EKONOMİ - 06 Ekim 2021 Çarşamba 15:45

CyberArts ve Türk Hava Yolları'ndan önemli iş birliği

A
A
A
CyberArts ve Türk Hava Yolları'ndan önemli iş birliği

Küresel siber tehditlere karşı CyberArts, kamu ve özel sektörle önemli iş birliklerine devam ediyor. Şirket, Türk Hava Yolları ile siber olay müdahale süreçlerinde iş birliği yapıyor.

Pandemi ile hızlanan dijital dönüşüm, fırsatlar kadar siber tehditleri de beraberinde getirirken, bilgi güvenliği alanında adından çokça bahsettiren CyberArts, sektöründe lider kurum ve kuruluşlarla önemli projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. Bugüne kadar birçok kamu ve özel sektör kurumunun bilgi güvenliğini emanet ettiği şirket, dünyanın en fazla ülkesine uçan ve Türkiye’nin üst üste en değerli markası seçilen Türk Hava Yolları ile iş birliği yapıyor. Bu proje ile Türk Hava Yolları siber olay müdahale süreçlerinde, CyberArts’ın yönettiği proje ile Türk mühendisler tarafından geliştirilen Binalyze AIR çözümünü de portföyüne ekleyerek hissedilir oranda verimlilik ve etkinlik artışı elde etti.

Bu önemli projenin duyurulduğu basın toplantısı, CyberArts Kurucusu ve Genel Müdürü Erdem Eriş’in ev sahipliğinde, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı’nın himayelerinde faaliyetlerini yürüten Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi Genel Koordinatörü Alpaslan Kesici, Türk Hava Yolları Bilgi Teknolojileri Güvenlik Başkanı Kadir Yıldız, Türk Hava Yolları Siber Savunma Merkezi Yöneticisi Emir Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirildi.

CyberArts ve Türk Hava Yolları'ndan önemli iş birliği

"Küresel çözüm üreten yerli firmalarla çalışmak istiyoruz"

Toplantıda konuşan Türk Hava Yolları Bilgi Teknolojileri Güvenlik Başkanı Kadir Yıldız, iş birliğine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "CyberArts ile projenin planlanması, hayata geçirilmesi ve sürdürülmesi başlıklarında imzaladığımız sözleşme kapsamında devreye aldığımız siber olay müdahale çözümü ile hızlı ve etkin müdahale yeteneklerimizi artırdık. Bu süreçte Türkiye Siber Kümelenmesi’ne üye iki yerli firmayla çalışma şansı bulmamızı hem güven hem de gurur kaynağı olarak görüyoruz. Tek bir araçla hatta tek bir arayüzler siber saldırıları çok daha hızlı analiz edip, siber saldırılara çok daha hızlı tepki verilmesine ve sonrasında raporlamasına imkan veren böyle bir uygulamanın yerli olması bizi sevindiriyor. Gelecekte CyberArts ve Binalyze gibi Türk mühendislerin kurduğu ve küresel gelişmeleri yakından takip ederek küresel çözümler üretebilen yerli firmalarla yakından çalışmaya devam etmeyi istiyoruz."

"Siber dünyada sanat yapmaya devam ediyoruz"

Basın toplantısında konuşan CyberArts Kurucusu ve Genel Müdürü Erdem Eriş, dijital dönüşümün, birçok avantaj sunarken, riskleri de beraberinde getirdiğine işaret etti. Eriş, Türkiye ve dünyada yaşanan siber saldırılarla ilgili şu bilgileri verdi: “Küresel siber tehdit, her yıl sayısı artan ve niteliği değişen veri ihlalleri ile CEO’ların ajandalarında ilk 3 başlık arasına girmiş durumda. Dünya üzerinde her 15 milisaniyede bir zararlı üretiliyor ve her 39 saniyede bir siber saldırı gerçekleşiyor. Bu sayı her sene 2 katından fazla büyüyerek artmaya devam ediyor. Siber saldırıların ekonomilere maliyeti 6 trilyon dolara ulaşıyor. Türkiye ise 2020 yılında en fazla siber saldırıya maruz kalan ülke durumunda.

CyberArts ve Türk Hava Yolları'ndan önemli iş birliği

Siber saldırı yaşandığında, olay müdahale süreçlerindeki etkinlik en önemli parametredir. Pandeminin tetiklediği uzaktan çalışma kurgusuyla daha da yaygınlaşan siber olaylar, tüm kurumsal yapıları gün be gün daha fazla tehdit ediyor. Bir siber olay yaşandığında SOC ekiplerinin olayın kaynağını ve etki alanını belirlemesi, adli süreçlerde kullanabilecek nitelikte delilleri hızlı bir şekilde toplaması, bu delilleri analiz etmesi, raporlaması ve gerekli önlemleri alması, hele ki büyük kurumlarda en yetkin personeller çalışmasına rağmen günler alabiliyor. Diğer taraftan KVKK gibi 72 saat içerisinde kişisel veri sızıntılarını bildirme yükümlülüğü getiren regülasyonlar hızlı ve doğru analizi zorunlu hale getiriyor.”

Artan ve sürekli şekil değiştiren küresel siber tehditlere karşı Eriş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şirketimizin, sunduğu siber güvenlik hizmetleri ve projelerinde kullandığı yeni nesil teknolojiler ile siber dünyada sanat yapmaya devam ediyor.”

CyberArts ve Türk Hava Yolları'ndan önemli iş birliği

“Yerli siber güvenlik ekosistemi açısından örnek bir proje”

Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi Genel Koordinatörü Alpaslan Kesici proje ve kümelenme faaliyetleri hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi, 2017 yılında ilgili tüm kamu kurum/kuruluşlar, özel sektör ve akademi temsilcilerinin katılımlarıyla ortaya çıkan, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı tarafından desteklenen ve SSTEK A.Ş. tarafından yürütülen bir projedir. Türkiye’deki siber güvenlik ekosisteminin ihtiyaçlarının belirlenmesi ve yenilikçi yöntemlerle karşılanması için en üst düzey iş birliği ve eşgüdümü ve sağlıklı rekabet koşullarını sağlayarak ekosistemi geliştirmek ve bunun sürekliliğini sağlayacak mekanizmaları oluşturmak kümelenmemizin ana hedefidir.

Bu doğrultuda, kümelenmemizin kurucu üyelerinden olan CyberArts ve Binalyze firmalarının iş birliği ile, ülkemizin en değerli markalarından biri olan Türk Hava Yolları için kritik öneme sahip, siber olay müdahale projesinin başarı ile hayata geçirilmesinden biz de son derece memnunuz. Tüm kurumlara örnek teşkil edecek bir proje olduğunu düşünüyoruz. Kümelenme faaliyetlerimizin böyle başarılı meyveler vermesinden ayrıca kıvanç duyuyoruz.”

CyberArts ve Türk Hava Yolları'ndan önemli iş birliği

İş birliği ile elde edilen faydalar şöyle açıklandı:

Anında ve uzaktan delil toplanabilmesi sayesinde uzaktaki uç noktalardan delil toplamak için fiziksel olarak uç noktanın bulunduğu yere seyahat etme gereksinimi ortadan kalktı.

Gelişmiş arayüz ve risk analiz özellikleri sayesinde, olay müdahale süreçlerinde, analiz sonuçlarını daha sade ve anlaşılır hale getirilerek analiz sürecine katkı sağladı.

Toplanan delillerin bütünlüğü ve değişmemiş olması kriterleri tam olarak karşılanmış oldu. Böylece siber olaylar ile alakalı resmi süreçlerde kullanılacak delillerin her zaman kurumun elinde hazır olması sağlandı.
Tüm uç noktalarda sürekli risk analizi yapılarak, risklerin kritiklik seviyesine göre kategorize edilerek raporlanması süreçlerine katkı sağlandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Kadına şiddete karşı 10 bin 10 çınar yaprağından gelinlik Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde kadın çalışanlar, kadın ve çocuk cinayetlerine tepki göstermek için 10 bin 10 çınar yaprağından “Uyanış” adını verdikleri gelinlik tasarladı. Kadınlar son dönemde toplum vicdanını derinden yaralayan Narin, İkbal ve Ayşenur’u da andı. Balıkesir Büyükşehir Başkanı Ahmet Akın, Türkiye’nin kanayan yarası olan bu konuya dikkat çektiği için kadın personele teşekkür etti. Kadın ve çocuk cinayetlerine karşı tepkiler giderek büyürken Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın katkılarıyla 15 BALMEK personeli, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde farkındalık oluşturmak amacıyla 10 bin 10 adet çınar yaprağı kullanarak gelinlik tasarladı. “Uyanış” adı verilen gelinliğin tasarımında güç sembolünün aksine kırılganlığa vurgu yapmak amacıyla çınar yaprağı kullanılırken baş kısmında kullanılan ip esirliği, yüz kısmında parçalanmış çınar yaprakları ise yok oluşa giden kadının çığlığını temsil ediyor. Kadın çalışanları ziyaret edip bu farkındalık çalışmalarından dolayı tebrik eden Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Biz, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır” diyoruz. Bu ilkel vahşete “Dur” diyoruz” dedi. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle kadın ve çocuk cinayetlerinde artış yaşandığına vurgu yapan Akın, “Bugün, İstanbul Sözleşmesi’ne daha çok ihtiyacımız var” dedi. 10 bin 10 çınar yaprağı Uyanışı tasarlayan kadın personeli ziyaret eden Başkan Akın, “En büyük hayalimiz, hedefimiz güvenli bir Balıkesir. Kadınların güven içinde yaşadığı; evlatlarımızın, kardeşlerimizin güven içinde işlerine, okullarına gittiği ve yaşadıkları güzel ortamların oluşturulduğu güvenli bir Balıkesir için çalışıyoruz. Burada da bizim BALMEK çalışanları 10 günde 15 kişiyle 10 bin 10 yapraktan oluşan bir çalışmayla sembolize ettiler. Emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyorum” dedi. Narin, Ayşenur ve İkbal unutulmadı Son dönemde art arda meydana gelen kadın cinayetleri ve çocuk istismarı vakalarıyla toplumun derinden sarsıldığını söyleyen Akın, “Balıkesir’de kendi bölgemizde bunların yaşanmaması için bir seferberlik içindeyiz. Ağzı süt kokan küçük bebeklerimiz, ilkokul çağındaki evlatlarımız, hayatının baharındaki genç kadınlarımız hayattan koparılıyor. Her biri toplumsal çürümenin ve geri kalmışlığın olduğu ilkel güç hegemonyasının vahşetine kurban gidiyorlar maalesef. Henüz 8 yaşında aramızdan ayrılan Narin. Şu anda okul sıralarında kalemleriyle yazı yazması lazımdı. İstanbul’da vahşice katledilen Ayşenur ve İkbal’in yaşayacak çok daha güzel günleri olmalıydı Binlerce kadın hava gibi, su gibi en temel hakkı olan yaşamaktan koparıldı. Bu bir utanç meselesidir. Bu utanç bütün bir topluma ama en başta da toplumu idare eden ve kanun koyanlara aittir. Burada belki de kanun kaldıran demek daha doğru olacak” diye konuştu. "İstanbul Sözleşmesi’ne daha çok ihtiyaç var" Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini de eleştiren Akın, bu durumun kadın cinayetlerini arttırdığını söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nin devreye girdiği yıl, kadın cinayetlerinde gözle görülür bir seviyede azalma olduğunun gözlemlendiğini ifade eden Akın, “Türkiye’nin sözleşmeden çekildiği 2021 yılında 280 kadın cinayete kurban gitti. Bunu takip eden 2022 yılında kadın cinayetleri bunun üzerine yaklaşık yüzde 20 artarak 334’e çıktı. 2024’ün ilk altı ayında 205 kadın bir erkek tarafından katledildi. Bunlar birer rakam değil, bunlar birer can, birer hayat. Bu kadın cinayetleri toplumsal bir çöküşü, ahlakî bir çöküşü gözler önüne seriyor. Bugün İstanbul Sözleşmesi’ne öncesinden daha çok ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. "Balıkesir’den haykırıyoruz" “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır diyoruz” diyen Akın, “Bu ilkel vahşete ’Dur’ diyoruz. Bunun için de başta toplumsal farkındalık gerekiyor. Yerel yönetimler de bu konuda elindeki tüm imkânları seferber etmek zorunda. Biz de bu konuda seferberlik ilan etmiş durumdayız. Büyükşehir Belediyesi olarak kadınların bu çığlığını yürekten hissediyoruz ve duyuyoruz. Bu yok oluşa izin vermiyoruz ve ’Kadına Şiddete Hayır’ diyoruz. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak ilk günden bu yana kadınlarımızın iş hayatında da sosyal hayatta da yoğun olması için çalışmalarımızı artırdık. Pozitif ayrımcılık ilkesiyle sürdürdüğümüz bu çalışmalarımız, ta ki Narinler, Sıla bebekler, Ayşenurlar, İkballer bu memlekette güven ve huzur içinde yaşayana kadar ve bir erkek vahşetine kurban olmayana dek devam edecektir. Balıkesir’den tüm Türkiye’ye ’Kadına Şiddete Dur’ diye haykırıyoruz” ifadelerini kullandı. Gelinliğin yapımında emeği geçen kadınlar ise duygularını şöyle anlattı: ’Çınar kadar güçlü’ Uyanış projesinin içerisinde olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Remziye Adın, “Ben de kadınım. Çınar ağacı çok güçlüdür ama yaprakları kurudukça kırılganlaşır. Kadın da öyle. Çok güçlüyüz. Kırılgan bir yönümüz de var. Çok emek harcadık. Sesimizi duyurmak istedik” dedi. BALMEK’te eğitmen olan Figen Gökçe, “Balıkesir pullusu eğitmeniyim. Pul gelenekselimizi, çınar yaprağıyla köklendirdik. Çınar yaprağının üzerindeki domates gülüyle kadına şiddeti simgeleyelim dedik. Onu örtelim, kadını ışıldatalım dedik. Çınar yaprağıyla birlikte domates gülünü birleştirdik. Son zamanlarda çocuklara ve kadınlara yapılanlardan dolayı artık bir yerden sonra hepimizin dur demesi gerekiyor” dedi. Gelinliğin yapraklarının toplanmasından, boyamasına ve yapıştırmasına kadar ciddi emek verildiğini belirten Senem Duman, “Her bir yaprak öldürülen kadınlarımızı temsil ediyor. Türkiye’de kadına şiddete bir denmesi gerekiyor. BALMEK ailesi olarak ses vermek istedik” diye konuştu. Her anlamda güçlü kadın Yaprakların toplanması ve ütüleme aşamasında yer alan Hüsniye Tosun, “Bu elbiseyi yaparken kadınlarımızı ve çocuklarıma karşı işlenen suçlara tepki göstermek için tasarladık. Tek istediğimiz hiçbir kadının ve çocuğumuzun öldürülmemesi. Onlara daha çok sahip çıkalım” dedi. Öznur Taşyürek ise şöyle konuştu: “BALMEK ailesi olarak her zaman ve her anlamda kadınlarımızın yanındayız. Bu gelinlik bizim birliğimizin ve gücümüzün sonucu. Sesimizi çıkarak “Şiddete ve cinayetlere dur diyoruz.” Özlem Avcı, ise, “Her yaprağı yapıştırırken öldürülen kadınlarımız aklıma geldi. Her kötü haber duyduğumuzda derin üzüntü duyuyorum. Çocuklarımıza da kadınlarımıza zarar gelmesin” dedi.
Balıkesir Kadına şiddete karşı 10 bin 10 çınar yaprağından gelinlik Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde kadın çalışanlar, kadın ve çocuk cinayetlerine tepki göstermek için 10 bin 10 çınar yaprağından “Uyanış” adını verdikleri gelinlik tasarladı. Kadınlar son dönemde toplum vicdanını derinden yaralayan Narin, İkbal ve Ayşenur’u da andı. Balıkesir Büyükşehir Başkanı Ahmet Akın, Türkiye’nin kanayan yarası olan bu konuya dikkat çektiği için kadın personellere teşekkür etti. Kadın ve çocuk cinayetlerine karşı tepkiler giderek büyürken Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın katkılarıyla 15 BALMEK personeli, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde farkındalık oluşturmak amacıyla 10 bin 10 adet çınar yaprağı kullanarak gelinlik tasarladı. “Uyanış” adı verilen gelinliğin tasarımında güç sembolünün aksine kırılganlığa vurgu yapmak amacıyla çınar yaprağı kullanılırken baş kısmında kullanılan ip esirliği, yüz kısmında parçalanmış çınar yaprakları ise yok oluşa giden kadının çığlığını temsil ediyor. Kadın çalışanları ziyaret edip bu farkındalık çalışmalarından dolayı tebrik eden Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Biz, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır” diyoruz. Bu ilkel vahşete “Dur” diyoruz.”dedi. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle kadın ve çocuk cinayetlerinde artış yaşandığına vurgu yapan Akın, “Bugün, İstanbul Sözleşmesi’ne daha çok ihtiyacımız var” dedi. 10 bin 10 çınar yaprağı Uyanışı tasarlayan kadın personelleri ziyaret eden Başkan Akın, “En büyük hayalimiz, hedefimiz güvenli bir Balıkesir. Kadınların güven içinde yaşadığı; evlatlarımızın, kardeşlerimizin güven içinde işlerine, okullarına gittiği ve yaşadıkları güzel ortamların oluşturulduğu güvenli bir Balıkesir için çalışıyoruz. Burada da bizim BALMEK çalışanları 10 günde 15 kişiyle 10 bin 10 yapraktan oluşan bir çalışmayla sembolize ettiler. Emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyorum” dedi. Narin, Ayşenur ve İkbal unutulmadı Son dönemde art arda meydana gelen kadın cinayetleri ve çocuk istismarı vakalarıyla toplumun derinden sarsıldığını söyleyen Akın, “Balıkesir’de kendi bölgemizde bunların yaşanmaması için bir seferberlik içindeyiz. Ağzı süt kokan küçük bebeklerimiz, ilkokul çağındaki evlatlarımız, hayatının baharındaki genç kadınlarımız hayattan koparılıyor. Her biri toplumsal çürümenin ve geri kalmışlığın olduğu ilkel güç hegemonyasının vahşetine kurban gidiyorlar maalesef. Henüz 8 yaşında aramızdan ayrılan Narin. Şu anda okul sıralarında kalemleriyle yazı yazması lazımdı. İstanbul’da vahşice katledilen Ayşenur ve İkbal’in yaşayacak çok daha güzel günleri olmalıydı Binlerce kadın hava gibi, su gibi en temel hakkı olan yaşamaktan koparıldı. Bu bir utanç meselesidir. Bu utanç bütün bir topluma ama en başta da toplumu idare eden ve kanun koyanlara aittir. Burada belki de kanun kaldıran demek daha doğru olacak” diye konuştu. İstanbul sözleşmesine daha çok ihtiyaç VAR Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini de eleştiren Akın, bu durumun kadın cinayetlerini arttırdığını söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nin devreye girdiği yıl, kadın cinayetlerinde gözle görülür bir seviyede azalma olduğunun gözlemlendiğini ifade eden Akın, “Türkiye’nin sözleşmeden çekildiği 2021 yılında 280 kadın cinayete kurban gitti. Bunu takip eden 2022 yılında kadın cinayetleri bunun üzerine yaklaşık yüzde 20 artarak 334’e çıktı. 2024’ün ilk altı ayında 205 kadın bir erkek tarafından katledildi. Bunlar birer rakam değil, bunlar birer can, birer hayat. Bu kadın cinayetleri toplumsal bir çöküşü, ahlakî bir çöküşü gözler önüne seriyor. Bugün İstanbul Sözleşmesi’ne öncesinden daha çok ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. Balıkesir’den haykırıyoruz “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır” diyoruz” diyen Akın, “Bu ilkel vahşete “Dur” diyoruz. Bunun için de başta toplumsal farkındalık gerekiyor. Yerel yönetimler de bu konuda elindeki tüm imkânları seferber etmek zorunda. Biz de bu konuda seferberlik ilan etmiş durumdayız. Büyükşehir Belediyesi olarak kadınların bu çığlığını yürekten hissediyoruz ve duyuyoruz. Bu yok oluşa izin vermiyoruz ve “Kadına Şiddete Hayır” diyoruz. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak ilk günden bu yana kadınlarımızın iş hayatında da sosyal hayatta da yoğun olması için çalışmalarımızı artırdık. Pozitif ayrımcılık ilkesiyle sürdürdüğümüz bu çalışmalarımız, ta ki Narinler, Sıla bebekler, Ayşenurlar, İkballer bu memlekette güven ve huzur içinde yaşayana kadar ve bir erkek vahşetine kurban olmayana dek devam edecektir. Balıkesir’den tüm Türkiye’ye “Kadına Şiddete Dur” diye haykırıyoruz” İfadelerini kullandı. Gelinliğin yapımında emeği geçen kadınlar ise duygularını şöyle anlattı. Çınar kadar güçlü Uyanış projesinin içerisinde olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Remziye Adın, “Ben de kadınım. Çınar ağacı çok güçlüdür ama yaprakları kurudukça kırılganlaşır. Kadın da öyle. Çok güçlüyüz. Kırılgan bir yönümüz de var. Çok emek harcadık. Sesimizi duyurmak istedik” dedi. BALMEK’te eğitmen olan Figen Gökçe, “Balıkesir Pullusu eğitmeniyim. Pul gelenekselimizi, çınar yaprağıyla köklendirdik. Çınar yaprağının üzerindeki domates gülüyle kadına şiddeti simgeleyelim dedik. Onu örtelim, kadını ışıldatalım dedik. Çınar yaprağıyla birlikte domates gülünü birleştirdik. Son zamanlarda çocuklara ve kadınlara yapılanlardan dolayı artık bir yerden sonra hepimizin dur demesi gerekiyor” dedi. Gelinliğin yapraklarının toplanmasından, boyamasına ve yapıştırmasına kadar ciddi emek verdiliğini belirten Senem Duman, “Her bir yaprak öldürülen kadınlarımızı temsil ediyor. Türkiye’de kadına şiddete bir denmesi gerekiyor. BALMEK ailesi olarak ses vermek istedik” diye konuştu. Her anlamda güçlü kadın Yaprakların toplanması ve ütüleme aşamasında yer alan Hüsniye Tosun, “Bu elbiseyi yaparken kadınlarımızı ve çocuklarıma karşı işlenen suçlara tepki göstermek için tasarladık. Tek istediğimiz hiçbir kadının ve çocuğumuzun öldürülmemesi. Onlara daha çok sahip çıkalım.”dedi. Öznur Taşyürek ise şöyle konuştu: “BALMEK ailesi olarak her zaman ve her anlamda kadınlarımızın yanındayız. Bu gelinlik bizim birliğimizin ve gücümüzün sonucu. Sesimizi çıkarak “Şiddete ve cinayetlere dur diyoruz.” Özlem Avcı, ise “Her yaprağı yapıştırırken öldürülen kadınlarımız aklıma geldi. Her kötü haber duyduğumuzda derin üzüntü duyuyorum. Çocuklarımıza da kadınlarımıza zarar gelmesin” dedi. (HT
Tunceli Minik öğrencilerden duygulandıran mektup: Şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’ı unutmadılar Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde bir grup öğrenci, Öğretmenler Günü öncesinde şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’ı ve ailesini unutmadı. Hayatlarındaki ilk mektuplarını şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’ın ailesine yazan ve gönderen öğrencilerin mektup ve konuşmaları duygulandırdı. Çemişgezekli öğrenciler, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde öğretmenlik yaparken, 2017 yılında ailesini ziyarete gittiği sırada hain terör örgütü PKK tarafından Tunceli’de şehit edilen Necmettin Yılmaz’ın ailesine ulaştırılmak üzere yazdıkları mektupları gönderdi. Konuşmasında Şehit Öğretmen Necmettin Yılmaz’ın ailesine arkadaşlarının selamını ileten beşinci sınıf öğrencisi Kerem Yılmaz, ‘’Ben Çemişgezek İstiklal Ortaokulu beşinci sınıf öğrencisiyim. Her öğretmenler gününde öğretmenlerimizin değerini bir kez daha anlıyorum. Yaşayan öğretmenlerimiz kadar şehit olmuş öğretmenlerimizin de bu özel gününü kutlamak istiyorum. Bu vesile ile Şehit Necmettin Öğretmenimizin ailesine buradan bir mesaj göndermek istiyorum. Öncelikle böyle bir evlat yetiştiren ailenin ellerinden öpüyorum. Bizi de evlatları gibi görmelerini kendilerinden rica ediyorum. Arkadaşlarımın da selamlarını iletiyorum. Yazdığım mektupta Necmettin Öğretmenimizin ne kadar güzel bir öğretmen olduğunu, ne kadar saygılı bir öğretmen olduğunu, ne kadar şefkatli bir öğretmen olduğunu yazdım. Buradan ailesine yine söylediğim gibi ellerinden öpüyorum. Böyle güzel bir evlat yetiştirdiğiniz için teşekkür ediyorum. Çemişgezek ilçemizden tüm arkadaşlarımın yerine de ailesine sevgi ve saygılarımı sunuyorum" dedi. ’’Ben de Necmettin öğretmen gibi öğretmen olmak istiyorum’’ Kendisinin de öğretmen olma hayalinin olduğunu aktaran üçüncü sınıf öğrencisi Elif Naz Polat, "Ben Çemişgezek İstiklal İlkokulu üçüncü sınıf öğrencisiyim. Duygularımı nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. Geleceğimi şekillendirmeye çalışırken, henüz 23 yaşında hayatına son verilen Necmettin öğretmeni ilk defa öğretmenimden duydum. Çok üzüldüm. Ben de Necmettin öğretmenin ailesine bir mektup yazdım acılarını dindirmek için. Necmettin öğretmen, ben daha bir yaşındayken şehit olmuş. Tıpkı annem gibi Necmettin öğretmen de bir köy okulunda zor şartlarda öğrencilerini yetiştiriyormuş. Çok iyi bir öğretmenmiş. Öğrencileri onu çok seviyormuş. Bende tıpkı Necmettin öğretmen gibi bir öğretmen olmak istiyorum. İdealleri uğrunda canını verebilecek bir öğretmen olmak istiyorum. Çemişgezek’teki bütün öğrenci arkadaşlarım adına söylüyorum. Hepimiz Necmettin Öğretmeniz" şeklinde konuştu. Vefalı ve anlamlı düşüncelerinden ötürü öğrencilerini tebrik eden Çemişgezek İlçe Milli Eğitim Müdürü Vural Berker ise ‘’24 Kasım Öğretmenler Günü sebebiyle, Çemişgezek ilçemizdeki öğrencilerimize şehit öğretmenimiz Necmettin Yılmaz’ın hayat hikayesi hakkında bilgiler verdik. Yaşamından bahsettik. Öğrencilerimizin Necmettin Öğretmenimiz hakkında bilgi sahibi olmalarını sağladık. Öğrencilerimizde hayatlarının ilk mektubunu Necmettin Öğretmenin ailesine yazıp göndermeyi planladılar. Bu vefalı düşüncelerinden dolayı öğrencilerimize çok teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.
Kocaeli Dip çamuru projesine İspanya’da büyük ilgi Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli projelerinden biri olan dip çamuru temizliği, İspanya’da düzenlenen Sun&Blue Kongresi’nde yankı uyandırdı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından İzmit Körfezi’nin temizlenmesi amacıyla hayata geçirilen dip çamuru temizleme projesi, yurt dışında da büyük ilgi görmeye devam ediyor. Kocaeli Büyükşehir Belediye BaşkanI Tahir Büyükakın, dip çamuru projesini Azerbaycan’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda anlatmıştı. Dip çamuru projesi bu kez de İspanya’da düzenlenen Sun&Blue Kongresi’nde ilgiyle karşılandı. İspanya’nın Almeria şehrinde düzenlenen Sun&Blue Kongresi’nde söz alan Büyükşehir Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Mesut Önem, İzmit Körfezi’nin bütünleşik çevresel yönetimi açısından yapılan çalışmalar ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü projeler hakkında sunum gerçekleştirdi. “Plajlarda Atık Yönetimi, Sürdürülebilir Sahil Şeridi için İnovasyon” panelinde konuşan Önem, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin inovatif çalışmalar ve projelerle mavi ekonomiye sağladığı katkıları paylaştı. Kongrede Büyükşehir yetkilileri, etkinlik boyunca sürdürülebilir çevre projelerini geniş kesimlere aktarma fırsatı buldu. Ayrıca sahillerde atık yönetimi ve sürdürülebilir kıyı projeleriyle daha temiz ve daha yaşanabilir bir çevre için yapılan çalışmalar hakkında da bilgiler verildi.