GÜNDEM - 27 Şubat 2016 Cumartesi 16:36

Erdoğan: 'Bunlar da yavru gezici'

A
A
A
Erdoğan: 'Bunlar da yavru gezici'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’daki Gezi olaylarının benzerinin Artvin’de yaşatılmak istendiğini belirterek, “Şimdi de Artvin’de bir Cerattepe olayı çıktı. Bu Gezici'ler neyse bunlar da yavru gezicilerdir. Bunlar Artvin’de alıştıklarını bulamadı. Rize’de, Trabzon’da, Ordu’da bulamadı. Şimdi çılgına döndüler. Onun için tekrar bu tür adımları atmaya başladılar” dedi.

Ensar Vakfı 37. Genel Kurulu Haliç Kongre Merkezinde düzenlendi. Genel Kurula Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Ensar Vakfı Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu ve çok sayıda davetli katıldı.

Törende konuşan Erdoğan, darbeciler, paralelciler ve vesayetçilerin saldırılarının hiç bitmediğini belirterek, “Bir dönem geldi kızlarımız üniversitelere sokulmadı, kızlarımız okulların kapılarından geri çevrildi. Bütün bunlara rağmen yılmadık. Kararlı bir şekilde mücadeleden asla taviz vermeksizin elden bunu bırakmaksızın yolumuza devam ettik. Sonunda 'İnanıyorsanız muhakkak üstünsünüz' gerçeği gerçekleşti. Bin yıl sürecek dedikleri o parantez, hamdolsun 5 yılda kapandı. Onlar gitsin cenaze yıkasın diyenlere bu süreç en güzel cevaptı” dedi.

“Karşımızdakiler asla rahat durmuyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbeciler, vesayetçiler ve paralelcilerin saldırılarının hiç bitmediğini söyledi. Bu saldırıların hiçbir zaman bitmeyeceğini anlatan

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Gezi olayları denilen park ağaç bahanesiyle başlatılan ince bir provokasyonla karşımıza çıktı. Zannetmeyin ki bu Türkiye’de planlandı. İçerisi, dışarısı bu işi beraber planladı. Birçok yerde bunu gördük. Şimdi de Artvin’de bir Cerattepe olayı çıktı. Bu Geziciler neyse bunlar da yavru gezicilerdir. Bunlar Artvin’de alıştıklarını bulamadı. Rize’de, Trabzon’da, Ordu’da bulamadı. Şimdi çılgına döndüler. Onun için tekrar bu tür adımları atmaya başladılar. Şunu unutmayın, hak her zaman galip. Görünüşte üç beş ağacın kesilmesine karşı çıkmak için başlatılan eylemlerde öylesine bir çevre tahribatına kendileri yol açtı ki, yürüyüşlerde “hâlâ anlamıyor musunuz? mesele ağaç değil diyerek bunu ifade ettiler. Niyetlerini açıkça ortaya koydular. Milletimizle birlikte sergilediğimiz kararlı duruş sayesinde bu provokasyon amacına ulaşmadan hızını kesti"
Konuşmasında paralel devlet yapılanmasına da değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzun yılar boyunca milletimizin hayır ve yardım duygularını istismar ederek her alana yayılmış bir ur gibi büyüyen başka bir yapı devreye sokuldu. Bir paralel devlet yapılanması. Bu ihanet çetesi emirleri amirlerinden değil, ağabeylerinden alan tüm bu militanlar aracıyla bir bürokrasi darbesine teşebbüs etti. Bu saldırıyı da milletimizin desteğiyle boşa çıkardık Bunların bu girişimi ümmeti parçalama girişimidir. Babayı anneden, yavrularını anne ve babadan ayırdılar. Bu adımı attılar. Bölücü terör örgütüyle bunları yan yana görmek, omuz omuza görmek aslında bu işin nereye gittiğinin en açık ifadesidir. Bölücü örgütle bunları sırt sırta gördüğüm zaman gerçekten kahroldum. Birbirinden bağımsız gibi birbirleriyle hiçbir ortak yönü yok gibi gözüken geziciler, paralelciler bize karşı ortak mücadele yürütüyor. Bir araya gelmesi mümkün olmayan kesimler işbirliği yapıyor, aynı hedefe nişan alıyorlar."

Geziciler ile paralel ve bölücü örgütün gençleri istismar ettiğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu örgütleri maşa gibi kullananlar, gençlerimizin hayallerini kullanarak kendilerine istikbal inşa etmenin çabası içinde. Paralelin üst yönetimindekiler yurt dışına kaçıp kendilerine yeni hayat kurarken, zihinlerini bulandırdıkları gençleri zerre kadar umursamıyor. Cizre'de, Sur'da, İdil'de ve daha bir çok yerde gençlerini ölüme iterlerken kendileri hizmetlerinin bedelini tahsil etmenin peşinde. Bu yapıların tamamı gençlerin kanları üzerinden kendilerine ikbal kurmaya çalışan kan tüccarlarıdır. Acı çeken anaların bunların gözünde hiçbir değeri yok. Bizim tüm gençlerimizi yeni Türkiye’nin inşasında yer alma çabası içinde görmek istiyoruz."  

“BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNDE YİNE ŞAHSIMA DİL UZATTILAR, HAKLARINDA MANEVİ TAZMİNAT DAVASI AÇILACAKTIR”

Erdoğan, bütçe görüşmelerinde HDP’li vekillerin şahsına yönelik eleştirilerine sert tepki gösterdi. Erdoğan, “Bütçe görüşmelerinde yine şahsıma dil uzattılar. Neden böyle her oturumda cumhurbaşkanına saldırırlar anlamakta zorlanıyorum. Bunlar Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin inşasından başlayıp şahsımın 3 milyar dolar parası olduğu iftirasına varan bir takım hezeyanlarla meclis kürsüsünü kirlettiler. Arkadaşlarımız gereken cevabı verdiler. Ben buradan büyük iftirayı atan alçaklara diyorum ki; hukukta bir kaide var. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir” dedi. Yasal haklarının saklı olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, iddiaları ortaya atanlar hakkında manevi tazminat davası açılacağını söyledi. Erdoğan, “Bunu ispatlamakta mükellefsin. Bu tür iftiraları bana atanlar çok oldu. Defaatle bunu söyledim. İspata davet ettim. Ana muhalefetin başındaki zata da ‘ispat etmezsen alçaksın’ dedim ama edemedi. Olmayan şey ispat edilmez ki, olan şey ispat edilir” ifadelerini kulandı.

HDP’li vekillerin, bölge halkının gözünde itibarı kalmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Meclisteki siyasetçi görünümlü terör örgütü yandaşlarının bölge halkı nezdinde hiçbir itibarı kalmamıştır. Artık bunların sığındıkları dokunulmazlığın gereği yapılmalı, bunlar yargıda gereken muameleyi görmelidir. Bunlara, siyaseten canlı bomba gibi hareket etmesinin hesabını sormak için gereken yapılmalıdır. Bunlar milletvekili gibi değil; yanlarında çalıştırdıkları elemanlara varıncaya kadar hepsi Kandil’in talimatıyla gelenlerdir." 

SADIK KAHRAMAN 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Alkü ve Türkiye Badminton Federasyonu arasında iş birliği protokolü imzalandı Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) ile Türkiye Badminton Federasyonu arasında imzalanan iş birliği protokolü, sporcu ve antrenör eğitiminde bilimsel destek sağlayarak Alanya’nın spor turizmi ve akademik altyapısına değer katacak. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) akademik çalışmaların yanında sporda ulusal ve uluslararası projeler ile iş birliklerini kararlılıkla sürdürüyor. Son olarak ALKÜ ile Türkiye Badminton Federasyonu arasında “Antrenör-Sporcu Eğitimi ve Sporda Koruma Programları Süreçlerine İlişkin İş birliği Protokolü” imzalandı. ALKÜ Yeni Rektörlük Binası Senato Salonu’nda imzalanan protokole ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, Türkiye Badminton Federasyonu Başkanı Ercan Yıldız ve yetkililer katıldı. Protokol kapsamında, federasyonun antrenör ve sporcu eğitim faaliyetleri ile sporda koruma programlarının akademik destek ve bilimsel çalışmalar ışığında merkezileştirilmesi hedefleniyor. Bu süreç, ALKÜ bünyesinde kurulacak eğitim kurulu tarafından yürütülecek. Rektör Türkdoğan: "Sağlık, spor ve Turizm temaları Üniversitemiz için önemli’’ ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan Alanya’nın 2024 Avrupa Akdeniz Ülkeleri Spor Başkenti olduğunu hatırlatarak böyle bir projeyi hayata geçirmenin mutluluğunu dile getirdi. Türkdoğan konuşmasında, “Sağlık, spor ve turizm temaları üniversitemiz için büyük öneme sahip. Spor Bilimleri Fakültemizin, bir spor federasyonunun eğitim faaliyetlerini üstlenerek öncü bir rol üstlenmesi bizleri gururlandırıyor. Protokol kapsamında, akademik desteğin yanı sıra üniversitemizin tesis ve eğitim olanakları da kullanılabilecektir. Ayrıca federasyonumuzla iş birliği içinde badminton temalı akademik çalıştaylar, kongreler ve toplantılar organize edebileceğiz. Bu vesileyle başta Gençlik ve Spor Bakanımız Dr. Osman Aşkın Bak olmak üzere, Spor Hizmetleri Genel Müdürümüz Prof. Dr. Veli Ozan Çakır, Federasyon Başkanımız Ercan Yıldız ve ekibine, Spor Bilimleri Fakültemizin değerli yöneticilerine ve katkı sağlayacak tüm akademisyenlerimize teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi. Başkan Yıldız: "Sporcu ve antrenörlerimiz emin ellerde" Türkiye Badminton Federasyonu Başkanı Ercan Yıldız, protokolün Türkiye’de bir ilk olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek “Federasyon bünyesindeki eğitim kurullarında farklı illerden kıymetli hocalarımız yer alıyordu. Toplantıların düzenli yapılması ve maliyetleri açısından zorluklar yaşanabiliyordu. Yurt dışındaki örnekler doğrultusunda bilimsel ve akademik desteği tek bir üniversiteden almayı daha uygun ve işlevsel gördük. ALKÜ’nün bize kapılarını açması bu süreçte çok değerli. Bu nedenle Sayın Rektörümüze teşekkür ederim. Sporcu ve antrenörlerimizin emin ellerde olduğuna inanıyorum” dedi. Alanya’nın spor turizmi ve akademik altyapısına katkı sağlayarak federasyon çalışmalarına olanak tanıyacak olan protokol, fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Ağrı Ağrı mutfağının yöresel yemekleri lezzet yarışında sergilendi Ağrı merkez ve 7 ilçenin katılımıyla düzenlenen “Yöresel Lezzetler Aileler Buluşuyor” yemek yarışmasında lezzetler yarıştı. Ağrı’da, bölgeye ait yöresel yiyeceklerin tanıtılması ve kültürel zenginliklerin yaşatılması amacıyla Ağrı Valiliği koordinesinde Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ve Serhat Kalkınma Ajansı desteğiyle “Yöresel Lezzetler Aileler Buluşuyor” yarışması yapıldı. İbrahim Çeçen Vakfı Gastronomi ve Mutfak Sanatları Uygulama Mutfağı’nda Ağrı Merkez ve 7 ilçeden katılım sağlayan aileler tarafından yapılan birbirinde özel yöresel yemekler aralarında Ağrı Valisi Mustafa Koç’un da yer aldığı jüri üyelerine sunuldu. Sırayla her ilçenin yöresel yemeğini tadan jüri üyeleri daha sonra puanlama yaparak yarışmanın kazananlarını belirledi. Yarışmada birinci olan aileye 15 bin, ikinci olan aileye 10 bin ve üçüncü olan aileye ise 5 bin lira değerinde hediye çeki verildi. Bölgenin tescilli ve tescilsiz yöresel lezzetlerinin tanıtılması amacıyla düzenlenen yarışmada kaybedenin olmadığını belirten Ağrı Valisi Mustafa Koç, “Milletimizin çok zengin bir kültürü var. Mutfak kültürü de bunlardan bir tanesi. Ağrı ilimizin de gerek tescilli gerekse tescilsiz gün yüzüne çıkmamış güzel lezzetleri var. Bizler de bunu ön plana çıkarabilmek amacıyla ilçelerimiz ve ailelerimiz arasında birlik ve beraberlik ortamı oluşturabilmek adına Yöresel Lezzetler Aileler Buluşuyor adı altında ilgili kurumlarımızın katılımıyla böyle bir organizasyon tertip ettik. Stantları gezdik, gerçekten hepsi büyük emekler sonucu ortaya çıkmış ve tarihimizi yansıtan güzel yemekler. Bu bir yarışma formatında olsa da bu yarışmanın bir kaybedeni olmayacağını belirtmek isterim. Buraya katılan herkes kazanmış benim gözümde. Bizler her alanda olduğu gibi ilimizin tanıtmak, birlik ve beraberlik ortamı oluşturmak ve dayanışmayı geliştirmek adına bu tür organizasyonları yapmaya devam edeceğiz. Hakikaten Ağrı’mızın yöresel lezzetleri bizim tarihimizin, geleneklerimizin ne kadar zengin olduğunun bir göstergesi. Bu organizasyonu katılımlarıyla güzelleştiren ailelerimize ve öğrencilerimize teşekkür ederiz” ifadelerine yer verdi.
İstanbul Tahliye olması için cumhuriyet savcısının tehdit edilmişti: Sanık Tuğçe Toptemel savunma yaptı İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor. Tahliyesi için savcının tehdit edildiği hemşire Tuğçe Toptemel savunma yaptı. Toptemel kendi mesaisinde ölen bir bebek ile ilgili savunmasında “Bebeğin ölümünü geç fark ettiğim ifadesi tamamen yalan. Vicdanım gerçekten rahat. Ben bebeğin nabzını yaşar şekilde teslim edip çıktım. Bebeğe müdahale ettiğim için buradayım” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava dördüncü gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, tahliye olması için Mustafa Kemal Zengin tarafından Yenidoğan Çetesi soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcısının makamında tehdit edildiği Birinci Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan Tuğçe Toptemel savunma yaptı. "Gece doktorumuz hiçbir zaman olmadı" Tutuklu sanık Toptemel savunmasında, “Yakınlarını kaybedenlere başsağlığı diliyorum. Bundan dolayı çok üzgünüm. Hakan Doğukan Taşçı kendini doktor olarak tanıtıyordu gece hastanemizde çocuk doktoru yoktu. Aileler bize tepki gösterirdi doktor olmadığı için. Hiçbir çıkarım yoktur benim bu olaydan. Opera bebeğin hayatını kaybettiği gün bebek kötüleşmeye başladı monitör ötünce başına gittim. Hakan Doğukan Taşçı’yı aradım bebeğin kalbini hissedemediğim söyledim, monitörün fotoğrafını gönderdim. Bebek 6 aylık siyahi büyük bir bebekti. Israrla ‘bir şey yapılacak mı?’ diye sordum bana ‘kan şekeri bak’ dedi. Bana bir şey yapılmayacak denmesine rağmen bebeğe müdahale ettim, kalp masajı yaptım. Mesai saatim bitmişti. Buna rağmen bebeğe müdahale ettim. Bebeğin nabzını kontrol ettim. Mesaim dolduğu için diğer hemşireler geldi. Nöbeti teslim ettim bebeğin durumunu anlattım. Defalarca mesajda söyledim ‘bebeğin kalp atışı hissedemiyorum’ dedim. Hakan Doğukan Taşçı’yı aradım ‘bebeğin nabzını hissedemiyorum bir şey yapılacak mı?’ dedim bana ‘hayır’ dedi. Ben 6 aylık bebeğin yeni doğan servisinde olmasını sorguladım. Bana Fırat Sarı ve Hakan Doğukan Taşçı’nın getirdiğini söylediler. Yine olsa yine bebeğe müdahale ederdim bu durumdan pişman değilim. Ben bebeği nabzı atar şekilde teslim ettim. Bebek kusmuştu. Baştan sona olan süreci Hakan Doğukan Taşçı’ya anlattım. Çocuk ilaç aldığı için baygın ve sersem gibiydi. Olay bu şekilde gerçekleşti. Benden sonra bebeğe bakan hemşire de derinden bebeğin nabzını hissettiğini söylüyor. Yani ben bebeği diğer hemşirelere teslim ettiğimde bebek yaşıyordu. Bebek bize sevk olarak geldi. Sonradan öğrendiğim kadarıyla bebeğin kalbi 2 kez durmuş. Bize bebeğin kalbinin durduğu bilgisi verilmedi. Bebeği teslim alan kişi Hakan Doğukan Taşçı’dır. 6 aylık bebeğin yeni doğan ünitesine teslim alınması yasal değil. Ben sorguladım bu durumu. ‘Bu hastayı kim kabul etti’ dedim. Gece doktorumuz hiçbir zaman olmadı. Gece acil bir şey olduğunda Hakan Doğukan Taşçı’yı arardık. Doğukan kendisinden bilgi alınmasını isterdi” dedi. “Vicdanım gerçekten rahat” Sanık Toptemel savunmasının devamında, "Biz her bebeğe hakimiz. Bebek gözümün önündeydi. Bebeğin ölümünü geç fark ettiğim ifadesi tamamen yalan. Vicdanım gerçekten rahat. Ben bebeğin nabzını yaşar şekilde teslim edip çıktım. Bebeğe müdahale ettiğim için buradayım. Fırat Hoca Doğukan’a para verirdi Doğukan bazen bana atardı. Böyle olacağını bilseydim almazdım. Keşke almasaydım. Çok büyük miktarda paralar da değildi” şeklinde konuştu.