buluşmayı onlarda büyük bir coşkuyla, heyecanla kutladılar. Tabii biz iki gün içerisinde 880 trilyonluk bir açılışı orada gerçekleştirdik. İşin sosyal boyutunda ise bu buluşma önem arz ediyordu. Sayın Barzani’nin oradaki konuşması ve daha sonra televizyonlarla yapmış olduğu görüşmelerde bu buluşmanın bir milat olması bakımından önemliydi. Tabii bizler gittiğimizde belediyeyi ziyaret ettik. Arkasından valiliğimizi ziyaret ettik ve buralarda da bazı görüşmelerimiz oldu. Aslında tabi bunlara uzak değiliz. Çünkü biz çözüm sürecinin içerisindeyiz ve bir barış havasını adeta bu kucaklaşmayla gerçekleştirmenin gayreti içerisinde olduk” diye konuştu.

“AİLESİ İSTERSE AHMET KAYA’NIN NAŞI TÜRKİYE’YE GETİRİLEBİLİR”
Siyasetin genlerinde bunun olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, bunun olması gerektiğini sözlerine ekledi. Erdoğan, belki ertelenmiş ve geç kalınmış olabileceğini ama böyle bir şeyin yerine gelmesi bir yerde de cesaret işi olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu adımları 2005’te de attığımızda söyledik. Bunu biz halledeceğiz dedik. Ve orada gerek Şivan Perver’in 38 yıldan sonra kendi ülkesine gelmiş olması, bu noktadaki tavırlar bunlar herhalde üzerinde konuşulması, düşünülmesi gereken konular. Ben kendisine de onu söyledim ‘Bakın vatandaşlık noktasında da eğer böyle bir talebiniz, böyle bir arzunuz varsa biz bunu da çözüme hazırım’ dedik. Zira aynı şeyi ben merhum Ahmet Kaya’yla ilgili de ailesine bir nakli yapılması gerekiyorsa bu konuda biz varız, buna hazırız dedik. Belki buradan gidişi çok farklıydı ama şuanda da dönüşü bunun kesinlikle bizim açımızdan kolaydır. Biz bunun içerisine düşeni yerine getirmeye hazırız dedik. Şivan vatandaşlık konusunda bize cevabı verecek. Biz süreci şuanda başlatmış buluyoruz. Hatta bazı programlar kendisiyle ayrıca yapacağız. Üzerinde durulması gereken konu ertesi gün Bismil’e gittim, Ergani’ye gittim oralarda bulundum. Eğil’e gittim oralarda halkımızla kucaklaştım ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ifadesinden birilerinin rahatsız olması, muhalefetin rahatsız olması aslında çok çok manidar. Bunlar hakikaten bizim tarihimizi bilmiyorlar. Fazla uzaklara gitmeye gerek yok. Yakın tarihide bilmiyorlar. Ben burada aslında şöyle çok yakın bir süreçle alakalı Gazi Mustafa Kemal’in Meclis’teki bazı konuşmaları getirdim. Bunlar Meclis zabıtlarında olan ifadeler. Çok çok anlamlı bunu bu bakımdan önemsiyorum. Bir defa Irak Anayasa’sında geçen ifade şudur; ‘Kürdistan Bölgesel hükümeti’ diye geçer. Kürdistan bölgesi yasaları diye geçer. Kürdistan bölgesini şeklinde geçer. Madde 4’de aynı şekilde ‘Federal ve resmi kurum ve ajanslar Kürdistan bölgesinde her iki dili de kullanırlar’ şeklinde geçer. Bu onların anayasal ismidir.”

“GAZİ MUSTAFA KEMAL ‘KÜRDİSTAN’ KELİMESİNİ KULLANDI”
TBMM reisi Mustafa Kemal olarak tüm Bakanlar Kurulu’nun imzasının bulunduğu bir kararname olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu kararnamede Kürdistan kelimesine yer verildiğine dikkat çekti. Başbakan Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal’in bir konuşmasında Kürdistan ve Lazistan kelimelerini kullandığını ifade etti.
Gazi Mustafa Kemal’in yaptığı konuşmalarda kullandığı Kürdistan ifadelerini okuyan Başbakan Erdoğan, “Bu ifadeleri kullanan Gazi Mustafa Kemal bölücü mü? Bana bölücü ifadesini kullananlar o zaman Gazi Mustafa Kemal’in bu ifadelerini nereye koçaklar. Bunu nasıl tanımlayacaklar, nasıl izah edecekler. Bunlar bizim tarihimizde olan gerçeklerdir. Eğer işi ta Osmanlı’ya götürecek olursak orada zaten çok açık net ortada” dedi.

“’TÜRKİYE’NİN KÜRDİSTAN’I’ İFADESİ BANA GÖRE ŞIK DEĞİL”
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in “Türkiye’nin Kürdistan’ı” ifadesinin kullanılması yönündeki isteğini eleştiren Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir defe Türkiye ile yaklaşım konusunda tabi bunu bizim kabul etmemiz böyle bir şey asla mümkün değil. Ne benden böyle bir şey sadır olmuştur ne ben böyle bir ifade kullanmışımdır ama Diyarbakır Belediye Başkanı’nın bu tür bir ifadeyi kullanması bana göre şık değildir. Bunlar belli yerleri tahrik etmekten başka bir işe yaramaz. Şuanda Türkiye Cumhuriyeti’nin ismi bellidir. Dolayısıyla bu isim üzerinde herhangi bir spekülasyona gitmenin de anlamı yok. Kendi bölgesi Güneydoğu Anadolu bölgesidir. Adı böyle geçer. Biraz daha Kuzeye çıkarız Doğu Anadolu Bölgesi geçer. Adı böyle geçer. Burada bu tür şeyler toplum içerisinde yeni yeni rahatsızlara neden olur ki burada bu tür bir ifadeyi kullanması veya bunu adeta dayatır gibi böyle güzel bir hafta sonundan sonra yapılması şık değil.”

'BARZANİ BÖYLE BİR İFADE KULLANMIŞSA YANLIŞ YAPMIŞ. BÖYLE BİR ŞEY ARAMIZDA DA GEÇMEDİ'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Barzani’nin ‘Öcalan serbest kalabilir’ yönündeki açıklamalarına ilişkin, “Barzani böyle ifade kullanmışsa yanlış yapmış. Böyle bir şey aramızda da geçmedi” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Murat Akgün’ün moderatörlüğündeki “Gündem Özel” programına konuk oldu. Gazeteciler Mehmet Barlas, Sevilay Yükselir, Mustafa Karaaliooğlu, İbrahim Karagül ve Nihal Bengisu Karaca’nın sorularını cevaplandıran Başbakan Erdoğan, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Muhafazakarlık tartışmalarıyla ilgili olarak Başbakan Erdoğan, muhafazakarlık noktasında Fransızlar'ın tanımının kendi tanımları olmadığını belirtti. Fransızların muhafazakarlık tanımıyla kendi tanımlarının farklı olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, “Biz bu milletin değerler silsilesini koruma anlamında bir muhafazakarlıktan bahsediyoruz. Bizim muhafazakarlık anlayışımız bu. Ama bizim uygulamalarımıza baktığınız zaman sosyal demokratların sosyal adalet anlayışından mahrum olmaları sebebiyle, bizim bu silsile içinde sosyal adalet anlayışı da var. Biz o konuda da muhafazakarız. Böyle bir durumumuz da söz konusu. Ve bu yapı içerisinde geleceği olgunlaştırmaya gayret ediyoruz” dedi.
Söylediği sözlerin talimat gibi algılanmasına yönelik bir soru üzerine Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“Siyasi yönümüzün aynı zamanda başbakanlık makamında attığımız adımların yanlış anlaşılması ve bunun üzerine farklı bir şekilde yaklaşım bürokratlar, teknokratlar tarafından da zaman zaman yapılabiliyor. Gerekli uyarıları yapıyoruz. Gerekli incelemeleri yapıyoruz atılması gereken adımlar neyse bu adımları da atıyoruz. Bakınız ahlak değerleri Batıdaki hukuk anlayışına baktığımız zaman, adeta hukukla iç içedir. Hukukun müeyyidelerini hazırlarken bile kendi ahlak değerlerini bir kenara bırakmazlar. Hatta hatta inanç değerlerini. Ama biz şimdi bir Roma Hukuku'na baktığımız zaman nereye dayanıyor acaba onu incelersek orada onların kendi inanç değerlerini görürüz. Hristiyanlığın şu anda var olan ve ona dayalı olan yapısını anlatıyorum. Böyle bir yapı orada söz konusu.”

“BEN BİR BAŞBAKAN OLARAK KATİLİ AFFETME YETKİSİNİ KENDİMDE GÖREMEM”
Genel af tartışmalarına son noktayı koyan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Benim orada 'dağlardan inme' ve 'cezaevlerini boşalmasıyla ilgili konu'. Başını kesip atıyorlar. Öbür taraftan yine bakıyorsunuz yine bir bölümünü kesip atmışlar. Halbuki benim orada kullandığım cümle çok farklı. Onu iyi takip ettiysek orada bunu çok açık görürüz. Çünkü yanlış anlaşılma var ve işi öyle bir noktaya getirdiler ki genel af beklentisi. Orada ben diyorum ki, 'biz şu anda bir duadayız, bir temennideyiz. Öyle bir gün gelecek ki dağlardan inecekler ve cezaevleri de boşalacak' diyoruz. Hemen genel af. Genel af konusunda bu güne kadar asla böyle bir ifadeyi kullanmadım. Böyle bir taahhüdümüz kimseye yoktur. Böyle bir şey olamaz. Benim bir Uşak konuşmam vardır. Orada çok açık net söyledim: 'Ben bir başbakan olarak katili affetme yetkisini kendimde göremem, hatta hatta devletin katili affetme yetkisini de asla kabul edemem' Niye? Çünkü onu af yetkisi sadece o maktulun varislerin aittir, devlete değil. Ama devlete karşı işlenen suçlarda böyle bir adım atılabilir. Bunu içinde siyasi suçlar da olabilir. Daha farklı suçlar da olabilir. Orada böyle bir adım atılabilir. Ama ben burada kalkıp da katili genel af kapsamı içerisinde nasıl affederim? Ondan sonra ben o maktullere o şehitlere bunun hesabını nasıl vereceğim. O şehitlerin ailelerine bunu hesabını nasıl vereceğim? Böyle bir şey söz konusu değil. Ama özlemimiz temennimiz dağlardan inişlerdir. Cezaevlerinin tabii ki büyük ölçüde boşalmasıdır.”

“CUMHURBAŞKANININ BİR YETKİSİ VAR”
Hasta KCK’lıların serbest bırakılması yönündeki bir soruya ise Başbakan Erdoğan, “O konuda Cumhurbaşkanımızın zaten bir yetkisi biliyorsunuz var” dedi.

“BU RİSKİ ALMAZSANIZ SİYASET YAPAMAZSINIZ”
Diyarbakır’da ortaya çıkan görüntünün siyasette zihin lehinize dönecek mi? yönündeki bir soru üzerine Başbakan Erdoğan, siyasetin, ticaretin ve yaşamın bir risk olduğunu söyledi. Bunların hepsinin cesaret istediğini dile getiren Başbakan Erdoğan, “Bu riski göze alamazsanız ne siyaset, ticaret yapabilirsiniz ne de yaşamın bir anlamı olur. Adımları atarken istişareleri yaparak atıyoruz. Yaptığımız işin insani olmayan bir boyutu mu var. Hayır. İki günde 100 bin kişi meydanlara gelmişse demek ki bu konuda açlık var. Bu açlığı gidermemiz lazım. Aldığımız telefonlara baktığımız zaman Batı’dan Orta Anadolu, İç Anadolu her yerden. Barışı tesis ettiniz. Batılısını Doğulusunu bir araya kucaklaştırdınız getirdiniz diyorlar” dedi.

“ONLAR BİZE HAİN DEDİLER DİYE BİZ HAİN OLMUYORUZ”
“Genel Başkanları anlamıyorsa bize hain diyorsa, onlar bize hain dediler diye hain olmuyoruz” diyen Erdoğan, “Millet ne diyor aslolan budur. 96 yaşındaki nine kucaklıyor öpüyor, niye böyle. Ortada bir gerçek var. Muhalefet ve anamuhalefet niye Doğu ve Güneydoğu'da siyaset yapmıyor. Tabela partisi olmaktan başka bir şey yok. Buralara gidip siyaset yapsın ki demokrasi güçlensin. Ondan sonra kalkıp sadece sahillerde kumsallarda kalırsın siyasete orada yapmış olursun. Diğer muhalefette bir siyasi parti ırki düşüncelerle hareket ediyorsa diğer partide karşı ırki düşüncelerle hareket ediyor. Biz 81 vilayetinde halkımızla kucaklaşarak bu adımları atıyoruz. Halkımız bizi adım atmaya teşvik ediyor. Diyarbakır'da meydan Türk bayraklarıyla doluydu. Ne oldu kavgamı oldu kıyamet mi koptu. Hiçbir şey olmadı” diye konuştu.

“BARZANİ YANLIŞ YAPMIŞ”
Barzani’nin Öcalan’a af gelebilir yönündeki açıklamasının sorulması üzerine ise Başbakan Erdoğan, “Barzani böyle bir ifade kullanmışsa yanlış yapmış. Böyle bir şey aramızda da geçmedi. Böyle bir şeyi söylemek onun da kendi alanında değil, kendinin de bizim de ilgi alanımızda değil. Bununla ilgili yargı hükmünü vermiştir. Bu hüküm cereyan etmektedir” dedi.

“BİRLİKTE BİR TÜRKİYE'Yİ İNŞA EDELİM İSTİYORUZ”
Başbakan Erdoğan, Diyarbakır’a gerçekleştirdiği ziyaret ile ilgili konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türk diye dayatırsanız veya Kürt diye dayatırsanız Anayasa meselesinde işin koptuğu yerlerden birisi. 'Türkiye ahalisi veya Türkiye halkı' diyeceksin. 3 parti eğer Türk milleti diyorsa sende buna katılırsın olur biter. Bunu ayrıştırma sebebi yapmanın anlamı yok. 12 ayda bitmesi gereken anayasa 25 ay sürünce kurucu unsur çekilince bizde çekildik. Derdimiz, birlikte bir Türkiye'yi inşa edelim istiyoruz. Barzani, Şivan Perver, Tatlıses hep birlikte birlik, beraber iri olalım diri olalım dedik. Burada ayrım nerde. Kendi yapamadıkları şeyi AK Parti iktidarı attığı için rahatsız oluyorlar. Bu adımı burada bırakmayacağız bu adımı sürdüreceğiz. Bu bizim için görevdir. Onlar sorumluluk makamında değil sırtında küfe yok. Biz bunun gereğini yapmak durumundayız. Güneydoğu'daki kardeşlerim niye birbirine düşman nazarıyla nefretle baksın. Bu ayrım niye diyeceksin bu adımları attığımızda yaftalar gelecek. Belediyeye Barzani gitti bende gittim. Daha güzel anlamlı olmadı mı? Böyle bir oluşumu kendileri başaramayınca iktidar başarınca rahatsız oluyorlar. Atılan her iyi adıma önüne gelip bariyer oluşturmak güçlü ülke yapmaya değil zayıflatır. Ama biz daha başka gelecekte farklı sürprizler olur.”

“DERDİMİZ IRAK’TA AYRIMCILIK DEĞİL”
Türkiye'nin Irak'a Irak'ın Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, “Mezhebi yaklaşımları aşmamız lazım. Baş Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği çalışmaları yarıda kesildi. Çok büyük mesafeler alabilirdik. Ama şimdi karşılıklı adımlarla konsey toplantılarını yeniden başlatalım. Derdimiz Irak'ta ayrımcılığın değil, birliktelik. Camilerde, kiliselerde ölümler yaşanıyor. Karşılıklı olarak bölgenin istikrarı için Irak'taki çalışmalara İran'ı katmak suretiyle Suriye meselesini çözülmesine fırsat verecektir” şeklinde konuştu.

“TAZMİNATLAR KONUSU HALLOLMADIĞI SÜRECE NORMALLEŞME OLMAZ”
İsrail ile tazminat ve Filistin ambargonun kaldırılması konusunda iki madde hallolmadığı sürece normalleşme olamayacağının altını çizen Başbakan Erdoğan, “Normalleşmeyi sağlamak istiyorsa tazminat ve ambargonun çözmesi gerekir. Ama hala yerleşim yerleriyle ilgili sorun devam ediyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’dan Suriye’ye 24 yardım tırı yola çıktı Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde, hayırseverlerin destekleri ile hazırlanan insani yardım malzemesi taşıyan 24 tır Suriye’ye uğurlandı. Bursa Uluslararası Fuar Merkezi’nde düzenlenen programa Bursa Valisi Erol Ayyıldız, BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, BEKSİAD Başkanı Servet Yılmaz, BUTTİM Başkanı Sadık Şengül ile BTSO Meclis ve Komite Üyeleri katıldı. Gıda, giyim ve hijyen malzemelerinin bulunduğu 24 yardım tırının bölgeye uğurlandığı programda konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Suriye’de yeni bir dönemin başladığını söyledi. “Suriye’nin ve Suriyeli kardeşlerimizin yeniden ayağa kalkmasında en büyük destekçisi bizler olacağız” diyen Başkan Burkay, Bursa iş dünyasının Suriye’ye insani yardımlarının sürdüğünü vurguladı. İş dünyasının ve sivil toplum kuruluşlarının destekleri ile hazırlanan yardımların kardeşin kardeşe hediyesi olduğunu söyledi. Başkan Burkay, “Önümüzde çetin kış şartları var. Biz sadece bugün değil bundan sonra da Suriyeli kardeşlerimizin yanında olacağız. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Türkiye’nin Suriye politikasında ne kadar haklı olduğunun ortaya çıktı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bu süreçte sabrını ve liderliğini bir kez daha görmüş olduk. Şükürler olsun ki komşumuz Suriye’de kardeşlerimiz özgürlük yolunda çok büyük bir adım attı. Bunun en büyük mimarı Türkiye Cumhuriyeti oldu. Bununla ne kadar gurur duysak az” diye konuştu. Suriye’nin yeniden toparlanması için bundan sonraki sürecin önemli olduğuna vurgu yapan İbrahim Burkay, “Bölgenin bir an önce normale dönmesi için elimizden gelen ne varsa yapacağız. İş dünyası olarak Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınması için katkılarımızı sürdüreceğiz. Bu anlamda yardım kampanyamıza destek veren tüm üyelerimize ve kurumlarımıza teşekkür ediyorum” dedi. Konuşmaların ardından yapılan dua ile birlikte yardım konvoyu, Suriye’ye doğru yola çıktı.
Samsun Başkan Kurnaz: “Geleneksel sanat dallarını yaşatmaya çalışıyoruz” Kültürel mirasımızın önemli parçalarından olan geleneksel sanatlar, Samsun’un İlkadım Belediyesi Türk-İslam Sanatları Merkezi’nde atölye çalışmaları ile yaşatılıyor. Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, “Binlerce yıllık bir geçmişe sahip Geleneksel Türk-İslam Sanatlarımızın hak ettiği değeri görebilmesi, gelecek nesillere en güzel ve doğru bir şekilde aktarılabilmesi ve daha da gelişmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi. Geleneksel sanatların geleceğe taşınmasını hedefleyen İlkadım Belediyesi, Türk-İslam Sanatları Merkezi’nde düzenlenen atölye ve kurslarda, Hüsn-i Hat, Tezhip, Ebru, Kaligrafi ve Ney eğitimleri veriyor. Yaklaşık 200 kursiyerin eğitim aldığı merkezde, ayrıca geleneksel sanatlar üzerine söyleşiler ve sohbetler de gerçekleştiriliyor. Geleneksel sanatların geçmiş ile bugünün arasına köprü kurduğunu söyleyen İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Geleneksel sanat dallarını yaşatarak, sadece kültürel mirasımızı korumuyor, aynı zamanda genç nesillere de tasarım oluşturacakları bir alan sunuyoruz" diye konuştu. Toplumların kendilerini sanatlarıyla ifade ettiğini söyleyen İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Geleneksel sanatların modern hayatta da yer bulması, kültürün dinamizmini korumasına ve gelecek nesillere aktarılmasına katkı sağlıyor. Böylelikle geçmiş dönem ustalarının oluşturdukları nadide eserler gibi Türk İslam Sanatları Merkezimizdeki kursiyerlerimiz de geleneksel sanatlarımızın nadide eserlerini oluşturuyorlar. Merkezimize, geleneksel sanatlara merakı olan her yaştan hemşehrimizi hem kurslara katılmaya hem de oluşturulan eserleri görmeye davet ediyoruz. Binlerce yıllık bir geçmişe sahip Geleneksel Türk-İslam Sanatlarımızın hak ettiği değeri görebilmesi, gelecek nesillere en güzel ve doğru bir şekilde aktarılabilmesi ve daha da gelişmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz" ifadelerine yer verdi.