Gözlerin yeni yargı paketinde olduğunu belirten Araştırmacı Yazar Hukukçu Hüseyin Demir, ikinci yargı paketinde bulunan ceza infaz düzenlemesinin toplumun talebine ve cezaevlerinin mevcut koşullarının getirdiği sorunların çözüne cevap verecek düzenleme olarak bir an önce hayata geçmesi gerektiğini belirterek cezaevlerinin sorunlarının çözümüne yönelik çözüm önerilerinde bulundu.
"2'nci yargı paketinde adli sicil düzenlemesi yer almalıdır"
Araştırmacı Yazar Demir, "Yeni yargı paketi maddeleri birçok köklü değişikliği içeren 5 ayrı paket halinde getirilmesi planlanan toplam 160 maddelik yargı paketinin, ikinci paketinde 30 maddelik düzenleme de cinsel istismar, uyuşturucu, örgütlü suçlar, terör suçları, kasten adam öldürme ve mükerrer suçlar hariç diğer suçlarda infaz indirimine gidilecek ve denetimli serbestlik sistemi değişeceği yasa teklifinin önümüzdeki haftalarda Meclis'e gelmesinin planlandığını yapılan açıklamalarda görmekteyiz." dedi.
Demir, yeni düzenlemenin toplumun taleplerine, cezaevlerinin mevcut koşullarına cevap verebilecek, tahliye olacak veya sayıları 7 milyona ulaşan adli sicil kaydı bulunan kişilerin topluma adaptasyonu önündeki en büyük engellerden biri olan adli sicil kaydı bulunanların sorunlarının çözüme kavuşmasının toplumsal yarar içerdiğini söyledi.
Demir, cezaevlerinde 294 bin tutuklu ve hükümlü olduğunu, toplam kapasitesi 233 bin kişi olan 366 ceza infaz kurumuna ek olarak 5 yıl içinde 125 bin 422 kişilik 191 yeni ceza infaz kurumu yapımının planlamasının mevcut sorunları çözmeyeceğini gibi yeni ceza infaz kurumlarına değil, hükümlü ve tutukluların infaz ve ıslahının yanı sıra, her türlü eğitim, iyileştirme, sportif ve iş yurdu faaliyetlerinde bulunabilecek ortamın sağlanması, tahliyelerinde yararlı bir insan olarak topluma yeniden kazandırılmasın önündeki engelleri kaldırılmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı.
"5 yıl içinde yapılacak 191 ceza infaz kurumu talebi karşılamaya yetmeyecek"
Araştırmacı yazar Hukukçu Hüseyin Demir, "Adalet Bakanlığın verilerine göre; Türkiye’de 263 kapalı ceza infaz kurumu, 76 müstakil açık ceza infaz kurumu, dört çocuk eğitim evi, dokuz kadın kapalı, yedi kadın açık ve yedi çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 366 ceza infaz kurumu bulunuyor. Toplam kapasitesi 233 bin kişi olarak açıklanan cezaevlerinde bulunanların 294 bin olduğu düşünülürse, bu sayısının toplam kapasitenin çok üzerinde olduğu görülmektedir." şeklinde konuştu.
Demir, "Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün internet sitesinde yapılan, "Öngörülemeyen şekilde artan hükümlü ve tutuklu mevcudunun karşılanması amacıyla; önümüzdeki 5 yıllık kısa vade de 191 ceza infaz kurumu yapımı planlanmış olup, bu ceza infaz kurumlarının tamamlanmasını müteakip 125 bin 422 kişilik kapasite artışı sağlanacaktır." ifadesi bizlere yapılan planlamanın 5 yıl sonra bile şu anki ceza evleri nüfusunu karşılamaya yetmeyeceğini bu konuda acil önlemlerin alınmasını mecburi kıldığını görmeliyiz." şeklinde konuştu.
"Tutuklu ve hükümlülerin tahliyelerinde topluma yararlı bir insan olarak, topluma kazandırılmasında büyük bir engeli oluşturmaktadır"
Demir, "Çağdaş infaz rejimine uygun olarak ceza infaz kurumlarında barındırılacak hükümlü ve tutukluların infaz ve ıslahının yanı sıra, her türlü eğitim, iyileştirme, sportif ve iş yurdu faaliyetlerine ağırlık verilmesi, tahliyelerinde yararlı bir insan olarak topluma yeniden kazandırılmaları hedeflenmekte ama bugün 233 bin kişi kapasiteli ceza infaz kurumlarında 294 bin tutuklu ve hükümlünün olduğu koşullar tutuklu ve hükümlülerin tahliyelerinde topluma yararlı bir insan olarak, topluma kazandırılmasında büyük bir engeli oluşturmaktadır." ifadelerini kullandı.
Demir, "Bu kapsamda infaz çeşitliliğinin artırılması ve infaz sitemine 60 yaş üstü mahkûma evde infaz, hamile çocuklu bayanlara aile hayatını koruyan infaz, ekonomik suçlara ekonomik ceza, uyuşturucu bağımlılarına önce tedavi sonra infaz, engelli mahkûmlara uygun infaz, elektronik kelepçenin kapsamının genişletilmesi, kamu hizmeti ile infaz siteminin genişletilmesi, gece infaz, hafta sonu infaz, iş yurtlarda gündüz çalışarak infaz gibi infaz çeşitlerinin kanun kapsamına alınmasının toplum yararı açısından daha doğru sonuçlar doğuracağına inanıyorum." dedi.