GÜNDEM - 20 Kasım 2013 Çarşamba 21:14

Erdoğan, 'Türkiye’nin Kürdistan’ı’ ifadesi bana göre şık değil'

A
A
A
Erdoğan, 'Türkiye’nin Kürdistan’ı’ ifadesi bana göre şık değil'

Başbakan Erdoğan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in “Türkiye’nin Kürdistan’ı” ifadesinin kullanılması yönündeki isteğini eleştirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’a yaptığı konuşma sırasında ‘Kürdistan’ kelimesini kullanmasından sonra gelen eleştirilere cevap verdi. Gazi Mustafa Kemal’in de Kürdistan ve Lazistan kelimelerini kullandığını belirten Başbakan Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal bölücü mü?” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Murat Akgün’ün moderatörlüğündeki “Gündem Özel” programına konuk oldu. Gazeteciler Mehmet Barlas, Sevilay Yükselir, Mustafa Karaaliooğlu, İbrahim Karagül ve Bengisu Karaca’nın sorularını cevaplandıran Başbakan Erdoğan, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Diyarbakır’a gerçekleştirdiği tarihi ziyareti değerlendiren Başbakan Erdoğan, Cumartesi ve Pazar günü gerçekleştirdiği Diyarbakır’daki buluşmayı birçok yönüyle ‘çözüm sürecini’ güçlendiren bir adım olduğunu ifade etti. Bu adım atılmasında arkadaşlarının katkıları yanında özellikle Barzani’nin, Şivan Perver’in ve İbrahim Tatlıses’in katılmış olmasının buna çok farklı bir güç kattığını ifade eden Başbakan Erdoğan, “İlk gün açılış töreninde yaklaşık 60 bin Diyarbakırlı orada bir araya geldi. Bu buluşmayı onlarda büyük bir coşkuyla, heyecanla kutladılar. Tabii biz iki gün içerisinde 880 trilyonluk bir açılışı orada gerçekleştirdik. İşin sosyal boyutunda ise bu buluşma önem arz ediyordu. Sayın Barzani’nin oradaki konuşması ve daha sonra televizyonlarla yapmış olduğu görüşmelerde bu buluşmanın bir milat olması bakımından önemliydi. Tabii bizler gittiğimizde belediyeyi ziyaret ettik. Arkasından valiliğimizi ziyaret ettik ve buralarda da bazı görüşmelerimiz oldu. Aslında tabi bunlara uzak değiliz. Çünkü biz çözüm sürecinin içerisindeyiz ve bir barış havasını adeta bu kucaklaşmayla gerçekleştirmenin gayreti içerisinde olduk” diye konuştu.

“AİLESİ İSTERSE AHMET KAYA’NIN NAŞI TÜRKİYE’YE GETİRİLEBİLİR”
Siyasetin genlerinde bunun olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, bunun olması gerektiğini sözlerine ekledi. Erdoğan, belki ertelenmiş ve geç kalınmış olabileceğini ama böyle bir şeyin yerine gelmesi bir yerde de cesaret işi olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu adımları 2005’te de attığımızda söyledik. Bunu biz halledeceğiz dedik. Ve orada gerek Şivan Perver’in 38 yıldan sonra kendi ülkesine gelmiş olması, bu noktadaki tavırlar bunlar herhalde üzerinde konuşulması, düşünülmesi gereken konular. Ben kendisine de onu söyledim ‘Bakın vatandaşlık noktasında da eğer böyle bir talebiniz, böyle bir arzunuz varsa biz bunu da çözüme hazırım’ dedik. Zira aynı şeyi ben merhum Ahmet Kaya’yla ilgili de ailesine bir nakli yapılması gerekiyorsa bu konuda biz varız, buna hazırız dedik. Belki buradan gidişi çok farklıydı ama şuanda da dönüşü bunun kesinlikle bizim açımızdan kolaydır. Biz bunun içerisine düşeni yerine getirmeye hazırız dedik. Şivan vatandaşlık konusunda bize cevabı verecek. Biz süreci şuanda başlatmış buluyoruz. Hatta bazı programlar kendisiyle ayrıca yapacağız. Üzerinde durulması gereken konu ertesi gün Bismil’e gittim, Ergani’ye gittim oralarda bulundum. Eğil’e gittim oralarda halkımızla kucaklaştım ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ifadesinden birilerinin rahatsız olması, muhalefetin rahatsız olması aslında çok çok manidar. Bunlar hakikaten bizim tarihimizi bilmiyorlar. Fazla uzaklara gitmeye gerek yok. Yakın tarihide bilmiyorlar. Ben burada aslında şöyle çok yakın bir süreçle alakalı Gazi Mustafa Kemal’in Meclis’teki bazı konuşmaları getirdim. Bunlar Meclis zabıtlarında olan ifadeler. Çok çok anlamlı bunu bu bakımdan önemsiyorum. Bir defa Irak Anayasa’sında geçen ifade şudur; ‘Kürdistan Bölgesel hükümeti’ diye geçer. Kürdistan bölgesi yasaları diye geçer. Kürdistan bölgesini şeklinde geçer. Madde 4’de aynı şekilde ‘Federal ve resmi kurum ve ajanslar Kürdistan bölgesinde her iki dili de kullanırlar’ şeklinde geçer. Bu onların anayasal ismidir.”

“GAZİ MUSTAFA KEMAL ‘KÜRDİSTAN’ KELİMESİNİ KULLANDI”
TBMM reisi Mustafa Kemal olarak tüm Bakanlar Kurulu’nun imzasının bulunduğu bir kararname olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu kararnamede Kürdistan kelimesine yer verildiğine dikkat çekti. Başbakan Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal’in bir konuşmasında Kürdistan ve Lazistan kelimelerini kullandığını ifade etti.
Gazi Mustafa Kemal’in yaptığı konuşmalarda kullandığı Kürdistan ifadelerini okuyan Başbakan Erdoğan, “Bu ifadeleri kullanan Gazi Mustafa Kemal bölücü mü? Bana bölücü ifadesini kullananlar o zaman Gazi Mustafa Kemal’in bu ifadelerini nereye koçaklar. Bunu nasıl tanımlayacaklar, nasıl izah edecekler. Bunlar bizim tarihimizde olan gerçeklerdir. Eğer işi ta Osmanlı’ya götürecek olursak orada zaten çok açık net ortada” dedi.

“’TÜRKİYE’NİN KÜRDİSTAN’I’ İFADESİ BANA GÖRE ŞIK DEĞİL”
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in “Türkiye’nin Kürdistan’ı” ifadesinin kullanılması yönündeki isteğini eleştiren Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir defe Türkiye ile yaklaşım konusunda tabi bunu bizim kabul etmemiz böyle bir şey asla mümkün değil. Ne benden böyle bir şey sadır olmuştur ne ben böyle bir ifade kullanmışımdır ama Diyarbakır Belediye Başkanı’nın bu tür bir ifadeyi kullanması bana göre şık değildir. Bunlar belli yerleri tahrik etmekten başka bir işe yaramaz. Şuanda Türkiye Cumhuriyeti’nin ismi bellidir. Dolayısıyla bu isim üzerinde herhangi bir spekülasyona gitmenin de anlamı yok. Kendi bölgesi Güneydoğu Anadolu bölgesidir. Adı böyle geçer. Biraz daha Kuzeye çıkarız Doğu Anadolu Bölgesi geçer. Adı böyle geçer. Burada bu tür şeyler toplum içerisinde yeni yeni rahatsızlara neden olur ki burada bu tür bir ifadeyi kullanması veya bunu adeta dayatır gibi böyle güzel bir hafta sonundan sonra yapılması şık değil.”

'BARZANİ BÖYLE BİR İFADE KULLANMIŞSA YANLIŞ YAPMIŞ. BÖYLE BİR ŞEY ARAMIZDA DA GEÇMEDİ'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Barzani’nin ‘Öcalan serbest kalabilir’ yönündeki açıklamalarına ilişkin, “Barzani böyle ifade kullanmışsa yanlış yapmış. Böyle bir şey aramızda da geçmedi” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Murat Akgün’ün moderatörlüğündeki “Gündem Özel” programına konuk oldu. Gazeteciler Mehmet Barlas, Sevilay Yükselir, Mustafa Karaaliooğlu, İbrahim Karagül ve Nihal Bengisu Karaca’nın sorularını cevaplandıran Başbakan Erdoğan, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Muhafazakarlık tartışmalarıyla ilgili olarak Başbakan Erdoğan, muhafazakarlık noktasında Fransızlar'ın tanımının kendi tanımları olmadığını belirtti. Fransızların muhafazakarlık tanımıyla kendi tanımlarının farklı olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, “Biz bu milletin değerler silsilesini koruma anlamında bir muhafazakarlıktan bahsediyoruz. Bizim muhafazakarlık anlayışımız bu. Ama bizim uygulamalarımıza baktığınız zaman sosyal demokratların sosyal adalet anlayışından mahrum olmaları sebebiyle, bizim bu silsile içinde sosyal adalet anlayışı da var. Biz o konuda da muhafazakarız. Böyle bir durumumuz da söz konusu. Ve bu yapı içerisinde geleceği olgunlaştırmaya gayret ediyoruz” dedi.
Söylediği sözlerin talimat gibi algılanmasına yönelik bir soru üzerine Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“Siyasi yönümüzün aynı zamanda başbakanlık makamında attığımız adımların yanlış anlaşılması ve bunun üzerine farklı bir şekilde yaklaşım bürokratlar, teknokratlar tarafından da zaman zaman yapılabiliyor. Gerekli uyarıları yapıyoruz. Gerekli incelemeleri yapıyoruz atılması gereken adımlar neyse bu adımları da atıyoruz. Bakınız ahlak değerleri Batıdaki hukuk anlayışına baktığımız zaman, adeta hukukla iç içedir. Hukukun müeyyidelerini hazırlarken bile kendi ahlak değerlerini bir kenara bırakmazlar. Hatta hatta inanç değerlerini. Ama biz şimdi bir Roma Hukuku'na baktığımız zaman nereye dayanıyor acaba onu incelersek orada onların kendi inanç değerlerini görürüz. Hristiyanlığın şu anda var olan ve ona dayalı olan yapısını anlatıyorum. Böyle bir yapı orada söz konusu.”

“BEN BİR BAŞBAKAN OLARAK KATİLİ AFFETME YETKİSİNİ KENDİMDE GÖREMEM”
Genel af tartışmalarına son noktayı koyan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Benim orada 'dağlardan inme' ve 'cezaevlerini boşalmasıyla ilgili konu'. Başını kesip atıyorlar. Öbür taraftan yine bakıyorsunuz yine bir bölümünü kesip atmışlar. Halbuki benim orada kullandığım cümle çok farklı. Onu iyi takip ettiysek orada bunu çok açık görürüz. Çünkü yanlış anlaşılma var ve işi öyle bir noktaya getirdiler ki genel af beklentisi. Orada ben diyorum ki, 'biz şu anda bir duadayız, bir temennideyiz. Öyle bir gün gelecek ki dağlardan inecekler ve cezaevleri de boşalacak' diyoruz. Hemen genel af. Genel af konusunda bu güne kadar asla böyle bir ifadeyi kullanmadım. Böyle bir taahhüdümüz kimseye yoktur. Böyle bir şey olamaz. Benim bir Uşak konuşmam vardır. Orada çok açık net söyledim: 'Ben bir başbakan olarak katili affetme yetkisini kendimde göremem, hatta hatta devletin katili affetme yetkisini de asla kabul edemem' Niye? Çünkü onu af yetkisi sadece o maktulun varislerin aittir, devlete değil. Ama devlete karşı işlenen suçlarda böyle bir adım atılabilir. Bunu içinde siyasi suçlar da olabilir. Daha farklı suçlar da olabilir. Orada böyle bir adım atılabilir. Ama ben burada kalkıp da katili genel af kapsamı içerisinde nasıl affederim? Ondan sonra ben o maktullere o şehitlere bunun hesabını nasıl vereceğim. O şehitlerin ailelerine bunu hesabını nasıl vereceğim? Böyle bir şey söz konusu değil. Ama özlemimiz temennimiz dağlardan inişlerdir. Cezaevlerinin tabii ki büyük ölçüde boşalmasıdır.”

“CUMHURBAŞKANININ BİR YETKİSİ VAR”
Hasta KCK’lıların serbest bırakılması yönündeki bir soruya ise Başbakan Erdoğan, “O konuda Cumhurbaşkanımızın zaten bir yetkisi biliyorsunuz var” dedi.

“BU RİSKİ ALMAZSANIZ SİYASET YAPAMAZSINIZ”
Diyarbakır’da ortaya çıkan görüntünün siyasette zihin lehinize dönecek mi? yönündeki bir soru üzerine Başbakan Erdoğan, siyasetin, ticaretin ve yaşamın bir risk olduğunu söyledi. Bunların hepsinin cesaret istediğini dile getiren Başbakan Erdoğan, “Bu riski göze alamazsanız ne siyaset, ticaret yapabilirsiniz ne de yaşamın bir anlamı olur. Adımları atarken istişareleri yaparak atıyoruz. Yaptığımız işin insani olmayan bir boyutu mu var. Hayır. İki günde 100 bin kişi meydanlara gelmişse demek ki bu konuda açlık var. Bu açlığı gidermemiz lazım. Aldığımız telefonlara baktığımız zaman Batı’dan Orta Anadolu, İç Anadolu her yerden. Barışı tesis ettiniz. Batılısını Doğulusunu bir araya kucaklaştırdınız getirdiniz diyorlar” dedi.

“ONLAR BİZE HAİN DEDİLER DİYE BİZ HAİN OLMUYORUZ”
“Genel Başkanları anlamıyorsa bize hain diyorsa, onlar bize hain dediler diye hain olmuyoruz” diyen Erdoğan, “Millet ne diyor aslolan budur. 96 yaşındaki nine kucaklıyor öpüyor, niye böyle. Ortada bir gerçek var. Muhalefet ve anamuhalefet niye Doğu ve Güneydoğu'da siyaset yapmıyor. Tabela partisi olmaktan başka bir şey yok. Buralara gidip siyaset yapsın ki demokrasi güçlensin. Ondan sonra kalkıp sadece sahillerde kumsallarda kalırsın siyasete orada yapmış olursun. Diğer muhalefette bir siyasi parti ırki düşüncelerle hareket ediyorsa diğer partide karşı ırki düşüncelerle hareket ediyor. Biz 81 vilayetinde halkımızla kucaklaşarak bu adımları atıyoruz. Halkımız bizi adım atmaya teşvik ediyor. Diyarbakır'da meydan Türk bayraklarıyla doluydu. Ne oldu kavgamı oldu kıyamet mi koptu. Hiçbir şey olmadı” diye konuştu.

“BARZANİ YANLIŞ YAPMIŞ”
Barzani’nin Öcalan’a af gelebilir yönündeki açıklamasının sorulması üzerine ise Başbakan Erdoğan, “Barzani böyle bir ifade kullanmışsa yanlış yapmış. Böyle bir şey aramızda da geçmedi. Böyle bir şeyi söylemek onun da kendi alanında değil, kendinin de bizim de ilgi alanımızda değil. Bununla ilgili yargı hükmünü vermiştir. Bu hüküm cereyan etmektedir” dedi.

“BİRLİKTE BİR TÜRKİYE'Yİ İNŞA EDELİM İSTİYORUZ”
Başbakan Erdoğan, Diyarbakır’a gerçekleştirdiği ziyaret ile ilgili konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türk diye dayatırsanız veya Kürt diye dayatırsanız Anayasa meselesinde işin koptuğu yerlerden birisi. 'Türkiye ahalisi veya Türkiye halkı' diyeceksin. 3 parti eğer Türk milleti diyorsa sende buna katılırsın olur biter. Bunu ayrıştırma sebebi yapmanın anlamı yok. 12 ayda bitmesi gereken anayasa 25 ay sürünce kurucu unsur çekilince bizde çekildik. Derdimiz, birlikte bir Türkiye'yi inşa edelim istiyoruz. Barzani, Şivan Perver, Tatlıses hep birlikte birlik, beraber iri olalım diri olalım dedik. Burada ayrım nerde. Kendi yapamadıkları şeyi AK Parti iktidarı attığı için rahatsız oluyorlar. Bu adımı burada bırakmayacağız bu adımı sürdüreceğiz. Bu bizim için görevdir. Onlar sorumluluk makamında değil sırtında küfe yok. Biz bunun gereğini yapmak durumundayız. Güneydoğu'daki kardeşlerim niye birbirine düşman nazarıyla nefretle baksın. Bu ayrım niye diyeceksin bu adımları attığımızda yaftalar gelecek. Belediyeye Barzani gitti bende gittim. Daha güzel anlamlı olmadı mı? Böyle bir oluşumu kendileri başaramayınca iktidar başarınca rahatsız oluyorlar. Atılan her iyi adıma önüne gelip bariyer oluşturmak güçlü ülke yapmaya değil zayıflatır. Ama biz daha başka gelecekte farklı sürprizler olur.”

“DERDİMİZ IRAK’TA AYRIMCILIK DEĞİL”
Türkiye'nin Irak'a Irak'ın Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, “Mezhebi yaklaşımları aşmamız lazım. Baş Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği çalışmaları yarıda kesildi. Çok büyük mesafeler alabilirdik. Ama şimdi karşılıklı adımlarla konsey toplantılarını yeniden başlatalım. Derdimiz Irak'ta ayrımcılığın değil, birliktelik. Camilerde, kiliselerde ölümler yaşanıyor. Karşılıklı olarak bölgenin istikrarı için Irak'taki çalışmalara İran'ı katmak suretiyle Suriye meselesini çözülmesine fırsat verecektir” şeklinde konuştu.

“TAZMİNATLAR KONUSU HALLOLMADIĞI SÜRECE NORMALLEŞME OLMAZ”
İsrail ile tazminat ve Filistin ambargonun kaldırılması konusunda iki madde hallolmadığı sürece normalleşme olamayacağının altını çizen Başbakan Erdoğan, “Normalleşmeyi sağlamak istiyorsa tazminat ve ambargonun çözmesi gerekir. Ama hala yerleşim yerleriyle ilgili sorun devam ediyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da sürüler merada Erzincan’da kar yağışsız, kurak geçen Aralık ayında havalarında sıcak gitmesiyle birlikte küçükbaş hayvan üreticileri sürülerini meraya çıkardı. Güneşli havayı fırsata çeviren üreticiler, hayvanlarını doğal otlaklarda otlatarak yem masraflarını azaltıyor. 20 gün önce yağan kar yağışı nedeniyle hayvanlarını ahırlarda beslemek zorunda kalan üreticiler, havaların mevsim normallerinin üzerine çıkmasıyla sürülerini yeniden meralara saldı. Bu sayede küçükbaş hayvanlar doğal otlardan faydalanırken, üreticiler de artan yem fiyatları karşısında ekonomik avantaj sağlıyor. Üreticilerden Gökhan Topal, bir süre önce kar yağışı nedeniyle hayvanlarını içeride yemlemek zorunda kaldıklarını belirterek, "Havalar ısınınca koyunları otlağa çıkardık. Bu sıcak günleri fırsat bilerek hem hayvanları otlatıyoruz hem de yem masrafından tasarruf ediyoruz. Önceki yıllarda bu dönemlerde kar olurdu, bu yıl kurak geçecek gibi görünüyor" dedi. Bir diğer üretici Burhan Koyun ise yem fiyatlarının ciddi oranda arttığını ifade ederek, "Yaylalarda kar olduğu için koyunları köye indirmiştik. Yem pahalı olduğu için fırsat buldukça dışarı çıkarıyoruz. Ot olmasa bile geziyorlar, bu da yem masrafını azaltıyor. Yem adeta altınla yarışıyor" diye konuştu. Erzincan’da güneşli günlerin artmasıyla birlikte meralara çıkan küçükbaş sürüler, hem üreticilere ekonomik katkı sağlıyor hem de hayvanların doğal ortamda daha sağlıklı beslenmesine imkân tanıyor.
Ankara Uçağın düştüğü gören vatandaşlar, o anları anlattı Libya Genelkurmay Başkanı Al-Haddad’ı taşıyan uçağın düşmesin ardından vatandaşlar o anları anlattı. Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al-Haddad’ı taşıyan 9H-DFJ kuyruk numaralı Falcon 50 tipi uçağın Haymana ilçesi Kesikkavak köyü yakınlarında düşmesi sonrası köylüler gördüklerini anlattı. Evinde istirahat ettiği sırada bir patlama sesi geldiğini ifade eden vatandaş, "İkinci patlama sesi gelince herkes sokağa döküldü. Biri trafo patlamış dedi. Sonradan uçağın düştüğünü durduk. Zaten parçaları hep görünüyordu. Sonra Jandarma ekipleri gelince bizleri oradan çıkarttılar. Oradan sağ çıkma ihtimalleri yok, kötü bir patlama oldu. Herkese geçmiş olsun" dedi. Gazi Özgür’se saat 20.00-21.00 sıralarında yüksek bir patlama sesi duyduğunu ifade ederek, "Bir de yoğun bir sis ve hafif bir yağmur vardı. Patlamanın neticesini bilemediğimizden dolayı anlık haberler yayılmaya başladı. Haberler yayılmaya başlayınca arabaya bindim. Bölgede Jandarma ekipleri dronlarla arama yapıyorlardı. Deprem oluyor ve depremden önce gelen patlama sesi gibi bir ses geldi. Kalıntıları ilk gençler görünce Jandarmaya haber vermişler. Jandarma da olay yerine geldi ve herkesi uzaklaştırdı. Uçağın enkazı bulundu" diye konuştu. Olayı anlatan Gökhan Tekin ise, "Otelde teknik servis olarak çalışıyorum. Bir patlama sesi duydum. Otelde doğalgaz patlaması oldu diye bizim otelin ismini verdiler. Bizim otelde öyle bir patlama olmadı. Sonra uçak düştüğünü söylediler. Uçak parçaları vardı, ceset vardı jandarma sokmadı bizi oraya. Ses büyüktü, deprem oldu ya da bomba patladı sandık ama sonradan uçağın düştüğünü öğrendik" şeklinde konuştu.
Ankara İletişin Başkanı Duran’dan düşen uçakla ilgili açıklama İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Libya Genelkurmay Başkanını taşıyan uçağın düşmesi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İletişim Başkanı Duran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, uçağın elektrik arızası nedeniyle acil durum bildirdiğini belirterek, "23 Aralık 2025 günü Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al Haddad ve maiyetindeki dört kişi ile üç mürettabatı taşıyan bir özel jet, 20:17’de Esenboğa havalimanından kalktıktan sonra 20:33’te hava kontrol merkezine elektrik arızasından kaynaklı acil durum bildirmiş ve acil iniş talebinde bulunmuştur. Uçak hava kontrol merkezi tarafından tekrar Esenboğa havalimanına yönlendirilmiş ve havalimanında gerekli önlemler alınmaya başlamıştır. Acil iniş için alçalmaya başlayan uçak 20:36’da radar ekranından kaybolmuş ve sonrasında irtibat kurulamamıştır" ifadelerine yer verdi. Olay yerinde gerekli çalışmaların devam ettiğini ve sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar edilmesi gerektiğini vurgulayan Duran, "İçişleri Bakanlığımıza bağlı ekiplerce başlatılan arama faaliyetleri sonucunda düştüğü anlaşılan uçağa ait enkaza ulaşılmış olup, ilgili tüm kurumlarımızca gerekli çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir. Bu süreçte başta basın-yayın kuruluşlarımız olmak üzere kamuoyumuzun sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar etmesi; bunun haricinde sosyal medyadaki teyitsiz bilgi, spekülasyon ve komplo teorilerini dikkate almaması, dezenformasyon girişimlerine prim verilmemesi adına oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.
Kars Masalsı yolculuğun son durağı: Turistik Doğu Ekspresi Kars’ta coşkuyla karşılandı Türkiye’nin en prestijli demiryolu rotalarından biri olan ve Ankara’dan yola çıkan Turistik Doğu Ekspresi, kış sezonunun en yoğun seferlerinden birini tamamlayarak son durağı olan Kars’a ulaştı. Yaklaşık bin 300 kilometrelik etkileyici bir parkuru geride bırakan tren, Kars Garı’nda büyük bir coşkuyla karşılandı. Yolcuları Kars Garı’nda karşılayan Vali Ziya Polat, yolculara hoş geldin dileklerini ileterek karanfil takdim etti. Kars’a Ankara’da geldiğini ifade eden İrem Büğrü, "Ankara’da Kars’a turistik tren ile geldik. Her şey çok güzeldi. Çok güzel karşılandık. Kars halkına teşekkür ediyorum" dedi. "Sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik" Turistik Doğu Ekspresi ile Kars’a gelen TCDD Taşımacılık Genel Müdür Yardımcısı Şems Çakıroğlu, "Biz Kars’a trenimizi dün Ankara’dan 13.55’de yola çıkardık. Yüzlerce kişiyle beraber inanılmaz keyifli, neşeli bir yolculukla buraya kadar geldik. Öncesinde Erzincan’a uğradık. Erzurum’a uğradık. Kars’a geldik, inanılmaz sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik. Çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Kars’ın marka şehir olduğunu dikkat çeken Vali Ziya Polat, "Kars’ın soğuk gecesinde sıcak bir karşılama ile Turistik Doğu Ekspresi Kars’a, Kars’ta Turistik Doğu Ekspresi’ne kavuştu. Tabi Kars’ın en önemli turizm markalarından biri olan Turistik Doğu Ekspresi buraya yolcu edenlere teşekkür ediyoruz. Gazi Kars’ımız Ani, Çıldır, Sarıkamış, Şehitler diyarı Baltık mimarisi ile bu bölgenin, ülkemizin en önemli turizm destinasyonlarından biri artık, bu turizm merkezi olma yolunda tabi ki Turistik Doğu Ekspresi başlangıç noktası, buraya çok büyük bir marka kattığını hepimiz biliyoruz. Kars’a gelen misafirlerimize hoş geldiniz diyoruz" şeklinde konuştu. Daha sonra gar binasına geçen yolcuları burada aşıklar türküleriyle karşıladı. Yolcular son olarak çıkıştı ateşle yakılan Kars yazısıyla otellerine uğurlandı. Öte yandan, Turistik Doğu Ekspresi’nin şehre gelişiyle birlikte Kars’taki otellerde doluluk oranları yüzde 100 seviyesine ulaştı. Geceyi Kars’ta geçirecek olan yolcular sabahın ışıklarıyla sırasıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki tarihi şehir Ani Ören Yerini gezecek. Donmuş Çıldır Gölü üzerinde atlı kızak keyfi yapacak. Kars Mutfağının olmazsa olmazı Kaz eti ve gibi yöresel lezzetlerin tadına bakacak.