POLİTİKA - 06 Eylül 2024 Cuma 23:36 | Son Güncelleme : 06 Eylül 2024 Cuma 23:57

Dışişleri Bakanı Fidan: "Kosova'da Türk toplumu 600 yıldan bu yana ayakta durmaya gayret etti"

A
A
A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kosova temasları çerçevesinde Prizren'deki Motrat Qirazi Okulu'nda yaptığı konuşmada, "Kosova'da Türk toplumu 600 yıldan bu yana ayakta durmaya gayret etti, gayret etmeye de devam edecektir. Bazen zor dönemler oldu, bazen kolay dönemler oldu. Ama Kosova'daki Türk toplumu hiçbir zaman yılmadı" dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kosova temaslarını sürdürüyor. Fidan, başkent Priştine'deki temaslarının ardından Prizren şehrinde Türk mahallesi olarak bilinen Kurila'da Türk soydaşlarla bir araya geldi. Motrat Qirazi Okulunda Kosova ve Türk bayraklarıyla karşılanan Bakan Fidan, çocuklarla hatıra fotoğrafı çekildi. Kosova'nın meşhur bardak folklor oyununu izleyen Bakan Fidan, burada yaşayan Türk soydaşlara seslendi. Fidan, “Prizren'deki Türk varlığı az önce Fikrim Bey'de ifade etti; Balkanlar'daki 600 yıldır devam eden Türk varlığının en müstesna unsurlarından biri. Sizlerle gurur duyuyoruz, iyi ki varsınız. Türk dilini, Türk kültürünü, Türk tarihini burada yıllardır her türlü koşula rağmen yaşatıyor olmanız, buradaki varlığınız, buradaki birliğiniz, dirliğiniz, iriliğiniz gerçekten bizim için çok şey ifade ediyor. Sizlerin iyi olması huzur içerisinde yaşaması, barış içinde olması, refah içinde olması gerçekten bizim de en büyük dertlerimizden biri. Türkiye Cumhuriyeti yıllardır olduğu gibi bundan sonra da sizin yanınızda olmaya devam edecek” dedi.

“Kosova'nın bağımsızlığına kavuştuğu günden itibaren ilk tanıyan devletlerden biri Türkiye Cumhuriyeti oldu”

Fidan, 600 yıldır devam eden buradaki varlığın son 20 yılında bu varlığı, bu kültürü bu dili yaşatmak için beraber çalışmaktan duyduğum gurur duyduğunu belirterek, “Mutluluğu da ayrıca ifade etmek istiyorum. 2003 yılında TİKA başkanlığına atandığımda o dönem buradaki Türk varlığına her türlü yardımı uzatmak için sayın başbakanımızın talimatları olmuştu. Cumhurbaşkanımız Tayyip Bey o zaman başbakandı. Özellikle Prizren'deki Türk varlığı için yapılması gereken her türlü desteğin yapılmasını faaliyetin yapılması konusunda talimat vermişti. O dönem gerçekten burada belki hepsinin adını anamayacağım çok değerli kardeşlerimiz vardı, dernekler vardı, şu anda bir kısmı hala buradalar. Mahir Bey buradalar Mahir Bey'le yıllarca beraber çalıştık Enis Kervan Bey, Fikrim Bey buradalar. Gerçekten birçok arkadaş, rahmetli Arif Bütüç (Mamuşa Belediyesi Başkanı) vardı” şeklinde konuştu.

Özellikle Türk kültürüyle ilgili faaliyetlerinin, projelerinin TİKA olarak büyük etki oluşturduğunu kaydeden Fidan, “Daha sonra başta Mamuşa olmak üzere buradaki Türk varlığının yaşadığı yerlerde hayata geçirdiğimiz projeler buradaki soydaşlarımızın yaşantılarını bir nebze de olsa kolaylaştırmak için Türkiye Cumhuriyeti'nin elinden gelen her şeyi yapmasının birer nişanesiydi. Tabi bunlar mütevazi katkılar ama daha büyük bir stratejik yaklaşım her zaman için büyük olan etkili olan Türkiye Cumhuriyeti'nin hafızasında ve stratejisinde sizlerin var olması. Kosova'nın bağımsızlığına kavuştuğu ilk günden itibaren biliyorsunuz ilk tanıyan devletlerden biri belki ilki Türkiye Cumhuriyeti oldu. Kosova'daki başta Arnavut kardeşlerimiz olmak üzere buradaki bütün kardeşlerimizin şanlı bağımsızlık mücadelesi Türkiye Cumhuriyeti tarafından başından itibaren desteklenmiştir” diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Fidan:

"Balkanlar'daki Osmanlı tarihinin bıraktığı izi, görmek için vatandaşlarımız buralara geliyorlar"

Ellerinden gelen her türlü desteği vermeye devam ettiklerini söyleyen Fidan, “Bugün Priştine'de yaptığım başta dışişleri bakanı daha sonra başbakan ve cumhurbaşkanıyla görüşmelerin hepsinde hem sayın cumhurbaşkanımızın Kosova'yı desteklemedeki iradesini hem de devlet olarak kurumlarımızın her türlü alanda ticaret, eğitim, kültür, enerji, ulaştırma, sağlık, güvenlik bütün alanlarda Türkiye'nin Kosova'nın yanında olduğunu her türlü iş birliğine hazır olduğumuzun altını bir kez daha çizdim” ifadelerini kullandı.

Kosova'daki Türk varlığının, Türkiye'den gelen turist sayısının giderek arttığını belirten Fidan, “Dün Kuzey Makedonya'daydım orada da yani şehrin merkezinde gerçekten çok sayıda Türkiye'den kardeşlerimiz şehri geziyorlardı. Ondan sonra buraya geliyorlardı bir paket içerisinde Balkanlar'daki Osmanlı tarihinin bıraktığı izi, anıları yerinde görmek için vatandaşlarımız buralara geliyorlar. Gerçekten Prizren'e de gelmeye başladılar. Bu etkileşimin artık sadece Kosova'dan Türkiye'ye değil, Türkiye'den de Kosova'ya geliyor olması yeni bir başlangıç bizim için. Bu başlangıçların inşallah artarak devam edeceğini umut ediyorum. Az önce ifade ettiğim gibi bizim Kosova'ya desteğimiz devam edecek” dedi.

“Biz Türkiye olarak her zaman sorunların diyalogla çözülmesine taraftarız”

Kosova'nın barış içerisinde, Balkanların huzur içerisinde olmasının bir numaralı stratejileri olduğunu vurgulayan Fidan, “Üsküp'te de yaptığım basın toplantısında ifade ettiğim bugün de ifade ettiğim değerli soydaşlarımız zaman zaman haberlerde görüyorsunuz Balkanlar da gerek Saray Bosna da, gerek Kosova'da gerilim artıyor belli sorunlar yaşanıyor diye. Biz Türkiye olarak her zaman için sorunların diyalogla, barışla müzakere yoluyla çözülmesine taraftarız. Onun içinde elimizden geleni yapıyoruz. Cumhurbaşkanımızın yıllar içerisinde oluşturduğu siyasi liderliğin birikimiyle bölgedeki diğer siyasi liderlerle iletişime geçerek Türkiye'nin ağırlığını koyarak buradaki sorunların bütün halkların lehine ortak çıkarına ve huzuruna olacak şekilde çözülmesi için elimizden geleni yapıyoruz. İnşallah da yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Bakan Fidan, “1941 yılından itibaren İkinci Dünya Savaşı'nın karanlık günlerinde Türk dilini, Türk kültürünü yaşatmak için Kuzey Makedonya'daki soydaşlarımız Yücel Teşkilatı vesilesiyle Türkçe eğitim için canlarını ortaya koydu, şehitler verdi. Prizren'de de Doğru Yol Türk Kültür ve Sanat Derneğini, Priştine'de de Gerçek Derneğini kuranlar o dönemin sor derece sınırlı imkanlarıyla Türk dilini, Türk kültürünü yaşattılar. Ben 2003 yılından itibaren buradaki projelere çalışmaya başladığımızda o zaman yakılmış olan meşalenin bugün de devam ettirmiş olmasını görmekten gerçekten çok gurur duydum. Ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

“Kosova'dan gelen Türk gençlerinin ücret ödememesi sistemini kurduk”

Çocukları Türkçe eğitim veren okullara göndererek kendi diline sahip çıkmalarını, kültürlerine sahip çıkmalarını sağladıkları için başta anneler olmak üzere bütün ebeveynlere teşekkür eden Fidan, “Çocuklarımızın diline, dinine, kültürüne, tarihine sahip çıkmaları için verdiğiniz mücadele çaba her türlü takdirin üstündedir. Bunu ne kadar takdir etsek yine de yetmez. Tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Her gün bu okula çocuklarını getiren anneler, onları dışarıda bekleyen anneler, daha sonra alıp götüren anneler ve bunu yıllarca her gün ama her gün yağmurda, karda, çamurda sürekli yapan anneler gerçekten sizlerin varlığıyla sizlerin konuştuğu Türkçeyle, sizlerin dualarıyla, sizlerin ortaya koyduğu örnek şahsiyetle bu çocuklarımız büyüyorlar. Asıl teşekkür, asıl takdir size” diye konuştu.
Burada liseyi bitiren çocuklar için Türkiye'de okuma imkanlarının olduğunu belirten Fidan, “Belli burslarla Türkiye'ye geliyorlar. Bundan sonra sadece sınavı kazanan değil Türkiye'deki üniversitelere her türlü kaydı yaptıran öğrencilerimin ücretleri Türkiye Cumhuriyeti tarafından verilmesi karşılığında eğitim imkanı sunma kararı almıştık. Bunu da Sayın Fikrim Damka Türkiye'ye geçen sene geldiğinde gündeme getirdi. ‘Bütün gençlerimiz için bu elzem' dedi. Biz de çok şükür gereğini yaptık bundan sonra özellikle Prizren'den Kosova'dan gelen Türk gençlerinin Türkiye'de eğitimlerini alırken Türkiye'de okuyan gençlerin ücret ödememesi sistemini kurduk. Bizim gençlerimizden tek bir beklentimiz var bundan sonra Türkiye'de okuyan eğitimini bitiren gençlerimizin tekrar buraya gelmesi, ata topraklarında bayrağın bırakıldığı yerden taşınmaya devam etmesi ve daha yükseklere çıkartılması esas olacaktır” dedi.

Dışişleri Bakanı Fidan:
“İki ülke arasındaki ilişki inanılmaz derecede yakınlaşmış durumda”

Kosova hükümetiyle örnek bir iş birliğinin olduğunu ifade eden Fidan, “Onların ortaya koyduğu imkanlarla, bizim ortaya koyduğumuz stratejiyle iki ülke arasındaki ilişki inanılmaz derecede yakınlaşmış durumda. Türk iş insanları burada giderek yatırımlarını artırıyorlar. THY haftada 14 sefer Kosova'ya uçuş yapıyor. Kosova ile Türkiye arası neredeyse 1 saate inmiş durumda. Bu kadar yoğun bir trafik, gidiş-geliş iki ülkeyi adeta tek bir ülke gibi hareket ettiğimiz tek bir alana getirmiş durumda. İnşallah sizler bu imkanlardan daha çok faydalanacaksınız. Sizin her türlü derdinizi probleminizi dinlemek üzere hem büyükelçiliğimiz hem buradaki başkonsolosluğumuz 24 saat emrinize amadedir. Ben sözlerime son verirken değerli kardeşlerim bu sıcak karşılamanız için, beni ve arkadaşlarımı böylesine coşkulu bir şekilde bağrınıza bastığınız için çok teşekkür ediyorum. Gerçekten beni çok duygulandırdınız sizin sevginiz, sizin hisleriniz, sizin enerjiniz bize de geçti. Allah hepinizden razı olsun. İyi ki varsınız. Türkiye Cumhuriyeti her zaman yanınızda” şeklinde konuştu.

“Kosova'daki Türk toplumu hiçbir zaman yılmadı”

Kosova Demokratik Türk Partisi - KDTP Genel Başkanı ve Bölgesel Kalkınma Bakanı Fikrim Damka da, “Sizleri Türklerin Prizren'de en yoğun yaşadığı Kurila semtinde başta öğrencilerimizle, öğretmenlerimizle, STK temsilcilerimizle, yöneticilerimizle ve halkımızla karşılamaktan onur duyduk. Kosova'da Türk toplumu 600 yıldan bu yana ayakta durmaya gayret etti, gayret etmeye de devam edecektir. Bazen zor dönemler oldu, bazen kolay dönemler oldu. Ama Kosova'daki Türk toplumu hiçbir zaman yılmadı. Türkçe eğitimden yılmadı, Türk kültüründen yılmadı, Türkçe konuşmaktan yılmadı. Türklüğü savunmaktan asla ve asla yılmadı, vazgeçmedi” ifadelerini kullandı.

Bundan sonra da bunun devamını daha görkemli bir şekilde getireceklerini belirten Damka, "Bugün anavatanımızın sayesinde yüzlerce çocuğumuz Türkiye'de eğitim alıyor, yüzlerce hastamız şifa buluyor, gençlerimiz kültürel gezi düzenliyor. Yüzlerce çocuğumuz yerinde burs alıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu destekleri bizlerin bu topraklarda devam etmemiz için vesile. Bunlar sizin sayenizde sayın bakanım. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere siz değerli bakanımız, TİKA'mız, YTB Başkanımız, büyükelçilerimiz bütün kurum ve temsilcileriniz Kosova'daki Türk toplumunun yanında. Her derdimize her talebimize aniden cevap veren bir Türkiye Cumhuriyeti var” şeklinde konuştu.

Enis Tabak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Konya Ovasında ‘fare zararı’ uyarısı Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovasında yaklaşık 10 milyon dekar alanda hububat ekimi yapıldı. Uzmanlar, yağışsız geçen kış sezonunda çiftçileri arazilerdeki fare zararına karşı uyararak arazi kontrolüne dikkat çekiyor. Yüzölçümünün yüzde 67’si tarım arazisi olarak kullanılan ve tahıl ambarı olarak bilinen Konya’da yüzde 70’i kıraç, yüzde 30’u sulu alanda tarımsal üretim yapılıyor. Uzmanlar, beklenen yağışların periyodunda olmaması durumunda, çiftçilere fare zararına karşı uyarıda bulundu. “Bu dönemde çiftçilerimizin arazilerinde fare zararı olabilir” Kar yağışının olmamasıyla beraber meydana gelen zararları anlatan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Yüzde 70’i kıraç, yüzde 30’u sulu olan Konya Ovasında hububat alanlarında bu dönemlerde yağışların önemi çok fazla. Şu anda beklediğimiz yağışları alamadık maalesef. Halen daha kar yağışı yeterli miktarda yağmadı. Bu da önümüzdeki yıl hububatların verimlerinde belli bir oranda düşüşe neden olabilir lakin şu anda rekolteyle ilgili herhangi bir tahminde bulunmak için erken. Çünkü 1. ayda ve nisan ayında yağacak yağışlarla rekoltenin de ne kadar çıkacağı o dönemde belirlenecek. Bu dönemde çiftçilerimizin arazilerinde fare zararı olabilir. Özellikle geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız fare zararının olup olmadığı ile ilgili kontrollerini yapmaları gerekiyor. Çünkü kar yağışının az olduğu dönemlerde bu tarz zararlıların popülasyonlarında da artmalar meydana geliyor. Bundan sonraki dönemde eğer yağışlar bu şekilde az bir oranla devam ederse hastalık ve böcek zararı da fazla olur diye tahmin ediyoruz. Bununla ilgili de sürekli arazilerini kontrol etmeleri gerekiyor. Bu dönemde çiftçilerimizin yapabilecekleri çok fazla bir şey yok” dedi. “Yağışlar iyi olursa bol bereketli bir sezon geçiririz” Kıraç alanlarda ekim yapan çiftçilerin yağışlarla beraber ürünlerinin çimlenmesinin gerçekleştiğini belirten Başkan Kırkgöz, “Toprağın yüzüne çıktı tohumlar. Yağışların orantısız düştüğü bazı topraklarda tohumların ölme ve zayiata uğrama durumları meydana gelebiliyor. Burada arazilerinin sık sık kontrol etmeleri lazım çiftçilerin. Arazilerde çok fazla açıklık olursa bu dönemlerde o açıklıkları kapatmak için o bölgeleri tekrardan ekmeleri gerekebilir. Toprağın yüzeyi açık olduğundan arpa için bu dönemler biraz riskli. Gece donları çok yüksek olursa üşümeler de meydana gelebilir. Bunun için mutlaka bir ziraat mühendisiyle beraber çiftçilerimizin arazilerini kontrol etmeleri gerekiyor. İnşallah önümüzdeki süreçte kar yağışları iyi olur ve arkasından nisan yağmurlarımız iyi olarak bol bereketli bir sezon geçiririz. Aksi takdirde tabii yüzde 70’i kıraç alan olan Konya bölgesinde iklime bağlı ve yağışlara bağlı olarak eğer yağışlarımız az olursa maalesef rekoltemizde düşüş olur. İnşallah öyle bir senaryoyla karşılaşmayız, yağmurlarımız iyi yağar. Bu yıl alanlarımızda da giriş alanlarında da geçen seneye oranla aynı seviyede seyrediyor. Herhangi bir düşüş olmadı. Hububat ekilişlerimizde herhangi bir sıkıntı yok. Tabii yağış bu konuda bizim Konya bölgesinin rekoltesini belirleyecek unsur olacak” diye konuştu.
Antalya Antalya Emniyeti’nin Lara Corft’u: Eğitiminden geçen polis karanlıkta hedefi 12’den vuruyor Antalya’da polis ekiplerinin suç ve suçlulara karşı etkin müdahale tekniklerinin yer aldığı eğitimleri nefesleri kesiyor. Karanlıkta hedef vurma, polise mukavemet gösteren ya da kaçan şüphelilere karşı savunma taktikleri ile etkisiz hale getirme gibi teorik ve uygulamalı eğitimler, meslektaşlarının Lara Croft olarak tanımladığı Atış Eğitmeni Nisa Aydın yönetiminde gerçekleşiyor. İleri seviye eğitimlerden geçen polisler, gece atış eğitiminde karanlıkta dahi hedefi 12’den vuruyor. Antalya Emniyet Müdürlüğü Atış Poligonu’nda, Komiser Nisa Aydın ve yöneticiliğini yaptığı 12 kişilik eğitmen ekibi tarafından İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde düzenlenen Acil Müdahale, Şüpheli Kişi ve Araç Durdurma, Arama ve Güvenli Müdahale Eğitimleri nefesleri kesiyor. Suç ve suçlulara karşı etkin müdahale tekniklerinin yer aldığı eğitimler periyodik olarak yılda 8-9 kez veriliyor. Kadın ve erkek polisler, daha önce atış şampiyonalarında ödülleri bulunan ve meslektaşlarının ünlü Amerikalı aktris Angelina Jolie’nin canlandırdığı Tomb Raider filmindeki "Lara Croft” olarak andığı Nisa Aydın’ın ileri seviye eğitiminden geçiyor. Polisin karşılaştığı olaylarda önce kendi can güvenliğini sağlayarak, suçun oluşmadan engellenmesi ve meydana gelen suçlarda en hızlı şekilde müdahale etmeyi amaçladığı eğitimler arasında, tabanca ile hızlı kur-at tekniği ve atışı, yerli ve milli piyade tüfeği MPT- 76 ile şarjör değiştirme atışı, bina operasyonu ve bina içi arama, saldırı anında araç tahliyesi, araç durdurma ve arama, polis savunma taktikleri, şahıs üst tarama, kelepçe takma, kapan atma teknikleri yer alırken, aynı zamanda gece atış eğitimleri teorik ve uygulamalı olarak yapılıyor. Karanlıkta hedefi 12’den vuruyorlar Özellikle gece yapılan atış eğitimlerinde Türk Polisi’nin başarısı oldukça dikkat çekiyor. Önce fenerle belirlenen hedeflere seri atışlar gerçekleştiren polisler, ardından tüm ışıkların söndürülmesiyle birlikte karanlıkta hedefleri 12’den vuruyor. “Gücüne güç katıyorlar” Antalya Emniyeti Eğitim Şube Müdürlüğü’nde görevli Atış Büro Amiri Komiser Nisa Aydın, 3 dönem halinde yıl boyunca kadro tabanca atışı eğitimleriyle polislerin kendilerini geliştirdiğini, Acil Mücadele Eğitimi’yle birlikte de eğitimin bir bütün sağlayarak onların gücüne güç kattığını ifade etti. Eğitimin öncelik olarak sahada aktif ve operasyonel birimlerde görevli polislere verildiğini aktaran Aydın, söz konusu eğitimin kademeli olarak 81 ilde tüm personellere verilmesi planlandığını kaydetti. “Gece gündüz fark etmez; Türk Polisi karanlıkta da attığını vurur” Türk Polisi’nin eğitim standartlarının Avrupa ve dünya standartlarının üstünde olduğuna dikkati çeken Aydın, “Polis 7/24 görev yapar ve Türk Polisi için gece gündüz fark etmez, karanlıkta da attığını vurur. Özveri ve çabayı görüyorsunuz. Yürek var, bilek var, kuvvet var. Her şeyden önce inanç var. Teşkilatımız güçlü bir teşkilat ve biz de o teşkilata ve devletimize layık olmaya çalışıyoruz” dedi. “Bir kadından mı eğitim alacağız?” Aydın, ilk zamanlarda, ‘Bir kadından mı eğitim alacağız?’ şeklinde şaşkınlık sözleriyle karşılaştığını hatırlatarak, “İlk başlarda şaşırıyorlardı, zamanla tanıdıkça, bir şeyler öğrettikçe ve bizler de onlardan bir şeyler öğrendikçe daha çok sevmeye ve kabullenmeye başladılar. Zaten bizler birlik beraberlik içerisinde, kadın, erkek ayırt etmeden bu teşkilatın bir üyesiyiz. Savaşta ve barışta yan yanayız, sırt sırtayız, bunun ayrımı olmaz diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. "Güçlü bir Türk kadınıyım" Meslektaşlarının kendisini Lara Croft olarak tanımlaması hakkında soruyu da yanıtlayan Aydın, “Arkadaşlarımızın bir yakıştırmasıydı ama ben Türk kadınını temsil ediyorum. Güçlü bir Türk kadınıyım. Lara Croft’tan ziyade güçlü bir kadın polis olmayı tercih ediyorum” şeklinde konuştu. “Duayen kadın amirlerinden biri” Eğitim alan polislerden Tuna Karlı, verilen eğitimlerle güçlerine güç kattıklarını söyledi. Eğitimlerde kadın, erkek ayrımının yapılmadığını vurgulayan Karlı, Komiser Nisa Aydın hakkında ise şunları söyledi: “Eğitici hocalarımız konusunda uzman. Nisa komiserim teşkilatın duayen kadın amirlerinden biri. Onunla gurur duyuyor ve yolundan devam ediyoruz.” “Var olan kabiliyetlerini maksimum seviyeye çıkartmaya çalışıyoruz” Polis Memuru Şahin Doğru, eğitmen kadrosu olarak çok iyi bir ekip olduklarını belirterek, “Bu ekibin bir parçası olmaktan dolayı gurur duyuyorum. Eğitimler bizim hazırlık hattımız. Bu hatta daima hazır parolasıyla meslektaşlarımızı bugünün yarınlarına en iyi şekilde hazırlamaya çalışıyoruz. Var olan kabiliyetlerini maksimum seviyeye çıkartmaya çalışıyoruz” dedi. Eğitmenlerden polis memuru Mehmet Çiçek de, vatandaşların huzuru, can ve mal güvenliğine yapılan haksız saldıra şahıslara karşı eğitimlerle birlikte polislerin kendilerini mukavemet gösteren şüpheli şahıslara kanunun verdiği yetkiler dahilinde karşı kendisini savunması amacıyla da eğitim verdiklerini söyledi. “Sorumluluğumuzun farkındayız” 15 yıldır eğitmen olarak görev yapan polis memuru Osman Demirtaşlar ise, “Biz eğitmenler sorumluluğumuzun ve omuzumdaki yükümüzün farkınayız. Personelimizi tüm kötü senaryolara karşı başa çıkabilecek bilgi ve beceriyi yüklemek için elimizden geleni yapıyoruz. Bunları başarabilmek için de personele çok fazla pratik yaptırmamız gerektiğinin farkındayız. Onların savaşçı ve iyi bir atıcıya dönüşmesi için çok sıkı eğitimler veriyoruz” diye konuştu.
İstanbul Esenler’de "11. Şeb-i Yelda’da Şiir" programı düzenlendi Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenen “Şeb-i Yelda’da Şiir” programı, “Şehir ve Şiir” temasıyla yılın en uzun gecesinde gerçekleştirildi. Gecede, Gazze ve Şam gibi şehirlere şiir aracılığıyla selam gönderildi. Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenen “Şeb-i Yelda’da Şiir” programı, “Şehir ve Şiir” temasıyla Esenler Çifte Havuzlar Mahallesi’ndeki Otağ-ı Hümayun’da gerçekleştirildi. Düzenlenen gecede Abdülbaki Kömür, Emrullah Uzun, Huzeyfe Dalmaz, Nur Haktan, Nurettin Durman, Nurullah Genç, Recep Garip, Selahattin Kocaaslan, Şeref Akbaba, Tayfun Ayaz ve Yusuf Özkan Özburun gibi şairler ve yorumcular şiirler seslendirdi. Şairler tarafından şiir aracılığıyla Gazze ve Şam gibi tüm şehirlere selam gönderildi. Programa vatandaşların yoğun ilgisi olurken gecede tüm katılımcılara nar ve salep ikram edildi. “Orta Doğu’da yaşanan sıkıntılar, şehirler üzerinden dile getirilecek” Programda konuşan ESEV Genel Sanat Yönetmeni, şair ve bestekar Abdülbaki Kömür, “Bir gelenek oldu. Her yıl bir konu belirlenip o konu çerçevesinde şairler ve şiir icra eden tiyatro sanatçıları ya da sunucu arkadaşlarla birlikte her yıl tertiplenen bir program. Malumunuz yılın en uzun gecesi. Osmanlı’da bir gelenek olarak icra edilen bir gece. Bu geleneği Esenler Belediyemiz de bir şekilde devam ettiriyor. Uzun gecelerde insanlar bir şeylerle meşgul olurlar. Geçmişte şiirle, sanatla insanları buluşturmuşlar. Belediyemiz o geleneğe istinaden şiirle kendi hemşerilerini buluşturuyor. Umarım güzel bir gece olur. Şiir, biliyorsunuz, sanatın damıtılmış halidir. Sözün damıtılmış halidir. Yüzlerce kelime ile anlatabileceğimiz bir mevzuyu şiirle çok kısa imajlarla insanlara iletebilirsiniz. Şiirle şuur aynı kökten gelme derler. Bu uzun gecenin uzunluğunun idrakine varmak. Gecenin uzun olmasının çok fazla bir ehemmiyeti yok. Çünkü ardından gündüzü beklersiniz. O gündüzlerin geleceğini tahayyül etmeyi ancak şiir ile yapabilirsiniz. Bugünkü tema ‘Şehir’. Ancak bizim kültürümüzde kadim şehirler vardır. Kudüs, Mekke, Medine, İstanbul, Kahire, Bağdat gibi şehirler. Muhtemelen şair arkadaşlar bir yandan şu anda İslam coğrafyasında, özellikle Orta Doğu’da yaşanan sıkıntılar, şehirler üzerinden dile getirilecek. Mesela benim okuyacağım şiirin adı Kudüs. Hem bir şehri anlatacağım hem de Kudüs’ü anlatacağım. Orta Doğu’da yaşamış olduğumuz ya da idrak etmiş olduğumuz bu hadiseyi bir şekilde dile getirmiş olacağım. Muhtemelen diğer şair arkadaşlarımız da bu manzaraya dikkat çekecekler” dedi.
Hatay Depremzede kadınlar ilmek ilmek işledikleri Türk motifli halı ve kilimleri Japonya’ya satılıyor Hatay’ın Payas ilçesindeki kooperatif bünyesinde bir araya gelen depremzede kadınlar, emek vererek kurdukları atölyede ürettikleri kilim ve halıları Japonya’ya satmayı başardılar. Asrın felaketinde ağır hasar alan Hatay’da üreterek hayata tutunmaya çalışan kadınlar mücadelelerini devam ettiriyorlar. Payas ilçesinde asrın felaketinden kısa bir süre önce bir araya gelen kadınlar, kooperatif çatısı altında birlik olmuştu. Deprem sonrası aile ekonomisine destek olarak üretmek isteyen kadın kooperatifi, kilim dokuma atölyesi açtı. Kadınlara hem stres hem de kazanç kapısı olan atölyede 8 dokuma tezgahı bulunurken bu tezgahlarda üretilen Anadolu motiflerini Japonya’ya gönderiyorlar. “Emekçi kadınlar olarak Anadolu motiflerini gün yüzüne çıkararak ürettiğimiz kilimleri Japonya’ya yolluyoruz” Payas Emekçi Kadınlar Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Aysel Erdem, 8 tezgahta 16 kadının ilmik ilmik kilim döşediğini belirterek “Payas Emekçi Kadınlar Kooperatifi olarak atölyemizde şu anda sekiz tane tezgahımız var, her tezgahta iki kadınımız çalışmakta. Kadın istihdamına önem veriyoruz. Şu anda kök boyalı hakiki yün ve el dokuması olarak ürettiğimiz ürünleri emekçi kadınlar olarak Anadolu motiflerini gün yüzüne çıkararak ürettiğimiz kilimleri Japonya’ya yolluyoruz” ifadelerini kullandı. “Türk motiflerine Japon firmalarına ilgisi çok büyük” Anadolu motiflerine Japon firmalarının yoğun ilgisinin olduğunu dile getiren Erdem, “Özellikle de Anadolu motiflerini geliştirerek gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Türk motiflerine Japon firmalarının ilgisi çok büyük. Sayın Valimiz Mustafa Masatlı’ya himayelerinde kırk dokuz kadın kooperatifine verdikleri Desteklerden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Sayın Kaymakamımız Kürşat Karaca’ya, Sayın Belediye Başkanımız Bekir Altan’a bize desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
Antalya Antalya Emniyeti’nin ’Lara Croft’u: Eğitiminden geçen polis karanlıkta hedefi 12’den vuruyor Antalya’da polis ekiplerinin suç ve suçlulara karşı etkin müdahale tekniklerinin yer aldığı eğitimleri nefesleri kesiyor. Karanlıkta hedef vurma, polise mukavemet gösteren ya da kaçan şüphelilere karşı savunma taktikleri ile etkisiz hale getirme gibi teorik ve uygulamalı eğitimler, meslektaşlarının Lara Croft olarak tanımladığı Atış Eğitmeni Nisa Aydın yönetiminde gerçekleşiyor. İleri seviye eğitimlerden geçen polisler, gece atış eğitiminde karanlıkta dahi hedefi 12’den vuruyor. Antalya Emniyet Müdürlüğü Atış Poligonu’nda, Komiser Nisa Aydın ve yöneticiliğini yaptığı 12 kişilik eğitmen ekibi tarafından İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde düzenlenen Acil Müdahale, Şüpheli Kişi ve Araç Durdurma, Arama ve Güvenli Müdahale Eğitimleri nefesleri kesiyor. Suç ve suçlulara karşı etkin müdahale tekniklerinin yer aldığı eğitimler periyodik olarak yılda 8-9 kez veriliyor. Kadın ve erkek polisler, daha önce atış şampiyonalarında ödülleri bulunan ve meslektaşlarının ünlü Amerikalı aktris Angelina Jolie’nin canlandırdığı Tomb Raider filmindeki "Lara Croft” olarak andığı Nisa Aydın’ın ileri seviye eğitiminden geçiyor. Polisin karşılaştığı olaylarda önce kendi can güvenliğini sağlayarak, suçun oluşmadan engellenmesi ve meydana gelen suçlarda en hızlı şekilde müdahale etmeyi amaçladığı eğitimler arasında, tabanca ile hızlı kur-at tekniği ve atışı, yerli ve milli piyade tüfeği MPT- 76 ile şarjör değiştirme atışı, bina operasyonu ve bina içi arama, saldırı anında araç tahliyesi, araç durdurma ve arama, polis savunma taktikleri, şahıs üst tarama, kelepçe takma, kapan atma teknikleri yer alırken, aynı zamanda gece atış eğitimleri teorik ve uygulamalı olarak yapılıyor. Karanlıkta hedefi 12’den vuruyorlar Özellikle gece yapılan atış eğitimlerinde Türk Polisi’nin başarısı oldukça dikkat çekiyor. Önce fenerle belirlenen hedeflere seri atışlar gerçekleştiren polisler, ardından tüm ışıkların söndürülmesiyle birlikte karanlıkta hedefleri 12’den vuruyor. “Gücüne güç katıyorlar” Antalya Emniyeti Eğitim Şube Müdürlüğü’nde görevli Atış Büro Amiri Komiser Nisa Aydın, 3 dönem halinde yıl boyunca kadro tabanca atışı eğitimleriyle polislerin kendilerini geliştirdiğini, Acil Mücadele Eğitimi’yle birlikte de eğitimin bir bütün sağlayarak onların gücüne güç kattığını ifade etti. Eğitimin öncelik olarak sahada aktif ve operasyonel birimlerde görevli polislere verildiğini aktaran Aydın, söz konusu eğitimin kademeli olarak 81 ilde tüm personellere verilmesi planlandığını kaydetti. “Gece gündüz fark etmez; Türk Polisi karanlıkta da attığını vurur” Türk Polisi’nin eğitim standartlarının Avrupa ve dünya standartlarının üstünde olduğuna dikkati çeken Aydın, “Polis 7/24 görev yapar ve Türk Polisi için gece gündüz fark etmez, karanlıkta da attığını vurur. Özveri ve çabayı görüyorsunuz. Yürek var, bilek var, kuvvet var. Her şeyden önce inanç var. Teşkilatımız güçlü bir teşkilat ve biz de o teşkilata ve devletimize layık olmaya çalışıyoruz” dedi. “Bir kadından mı eğitim alacağız?” Aydın, ilk zamanlarda, ‘Bir kadından mı eğitim alacağız?’ şeklinde şaşkınlık sözleriyle karşılaştığını hatırlatarak, “İlk başlarda şaşırıyorlardı, zamanla tanıdıkça, bir şeyler öğrettikçe ve bizler de onlardan bir şeyler öğrendikçe daha çok sevmeye ve kabullenmeye başladılar. Zaten bizler birlik beraberlik içerisinde, kadın, erkek ayırt etmeden bu teşkilatın bir üyesiyiz. Savaşta ve barışta yan yanayız, sırt sırtayız, bunun ayrımı olmaz diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. "Güçlü bir Türk kadınıyım" Meslektaşlarının kendisini Lara Croft olarak tanımlaması hakkında soruyu da yanıtlayan Aydın, “Arkadaşlarımızın bir yakıştırmasıydı ama ben Türk kadınını temsil ediyorum. Güçlü bir Türk kadınıyım. Lara Croft’tan ziyade güçlü bir kadın polis olmayı tercih ediyorum” şeklinde konuştu. “Duayen kadın amirlerinden biri” Eğitim alan polislerden Tuna Karlı, verilen eğitimlerle güçlerine güç kattıklarını söyledi. Eğitimlerde kadın, erkek ayrımının yapılmadığını vurgulayan Karlı, Komiser Nisa Aydın hakkında ise şunları söyledi: “Eğitici hocalarımız konusunda uzman. Nisa komiserim teşkilatın duayen kadın amirlerinden biri. Onunla gurur duyuyor ve yolundan devam ediyoruz.” “Var olan kabiliyetlerini maksimum seviyeye çıkartmaya çalışıyoruz” Polis Memuru Şahin Doğru, eğitmen kadrosu olarak çok iyi bir ekip olduklarını belirterek, “Bu ekibin bir parçası olmaktan dolayı gurur duyuyorum. Eğitimler bizim hazırlık hattımız. Bu hatta daima hazır parolasıyla meslektaşlarımızı bugünün yarınlarına en iyi şekilde hazırlamaya çalışıyoruz. Var olan kabiliyetlerini maksimum seviyeye çıkartmaya çalışıyoruz” dedi. Eğitmenlerden polis memuru Mehmet Çiçek de, vatandaşların huzuru, can ve mal güvenliğine yapılan haksız saldıra şahıslara karşı eğitimlerle birlikte polislerin kendilerini mukavemet gösteren şüpheli şahıslara kanunun verdiği yetkiler dahilinde karşı kendisini savunması amacıyla da eğitim verdiklerini söyledi. “Sorumluluğumuzun farkındayız” 15 yıldır eğitmen olarak görev yapan polis memuru Osman Demirtaşlar ise, “Biz eğitmenler sorumluluğumuzun ve omuzumdaki yükümüzün farkınayız. Personelimizi tüm kötü senaryolara karşı başa çıkabilecek bilgi ve beceriyi yüklemek için elimizden geleni yapıyoruz. Bunları başarabilmek için de personele çok fazla pratik yaptırmamız gerektiğinin farkındayız. Onların savaşçı ve iyi bir atıcıya dönüşmesi için çok sıkı eğitimler veriyoruz” diye konuştu.