ASAYİŞ - 03 Haziran 2008 Salı 16:07

"Çivici katil" koğuş arkadaşına saldırdı

A
A
A
"Çivici katil" koğuş arkadaşına saldırdı

Türkiye'de bir dönem işlediği ilginç cinayetlerle "Çivici Katil" lakabıyla anılan Süleyman Aktaş, 13 yıldır tedavi gördüğü Manisa Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde koğuş arkadaşı Ömer Yılmaz'ı başına taşla vurarak hastanelik etti.

Bir başkomiser ve Denizli'de 4 komşusu olmak üzere 5 kişiyi öldüren ve kurbanlarını çiviyle öldürdüğü için adı Çivici Katil'e çıkan Süleyman Aktaş, 13 yıldır tedavi gördüğü Manisa Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde bu kez taşlı saldırıyla gündeme geldi.

Rutin havalandırma için bahçeye çıkarılan hastalardan Aktaş, ani bir reaksiyon sergileyerek yerden aldığı taşı koğuş arkadaşı Ömer Yılmaz'ın başına vurdu.

Kanlar içerisinde yere yığılan Yılmaz, 112 acil servis ekibi tarafından Manisa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. 6 saatlik ameliyatın ardından Yılmaz hayati tehlikeyi atlatı.

Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Ahmet Ayer, olayla ilgili basın toplantısı düzenledi. Başhekimlik makamında açıklama yapan Dr. Ayer, "Havalandırma amacıyla hastaları günde iki kez bahçeye çıkarıyoruz. Geçen gün böyle bir bahçe gezisi sırasında Süleyman Aktaş ani bir reaksiyon göstererek eline aldığı taşı koğuş arkadaşı Ömer Yılmaz'ın başına vurmuş. Görevlilerimiz hemen olaya müdahale ediyor. Başından yaralanan Ömer Yılmaz'ı Devlet Hastanesi'ne sevk ettik. Burada bir süredir tedavi görüyor. Şu an durumu iyi. Taburcu olup tekrar hastanemize geldikten sonra bulunduğu koğuşu değiştireceğiz" dedi

Süleyman Aktaş'ın psikolojik durumuna değinen Başhekim Ayer, "Olayı ani bir reaksiyon olarak özetleyebiliriz. Aktaş gibi hastalar zaman zaman bu tarz saldırılarda bulunabiliyor. Alınan tüm koruma tedbirlerine rağmen personele yönelik de olabiliyor bu davranışlar. İki hasta arsında bir sürtüşme veya yumruklaşma yok. Olayı kendi iç soruşturmamızı yaparak araştırıyoruz" diye konuştu.

Bu tarz hastaların üç grupta incelenebildiğini anlatan Ayer, sözlerine şöyle devam etti: "Bu hastaların yüzde 60'ı birinci grupta. Bunlar tedavi olup dışarıda da hayatına devam edebilir. Yüzde 25'lik ikinci guruptakiler ise bir veya iki ilaç tedavisiyle dışarıda hayatını sürdürür. Yüzde 15'lik 3. guruba ise uzun süreli korumalı tedavisi uygulanır. Süleyman Aktaş bu 3. grup içinde yer alır. Bu tür hastalarda ani saldırgan tavır olabilir. Süleyman Aktaş biraz da medyatik olduğu için olay basına yansımış durumda."

"Çivici Katil" lakabıyla anılan Süleyman Aktaş'ın bundan sonra da havalandırma için bahçeye çıkarılacağını belirten Başhekim Ayer, Aktaş'ın ayrıca tedavisine destek olması amacıyla hastanenin halk oyunları ekibinde görev aldığını, Ömer Yılmaz'ın da tedbir amacıyla başka bir servise alındığını sözlerine ekledi.

Başından aldığı darbe nedeniyle hastanede yoğun bir tedavi programı uygulanan Ömer Yılmaz ise başına gelenlerden habersiz hastane bahçesinde çay ve sigara içerken kameralara, "Yere düşüp kafamı çarptım" dedi.

MURAT YALÇIN -ÖZCAN AYDIN -MANİSA

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Avcılar’da tekel bayisinde sopalı haraç kavgası Avcılar’da iddiaya göre, alkollü bir şahıs alışveriş yaptığı tekel bayisine gece saatlerinde yeniden gelerek haraç istedi. Dükkan sahibinin şahsı marketten uzaklaştırmak istemesi üzerine çıkan sopalı kavga güvenlik kamerasınca anbean görüntülendi. Olay, 31 Mart gecesi Avcılar ilçesi Yeşilkent Mahallesi Uğur Mumcu Caddesi üzerindeki bir tekel bayisinde meydana geldi. İddiaya göre, 2 kişi, akşam saatlerinde alışveriş yaptıkları tekel bayine gecenin ilerleyen saatlerinde gelerek iş yeri sahibi Emrullah Koca’dan haraç istedi. Koca, kendisinden para isteyen şahsı dışarıya çıkarmak isteyince ikili arasında arbede çıktı. Markete gelen şahıslardan biri olay yerinden kaçarken diğer şahıs ile Koca arasında önce boğuşma ardından da sopalı ve yumruklu kavga çıktı. Kavganın ardından, şüpheli olay yerinden uzaklaştırılırken marketin camlarını kırdığı öğrenildi. Yaşanan o anlar güvenlik kamerasınca anbean görüntülendi. Görüntülerde, tekel bayiine gelerek haraç isteyen şahıs ile market sahibi Emrullah Koca’nın bir süre tartıştıktan sonra boğuştuğu ardından ise sopayla birbirlerine vurdukları, marketteki bir vatandaşın ise kavgayı ayırmaya çalıştığı anlar yer aldı. Tekel bayi sahibi Koca’nın şahıslardan şikayetçi olduğu öğrenildi. "Haraç vereceksin, haraç almaya geldik" Gece saatlerinde gelen alkollü şahısların kendisinden haraç istediğini ifade eden Emrullah Koca, "Gece 3 ila 4 gibi ikinciye geldiler. Saat 10, 10.30 gibi alkol alıp gittiler ardından bir daha geldiler. Benden para istediler. Bir arbede oldu o esnada cam kırıldı. Haraç gibi bir şey istedi benden. Para vereceksin dedi. Olay bundan kaynaklandı. Vurmaya kırmaya kalktılar. Zaten birisi kaçtı. Sarhoşlardı. Benim başıma bela edip kendisi kaçtı zaten. Biz kavga ettik arkadaş da araya girdi ayırdı. O da aldı başını gitti. Karakola gittim emniyet güçlerine şikayette bulundum" dedi.
Diyarbakır Diyarbakır’da 485 yıllık Atak Ulu Cami’nin bakımsızlığı dikkat çekiyor Diyarbakır’ın Lice ilçesinde bulunan 485 yıllık Atak Ulu Cami bakımsızlığıyla dikkat çekerken, caminin yanı başında bulunan menfezler de onarılmayı bekliyor. Lice ilçesi Camikebir Mahallesi’nde bulunan Atak Ulu Cami, yapı vakfiyesine göre Emir Ahmed Bey tarafından camisi, medresesi, imaret ve hamamıyla birlikte külliye olarak 1540 yılında inşa edildi. 1845 yılında çıkan yangında hasar gören ve 1875’te onarılan camiye son cemaat mahalli, ıslak hacimler ve 5 oda eklendi. 1975 yılında meydana gelen Lice depreminde de hasar gören cami, 2017-2020 yılları arasında Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından hazırlanan projeler doğrultusunda kapsamlı şekilde restore edildi. Günümüzde ise vatandaşlar caminin içinin bakımsızsızlığından yakınırken, yanı başındaki 16. yüzyılda Osmanlı döneminde inşa edilen menfezler onarılmayı bekliyor. Münir Anuştekin adlı vatandaş, türbe ziyaretinden sonra ibadet için camiye geldiklerini ama caminin içinin içler acısı halde olduğunu söyledi. Atak Cami’nin Lice’nin ulu camisi olduğunu belirten Anuştekin, halıların pislik içerisinde olduğunu ifade etti. Camiye bazı insanların ayakkabılarıyla girdiklerini belirten Anuştekin, "Bakımı yapılırsa insanlar buraya gelip ibadetini yapar, ziyarete gelirler. Buralar tarihi yerlerdir. Burada içki içenler var. Kimse el atmıyor, kimse ilgilenmiyor. Ata yadigarımız camimize sahip çıkmalarını bekliyoruz" dedi.
Muğla CHP’nin hakkında disiplin soruşturması başlattığı eski Başkan Oktay’dan sitem Marmaris Belediyesi’nin 2019-2024 dönemi CHP’li Belediye Başkanı olan ve imar izni 1987 yılından bu yana devam eden Sinpaş Kızılbük Resort Otel ve Devremülk İnşaatı’nın ruhsat yenileme evraklarını imzaladığı gerekçesiyle partisi CHP tarafından disiplin soruşturması başlatılan Mehmet Oktay, CHP’de örneği olmayan bir olayla karşı karşıya kaldığını belirtti. Yasal haklarını saklı tuttuğunu belirten Oktay, "Ben görev süremde sadece adil ve eşit davrandım. Bu yatırımın muhafazakar kesime hitap eden bir yatırım olması nedeniyle bana böyle davrandıklarını düşünüyorum" dedi. Geçtiğimiz hafta yaptığı basın toplantısında görev yaptığı süre içerisinde "Ne yaptıysam CHP Genel Merkezi’nin bilgisi ve onayı dahilinde yaptım" diyerek partisi CHP’nin kendisi hakkında açtığı disiplin soruşturmasının şaşkınlığını yaşadığını belirten Marmaris Belediyesi’nin geçen dönem Belediye Başkanı Mehmet Oktay, Sinpaş Kızılbük Resort Otel ve Devremülk inşaatı için hem yerel mahkemenin hem de bölge idare mahkmesinin yürütmeyi durdurma kararı vermesini de "Bu sürpriz değil beklenen bir karardı" diye konuştu. Oktay, gerek yasalara gerekse parti tüzüğüne aykırı bir davranışı olmamasına rağmen partisi CHP’nin kendisi hakkında başlattığı disiplin soruşturmasının şaşkınlığını yaşadığını kaydetti. "CHP’de ilk benim başıma geldi" Atadan CHP’li bir siyasetçi olmasına karşın mevcut CHP yönetimi tarafından kendisine karşı yapılan bu uygulamanın ilk defa kendi başına geldiğini ileri süren Mehmet Oktay, ‘siyasi operasyon ve itibar suikasti’ olarak adlandırdığı süreçle ilgili yaptığı açıklamada "Sinpaş Kızılbük Resort Otel ve Devremülk inşaatı 1986-1987 yıllarında başlamış. Ve ruhsatı da o yıllara dayanıyor. Belediye yönetimi olarak görev süremde yasalar neyi emrediyorsa onu yaptık. Bu olay, normal şartlarda doğrudan parti tüzüğü ile bağlantılı bir şey değil. Kamu yönetimi ile ilgili idari uygulama. Ben kamu yönetimi ile ilgili idari bir suç işlemedim. Partiler kendi tüzüğü ile idare edilir ben bir parti suçu da işlemedim. Geçtiğimiz haftaki açıklamalarımın ardından Seyit Torun Bey’in sosyal medya hesabından yaptığı açıklama dışında kimse arayıp sormadı. Niye bu kadar saldırıyorlar diye düşünüyorum. Hiçbir kusurumuz, yasalara aykırı bir uygulamamız yokken niçin bu denli saldırılıyor. Bu yatırım muhafazakar kitleye dönük bir yatırım olmasından kaynaklandığını düşünüyorum" diye konuştu. "Süreç tamamlansın ben de hukuki hakkımı arayacağım" Yaşadıklarından dolayı yaklaşık 40 yıllık partisi CHP’de yaşananları uzaktan izlediğini belirten Marmaris Belediyesi eski başkanı Mehmet Oktay, "CHP’de bugüne kadar benim başıma gelen olay gibi olay yaşayan sanırım yoktur. Yönetimde adalet her şeyin başında gelir. Yatırımcı da adalet ister. Türkiye’de insanlar sürekli bölünmeye çalışılıyor. Gerçek CHP’li bir yönetici herkese eşit mesafededir. Burasının muhafazakar kesime yönelik bir yatırım olması bir takım çevrelerin tepkisini çekmiş olabilir. Sonuç itibariyle baktığınızda Marmaris bir turizm destinasyonu ve bir destinasyonda pazar çeşitliliği farklı olursa o oranda o bölgenin turizm hacmi daha büyük olur. Bu da bir yerde bu yatırımda bir arz çeşididir. Dolayısıyla bölgeye de katkısı olacak bir yatırımdır. Ben bu görüşe sahibim" diyerek sürecin tamamlanmasını beklediğini hukuki haklarını saklı tuttuğunu kaydetti. "Mahkeme kararları haklılığımızı gösterdi" Ruhsatı ve inşaat çalışması 1986-87 yıllarına dayanan Sinpaş Kızılbük Resort Otel ve Devremülk inşaatı ile ilgili üst üste hem Muğla’daki yerel mahkemenin hem de İzmir Bölge İdare Mahkemesi’nin projenin hukuka uygun olduğu yönündeki kararlarının aslında kendi haklılığını ortaya koyduğunu belirten eski Başkan Mehmet Oktay, ‘Gayri yasal bir şeyim yok. Bunu mahkeme kararları da göstermiştir. Bizler göreve başladığımız günden beri yasalar neyi uygun görüyorsa o yönde hareket ettik. Benim için mahkemenin verdiği kararlar da sürpriz bir karar değil. Burada bana göre markanın da büyüklüğünden kaynaklı proje maniple edilmeye çalışılıyor. Bu kapsamda partim tarafından hakkımda başlatılan disiplin soruşturmasından olumsuz bir sonuç çıkmasını beklemiyorum" dedi.
Mersin Otizm Aile Danışma Merkezi 1,5 yılda 250 çocuğa ulaştı Mersin Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Otizm Aile Danışma Merkezi 1,5 yılda 250 çocuğa ulaştı. Otizmli çocuklara özel eğitim, duyu bütünleme ve psikolojik destek sunulan merkezde ailelere de rehberlik hizmeti sağlandığı ifade edildi. Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde yaklaşık 1,5 yıl önce kurulan Otizm Aile Danışma Merkezi, otizmli çocukların gelişimine katkı sağlarken, ailelere de rehberlik sunarak yaşam kalitelerini artırıyor. Otizm tanılı çocuklara yönelik ücretsiz hizmet sunan merkez, 0-72 ay arası çocuklara özel eğitim, duyu bütünleme ve psikolojik destek hizmetleri sağlıyor. Otizm Aile Danışma Merkezi’nden kurulduğu günden itibaren yaklaşık 250 çocuk, 5 bin seans özel eğitim, 2 bin seans duyu bütünleme, bin seans da psikolojik danışmanlık hizmeti aldı. "Otizmin tek tedavisi, erken ve yoğun özel eğitimdir" Otizm Aile Danışma Merkezi Sorumlusu Fizyoterapist Bilge Yıldırım, otizmin, yaşamın erken döneminde ortaya çıkan nörogelişimsel bir bozukluk olduğunu belirterek, her 36 çocuktan birinde görüldüğünü ifade etti. Yıldırım, "Otizmin tek tedavisi, erken ve yoğun özel eğitimdir. Bu yüzden Otizm Aile Danışma Merkezi’ni kurduk. Buradan 0-72 ay arasındaki çocuklarımız ücretsiz şekilde özel eğitim, duyu bütünleme ve psikolojik danışmanlık hizmeti alıyor. Sadece otizm spektrum bozukluğu tanısı olması, buradan hizmet almak için yeterli. Merkezimizde yaz dönemlerinde bahçe aktiviteleri ve geziler de düzenliyoruz. Burası, aslında yaşayan bir merkez. Çocuklarla birlikte aileler de tüm hizmetlerimizden faydalanıyor" dedi. Merkezi büyütmeye hedeflediklerini dile getiren Yıldırım, "Erken çocukluk döneminde yoğun ve düzgün özel eğitim alan çocukların yüzde 50’sinden fazlasında, otizm spektrum bozukluğunda azalma gözlenmektedir. Hatta çocuklar kendi yaşıtlarını yakalayabilmektedir. Bu yüzden erken tanı ve erken müdahale çok önemli" diye konuştu. "Çocukların kelime çıktıları çoğaldı" Çocuklarına yaklaşık 7 ay önce otizm tanısı konan ve 4 aydır Otizm Aile Danışma Merkezi’nde özel eğitim ve duyu bütünleme hizmetlerinden yararlanan Ayşe Kazan Üzgör de destekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Üzgör, "Özel çocuk olduğu için masrafları, eğitimleri gerçekten çok ağır oluyor. Eğitimleri farklı oluyor. Çok güzel bir destek. Öğretmenlerimizden ve eğitimlerden çok memnunuz. Çocukların kelime çıktıları çoğaldı. Çok memnunuz. İyi ki varlar, iyi ki bu merkezi açmışlar" diyerek düşüncelerini anlattı.